6 Åžubat depremlerinin ardından görülen aşırı yağışların nedeni “atmosferik nehir”

6 Şubat depremlerinin ardından görülen aşırı yağışların nedeni atmosferik nehir
Türk bilim insanları tarafından yapılan araÅŸtırmada, 6 Åžubat 2023’te meydana gelen KahramanmaraÅŸ merkezli depremlerin ardından Åžanlıurfa ve Adıyaman’da görülen aşırı yağışların, Kızıldeniz’den gelen atmosferik nehirden kaynaklandığı tespit edildi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tolga Görüm ve ekibi, 14-15 Mart 2023’te Åžanlıurfa’nın merkez ilçeleriyle Adıyaman’ın Tut ve Çelikhan ilçelerinde 21 kiÅŸinin yaÅŸamını yitirdiÄŸi, 4 kiÅŸinin kaybolduÄŸu aşırı yağışların nedeninin tespiti için çalışma baÅŸlattı.
Bilim insanları, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı bölgelerde görülen aşırı yağışların etkilediği alanlarda incelemeler yaptı.
Aşırı yağışların Kızıldeniz üzerinden beslenen “atmosferik nehir” kaynaklı olduÄŸu, bunlar sonucu bölgede depremin tetiklediÄŸi heyelanlar ve diÄŸer kütle hareketlerinde artış yaÅŸandığı belirlendi.
Elde edilen veriler ve araÅŸtırma sonuçları, “Nature Communications Earth & Environment” dergisinde yayımlandı.
Prof. Dr. Görüm AA muhabirine, 6 Şubat depremlerinden sonra bölgedeki heyelanları incelediklerini, bu çalışmalar sırasında o yıl mart ayındaki aşırı yağışların bölgeyi nasıl etkilediğinin gözlemlediklerini söyledi.
Åžanlıurfa’nın merkez ilçeleriyle Adıyaman’ın Tut ve Çelikhan ilçelerini etkileyen yağışların son 21 yılın en ÅŸiddetlileri olduÄŸunu aktaran Görüm, bu sırada yaklaşık 20 saatte 183 milimetre yağış düştüğünü, bunun depremin etkisiyle zayıflayan yamaçlarda heyelanları tetiklediÄŸini, toprak kaymalarının akışkan moloz hareketlerine dönüştüğünü kaydetti.
Prof. Dr. Görüm, çamur akıntıları ve taÅŸkınlar nedeniyle 21 vatandaşın hayatını kaybettiÄŸini 4 kiÅŸinin ise kaybolduÄŸunu anlatarak, “Çalışmanın sonucunda olayın aslında bir atmosferik nehir olduÄŸunu ortaya koyduk. Kızıldeniz’den, yani 5-6 bin kilometre öteden bu yağışların taşındığını belirledik. Son dönemde iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkisiyle 10-15 yıllık süreçte atmosferik nehir vakalarının ÅŸiddetlerini arttırdığını ortaya koyduk.” dedi.
“Ani kar erimeleri de doÄŸal afetleri tetikleyebiliyor”
Prof. Dr. Görüm, atmosferik nehirlerin tropikal bölgelerde yoğun su buharı içeren hava akımları olduğunu, bunların binlerce kilometre boyunca nem taşıyıp, ani ve şiddetli yağışlara sebep olabileceğini dile getirdi.
Atmosferik nehirlerin nadir görüldüğünü dile getiren Görüm, bu durumun afet bölgelerinde önemli bir risk faktörü olabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Görüm, atmosferik nehirlerin sadece yağış taşımadığına, aynı zamanda enerji ve ısı transferinde de önemli rol oynadığına dikkati çekerek, “Bu tür hava akımları, su buharıyla birlikte sıcak hava kütlelerini de taşıyarak ani kar erimelerine yol açabiliyor. Ani kar erimeleri de heyelanlar ve taÅŸkınlar gibi doÄŸal afetleri tetikleyebiliyor.” diye konuÅŸtu.
Deprem sonrası bölgenin zaten büyük bir yıkım yaşadığını, aşırı yağışların etkisinin daha da yıkıcı olduğunu vurgulayan Görüm, şöyle devam etti:
“Deprem nedeniyle sarsılan yamaçları oluÅŸturan zemin ve ana kayaların örselenmesi sonucu bazı bölgeler heyelan tehlikesi altında kalmıştı. Ardından gelen aşırı yağışlar, bu duyarlı alanları daha da kötüleÅŸtirerek, çok daha büyük toprak kaymalarına neden oldu. Bu tür olayların zaman ve mekan açısından anlaşılması kritik önem taşıyor. Adıyaman’ın Tut ilçesindeki bazı vatandaÅŸlar, depremde evleri ağır hasar gördüğü için daha güvenli olacağını düşündükleri kırsal bölgelerdeki tek katlı baÄŸ evlerine taşındı. Ancak burada da baÅŸka bir afete, ani sel ve heyelanlara yakalandılar.”
“CoÄŸrafi iÅŸaretli ürünlerin yetiÅŸtirildiÄŸi tarım arazileri olumsuz etkilendi”
Atmosferik nehirlerin ve aşırı yağışların bölgedeki ekonomik etkilerine de değinen Görüm, heyelanlarla birlikte büyük miktarda molozun taşınmasının ciddi Sediman problemlerine yol açtığını anlattı.
Prof. Dr. Görüm, bölgede büyük miktarda toprak ve kaya kütlesinin yer deÄŸiÅŸtirdiÄŸinin altını çizerek, “Bu durum barajların ömrünü kısaltabilir ve tarımsal alanlara zarar verebilir. Özellikle ‘Antep fıstığı’ ve badem gibi coÄŸrafi iÅŸaretli ürünlerin yetiÅŸtirildiÄŸi tarım arazileri olumsuz etkilendi.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA