AK Parti Sözcüsü Çelik: Adalet reformu birçok nefret eyleminin önlenmesine dönük güçlü bir mekanizma olacak

AK Parti Sözcüsü Çelik Adalet reformu birçok nefret eyleminin önlenmesine dönük güçlü bir mekanizma olacak

AK Parti Sözcüsü Çelik Adalet reformu birçok nefret eyleminin önlenmesine dönük güçlü bir mekanizma olacak

AK Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik, “Adalet reformu karara baÄŸlandığı takdirde, hayata geçtiÄŸinde birçok yaranın iyileÅŸmesine, birçok nefret eyleminin önlenmesine dönük güçlü bir mekanizma olacaktır.” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

Mart ayının pek çok açıdan önemli anlamlar ve semboller ifade ettiÄŸini dile getiren Çelik, seçimlerden galip çıkan partinin genel baÅŸkanı olmasına raÄŸmen Türkiye’deki vesayet anlayışının, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın baÅŸbakanlığının önünü kestiÄŸini, bu engelin de 9 Mart’ta yapılan Siirt’teki seçimin ardından kalktığını anımsattı.

9 Mart’ın, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın milletvekili seçilmesi, ardından da 14 Mart’ta BaÅŸbakanlık makamına gelmesinin yıl dönümü olduÄŸunu söyleyen Çelik, bu günün; Türkiye’nin bu tip sahte, suni birtakım yanlışlarla demokrasisini sakatlayan bütün vesayet dinamiklerinden kurtulmaya baÅŸladığının yıl dönümü olduÄŸunu vurguladı.

Diyarbakır Anneleri’nin 917 gündür evlat nöbetini sürdürdüğünü dile getiren Çelik, “Diyarbakır Annelerimizden ilham alan anneler Van, MuÅŸ, Hakkari, Şırnak, Ä°zmir’de evlat nöbetlerini sürdürüyorlar. Åžimdiye kadar 35 ailemiz evladına kavuÅŸtu. Biz bu haklı mücadeleyi desteklemeye, duyurmaya, her bakımdan yanlarında olduÄŸumuzu ifade etmeye devam ediyoruz.” dedi.

Her konuya bir paragraf ayıran uluslararası insan hakları örgütlerinin Diyarbakır Anneleri konusunda sessiz kalmasını da eleÅŸtiren Çelik, Diyarbakır Anneleri’nin ortaya koyduÄŸu direniÅŸin, eylemin; aslında Türkiye’nin içindeki bütün siyasi partilerin destek vermesi gereken bir eylemken bu konuda da seçici davrananların olduÄŸunu söyledi.

“Adalet reformu tartışıldı”

MYK Toplantısı’nın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün arifesinde gerçekleÅŸtiÄŸini dile getiren Çelik, toplantıda ağırlıklı olarak adalet reformunun tartışıldığını bildirdi.

Kadına şiddetin önlenmesine dönük yapılacakların da reform içerisinde yer aldığını aktaran Çelik, şöyle devam etti:

“Daha önce de bu kürsüden bütün bileÅŸenlerimize, bu konuyla uÄŸraÅŸan herkese, ‘Görüşlerinize açığız, bütün bu sıkıntıları gidermeye, önerileriniz varsa bunları deÄŸerlendirmeye açığız’ diye ifade etmiÅŸtik. Nitekim bunun genel çerçevesini Sayın CumhurbaÅŸkanımız KADEM’in 4. OlaÄŸan Genel Kurulu programında yaptığı konuÅŸmada net bir ÅŸekilde ortaya koyuyor. Sayın CumhurbaÅŸkanımız, kadına karşı iÅŸlenen suçlarda cezaların artırılacağını ifade etti. Faillerin, somut piÅŸmanlık emaresi içermeyen hiçbir davranışı, indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Yani birisi çıkıyor, en büyük ceza gerektiren suçlardan birini iÅŸliyor, mahkeme sürecinde uysal davrandı ya da ‘piÅŸmanım’ dedi ya da kravat taktı diye indirimden faydalanıyor. Böyle bir indirim modeli, eÄŸer somut bir emare yoksa, hiçbir ÅŸekilde bundan sonra makul bulunmayacaktır.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın, taciz eylemleriyle kasten öldürme, yaralama, iÅŸkence, eziyet gibi suçlar, kadına karşı iÅŸlenmiÅŸse cezalarının daha da artırılacağını açıkladığını aktaran Çelik, bütün bunların MYK’de kapsamlı bir ÅŸekilde, adalet reformunun parçası olarak ele alındığını belirtti.

Çelik, “Adalet reformu karara baÄŸlandığı takdirde, hayata geçtiÄŸinde birçok yaranın iyileÅŸmesine, birçok nefret eyleminin önlenmesine dönük güçlü bir mekanizma olacaktır.” diye konuÅŸtu.

“1915 Çanakkale Köprüsü için geri sayım baÅŸladı”

AK Parti’nin eser siyasetine güçlü bir ÅŸekilde devam ettiÄŸini belirten Çelik, ÅŸunları söyledi:

“Önümüzde önemli bir gündem maddesi var. 18 Mart Åžehitleri Anma Günü’nde ve Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl döneminde hizmete girecek dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüsü olan 1915 Çanakkale Köprüsü için geri sayım baÅŸladı. Ä°nÅŸallah 18 Mart günü, bütün vatandaÅŸlarımızı, CumhurbaÅŸkanımızın teÅŸrifleriyle açılacak bu köprüde hep beraber o tarihi güne ÅŸahitlik etmek üzere bekliyoruz.”

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaÅŸa iliÅŸkin MYK’de kapsamlı bir deÄŸerlendirme yapıldığını belirten Çelik, CumhurbaÅŸkanı ve AK Parti Genel BaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın bu meselede diplomasi yolunun açılması ve güçlendirilmesi, barışçıl yol ve yöntemlerin hayata geçirilmesi konusunda muhataplarıyla yaptığı görüşmeleri aktardığını bildirdi.

Parti olarak, ÅŸu anda yürürlüğe giren ateÅŸkesin kalıcı bir barışa dönüşmesini arzuladıklarını söyleyen Çelik, tarafların kabul etmesi halinde Türkiye’nin gerekli diplomatik zemini oluÅŸturmaya hazır olduÄŸunu dile getirdi.

YaÅŸanan geliÅŸmelerin; “mevcut düzenin dikiÅŸlerinin söküldüğünü”, daha kapsamlı ve kapsayıcı bir düzen arayışının oluÅŸturulması ihtiyacını ortaya çıkardığını ifade eden Çelik, insani deÄŸerlere dayanan, uluslararası hukuk ilkelerini öne çıkaran ve herhangi bir devleti dışlamayan kapsayıcılığın ortaya koyulamaması halinde kuralsızlığın hakim olacağını söyledi.

SavaÅŸta kimin kazanıp kimin kaybettiÄŸiyle ilgili çok sayıda analiz yapıldığına iÅŸaret eden Çelik, savaÅŸta insanların ölümünü durdurmak için giriÅŸimlerde bulunulması gerektiÄŸini, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın da iÅŸgale ve darbelere karşı olma ve taraf iki ülkeden de vazgeçilmemesi yönündeki yaklaşım üzerinden kurulan diplomatik hattın kıymetini koruduÄŸunu anlattı.

“Türkiye denklemden çıkarıldığında NATO güvenliÄŸi aksak bir hale geliyor”

Avrupa BirliÄŸinin (AB) yeterince diplomasi üretemediÄŸini, Türkiye’yi dışlayan bir AB’nin, Avrupa deÄŸerlerini hiçbir zaman koruyamayacağını dile getiren Çelik, Fransa CumhurbaÅŸkanı Emmanuel Macron’un NATO ile ilgili açıklamalarını hatırlattı.

Çelik, şunları kaydetti:

“Bu bir kere daha eldeki deÄŸerlerin ve kazanımların bir kriz ortamı yokken ne kadar sorumsuzca harcandığını, ancak bir kriz ortamı çıktığı zaman bunun kıymetinin bilindiÄŸini gösteren bir tablo ortaya koyuyor. O yüzden CumhurbaÅŸkanı’mızın ‘Türkiye’ye karşı mükellefiyetlerini siz sadece bir kriz durumunda mı yerine getireceksiniz?’ ÅŸeklindeki ifadesinin herkes tarafından bundan sonrasında dikkate alınması gerekir. En trajik olanı da ÅŸudur: Türkiye’nin kapasitesini Türkiye’nin duruÅŸunu öven NATO müttefiklerimiz halen Türkiye’ye belli savunma ihtiyaçları konusunda ambargo uygulamaya devam ediyorlar. Bunun ne kadar mantıksızca, ne kadar sorumsuzca bir davranış olduÄŸu ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin kendi milli egemenliÄŸi için, kendi milli güvenliÄŸi için aslında ortaya koyduÄŸu güvenlik konseptinin Avrupa’nın da güvenliÄŸini saÄŸladığı, NATO’nun güvenliÄŸi için de vazgeçilmez olduÄŸu bir kere daha net bir ÅŸekilde görülmüştür. Türkiye’yi denklemden çıkardığınız zaman NATO güvenliÄŸi aksak bir güvenlik haline geliyor, büyük bir boÅŸluk oluÅŸuyor. Avrupa BirliÄŸi açısından da herhangi bir ÅŸekilde Avrupa deÄŸerlerinin korunması ile ilgili olarak ortaya konulan performansın ne kadar cılız olduÄŸu bir kere daha görülüyor.”

Rusya’ya yaptırım amacıyla Avrupa’nın çeÅŸitli yerlerinde alınan kültürel yasakların son derece yanlış olduÄŸunu ifade eden Çelik, “Rusya’nın Ukrayna’yı iÅŸgaline karşı çıkmak baÅŸka bir ÅŸeydir; bu ÅŸekilde kültür düşmanlığı, Rus halkına karşı, Rus kültürüne karşı bir nefret söylemi üretmek baÅŸka bir ÅŸeydir. Bu yanlıştır. Dolayısıyla herkesin iÅŸgalin nasıl sona ereceÄŸi, bir barış anlaÅŸmasının nasıl imzalanacağı üzerinden kendi diplomasisini yürütmesi gerekir. Bunu bahane ederek baÅŸka hesapların görülmesi gibisinden bir yaklaşım içerisine, ilkesiz tavırlar içerisine girilmemesi gerekiyor.” diye konuÅŸtu.

“Türkiye’nin ifade ettiÄŸi prensipler üzerinden barış masasının kurulması gerekir”

Kırım’ın iÅŸgali NATO ve AB üyesi ülkeler tarafından görmezden gelindiÄŸi için bugün bu tablonun ortaya çıktığını kaydeden Çelik, şöyle devam etti:

“Åžimdi bu gelinen noktada Türkiye’nin ifade ettiÄŸi, CumhurbaÅŸkanı’mız tarafından ortaya koyulan prensipler üzerinden barış masasının kurulması gerekir. Birincisi burada tabii herhangi bir ülkenin toprak bütünlüğünün ve siyasi egemenliÄŸinin yok edilmesi gibi bir tavır asla kabul edilemez, bunu reddediyoruz. Buna ilkesel olarak karşı çıkıyoruz ama aynı zamanda da tek taraflı bir bakış açısı üreterek barış elde edilmeyecektir. Burada realist olmak gerekir, gerçekçi davranmak gerekir. Rusya’nın güvenlik kaygılarının da giderilmesi gerekir. Rusya’nın sınırları konusunda herhangi bir kaygının üretilmemesi, bu konuda hassasiyet üretilmesi gerekir. Tabii ki burada Rusya’nın güvenlik kaygıları giderilsin derken, burada Rusya’nın söylediÄŸi gibi iÅŸte ‘Kırım’ın, Donetsk ve Luhanks’ın iÅŸgali tanınsın. Ukrayna ÅŸu ÅŸartlara razı olsun’ gibisinden Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve siyasi egemenliÄŸini yok edecek bir takım yaklaşımlara onay veriyoruz, bunları meÅŸru buluyoruz deÄŸil. Burada masanın bir tarafında Rusya’nın güvenlik kaygılarını giderecek, bir yandan iÅŸgale son verecek, Ukrayna’nın siyasi bütünlüğünü ve toprak bütünlüğünü ve siyasi egemenliÄŸini, onun da güvenliÄŸini garanti altında hissetmesini saÄŸlayacak bir yol bulunması mümkündür. Türk diplomasisi bu tecrübe ve birikime sahiptir.”

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaÅŸa deÄŸinirken “Türkiye’nin Montrö’yü uygulama konusundaki ilkesel tavrı, dünyanın her tarafından destek ve takdir görmektedir.” diyen Çelik, herhangi bir ÅŸekilde savaşı tırmandıracak bir yaklaşım içine girilmemesinin son derece kıymetli bulunduÄŸunu söyledi.

Prensip olarak her zaman Türkiye’nin, BirleÅŸmiÅŸ Milletler yaptırımlarına katıldığını, onun dışındaki yaptırımlara mesafeli durduÄŸunu ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

“Rusya ile konuÅŸabiliyor olmamız, Rusya ile burada bir güven iliÅŸkisi tesis edebilecek imkanlara sahip olmamız, iÅŸgalin sona ermesi açısından da kıymetlidir. Aynı zamanda da güçlü bir NATO ülkesi olarak her türlü iÅŸgale, her türlü darbeye, ülkelerin siyasi ve toprak bütünlüğünün yok edilmesine yönelik her tavra karşı olma konusundaki kararlı ve ilkeli yaklaşımımız da, bütün bu süreç içerisinde, son derece, herkes tarafından, bir diplomasi yolunun ortaya çıkması bakımından da kıymetli bulunmaktadır.”

Çelik, Türk vatandaÅŸlarının tahliyesi konusunda büyük oranda irade gösterildiÄŸini belirterek, Türkiye’nin Ukrayna’ya insani yardım konusundaki yaklaşımının, bir kere daha, “kriz zamanlarında güvenilir ülke Türkiye” resminin verilmesi bakımından kıymetli olduÄŸunu vurguladı.

“Ä°srail CumhurbaÅŸkanı’nın seyahati, kritik bir sürece iÅŸaret ediyor”

Çelik, Ä°srail CumhurbaÅŸkanı Isaac Herzog’un bu hafta Türkiye ziyaretinde CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan ile görüşmesine iliÅŸkin soruya, “Sayın Ä°srail CumhurbaÅŸkanı’nın bu seyahati, bölgedeki geliÅŸmeler, Akdeniz’deki geliÅŸmeler, en son ortaya çıkan Ukrayna’daki geliÅŸmelerle kritik bir sürece iÅŸaret ediyor.” yanıtını verdi.

Ä°srail BaÅŸbakanı Naftali Bennett’in Moskova’dan Almanya’ya geçeceÄŸini, onların da bu konuda diplomasi yürüttüğünü dile getiren Çelik, Herzog ve ErdoÄŸan görüşmesinde bu meselenin de ayrıntılı ÅŸekilde konuÅŸulacağını ifade etti.

Büyükelçilik meselesi, ikili ilişkilerdeki diğer adımlar gibi konuların ziyaretten sonra görüşüleceğini aktaran Çelik, şöyle konuştu:

“Aslında bu Ukrayna krizi çıkmadan evvel dünyadaki siyasi krizin ağırlık noktası Akdeniz’di. Dolayısıyla Ä°srail’de, Akdeniz’de ortaya çıkan sorunların çözümü, Türkiye Ä°srail arasında Akdeniz’de yapılabilecek iÅŸ birlikleri konusunda da kapsamlı dosyamız var. Tabii ki bölgede çeÅŸitli geliÅŸmeler oluyor, son derece sıcak gündemlerin olduÄŸu. Hala Suriye’de, diÄŸer coÄŸrafyalarda sıkıntılı bir takım gündemler var. Bunların hepsi ayrıntılı ÅŸekilde tabii ki Türkiye-Ä°srail ajandasının maddelerini teÅŸkil ediyor. Ziyaretin sonrasında bu yol haritasının daha da netleÅŸeceÄŸini göreceÄŸiz ve bu ziyaret, bir dönüm noktası olan ziyaret olarak gerçekleÅŸecek.”

Çelik, bir gazetecinin, CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın “Rusya’yı enflasyonla dize getirmek istiyorsanız Türkiye’ye bakın.” açıklamasına iliÅŸkin sorusunu, “Bütün siyasi partilerin yaptığı açıklamalar bana anında geliyor. ArkadaÅŸlar bunu bana gönderdiÄŸi zaman ‘yanlış göndermiÅŸ olabilirler’ dedim. Kesinlikle böyle bir ÅŸeyin söylenmemiÅŸ olması lazım. ‘ArkadaÅŸlar emin misiniz bir daha bakın, gönderin’ dedim. Sonra haksızlık yapmayayım diye kendim baktım. Yani bir kere de bir CHP sözcüsü çıksın da baÅŸka bir devletin yapıp ettiÄŸinden Türkiye’ye mesaj çıkarmaya kalkmasın. Åžu fani hayatımızda bunu göremeyecek miyiz? Ne kadar yanlış, ne kadar çirkin bir açıklama.” ÅŸeklinde yanıtladı.

“(Gıda fiyatları) Esas olan vatandaşımızın korunmasıdır”

Dünyada tedarik ve gıda zinciriyle ilgili ciddi sıkıntıların olduğunu belirten Çelik, Ukrayna savaşıyla birlikte petrolden gıda ürünlerine kadar geniş bir yelpazede negatif etkilerin görüldüğünü dile getirdi.

Bu konuda CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın en küçük bir haberi bile en ayrıntılı ÅŸekilde incelettirdiÄŸine iÅŸaret eden Çelik, bu konuda ilgili bakanlıkların net açıklamalar yaptığını, bahsedilen gıda ürünlerinde bir sıkıntı olmadığını açık ve net ÅŸekilde ifade ettiÄŸini söyledi.

Ticaret erbabının kendi ticaretinin doÄŸası gereÄŸi bulundurduÄŸu malla, stokçuluÄŸu birbirinden ayırmak gerektiÄŸine dikkati çeken Çelik, “Bu konuda da hassas bir çalışma yürütülüyor. Herhangi ÅŸekilde ticaret erbabını sıkıntıya sokacak, haksız muamele edecek giriÅŸimlerden de uzak duruluyor ama tabii ki esas olan vatandaşımızın korunmasıdır, vatandaşımızın bu konuda rahat etmesidir.” diye konuÅŸtu.

Çelik, vatandaşlara, gıda ürünlerine ilişkin bakanlıkların yaptığı açıklamaları takip etmelerini önerdi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, Yunanistan BaÅŸbakanı Kiryakos Miçotakis’in önümüzdeki günlerde Türkiye ziyaretine iliÅŸkin ise ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

“Son zamanlarda Yunanistan’ın, iki ülke arasında çözülebilecek sorunları, Türkiye ve Avrupa BirliÄŸi arasında bir mesele haline getirmek için de son derece yanlış giriÅŸimler içerisine girdiÄŸini görüyoruz. Halbuki Yunanistan’ın ÅŸunu anlaması lazım: KomÅŸu olan biziz, burada beraber yaşıyoruz, bu sorunları ancak biz çözebiliriz. Türkiye’nin mavi vatan konusundaki hassasiyeti, sorgulanabilir, herhangi bir ÅŸekilde eleÅŸtirilebilir bir hassasiyet deÄŸildir. Kıta sahanlığı meselesinden, silahsızlandırılmış adaların Yunanistan tarafından silahlandırılmasına kadar kapsamlı bir dosya söz konusudur. Bunlar tabii ki görüşülecek.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir