Darbe ile başaramadıklarını yarım bırakacaklarını düşünmek kendimizi kandırmak olur ancak.

ABD’nin Terörle mücadele!!! kapsamında teröristlere yolladığı 1000 tırın üzerindeki ağır silahtan sonra bu silahların ve teröristlerin bize döneceği konusunda kimsenin şüphesi yoktur sanırım.

Bir yandan bu silahları teröristlere yollarken bize de neler yapmış anlayalım:

-Birincisi pskolojik savaş –  zihin manipülasyonu ile “insanların gözünde”, dünya kamuoyunda yalnızlaştırma.

-İkincisi ise “ülke” bazında ekonomik ve siyasi yalnızlaştırma.

 

Pskolojik Savaş Boyutu:

1 – MİT Tırları olayı ile Türkiye’yi “teröre destek veren ülke” ilan ettiler.

(Silahlar önce El-Kaide’ye sonra DEAŞ’a gidiyordu şeklinde dünyaya servis edildi.)

2 – Türkiye “DEAŞ’tan petrol alarak teröristlere destek veriyor” yalanı piyasaya sürüldü!

3 – Hendek operasyonlarında “Türk askeri Doğu’da sivilleri/Kürtleri katlediyor” yalanı dünyaya servis edildi!

4 – Darbe sürecinde dünyaya “diktatör rejimin tasfiyesi için ordu darbe yapmak zorunda kaldı” yalanı servis edildi.

5 – Darbeden sonra dünyaya “kontrollü darbe”  bahane edilerek muhalif gazeteci-yazar-akademisyen-iş adamları hapislere atılıyor” yalanı servis edildi.

6 – Referendumda  “seçimlerin hileli olduğu ve ülkenin anti demokratik bir şekilde yönetildiği” dünyaya servis edildi.

7 – “Adalet yürüyüşü” ile ülkede “hukuk kurallarının ve yargının çalışmadığı” dünyaya servis edildi!

Yabancı filmlerde bile Erdoğan üzerinden Türkiye hedef alındı. Böylece insanların zihni “Türkiye terörist” ve “başına ne gelirse hak ediyor” algısıyla dolduruldu.

“ülke” bazında ekonomik ve siyasi yalnızlaştırma:

1 – İyi geçindiğimiz Barzani hiç zamanı değilken, bizi karşısına alarak Referanduma gitme kararı aldı. (Birileri söz vermeden Barzani tek başına buna cesaret edemezdi muhtemelen)

2- ABD, başta Rusya olmak üzere İran ile aramızı bozmak için bir sürü girişimde bulundu ama başarılı olamadı.

3- Yunanistan’ın işgal ettiği adalar üzerinden kışkırtıcı davranışlarda bulunması sağlandı daha sonra ABD’nin verdiği istihbaratla, uyuşturucu yüklü olduğu iddia edilen “gemimize ateş açılması” ile aramız bozulmaya çalışıldı.

4- Kıbrıs ve Akdeniz’de enerji kaynakları sorunu ile sıkıştırma.

5- Türkiye ile iyi ilişkileri olan Pakistan’da yargı darbesi!

6- Darbe gecesi, öncesi ve sonrası bize destek veren Katar’ı cezalandırma ve bize desteğinin kesilmeye çalışılması. Bu belki de ters tepti.(bunu zamanla daha iyi göreceğiz) Müslüman (görünümlü) ve bizi destekleyebilecek devletlerin birbirine düşürülmesi.

7- Kudüs’teki Mescid-i Aksa sorununun tırmandırılması.İsrail dışişlerinin Türkiye ve Erdoğan karşıtı açıklamaları.

8- Türkiye’ye etki alanlarındaki şirketler üzerinden ekonomik ambargo ve yaptırımların uygulanmaya çalışılması…

Görüldüğü gibi “bize destek verebilecek” ya da son dönemlerde çok sorun yaşamadığımız birçok ülke tek tek etrafımızdan uzaklaştırıldı ya da ilişkilerimiz sorunlulaştırıldı, ekonomik olarak zor duruma düşürülmemiz için çaba harcandı.

Son durum

Başta belirttiğim üzere;

Suriye sınırımızın ötesi, ABD’nin verdiği yüzlerce tır dolusu tank dahil silahlandırılmış, hepsi birbiriyle danışıklı dövüş yapan El-Kaide-DEAŞ-YPG-PKK vb. değişik çeşitte terör örgütleriyle doldurulmuş durumda.

Herkes artık bu silah ve örgütlerin bize çevrileceğinden emin gibi! Bu örgütlerin kendi aralarında anlaşıp ülkemize toplu saldırı yapması ve savaş senaryoları gündemde!

Darbe girişimi sonrası ABD dergisinde yayınlanan “El-Kaide ve DEAŞ gibi örgütler İncirlik’teki atom bombalarına sadece 100 km uzaklıkta” haberi bizi nasıl bir tehlikenin beklediğinin bir göstergesiydi.

Peki, Suriye’de patlamaya hazır bir bomba gibi bekletilen ve silahlandırılan bu örgütler, tıpkı darbe girişimindeki gibi aynı anda üzerimize saldırtılırsa; buna bir de olur da Yunanistan’ı eklemeyi başarırlarsa!

Böyle bir mücadele içine çekilen;

teröre destek veren, diktatörlükle yönetilen, adaletin olmadığı, seçimlerin adaletli yapılmadığı, Kürtlere soykırım yapan vs.” …

şeklinde dünyaya tanıttığınız!!! bir Türkiye’ye karşı, terör örgütlerinin ya da herhangi bir komşumuzun bu hamlesi karşısında o “mahvettiğimiz Türkiye imajımızın” ne işe yarayacağını umarım düşünmüşsünüzdür!

(Kendilerini kandırılmaz zannedenler ve karşı tarafı sürekli “kandırılmakla” suçlayanlar da kandırılıyor işte. Sonuç ortada.)

Amacım suçlamak da değil, hatadan döndürmek!

Bu ülke bütün teröristlere ve arkalarındaki güçlere yetecek güçte Allah’ın izniyle! Ama birlik olduğumuz sürece! Artık kendi ayağımıza sıkmaya gerek yok. Yeterince düşmanımız var zaten.

Etrafımızı kuşatanlar ve bizi dünyada yalnızlaştırmaya çalışanlar püskürtülmeye alışmış tarih boyunca. Ama ne onlar saldırmaktan vazgeçer, ne biz püskürtmekten, denize dökmekten vazgeçeceğiz. Yeter ki birlik olmasını bilelim…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir