Bahar alerjisi ile soğuk algınlığının karıştırılmaması uyarısı

Bahar alerjisi ile soğuk algınlığının karıştırılmaması uyarısı
Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Cansever, bahar alerjisinin gribal enfeksiyonla karıştırılmasının gereksiz tedavi masrafına ve yan etkilere yol açtığını söyledi.
Cansever, AA muhabirine, atmosferde ağaç, çayır, çimen, ot ve tahıllardan yansıyan çok çeşitli polenler bulunduğunu, bunların da alerjik bireylerde şeffaf burun akıntısı, tıkanıklığı, burunda ve gözlerde kaşıntı, kızarma, hapşırık gibi semptomlara sebep olduğunu belirtti.
Cansever, polenlerin martla başlayıp ekim ayına kadar yoğun şekilde bulunduğunu, bu aylarda hastaların şikayetlerinin arttığını, kış aylarında ise rahatladığını ifade etti.
Sıklıkla gribal enfeksiyonlarla bahar alerjisinin aileler tarafından karıştırıldığını belirten Cansever, şunları kaydetti:
“Çocuk grip oldu sanılıyor, enfeksiyonlara baÄŸlı gribal enfeksiyonmuÅŸ gibi tedavi ediliyor. Bunları ayırmanın yolu şöyledir, alerjik hastalarda ÅŸeffaf bir burun akıntısıyla birlikte polenlerin geldiÄŸi dönemde tetiklenen, uzun süren semptomlar vardır. Gribal semptomlarda ise ateÅŸ eÅŸlik eder, halsizlik, üşüme, titreme eÅŸlik edebilir. Gribal enfeksiyon bir hafta, 10 gün sürer ama alerjik burun iltihabı olan bir çocuk, polenlere maruz kaldığı sürece etkin bir tedavi almazsa sürekli bu ÅŸikayetler devam edecektir. SoÄŸuk algınlığıyla karıştırılırsa gereksiz tedavi maliyetlerine ve gereksiz tedavi yan etkenlerine yol açar. Ayrıca tedaviden sonuç alınamayacak hale gelinebilir.”
Cansever, bahar alerjisinin çocukların yaşam kalitesini ciddi manada etkileyebildiğini, oyun alışkanlıklarını, arkadaşlık ilişkilerini bozduğunu, ders başarılarını ve uyku kalitelerini düşürebildiğini dile getirdi.
Fotoğraf: Esma Küçükşahin/AA
Bahar alerjisi astıma dönüşebilir
Bahar alerjisinde tedavi etkinliÄŸi kontrol edilmezse astım için de risk oluÅŸturduÄŸuna dikkati çeken Doç. Dr. Cansever, “Semptomlarını durdurduÄŸunuz hasta da astım olabilir. Ancak bu hastalarda alerji bulgularının yanında aynı zamanda nefes darlığı, göğüste sıkışma, öksürük krizleri, sabaha karşı olan öksürükler, eforla hareketli öksürükler, grip olduÄŸu zaman 10 günden uzun süren öksürükler gibi ÅŸikayetlerin olması astım için çaÄŸrıştırıcıdır, o açıdan da uyanık olmak lazım.” ifadelerini kullandı.
Birincil iyileşme korunma ile mümkün
Her bölgenin kendine özgü bitki örtüsü bulunduğunu, alerji tedavilerinde de bunun dikkate alınması gerektiğini belirten Cansever, alerji hastalarına semptom giderici tedavinin yanında burun spreyi, göz damlası gibi ilaçlar verildiğini, hasta bunlara yanıt vermezse, yaşam kalitesi çok bozuluyorsa, okul, iş gücü kaybı oluyorsa aşı tedavisi uygulandığını aktardı.
Bu hastaların tedavisindeki en önemli yöntemin alerjenden korunma olduğunu vurgulayan Cansever, şöyle devam etti:
“İstediÄŸiniz kadar ilaç verin, çocuk aÄŸacın altında piknik yapıyorsa, o polene yoÄŸun bir ÅŸekilde maruz kalıyorsa ÅŸikayetleri kontrol altına girmeyecektir. Birincil yöntem korunma, polenlerden uzak durma. Gözlük, maskeyle o alanlara çıkabiliriz. Evimizi, polenlerin daha az yoÄŸun olduÄŸu akÅŸam saatlerinde, yaÄŸmurlu saatlerde havalandırmalıyız. Çocuklar dışarıdan geldiÄŸi zaman, aile bireyleri dışarıdan geldiÄŸi zaman kıyafetleri hemen hızlı bir ÅŸekilde çıkarıp saçımızı yıkamalıyız. Balların içinde ciddi manada polen ekstresi olabiliyor. Bal yedikleri zaman bu çocukların ÅŸikayetleri artıyor. Hatta aileleri bazen bize diyorlar ki ‘Hocam ÅŸikayetleri geçmiyor.’ MeÄŸer çocuÄŸa sabah akÅŸam öksürmesin diye bal veriyor, o da öksürüklerini daha da arttırıyor.”
“Atmosferde ne varsa ona duyarlı olursunuz”
Bölgesel iklim ve bitki örtüsünün alerjenlere olan etkisine deÄŸinen Cansever, sıcak iklimin hakim olduÄŸu GüneydoÄŸu Anadolu gibi bölgelerde küf mantarı ve ev tozu akarı daha az olurken Karadeniz’de ise nem ve rutubetten dolayı bu alerjenlerin pik yapabileceÄŸini ön görebildiklerini belirtti.
Mardin’de bu konuda bir çalışma yaptığını anlatan Cansever, “Åžehrin atmosferinde hangi polenler olduÄŸu ölçülmüştü daha önce. Ben de bu ölçümle klinikteki karşılaÅŸtığımız sonuçlar aynı mı diye araÅŸtırdım. O polenlerin solüsyonlarını aldım, alerji ÅŸikayeti olan çocuklara test yaptım. Havadaki neyse ciltteki de o çıktı. Atmosferde ne varsa ona duyarlı olursunuz, neye maruz kalırsanız ona alerjiniz geliÅŸir.” dedi.
Cansever, alerjik hastalıklarda tek bir nedenin söz konusu olmadığını, genetik altyapıdan doğum şekline, gebelikte geçirilen olaylardan mikro çevreye, kullanılan antibiyotiklere kadar pek çok etkenin bunu tetikleyebileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA