Bakan Koca: Şu an Türkiye için herhangi bir koronavirüsü riski söz konusu değil

SaÄŸlık Bakanı Koca, koronavirüsüne iliÅŸkin “Åžu an Türkiye için herhangi bir riskin söz konusu olmadığını özellikle belirteyim.” dedi.

SaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda soruları yanıtladı, deÄŸerlendirmelerde bulundu.

“Son dönemde grip vakalarında artış gözleniyor. Türkiye’de bir grip salgını var mı? Talep artışından dolayı grip tedavisinde kullanılan ilaçlara eriÅŸimde sorun yaÅŸanıyor mu?” sorusuna Koca, “Grip vakalarında bu yıl geçen yıla göre deÄŸiÅŸen bir oran söz konusu olmadı.” yanıtını verdi.

Koca, Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre, dünyada grip vakalarında ölümlerin 290 bin ile 650 bin arası olduğunu, özellikle 5 yaş altı çocukların ve 65 yaş üstü erişkinlerin, kronik hastalığı bulunanların, hamilelerin risk taşıdığını ifade etti.

Bu grubun, gribe karşı daha dikkatli davranması gerektiğinin altını çizen Koca, ilk 48 saatte erken dönem tedavinin önemine işaret etti.

Koca, tedavinin hekim tavsiyesiyle yapılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Piyasada yer yer ‘grip ilaçlarının olmadığı’ ÅŸeklinde birtakım haberler oldu. Buradan çok net söylüyorum, ÅŸu an piyasada 350 bin kutu ÅŸurup, 700 bin kutu tablet formu ve 600 bin de SaÄŸlık Bakanlığı depolarında olmak üzere 1 milyon 650 bin kutu ilacımız var. Ayrıca ilgili firma ile de görüşerek 200 bin kutu yine piyasaya verildi. Ay sonuna kadar da 1 milyona tamamlanması ÅŸeklinde konuÅŸuldu. Bu anlamda herhangi bir ilaç sorununun olmadığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu konuda herhangi bir tereddüt içinde asla vatandaşımız olmasın.”

“Kalabalık ortamlardan uzak durulmalı”

Vatandaşlardan bu dönemde, kalabalık ortamlardan ve gripli hastalardan uzak durmalarını isteyen Koca, istirahat ve bol sıvı tüketmenin önemine işaret etti.

Bakan Koca, gribin kalabalık ortamlarda hapşırmayla geçebildiğini anımsatarak, gripli çocuk veya erişkinlerle temastan kaçınılması, el hijyenine önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Gribin, hapşırık ve burun akıntısının yanında ateş, yaygın vücut ve baş ağrısı, halsizlik ve kırgınlık gibi ağır belirtilerinin bulunduğunu aktaran Koca, her hapşırığın grip olmadığını, bunlara soğuk algınlığı ve benzeri tanılar da konulduğunu kaydetti.

Koca, “Ä°nfluenza virüsüne maruz kalındığında ilk 48 saatte mi tedaviye baÅŸlanmalı?” sorusuna, “Antiviral ajanların ilk 48 saatte daha çok etkili olduÄŸunu biliyoruz. Bunun da hekim kontrolünde verilmesini öneriyoruz.” yanıtını verdi.

“Tedirgin olmaya gerek yok”

Åžu anda mevsimsel gribin yarısında “H1N1” ajanının etkili olduÄŸunun bilindiÄŸini dile getiren Koca, “Bu anlamda artık ‘domuz gribi’ adlandırmasını yapmıyoruz, rutin, mevsimsel bir grip ajanının olduÄŸunu biliyoruz. Tedirgin olmaya gerek yok.” dedi.

Koca, “Grip aşılarının etkinliÄŸinin” sorulması üzerine, ÅŸunları kaydetti:

“Dünya SaÄŸlık Örgütü her yıl bir önceki yılın suçlarını tespit ederek grip aşısının neyi içermesi gerektiÄŸiyle ilgili bir bilgilendirmede bulunur ve grip aşısı ona göre üretilir. Bu yıl içinde üretilen, piyasada olan grip aşısının var olan viral ajanlara etkisinin olduÄŸunu biliyoruz. Grip virüsünün mutasyona uÄŸradığını biliyoruz. Büyük mutasyon yok. Büyük mutasyonlar olduÄŸunda yeni viral ajanların devreye girdiÄŸini biliyoruz. Bu anlamda endiÅŸe edilecek bir durumun olmadığını, varolan mevsimsel ajanların söz konusu olduÄŸunu, piyasada bulunan grip aşısının da bilinen bu viral ajanlara etkisinin olduÄŸunu söyleyebiliriz.”

“Ä°laçların takibini yapıyoruz”

“Grip ilaçlarının eczanelerde bulunmadığı söyleniyor. Bu konuda deÄŸerlendirmeniz nedir?” sorusuna Bakan Koca, “Ä°laçla ilgili bir sıkıntımız yok. Özellikle bizim Ä°laç Takip Sistemi adını verdiÄŸimiz, kendi yazılımımız olan, çok etkili ve güvenilir kullandığımız bir sistemimiz var. Buradan biz ilaçların ne kadar olduÄŸunu, nerede eksiÄŸimiz olduÄŸunu görebiliyoruz. Ãœreticiden eczaneye kadar takibi çok rahatlıkla yapabiliyoruz.” cevabını verdi.

Koca, ilaçların 4’te 1’inin Ä°stanbul’a verildiÄŸini belirterek, “Geçen yıl rakamaları ile kıyaslandığında grip sayısında bir artış olmadığını, yeni bir ajanın söz konusu olmadığını, bu anlamda bir risk taşımadığını söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.

Şubatta yapılması beklenen kur güncellemesi öncesinde piyasada ilaç sıkıntısı yaşandığı iddiaları ve talebin yoğun olduğu ilaçlara erişimde sıkıntı olup olmadığı sorulan Koca, şu yanıtı verdi:

“Åžunu çok rahat söyleyebilirim, piyasada bulunan ilaç sayımız 7 bin 681. Avrupa Ä°laç Ajansının sitesinde bugün 120-150 ilacın eksik olduÄŸunu görürsünüz. Birçok sebebi olabilir ama genelde anlık, dönemsel talep artışları olabilir. Yer yer birtakım fiyat sorunları yaÅŸanabilir, ham madde sorunları yaÅŸanabilir. Türkiye’de ise 7 bin 681 ilacın piyasada olduÄŸunu ve ÅŸu an piyasada olmayan ilacın bile yani ruhsat almamış ama hasta için faydalı olduÄŸunu söyleyen hekimin reçetelendirdiÄŸi ‘yeni nesil’ ilaçları bile yurt dışından tedarik edebilirliÄŸimiz söz konusu. 2019’da bu ilaçlar için toplam harcanan 3,2 milyar lira oldu.”

“Ä°laç Takip Sistemi ile üreticiden vatandaÅŸa kadar takip ediyoruz”

Koca, ruhsatı olmayan ve geri ödeme sisteminde bulunmayan ancak hekim reçetesiyle SaÄŸlık Bakanlığı Bilim Kurulunun onayladığı yeni nesil, çoÄŸu pahalı onkolojik ve immünoterapi ilaçların yurt dışından temin edildiÄŸini belirterek “Hem ilaca eriÅŸimde hem de piyasada ruhsatı olmayan ilacı bile tedarik etme noktasında son derece katı davranıyoruz. Bu anlamda elimizdeki bütün imkanları vatandaşımız için seferber ettiÄŸimizi örnek olsun diye söylüyorum.” dedi.

İlaç Takip Sistemi ile ilacı üreticiden vatandaşa ulaşana kadar rahatlıkla takip ettiklerini bildiren Bakan Koca, şöyle devam etti:

“Hangi eczanede, depoda veya üreticide bunun eksik olduÄŸunu çok rahat görebiliyoruz. Hem müdahale amaçlı hem yakından takip etmek anlamında Ä°laç Takip Sistemi bizim için son derece önemli. 25 Aralık’ta önemli bir deÄŸiÅŸiklik yaptık, bundan böyle ithal ilaç veya üretilen ürünün imal edildiÄŸi tarihten itibaren ithal ise 45 gün, gümrükten geçiÅŸten itibaren imal ürün için de 60 günde Ä°laç Takip Sistemi’ne bildirilmesini zorunlu kıldık.

Ä°lacın sisteme girmesini saÄŸlamış oluyoruz ve bu ÅŸekilde ilacın takibini, eksiÄŸini görebilmemiz söz konusu olacak. Buna yaptırım ne? Önce uyarı, devamında ruhsat iptali. Ciddi bir müeyyide koyduk. Bildirimi yapmamasından kaynaklanan, ilacın vatandaÅŸa eriÅŸimini engellemeyle sonuçlanan bir davranış ÅŸekli olduÄŸunda, bu ruhsat iptaline kadar götürebilir. Ä°laçla ilgili takip sistemi güçlü olduÄŸu için ciddi bir sorun yaÅŸamıyoruz.”

“Sıkıntı yaÅŸatmama noktasında kararlıyız”

Koca, ilaçlarda her yıl ÅŸubat ayında fiyat düzenlemesi yapıldığına ve düzenlemenin 20 Åžubat’tan itibaren geçerli olduÄŸuna iÅŸaret ederek, “Bu anlamda avro kuru üzerinden geçen yıla kadar yüzde 70’ti, geçen Sayın CumhurbaÅŸkanımızın yayımladığı bir kararnameyle bir önceki yılın avro kurunun yüzde 60’ı olarak uygulanmış oluyor. Geçen yıl bunu uyguladık, yüzde 26,2 gibi bir zam yapılmıştı, bu yıl için de yine benzer ÅŸekilde, bir önceki yılın avro kuru üzerinden yüzde 60’ı hesaplanarak Åžubat’ın 15’inde bunu bildirmiÅŸ olacağız ve 20’sinde de geçerli olacak.” diye konuÅŸtu.

Ä°laç Takip Sistemi’nin, yakın takibi ciddi anlamda kolaylaÅŸtırdığını ve yaygın denetim ekipleriyle sahada olduklarını vurgulayan Bakan Koca, “Vatandaşımızın, ilaçsız kalmaması ve istismar edilmemesi noktasında her türlü hassasiyeti gösterdiÄŸimizden emin olabilirsiniz. Bu anlamda herhangi bir sıkıntı yaÅŸatmama noktasında kararlı olduÄŸumuzu söylemek istiyorum.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bakan Koca, vatandaÅŸların aradığı ilacı nöbetçi eczanede bulamamasının “komple yok ya da hiç gelmeyecek” gibi anlamasına yol açtığının belirtilmesi üzerine, ÅŸunları söyledi:

“Nöbetçi eczanede o gün için yoÄŸunluk olabilir. Biz Ä°laç Takip Sistemi ile hangi depoda ve hangi bölgede ne kadar ilacın olduÄŸunu biliyoruz. Dolayısıyla eczane bu ilacı baÅŸka bir depodan isteyebilir ya da bir baÅŸka nöbetçi eczaneden tedarik etmesi mümkün olabilir ama esas 24 saat devrede olan depolardan talep artışı bile olsa eczanenin tedarik etmesi mümkündür. Dolayısıyla bu anlamda bir sorun yok.”

“SaÄŸlıklı Çözüm” uygulaması

Koca, vatandaÅŸların ilaca ulaÅŸamadıkları ya da olumsuz bir durumla karşılaÅŸmaları durumunda Bakanlığın, 24 saat devrede olan “SaÄŸlıklı Çözüm” uygulamasına ulaÅŸmalarını isteyerek, baÅŸvuruda bulunulması halinde yardımcı olunacağını bildirdi.

“SaÄŸlıklı Çözüm” uygulamasını daha da yaygılaÅŸtırmak istediklerini dile getiren Bakan Koca, “VatandaÅŸlarımızın telefonla aramalarının azaldığını ve sosyal medyadan çok kolay yazdığını biliyoruz. Birkaç aydır, ‘SaÄŸlıklı Çözüm’ uygulaması devrede. Her geçen gün geliÅŸtirmeyi düşündüğümüz ‘SaÄŸlıklı Çözüm’ ile vatandaşımıza mutlaka dönüş yapma noktasında da bir çaba ve gayret içinde olduÄŸumuzu söylemek isterim.” ifadelerini kullandı.

“Åžu an Türkiye için herhangi bir koronavirüsü riski söz konusu deÄŸil”

Çin’de ortaya çıkan ve Dünya SaÄŸlık Örgütünün de önlem alınması çaÄŸrısında bulunduÄŸu koronavirüs konusunda Türkiye’nin hangi önlemleri alacağına iliÅŸkin soru üzerine Bakan Koca, bunun nezleden SARS’a kadar giden hastalıkların sebebi olabilecek bir virüs olduÄŸunu dile getirdi.

Çin’in Wuhan ÅŸehrinde zatürre geçiren bir hastada daha önce tespit edilmeyen bir virüsün 31 Aralık’ta tespit edildiÄŸini bildiklerini belirten Koca, dün itibarıyla da 295 vakada aynı tespitin yapıldığını dile getirdi.

Dünya SaÄŸlık Örgütünün konuya iliÅŸkin tedbirlerin alınması yönünde yaklaşımı olduÄŸunu ifade eden Koca, “Bizde ÅŸu an herhangi bir hastanın hatta riskli hastanın olmadığının altını özellikle çizmek istiyorum.” dedi.

Çin’in Wuhan ÅŸehrinden Türkiye’nin hava yolu ÅŸirketlerinin seferi bulunmadığını ancak Çin hava yollarının haftada 3 defa sefer yaptığını anlatan Koca, “Hudut ve Sahiller SaÄŸlık Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün bu noktada ilk günden itibaren yoÄŸun bir gayreti var.” diye konuÅŸtu.

Havaalanlarında denetleme merkezleri ve karantina odaları bulunduÄŸunu söyleyen Koca, “Gelen hastaların ateÅŸ, öksürük ve nefes güçlüğü olma durumunda arkadaÅŸların, saÄŸlık ekibinin özellikle denetim yaptığı, riskli bir hastayı da karantina odamıza alıp özel ambulansla belirlenen hastaneye götürülmesi ÅŸeklinde bizim ÅŸu an bir hazırlığımız var.” ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, daha önce de benzer bir durum olarak SARS gribi vakalarının ve termal kameraların devrede olduÄŸu dönemlerin yaÅŸandığını hatırlatarak, “Åžu an Dünya SaÄŸlık Örgütü termal kamerayı Türkiye için önermiyor ama bu anlamda da termal kamera dahil bütün hazırlıklarımızı yaptığımızı özellikle söylemek istiyorum. Tedirgin olunmaması, bu anlamda tedbirlerin alındığını, ÅŸu an Türkiye için herhangi bir riskin söz konusu olmadığını özellikle belirtmek istiyorum.” dedi.

ABD’de de dün itibarıyla bir vakanın görüldüğünü hatırlatan Koca, “Bizim özellikle bölgesel, bir bölgeden kaynaklanan, Türkiye’de herhangi bir risk taşımadığını bildiÄŸimiz özellikle transportta geçiÅŸle bunun taşınabilir olduÄŸunu bildiÄŸimiz, bununla ilgili de Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğümüz 7/24 saat, gece gündüz, cumartesi pazar demeden aktif, hem liman hem de havaalanında yakın takip içerisinde. Dünya SaÄŸlık Örgütünün bu anlamdaki önerilerini de hemen devreye sokmak noktasında bir gayret içerisindeyiz. Termal kameralar dahil olmak üzere hazırlıklarımızı yaptık ama ÅŸu an buna ihtiyaç olmadığı Dünya SaÄŸlık Örgütü tarafından söylendi.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bakan Koca, “Bugün itibarıyla Bakanlığımızda bir risk deÄŸerlendirme toplantısı yapılacak. Bizim Grip Bilim Kurulumuz da var ve en son 8 Ocak’ta bir toplantı yapmıştı, benzer ÅŸekilde bugün de kurul risk toplantısını yapmak üzere bir araya gelmiÅŸ olacak. Bu tedbirlerimizi alma noktasında bir gayret olduÄŸunu, ciddi bir risk taşıdığımız anlamına gelmediÄŸini özellikle gerektiÄŸi için altını çizerek söylüyorum.” dedi.

“Ekiplerimiz yakın takip içinde”

Hazırlıkların yapıldığını ve Dünya SaÄŸlık Örgütünün önerisi olduÄŸu an termal kamera dahil olmak üzere tedbirleri geniÅŸleteceklerini belirten Koca, “Åžu an bu anlamda bir risk olmadığını, Çin’den gelen bütün yolcuların ateÅŸ, öksürük, nefes almada güçlüğü olan vakaları özellikle ekibimiz yakın takip içinde, ÅŸu an riskli bir durumun olmadığını ve riskli bir hastanın da görülmediÄŸini çok rahatlıkla söyleyebilirim.” diye konuÅŸtu.

Virüsün bir hastanın başka bölgeye geçişiyle çok kolay taşınabildiğine işaret eden Koca, bu nedenle çok dikkatli ve hassas davrandıklarını bildirdi.

Virüse karşı alınacak tedbirlere iliÅŸkin soru üzerine Koca, “O hastanın, bir baÅŸka hastaya bulaÅŸmasını önlemek üzere karantina odasına alınması ve hastanede tedavi edilmesi dahil olmak üzere tedbirlerimizi alıyoruz ve o hastaya da özel tedaviye baÅŸlamış oluyorsunuz. Yani bizim yapmamız gereken hastanın tedavisi ama asıl önemli olan yayılmasını önlemek üzere hızla karantinaya alabilir ortamların saÄŸlanarak tedaviyi devam ettirmemiz. Dolayısıyla bu tedbirleri alarak yayılımını önlemiÅŸ olursunuz.” dedi.

“Tedirgin olmaya gerek yok”

Dünya Sağlık Örgütünün bu konuda büyük hassasiyet içerisinde olduğunu söyleyen Koca, kendilerinin de örgütle irtibatta olduklarını ve bu anlamda bir öneri olduğunda hızla devreye sokmak için bütün hazırlıkları yaptıklarını belirtti.

Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben bir panik havası oluÅŸturmamak adına ciddi bir risk taşıdığı algısını oluÅŸturmamak anlamında daha net ifade ederek söylüyorum, tedirgin olmaya gerek olmadığını, o bölgeden Türkiye’ye gelen vatandaşın sayısının zaten az olduÄŸunu ve haftada 3 seferin yapıldığını ve özellikle sadece o bölgeden deÄŸil Çin’den gelen bütün yolcularla ilgili bu anlamda yakın takibe Hudut Sahiller SaÄŸlık Genel Müdürlüğümüzün aldığını, 7/24 hem liman hem havaalanlarında bu takiplerin kapıdan itibaren yapıldığını ve şüpheli bir vaka görüldüğünde mutlak karantina odamıza, oradan özel ambulansla belirlenen hastaneye götürülmesi ÅŸeklinde bir hazırlık içinde olduÄŸumuzu özellikle söylemek istiyorum. Bu hazırlıklarımızla birlikte ÅŸu an bir risk taşımadığımızı, herhangi bir riskli vakanında görülmediÄŸinin özellikle altını çizmek istiyorum.”

Riskli bir vaka görülmesi halinde Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün aktif bir ÅŸekilde devrede olacağını söyleyen Koca, “Åžu an ciddi bir risk olduÄŸu kanaatinde deÄŸilim.” ifadesini kullandı.

“Türkiye’de trans yaÄŸlar yasaklanmalı”

Pek çok hastalığın nedeni olarak görülen trans yaÄŸların tamamen yasaklanmasına iliÅŸkin bir düzenlemenin gündemde olup olmadığını sorulması üzerine Koca, 15 yaÅŸ üstü vatandaÅŸların yüzde 31,5’inin obez, yüzde 34’ünün de fazla kilolu olduÄŸunu söyledi.

Obezitenin büyük bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Koca, birçok hastalığı da tetikleyen obezitenin nedenleri arasında da trans yağın önemli bir yer tuttuğunu dile getirdi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın da obezite ve trans yaÄŸ kullanımı konusunda hassasiyet gösterdiÄŸini belirten Koca, ÅŸunları kaydetti:

“Özellikle yüzde 2’yi geçme durumunda belirtilmesi ÅŸeklinde bir mevzuatımız var. Trans yaÄŸların son derece zararlı olduÄŸunu, kalp ve koroner hastalık grubu içinde ciddi anlamda risk taşıdığını biliyoruz. Bu anlamda da dünyada her geçen gün trans yaÄŸ yasaklanma noktasına doÄŸru gidiyor. 2023’e kadar da Dünya SaÄŸlık Örgütünün trans yaÄŸların devre dışı kalmasına yönelik de bir yaklaşımı var. 2018’de Amerika BirleÅŸik Devletleri’nde yasaklandı. Bu arada Ä°sveç, Ä°sviçre, Norveç’te de yasaklandığını biliyoruz. Avrupa BirliÄŸi ülkelerinde 2021 yılının Nisan ayına kadar bir geçiÅŸle yasaklanması karara baÄŸlandı.

Türkiye’de, Sayın CumhurbaÅŸkanımızın da çok hassas olduÄŸu bu konuda, vatandaÅŸlarımız için çok zararlı olduÄŸunu bildiÄŸimiz trans yaÄŸların yasaklanması gerektiÄŸini inanıyoruz. Bu konuda teknik boyutuyla bir çalışmamız var. Yüce Meclisimizin bu anlamda alabileceÄŸi bir kararın önemli olduÄŸunu düşünüyoruz. Yasal düzenlemenin gerekli olduÄŸuna ve mutlak yapılması gerektiÄŸine inanıyoruz. Bu anlamda teknik çalışmamızı da hazırladık, bu konu ile ilgili de yüce Meclisimizin alacağı kararı önemsiyoruz.”

Türkiye’de de ürünlerdeki trans yaÄŸ oranı yüzde 2’yi geçtiÄŸinde vatandaÅŸlara bildirmek yerine trans yağın yasaklanması gerektiÄŸini vurgulayan Koca, “Obezitenin bu kadar arttığı, saÄŸlık sorunun bu kadar ciddi olduÄŸu bir durumda trans yaÄŸların halen kullanılıyor olması asla doÄŸru deÄŸil.” dedi.

Trans yaÄŸların yasaklanmasına iliÅŸkin düzenleme konusunda Koca, “Meclis’in yaklaşımı önemli, düzenlemenin 6 ayı geçmemesi gerektiÄŸi kanaatindeyim. Bu yıl içerisinde yasaklanabilir.” ifadesini kullandı.

Beslenme Konseyinin ilk gündemi “trans yaÄŸ ve ekmek”

Beslenme konusunda yetkili, yetkisiz birçok kiÅŸinin açıklamalarda bulunduÄŸuna iÅŸaret eden Koca, ortaya çıkan bilgi kirliliÄŸini ve kafa karışıklığını önlemek amacıyla 9 bakanlığın, sivil toplum kuruluÅŸlarının, bilim kurullarının içinde yer aldığı Beslenme Konseyi’nin kurulduÄŸunu hatırlattı. Koca, “Beslenme Konseyi’nin trans yaÄŸ, ekmek, tuz, tavuk eti gibi birçok kimsenin hakkında birçok ÅŸey söylediÄŸi konularla ilgili genel deÄŸerlendirmesi oldu, bu çalışmalar bitti. Konseyin çalışmalarını bir lansmanla açıklayacağız.” dedi.

Bakan Koca, vatandaşları doğru bilgilendirmek için ilerleyen haftalarda ilk olarak trans yağ ve ekmek konusunda toplantı düzenleneceğini aktardı.

“Türk toplumunun yüzde 85’i kahvaltı yapıyor”

Kahvaltı yapılıp yapılmamasıyla ilgili görüş farklılıklarının hatırlatıldığı Koca, Dr. Mehmet Öz’ün “kahvaltı yapmayın” açıklamasını deÄŸerlendirdi.

Koca, kahvaltının Türk toplumu için son derece önemli olduÄŸunu belirterek, “Önemli bir beslenme kaynağı olduÄŸunu ve her geçen gün bu anlamda da geleneksel kahvaltı kültüründen uzaklaÅŸtığını da biliyoruz. Ama beslenme için özellikle çocuklar için son derece önemli olduÄŸunu ve Türk toplumunun yüzde 85 oranında kahvaltı yaptığını biliyoruz.” diye konuÅŸtu.

Kahvaltının dikkat ve zihin açıcı olma özelliğine vurgu yapan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kahvaltıda bol ÅŸekerli, bol karbonhidratlı beslenmekten ziyade çünkü devamında kan ÅŸekerinin düşüklüğüne sebep olduÄŸunu biliyoruz, daha çok dengeli bir beslenmenin özellikle çocuklar için sütün mutlaka bulunması, hiç olmazsa peynir ve yoÄŸurt gibi, yumurta gibi ve meyve çeÅŸitleri gibi daha dengeli, zengin bir beslenmenin doÄŸru olduÄŸunu söylüyoruz. Aşırı ÅŸekerli ve aşırı karbonhidratlı bir kahvaltıdan ziyade daha çok dengeli bir kahvaltıyı öneriyoruz. Geleneksel kültürümüzde çorba var. Daha dengeliydi. O nedenle de öneriyoruz.”

Koca, dengeli olmak kaydıyla kahvaltı kültürünün sürdürülmesi ve ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir