Bahçeli: (Yunanistan Başbakanı Miçotakis) Tacizlerinizin bedelini misliyle ödetmeye kanımızla, canımızla geliriz

Bahçeli (Yunanistan Başbakanı Miçotakis) Tacizlerinizin bedelini misliyle ödetmeye kanımızla, canımızla geliriz

Bahçeli (Yunanistan Başbakanı Miçotakis) Tacizlerinizin bedelini misliyle ödetmeye kanımızla, canımızla geliriz

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “(Yunanistan Başbakanı Miçotakis) Gündüzünüzü gece gibi örtmeye, tacizlerinizin bedelini misliyle ödetmeye seve seve, koşa koşa, kanımızla, canımızla geliriz.” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisince Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” başlıklı mitingde yaptığı konuşmada, Kayserilileri selamlayarak, Kayseri’nin “yine düşman çatlattığını” söyledi.

“Kayserili ‘ye sormuşlar. Çay mı içersin, kahve mi? Cevap vermiş. Çayı şimdi içelim, kahveyi yemekten sonra içeriz. Ben de diyorum ki, şimdi muhabbet çayından beraberce yudumlayalım.” diyen Bahçeli, zafer kahvesini gene hep birlikte 2023 yılında içeceklerini belirtti.

Başlarının dik ve bahtlarının açık olduğunu anlatan Bahçeli, Türk’ün ezelden ebede büyük bir kültür, tarih ve medeniyet hazinesi olduğunu aktardı.

Bahçeli, Cumhuriyet Meydanı’na gelen, gelemeyen herkese teşekkür ederek, şunları kaydetti:

“Yürekten inanmaktayım ki bugünkü açık hava toplantımız millet hayatımızda ve milli tarihimizde Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023 umutlarının müjdesi olarak anılacaktır. Türkiye üzerinde melanet kurgusu olanların Kayseri’nin ihtişamına bakarak kendi hisselerine düşen gerekli dersleri çıkarmalarını tavsiye ediyorum. Buradan yükselen ses, Türkiye’nin milli onurunu, milli haysiyetini kıyamete kadar koruma ve kollama iradesinin bir meydan okumasıdır. Türkiye; geçmişinden kaçan, kendine güveni olmayan, gelecek ümidi kararmış ülke durumuna düşürülmek istenmektedir. Bunun adı zillettir. Türkiye içeride ihanet, dışarıda husumet sarmalındadır. Sevr’de aklı kalmış Lozan’da hevesleri budanmış, küresel cinayet şebekesinin yeni taktiklerle devşirdikleri tanıdık iş birlikçiler eliyle adım adım, yavaş yavaş, kademe kademe, ruhumuzu teslim almalarına yönelik sinsi bir tertip devrededir. Bin yıllık vatan toprağımız üzerinde asırların kardeşlik bağlarını çözmeye yönelik makus ve menfur bir senaryo devamlı canlı tutulmaktadır. Bu yüzden tarihimizi yargılıyorlar, milletimizi sorguluyorlar, milli birlik ve dayanışma azmimizi kurcalıyorlar. Bunları yaparken demokrasiyi istismar ediyorlar. Hak, hukuk, adalet ve özgürlük kavramlarının içini boşaltıyorlar. Öncelikle, bir tavır geliştirmemiz, bir duruş göstermemiz, bir irade beyan etmemiz, geldiğimiz bu aşamada şarttır. Bu nedenle hepinize açık açık soruyorum. Kulakların pasını silmenizi ümit ediyorum. Kayseri’den dünyaya öyle bir mesaj verin ki zulüm cephesi zillet ittifakı hepten denge kaybına uğrasın. Bayraklar nerede? Vatan sevdalıları nerede? Birim, diriyim, hep birlikte Türk milletiyim diyen yürekler nerede? Çok şükür burada, her zaman burada, sonuna kadar burada, Allah’ın izniyle sonsuza kadar bu vatanda.”

“Sözde aydınları parayla yemleyip kara kampanya düzeneği kuruyorlardı”

Tüm gözlerin Türkiye’nin üzerinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Uyanık mıyız? Uyuyor muyuz? Bunu yokluyorlar. Durgun muyuz? Duyarlı mıyız? Bunu kolluyorlar. Aciz miyiz? Atılgan mıyız? Bunu inceliyorlar. Yılgın mıyız? Bıçkın mıyız? Bunu irdeliyorlar. Tıpkı Ergenekon’da demir dağları eriten ateş gibi, Sivas’ta yaktığımız ateş Bursa’da yayıldı, Kayseri’de körüklenip bütün Türkiye’yi sardı.” diye konuştu.

“Geliyor gelmekte olan masalını anlatan münafık muhterislere sesleniyorum.” diyen Bahçeli, “Ayrıca nereye geliyorsunuz? Nasıl geliyorsunuz? Kiminle gelmeyi düşünüyorsunuz? Biz bir yere gitmiyoruz. Gitmeyi aklımızdan geçirmiyoruz. Hatta geleceğiniz varsa göreceğiniz de var diyoruz. Uyarayım, davetsiz gelen döşeksiz oturmaya mahkumdur. Gelmekten gelmeye fark vardır, kahramanlar gelir Ankara Dikmen sırtlarında Seymenler tarafından karşılanır, zalimler gelir Afyonkarahisar’dan İzmir’e kadar kovalanır. Bu sözlerim zillet ittifakına birkaç beden büyük geliyorsa, ziyanı yok, 2023 ve müteakip yıllarda da onları baştan ayağa giydirmesini çok iyi biliriz. Şu gaflete bakınız ki Milliyetçi Hareket Partisi’ne kefen biçiyorlardı. Şu kifayetsizliğe bakınız ki anket şirketlerini, kiralık gazetecileri, sözde aydınları parayla yemleyip kara kampanya düzeneği kuruyorlardı. Utanmadan yalan rüzgarı estiriyorlardı, yüzleri kızarmadan yıkım planı yapıyorlardı, taviz ve teslimiyet döngüsüne hapsolarak yozlaşma akıntısında kürek çekiyorlardı. Hani, ‘Ağustos’ta denize girsem, balta kesmez buz olur’ derler ya, aynen o durumdaydılar.” değerlendirmesinde bulundu.

Kendilerini arayanların anketlerde değil dilde, duada, camide, cemevinde, bağda, bahçede, bostanda, fabrikada, tezgahta, tarlada, suskun ve vakur milyonların kalbinde araması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Bizim yerimiz dolandırıcıların anketleri değil, kalemi satılmış gazetecilerin küf tutmuş köşeleri değil, Türk milletinin şaşmaz, sarsılmaz, asla tartışılmaz hükmü şahsiyetindedir ancak hamiyet sahipleri bu hakikatin idrakine varabilecektir.” ifadelerini kullandı.

“Onların adayı şu olmuş, bu olmuş, artık bir önemi yoktur”

Bahçeli, Cumhuriyet’in yüzüncü yıl dönümü 2023’te cumhurbaşkanını seçeceklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Zilletin diğer failleri birbirlerine daha da düşecek, alayının yüzü turşu satacak, sığınacak hiçbir bahane bulamayacaklar. Onların adayı şu olmuş, bu olmuş, artık bir önemi yoktur. Çünkü tavşan yamacı aşmış, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiştir. Kaldı ki henüz talimat gelmedi henüz izin ve icazet alamadılar. Bir isim üzerinde uzlaşamayan bir ittifakın Türkiye’nin milli hedeflerinde uzlaşması akıl karı mıdır? Birbirlerine güvenmeyen bir ittifakın Türk milletine güven vermesi mantık işi midir? Birbirinin açığını arayan kokuşmuş bir ittifakın hangi yaraya merhem olması düşünülecektir? Bu terazi bu sıkleti çekmez, zillet ittifakından hiçbir halt olmaz, olamaz. Bunların istikameti şaşmış, iradeleri sakatlanmış, itibarları sıfırlanmış. Vücuttaki safra neyse zillet ittifakı odur. Daldaki çürük meyve neyse zillet ittifakı aynısıdır. Onlar varsın aday falı açsınlar, o mu olsun, bu mu olsun diye masaları aşındırsınlar.

Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Adayımızdan da, kararımızdan da geri dönersek gök girsin kızıl çıksın. Ne demişsek odur, sözümüz senet, özümüz kefildir. Türkiye’nin sonu meçhul bir maceraya atılmaya hali yoktur. Türkiye’nin çıkmaz sokaklarda zaman kaybetmeye takati yoktur. Türk milletinin oyalanmaya, milletler mücadelesinde geri düşmeye tahammülü yoktur. 2023 yılında Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci döneminde de Cumhurbaşkanı olmalıdır. Arzumuz budur, arayışımız budur, amacımız budur, mücadelemiz bu hedefe ulaşmak maksadıyla icra ve ifa edilmektedir.”

Bahçeli, son günlerde Türk tarihintartışmaya açma girişimleri ile ecdadın üzerinde kuşku uyandırma densizliklerinin vahim bir insafsızlık, vandal bir ilkesizlik düzeyine ulaştığını belirtti.

“Dünyanın hiçbir yerinde atasına ve milli anılarına ülkemizdeki bir güruh kadar yaralayıcı, hakaretamiz ve yıkıcı konuşan yoktur.” diyen Bahçeli, “Osmanlı İmparatorluğu’nun son Padişahı Sultan Vahdettin hain miydi, değil miydi? Revaçtaki münakaşa budur. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a gönderilmesindeki asıl mana ve maksat üzerinde fikir ve görüş ayrılıkları, sürekli ikmal edilen nifak adımları çok tehlikeli boyutlar kazanmaktadır. Kadir kıymet bilmeyen Türk ve Türkiye muhalifi kaymak bir tabaka bayağı ezberlerini sıralarken bizi biz yapan değer hükümlerini açıkça ve alçakça hedef almaktadır. Tarihte gerçekte ne olup bittiğinin araştırması, analizi ve açıklaması tarihçilerimizin işidir. Bize düşen buna saygı duymaktır. Ancak biz tarihimizi ve ecdadımızı ideolojik gayelerle suçlama yarışına giren köksüzlere müsaade etmeyiz, hepsinin birden alnını santim santim karışlarız. Türk tarihi onların tarihi değildir. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun güncellenmiş, geçmişin rotasına eklemlenmiş ve gücüne güç katmış bir devamıdır.” değerlendirmesini yaptı.

“Sultan Vahdettin’in eksiği, gediği, kusuru olsa da, asla hain değildir”

Bahçeli, Milli Mücadele ile ilgili şunları kaydetti:

“Milli Mücadele’yi zaferle buluşturan, Cumhuriyet’i cumhurla kucaklaştıran kahramanlar kuşağı hep birden Osmanlı İmparatorluğu’nun ya bir paşası ya bir düşünürü ya da inanmış bir devlet görevlisidir. Kan aynıdır, kader aynıdır, karar aynıdır, kadro aynıdır, karakter aynıdır. Hepsi birlikte Türk milletinin şerefli evlatlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkaca bir seçenek kalmadığından uzun bir süredir hazırlığı yapılan, senaryosu üzerinde çalışılan stratejik bir hamlesiyle, operasyonel bir tercihiyle, her ihtimali hesaplanmış basiretli bir tecellisiyle vücut bulmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı Türklüğün asırlar boyunca mahfuz tuttuğu, bağımsızlığının ve bekasının tehlikeye düştüğü anda cemre gibi gönüllere düşen muhteşem bir atasözü, müktesebatı olan dev bir atılımıdır. Esasen Samsun’a çıkan tarihin her döneminde oluşmuş ve olgunlaşmış Türk devlet ruhudur, Türk devlet onurudur. Kurtuluş Mücadelesi’ni başlatan Ötüken ufkudur, Söğüt şuurudur, Türk milletinin hürriyetine düşkün oluşudur.

Elbette o dönemlerin hükümetlerinin yanlışları olabilir, hatalı kararları olabilir, aciziyetleri olabilir, teslimiyetçi özellikleri de görülebilir. Ancak bu mümkün ve muhtemel olumsuzluklar gerçeğin büyük resmini asla değiştiremez, tarihin kolonlarını yerinden oynatamaz. Yine üzerinde ısrarla durmak isterim ki Oğuz neslinden, Kayı’sından Kınık’ından, 24 boyunun tamamından hain çıkmaz, çıkmamıştır. Türk hakanları arasında hıyanete teşne tek bir isim gösterilemez. Sultan Vahdettin’in eksiği, gediği, kusuru olsa da asla hain değildir ve Mustafa Kemal Paşa’nın Milli Mücadele yolunu açan, kimliksiz, kişiliksiz, edepsiz İzmir Belediye Başkanının küstahça sövdüğü Osmanlı İmparatorluğu padişahından başkası değildir. Oğlan babadan görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını. İzmir’in meşrebi ve mensubiyeti ağır yaralı belediye başkanı ne öğrenmişse zalim babasından öğrenmiştir.”

“Bu CHP zihniyetinin yatacak yeri yoktur” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:

“Bu CHP zihniyetinin günahları diz boyudur. Bugünkü CHP zihniyeti Kuvayımilliye iradesiyle geceyle gündüz gibi farklıdır. Kimi dikenini gülünden seçer, herkes ettiğinin mahsulünü bir gün mutlaka biçer. Kılıçdaroğlu tarih bilmez, ecdad bilmez, millet bilmez, erdem bilmez, edep bilmez; bildiği tek şey yalandır, iftiradır, izansızlıktır. Kayseri’nin meşhur bir sözünü hatırlatmak isterim. ‘Ahrazın dilinden anası anlarmış.’ Ne var ki bu Kılıçdaroğlu’nun dilinden de dileğinden de dimağından da anlayan, anlayacak olan yoktur. Merhum Peyami Safa’nın dediği gibi, ‘yalana bırakınız insanı, eşya bile isyan etmelidir.’ Yalancılık, milli ve manevi değer yağmacılığı, yabancılara yağcılık zillettir, illettir, rezalettir, CHP’sinden HDP’sine, İP’inden DEVA’sına kadar hepsinin yakasına yapışmıştır. Kılıçdaroğlu’nun tek bir doğru lafını duyanınız oldu mu? CHP’nin ve diğerlerinin milletimizin ve devletimizin lehine küçük de olsa olumlu bir görüşüne şahitlik edeniniz çıktı mı? Testide ne varsa dışına sızan odur.”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Fikirde ne bulunuyorsa fiile yansıyan da odur. İleri düzeyde akıl dağılması yaşayan Kılıçdaroğlu, meğer Sakarya Savaşı’nın Sakarya ilimizde yapıldığını sanıyormuş. Nasıl olsa bozacının şahidi şıracıdır, kendisini dinleyenlerin alkış tufanı koparması da toplu bir cehalet gösterisine işarettir. Nutuk’tan değil, Atatürk’ten değil, küresel çıkar ve ihanet merkezlerinden ilhamını alanların akıbetleri böylesine mefluçtur. Doğrusunu Allah biliyor ya İstanbul’daki Belgrat ormanlarının Sırbistan’da, Arnavutköyü’nün Arnavutluk’ta, Ankara’daki Tunus Caddesi’nin de Tunus’ta olduğunu söylerse hiç şaşırmayınız.” ifadelerini kullandı.

Kayseri’nin yetiştirdiği değerlerden birisi olan İncili Çavuş yaşamış olsaydı Kılıçdaroğlu’nu gecikmeksizin ona havale edeceklerini, onun mizah üreten diline zimmetleyeceklerini dile getiren Bahçeli, “Nihayetinde malum cehalet çığlığı karşısında yapılacak başka bir şey de olmazdı. Bu kapsamda Hz. Ebubekir’e atfedilen şu söz aynısıyla Kılıçdaroğlu’nu tarif etmektedir. ‘Abidin cahili, şeytanın oyuncağıdır. Tıpkı fareyi cebinde taşıyanlar gibi.’ İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa, imha için de o kadar cehalet kafidir.” diye konuştu.

“İtibarlı bir Türkiye fotoğrafı herkesin dikkatini çekmiştir”

Bahçeli, vicdanı kurumuş, şuuru kapanmış, akli melekeleri felç geçirmiş olanların sulak alanda bile susuz, güneşli yerde bile ışıksız kalacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bihakkın ilan ediyorum, zillet ittifakı yarınlarımıza perde çekemeyecektir. Zillet ittifakı büyük Türkiye’nin doğuşuna engel olamayacaktır. Türkiye her meselede hakem misyonu üstlenen bir ülkedir. Türkiye ne diyeceği, ne yapacağı merak uyandıran bir ülke konumundadır. 16 Eylül’de Özbekistan’ın Semerkant kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın 22. Devlet Başkanları Zirvesi’ne diyalog ortağı Türkiye’yi temsilen katılan Cumhurbaşkanı’mız ve heyeti göz doldurmuş, ilgi odağı haline gelmişler, yapıcı ve dengeli tutumlarıyla herkesle temas kurmayı, verimli görüşmeler yapmayı başarmışlardır. Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere, ülkemiz bütün kriz ve sorun alanlarına samimiyetle ve diplomatik ustalıkla müdahale etmektedir. İnsanı ve insani değerleri merkezine alan aktif bir diplomasiyle bölgemizde ve küresel zeminde barış kuşağı tesis etmek için mücadele eden itibarlı bir Türkiye fotoğrafı herkesin dikkatini çekmiştir. Bu nedenle zillet partilerinin ayarları bozulmuş, ne diyeceklerini şaşırmışlar, dut yemiş bülbüle dönmüşlerdir.”

“Masa dağılacağı kadar zaten dağıldı”

Millet İttifakı’nın HDP’yle çok kirli bir ittifak içinde olduğunu belirten Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

“FETÖ’ye boyun eğmiş vaziyetteler. PKK’nın dümen suyuna girmiş haldeler. Bu nedenle zilletin ta dibindeler. Küresel emperyalizmin köle gibi izindeler. Türkiye düşmanlarının emrindeler. Türkiye’nin izmihlaline hizmetteler. Milli birlik ve kardeşlik bağlarımızı koparmanın derdindeler. Etnik ve mezhep temelli bölücülüğü kaşımanın hevesindeler. Türkiye ekonomisini kötülemenin peşindeler. Yunan tezlerine destek vermenin hedefindeler. Terörle mücadeleyi bitirmenin niyetindeler. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Karabağ’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Mavi Vatan’da Türkiye’nin müessir mücadele gücünü, haklı ve meşru varlığını tartışmaya açmanın emelindeler. CHP, İP, HDP, SP, Gelecek ve DEVA’nın yanında TİP, TKP, Emek Partisi, Emekçi Hareket Partisi, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Toplumsal Özgürlükler Partisi de zilletin göbeğindedir. Açık veya örtülü olsa da bunların cümle kapısı birbirine açılmaktadır. Kılıçdaroğlu bu zillet koalisyonunun cumhurbaşkanı adayı olmak için çırpınmaktadır. Gelişmeler can sıkıcı olunca CHP yönetimi mayasız masa ittifakını tehdit noktasına gelmiştir. Kılıçdaroğlu eğer aday olmazsa, ‘Alevi olduğu için reddedildi algısı’ yerleşirmiş. Bunu toplum ve demokrasi hazmedemezmiş. Üstelik altılı masa da dağılırmış. Masa dağılacağı kadar zaten dağıldı, ancak CHP yönetiminin diğer uçuk kaçık ve karanlık söylemlerinin ahlaki ve makul hiçbir yanının bulunmadığı da ortadadır. Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizi tahrik eden dil bölücü, ayırıcı, kutuplaştırıcı ve nefret saçan bir dildir. Bu bühtanı ağzına alanlar Türk milletinin varlığından, birliğinden, kardeşliğinden, yükseliş ve diriliş gayesinden çok rahatsız olan namertlerdir.”

“Alevi’si de bizim, Sünni’si de bizim, Caferi’si de bizimdir. Türkü de biziz, Kürdü de biziz, biz Türk milletiyiz.” diyen Bahçeli, “CHP’nin bu melun iddiası milli güvenliğimize tehdittir. Benden sonrası tufan anlayışına saplanıp kalan bir siyaset koltuğundan Türkiye’ye gelecek yalnızca hüsrandır. Türk milleti bu tip bir azgın fitneye geçit vermeyecektir. İP’in başkanına Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sorulunca, ‘bu seçimi tehlikeye atamayız’ cevabını vermesi kurnaz ve kumpasçı bir üsluptur, aynı zamanda baştan ayağa ikircikli ve iki yüzlü bir anlayışın dışavurumudur. İP, altı oku bağlamış, terörist Demirtaş ‘Kılıçdaroğlu’na farklı toplumsal kesimlerin önemli bir desteği var’ sözleriyle İP’in bağını cezaevinden çözmeye kalkışmış fakat zillet cephesinde sular bir türlü durulmamış, fırtına dinmemiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye sevdası iliklerimize kadar işlemiştir”

Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın sözünün söz, duruşunun net olduğunu vurgulayarak, “Yüreklerimizdeki vatan ve millet sevdası tarih kadar büyük, Çanakkale gibi aşılmazdır. Cumhur İttifakı’nda al-ver ilişkisi yoktur. Menfaat ortaklığı, rant paylaşımı, koltuk kavgası, makam taksimi, ulufe dağıtımı yoktur. Ya ne vardır peki? Ahlak vardır, milli hissiyat vardır, iman vardır, irade vardır, feragat vardır, kardeşlik vardır, muhabbet vardır, saygı vardır, millet vardır, Türkiye sevdası iliklerimize kadar işlemiştir. Aklımızda olan sadece ve sadece Türkiye’dir, Türk milletidir, milli bekadır. Gönlümüzde, Türk-İslam coğrafyalarının, soydaşlarımızın, din kardeşlerimizin huzura, güvenliğe, istikrara, refaha ve barışa vasıl olması yatmaktadır.” dedi.

“Türk’ün azameti karşısında tutunamaz”

“Karabağ’da provokasyon üstüne provokasyon yapan, kardeşlerimizin kanını döken caniler, Türk’ün azameti karşısında tutunamaz.” diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Karabağ Azerbaycan’dır, Karabağ ata yadigarıdır, Karabağ Türk yurdudur. Can gardaşlarımız ne zaman ve nerede istiyorlarsa onlarla çelikten bilek oluruz, aynı mevziye girer etten duvar öreriz. Ankara’yla Bakü’nün kaderi birdir. Türk’ü, Türk’ten ayıracak ne bir sınır, ne de bir engel vardır. Türkiye, Azerbaycan ile sonuna kadar dayanışma içindedir. Biz iki devlet tek milletiz, bedenlerimiz ayrı olsa da canımız birdir. Karabağ’da vurulup yere düşen neferler bizim neferimizdir. Rahmetle ve hürmetle andığım şehitler bizim şehidimizdir. Alınacak intikam, sorulacak hesap namusumuza emanettir. Kriz imalatçısı, küresel provokatör ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin Tayvan’dan sonra Erivan’a seyahat planı kimlerin birlikte yürüdüğünün delili, zamanlama itibarıyla sorunlu ve sorumsuz bir ziyarettir. Anlaşılıyor ki Türkiye’yi ve Türk milletini dört bir taraftan kuşatma altında tutuyorlar. Bir yanda Ermeni çeteleri, diğer yanda Yunan kepazeliği, bir yanda güney sınırlarımız boyunca tahriklerini sürdüren terör örgütleri, diğer yanda küresel baskılar.”

Bahçeli’den Miçotakis’e tepki

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Türkiye’ye “gece gelme gündüz gel” dediğini hatırlatan Bahçeli, “Geliriz gelmesine ama gündüzünüzü gece gibi örtmeye, tacizlerinizin bedelini misliyle ödetmeye seve seve, koşa koşa, kanımızla, canımızla geliriz. Geldiğimizde Miçotakis’i korumaya ne efendilerinin ne de güvendiği iş birlikçi çevrelerin gücü de yetmez. Hedef Türk milletidir, silah çekenler ise küresel emperyalizmin cinayet devriyesine çıkarttığı vatansızlardır.” şeklinde konuştu.

Bahçeli, tarihin en büyük sosyal konut projesinin hükümet tarafından hayata geçirildiğini belirterek, 81 ilde ve tüm ilçelerde 2023-2028 yılları arasını kapsayan süreçte 500 bin sosyal konut, 250 bin konut amaçlı arsa, 50 bin iş yeri yapmak suretiyle millete muazzam bir hizmet için kolların sıvandığını dile getirdi.

CHP’nin İzmir’de milyon dolarları ödeyerek konser düzenlediğini söyleyen Bahçeli, CHP’nin iftira atmakla, yapılanı aşağılamakla, dün doğru dediği kanunları bugün Anayasa Mahkemesine taşımakla meşgul olduğunu ifade etti.

“Kılıçdaroğlu’ndan da solcu dahi olamaz”

Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun “ben de milliyetçiyim, ben de ülkücüyüm” gürültüsünü çıkarmasının boşuna olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Terörist Demirtaş’ın göğsüne madalya asmayı düşünen bir şahısla milliyetçilik aynı sinede, aynı vicdanda, aynı fikirde barınamaz, yaşayamaz. Bir bedende hem şeytan hem de melek olmaz, helal aşa haram katarak karın doymaz, Kılıçdaroğlu’ndan da solcu dahi olamaz. Zillet ittifakı Türkiye’nin karşısında, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’nin tarafındadır. Zillet ittifakı, İmralı canisinin, teröristbaşı Gülen’in, PKK’nın, Firavun’un, müstevlilerin, sömürgecilerin yanındadır, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Kayseri’nin, Nevşehir’in, Niğde’nin, Aksaray’ın, Kahramanmaraş’ın, mazlumların, gariplerin, ülkemizi büyütme, geliştirme ve zenginleştirme mücadelesi veren iş adamlarımızın arkasındadır. Biz, bağımsız ve güçlü Türkiye’den tarafız. Biz, feda edilecek tek bir insanımız yok, birlikte Türkiye’yiz diyen tarafız. Biz, zalime Yavuz, mazluma Yunus olan tarafız. Biz, küresel oyunlara karşı milli duruştan tarafız. Çağrımız, ‘önce ülkem ve milletim’ diyen herkesedir. Çağrımız, ‘bu millet, bu vatan, bu bayrak benim’ diyen herkesedir. ‘Paylaşılacak vatanım, vazgeçilecek insanım yok’ diyen her vatan evladıyla yolumuz birdir. ‘Biz birlikte Türkiye’yiz’ diyen herkes bu milletin özbeöz evladıdır.”

Alandakilere 2023’te sandığa gitmeleri ve Cumhur İttifakı’na oy vermeleri çağrısında bulunan Bahçeli, Kayseri’den çok ümitvar şekilde ayrıldığını söyledi.

Merhum Alparslan Türkeş’i anan Bahçeli, sözlerini Dadaloğlu’nun “Kadir Mevlam senden bir dileğim var (Muhtaç eyleme)” şiirini okuyarak sonlandırdı.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir