AK Parti Sözcüsü Çelik: Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına hakimdir

AK Parti Sözcüsü Çelik Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına hakimdir

AK Parti Sözcüsü Çelik Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına hakimdir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Türkiye bir toplama kampı, göçmen kampı deÄŸildir. Burası yol geçen hanı da deÄŸildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına hakimdir.” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

Sakarya Meydan Muharebesi‘nin 100. yıl dönümünü kutlayan Çelik, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bütün ÅŸehitleri rahmet ve saygıyla anarak, terörle mücadelede, yangın ve sel felaketinde ÅŸehit olanlara ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.

MKYK toplantısında, yangın ve sel felaketlerinde gelinen nokta ile bundan sonra yapılacakların geniş şekilde gündemlerinde yer aldığını anlatan Çelik, toplantıda, alınacak tedbirlerin de görüşüldüğünü ve iç siyasete ilişkin değerlendirmelerin yapıldığını kaydetti.

Ömer Çelik, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın, toplantının açılışında yaÅŸanan felaketler ve alınacak tedbirler konusunda görüşlerini paylaÅŸtığını, göçmen konusu ile Afganistan konusuna iliÅŸkin de deÄŸerlendirmelerde bulunduÄŸunu aktardı.

Türkiye’nin büyük bir yangın felaketi atlattığını hatırlatan Çelik, yangınlarla ilgili sabotaj ihtimali konusunda güvenlik güçlerinin çalışmalarının devam ettiÄŸini bildirdi.

Çelik, “Bu yangınların failleri ile ilgili de bazı yakalamalar ortaya çıkmaya baÅŸladı. Burada dediÄŸim gibi hem yangın felaketi ile mücadele ederken hem de fitne ateÅŸi ile mücadele etmek zorunda kaldık. Birçok yalan ortaya çıktı. Bu kritik günlerde, özellikle kriz günlerinde bu yalanlarla nasıl mücadele etmemiz gerektiÄŸi konusunda da bir kapsamlı deÄŸerlendirme, buradaki tecrübelerden yola çıkarak yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.” dedi.

Yangınlara müdahalede kullanılan araçlara ilişkin bilgi veren Çelik, küresel ısınmanın işaretleri ve iklim değişikliğinin ortaya koyduğu tablonun, daha yüksek kapasite ile bu krizlerin karşılanması gerektiğini herkese gösterdiğini belirtti.

“252 milyon fidanı toprakla buluÅŸturmuÅŸ olacağız”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yangın ve sel felaketlerinden etkilenenlerin ihtiyaçlarının giderilmesi, zarar gören hayvanların korunması, eşya, tarım ve turizm ile ilgili zararların giderilmesi için çalışmaların devam ettiğini vurguladı.

En önemli meselelerinden birinin, orman varlığını korumak ve artırmak olduğuna dikkati çeken Ömer Çelik, şöyle devam etti:

“Nerede bir orman yangını olsa, iÅŸte ‘bunların imara açılacağı, buralara tesis yapılacağı’ gibi, maalesef gerçekle alakası olmayan yaklaşımlar ortaya koyuluyor. Bir kere daha söylemek isterim, Anayasa’nın 169. maddesinde belirtildiÄŸi gibi bunlar aynen orman alanı olarak korunacaktır. Ä°nÅŸallah yıl bitmeden 252 milyon fidanı toprakla buluÅŸturmuÅŸ olacağız. DoÄŸayı, doÄŸal varlıkları daha çok korumak için ne kadar kapasite arttırmamız gerekiyorsa bunlarla ilgili tedbirleri de almaya devam edeceÄŸiz.”

Sel felaketleri

Karadeniz’de yaÅŸanan sel felaketine iliÅŸkin de bilgi veren Çelik, “Bazı vilayetlerimizde bir yılda yaÄŸan yağış bir günde yaÄŸdı, böylesine bir tabloyla karşı karşıya kalındı. Tabii altyapıdaki sorunlarla bu birleÅŸince dere yataklarına ev yapılması ve benzeri konularla birleÅŸince maalesef büyük bir felaketin ortaya çıkması bu ÅŸekilde söz konusu oldu.” diye konuÅŸtu.

Bundan sonra çok yönlü tedbirler alınması gerektiğine işaret eden Çelik, şunları söyledi:

“Bir yandan Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınları çıkıyor, bir yandan bir yılda düşen yaÄŸmur miktarı kadar bir günde bir vilayete bir bölgemize yaÄŸmur düşüyor. Ama burada altyapı sorunları ile birleÅŸince çok büyük bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu yapılaÅŸmayla, altyapı sorunlarıyla ilgili, bunlar üzerinde de daha titizlikli bir çalışma, özellikle dere yataklarına ev yapılması konularıyla ilgili daha ciddi tedbirlerin alınması konusunda bir irade söz konusudur. Bundan sonraki çalışmalar bu yönde bu kararlılıkla sürecektir.”

“Aşıya ulaşım konusunda bir sorun yok”

Kovid-19 ile mücadele kapsamında yürütülen aşılama çalışmalarına ilişkin de konuşan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, aşılanmanın gönüllülük esasına göre yürütüldüğünü, herkesin arzu ettikleri takdirde aşıya ulaşabildiğini aktardı.

Çelik, “Hem sosyal medyada hem baÅŸka yerlerde her gün bu aşı konusu ile ilgili çeÅŸitli taraflar ortaya çıkıyor, çeÅŸitli çalışmalar ortaya çıkıyor, çatışmalar ortaya çıkıyor ve tartışmalar ortaya çıkıyor. Bu konu siyasetçinin karar vereceÄŸi bir konu deÄŸil, bu nihayetinde bilim insanlarının karar vereceÄŸi bir konu. Türkiye’de de Bilim Kurulu tarafından bu sürecin yönetilmesi, Bilim Kurulu tarafından bu süreçle ilgili gereklerin ortaya koyulması baÅŸtan itibaren gösterilen bir hassasiyettir.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Dünyadaki bilim insanlarının bu hastalıkla mücadele etmek için aşı yapılmasının zorunlu olduğunu ifade ettiklerini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

“Nihayetinde bilim insanlarına, kendi bilim insanlarımıza, dünyadaki bilim insanlarına güveniyoruz ve bu aşılama çalışmalarının canları korumak için büyük bir gayretle büyük bir fedakarlıkla yapıldığını da izliyoruz. Åžunu da unutmayalım ki birçok ülke aşıya ulaÅŸmaya çalışıyor, ulaÅŸamıyor. Birçok ülkede ya aşı yok ya da aşı olsa bile Türkiye’deki gibi böylesine mükemmel bir organizasyon sistemi, böylesine bir saÄŸlık sistemi yok, bu kapasite yok. Allah’a şükür ülkemizde aşıya ulaşım konusunda bir sorun yok.”

Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin büyük bir kısmının aşı olmadığına dikkati çeken Ömer Çelik, “Dolayısıyla burada çeÅŸitli kesimlerin tartışmaları tabii ki fikir hürriyetidir tabii ki saygı duyarız. Bu bir gönüllük meselesidir, kimse için bir zorlama söz konusu deÄŸildir. Fakat her meselede olduÄŸu gibi bu meselede de gerçek bilgi üzerinden tartışma yapmak gerekir. Dolayısıyla bilim insanlarını dinlemek gerekir, bilim insanlarının çalışmalarına onların tavsiyelerine kulak vermek gerekir. Canları korumak için bu en önemli konudur.” dedi.

Yüz yüze eğitim

AK Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 2021-2022 eÄŸitim öğretim yılının 6 Eylül’de baÅŸlayacağını anımsatarak, bu konuda bütün hazırlıkların yapıldığını bildirdi.

Bütün kademelerde, haftada 5 gün yüz yüze eÄŸitim yapılacağını aktaran Çelik, “Ders saatleri azaltılmayacak ve mevcut müfredata uyulacak. Dolayısıyla aşılama çalışmalarının bu noktaya gelmiÅŸ olmasının bize bu imkanı saÄŸladığını ifade etmek isterim. Umarım ki, çocukların eÄŸitimi açısından bu geldiÄŸimiz seviyeyi koruruz.” dedi.

Yüz yüze eÄŸitime katılımın zorunlu olduÄŸunu belirten Çelik, “Mevzuatta belirlenen mazeret durumları hariç istisna söz konusu olmayacaktır ama mazereti varsa yüz yüze eÄŸitime katılamıyorsa öğrenciler bu durumda TRT EBA üzerinden eÄŸitimlerinde devam edecektir.” bilgisini verdi.

Ders saatlerinin azaltılmamasının, müfredata uyulmasının öğrencilerin geleceği açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Ömer Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının hazırladığı, Kovid-19 salgınında okullarda alınması gereken önlemleri içeren rehbere uyulması gerektiğini vurguladı.

“NormalleÅŸme seviyesinin korunması için kurallara dikkat edilmeli”

Okulların yanı sıra kantinlerin, yemekhaneler, pansiyonlar ve spor salonlarının da açıldığını anımsatan Çelik, normalleşme seviyesinin korunması için bu alanlarda da kurallara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı pansiyonlarda kalan öğrencilerin daha iyi hizmet alabilmesi için personel sayısının artırılacağını da anımsattı.

Öğrencilerin ve öğretmenlerin okula maske takarak gitmesinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Çelik, aşı olmayan öğretmenler ve okul görevlilerinin haftada iki kez PCR testi olma zorunluluğu bulunduğunu, testler konusunda çeşitli tartışmaların yaşandığını aktardı.

Ömer Çelik, şunları kaydetti:

“Niçin test isteniyor? Niçin zorunlu tutuluyor? Bu siyasetin verdiÄŸi bir karar deÄŸil, bunlar nihayetinde Bilim Kurulu’na danışılarak alınan kararlar. Bilim Kurulu, bilim insanlarının önerileri doÄŸrultusunda ortaya koyulan tedbirler bunlar. EÄŸer tedbirlere uyulmazsa elde ettiÄŸimiz normalleÅŸme adımlarını tekrar kaybetme gibi bir tablo ile karşı karşıya kalabiliriz. Ä°stediÄŸimiz ÅŸey, hem bu normalleÅŸmenin korunması hem bu tedbirlerin güçlü bir ÅŸekilde devam etmesi. NormalleÅŸme ile birlikte eÄŸitim öğretim devam ederken, diÄŸer iÅŸler devam ederken de canların korunması. Bu dengeyi gözettiÄŸimiz müddetçe daha iyi mesafeler alacağımıza inanıyoruz.”

“Terör örgütlerine karşı çok güçlü mücadele veriyoruz”

Terörle mücadelenin güçlü bir ÅŸekilde devam ettiÄŸini belirten Çelik, Milli Savunma Bakanlığının ve İçiÅŸleri Bakanlığının koordine ettiÄŸi operasyonlarda Türkiye’nin demokrasisini, demokratik toplum düzenini tehdit eden terör örgütlerine karşı çok güçlü mücadele verildiÄŸi anlattı.

Türkiye’nin terörle mücadelesini baÅŸka yöne çekmek isteyenlerin kara propagandasıyla da karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Çelik, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:

“Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 17 AÄŸustos’ta düzenlediÄŸi iddia edilen bir hava saldırısında Sincar’daki bir saÄŸlık merkezinin de hedef alınması sonucu sivillerin öldüğü ÅŸeklinde bir yalan haber, kara propaganda yapıldı. Türkiye’nin Irak’la iliÅŸkilerinin, koordinasyonunun olumlu bir ÅŸekilde seyretmesinden rahatsız olan odakların, bu haberlerin arkasında olduÄŸunu görüyoruz. Aynı zamanda, terör örgütüne yakın bir takım merkezlerin, bu propagandaları yaptığını öteden beri biliyoruz.

Bu operasyonlarda, Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyadaki sivillere bir zarar vermeme konusunda en hassas, en dikkatli orduların başında gelmektedir, terörle mücadelesini hukuka uygun olarak bu hassasiyetle yürütmektedir. Sadece terör örgütünü esas alan operasyonlardır bunlar, dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin okul, saÄŸlık merkezi veya ibadethane gibi sivil mekanları hedef alması hiçbir ÅŸekilde söz konusu deÄŸildir, bunların hepsi yalan haberdir. Buradan Irak yönetimine de Iraklı kardeÅŸlerimize de selamlarımızı gönderiyoruz, yaptığımız operasyonların hepsinin terörle mücadele kapsamında, ulusal güvenliÄŸimizi korumak için gerçekleÅŸtiÄŸini bir kez daha ifade etmek isteriz.”

AK Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Sincar’da güvenliÄŸin saÄŸlanması için Ekim 2020’de imzalanan anlaÅŸmayı anımsatarak, “BirleÅŸmiÅŸ Milletler himayesinde, merkezi hükümet ile bölgesel yönetim arasında imzalanan bu anlaÅŸmaya göre PKK’nın Sincar’dan çıkarılması gerekiyordu. Bu anlaÅŸmanın da bir an evvel hayata geçmesini bekliyoruz.” dedi.

“Afganistan’daki durumu çok yakından takip ediyoruz”

Afganistan’daki durumu çok yakından takip etmeyi sürdürdüklerini söyleyen Çelik, Afganistan’ın ÅŸu anda dünyanın gündeminde olduÄŸunu ve çok acı verici manzaraların ortaya çıktığını belirtti.

Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin ardından Afganistan CumhurbaÅŸkanı EÅŸref Gani’nin ülkeyi terk ettiÄŸini ve Tacikistan’a gittiÄŸini hatırlatan Çelik, Afgan ordusunun teslim olmasının ardından Taliban’ın fiilen ülkenin tek hakimi haline geldiÄŸini söyledi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın, Afganistan konusunda çeÅŸitli temaslarının olduÄŸunu, çok yönlü bir diploması trafiÄŸi yürüttüğünü belirten Çelik, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

“CumhurbaÅŸkanımızın verdiÄŸi temel mesaj, Afganistan’da kapsayıcı bir hükümetin ortaya çıkmasıdır. Bütün grupları, bütün etnik grupları, bütün dini grupları içine alan, kapsayıcı bir modelin ortaya çıkmasıdır. KuÅŸkusuz insan hakları konusunda, diÄŸer konularda geçmiÅŸte de gördüğümüz gibi çok ciddi kaygılar vardır. Burada uygulamayı göreceÄŸiz, yakın bir ÅŸekilde uygulamayı takip edeceÄŸiz. Ä°nsan haklarına riayet, kadın haklarına riayet gibi konuların yakın bir ÅŸekilde takibimizde olduÄŸunu ve bu konularda son derece duyarlı davranılması gerektiÄŸini bir kere daha ifade ediyoruz. Hem kapsayıcı bir sistem olmalıdır, Afgan halkının geleceÄŸi için bu gereklidir, yeniden çatışmalara sürüklenilmemesi için hem de temel hak ve hürriyetlere saygılı olunması son derece gereklidir.”

“Ä°ki uçtan uzak durmak gerekiyor”

Afgan halkının yalnız bırakılmaması gerektiğini, bu konuda uluslararası toplumun üzerine düşeni yerine getirmesi çağrısında bulunan Çelik, çatışmalar, koronavirüs salgını ve ekonomik kriz ile bölgede tam bir insanlık dramı yaşandığına işaret etti.

Afganistan’dan çekilenlerin aynı zamanda burada daha büyük bir dramın ortaya çıkmaması için de uluslararası mükellefiyetlerini yerine getirmesi gerektiÄŸini belirten Çelik, “Hiç kimse uluslararası mükellefiyetlerini yerine getirmeyip arkasından bu göç meselesi şöyle yönetilsin, böyle yönetilsin, ÅŸu kadar para aktarılsın demek gibisinden bir lükse sahip deÄŸil. Her seferinde böyle oluyor. Bir yer kendi kaderine bırakılıyor, oradaki insanlık dramına karşı duyarsız kalınıyor. Arkasından ortaya çıkan göç dalgası. Orada yerleÅŸik olan terör örgütleri, orada yerleÅŸik olan uyuÅŸturucu hatları ancak bu bahsettiÄŸim ülkeleri tehdit etmeye baÅŸladıktan sonra konu gündeme alınmaya baÅŸlıyor.” diye konuÅŸtu.

Afganistan’da 20 yılda yaÅŸananların önümüzdeki 20 yılda da yaÅŸanabileceÄŸi uyarısında bulunan Çelik, bugün çekilenlerin 5-10 yıl içerisinde Afganistan’a yeniden dönmek zorunda kalabileceÄŸini vurguladı.

Çelik, bu tablonun yeniden yaşanmamasını, uluslararası toplumun, uluslararası kurumların hassas olması gerektiğini, önemli olanın Afgan halkının geleceği olduğunu ifade ederek, bunun kapsayıcı bir modelle, temel hak ve hürriyetler konusunda hiç kimseyi tedirgin etmeyecek uygulamalarla yürümesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı göç dalgasıyla ilgili olarak pek çok tartışmanın yaÅŸandığını hatırlatan Çelik, “Burada iki uçtan uzak durmak gerekiyor. Bir tanesi; ölümden kaçıp bizim ülkemize sığınmış insanlara karşı bir sığınmacı düşmanlığı diyebileceÄŸimiz ırkçı bir yaklaşımın ortaya konulmaması gerekiyor. Burada eÄŸer bu konu ırkçı bir yaklaşım haline getirilmeye çalışılırsa ki bazılarının küçük oy hesaplarıyla bunu yapmaya çalıştığını görüyoruz, muhalefetten bazılarının sırf iktidarı eleÅŸtirmek uÄŸruna maalesef bu Avrupa’daki aşırı saÄŸcıların Müslümanlara ve Türklere karşı Avrupa’nın ırkçıların, Müslümanlara ve Türklere karşı kullandığı üslubu kullandıklarını görüyoruz.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Bunun hiçbir medeni toplumun kabul etmeyeceği bir üslup olduğunu dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

