Akşener: İYİ Parti, hakkını arayan her kadının daima yanında olacaktır
Ä°YÄ° Parti Genel BaÅŸkanı AkÅŸener, “Ä°ster bir gün sonra, ister 10 yıl sonra söylesin. Hakkını arayan her kadın onurludur. Ä°YÄ° Parti, hakkını arayan her kadının daima yanında olacaktır.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündemi değerlendirdi.
“Bugünlerde AK Parti’nin üst düzey kadroları, milletimize tepeden bakan o çirkin tavırlarını, insanımızı sürekli kutuplaÅŸtıran o kirli zihniyetlerini, teker teker dışa vurmaya devam ediyor.” diyen AkÅŸener, AK Parti Grup BaÅŸkanvekili Özlem Zengin’e yönelik olarak, “Bir AK Parti milletvekili, üstelik de, kadın bir milletvekili, çıktı AK Parti’ye göre onurlu kadının tarifini yaptı. Tacize, tecavüze, utanmazlığa maruz kalan kadınlar için, utanmadan, ‘Onurlu kadın bir sene beklemez, ertesi gün ÅŸikayet eder’ dedi. Yani bu arkadaÅŸ diyor ki; ‘Tacize, tecavüze uÄŸrayan kadın susuyorsa, susmak zorunda kalıyorsa, onursuzdur’, ‘Aradan zaman geçtikten sonra konuÅŸuyorsa, yine onursuzdur’. Milletin vekili olduÄŸunu iddia eden bir insanın sözlerine bakar mısınız?” ifadelerini kullandı.
Bunun ibretlik olduÄŸunu kaydeden AkÅŸener, “Bu arkadaÅŸların siyaset anlayışında makbul olan liyakat deÄŸil, cehalet olduÄŸundan, özellikle, bilmedikleri, anlamadıkları konularda, üst perdeden konuÅŸmayı marifet sayıyorlar. DoÄŸrusunu anlatmak da, mecburen bizlere düşüyor. Bu arkadaÅŸların, bilimle pek ilgileri olmadığını biliyoruz ama psikologlar, araÅŸtırmacılar diyor ki; ‘Kadınların yaÅŸadığı travma ne kadar ağırsa, ortaya çıkması da o kadar zordur’, ‘Toplum baskısı ne kadar ağırsa, bu konuları konuÅŸmak da o kadar zordur.'” dedi.
Bir televizyon kanalında 7 Haziran 2015’te kendisine “eÅŸini aldattığına” dair imalı bir iftira atıldığını anlatan AkÅŸener şöyle devam etti:
“Buna ben susmadım, çok sert bir tavır, tutum aldım, anında konuÅŸtum. Bu kadın milletvekilinin ‘Niye zamanında konuÅŸmuyorlar’ dediÄŸini söylüyorum. Bana göre gök kubbeyi aÅŸağıya indirmeye çalıştım. Sonra dördüncü gün sayın ErdoÄŸan beni aradı. Bu arada herkes sustu, içerden bilgi bu, ÅŸuradan bilgi. O zaman neyi gördüm biliyor musunuz; ArkadaÅŸlarımız çok üzüldüler ama kadındır, rencide olur mu diye sustular. Benim arkadaÅŸlarım öyle sustu ama diÄŸerleri ise ya doÄŸruysa diye sustu. Sonra dördüncü gün sayın ErdoÄŸan, beni aradı. Uzunca bir telefon konuÅŸması yaptık. Ondan sonra AK Parti’nin içinden insanlar beni aradılar. Fakat sayın ErdoÄŸan’ın aramasıyla beraber o defteri kapatmamı beklemiÅŸ bu hanımefendiler, AK Parti bünyesinden bahsediyorum. Bunların yazar, çizer takımının tamamı, ‘Bu Meral AkÅŸener de ne yapmak istiyor. Bu kadar yeter, CumhurbaÅŸkanı aradı. Bu kadın ne yapmak istiyor? Yeter, sen bir kadınsın, sus’ dediler ve yazdılar. Åžimdi kalkıp da tecavüze, tacize uÄŸrayan bir kadının veya çocuÄŸu tecavüze veya tacize uÄŸrayan bir annenin hemen konuÅŸmamasını onursuzluk olarak nitelendiriyorsanız aynaya bakın muhteremler.”
Herkesin bu açıklıkta konuÅŸamadığını dile getiren AkÅŸener, “Mesela şöyle olmuÅŸtu. ‘ÇocuÄŸun, oÄŸlun var cinayet iÅŸlemesin. Kocan var ÅŸunu yapmasın. Abin var böyle olmasın. Uzatma büyütme Meral’ bu da dendi bana. Aileler bile devreye giriyor. Dostlar, arkadaÅŸlar devreye giriyor. Herkes bir saÄŸduyu timsali olarak o kadına ‘sus’ diyor. Susmadığın zaman da çirkeflikle suçlanıyorsun.” dedi.
Bütün dünyada, kadınlara cesaret aşılayan bir “meToo” hareketi olduÄŸuna iÅŸaret eden AkÅŸener, “meToo” hareketinin, toplumun baskısından korkan, binlerce taciz maÄŸduru kadına cesaret verdiÄŸini söyledi.
Bu hareketin, 10 yıldır, 20 yıldır saklanan taciz olaylarının ortaya çıkmasına vesile olduÄŸunu anlatan AkÅŸener, “Ama tüm bunlar, torunu yaşındaki bir kadın siyasetçiye, sırf kendinden deÄŸil diye, ‘vitrin süsü’ diyebilen bir genel baÅŸkan ve onun meclis grup baÅŸkanvekilinin umurunda bile deÄŸil. Ne kadar acı deÄŸil mi? Oysa bizlerin görevi, kadınları, uÄŸradıkları felaketlere karşı cesaretlendirmektir. Haklarını aramaları için cesaretlendirmektir. Åžikayet edeni onursuz ilan ederek, bir travma daha yaÅŸatmak deÄŸildir. Vicdan bunu gerektirir. Ahlak bunu gerektirir. Ve aynı zamanda onurlu siyaset bunu gerektirir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“Hakkını arayan her kadın onurludur”
Ä°YÄ° Parti Genel BaÅŸkanı Meral AkÅŸener, “Bir siyasi partiyi sakıncasız bulmuÅŸsunuz, logosunu seçim pusulasına koymuÅŸsunuz, o logoya mühür vuranı ‘Allah senin belanı versin.’ diye suçluyorsun. Böyle bir ÅŸey olabilir mi? O zaman o logoyu niye koyuyorsun? Niye seçime girmesine müsaade ettiniz? Hukuki manada söylüyorum.” dedi.
Ä°YÄ° Parti Genel BaÅŸkanı AkÅŸener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuÅŸmada, “Cinsel tacize, tecavüze uÄŸrayan kadınlar için, baÅŸvuru süresi mi var? Üç iÅŸ günü içinde ÅŸikayetçi olmayana namussuz mu diyeceksiniz? Kadın haklarını içine sindiremeyen erkekler yetmedi, bir de seninle mi uÄŸraÅŸacağız? Zihniyetiniz batsın. Ä°ster bir gün sonra, ister 10 yıl sonra söylesin. Hakkını arayan her kadın onurludur. Ä°YÄ° Parti, hakkını arayan her kadının daima yanında olacaktır.” ifadesini kullandı.
AK Parti’nin bir genel baÅŸkan yardımcısının bu ülkenin 6 milyon vatandaşına “Allah belanızı versin.” dediÄŸini savunan AkÅŸener, milletine bela okuyan bir siyasetçinin Türk siyasi tarihinde bir ilk olduÄŸunu söyledi. AkÅŸener, “Bu, Türk siyasi tarihinde utançla hatırlanacak bir terbiyesizlik. Nereden nereye geldi Türkiye deÄŸil mi? Dün kendinden olmayana terörist diyen bu zihniyet, bugün, iÅŸi iyice abartıp, kendine oy vermeyene bela okur hale geldi. Bir yandan Apo’nun mektubunu okutturup, el birliÄŸiyle teröriste güzellemeler yapacaksınız, kırmızı bültenle aranan kardeÅŸinin ayağına, devletin televizyonunu gönderip, röportaj yapacaksınız, sonra çıkıp, sırf size oy vermiyorlar diye, bu memleketin insanlarına bela okuyacaksınız. Yazıklar olsun.” diye konuÅŸtu.
“Nihayet geçen hafta, iktidar, pandemiyle daha da artan ekonomik krizin farkına varabildi”
AkÅŸener, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın öncülüğünde Türkiye’nin, büyük bir yönetim krizi yaÅŸadığını, AK Parti iktidarının Türkiye’yi yönetemediÄŸini savundu. Türk milletinin Hazinesinden milyarlarca liranın, eÅŸe, dosta, yandaÅŸa dağıtıldığını iddia eden AkÅŸener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Millete hepi topu, ’53 milyar lira destek olduk’ diye övünürken o beÅŸ müteahhide bunun kat kat üstünde garanti parası ödüyorlar. Nihayet geçtiÄŸimiz hafta, iktidar, pandemiyle daha da artan ekonomik krizin farkına varabildi. Farkına vardı varmasına da, bilin bakalım ne yaptı? Kendi esnafının feryadını duymayıp, ‘Japon esnaf zorda’ diye haber yapan bu zihniyetin patronu, düşündü taşındı, geliri azalan müteahhidinin yardımına koÅŸtu. Havalimanlarını iÅŸleten ÅŸirketlerin, 2020 yılı içinde düzenlenen ve vadesi 31 Ocak’a ötelenen faturalarının iptaline karar verdi. 2021-2022 dönemine ait kira bedellerinin de 2 yıl boyunca, yüzde 50 indirimli uygulanmasına karar verdi. Mesela, yıllık 1 milyon 300 bin yolcu garantisi verdiÄŸi havaalanını, sadece 7 bin 235 yolcu kullanınca, milletin kesesinden 60 milyon lira ödeyen iktidar, bununla da yetinmeyip, fatura iptal edip, kirada indirim yaptı. 5 bin lira, 10 bin lira kira ödeyen esnafımıza 750 lira kira yardımı yapan iktidar, bu kararla o beÅŸ müteahhidine milyarlarca liralık kıyak yaptı. Yine milletini duymadı, yine esnafını görmedi, yine iÅŸsiz insanlarını düşünmedi. Sayın ErdoÄŸan, millete gelince, cebinde akrep var. Müteahhidine gelince, ‘Buyur dükkan senin.’ diyorsun. Devletin, o beÅŸ müteahhitten alacağı milyarlarca liralık kiradan vazgeçiyorsun ama utanmadan yokluk çeken milletimin kafasına çay atıyorsun. Adı da keyif çayı… Ayıptır, yazıktır, günahtır. Seni o makamlara getiren, o kodamanlar deÄŸil, millettir millet. Senin artık milletimize verecek bir ÅŸeyin kalmadı. Bunu kabullen artık. Ä°ktidar olmayı, partinin ve ÅŸahsi iktidarının, ömrünü uzatmak zanneder oldun. Oysa bir iktidarın amacı, partisinin ve ÅŸahsının iktidar ömrünü uzatmak deÄŸil, kendisine her türlü makamı, her türlü imkanı veren milletine, hizmet etmek olmalıdır. Saraya kapanmış, milletine yabancılaÅŸmış bir siyasetin, sonu gelmiÅŸ demektir. Siyaset tarihi, millet komÅŸusuna gidemezken ‘Ay’a gidiyoruz’ diyen hayal tüccarlarının hazin sonlarıyla doludur. Sayın ErdoÄŸan, algı karın doyurmuyor. Siyaset iletiÅŸimiyle ay sonu gelmiyor. Yapay gündemler faturaları ödemiyor.”
“Pandemi, engelli vatandaÅŸların yaÅŸamlarını en baÅŸta ekonomik olarak etkiledi”
Türkiye’deki dezavantajlı gruplar için, sorunların büyük olduÄŸunu söyleyen AkÅŸener, engellilerin iÅŸ fırsatlarından kent mimarisine kadar birçok alanda sorun yaÅŸadığını ifade etti.
AkÅŸener, konuÅŸmasının bu bölümünde, engelli Aysun Karaemir’e söz verdi. Karaemir, kürsünün önünde, tekerlekli sandalyesinde oturarak yaptığı konuÅŸmada, engelli vatandaÅŸların sorunlarını ve taleplerini dile getirdi.
Karaemir’e teÅŸekkür eden AkÅŸener, “Burası, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Burası, milletimizin her ferdinin sorunlarına çare beklediÄŸi yer. Gördünüz, engelli bir kardeÅŸimiz, burada kürsüye ulaÅŸamıyor. Bu duruma pansuman bir çözüm bulabilir miydik? Bulabilirdik. Ancak, yapsaydık o taktirde, buranın gerçeÄŸini de gizlemiÅŸ olurduk. Engelleri kaldırmak, vatandaÅŸlarımızın, kimseye ihtiyaç duymadan yaÅŸamalarını saÄŸlamaktır. Onların dertlerini çözecek binada bile düşünülmemiÅŸ olmaları büyük ayıp. Türkiye’nin Meclisindeki tablo buysa varın sokağı siz düşünün.” dedi.
BirleÅŸmiÅŸ Milletler Engelli Hakları SözleÅŸmesi’ne iÅŸaret eden AkÅŸener, “SözleÅŸmeyi imzalamış Türkiye’de, bunlar yapılıyor mu? Engelli dostu kaç devlet binası var? Engelli dostu kaç sokak var? Engelli dostu kaç turizm iÅŸletmesi var? Hastanelerde iÅŸaret dili bilen kaç saÄŸlık personeli var? Toplumun bilinçlendirilmesi için bir çaba var mı? Bunlar olmadığı gibi, normal zamanlarda bile görmezden gelinen, sesleri duyulmayan, en ufak destek için bile, kapı kapı dolaÅŸmak zorunda bırakılan engelli vatandaÅŸlarımız, pandemi döneminde de iktidarın yanlış politikalarından en kötü etkilenen kesimlerden biri oldu.” ifadesine yer verdi.
Akşener, pandeminin engellilerin yaşamlarını en başta ekonomik olarak etkilediğini ama iktidarın Kovid-19 öncesinde de oldukça sorunlu bir alan olan engelli istihdamı konusunda hiçbir çaba sarf etmediğini iddia etti.
OECD ülkelerinde, engellilere ayrılan kamu yardımlarının milli gelirin ortalama yüzde 2’si olduÄŸunu aktaran AkÅŸener, Türkiye’deki engellilere ayrılan kamu yardımlarının milli gelirin sadece binde 1’i olduÄŸunu söyledi. AkÅŸener, “Bu bir zihniyet meselesi. O nedenle ülkemizde engelli olup çalışmak isteyenlere yönelik iktidarın bakış açısı, ‘Engellidir yapamaz, engellidir çalışamazdan’ öteye geçmiyor.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Engellilerin, yıllardır korumalı iş yerlerinde istihdam edilmeye çalışıldığını dile getiren Akşener, şunları kaydetti:
“Bu yanlış bakış açısı, kendisini en fazla kamu kurumlarında gösteriyor. Ä°ktidar, sanki hiç engelli avukat, mühendis, doktor, yazılımcı, nitelikli işçi yokmuÅŸ gibi, tüm engellileri, bir blok halinde, nitelikli olmayan işçi sınıfında görüyor. Bu durum da ‘Sana iÅŸ verdik daha ne istiyorsun?’ diyerek kendi mesleÄŸini yapmak dışında bir talebi olmayan engellileri hayata daha da küstürüyor. Engelli vatandaÅŸlarımızın çilesi burada da bitmiyor. Ä°stihdamda yaÅŸadıkları sorunlar yalnızca iÅŸe giriÅŸle sınırlı deÄŸil. Çalıştıkları süre boyunca engelliler, iÅŸ saÄŸlığından, yeterli ekipman desteÄŸine kadar, onlarca sorunla baÅŸ etmek zorundalar. Tüm bunlara ek olarak engellilerin 15 yıl çalıştıktan sonra emeklilik hakları olduÄŸu için, bazı ÅŸirketler, 15 yılın ardından onları zorunlu emekli etmeye çalışıyor.”
AkÅŸener, Ä°YÄ° Parti’nin iktidarında engellilere iyi bir hayat kalitesi sunacaklarını belirterek engelli vatandaÅŸlara yönelik çalışmalarını ve projelerini anlattı.
Kaynak: AA