Bakan Akar: F-16 tedariki ve modernizasyonu dahil bazı konuları görüşmek üzere askeri bir heyet ABD’ye gitti

Bakan Akar F-16 tedariki ve modernizasyonu dahil bazı konuları görüşmek üzere askeri bir heyet ABD'ye gitti

Bakan Akar F-16 tedariki ve modernizasyonu dahil bazı konuları görüşmek üzere askeri bir heyet ABD'ye gitti

Milli Savunma Bakanı Akar, F-16 tedariki ve mevcut F-16 savaÅŸ uçaklarının bir kısmının modernize edilmesi dahil bazı konuları görüşmek üzere askeri bir heyetin ABD’ye gittiÄŸini açıkladı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Savunma Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin sunumunda, güvenlik ortamının yeniden şekillendiğini, güç dengeleri, aktörler ve rollerin sürekli değiştiğini belirtti.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın liderliÄŸinde Türkiye’nin uluslararası iliÅŸkilerde özne haline geldiÄŸini, etki ve ilgi alanının her geçen gün geniÅŸlediÄŸini bildiren Akar, “Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı, en yoÄŸun faaliyetlerini sürdürdüğümüz bu dönemde doÄŸal olarak TSK’nın da görev ve sorumlulukları artmaktadır. Bu kapsamda Mehmetçik, egemenlik, bağımsızlık ve güvenliÄŸimiz için yurt içi ve sınır ötesinde terörle mücadeleye; mavi vatanımızda ve semalarımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumaya, azim ve kararlılıkla devam etmektedir.” diye konuÅŸtu.

“24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar 32 bin 901 terörist etkisiz hale getirilmiÅŸtir”

FETÖ, PKK/PYD-YPG, DEAÅž baÅŸta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadelenin artan bir ÅŸiddet ve tempoda aralıksız devam ettiÄŸini ifade eden Akar, “24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar yurt içinde, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 32 bin 901, bu yılın başından itibaren ise 2 bin 426 terörist etkisiz hale getirilmiÅŸtir. Özellikle ifade etmek isterim ki ülkemizin ve milletimizin güvenliÄŸi için icra edilen tüm operasyonlar, uluslararası hukuka uygun, Irak ve Suriye’nin hak ve hukukuna saygılı, meÅŸru müdafaa hakkı kapsamında ve sadece bölgedeki terörist unsurlar hedef alınarak yapılmaktadır.” dedi.

Akar, birilerinin “sivillere zarar verildiÄŸi, bazı etnik ve dini grupların hedef alındığı” gibi asılsız iddialarla sis tabakası ve suni gündem oluÅŸturmaya çalıştığını belirterek, ÅŸunları söyledi:

“Bunlar beyhude bir çabadır. Biz, sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliÄŸine deÄŸil, aynı zamanda bölgede yaÅŸayan masum insanlar ile tüm dini ve etnik grupların güvenliÄŸine de büyük önem vermekteyiz. Operasyonlarımızda ayrıca tarihi ve kültürel dokular baÅŸta olmak üzere çevrenin korunmasına da azami dikkat ve hassasiyet göstermekteyiz. Bir kez daha vurgulamak isterim ki binlerce yıldır bu coÄŸrafyayı, ekmeÄŸi, suyu birlikte paylaÅŸtığımız Kürtler bizim kardeÅŸimizdir. Türk-Kürt kardeÅŸtir. Bunun en açık göstergesi ÅŸanlı bayrağımız ve sancağımız için canlarını feda eden ve ÅŸehitliklerimizde bir arada yatan kahramanlarımızdır. Bizim için terörün ve teröristin etnik, dinsel, mezhepsel ayrımı söz konusu deÄŸildir. Terörist teröristtir.”

