Akşener: Yanlış verilerle atılan adımların sonuçları da yanlış olur
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, yanlış verilerle atılan adımların sonuçlarının da yanlış olacağını dile getirerek, “Yalan yanlış veriler üzerinden siyasal kampanya yaparak kriz yönetme devri çoktan geçti.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerine Bursa’da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyerek başlayan Akşener, milletin sadece doğal afetlerle değil, iktidarın elinin tersiyle ittiği hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, tarafsız yargı kavramlarının ortaya çıkardığı siyasi afetlerle karşı karşıya olduğunu savundu.
Yargının 3 ayağından birinin savunma olduğuna dikkati çeken Akşener, şunları söyledi:
“İktidar ve küçük ortağı, getirmeye çalıştıkları bir düzenleme ile baroları da ayrıştırmak istiyor. Dün, bu düzenlemeye karşı demokratik bir şekilde tepki veren baro başkanları, gündüz saatlerce güneşin altında, gece de sağanak yağmurun altında bekletildiler, itilip kakıldılar. Güneşten ve yağmurdan korunmaları için gönderdiğimiz tentelerin bile kurulmasına müsaade edilmedi. İlin valisi çaresizlikle İçişleri Bakanlığını işaret ederek, ‘250 metre yürümelerine izin veremediğini’ ifade etti. Yapılan kasıtlı provokasyona rağmen demokrasi çizgisinden ayrılmayan ve ne kadar uğraşırsa uğraşsın, iktidara bizleri ayrıştıramayacağını gösteren baro başkanlarımıza ve cübbesine düğme diktirmemiş avukatlarımıza sağduyularından ötürü teşekkür ediyorum. Bu günler elbette geçecek. Hukukun üstün, yargının bağımsız ve adaletin herkes için olduğu bir Türkiye’de elbette buluşacağız.”
“Sınav organizasyonları acemice yapılıyor”
Cumartesi günü yapılan LGS sınavına ilişkin görüşlerini de açıklayan Akşener, öğrencilere geçmiş olsun dileklerinde bulundu. LGS sınavı sırasında şahit oldukları manzaranın kendilerini haklı çıkardığını belirten Akşener, “Acemice yapılan sınav organizasyonunun” koronavirüs vakalarında bir artışa sebep olmamasını umduğunu dile getirdi.
Bu hafta sonu da Yükseköğretim Kurumları Sınavı olduğunu anımsatan Akşener, şöyle devam etti:
“Bu vesileyle, iktidarın bu inadını da aziz milletime şikayet ediyorum. Önce ileri bir tarihe alınan, ardından tekrar öne çekilen YKS’yle ilgili olarak itiraz ettik, hukuki yollara başvurduk. YKS’nin 25-26 Temmuz’da yapılacağını açıkladınız. Sonra aklınıza esti, sınavı bir ay önceye çektiniz. Gençlerimiz ve aileleri planlarını buna göre yaptı. ‘Böyle olmaz.’ dedik, dinlemediler. Dilekçemizi yazıp başvurduk, ‘gençlerimizi zora sokacak bu uygulamayı iptal edin.’ dedik. Danıştay geçen hafta karar verdi. Yürütmenin durdurulması talebimizi reddettiler. Mecliste önerge verdik, ‘Yapmayın, etmeyin’ dedik. Onu da reddettiler.
Kendimiz için bir şey istemedik. ‘Evlatlarımızın planını, programını bozmayın, bırakın rahat rahat hazırlansınlar, iki ayaklarını bir pabuca sokmayın, bu sıradan bir sınav değil, geleceklerini belirliyor, salgın daha bitmedi, çocuklarımızı göz göre göre tehlikeye atmayın.’ dedik. Dinletemedik.
İşte o nedenle evlatlarımıza kulak tıkayanları, evlatlarını candan aziz bilen milletimize şikayet ediyorum. Hafta sonu sınava girecek sevgili öğrenciler; tüm zorluklara rağmen, çalıştınız, çabaladınız. Sınavın yapılacağı alana girerken her tür önlemi alın. Sizin büyüklerinizden daha dikkatli olduğunuzu görüyorum. Ne kendinizi ne sevdiklerinizi riske atmayın. Ne olur dikkatli olun, tedbiri elden bırakmayın. Ama sizi yok sayanları da unutmayın, not alın. Zamanı gelince de hesabını sorun. Allah yar ve yardımcınız olsun.”
“AK Parti iktidarlarının gençlerle sorunu var”
Akşener, AK Parti iktidarının gençlerle hep bir sorunu olduğunu, giyimine, yediğine ve içtiğine, oturmasına ve kalkmasına karıştığını öne sürerek, “Gençliğini hakkıyla yaşamamış adamlar, gençlere sürekli bir ders, bir ayar verme ve bir parmak sallama havasında. Bunları yaparken bari onları düşünseler ama düşünmüyorlar. Attıkları hiçbir adımda gençlerimize güven yok, hep dikte etmek var. Gençlerin hakkı, hukuku söz konusu olduğunda hep itip kakmak var, hep dayatmak var.” diye konuştu.
Bu hafta Meclise, gençleri ilgilendiren yeni bir yasa hazırlığının geldiğini ifade eden Akşener, 25 yaş altı ve 50 yaş üstündekilerin 10 günden az çalışması halinde sigorta primi ödenmemesine ilişkin taslak hazırlandığını söyledi. Meral Akşener, 25 yaş altındaki çalışanların işverene ve hayata karşı savunmasız bırakılacağını savundu.
Kovid-19 salgını sürecinde bir önlem olarak kullanılan esnek çalışma uygulamasının sabit hale getirileceğini öne süren Akşener, “Deprem vergilerini nasıl sabit vergi haline getirip 18 yıldır milleti yoldularsa, şimdi de salgını fırsat bilip gençlerimizin sosyal haklarını tırpanlamaya hazırlanıyorlar. İşten çıkarmaları kolaylaştırıyorlar. İYİ Parti Meclis grubu, bu girişime karşı sonuna kadar direnecek. Ülkemizin geleceğini ipotek altına alan bu iktidarın, gençlerimizi daha fazla incitmesine müsaade etmeyeceğiz.” dedi.
“Genç işsizlik oranı yüzde 24,6 oldu”
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, özellikle genç işsizliğin Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında geldiğini vurgulayarak, genç işsizlik oranının yüzde 24,6’lara ulaştığına dikkati çekti.
Dört gençten birinin işsiz olduğunu kaydeden Akşener, istihdam oranının ise yüzde 27’ye düştüğünü, her on gençten üçünün ne okuduğunu ne de çalıştığını belirtti.
Akşener, 28 yaşındaki üniversite mezunu işsiz Serhan Koray Çiftçi’yi kürsüye davet ederek, konuşturdu.
Yurt dışında eğitim gördüğünü, ülkesine faydalı olmak için Türkiye’ye döndüğünü ancak uzun süre işsiz kaldığını dile getiren Çiftçi, “İşsiz olmak yarını görememek, hayal kuramamak demektir. Umutlarını kaybeder insan. İş bulmak zorlaştı. Tüm umutlarını bize bağlayan anne babalarımızın da tüm hayalleri yok olup gidiyor. Ülkemde ülkeme dair hayal kurmaktan vazgeçtim. Üzgünüm. Her şey bu kadar olumsuz. Bu kürsüden konuşan ülkemin geleceğidir.” ifadelerini kullandı.
Çiftçi’nin ardından konuşmasına devam eden Akşener, “Eserini görüyor musun Sayın Erdoğan? Hayal kuramayan bu gençlerimiz, iş bulamayan bu gençlerimiz, mutlu olmak için yüzünü başka ülkelere çeviren bu gençlerimiz, işte onlar senin eserin. Eserinden memnun musun Sayın Erdoğan? Suçlu onlar değil, suçlu sensin Sayın Erdoğan. Biz gençlerimize yeniden hayal kurdurmanın kavgasındayız. Biz hayal kurabilen gençlerimizi iş sahibi yapmanın kavgasındayız. Gençlerimize, ‘Sus, otur yerine’ demeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimize hiç olmadığımız kadar yakınız.” sözünü aktaran Akşener, Türkiye’nin, 2019 yılında, 755 milyar dolarlık milli gelirle dünyanın 19’uncu ekonomisi olduğunu, 10’uncu sıradaki Kanada’nın milli gelirininse 1 trilyon 730 milyar dolar olduğunu söyledi. Akşener, Türkiye’nin 2020’de yüzde 100 büyümesi durumunda bile ilk 10 ekonomi arasına giremeyeceğini belirterek “Mevcut durumda, bırakın ilk 10’u, ilk 20’de kalamama riskimiz var. Yani, ‘ağam bizimle eyleniyi.” dedi.
Verilerin çarpıtılarak krizin yönetilmeye çalışıldığını savunan Akşener, şöyle konuştu:
“Ne yapıyorlar biliyor musunuz? Gidip vatandaşa soruyorlar. ‘Çalışıyor musun?’ diyorlar. ‘Hayır’ diyor. ‘Peki, bir iş olsa çalışır mısın?’ diye soruyorlar. Elbette ‘evet’ diyor. Sonra altın soru geliyor. Diyorlar ki; ‘Son 4 haftada herhangi bir resmi kuruluşa, iş başvurusu yaptın mı?’ O işsiz vatandaşım, ‘Hayır yapmadım.’ dediği anda hayatı birden düzene giriyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü artık işsiz sayılmıyor. İşi yok ama en azından, iktidarın gözünde artık işsiz değil. Güler misin, ağlar mısın? Oysa aynı vatandaşım aylarca iş aramış, bulamamış. Bulamayınca da umudunu kesip resmi kanallarla iş aramaktan vazgeçmiş. İş aramadığı için de Ankara’daki kayıtlara göre artık işsiz değil.”
“Yanlış verilerle atılan adımların sonuçları da yanlış olur”
Yanlış verilerle atılan adımların sonuçlarının da yanlış olacağını dile getiren Akşener, “Yalan yanlış veriler üzerinden siyasal kampanya yaparak kriz yönetme devri çoktan geçti.” dedi.
Akşener, “Temenniyle ülke yönetme devri artık bitti. Çünkü milletimiz hayatın içinde ve gerçeği tüm açıklığıyla yaşıyor. AB ortalamasının yüzde 14,3, OECD ortalamasının yüzde 11,2, Güney Kore’nin yüzde 10,4, Meksika’nın yüzde 7,2 sahip olduğu bir dönemde, yüzde 25’in üzerinde genç işsizlik oranı, artık kaybedecek vaktimizin olmadığını apaçık gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Akşener, 15-24 yaş aralığındaki 1,2 milyon üniversite mezununun 400 bininin iş aramayı bıraktığını anlatarak, geri kalan 800 bin gencin 259 bininin işsiz olduğunu, dolayısıyla 15-24 yaş arasındaki gençlerin yarıdan fazlasının işsiz olduğunu söyledi. Meral Akşener, “Sayın Erdoğan’ın ‘her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok.’ diyerek, itiraf ettiği başarısızlıklarının sonuçlarını, böylece hep birlikte yaşıyoruz.” dedi.
İş aramaktan umudunu kesmiş olanlar, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ve mevsimlik çalışanlar ilave edildiğinde geniş tanımlı işsiz sayısının bulunduğunu dile getiren Akşener, şunları söyledi:
“Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçildiği 1 Temmuz 2018’de, bu sayı 5,6 milyon kişiydi. Sistemin ilk 20 ayının sonunda bu sayı 7,9 milyon kişiye ulaştı. Artış oranı yüzde 40 oldu. Plansız, programsız, ortak akıldan yoksun bir yönetim anlayışının yarattığı savrulmanın sonucu işte budur. Buradan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum, milletimiz fakruzaruret içinde, harap ve bitap düşmüşken üstüne bir de vatandaşına yalan söylemeyi bırak artık.
Sayın Erdoğan; TÜİK’in dokunuşlarına rağmen, işsizlikte son 60 yılın en kötü 10 yılı sana ait. Son 60 yılın en kötü 5 yılı da sana ait. Tüm zamanların en kötü 3 yılı ise partili cumhurbaşkanlığı sistemine, Cumhur koalisyonuna, damadına, yani o da sana ait Sayın Erdoğan. Bu yönetim sistemi ve onun ekonomiden sorumlu damadı, çalışmak ve emeğinin karşılığını almak isteyene ve özellikle de bu ülkenin üniversite mezunu gençlerine sırtını çevirdi.”
Gençlerin nasıl bir düzende yaşadıklarının farkına varması gerektiğini dile getiren Akşener, doğru işleyecek bir sistemi inşa etmeyi hedeflediklerini belirtti. İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi kurmayı başaracaklarını ifade eden Akşener, iktidar olduklarında sadakat yerine liyakata önem vereceklerini söyledi.
Kaynak: AA