AK Parti Sözcüsü Çelik: (Müzisyen Onur Şener cinayeti) Dava sürecini çok yakından takip edeceğiz

AK Parti Sözcüsü Çelik: (Müzisyen Onur Şener cinayeti) Dava sürecini çok yakından takip edeceğiz
AK Parti Sözcüsü Çelik, “Bu cinayetin, canavarca hislerle gerçekleÅŸmiÅŸ olduÄŸu çok açık. Biz bütün bu dava sürecini çok yakından takip edeceÄŸiz.” dedi.
AK Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde, CumhurbaÅŸkanı ve AK Parti Genel BaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan baÅŸkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.
Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörüne çaÄŸrıda bulunan Çelik, “Kendisinin doÄŸru ya da yanlış gündeme aldığı bir sürü konu var, kendisinin Diyarbakır annelerini de bir Türkiye raportörü olarak gündemine almasını bekliyoruz. Her zaman için bu raporlardaki saÄŸlıksızlığı, bu raporlardaki çifte standardı analiz ediyoruz, mukayese ediyoruz ve kendilerine hatırlatıyoruz. Ama hiçbir ÅŸekilde ÅŸimdiye kadar uluslararası kurumların Türkiye ile ilgili yazılan raporların hiçbirinin gündemine Diyarbakır annelerinin girmemiÅŸ olması, dünyanın en büyük çifte standartlarından, dünyanın en büyük ikiyüzlülüklerinden bir tanesidir.” diye konuÅŸtu.
Çelik, Rusya’nın Ukrayna’nın bazı bölgelerini ilhakıyla barış ve ateÅŸkes umutlarının daha da uzak ve belirsiz bir zamana ötelendiÄŸini ifade ederek, “Türkiye, Kırım’ın ilhakından bu yana, iÅŸgalinden bu yana ortaya koyduÄŸu ilkeli tavrı sürdürmeye devam ediyor. Bu ilhak yaklaşımını da reddettiÄŸimizi ifade ediyoruz.” dedi.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın Rusya-Ukrayna arasında barışın saÄŸlanması için büyük bir performans ortaya koymaya devam ettiÄŸini vurgulayan Çelik, ÅŸunları söyledi:
“Tabii ki aslında bu ilhak kararına kadar çok olumlu aÅŸamalar geçilmiÅŸti. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi dünyanın bir açlık krizi ile karşı karşıya kalması karşısında tahıl koridorunun hayata geçmesiydi. Bu dünyayı bir açlık krizi ile karşı karşıya kalmaktan kurtaran çok büyük bir diplomatik hamleydi. Bu her iki tarafın da söylediÄŸi, CumhurbaÅŸkanımızın inisiyatif alması ile her iki tarafla yürüttüğü müzakereler neticesinde ortaya çıktı. Yine 200 savaÅŸ esirinin mübadelesi konusunda da Türkiye’nin ortaya koyduÄŸu katkıyı, CumhurbaÅŸkanımızın ortaya koyduÄŸu katkıyı herkes takdir ediyor. Bu da aslında diplomasisinin, çalışmasının birtakım aÅŸamalar kaydetmesi bakımından, birtakım sonuçlar üretmesi bakımından son derece kıymetli ve önemli bir aÅŸamaydı. Maalesef bu ilhak kararı ile birlikte bütün bu aÅŸamaların kazanımları masada durmakla birlikte, barışla ilgili ateÅŸkes ile ilgili durum biraz daha ötelenmiÅŸ duruyor.”
Çelik, Türkiye’nin barışın ve ateÅŸkesin saÄŸlanması için ortaya koyduÄŸu dışında ciddi bir diplomatik irade bulunmadığını belirterek, “ÇeÅŸitli kesimlerin ortaya koyduÄŸu sözlerde ve davranışlarda savaşın devam etmesine, savaşın derinleÅŸmesine dönük maalesef tehditlerin, karşılıklı restleÅŸmelerin açığa çıktığını görüyoruz. KuÅŸkusuz ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliklerine her zaman söylediÄŸimiz gibi ilkesel çerçevede sahip çıkıyoruz ve önem veriyoruz. Ä°lhak konusundaki tutumumuz da ilkesel bir tutumdur, Kırım’ın ilhakından beri ortaya koyduÄŸumuz tavır bellidir. Tüm bu çerçevelerde ise barış diplomasi masasının kurulmasına gayret etmek, sorunların çözümü için yegane adres olacaktır. SavaÅŸ hiçbir ÅŸey çözmez, savaÅŸ sadece acı, yıkım ve insanlar için büyük kayıplar meydana getirir.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Avrupa BirliÄŸi’nin Türkiye’nin yürüttüğü barış diplomasisine destek verme konusunda geride kaldığını aktaran Çelik, “Bunu bir rekabete dönüştürmeleri, örneÄŸin Fransa CumhurbaÅŸkanı Macron’un ‘Ä°ÅŸte biz Fransa olarak Rusya’yla iÅŸ birliÄŸi diyaloÄŸumuzu sürdüreceÄŸiz, Rusya ile konuÅŸan tek ülkenin Türkiye olmasını kimse istemez’ gibisinden, yani barış konusunu bile bir rekabet konusu haline getirmesi, diplomatik kapasite üretmeyi, diplomatik sonuç üretmeyi bile bir çıkar meselesi haline dönüştürmeye çalışması maalesef bütün bu süreç içerisinde yapılmış en talihsiz açıklamalardan bir tanesidir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“Ä°yi sonuçlar doÄŸurmayacağı açıktır”
Çelik, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Ege ve Akdeniz’de tansiyonu yükseltme çabası içerisinde olduklarını vurgulayarak, “Maalesef bazı müttefiklerimiz de Amerika BirleÅŸik Devletleri, Yunanistan’daki üstlere silah yığarken ya da Güney Kıbrıs’taki silah ambargosunu 1 yıllığına kaldırırken genelde şöyle bir argümanı el altından ifade ediyorlar ‘Ä°ÅŸte Rusya’nın ortaya çıkardığı bu savaÅŸ tablosu karşısında bölge ülkelerini, NATO ülkelerini tahkim etmek’ ile ilgili bir yaklaşım gibi ortaya koyuyorlar. Ama bu çok anlamlı bir durum ortaya çıkarmıyor, anlamlı bir tablo öğretmiyor. Çünkü Yunanistan elde ettiÄŸi bu desteÄŸi Türkiye’yi tehdit etmek için, Türkiye’yi taciz etmek için ve Türkiye’nin hak ve menfaatlerine dönük olarak tecavüzkar bir tutum ortaya koymak için üretiyor. Yunanistan’a bu desteÄŸi verenlerin, Yunanistan’ın bu tehditkar ve tavizkar tutumu karşısında da gereken tavrı alması gerekiyor. Her ne olursa olsun Ege’de ve Akdeniz’de bu ÅŸekilde Yunanistan’a ve Güney Kıbrıs Rum yönetimine dönük olarak bu ÅŸekildeki hesapsız silah desteÄŸinin, Yunanistan’ın geleneksel devlet politikası, saldırgan ve tacizkar maksimalist devlet politikası dikkate alındığında ne NATO için ne bölge barışı için hiç de iyi sonuçlar doÄŸurmayacağı açıktır. Bir ülkenin baÅŸbakanı, Miçotakis’den bahsediyorum, ‘Biz şöyle yapacağız, böyle yapacağız, şöyle bir tutum sergileyeceÄŸiz’ dedikten sonra ‘Türkiye’yi tehdit ederken arkamızda ÅŸu ülkeler de var’ diyerek NATO müttefiklerini sayıyor.” diye konuÅŸtu.
Yunanistan’a destek ve izin verenlerin her birinin NATO ve bölge barışı açısından doÄŸru yapmadıklarını söyleyen Çelik, ÅŸunları kaydetti:
“Bu silahları verenler, bu üsleri kuranların Yunanistan’a hukuk konusunda hiçbir uyarı yapmadığını görüyoruz. Mesela gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılması meselesinde olduÄŸu gibi sürekli olarak bunu ‘gayri askeri statüdeki silahları, bu adaları niye silahlandırıyorsunuz’ dediklerinde iÅŸte Türkiye’ye karşı olduÄŸunu, Yunanistan’daki yetkililer BaÅŸbakan dahil, DışiÅŸleri Bakanı dahil söylüyorlar. Şöyle bir yalan düzeni tutturmuÅŸ Yunanistan, Avrupalılara dönük olarak hukuktan, uluslararası hukuka hassasiyetten, uluslararası sözleÅŸmelere ve kurucu anlaÅŸmalara sadakatten bahsedip bu konuları açıyor. Ama Ege ve Akdeniz’de ise hukuk tanımayan bir devlet olarak her türlü üslupsuzluÄŸu ortaya koyuyor, her türlü sorumsuz davranışı ortaya koyuyor.
KurtuluÅŸ Savaşı’nda Ä°stiklal mücadelemizde Anadolu’da yaptıkları zulümler ve katliamlar nasıl tarihe geçmiÅŸse bugün de iÅŸte Ege’de yaptıkları katliamlar, o küçücük çocukları öldürmeleri, o botları ÅŸiÅŸlemeleri aynı ÅŸekilde tarihe geçiyor. Ama bütün bunun karşısında dünyanın herhangi bir yerindeki en ufak bir insan hakları ihlali karşısında sayfalar dolusu rapor açıklayan, saatler boyunca radyo ve televizyon yayını yapan Avrupa BirliÄŸi ülkeleri sessiz kalıyorlar. Avrupa BirliÄŸi’nin gözünün önünde bir Avrupa BirliÄŸi üyesi ülke Yunanistan, Ege’de insanları öldürüyor, göçmenleri öldürüyor, kadınları ve çocukları öldürüyor. Bundan daha vahim bir tablo olabilir mi? Hiçbir tanesine seslerini çıkarmıyorlar. Nerede bahsedeceksiniz vicdandan, nerede bahsedeceksiniz hukuktan?”
“​​​​​​​Türkiye’ye hiçbir ÅŸey olmaz”
Çelik, Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmasına iliÅŸkin ÅŸunları söyledi:
“Tüm bunların anlamı ÅŸudur, yine yanlış bir tutumla Ege’de ve Akdeniz’de tansiyonu yükseltecek, saldırgan tarafı cesaretlendirecek, kışkırtacak, saldırgan tarafın daha yanlış ve daha hukuksuz iÅŸler yapmasına yol açacak bir tutum içerisine giriyorsunuz. Bunun karşısında Türkiye’ye hiçbir ÅŸey olmaz, Türkiye bundan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne silah desteÄŸini de askeri desteÄŸini de daha çok artırır. Kuvvet dengesi bakımından Ege’deki kuvvetlerini, hiç kimsenin Türkiye’yi mavi vatanı, kara vatanı ve gök vatanımızı tehdit edemeyeceÄŸi bir kuvvet seviyesine çıkarır. Ama bütün bunun baÅŸlangıcı nedir? Müttefiklerimizin yanlış mesaj vermesidir Yunanistan’a, Yunanistan’ı kışkırtmasıdır. Ege ve Akdeniz’de Yunanistan’ın saldırgan tutumunu destekleyecek ve kışkırtacak bir tutum içerisine girmesidir. Dolayısıyla ortaya çıkacak bu tablo ne NATO’ya, ne bölge barışına, ne de dünyanın ÅŸu anda en çok ihtiyaç duyduÄŸu bu diyalog zeminlerine, diplomatik zeminlere hizmet etmez. Yunanistan’a verilmesi gereken mesaj masaya oturmasıdır, masadan kaçmamasıdır. Türkiye büyük bir diplomasi devletidir, masaya oturulduÄŸu zaman çözülmeyecek sorun yoktur.”
Bu faÅŸizmin kendisini “Ä°slam düşmanlığı”, “yabancı düşmanlığı”, “göçmen düşmanlığı”, “Türk ve Türkiye düşmanlığı”, “ErdoÄŸan düşmanlığı” gibi çeÅŸitli ÅŸekillerde gizlediÄŸi söyleyen Çelik, Avrupa’daki siyasetçilerin de oy almak için zaman zaman aşırı sağın söylemlerini kullandığını dile getirdi.
Almanya Federal Parlamento BaÅŸkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki’nin, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’a yönelik hakaret içeren sözlerine tepki gösteren Çelik, “Kubicki’nin Sayın CumhurbaÅŸkanımız hakkındaki sözleri aslında tipik bir aşırı saÄŸ söylemin, faÅŸistlerin kullandığı söylemin tekrar edilmesinden baÅŸka bir anlam ifade etmez. Bu tabii ki kınanacak, tabii ki ayıplanacak, tabii ki ÅŸiddetle reddettiÄŸimiz bir söylemdir. Ama herhangi bir marjinal aşırı saÄŸ partinin kullandığı bir üslubu, Almanya Federal Meclis BaÅŸkan Yardımcısının söylüyor olması, Almanya demokrasisi için büyük bir sıkıntıdır. Söylenen bu sözün hiçbir kıymetiharbiyesi yok, bunu ÅŸiddetle reddediyoruz ve kınıyoruz.” diye konuÅŸtu.
Mescid-i Aksa’da yaÅŸananlar
Kudüs ve Mescid-i Aksa’daki sıkıntıları da yakından takip ettiklerini belirten Çelik, “Mescid-i Aksa’ya dönük olarak ortaya çıkan birtakım radikallerin ihlallerini, bir kere daha kınıyoruz. Ama bu radikallerin ihlallerinin Ä°srail polisinin gözetiminde ya da görmezden gelmesiyle gerçekleÅŸmesi ise daha da sıkıntılı bir durumdur. Dolayısıyla Ä°srail hükümetinin buna dönük olarak gereken tedbirleri alması elzemdir. Herhangi bir ÅŸekilde, Mescid-i Aksa’nın mukaddesatına dönük, Mescid-i Aksa’nın hukuki statüsüne dönük olarak hiçbir tacize müsaade edilmemelidir. Bu tacizlerin hepsini kınıyoruz. Aynı ÅŸekilde dün de El Halil Camii’nde saygısız bir görüntü gündeme geldi. Bunlar konusunda acilen tedbir alınmasını bekliyoruz.” ifadesini kullandı.
Ömer Çelik, konuşmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Müzisyen Onur Şener cinayeti
“Müzisyen Onur Åžener’i öldürenlerin ikisinin kamu çalışanı olması nedeniyle farklı yorumlar yapılıyor. DeÄŸerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine Çelik, Åžener’in hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduklarını belirterek ailesine baÅŸsaÄŸlığı diledi.
“Sayın Genel BaÅŸkanımızın, CumhurbaÅŸkanımızın, bütün MYK üyelerinin bundan dolayı büyük bir acı duyduÄŸumuzu ifade etmek isterim.” diyen Çelik, Åžener’in ailesinin ziyaret ederek, yanında olacaklarını belirtti.
Çelik, “Bu cinayetin, canavarca hislerle gerçekleÅŸmiÅŸ olduÄŸu çok açık. Biz bütün bu dava sürecini çok yakından takip edeceÄŸiz. Canavarca hislerle bu cinayeti gerçekleÅŸtirenlerin gereken cezayı alması için sürecin takipçisi olacağız. KuÅŸkusuz yargı bağımsız bir ÅŸekilde konuyu inceleyecektir, gereken hukuki süreçler takip edilecektir. Biz de bütün bu süreci kendi açımızdan takip edeceÄŸimizi bir kere daha ifade ediyorum.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Cinayeti işleyen kişilerin hangi bakanlıkta çalıştığının, kamu görevlisi olup olmadığının polemik konusu edilmesinin bu acı karşısındaki duyarsızlığın bir örneği olarak gündeme geldiğini söyleyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ä°ster özel sektörde çalışsın ister kamuda çalışsın ister ÅŸu kurumda çalışsın ister bu kurumda çalışın… Dünyanın her yerinde olduÄŸu gibi Türkiye’nin her yerinde de hiç istemesek de ÅŸu kurumdan, ÅŸu meslek grubundan, ÅŸu cinsiyette, ÅŸu kökenden bazı insanların maalesef bu tip canavarca iÅŸlere imza attıklarını görebiliyoruz. Lanetliyoruz, hepsinin Allah belasını versin, hukuk zaten gereÄŸini yapacaktır ama tutup da doÄŸrusunu söylemek gerekirse bu acı karşısında bile siyasi polemik üretmeye çalışanların; bundan ÅŸu bakanlık sorumludur, ÅŸu kurum sorumludur, bundan hükümet sorumludur gibisinden bir yaklaşım içerisine girmesinin bu acıyı ve cinayeti istismar etmekten baÅŸka hiçbir bir izahı yok.”
Cinayeti işleyenlerle ilgili memuriyetten ihracın gündeme gelip gelmeyeceği sorusu üzerine Çelik, kurumların iç hukuklarının, bu tip olaylar karşısında takip edilecek süreçler açısından gereğini en kesin şekilde yapacağını ifade etti.
Çelik, cinayeti iÅŸleyenlerin herhangi bir kamu kurumu ya da baÅŸka bir yerde olmasını hiç kimsenin arzu etmeyeceÄŸini belirterek “Bir yandan yargı süreci devam ederken bir yandan da kurumlar gerekli adımları en net biçimde atacaklar.” dedi.
CHP Genel BaÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu’nun ABD programı
CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun 9-13 Ekim’de ABD’de programının olacağının hatırlatılmasının ardından, “Bu ziyaret kamuoyunda altılı masanın cumhurbaÅŸkanı adayı için icazet ziyareti olarak yorumlandı. Siz bunu nasıl yorumlarsınız?” sorusu üzerine Çelik, altılı masanın cumhurbaÅŸkanı adayını nasıl belirleyeceÄŸinin, bunun için daha kaç tane toplantı yapacağının gündemlerinde olmadığını söyledi.
Kamuoyunun bu meseleyi bir yıldır takip ettiÄŸini ve oradan da bir ÅŸeyin çıkmadığının görüldüğünü ifade eden Çelik, “Kimin hangi ülkeye gittiÄŸi, hangi siyasinin hangi ülkede hangi faaliyet yaptığı bizi ilgilendiren bir husus deÄŸil.” diye konuÅŸtu.
Gerçek bir demokrasi söz konusu olduğunda şurasının burasının ne dediğinin değil, milletin icazet vermesinin önemli olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
“Ben kimseye ‘Gidip ÅŸuradan icazet mi alıyorsunuz, almıyor musunuz’ bununla ilgili bir ÅŸey söyleyemem. Ama dediÄŸim gibi Türkiye bir yıldan az kala bir seçim dönemine girmiÅŸken bir de çıkmış Amerika BirleÅŸik Devletleri’nden bazı yetkililer, ‘Biz Türkiye’de muhalefeti destekleyeceÄŸiz.’ demiÅŸken biraz daha basiretli davranmak, biraz daha ferasetli davranmak, bu manidar yaklaşımlardan uzak durmak, bu spekülatif alanlardan uzak durmak daha saÄŸlıklı bir yaklaşım olabilirdi. Ama tabii o kendilerinin bileceÄŸi bir iÅŸ. Tabii bunun kamuoyunda bir tartışmayı alevlendirdiÄŸini görüyoruz, o çerçevede takip ediyoruz.”
“Yunan DışiÅŸleri Bakanı sürekli savaÅŸ kışkırtıcılığı yapan birisi”
Çelik, bir gazetecinin “Yunanistan DışiÅŸleri Bakanı Dendias gerek askeri gerek siyasi sahada ülkesinin baÅŸlattığı ve tırmandırdığı gerilimi göz ardı ederek ‘provokatif söylemlerden vazgeçilirse Türkiye ile müzakereye açığız’ mesajını verdi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da Yunan tarafını yalancılık hastalığıyla tanımladı. Bu ÅŸartlar altında Türkiye-Yunanistan arasında yeni bir görüşme trafiÄŸi baÅŸlayabilir mi? CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın, Prag’da Yunan yetkililerle bir araya gelmesi söz konusu olabilir mi?” sorusuna ÅŸu yanıtı verdi:
“ArkadaÅŸlar zaten krizin en büyük sebeplerinden bir tanesi bu Yunan DışiÅŸleri Bakanı’nın söylemleri. Yunan DışiÅŸleri Bakanı sürekli savaÅŸ kışkırtıcılığı yapan, gerilim tüccarlığı yapan birisi. Avrupa’da uluslararası toplantılarda bunun söylemlerini masaya koyduÄŸunuzda, Avrupa’daki bakanlar, daha üst düzey yetkililer bu ÅŸahsın söylemlerinin marjinal olduÄŸunu ifade ediyor. Hatta Yunanlı siyasetçilerle karşılaÅŸtığınızda ‘Biz diplomasi diyoruz, masadan bahsediyoruz, gelin bunları çözelim diyoruz, sizden bu açıklama geliyor’ dediÄŸinizde ‘Ya bu Dendias’ı çok ciddiye almayın çünkü bu bütün bunları iç politikadaki hırsları sebebiyle söylüyor. İç politikada kendini öne çıkarmak için söylüyor’ diye de açıkça ifade ediyorlar.”
Dendias’ın gece gündüz kışkırtıcılık yaptığını, sonra da “Biz hukuktan yanayız, Türkiye isterse masaya otururuz.” dediÄŸini aktaran Çelik, şöyle konuÅŸtu:
“Bütün bu kışkırtıcılığı yapan sizsiniz, hukuku ihlal eden sizsiniz, ÅŸu andaki hükümet politikası içinde de en radikal, en saldırgan üslubu kullanan, her türlü diplomasi masasını devirmeye çalışan dili kullanan ÅŸahıs bu ÅŸahıs. Türkiye’ye geldiÄŸinde basın toplantısı yaparken bile bütün dünyanın gözü önünde buraya kavga çıkarmaya geldiÄŸi, hırçınlık yapmaya geldiÄŸi, diplomasi adına konuÅŸmak deÄŸil Yunanistan’daki marjinal çevreleri mutlu etmek üzere konuÅŸtuÄŸu herkes tarafından görüldü. Aslında Yunanistan 6 aylığına, 1 seneliÄŸine Dendias’a konuÅŸma yasağı koysa, tansiyonun önemli ölçüde azalmasına hizmet etmiÅŸ olur. Yunanistan için de faydalı olur. Bu kadar gerilim, bu kadar yüksek tansiyon iyi bir ÅŸey deÄŸil.”
“Valiye, mülki idare amirine karşı yapılan bu saygısızlık Türk subayına yakışmaz”
Çelik, bir gazetecinin “Tokat ValiliÄŸinin 30 AÄŸustos’ta düzenlediÄŸi resepsiyonda valinin elini sıkmayan askerler Milli Savunma Bakanlığınca görevden alındı. Bu olaya iliÅŸkin deÄŸerlendirmeniz ne olur?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Gerek Tokat ValiliÄŸinde gerçekleÅŸen olay, daha önce de Kayseri’de gerçekleÅŸen olay, bunlar asla kabul edilemez. Hiçbir ÅŸekilde devlet adabına, emir komuta zincirine uymayan ÅŸeyler. Türk Silahlı Kuvvetleri hukuka, Anayasa’ya baÄŸlı, bütün bir felsefesinin temeline disiplini koymuÅŸ çok büyük ve güçlü bir ordu. Orada valiye, mülki idare amirine karşı yapılan bu saygısızlık Türk subayına yakışmaz. Bunun bilincinde olarak daha olay olur olmaz Milli Savunma Bakanlığı tarafından gereken soruÅŸturma açılmış, tahkikat yapılmış, soruÅŸturmanın selameti açısından bu kiÅŸiler açığa alınmıştır ve Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmiÅŸtir.”
​​​​​​AK Parti MYK toplantısı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sona erdi.
Parti genel merkezinde basına kapalı gerçekleştirilen toplantı 3 saat sürdü.
Kaynak: AA