BaÅŸta ABD olmak üzere yabancı muhataplarına “PKK eÅŸittir YPG” olduÄŸunu her seviyede dile getirdiklerini, teröristlere verilen her türlü desteÄŸin kesilmesini ısrarla talep ettiklerini aktaran Akar, şöyle konuÅŸtu:

“PKK eÅŸittir YPG olduÄŸu hususunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. Esasen, bizzat terörist elebaÅŸları da Suriye’deki sözde komutanların, daha önce PKK saflarında yer aldığını basında açıkça itiraf etmiÅŸtir. Ayrıca ABD Senatosunda düzenlenen oturumlarda, bazı uzmanlar ABD’nin YPG ile iliÅŸkisinin sonlandırılması gerektiÄŸini belirtmektedir. Sonuç olarak asil milletimizi, 40 yıldan beri başına musallat olan terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Bizim tek hedefimiz teröristlerdir. Bizim için terörist neredeyse hedef orasıdır. Operasyonlarımız, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.”

“MehmetçiÄŸin nefesi teröristlerin ensesinde”

Pençe serisi harekatlarla Irak’ın kuzeyinde teröristlerce “girilemez” denilen yerlere girildiÄŸini, bölgede yıllarca teröristler tarafından geniÅŸ bir alan içinde kullanılan barınak, sığınak, depo ve sözde karargahların tahrip edildiÄŸini dile getiren Akar, “MehmetçiÄŸin nefesi teröristlerin ensesindedir. Terör örgütü sözde elebaÅŸları iki gece aynı yerde yatamamaktadır. Irak için de tehdit teÅŸkil eden ve bölgedeki istikrara zarar veren terör örgütü ile mücadele, Irak’la koordineli ve yakın iÅŸ birliÄŸi içerisinde sürdürülmektedir.” diye konuÅŸtu.

Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG ve DEAÅž gibi terör örgütlerine karşı Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarının baÅŸarıyla icra edildiÄŸini, İdlib bölgesinde Bahar Kalkanı harekatıyla da yeni bir göç dalgası ve baÅŸta kadınlar ile çocuklar olmak üzere insanlık dramının yaÅŸanmasının da önlendiÄŸini anımsatan Akar, “Unutulmamalıdır ki terör koridoru engellenmeseydi ülkemiz çok daha büyük ve kapsamlı tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya kalacaktı. Bu operasyonlar sonucunda, yaklaşık 470 bini İdlib’e olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyeli evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir ÅŸekilde dönmüştür. Suriye harekat alanında zaman zaman ateÅŸkes ihlalleri ve saldırılar meydana gelmektedir. Yapılan her türlü tacize ve saldırıya misliyle karşılık verilmekte, her türlü tedbirler alınmaktadır.” ifadelerini kullandı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ile Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin arasında 29 Eylül’de Soçi’de yapılan görüşmeden sonra taciz ve saldırılarda bir azalma meydana geldiÄŸini dile getiren Akar, “Bu çerçevede, Suriye konusunda Rusya ile sahada ve masada temas ve koordinasyonumuz devam etmektedir. Güvenli hale getirilen bölgelerde hayatın normalleÅŸmesi için ilgili bakanlık, kurum ve kuruluÅŸlar ile koordineli olarak çalışmalar devam etmektedir. Bu kapsamda, 14 hastanede yaklaşık 3 milyon kiÅŸiye saÄŸlık hizmeti verilmiÅŸ, terör örgütünün zarar vererek kapattığı ve Türkiye tarafından yeniden eÄŸitim ve öğretime açılan bin 325 okulda 300 binden fazla öğrenciye eÄŸitim desteÄŸi saÄŸlanmış; 500’den fazla cami ve kilise onarılarak hizmete sunulmuÅŸtur. Suriye’de istikrarın bir an önce saÄŸlanması, insani trajedilerin son bulması için her türlü gayret gösterilmektedir.” açıklamalarında bulundu.

“Biz Libya’da yabancı güç deÄŸiliz”

Türk Silahlı Kuvvetlerinin sadece ülkesinin güvenliÄŸi için deÄŸil, dost ve kardeÅŸ ülkelerin barış, huzur ve güvenliÄŸi için de mücadele ettiÄŸini aktaran Akar, “500 yıllık kardeÅŸlik baÄŸlarımız olan Libya’da ikili anlaÅŸmalarımız ve TBMM’nin onayı doÄŸrultusunda bulunuyor; askeri eÄŸitim, yardım ve danışmanlık faaliyetleri icra ediyoruz. Bir hususun iyi anlaşılması lazım, Biz Libya’da kesinlikle yabancı güç deÄŸiliz.” dedi.