“KuÅŸkusuz Suriye sınırımızdan kaynaklanan milyonlarca insanın ölümden kaçarak topraklarımıza gelmiÅŸ olması gibi bir tablo kuÅŸkusuz yönetilmesi zor ve ülkemiz için de ciddi yükler barındıran bir tablodur ama devlet ve millet hayatının tarihi aÅŸamalarında çeÅŸitli devletlerde olduÄŸu gibi kendi devletimiz de bu tip tablolarla karşı karşıya kalmıştır. GeçmiÅŸte de bu tablolarla karşı karşıya kaldık. Hem yakın zamanda karşı karşıya kaldık, hem onun öncesinde karşı karşıya kaldık. Dolayısıyla burada kim ki böyle bir sığınmacı düşmanlığına, Avrupa’daki aşırı saÄŸcıların dilini kullanarak, onların Müslümanlara ve Türklere yaptığı dili kullanarak kullanmaya baÅŸlarsa o zaman kendi toplumuna en büyük kötülüğü yapmış olur. Demokratik toplum düzenini, medeni toplum düzenini zehirleyen açıklamalardır bunlar. Evet, tedbir alabilirsiniz. Ondan sonra bunun üzerine ÅŸunu söylüyor, bunu yapmayın dediÄŸimiz zaman muhalefetten bazı arkadaÅŸlarımız, ‘Biz ülkemizde bu kadar çok sayıda mülteci bulunmasından rahatsızlığımızı ifade etmeyelim mi, buna itiraz etmeyelim mi?’ Rahatsızlığınızı ifade edin, itirazınızı söyleyin, muhalefetinizi yapın, siyasi olarak bu konuyu gündeme getirin, buna kimsenin bir ÅŸey dediÄŸi yok. Hiç kimse kimsenin elinden muhalefet yapma hakkını ya da demokratik itiraz hakkını alacak deÄŸildir.

Bir mesele varsa farklı politik görüşlerin olmasından daha doÄŸal bir ÅŸey yoktur demokratik toplum düzeninde ama bunu bahane ederek Avrupa’daki ırkçıların, saÄŸcıların, faÅŸistlerin dilini, Müslümanlara ve Türklere karşı kullandığı dili, kendi ülkemizdeki sığınmacılara karşı kullanırsanız, en büyük kötülüğü kendi ülkemize yapmış olursunuz. Dolayısıyla burada bu dengeyi gözetmek gerekiyor. Mülteci politikasını eleÅŸtirebilirsin, göçmen politikasını eleÅŸtirebilirsin, farklı stratejiler önerebilirsin, entegrasyonla ilgili olarak önerebilirsin.”

AK Parti Sözcüsü Çelik, eski ABD BaÅŸkanı Barack Obama döneminde CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın defalarca Suriye’nin içerisinde bir uçuÅŸa yasak bölge kurulsun, bir güvenli bölge oluÅŸturulsun çaÄŸrısında bulunduÄŸunu hatırlatarak, “EÄŸer uçuÅŸa yasak bölge ve güvenli bölge Obama döneminde kurulmuÅŸ olsaydı, Türk sınırının 30 kilometre Suriye’ye doÄŸru derinliÄŸinde bu insanların bekletilmesi, orada tutulması, orada ölüm kusan makinalardan uzak bir ÅŸekilde hayatlarının herhangi bir tehdit altında olmadığı ortamda tutulmaları mümkün olacaktı.” ifadelerini kullandı.

“Bu yükü kaldıracak kapasite yok”

Bugün Afganistan’daki uluslararası sorumluluÄŸunu yerine getirme konusunda zayıf davrananların o gün Suriye’de güvenli bölge ve uçuÅŸa yasak bölge kurulması konusunda çekimser davrandıkları için bu tablo ile karşı karşıya kalındığının altını çizen Çelik, şöyle devam etti:

“Bunun dışında bir takım devletlerden açıklama yapılıyor, iÅŸte Türkiye’de şöyle bir mekanizma kuracağız ya da Türkiye’ye Afganistan’dan gelecek göç için biz daha fazla maddi yardımda bulunalım. Bütün bunların hepsi saygısızlıktır. Türkiye’nin bir tane daha fazla mülteci alacak, bu yükü kaldıracak bir kapasitesi yoktur. Türkiye bu kadar yükü bütün uluslararası toplum adına bu insanlar ölmesin diye yerine getirmiÅŸtir. Bu devletler adına konuÅŸanlar bu siyasetçiler bilsinler, Türkiye bir toplama kampı deÄŸildir, Türkiye bir göçmen kampı deÄŸildir. Burası yol geçen hanı da deÄŸildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına hakimdir. Dolayısıyla Türkiye’ye sormadan yapılan bir takım açıklamaların bizim gözümüzde hiçbir deÄŸeri yoktur. Hepsi yok hükmündedir. Türkiye egemen bir devlet olarak kararını kendisi verir.”

Çelik, 2021 yılı içerisinde düzensiz göçle mücadele kapsamında Türkiye’nin güney sınırlarından 160 bin, doÄŸu sınırlarından 90 bin düzensiz göçmenin giriÅŸinin engellendiÄŸini belirterek, ÅŸu ana kadar yaklaşık 450 bin Suriyelinin kendi rızalarıyla Suriye topraklarında oluÅŸturulan güvenli bölgelere döndüğünü, Afganistan’a geri gönderilen kiÅŸi sayısının ise 235 bine ulaÅŸtığını aktardı.

Bütün ülkelerin kendi sınırlarını korumak için yeni ve ilave tedbirlere ihtiyaç duyduÄŸunu, sınır güvenliÄŸinin giderek üzerinde yüksek basınç hissedilen bir mesele haline geldiÄŸini anlatan Çelik, “Türkiye burada örneÄŸin 54 kilometrelik IÄŸdır-Ä°ran sınırının tamamını, 84 kilometrelik AÄŸrı-Ä°ran sınırının 82 kilometresini ve 121 kilometrelik Hakkari-Ä°ran sınırının 13 kilometresinde toplam 149 kilometrelik alanda güvenlik duvarı ve devriye çalışmalarını tamamlamıştır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Sınır bölgelerinde 7 gün 24 saat esasına göre teknolojinin imkanlarından faydalanılarak sınır güvenliğinin sağlandığına dikkati çeken Çelik, bu konuda yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

“Bizim için önemli olan MehmetçiÄŸin güvenliÄŸidir”

Afganistan’da istikrar ve barışın saÄŸlanması açısından Türkiye’nin üzerine düşen bir misyon söz konusu olduÄŸu takdirde, Türkiye’nin Afgan halkının rızası, Afganistan’ı yöneten fiili ve resmi güçlerin rızası ve aynı zamanda uluslararası toplumun açık desteÄŸi dahilinde bunu yapabileceÄŸini söylediÄŸini hatırlatan Çelik, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:

“EÄŸer bu gerçekleÅŸmiyorsa o zaman birinci ÅŸart MehmetçiÄŸin güvenlidir. MehmetçiÄŸin güvenliÄŸi esas olmak üzere her türlü tedbiri alacak senaryo çalışılmıştır, MehmetçiÄŸimizi hiçbir ÅŸekilde riske atacak, hiçbir ÅŸekilde MehmetçiÄŸin güvenliÄŸini tehlikeye sokacak bir yaklaşım, bir uygulama söz konusu deÄŸildir, olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Bu dediÄŸim ÅŸartlar gerçekleÅŸirse Türkiye tarihte olduÄŸu gibi bugün de olduÄŸu gibi bu coÄŸrafyalarda, oranın bütün unsurlarının rızası dahilinde, uluslararası kurumların desteÄŸi dahilinde bu misyonu yerine getirebilir. Olmuyorsa bizim için önemli olan MehmetçiÄŸin güvenliÄŸidir. O zaman bütün seçenekler masada olmak üzere gereken deÄŸerlendirmeler yapılır. Dolayısıyla hem diplomatik deÄŸerlendirmeler yapılıyor, hem stratejik deÄŸerlendirmeler yapılıyor hem askeri seçenekler masada kapsamlı bir ÅŸekilde yürütülüyor. Burada çalışan arkadaÅŸlarımız, askeri birimler, Milli Savunma Bakanlığı, diplomatik birimler, DışiÅŸleri Bakanlığı, bunlar 7-24 esasına göre hiç kesintisiz, hiç soluk almadan gece gündüz çalışırken durduÄŸu yerden iki tane tweet atarak Türkiye’nin büyük stratejisini sabote edeceÄŸini zannedenler var. DediÄŸim gibi hiç kimse bir macera peÅŸinde deÄŸil, son derece iyi çalışılmış, askeri açıdan, diplomatik açıdan, bugün ve gelecek açısından, uluslararası toplumun deÄŸerlendirilmesi açısından, Türkiye’nin güvenliÄŸi ve Türkiye’nin iliÅŸkileri açısından bütün bu seçeneklerin deÄŸerlendirildiÄŸi bir yaklaşım bu çerçevede sürdürülüyor. Dolayısıyla en rasyonel karar neyse öncelik MehmetçiÄŸin güvenliÄŸi olmak üzere o karar alınacaktır.”

“Türkiye, hiç kimsenin göçmen kampı deÄŸildir”

Çelik, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın, ABD BaÅŸkanı Joe Biden ile Afgan göçmenler konusunda anlaÅŸtığına dair iddiaları yalanladı.

Muhalefetin Suriyeli sığınmacılarla ilgili açıklamalarını eleştiren Çelik, şu ifadeleri kullandı:

“Diyorlar ki ‘Biz iktidara gelirsek bunları konuÅŸarak göndereceÄŸiz.’ Yani ÅŸimdi bir iddiada bulunulur da bunların altını dolduracak üç tane cümle koyulur. Ortaya çıkan zorunluluklar, ortaya çıkan tablo, Suriye’deki iç savaÅŸ bütün bunları hiçbirini deÄŸerlendirmeyeceksin, ondan sonra ‘bunları göndereceÄŸiz’ diyeceksin. Bunları deÄŸerlendirmeden gönderirsen ne olur? CHP’nin, geçmiÅŸte yaptığı ve çok acı sonuçlara yol açan Boraltan Köprüsü hadisesini hatırlaması lazım. 1945 yılında 146 Azeri aydın, Stalin zulmünden kaçıp Türkiye’ye gelmiÅŸti. Komünistler tarafından iÅŸgal edilen Azerbaycan’da bu rejimi kabul etmeyen aydınlar, kendi ana yurdu ve kardeÅŸ ülke bildikleri Türkiye’ye sığınmışlardı. Stalin, Azerbaycanlı kardeÅŸlerimizin Türkiye’den iadesini istedi. O zaman CHP hükümeti hiç çekinmeden Azerbaycanlı kardeÅŸlerimizi trenlere doldurarak Kars hududundan Boraltan Köprüsünde Ruslara teslim etti. Ve sonuçta ne oldu, teslim edilir edilmez bunlar kurÅŸuna dizildi. Bir insan bir mesele hakkında konuÅŸurken biraz tarihi perspektife bakacak, biraz sorumluluk duyacak.”

Türkiye’de mülteci düşmanlığına da Türkiye’nin demografik yapısıyla ilgili bir tehdit oluÅŸmasına da izin vermeyeceklerini vurgulayan Çelik, “Birilerinin Türkiye’yi göçmen kampı ya da toplama kampı gibi görme arzuları ya da yaklaşımları varsa onlara bu stratejilerini aynen iade ederiz. Türkiye, hiç kimsenin göçmen kampı deÄŸildir, egemen ve onurlu bir devlettir. Asil bir millet burada ölümden kaçanlara misafirperverlik yapıyor.” diye konuÅŸtu.

Göçmenlerle ilgili bazı sıkıntı ve sorunların olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:

“Bunu yönetecek kapasiteler ve kurumlar da var. Türkiye’nin bundan sonra bir kiÅŸilik dahi göçmen yükünü kaldıracak bir kapasitesi yoktur. Türkiye, üstüne düşen sorumluluÄŸu hem onurlu bir devlet olarak hem de insanlık adına yapmıştır. Dolayısıyla birileri ‘Ben Türkiye ile böyle bir anlaÅŸma yaparım, Türkiye’ye maddi yardım yaparım, bana gelecek yükü buradan engellerim’ gibi ÅŸeyler söylüyorsa bu söz konusu olmayacaktır. Zaten Avrupa BirliÄŸi yapılmış göçmen anlaÅŸmasını doÄŸru dürüst hayata geçirmemiÅŸ ki yeni bir öneride bulunmakla ilgili söyleyeceÄŸi bir ÅŸeyi olsun. Siz üstünüze düşeni yapmazsanız, sizin adına Türkiye’nin yapmasını beklemeyin. Suriye içinde oluÅŸturulmuÅŸ bölgelere gitmek isteyenlerin gönderilme süreci de aynı dinamizmle sürdürülmektedir. Hem insanların canını korumak hem de bu stratejileri geliÅŸtirerek, Türkiye’nin üzerindeki demografik yükü almak ÅŸeklinde kapsamlı bir stratejiyle yürümek zorundayız.”

“CHP’nin hafızasını siyasi bir arızaya dönüştürmüş durumda”

AK Parti Sözcüsü Çelik, Ä°ngiltere basınında yer alan Afgan mülteciler için Türkiye’de iltica baÅŸvuru merkezi kurulması konusunda plan yapıldığı yönündeki haberler ve muhalefetin bu iddiaları gündeme getirmesini de bir soruya karşılık şöyle deÄŸerlendirdi:

“Ä°ngiliz DışiÅŸleri Bakanı bile ‘Türkiye’de bir mülteci merkezi kuracağız’ diye bir ÅŸey dememiÅŸ. Bir gazeteye beyanat veriyor. Gazetedekiler bakanın söylemediÄŸi bir ÅŸeyi çıkarıyorlar. ‘Tahminen bunu söylüyordur’ diyerek. Ondan sonra ‘Türkiye’de ve Pakistan’da mülteci noktaları kurulacak’ diye bir habere dönüştürülüyor. Arkası nedir, önü nedir, orijinal metinde ne var? Hiç ona bile bakmadan, ‘Sevgili halkım ben bugün de sizi geliÅŸmelerden bilgilendireyim’ diye tweet atıyor. CHP’nin hafızasını siyasi bir arızaya dönüştürmüş durumda. Bir kerecik olsun bu yalan haberlere karşı Türkiye’nin yapacağı açıklamayı beklesinler. Bunu yapmak yerine sürekli olarak yabancı birisi Türkiye aleyhine bir ÅŸey söylemiÅŸse hele CumhurbaÅŸkanımız aleyhine söylemiÅŸse otomatikman kabul ediyorlar ve oradan bir siyaset oluÅŸturmaya çalışıyorlar. Her defa bu yalan, yıkım siyaseti gerçeÄŸin duvarına çarpıp paramparça oluyor.”

“Milli Savunma Bakanımızın açıklamasının yanlış ÅŸekilde yansıtıldığını gördük”

AK Parti Sözcüsü Çelik, bir baÅŸka soru üzerine, Afganistan’da Türk askerinin varlığına iliÅŸkin tezkere konusunun MKYK’da gündeme gelmediÄŸini dile getirdi.

Çelik, “Milli Savunma Bakanımızın açıklamasının bazı yerlerde yanlış ÅŸekilde yansıtıldığını gördük. NATO’nun çekilmesinden sonra Türk askerinin orada bulunması gibi bir durum söz konusu olursa, MehmetçiÄŸin güvenliÄŸi esas olmak üzere bütün seçenekler deÄŸerlendiriliyor. Ancak, kapsayıcı bir temas trafiÄŸi neticesinde, hem diplomatik hem askeri olarak tamam denildikten sonra verilecek kararlardır bunlar.” dedi.

Türkiye’deki ilgili kurumların kararlarını olgunlaÅŸtırdığını ve bunu CumhurbaÅŸkanlığı makamına arz ettiklerini belirten Çelik, “Kurumların deÄŸerlendirmeleriyle birlikte ortak akılla bu karar ortaya çıkacaktır. Bu çerçevede bu çekilme olduktan sonra Türk askeri varlığının orada olmasıyla ilgili prensip olarak bu karar verilirse, hukuki ve teknik olarak bir tezkere söz konusu olacaktır. Bazı arkadaÅŸlarımız, sanki bir tezkere hazırlanıyor ve Meclis’e gönderiliyor gibi algıladılar. Orada ilkesel olarak nasıl bir çerçeve içerisinde hareket edileceÄŸini söylüyor Milli Savunma Bakanımız. Bir tezkereye ihtiyaç olursa Yüce Meclisimize arz edilir.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Afganistan’da tahliyeler

Çelik, Afganistan’daki tahliyelerde istenmeyen bazı görüntülere ÅŸahit olunduÄŸunu da belirterek, ÅŸunları kaydetti:

“Türkiye’nin ne yapacağıyla ilgili diplomatik ve askeri açıdan geniÅŸ bir mutabakatın ortaya çıkması, aynı zamanda uluslararası kurumların destek vermesi halinde Türkiye, Kabil Havalimanı baÅŸta olmak üzere bu konuları deÄŸerlendirecektir. Kabil Havalimanı da iÅŸlemezse Afganistan’ı daha da dünyadan koparacak bir takım geliÅŸmelerin ortaya çıkacağını öngörüyoruz. Afgan halkıyla olan tarihi baÄŸlarımız, oradan karşı karşıya kaldığımız göç baskısı, uyuÅŸturucu trafiÄŸi vesaire o bölgenin mümkün olduÄŸunca istikrarlı olması önemlidir. Ancak, hiçbir ÅŸekilde bir mutabakat ortaya çıkmadan illa yapacağız dediÄŸimiz bir konu deÄŸildir.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir