Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı’nın inşasına kimse set vuramayacaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Yüzyılı'nın inşasına kimse set vuramayacaktır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nın inşasına kimse set vuramayacaktır. Ancak ülkemizin bu kararlılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “108. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni”ne katıldı.
Konuşmasına, “Bu gurur gününüzde mezuniyet sevincinizi sizlerle paylaşmaktan bahtiyarlık duyuyorum” ifadeleriyle başlayan Erdoğan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve ekibine böyle bir buluşmaya vesile olduğu için teşekkür etti.
Erdoğan, 108. Dönem Kaymakamlık Kursu’nu başarıyla tamamlayan 12’si kadın 99 gencin kura töreninin gerçekleştirileceğini belirterek, yeni kaymakamlara görev yerlerinde ve tüm meslek hayatlarında muvaffakiyet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk başta olmak üzere görev başında şehit edilen tüm idarecileri rahmetle andı. Erdoğan, “Siz genç kaymakamlarımızın, şehitlerimizin emanetini, ona en küçük bir gölge düşürmeden şanla, şerefle taşıyacağınıza yürekten inanıyorum.” dedi.
Ataların,”Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır” sözünü hatırlatan Erdoğan, bugün bu sözün hikmetine bir kez daha şahit olunduğunu söyledi.
Erdoğan, “Toplam 39 ay süren adaylık maratonunu, alnınızın akıyla tamamlamanın haklı gururunu yaşıyorsunuz. Bu 39 aylık zaman zarfında mevzuat bilgisinden tecrübe paylaşımına, çalışma ziyaretlerinden inceleme gezilerine kadar her alanda kendinizi yetiştirdiniz. Yurt dışındaki 8 aylık eğitiminizle yabancı dil becerilerinizi geliştirirken deprem bölgesinde geçirdiğiniz 3 ay boyunca da afet yönetimini sahada bizzat müşahede ettiniz. Teftiş ve bakanlık merkez stajlarıyla mülki idare amirliğinin çeşitli yönlerini görme, anlama, takip etme fırsatı buldunuz.” ifadelerini kullandı.
Yabancı dil eğitimi dahil 3 yıldan fazla süren adaylık döneminin, devletin kaymakamlık mesleğine verdiği ehemmiyeti gösterdiğini ifade eden Erdoğan, ilçelerde cumhurbaşkanı adına görev yapan en yüksek devlet memurunun kaymakamlar olduğunu vurguladı.
Yoğun eğitimlerin kaymakamları bu önemli makama en donanımlı şekilde hazırladığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Tabii burada şu gerçeği unutmuyoruz. Pratikle takviye edilmiş olsa da kitabi bilginin katkısı bir yere kadardır. Her mesleğin asıl incelikleri, görev esnasındayken öğrenilir. Sizler de iyi, başarılı, ismiyle müsemma mülki idare amiri olmayı inşallah vatanımızın dört bir köşesinde vazife yaparken öğreneceksiniz. Birazdan kuralar çekilecek ve artık hayalini kurduğunuz, uğrunda büyük emekler verdiğiniz o mesuliyeti yüklenerek görev yerlerinize gideceksiniz. Başarılarınızla şimdiye kadar hep ailelerinizi gururlandırdınız. Bundan sonraki başarılarınızla ise devletimizin ve milletimizin yüz akı olacaksınız. Şu an karşımızda bulunan her bir arkadaşımın, yürütmenin başı Cumhurbaşkanı olarak şahsımı en iyi şekilde temsil edeceğinden asla şüphe duymuyorum.”
“Devletin tepesiyle kaymakam arasında hiçbir fark yoktur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı hususları hatırlatmakta fayda gördüğünü belirterek, adaylara şöyle seslendi:
“Sevgili genç kardeşlerim. Şunu lütfen hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Ünvanlarımız ayrı olsa da hepimiz aziz milletimizin birer hizmetkarıyız. Az önce Abdurrahim Karakoç’un, rahmetlinin bir dörtlüğünü Bakanım okudu. Bu ne biliyor musunuz? Bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya gidiyoruz. Bunu böyle bileceğiz. Yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla, devlet gücünün her bir unsurunun asli görevi budur. Bu noktada devletin tepesiyle kaymakam arasında hiçbir fark yoktur.
Her birimiz 85 milyonun tamamına hizmet etmekle mükellefiz. İnsanımıza hizmet götürmek, onların derdine derman olmak, şehirlerimizin kalkınmasına, gelişmesine katkıda bulunmak çok büyük bir misyondur. Mülki idare amirlerimiz, diğer kamu görevlilerimize kıyasla devletin tüm birimlerinin koordinasyonu vazifesini üstlenmek suretiyle yükü daha ağır bir sorumluluk taşımaktadır. Kaymakamlarımız, kişisel kabiliyetleri ve gayretleriyle gittikleri her yerde iz bırakmak, insanımızın hayatına tesir etme, görev yaptıkları şehirlere damga vurma imkanına sahiptir.”
“Öyle bir hizmet edin ki ayrıldığınız her ilçede isminiz yadigar olarak kalsın”
Devletin vatandaşa dönük adaletli, merhametli, güler yüzlü kaymakamlarının, sorumluluk alanlarının en ücra köşesine kadar uzanan şefkat ve yardım eli olmak mecburiyetinde olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kariyer olarak kendinize böyle bir mesleği seçtiğinize göre şu gerçeği de biliyorsunuz demektir. Kaymakamın mesaisi olmaz. Gecesi gündüz olmaz. Tatili, hafta sonu olmaz. Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam 5-6 civarında kapısını çekip çıkan kişiden de yönetici zaten hiç olmaz.
Mülki idare amirliği mesai saatleri arasında yapılacak, hükümet konağının duvarları arasına hapsedilebilecek bir meslek değildir. Bizi temsilen görev yaptığınız ilçelerimizde sizlerden günün 24 saati, haftanın 7 günü, yılın 365 günü çalışacak, koşacak, koşturacak bir tempo ve motivasyonla işinize sarılmanızı bekliyorum. Ben Cumhurbaşkanı olarak böyle çalışıyorum. Uykum 5 saat, bilemediniz 6 saat. Gece eve gidişlerim bazen 12 bazen 1, bazen 2, böyle çalışıyorum. Aksi takdirde bu iş, bu devlet yürümez.
Dolayısıyla ilçelerdeki cumhurbaşkanı olarak da sizlerden bunu bekliyorum, başka türlü ne milletle güçlü bir ilişki kurabilirsiniz ne de geride hayırla, şükranla, özlemle yad edilecek bir miras bırakabilirsiniz. Ataların dediği gibi ‘At ölür meydan kalır, yiğit ölür, şan kalır.’ Siz de öyle bir çalışın, öyle bir hizmet edin ki ayrıldığınız her ilçede isminiz yadigar olarak kalsın. Milletimiz arkanızdan ne desin? ‘Ya burada bir zamanlar bir kaymakam vardı. İlçenin çehresini değiştirdi. Allah ondan razı olsun’ desin. Bunu istemez misiniz? Bunu yapmanız lazım.”
“İnsanı yaşatmadan devleti yaşatamayız, insanı yüceltmeden devletimizin istikbalini garanti edemeyiz”
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “108. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni”nde yaptığı konuşmada, kaymakamlara seslenerek, “Adınız her kesimden insanımızın kalbinde ‘efsane kaymakam, efsane vali’ olarak kazınsın. Sizden öncekilerden devraldığınız emaneti daha da yüceltmenin, çıtayı çok daha yukarılara taşımanın gayretinde olun. Adı unutulan değil, halk tarafından sizden sonrakilere örnek gösterilen bir kaymakam olmaya gayret edin.” tavsiyelerinde bulundu.
Kaymakamlardan, ilçelerindeki ahalinin tümüyle iletişim içinde olmalarını, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri, esnaf, iş adamı ve tüccarıyla temasta kalmalarını isteyen Erdoğan, vatandaşlarla olan ilişkilerde, yetkilerden önce muhatabın haklarını, ona karşı görev ve yükümlülüklerini hatırlarında tutmalarını istedi.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Her zaman söylüyoruz, insanı yaşatmadan devleti yaşatamayız, insanı yüceltmeden devletimizin istikbalini garanti edemeyiz. Halktan, sorunlardan kopuk, çarşıdan, pazardan, sokaktan bihaber, hepsinden önemlisi hizmetle mükellef olduğu ilçesinin gerçeklerinin idrakinde olmayan bir yönetici profilini biz reddediyoruz.
Eski Türkiye’de olduğu gibi devlet ve millet arasında aşılmaz duvarlar ören vesayetçi anlayışı da kabul etmiyoruz. Devletimizin yönetim merkezi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi nasıl milletin evi ise hükümet konakları da ilçelerdeki milletin evidir. Sizlerden bulunduğunuz ilçelerde bu hassasiyetle çalışmanızı özellikle istiyorum. Görevinizi yerine getirirken mali, idari, hukuki veya bürokratik bazı zorluklarla karşılaşmanız gayet tabidir. Bunlar sizin gözünüzü korkutmamalı, sizi asla yıldırmamalıdır. Zorluklara aldırmayacak, tıpkı hedefe kilitlenmiş ok misali projelerinizi gerçekleştirmeye odaklanacaksınız. Bahane üretmek yerine sorunların üzerine cesaretle giderek, çözüm yolları geliştirerek, engelleri aşmaya çalışacaksınız.”
“Geçmişin acı hatıralarının izlerini silecek, geleceğimize olan umudumuzu tahkim edeceğiz”
Her genç kaymakamın, bunu başaracak yeteneğe, iradeye ve samimiyete sahip olduğuna inandığının altını çizen Erdoğan, 108. dönem kaymakamları olarak Türkiye’nin tarihi açısından anlamlı bir yıl dönümünde göreve başlayacaklarını anımsattı.
Erdoğan, bu sene 1000 yıllık vatan topraklarında kurulan son devlet Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Yeni bir başlangıcı temsil eden bu önemli tarihi, her açıdan manasına uygun şekilde kutluyoruz, kutlayacağız. Esasen bu yıl yaptığımız her etkinlikte 100. yıl coşkusunu ilmik ilmik ördük.” dedi.
Yıl sonuna kadar tertip edilecek farklı programlarla Cumhuriyet’in 100. yılında maziden atiye kurulan köprüyü daha da kuvvetlendireceklerini ifade eden Erdoğan, “Millet olarak birlik ve beraberliğimizi perçinleyecek, geçmişin acı hatıralarının izlerini silecek, geleceğimize olan umudumuzu tahkim edeceğiz. Böylece, bizleri Türkiye Yüzyılı’na daha hızlı ulaştıracak iklimi inşallah ülkemizde tesis etmiş olacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olan Türkiye Yüzyılı’nı sizlerin de gayretleriyle hayata geçirmekte kararlıyız. Türkiye Yüzyılı ile aynı zamanda istiklal ve istikbalimiz uğrunda can veren aziz şehitlerimize olan vefa borcumuzu da bir nebze olsun ödeyeceğiz. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasına kimse set vuramayacaktır ancak ülkemizin bu kararlılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor. Görüyorsunuz, sözde milletvekili ama terörist müsveddesi, benim kahraman askerime, Mehmetçiğime nasıl laflar atıyor, nasıl hakaretler ediyor herhalde televizyonlarda izlediniz. Bunlara gereken dersi devlet olarak da yargı olarak da bizim verme mükellefiyetimiz var.
Biz, ikinci sınıf demokrasiye ‘evet’ demiyoruz, birinci sınıf demokrasi. İkinci sınıf demokrasi hak ve özgürlüklere, ikinci sınıf ekonomiye mahkum ve mecbur edenler, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan ciddi manada rahatsızlık duyuyor. Yüzyıllardır mazlumların yer altı kaynaklarını sömürerek kendilerine refah düzeni kuranlar ve onların içerdeki temsilcileri küresel adaleti savunan bir Türkiye gerçeğine tahammül edemiyor. Turizmde, ticarette, yatırımlarda, diplomaside ve savunmada sürekli ölçek büyüten Türkiye’yi engellemek için beşinci kol faaliyetleri dahil her yol deneniyor. Hepsinden öte, düşünün, İHA’larımızı, SİHA’larımızı, Akıncı’larımızı niçin hazmediyor, bunlara tahammül edemiyorlar? Çünkü Gabar’ı, Cudi’yi, Tendürek’i inlerinde bu teröristleri vurdukları için tahammül edemiyorlar. İster etsinler ister etmesinler, biz adil bir devlet olarak görevimizin gereği neyse bunu sonuna kadar yaptık, yapıyoruz ve yapacağız.”
“Yalan ve manipülasyon görüntüler üzerinden fitne ateşi yakılmak isteniyor”
Sön dönemde özellikle sosyal medya mecralarından körüklenen, milleti karamsarlığa sürüklemeye yönelik çabaların bunun örneklerinden olduğunu belirten Erdoğan, “Çoğu yalan ve manipülasyon ürünü olan görüntüler üzerinden bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yurt dışındaki firari FETÖ’cüler ve PKK’lılar başta olmak üzere ülkemizin düşmanı olan çevrelerin başını çekip, alevlendirdiği bu fitne girişimlerine maalesef içerdeki kimi siyasiler de destek veriyor.” dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“FETÖ’cülerin ve PKK’lıların kukla gibi oynattığı bu şahıslar, bilerek veya bilmeyerek ülke ve millet düşmanlarının değirmenine su taşıyor. Yıllardır Avrupa’daki gurbetçilerimize reva görülen aşağılayıcı söylem ve tavırları ülkemize de sirayet ettirmeye çalışıyorlar. Sokakta, otobüste, okulda, üniversitede, çarşıda, pazarda hayatını sürdüren insanları tahkir ve tahrik eden hatta işi fiziki saldırıya kadar götüren bazı kendini bilmezlerin olduğunu görüyoruz. Oysa ne Türkiye böyle bir devlettir ne de milletimiz böyle bir millettir.
Bizim milletimiz, yüreği Anadolu coğrafyası kadar geniş bir millettir. Bu millet, bırakın kendi insanına veya misafirlerine hor gözle bakmayı, tüm dünyada hoşgörüsüyle, alicenaplığıyla, gönlünü açmasıyla maruf, necip bir millettir.”
“Milletimizin bekasına yönelik her bir tehdidin üzerine titizlikle gideceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk tarihinin hiçbir döneminde sömürgecilik lekesi, ırkçılık ve faşizm ayıbının olmadığını belirterek, milleti, köken, mezhep, meşrep, ideoloji ve benzeri ayrımlarla birbirine düşürme çabalarının da daima boşa çıktığını vurguladı.
“Bizim mazimizde sadece Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Irak’tan Suriye’ye kadar kimin başı dara düşmüşse, hiçbir ayrım yapmadan herkese kucak açma vardır. Bizim mazimizde sadece farklı olanı hoş görme, ihtiyacı olana el uzatma, Yunus’un deyimiyle ‘derdi olanın dinmeyen ahına kulak verme, gönüller yapma geleneği’ vardır.” ifadelerini kullanan Erdoğan, bu hasletlerin örselenmesine kesinlikle izin vermeyeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Terör örgütlerinin ve kimi siyasetçilerin kışkırtmalarından, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı zehrine kadar sosyal dokumuzu tahrip eden sinsi oyunların kök salmasına kesinlikle müsaade edemeyiz. Sosyal medyada örgütlenen üç beş şarlatanın milletimizi birbirine düşürerek ülkemizi yangın yerine çevirme çabalarını bunların başlarına çalacağız. Bu tür girişimlere, devletimizden önce şefkati, merhameti, vakarı ve hoşgörüsüyle bilinen aziz milletimizin rıza göstermeyeceğine inanıyorum. Biz de devlet olarak hukukun dışına çıkanlara karşı gereken her türlü tedbiri alarak bu fitne ateşini daha fazla büyütmeden söndüreceğiz. Tüm bunları söylerken, küresel akımların ve bunların yol açtığı sorunların ülkemize yansımalarını asla göz ardı etmiyoruz. Bu sorunların her biriyle mücadelemizi hukuk çerçevesinde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. İnsanımızın hak ve özgürlüklerine, milletimizin bekasına yönelik her tehdidin üzerine titizlikle gideceğiz.
Yabancı düşmanlığı gibi faşist lümpenliğin toplumda yayılmasına izin vermeyeceğimiz gibi hudutlarımızın güvenliğini ve ülke içindeki kontrolleri etkinleştirerek yasa dışı göçle ilgili sorunları da çözeceğiz. İnsani sebeplerle ülkemize kabul ettiğimiz sığınmacıların, gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde evlerine dönmeleri için yoğun çaba harcıyoruz. Katar’ın finans desteğiyle başlattığımız konut projelerimiz tamamlandıkça, şimdilik 600 bin civarında olan geri dönenlerin sayısı inanıyorum ki daha da artacaktır. Burada çizgimiz ve duruşumuz bellidir. Ne kaçak göçmene müsaade ederiz ne de fitne tacirlerine izin veririz. Nasıl tarih boyunca vicdani duruşumuzla insanlığa örnek olmuşsak, geri dönüşler konusunda da yine örnek bir tavır sergileyeceğiz. Sizlerden de görev bölgenizde hem bu tür hadiseler hem de insanlarımızı birbirine düşürmeye yönelik tuzaklara karşı uyanık olmanızı beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum.”
Notlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, 108. Dönem Kaymakamlık Kursu dönem birincisi, ikincisi ve üçüncüsüne sertifikalarını takdim etti.
Daha sonra kaymakamların görev yerlerinin belirlendiği kura çekildi.
Programda, 108. Dönem Kaymakamlık Kursu dönem birincisi Ahmed Tayyib Kahraman da konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz gençleri her zaman emaneti teslim edeceğimiz yol arkadaşlarımız olarak gördük
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz, gençlere asla arka bahçemiz olarak bakmadık. Tam tersine, biz gençleri her zaman emaneti teslim edeceğimiz yol arkadaşlarımız olarak gördük.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda düzenlenen Gençlik Buluşması Programı’nda konuştu.
Kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına ülkenin her köşesini temsil eden gençlerle bir arada olduklarını belirten Erdoğan, “Karşımdaki bu gençliği, maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşı olarak görüyorum.” ifadesini kullandı.
Burada Türkiye’nin her ilinde, her ilçesinde, her üniversitesinde temsilciliği olan bir gençlik hareketinden söz ettiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bir başka ifadeyle sizler, teşkilatlanma yaygınlığı ve üye sayısıyla sadece ülkemizin değil, dünyanın en güçlü gençlik teşkilatının mensuplarısınız. Rabb’ime bana sizler gibi yol arkadaşları, dava arkadaşları, mücadele arkadaşları verdiği için hamdediyorum. Sizin gençliğinizin enerjisi, üretkenliği ve coşkusu, siyasi hayatımızın her döneminde olduğu gibi bugün de bizim en büyük motivasyon kaynağımızdır.”
Bunun için Ankara ve İstanbul’un yanı sıra ziyaret ettikleri tüm illerde, hatta yurt dışı seyahatlerinde gençlerle bir araya gelmeye özel önem verdiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz, gençlere asla arka bahçemiz olarak bakmadık. Tam tersine, biz gençleri her zaman emaneti teslim edeceğimiz yol arkadaşlarımız olarak gördük. Biz kuşaklar arasındaki anlayış farklılıklarını tehdit olarak kabul etmedik, tam tersine zenginlik vesilesine dönüştürmeye çalıştık. Böylece, kültürümüze yabancı kavramlarla gençlerimizi kuşatmayı ve küresel bir bataklığın içine çekmeyi planlayanların oyunlarını bozduk. Nice farklı yer ve platformda gençlerimizle yüzlerce kez bir araya gelip saatlerce karşılıklı sohbet ettiğimiz, şiir ve şarkı söylediğimiz, dertleştiğimiz programların hiçbirinde kendimizi o ortama yabancı hissetmedik. Hatta 1-1,5 saat diye planlanan programlardan 3 saatte zor ayrılabildiğimizi hatırlıyorum. Bizi orada tutan mecburiyet değildi, gençlerimizle olan muhabbetimizin koyuluğu, içtenliği, hasbiliğiydi.”
“Hiçbir zaman böyle bir yaklaşım sergilemedik”
Milletin her bir ferdi gibi gençlere tepeden bakarak faşist dayatmalarıyla onları yönlendirebileceklerini sanan siyasetçilere, genel başkanlara, adaylara şahit olduklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz gençlerimize karşı hiçbir zaman böyle bir yaklaşım sergilemedik. Hiçbir zaman gençlerimize ‘tıpış tıpış gidip şunu yapacaksınız, böyle davranacaksınız’ demedik. İçinde debelendiği dipsiz karanlığa gençleri de çekmeye çalışan kifayetsiz muhterisler gibi de olmadık. Hayatın her alanında gençlerimize alan açmanın, destek olmanın, onların dinamizmini ve heyecanını ülkenin ve milletin hayrına yönlendirmenin gayreti içinde olduk. Bunun için eğitimi önceliklerimizin en başına aldık.”
Erdoğan, bunun için istihdamdan spora, teknolojiden girişimciliğe her alanda gençler için güçlü bir altyapı kurduklarını, AK Parti’nin tabelasını astıkları günden beri gençlik kollarında yetişen kadrolara, teşkilat yönetiminden milletvekilliğine ve belediye başkanlığına kadar siyasetteki tüm kariyer kapılarını sonuna kadar açtıklarını anlattı.
“Biz artık sizin zamanınızın misafiriyiz”
Parti genel merkezindeki ve Cumhurbaşkanlığındaki çalışma ekibinin çoğunun ya gençlik yıllarından beri kendileriyle birlikte olduğunu ya da son yıllarda genç yaşta aralarına katılanlardan oluştuğunu aktaran Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Partimizin gençlik kollarında yetişen evlatlarımızın, hayatın her alanında gösterdikleri başarılarla hep gurur duyduk. Yarın sizlerin arasından da siyasetteki, iş ve çalışma hayatındaki, akademideki, spordaki, sanattaki başarılarıyla gurur duyacağımız nice evlatlarımız çıkacak. Hep söylediğim gibi biz artık sizin zamanınızın misafirleriyiz. Vakti geldiğinde siyasette de yönetimde de ülkeye ve millete hizmet etme sorumluluğunu tümüyle sizlere bırakıp kendi köşemize çekilecek, torunlarımızı seveceğiz. Sizlerden istediğim, kendinizi, siyaset dahil, iş hayatı dahil, spor ve kültür dahil her alanda en iyi şekilde yetiştirerek, bu kutlu emaneti teslim alıp daha ileriye taşıyacak yetkinliğe erişmenizdir. Halihazırda üstlendiğiniz sorumluluklar, bunun için çok iyi birer fırsattır. Gerisi sizin sırat-ı müstakimden ayrılmadan çalışmanıza, azminize, gayretinize, mücadelenize bağlıdır.”
“Bu kirli senaryo yine sahnelenmeye çalışılıyor”
“Ülkemizin, vatanımızın, mensubu olduğumuz milletin kıymetini çok iyi bilmeliyiz.” diyen Erdoğan, bu değerlerle bağları kalmayan bir ferdin, tıpkı ağaçtan kopan bir yaprak gibi esen rüzgarın önünde savrulmaya ve nihayetinde yok olup gitmeye mahkum olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizi başka türlü alt edemeyeceğini görenlerin, uzunca bir süredir değerlerimize saldırması bu yüzdendir.” dedi.
Cumhuriyetin ilk asrını geride bırakmaya hazırlandıkları şu dönemde, bu kirli senaryonun yine sahnelenmeye çalışıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Açık konuşmak gerekirse Türkiye’nin son iki asrı, bu doğrultuda sürekli bir kavgayla kayıpla arayışla ve bedel ödemeyle geçmiştir. Çanakkale’den Milli Mücadele’ye kadar her cephede vatanını ve namusunu kurtarmak için canını dişine takarak mücadele eden milletimiz, bedellerin en büyüğünü ödemiştir. Bir yandan her biri ciğerimizden bir parça olan vatan topraklarının bir kısmının elimizden kayıp gitmesinin, diğer yandan işgal ve zulümden kaçan milyonların Anadolu’ya yığılmasının sancılarını yaşadık. Tabii, bugün olduğu gibi o devrin mandacıları da boş durmuyordu. Kendi aralarında ülkeyi emperyalist güçlerden hangisine peşkeş çekeceklerinin kavgasını yapan mandacılara rağmen Milli Mücadele zafere ulaşmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca da Milli Mücadele’mizi, farklı görünüm ve söylemlerle milletimizin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne, istiklalimizin sembolü bayrağımıza, şehadetleri dinin temeli ezanımıza saldıran alçaklara karşı hep sürdürdük ve sürdüreceğiz. Terör örgütü mensuplarından aydın, akademisyen, gazeteci, siyasetçi, sivil toplum kuruluşu üyesi kisvesine bürünmüş nice beşinci kol elemanlarının tuzaklarıyla boğuştuk.”
“Ekonomi ve sosyal yapımızı tahrip üzerinden yürütülen kampanyaları akamete uğratacağız”
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda düzenlenen Gençlik Buluşması Programı’nda yaptığı konuşmada, sadece AK Parti’nin iktidarda olduğu son 21 yılda yaşananların bile başlı başına bir Milli Mücadele örneği olduğunu ifade etti.
Mehmet Akif Ersoy’un, Milli Mücadele’nin henüz yeni yeni filizlenmeye başladığı bir dönemde yazdığı mısraların, milletin ve devletin üzerinde iki asırdır oynanan bir oyunu ifşa ettiğini belirten Erdoğan, şairin şiirinden mısralar okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de bu sese kulak vermek suretiyle Allah’a dayanarak, saye sarılarak, hikmete ram olarak, milletimizle birlikte şanlı bir mücadele verdik. Vesayetin sinsi oyunlarından PKK, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin kanlı saldırılarına kadar sayısız oyunu bozduk. Son yıllarda ekonomi ve sosyal yapımızı tahrip üzerinden yürütülen kampanyaları da inşallah aynı şekilde akamete uğratacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Tüm bu mücadele boyunca milletin kendilerini hiç yalnız bırakmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Yeri geldiğinde meydanlarda verdiği destekle, yeri geldiğinde sandığa yansıttığı iradesiyle, yeri geldiğinde 15 Temmuz’da olduğu gibi gövdesiyle bizim yanımızda yer aldı, bizimle birlikte yol yürüdü, hatta bize siper oldu. Yarın sizler de aynı yola girdiğinizde, sadece Allah’a dayanacağınızı, sadece millete güveneceğinizi asla unutmayın. Her ne kadar birileri milletimizin umudunu, şevkini, azmini kırmaya çalışmak için gece gündüz yalan, iftira, çarpıtma çarkını çevirmeyi sürdürüyor olsa da bu asla sizi yeise sürüklemesin.”
“Türkiye’yi yaşanmaz bulanlar, Türkiye’yi yaşanmaz kılanlardır”
Cemil Meriç’in, her fırsatta ülkelerine ve onun üzerinde yaşayan insanlara dudak bükerek kendilerini ayrı bir sınıf olarak görenleri tarif ettiği “Türkiye’yi yaşanmaz bulanlar, Türkiye’yi yaşanmaz kılanlardır” sözlerini hatırlatan Erdoğan, “Milletimizi karamsarlık bataklığına sürükleyerek bu ülkeye bühtan edenler, bizatihi bu tablonun müsebbipleridir.” ifadesini kullandı.
Bugüne kadar Türkiye üzerinde oynanan nice oyunları bozdukları gibi, bu oyunu da bozacaklarını vurgulayan Erdoğan, “Milletimizin her bir ferdinin, bilhassa da siz gençlerimizin dirayeti ve kararlılığıyla Türkiye’yi yaşanmaz hale getirmeye niyetlenenlerin foyalarını ortaya dökeceğiz.” diye konuştu.
“İnancımız, ezanımız, bin yıllık vatanımız ve onun üzerinde kurduğumuz son devletimiz Cumhuriyetimiz başta olmak üzere, sahip olduğumuz tüm değerlere sıkı sıkıya sahip çıkacağız” sözlerini sarf eden Erdoğan, her zamanki gibi bu konuda da en büyük güçlerinin milletten aldıkları destek olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bugüne kadar girdiğimiz her seçimde açık ara birinci olmasaydık, inanın bizi bir kaşık suda boğmak için sabırsızlananlar çoktu. Güçleri yeter miydi, ayrı mesele. Ama suratlarından dökülen ve gizlemeye dahi gerek duymadıkları kin ve nefret izleri, niyetlerini ele veriyordu. Son seçim öncesinde, sosyal medyasından sokağına, mandacı zihniyetin aynı heveslerine bir kez daha şahit olduk. Hamdolsun başaramadılar. Gerçi, yüzde 52’lik tartışmasız zaferi bile gölgelemeye çalışmaktan geri durmuyorlar. Her fırsatta bize ve Cumhur İttifakı’na saldırarak, kendi içlerindeki büyük kavgayı gizlemeye çalışıyorlar. Utanmadan, sıkılmadan, yüzde 52’lik oranı bile, ‘Yüzde 52 ile kazanmak, kazanmak değildir…’ Bunu söyleyecek kadar da bunlar arsız. Bu çapsızların sadece varlıklarının değil, sözlerinin de bir hükmü kalmadığı için, biz kendi işimize bakıyoruz. Bakın bugün burada, bu salonda biriz, beraberiz, altılı masanın veya onaltılı masanın altından tekme oyunları yapmıyoruz. Tam aksine, biriz, beraberiz, iriyiz, kardeşiz, Türkiye’yiz ve geleceğe yürüyoruz ve biz Cumhur İttifakı’yız.”
“Gençlerimizin çoğunluğunun kararı belli”
Şimdi önlerinde yeni bir seçim, yeni bir imtihan ve yeni bir mücadelenin bulunduğunu belirten Erdoğan, “Kimin ne söylediğine aldırmayın.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de her kesim gibi, gençlerin de ezici çoğunlukla bir numaralı partisi olduklarını vurguladı.
Sadece kendilerine oy veren değil, tercihini diğer partilerden yana kullanan gençlere de iradelerine sahip çıktıkları ve ülkelerinin geleceği için harekete geçtikleri için teşekkür eden Erdoğan, “Şayet gençlerin, bilhassa da ilk defa oy kullanan milyonlarca evladımızın teveccühü olmasaydı, Cumhur İttifakı ve şahsımız olarak mayıs seçimlerinde o muhteşem zaferi kazanabilir miydik? Demek ki gençlerimizin çoğunluğunun kararı belli.” görüşünü paylaştı.
Gençlerin bu muhabbetini karşılıksız bırakmadıklarına, bunun en somut ifadesinin de Meclis’teki 30 yaş altı 5 milletvekilinden 4’ünün AK Parti sıralarında oturması olduğuna dikkati çeken Erdoğan, böylece gençleri, siyasetin “nesnesi değil öznesi yapma” sözünü yerine getirdiklerini söyledi.
31 Mart 2024 seçimlerinde de aynı doğrultuda hareket etmeyi sürdüreceklerini bildiren Erdoğan, gençlerden şimdiden mahalli seçimler için hazırlanmaya başlamalarını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Akranlarınızdan başlayarak milletimizin her bir ferdine ulaşmalı, bugüne kadar yaptıklarımızı, Türkiye Yüzyılı programımızı ve AK Parti’nin gerçek belediyecilik vizyonunu anlatmalısınız. Bunu gerçekleştirdiğimizde büyükşehirleri, illeri, ilçeleri ve beldeleriyle ülkemizin tamamını hizmet ve eser belediyeciliğiyle buluşturacağımızdan en küçük bir şüphe duymuyorum.”
“100 bin gencimizle, yüzyılın buluşmasını gerçekleştirmek istiyoruz”
İstikbalin teminatı gençlerle bir araya gelmeyi sürdüreceklerini kaydeden Erdoğan, “Yüzüncü yılı kutladığımız bu sene, 100 bin gencimizle, inşallah, yüzyılın buluşmasını gerçekleştirmek istiyoruz. Buradaki kardeşlerimin her birinden, şimdiden bunun hazırlıklarını yapmalarını bekliyorum.” ifadesini kullandı.
Programın sonunda, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan, İzmir Bergama’dan getirilen parşömen kağıdın üzerinde Erdoğan’ın gençlik yıllarına ait resmini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim etti.
Erdoğan da imzalı fotoğrafını, gençleri temsilen Antalya Finike Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Süleyman Süren ile Elazığ Sivrice Gençlik Kolları Başkanı Mesut Susam’a hediye etti.
Kaynak: AA