Åžu anda Libya’da istikrar adına bir geliÅŸme varsa ve siyasi süreç baÅŸlamışsa bunun Türkiye’nin katkılarıyla mümkün hale geldiÄŸini ifade eden Akar, “Libya makamları da bu gerçeÄŸi ifade etmektedir. Amacımız ‘Libya, Libyalılarındır’ anlayışıyla toprak bütünlüğünü ve siyasi birliÄŸini saÄŸlamış, barış ve istikrar içerisinde yaÅŸayan bir Libya’nın oluÅŸumuna katkıda bulunmaktır.” diye konuÅŸtu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afganistan’da bugüne kadar önemli görevler üstlendiÄŸini, BM ve NATO kararlarına istinaden TSK bünyesinde Afganistan’da 2002’den itibaren yaklaşık 20 bin personel görev yaptığını belirten Akar, ÅŸunları kaydetti:

“ABD ve NATO’nun Afganistan’dan ayrılma kararını müteakip beklenenden hızlı geliÅŸen ve ÅŸartların daha da güçleÅŸtiÄŸi son süreçte, tahliye kararı alınmış ve 48 saatten az bir süre içerisinde, planlandığı ÅŸekilde tahliye iÅŸlemi baÅŸarıyla tamamlanmıştır. Mehmetçik, bugüne kadar görev aldığı tüm coÄŸrafyalarda olduÄŸu gibi Afganistan’da da atalarımıza ve ÅŸanlı tarihimize yaraşır ÅŸekilde görevlerini baÅŸarıyla icra ederek yerel halkın gönlünü kazanmış, dünya barışına hizmet etmenin gururuyla saÄŸ salim ülkesine dönmüştür. Türkiye olarak bundan sonra da bölgedeki geliÅŸmeleri yakından takip etmeye devam edeceÄŸiz. Bu kapsamda tüm Afgan halkı için önemli olan Kabil Havaalanı’nın iÅŸletilmesine yönelik çalışmalara Katar ile birlikte devam etmekteyiz.”

“Ege ve DoÄŸu Akdeniz’de hem kendimizin hem de KKTC’nin hak ve menfaatlerini korumakta kararlıyız “

Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin sunumunda, Ege ve DoÄŸu Akdeniz’de Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin uluslararası hukuka uygun olmayan taleplerinden ve yayılmacı anlayışlarından kaynaklı bazı sorunların yaÅŸandığını belirtti.

Yunanistan’ın her türlü gerçeÄŸi çarpıtarak ve adeta kuzu postuna bürünerek maÄŸdur ülke imajı vermeye, AB üyeliÄŸine sığınarak hukuk dışı ve saldırgan eylemlerini örtbas etmeye, suni bir tehdit algısı oluÅŸturarak bazı ülkelerle ittifak kurmaya çalıştığını ifade eden Akar, “Tüm iyi niyetli diyalog çaÄŸrılarımıza raÄŸmen Yunanistan’ın yaptığı her türlü haksız, hukuksuz eylemlere, mütekabiliyet kapsamında diplomatik alanda ve sahada gerekli karşılık verilmektedir.” diye konuÅŸtu.

Yunanistan’ın “ittifak içinde ittifak” giriÅŸimlerinin hem NATO dayanışmasına hem de ikili iliÅŸkilere zarar verdiÄŸini vurgulayan Akar, ÅŸunları söyledi:

“Bütün bunlar bölgesel istikrar ve güvenliÄŸe katkı saÄŸlamayan, aksine gerginliÄŸi tırmandıran, müttefiklik ruhuna aykırı eylemlerdir. Ayrıca Yunanistan, bazı ülkelerin teÅŸvik ve kışkırtmalarıyla da provokatif bir silahlanma sevdasına kapılmış bulunmaktadır. Yunanistan’ın bu yaklaşımının beyhude bir çaba olduÄŸunu, bizimle birlikte kendi akademisyenleri, bazı diplomatları ve emekli komutanları da açık yüreklilikle ifade etmektedirler. Tüm bunların yanı sıra Yunanistan, göçmenlere karşı AB’nin savunduÄŸunu iddia ettiÄŸi ortak deÄŸerlere ve evrensel ilkelere aykırı ve insanlık dışı uygulamalar sergilemektedir.”

Yunanistan’ın Ege Denizi’nde kadın ve çocuklar dahil göçmenleri acımasız bir ÅŸekilde geri itmeye devam ettiÄŸini dile getiren Akar, “Geri ittiÄŸi göçmenlerin görüntülerini sildirmekten, delilleri yok etmekten de çekinmemekte ve yaptığı hukuksuzluÄŸu gizlemeye çalışmaktadır. Tüm bunlara raÄŸmen biz, aramızdaki sorunların uluslararası hukuka uygun, barışçıl yöntemlerle, iyi komÅŸuluk iliÅŸkileri çerçevesinde ve diyalog ile çözülmesini samimi olarak istemekteyiz. Bunun için de her türlü çabayı göstermekteyiz.” sözlerini sarf etti.

Hulusi Akar, güven arttırıcı önlemlere iliÅŸkin görüşmelerin 4. turu için davet ettikleri Yunan heyetini Ankara’ya beklediklerini belirterek, “Defalarca ifade ettiÄŸimiz gibi Türkiye hiç kimse için tehdit deÄŸildir. Aksine dost ve ortakları için güçlü, etkin ve güvenilir bir müttefiktir. En samimi temennimiz, Türk ve Yunan halklarının, bölge zenginliklerinden de adil bir ÅŸekilde istifade ederek barış, refah ve güven içinde yaÅŸaması, Ege Denizi’nin, Türkiye ve Yunanistan arasında dostluk denizi olmasıdır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

“Kıbrıs’ta egemen eÅŸitliÄŸe dayalı, bağımsız iki devlet tek çözümdür”

Kıbrıs’ta bugüne kadar ortaya konulan çözüm yöntemlerinden bir sonuç alınamadığına dikkati çeken Akar, “Artık Kıbrıs Türk halkının, egemen eÅŸitliÄŸi ve eÅŸit uluslararası statüsü tescil edilmeden, müzakerelerin ilerleyemeyeceÄŸi açıkça görülmelidir. Kıbrıs’ta egemen eÅŸitliÄŸe dayalı, bağımsız iki devlet tek çözümdür.” görüşünü paylaÅŸtı.

“Kıbrıs bizim milli meselemizdir.” diyen Akar, garanti ve ittifak antlaÅŸmaları doÄŸrultusunda geçmiÅŸte olduÄŸu gibi bugün de Kıbrıslı kardeÅŸlerinin yanında olduklarını vurguladı. Bakan Akar, “Sonuç olarak Ege’de ve DoÄŸu Akdeniz’de hem kendimizin hem de KKTC’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin Kafkasya’nın istikrarına büyük önem verdiÄŸini, bu bölgede barışın saÄŸlanması için büyük gayret gösterdiÄŸini söyleyen Akar, Azerbaycan’ın 30 yıldır iÅŸgal altındaki öz topraklarını, 44 gün süren “Tek Vatan Harekatı” ile Ermenistan iÅŸgalinden kurtardığını anımsattı.

Bu süreçte Türkiye’nin haklı davasında Azerbaycan’ın yanında yer aldığını aktaran Akar, “Harekatın ardından imzalanan ateÅŸkes kapsamında kurulan Ortak Merkez’de, TSK personeli ve Rus askeri birlikte görev yapmakta, ateÅŸkesin kalıcı olması ve istikrar için gayret sarf etmektedir. Halihazırda TSK, Azerbaycan ordusunun modernizasyon, tatbikat ve eÄŸitim faaliyetlerine destek saÄŸlamakta, iÅŸgalden kurtarılan bölgelerde müşterek mayın/EYP arama ve imha faaliyetlerini sürdürmektedir.” dedi.

“Kederde ve kıvançta bir ve beraber…”

ÅžuÅŸa Beyannamesi’ni, baÅŸta güvenlik olmak üzere her alanda Türkiye ve Azerbaycan arasındaki iÅŸ birliÄŸini öngören “tarihi bir adım” olarak nitelendiren Akar, ÅŸunları kaydetti:

“Bu beyanname, sadece iki ülkenin deÄŸil tüm Kafkasya’nın kalkınması ve istikrarı için de büyük önem taşımaktadır. Ermenistan, Sayın CumhurbaÅŸkanımızın ve Sayın Aliyev’in uzattığı barış ve dostluk elini tutmalı, 6’lı Platform önerimiz dahil bu fırsatları iyi deÄŸerlendirmelidir. ‘İki devlet, tek millet’ anlayışıyla kederde ve kıvançta bir ve beraber olduÄŸumuz Azerbaycanlı kardeÅŸlerimizin, bugüne kadar olduÄŸu gibi bundan sonra da haklı davalarında yanlarında olmaya devam edeceÄŸiz.”

NATO’nun 70 yıllık etkin ve saygın bir üyesi ve ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye’nin, NATO’daki önemini koruduÄŸunu dile getiren Akar, Türkiye’nin NATO müttefikliÄŸine uygun olarak eÄŸitim, tatbikat, harekat ve terörle mücadele konularında sorumluluklarını layıkıyla yerine getirdiÄŸinin altını çizdi.

Milli Savunma Bakanı Akar, Türkiye’nin NATO misyon, operasyon ve karargahlarına 3 bin personel ile iÅŸtirak ettiÄŸini ve bu konudaki sıralamada ilk beÅŸ ülke arasında yer aldığını belirtti.

FETÖ ile mücadele

FETÖ ile mücadelenin elde edilen yeni bilgi, belge ve verilerle bir bütün halinde kararlılıkla devam ettiÄŸini anlatan Akar, “TSK’nın ÅŸanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına asla müsaade etmedik, etmeyeceÄŸiz.” diye konuÅŸtu.

Akar, hain darbe giriÅŸimi sonrasında yurt içi ve sınır ötesinde düzenlenen harekatlar ile sayısı ve çapı giderek artan büyük tatbikatlarda elde edilen baÅŸarıların, TSK’nın, FETÖ’den temizlendikçe daha da güçlendiÄŸinin en açık göstergesi olduÄŸunu vurguladı.

Bakan Akar, “Kara Kuvvetlerimizin muharip imkan ve kabiliyetlerinin arttırılması maksadıyla komando tugayı sayımız 17’ye yükseltilmiÅŸtir. Deniz kuvvetlerimizin ise deniz seyir süresi, sadece 2020 yılı içerisinde tüm zamanların en yüksek seviyesine, 200 bin saate ulaÅŸmıştır. Yine hava kuvvetlerimiz de bu dönemde, görevlerinin artmış olmasına raÄŸmen faaliyetlerini baÅŸarıyla yerine getirmektedir.” dedi.

Milli Savunma Üniversitesinin faaliyetlerine de deÄŸinen Akar, “Tüm personelimizi milli, manevi ve mesleki deÄŸerlerimiz doÄŸrultusunda yetiÅŸtirmek ve donanımlı bir hale getirmek suretiyle, TSK’nın etkinliÄŸi, caydırıcılığı ve saygınlığı her geçen gün artmaktadır. Öğrenci alımları Anayasa, kanunlar ve ilgili mevzuata uygun olarak, yargı denetimine açık, ÅŸeffaf ve denetlenebilir bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirilmektedir.” ifadesini kullandı.

S-400 konusu

Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın liderliÄŸi, teÅŸviki ve desteÄŸiyle savunma sanayide büyük atılımların gerçekleÅŸtirildiÄŸini, yerlilik ve millilik oranının yüzde 80’ler seviyesine yaklaÅŸtığını belirtti.

Modernizasyon çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiÄŸini ifade eden Akar, “GeçmiÅŸte piyade tüfeÄŸimizi dahi yurt dışından tedarik ederken, artık milli piyade tüfeklerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı, ÇNRA’larımızı, Fırtına obüslerimizi, İHA/SİHA/TİHA’larımızı, ATAK helikopterlerimizi, fırkateynlerimizi ve savaÅŸ gemilerimizi tasarlayıp inÅŸa, imal ve ihraç seviyesine gelmiÅŸ bulunuyoruz.” diye konuÅŸtu.

Yerli ve milli silah sistemlerinin harekat sahasında elde ettiği başarıların tüm dünyanın dikkatini çektiğini, milli savunma sanayi ürünlerine olan talebi artırdığını dile getiren Akar, tüm dünyanın dikkatini çeken bir seviyeye ulaşılmasına rağmen daha kat edilmesi gereken mesafelerin olduğu bilinciyle hareket ettiklerini söyledi.

Akar, Türkiye’nin 1990’lı yılların başından itibaren uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi tedarik çalışmalarını sürdürdüğüne dikkati çekerek, “Bu çerçevede tedarik prensiplerimize uygun olan S-400 sisteminin tedarik sözleÅŸmesi 11 Nisan 2017 tarihinde imzalanmıştır. S-400 bir savunma sistemi olup, S-300, NATO ittifakı içinde nasıl kullanılıyorsa, S-400 sistemi de bizde aynı ÅŸekilde kullanılacaktır, kullanılabilir.” dedi.

F-35 projesi

Türkiye’nin, tüm sorumluluklarını yerine getirmesine raÄŸmen S-400 gerekçe gösterilerek F-35 tedarikinin engellendiÄŸini dile getiren Akar, “Bu geliÅŸmeler üzerine Türk ve ABD heyetleri, 27 Ekim 2021’de Ankara’da bir araya gelmiÅŸtir. Bu görüşmede Türkiye’nin uÄŸradığı zararın nasıl telafi edileceÄŸi de dahil olmak üzere, F-35 için yaptığımız harcamaların geri ödenmesine yönelik görüş ve taleplerimiz iletilmiÅŸtir. Mali hususlarda ayrıntılı olarak müzakerelerde bulunmak üzere, 2022 yılı baÅŸlarında ABD’de yeniden bir araya gelinmesi hususunda taraflar mutabık kalmışlardır.” diye konuÅŸtu.

Bunun yanı sıra yeni F-16 tedariki ve mevcut F-16 savaÅŸ uçakların bir kısmının modernize edilmesi için resmi talebin Yabancı Askeri Satışlar çerçevesinde 30 Eylül’de ABD’ye iletildiÄŸini ifade eden Akar, ÅŸunları söyledi:

“ABD yönetiminin konuya olumlu yaklaÅŸabileceÄŸini düşünüyoruz. Ancak süreç Kongre onayına tabi olacağından, geliÅŸmeleri yakından takip ediyoruz. ABD’nin tavrının olumsuz olması durumunda Türkiye, içinde bulunduÄŸu tehdit ortamında güvenliÄŸini saÄŸlayabilmek için zorunlu ve tabii olarak baÅŸka alternatifleri deÄŸerlendirmek durumunda kalacaktır. Bu ve benzeri sorunları görüşmek üzere temaslarımız sürmekte olup, ÅŸu anda da Bakanlığımızdan bir heyet ABD’de bulunmaktadır.”

“MehmetçiÄŸin tek beklentisi…”

Hudut güvenliÄŸine iliÅŸkin de deÄŸerlendirmelerde bulunan Akar, “Kaçakçı, terörist ve yasa dışı giriÅŸler engellenerek, personel ve malzeme takviyesi yapılarak, her türlü hava ve arazi ÅŸartlarında ileri teknolojiye sahip gözetleme sistemleri kullanılarak saÄŸlanmaktadır. Hudutlarımız, Cumhuriyet tarihimizin en yoÄŸun tedbirleriyle korunmaktadır.” diye konuÅŸtu.

Suriye hududunda Milli Savunma Bakanlığı, İran hududunda ise İçiÅŸleri Bakanlığı tarafından Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi projelerinin yürütüldüğünü dile getiren Akar, “1 Ocak’tan itibaren hudutlarımızda 261 bin 137 göçmenin geçiÅŸi engellenmiÅŸ, yakalanan 98 bin 763 düzensiz göçmen ile 406 terörist kolluk kuvvetlerine teslim edilmiÅŸtir. ‘Hudut namustur’ anlayışıyla, yüksek bir moral ve motivasyonla, gerektiÄŸinde canını ortaya koyarak görev yapan MehmetçiÄŸin tek beklentisi, kahramanlık ve fedakarlığına saygı gösterilmesidir.” dedi.

DoÄŸal afet ve acil durumlarda ilgili kurumlarla koordineli olarak uçak, helikopter, personel, araç, gereç ve ekipman desteÄŸi ivedilikle saÄŸlandığını belirten Akar, “TSK’da bulunan hava araçlarının çift maksatlı olarak kullanılması için Tarım ve Orman Bakanlığı ile gerekli koordinasyon yapılmaktadır. TSK, güvenliÄŸimizin saÄŸlanmasında olduÄŸu gibi doÄŸal afetler ve acil durumlarda da tüm imkanlarıyla asil milletimizin emrindedir.” ifadesini kullandı.

Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun yapılan yasal düzenleme ile daha dinamik, etkin, güçlü ve rekabetçi bir yapıya kavuÅŸturulduÄŸunu, Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Åžirketine (MKE A.Åž.) dönüştürüldüğünü hatırlatan Akar, “Bu süreçte, diÄŸer kamu kurumlarına ve Bakanlığımıza baÄŸlı birimlere geçmek isteyen işçilerimizin ve çalışanlarımızın hakları korunarak geçiÅŸ imkanı saÄŸlanmış, hiçbir çalışanımız maÄŸdur edilmemiÅŸtir. Bu dönüşüm ile ÅŸirketimiz, TSK’nin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra dost ve müttefiklerimizin de geliÅŸen ve artan ihtiyaçlarına cevap verebilecektir. Bu ÅŸekilde ÅŸirketimizin uluslararası pazarda da etkin bir konuma ulaÅŸacağına inanıyoruz” diye konuÅŸtu.

Askeri sağlık hizmetleri

Askeri saÄŸlık hizmetlerine de deÄŸinen Akar, saÄŸlık hizmet desteÄŸinin, sınır ötesi ve muharebe hattında askeri saÄŸlık personeli, geri bölgede ise SaÄŸlık Bakanlığı personeli tarafından verildiÄŸini belirtti. Akar, “Operasyon alanlarında ve yurt içinde askeri saÄŸlık hizmet desteÄŸinin geliÅŸtirilmesi amacıyla SaÄŸlık Bakanlığı ile yakın koordinasyon içerisinde çalışmalarımız sürdürülmektedir.” dedi.

Koronavirüs ile mücadelenin de titizlikle ve yoÄŸun bir ÅŸekilde devam ettiÄŸini belirten Akar, “BaÅŸta operasyon bölgeleri olmak üzere tüm birlik ve kurumlarımızdaki faaliyetler salgın ÅŸartlarına raÄŸmen hiçbir aksaklığa meydan verilmeden planlandığı ÅŸekilde devam etmektedir.” açıklamasında bulundu.

Ülkenin ve milletin güvenliğinin sağlanmasındaki başarıda en büyük payın şehit ve gazilerde olduğunu vurgulayan Bakan Akar, şunları kaydetti:

“Ne yaparsak yapalım, aziz ÅŸehitlerimize, kahraman gazilerimize ve onların kıymetli ailelerine olan minnet borcumuzu tam manasıyla ödeyemeyiz. Böyle olmakla birlikte dünyada baÅŸka hiçbir millette emsali görülmemiÅŸ bir vefa ve minnet duygusuyla ÅŸehitlerimizin aziz hatırasına, gazilerimize ve onların emaneti deÄŸerli ailelerine sahip çıkmakta, kederde ve kıvançta daima yanlarında olmaktayız. Bu bilinçle Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı baÅŸta olmak üzere ve devletimizin tüm kurumları, ÅŸehitlerimizin deÄŸerli aileleri ve gazilerimize saÄŸlanan hakların geliÅŸtirilmesi için azami gayreti göstermektedir.”

Akar sözlerini, “Türk Silahlı Kuvvetleri, binlerce yıllık ÅŸanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki deÄŸerleriyle, aklın ve bilimin ışığında, Anayasa çerçevesinde ve yasalar doÄŸrultusunda, Sayın CumhurbaÅŸkanımız ile sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Peygamber ocağı olarak da bilinen kahraman ordumuz; asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla, her türlü tehdit ve tehlikeye karşı ‘ölürsem ÅŸehit, kalırsam gazi’ anlayışı içerisinde, ciddiyet ve samimiyetle görevini yerine getirmekte azimli ve kararlıdır.” ifadeleriyle tamamladı.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir