Akademideki kripto FETÖ’cülerin tespiti için 39 parametrelik ‘FETÖMETRE’ önerisi

Marmara Üniversitesi İletiÅŸim Fakültesi KiÅŸilerarası İletiÅŸim Anabilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr. Serhat UlaÄŸlı, askeri birimlerin uyguladığı ‘FETÖMETRE’nin akademik yapılanma için de oluÅŸturulması gerektiÄŸini belirtti.

Prof. Dr. Serhat UlaÄŸlı, FETÖ’nün siyasi, medya ve akademik yapılanmalarını, örgütün medyada tartışılmaya devam edilmesinin yansımalarını, Türkiye’nin örgütle mücadele stratejisini ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) kullanılan “FETÖMETRE”nin akademik yapılanmada nasıl uygulanabileceÄŸini AA muhabirine deÄŸerlendirdi.

FETÖ ile mücadelede örgütün yapısı hakkında kapsamlı bilginin, mücadelenin baÅŸarısı için önemli olduÄŸunu belirten UlaÄŸlı, FETÖ’nün uluslararası emperyalist güçlerin gölgesinde kurulmuÅŸ bir örgüt olduÄŸuna iÅŸaret ederek, örgütün yapılanmasındaki 4 temel eÄŸilimi, “Cizvit inancı”, “Makyavelizm”, “sözde ılımlı İslam inancı” ve “dinlerarası diyalog” olarak sıraladı.

Ulağlı, örgütün; halk tabakası, sadık tabaka, ideolojik örgütlenme tabakası, teftiş kontrol tabakası, organize eden ve yürüten tabaka, has tabaka ve kurmay tabaka olmak üzere 7 katmandan oluştuğunu kaydetti.

“Kripto FETÖ’cüler 3 üst hiyerarÅŸik grupta yer alıyor”

Bunların dördünün deÅŸifre edildiÄŸini fakat ortaya çıkmayan 3 üst hiyerarÅŸik grubun olduÄŸunu aktaran UlaÄŸlı, “Åžu an kripto FETÖ’cüler olarak adlandırılan örgüt mensupları bu üç kategori içinde yer alıyor. Bu nedenle FETÖ ile mücadelenin daha da derinleÅŸtirilerek yürütülmesi milli bir gerekliliktir.” diye konuÅŸtu.

İletiÅŸim kanallarını ve siyasal aygıtları kullanan örgütün profesyonel ekipleri tarafından oluÅŸturulan algı üzerinden Türkiye’de yapılmak istenen darbelere dikkati çeken UlaÄŸlı, FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz olaylarıyla stratejik, Gezi olaylarıyla sosyolojik, 7-25 Aralık darbe teÅŸebbüsüyle politik, kredi derecelendirme kuruluÅŸlarının raporları ve döviz kurlarına müdahaleyle ekonomik, kamu kuruluÅŸlarına saldırılarla siber ve nihayetinde 15 Temmuz’daki askeri darbe giriÅŸimiyle Türkiye’de 6 kategoride darbe gerçekleÅŸtirmeye çalışan uluslararası bir terör örgütü olduÄŸunu anlattı.

Arkasında istihbarat örgütlerinin, uluslararası baÄŸlantı gruplarının olduÄŸu ve ülke içerisindeki bazı grupların destek verdiÄŸi FETÖ’ye karşı ulusal strateji oluÅŸturularak mücadele edilmesinin gerekliliÄŸini vurgulayan UlaÄŸlı, FETÖ’yle mücadelede CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın kiÅŸisel gayretlerinin çok takdire ÅŸayan olduÄŸunu fakat kendisinin yalnız bırakıldığını dile getirdi.

“(FETÖMETRE) tüm kurumlarda uygulanmalı”

Prof. Dr. UlaÄŸlı, FETÖ’yle mücadele çalışmalarında gelinen noktayla hedeflenen nokta arasındaki sorunlara iÅŸaret ederek, şöyle devam etti:

“Kurumlar arasında koordinasyon eksikliÄŸi var. İletiÅŸim stratejisi net olarak ortaya konulmalı. Yanlış aktörler yanlış rolleri oynuyor. Karşı propaganda faaliyetlerinin artırılması ve lobi çalışmalarına ağırlık verilmesi gerekiyor. Kamuoyu oluÅŸturmada beklediÄŸimiz ivmeyi henüz oluÅŸturamadık. Örgütle mücadele kriterleri ve ‘FETÖMETRE’ dediÄŸimiz FETÖ’cüleri tanımlamak için kullanılan kriterlerin tüm kurumlarda uygulanması gerekiyor. ‘FETÖMETRE’ ölçeÄŸi üzerinden yapılan çalışmalarla belli bir noktaya kadar baÅŸarı saÄŸlanmıştır. Bu ölçeÄŸin tüm kurumlara uyarlanması önem arz etmektedir.”

Türkiye’nin FETÖ’yle mücadelesinde kurumlar arasındaki koordinasyonun geliÅŸtirilmesinin gerekliliÄŸini dile getiren UlaÄŸlı, 40 yıldır halk tabakasından yurt dışındaki bütün kurumlara kadar sızmış bir örgütle mücadelenin kolay olmadığını ve topyekun bir çalışmayı gerektirdiÄŸinin altını çizdi.

UlaÄŸlı, Türkiye’nin iletiÅŸim stratejisini oluÅŸturacak, tüm kurumların koordinasyon içerisinde çalışmasını saÄŸlayacak, yurt dışında Türkiye’nin tezlerini savunacak ve algı yönetimini yenileyecek uzman bir kadronun yetiÅŸtirilmesi gerektiÄŸini ifade etti.

“İhraç edilen akademisyenlerde yüzde 95’lik isabet oranı saÄŸlandı”

FETÖ’nün akademik yapılanmasını deÅŸifre etmenin kolay olmadığını, bu alandaki mücadelenin derinleÅŸtirilmesi gerektiÄŸini dile getiren UlaÄŸlı, örgütün akademide güçlü olduÄŸu dönemlerde alınan unvanları, yapılan atamaları, yüksek lisans, doktora, doçentlik, profesörlük jürilerinin oluÅŸturulmasındaki keyfiyetleri anlattı.

O dönemde üniversitelerde akademik unvan patlaması yaşandığına dikkati çeken Ulağlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kısa zaman içerisinde çok hızlı akademik yükseltmeler oldu. Bir yılda biten yüksek lisanslar, doktoralar gördük. Aynı jürinin yüksek lisans, doktora, doçentlik ve profesörlükte görev aldığını gördük. Åžu anda yurt dışında kaçak olan akademik imamların yetiÅŸtirdiÄŸi öğrencilerin hala üniversitelerde aktif kadrolarda görev yaptıklarını da biliyoruz. Bu nedenle yükseköğretim kurumlarında akademik yapılanmaya dönük ülkemizin ilgili kurumlarının gerekli çalışmayı yapacağını düşünüyorum. Askeri birimlerin uyguladığı ‘FETÖMETRE’nin akademik yapılanma için de oluÅŸturulması ve uygulanması gerektiÄŸine inanıyorum. Öğretim elemanlarının yüksek lisans eÄŸitiminden baÅŸlayarak profesörlüğüne ve yapılan atamalara kadar bütün süreçleri takip eden parametreleri içeren, 39 kategoriden oluÅŸan bir akademik ‘FETÖMETRE’ ile üniversitelerdeki kripto FETÖ’cüler tespit edilebilir. Unutulmamalıdır ki, FETÖ’nün ülke gündeminde bu kadar etkin hale gelmesinin arkasında eÄŸitim kurumlarındaki yapılanması ve buralarda yetiÅŸen kiÅŸilerin ülke yönetiminde söz sahibi olması gelmektedir.”

Akademik ‘FETÖMETRE’nin saÄŸlıklı çalışıp çalışmadığına dair sınamasının FETÖ sebebiyle ihraç edilen akademisyenler üzerinden yapıldığını ve yüzde 95’lik bir isabet oranının saÄŸlandığını aktaran UlaÄŸlı, “Yaptığımız öncül araÅŸtırmalar, bu parametrelerin titizlikle uygulanması sonucunda FETÖ’nün akademideki tespit edilememiÅŸ mensuplarının ciddi bir isabet oranıyla tespit edilebileceÄŸini göstermiÅŸtir.” dedi.

“Darbe söylentileri FETÖ’yle mücadeleyi sulandıran bir algı yönetimi”

Kripto FETÖ’cülerin gündeme gelmesinin ve kamuoyunda tartışılmasının halkın aklına “Örgütün gizli katmanları ortaya çıkmadı mı?” sorusunu getirdiÄŸini aktaran UlaÄŸlı, “Åžu an medyada yoÄŸun olarak FETÖ’nün tekrar konuÅŸulmaya baÅŸlanması, son olarak bir düşünce kuruluÅŸu tarafından hazırlanan ‘yeniden darbe olacağı’ söylentileri, bu mücadeleyi sulandırma adına yapılmış algı yönetiminin bir parçası olup, bu tür söylemlerle örgütün varlığının ve gücünün halen korunduÄŸu algısının sürdürülmesi amaçlanmaktadır.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

UlaÄŸlı, FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmalarına deÄŸinerek, ÅŸunları kaydetti:

“FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması üzerine medyada sürdürülen tartışmaların örgütün hedeflediÄŸi siyasal kaos ve devlete güven duygusunu zayıflatmaya yönelik bir eylem olduÄŸu ve bunun FETÖ’yle mücadeleye zarar verebileceÄŸini düşünüyorum. Ayrıca, konunun medyada iÅŸleniÅŸ tarzı örgüte olan sadakati artırabilir. Örgütle baÄŸlantısını koparmaya baÅŸlayan fertlerin yaÅŸayacağı kafa karışıklığı ile örgüte olan baÄŸlılığının yeniden oluÅŸabileceÄŸi endiÅŸesini taşıyorum. Bu konuyla alakalı söz söyleme salahiyetini kendinde bulan kiÅŸilerin gerçekten hangi mesajları verdiklerine dikkat etmesi gerekiyor.”

“FETÖ’yle mücadelede iletiÅŸim çalışmalarına ağırlık verilmeli”

FETÖ’yle mücadelede ulusal stratejinin belirlenmesinin önemini vurgulayan UlaÄŸlı, ÅŸunları söyledi:

“FETÖ ile mücadeleyi sadece siyasi argümanlar ile sınırlamak büyük bir hatadır. Bunun bir kamuoyu oluÅŸturma stratejisi, bir algı oluÅŸturma ve sosyal mühendislik boyutu bulunmaktadır. Olayı diplomatik ve siyasi kanallarla çözmeye çalışmak elbette atılması gereken bir adımdır ancak FETÖ sadece bir siyasi ya da diplomatik aktör olmayıp aynı zamanda, panoramik bir iletiÅŸim stratejisi üzerinden dünyada siyasal algı oluÅŸturmuÅŸ, kaynakları dışarıda olan uluslararası bir oluÅŸumdur. FETÖ’ye karşı yürütülecek çalışmalar diplomatik ve sosyolojik boyutları dışında kamuoyu oluÅŸturma ve algı yönetme stratejileriyle de desteklenmelidir. FETÖ’yle mücadelede kurumlar arası tam bir koordinasyon saÄŸlanmalı, ortak bir strateji ve eylem planı oluÅŸturulmalıdır.”

UlaÄŸlı, yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye dostu olarak yetiÅŸtirilmesine dönük bir eylem planı hazırlanması, kendi ülkelerinde yürütülecek FETÖ’yle mücadelede aktif desteklerinden yararlanılması ve ikili iÅŸ birliÄŸinde Türkiye gönüllüsü olarak çalışmalarının saÄŸlanması önerilerinde bulundu.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir