Bakan Özer: Öğretmen ataması 2022-2023 eğitim öğretim yılına yetişecek, takvimi Cumhurbaşkanımız açıklayacak

Bakan Özer Öğretmen ataması 2022-2023 eğitim öğretim yılına yetişecek, takvimi Cumhurbaşkanımız açıklayacak

Bakan Özer Öğretmen ataması 2022-2023 eğitim öğretim yılına yetişecek, takvimi Cumhurbaşkanımız açıklayacak

Milli EÄŸitim Bakanı Mahmut Özer, “Öğretmen ataması takvimini, hazırlıklar bittiÄŸinde CumhurbaÅŸkanımız açıklayacak. 2022-2023 eÄŸitim-öğretim yılına bu atanacak öğretmenleri yetiÅŸtireceÄŸiz.” dedi.

Milli EÄŸitim Bakanı Mahmut Özer, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme iliÅŸkin soruları yanıtladı.

Hafta sonu gerçekleÅŸtirilen LGS’ye iliÅŸkin deÄŸerlendirmesi sorulan Özer, öğrencilerin uzun süre sonra ilk kez maskesiz ÅŸekilde sınava girdiÄŸini belirtti.

Büyük bir organizasyon olan sınavda 81 il ve 922 ilçede yaklaşık 700 bin öğretmenin görev aldığını ifade eden Özer, sınavın başarılı bir şekilde yapıldığını söyledi.

30 Haziran’da sınav sonuçlarının açıklanacağını hatırlatan Özer, “Ölçme DeÄŸerlendirme Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz çalışmalarını tamamladı. Bugün itibarıyla iptal edilen hiçbir soru yok. Bu çok önemli. Her bir sorunun kritik bir iÅŸlevi, anlamı var yerleÅŸtirmede. Sınav sadece yaklaşık 1 milyon 236 bin sekizinci sınıf öğrencimizin sadece sınavlı okullara yerleÅŸtirilmesiyle ilgili bir sınav. Öğrencilerimizin yüzde 92’si herhangi bir sınava girmeye ihtiyaç duymadan çok rahat bir ÅŸekilde tercih ettikleri lise türlerine yerleÅŸebiliyorlar. 30 Haziran’da yerleÅŸtirme kılavuzunu da açıklayacağız.” diye konuÅŸtu.

“Öğrencilerimiz rahat bir ÅŸekilde istedikleri okullara girebilecekler”

Bakan Özer, ortaöğretimde liselere yerleştirmede artık sorunun kalmadığını, hem sınavlı hem sınavsız yerleştirmede özellikle de sınavsız yerleştirmede öğrencilerin 5 tercih yaptığını anımsattı.

İlk 3 tercihe girme oranının her geçen yıl arttığını anlatan Özer, “Tercih yapan öğrencilerin yüzde 70-80’i ilk 3 tercihine yerleÅŸiyor. Bu memnuniyetin ne kadar arttığını gösteriyor. Milli EÄŸitim Bakanlığının da liselere yerleÅŸtirmede kapasiteyle ilgili bölge bölge ne kadar detaylı çalıştığını gösteriyor. CumhurbaÅŸkanımızın sıklıkla belirttiÄŸi gibi, isteyen velinin mahallesindeki okula gönül rahatlığıyla çocuÄŸunu verebileceÄŸi okulların inÅŸasıyla ilgili yeni bir sisteme adım adım gidiyoruz.” açıklamasında bulundu.

Sınavlı okulların kontenjanlarının belli olup olmadığına iliÅŸkin soru üzerine Özer, “Kontenjanlar belli oldu ama çalışmalar devam ediyor. BildiÄŸiniz gibi bu oranlar genelde yüzde 12-13 bandında devam ediyor. Yine aynı ÅŸekilde olacak. İlaveler, çıkartılanlar olabilir. Geçen seneki oranla hemen hemen aynı olacak. Belki biraz artmış olabilir. Öğrencilerimiz rahat bir ÅŸekilde istedikleri okullara girebilecekler. Onunla ilgili bir sıkıntı yaÅŸanmayacak.” ifadesini kullandı.

“Sorumluluk sınavına girip sınıf geçmeyle ilgili esneklik yapacağız”

Bakan Özer, üniversitesi sınavı döneminde lise son sınıf öğrencilerinin yaşadıkları okula devam stresine ilişkin soru üzerine, 1-2 haftadan bu yana bu konunun gündemlerinde olduğunu dile getirdi.

12. sınıf öğrencileri ve velilerinden çok talep geldiğini vurgulayan Özer, şunları kaydetti:

“Kovid-19 salgını sürecinden geçtik. Tüm ülkeler için beklenmedik, ilk defa deneyimlenen bir süreç oldu. Öğrencilerimizin her zaman yanında olmak için çalışan bir bakanlığız. 12. sınıf öğrencilerimizi devamsızlıktan bırakmayacağız, öğrencilerimizin hiçbir kaygısı olmasın. Tüm öğrencilerimizi devamsızlıkla ilgili hiçbir sorun olmadan mezun edeceÄŸiz. Sorumluluk sınavına girip sınıf geçmeyle ilgili de çok esneklik yapacağız. Hangi dersleri aldıysa hepsinden sorumluluk sınavına girebilecek öğrenci. Amacımız, öğrencilerimize imkan verip, eÄŸer baÅŸarabilirlerse hiç yıl kaybı olmadan süreçleri rahatlıkla ilerletebilecekleri, kariyerlerine devam edebilecekleri bir mekanizma inÅŸa etmek. Hem sorumlu dersi olan öğrencilerimiz, diÄŸer sınıf kademelerindeki öğrencilerimiz rahat olsunlar onlara her türlü desteÄŸi saÄŸlayacağız. Tekrar tekrar sorumluluk sınavlarını vereceÄŸiz. 12. sınıf öğrencilerimiz artık devamsızlık konusunu kafalarından çıkarsınlar.”

Ek gösterge düzenlemesi

Bakan Özer, “3 bin 600 ek gösterge düzenlemesinden kaç öğretmen yararlanacak. Emekli maaşında artış olacak öğretmen sayısı belli mi?” sorusu üzerine, ek gösterge açıklamasından önce CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın teveccühüyle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarıldığını hatırlattı.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda 1’inci derecedeki öğretmenlerle ilgili 3 bin 600 ek gösterge maddesinin bulunduÄŸunu anlatan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Åžu anda sistemimizde 1,2 milyon öğretmenimiz var. Yaklaşık 60 bin öğretmenimiz bu haktan yararlanıyor. 411 bin civarında emekli öğretmenimiz var. Yaklaşık 470 bin öğretmenimiz 3 bin 600 ek gösterge hakkından yararlanmış olacak. Bu önemli bir açılım. Sadece öğretmenler deÄŸil tüm kamu çalışanları için bu hakkın getirilmesi sevindirici. Meslek grupları arasında herhangi bir rekabet olamaması anlamında hükümetimizin eÅŸitlikçi bir ÅŸekilde yaklaÅŸtığı bir konu.”

Öğretmen ataması takvimi

Öğretmen atamalarının ne zaman yapılacağına ilişkin soru üzerine Özer, öğretmenlerin eğitim sisteminin en değerli varlıkları olduğunu söyledi.

En fazla öğretmen ataması yapan iktidar olduklarını ve 2000’li yıllarda sistem içerisinde 500 bin civarında öğretmen varken bu sayının bugün 1 milyon 200 bin öğretmene ulaÅŸtığını ifade eden Bakan Özer, “İlginç bir geliÅŸme daha var; 500 bin öğretmen varken eÄŸitim sistemi içerisinde bu öğretmenlerimizin yüzde 40’ı kadın öğretmenlerden oluÅŸurken bugün bu oran, sayı artmasına raÄŸmen arttı. Yüzde 59, yani yaklaşık yüzde 60’ı kadın, öğretmenlerimizin.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’nin eÄŸitimde son 19 yılda kitleselleÅŸme evresine girdiÄŸini ve okullaÅŸma oranlarını artırdığını, eÄŸitimin önündeki engelleri kaldırdığını söyleyen Bakan Özer, başörtüsü yasağının kaldırılmasından katsayı uygulamasının maÄŸduriyetlerine kadar, engelli özel eÄŸitim gereksinimi duyan tüm öğrencilerin eÄŸitim sistemine kazandırılması için yatırım yapıldığını hatırlattı.

Türkiye’nin bunu yaparken çok ilginç bir ÅŸey daha yaptığını ve çoÄŸu ülkenin bunu baÅŸaramadığını dile getiren Bakan Özer, “Siz öğrenci sayısını artırabilirsiniz ama öğretmen başına veya derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltamadığınız zaman kaliteyi olumsuz etkilersiniz. Türkiye aynı zamanda öğretmen başına düşen öğrenci sayısını ve derslik başına düşen öğrenci sayısını da OECD ortalamalarına yaklaÅŸtırdı. Yani öğrenci sayısını artırırken o oranı da ideal bir seviyeye yakınsadı, bu çok kritik, çok önemli bir ÅŸey.” dedi.

“Öğretmen atamaları devam edecek”

Bakan Özer, öğretmen öğrenci oranında ideale yaklaşıldığına, 2000’li yıllarda ortaöğretimde, lisede okullaÅŸma oranının yüzde 44 olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı:

“Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı da yüksek, 30-40… Åžimdi siz 19 yılda hem bunu yüzde 90’a çıkartmışsınız hem de oranı 17-18’lere düşürmüşsünüz, bu iki ÅŸeyi bir arada baÅŸarmışsınız. Bunu ÅŸunun için diyorum; ÅŸu andaki eÄŸitim sistemindeki öğretmenlerin yüzde 75’ini son 19 yılda atadık, hükümetlerimiz atadı. Dolayısıyla öğretmenlerimiz müsterih olsunlar, öğretmen atamaları devam edecek, özellikle Milli EÄŸitim Bakanlığının artık yeni önceliklerine göre ağırlık deÄŸiÅŸecek. Mesela okul öncesine biz ağırlık veriyoruz, ÅŸu anda okul öncesi eÄŸitimin yaygınlaÅŸtırılmasıyla ilgili, dolayısıyla alacağımız öğretmenlerde okul öncesi öğretmene ihtiyacımız oranı atayacağımız öğretmenlerde çok daha fazla olacak.”

“İstanbul’a destek vermeye devam edeceÄŸiz”

Son iki atamada hep İstanbul’a ağırlık verdiklerini, 31 Ocak’ta yaptıkları 15 bin öğretmen atamasının 7 bin 500’ünü İstanbul’a tahsis ettiklerini anlatan Bakan Özer, şöyle devam etti:

“Yine bu atamada da yüzde 50’sini İstanbul’a vereceÄŸiz, sayı tam belli olduktan sonra. Dolayısıyla İstanbul’a destek vermeye devam edeceÄŸiz, çünkü İstanbul’a özel odaklandık hem eÄŸitim yatırımlarını, okul yatırımlarını hem fiziki imkanların iyileÅŸtirilmesi, güçlendirme, yık-yap çalışmaları, deprem güçlendirmeleri, aynı zamanda öğretmen sayısının artırılmasıyla ilgili her türlü destek veriyoruz. Dolayısıyla öğretmen ataması olacak, daha önceki söylediÄŸim sözler, bunlar sadece benim kanaatim deÄŸil, biz Milli EÄŸitim Bakanı olarak Kabinede Sayın CumhurbaÅŸkanımızla görüşmeden böyle bir açıklama yapmamız mümkün deÄŸil. Dolayısıyla öğretmen ataması olacak ama takvimini tüm hazırlıklar bittiÄŸi zaman Sayın CumhurbaÅŸkanımız açıklayacak. Yani öğretmenlerimiz rahat olsunlar, öğretmen ataması olacak ve 2022-2023 eÄŸitim öğretim yılına bu atanacak öğretmenleri yetiÅŸtireceÄŸiz.”

Bakan Özer, bir soru üzerine, kontenjan çalışmalarının bitmek üzere olduğuna değindi.

Meslek liseleri

Meslek liselerini tercih edecek öğrencilerin mezuniyetlerinde ne gibi avantajlara sahip olacağı ve mesleki eÄŸitimde yeni açılacak bir lise türü olup olmayacağına iliÅŸkin soru üzerine Bakan Özer, Türkiye’nin katsayı uygulamasından sonra meslek liseleriyle ilgili ciddi bir travma yaÅŸadığını belirtti.

Katsayı uygulamasının Türkiye’ye getirdiÄŸi 3 maliyet bulunduÄŸunu aktaran Özer, “Bir, meslek liseleri iÅŸ gücü piyasasının ihtiyaç duyduÄŸu insan kaynağını yetiÅŸtiremez hale geldi. Dolayısıyla o ‘Aradığım elemanı bulamıyorum’ retoriÄŸi aslında katsayı uygulamasının bu ülkeye ürettiÄŸi maliyetin retoriÄŸidir. İkincisi, akademik olarak baÅŸarısız öğrencileri homojen bir ÅŸekilde bir okul türünde kümelediÄŸi için okullar arası baÅŸarı farkı Cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar belirgin hale geldi.” diye konuÅŸtu.

AraÅŸtırmaların bunu gösterdiÄŸini ve bugün eÄŸitim sisteminin kök problemi olan okullar arası baÅŸarı farkı ve eÄŸitimde fırsat eÅŸitliÄŸiyle ilgili sıkıntıların, 1999’da yürürlüğe giren katsayı uygulamasının maliyeti olduÄŸunu vurgulayan Bakan Özer, “Üçüncüsü, okullardaki, meslek liselerindeki bu homojen kümelenme terk ve disiplin vakalarını artırdı yani ön göremediÄŸimiz, ön görülemeyen sosyolojik vakalara, problemlere yol açtı, madde bağımlılığından farklı ÅŸeylere kadar.” ifadesini kullandı.

Katsayı uygulaması

Bakan Özer, 2012 yılında katsayı uygulaması kaldırıldıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığının mesleki eğitime yönelik çok ciddi projeler yaptığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“En kritik olan hamle ÅŸu; biz kim için meslek lisesinde öğrenci yetiÅŸtiriyoruz? Sektör için. Ana istihdam kaynağı devlet deÄŸil, deÄŸil mi? Artık sistem deÄŸiÅŸti, ana istihdam kaynağı özel sektör. Bizim yaptığımız ÅŸey ÅŸu; sektörün temsilcilerini eÄŸitim verdiÄŸimiz tüm alanlarda mesleki eÄŸitim içerisine dahil etmek. Yani iÅŸveren ÅŸey beklemiyor, ‘mezun gelsin, acaba benim istediÄŸim özelliklere sahip mi, deÄŸil mi’ diye beklentisi yok çünkü birlikte yönetiyoruz. Müfredatı birlikte belirliyoruz, iÅŸletmede beceri eÄŸitimlerini birlikte planlıyoruz, öğretmenlerin iÅŸ başı ve mesleki geliÅŸim eÄŸitimlerini birlikte planlıyoruz, baÅŸarılı öğrencilere burs veriliyor ve istihdam önceliÄŸi veriliyor.”

Bu hamlenin bir anda öğrencilerin mesleki eğitime yönelimini artırdığını vurgulayan Bakan Özer, mesleki eğitime de bazı okulların sınavla, bazı okulların yerel yerleştirmeyle öğrenci aldıklarını söyledi.

Sınavlı okulların puanının her geçen gün artmaya baÅŸladığını ve ilk defa mesleki eÄŸitim tarihinde meslek liselerinin yüzde 1’lik akademik baÅŸarı diliminden öğrenci almaya baÅŸladığını anlatan Bakan Özer, “Mesela, Ankara’daki ASELSAN Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, savunma sanayiinde ilk defa böyle bir adım attık, çünkü savunma sanayii alanında mesleki eÄŸitim vermiyorduk bakanlık olarak, ASELSAN’ın tüm müktesebatını kullanarak bir okul inÅŸa ettik, birlikte yönetiyoruz ve istihdam garantili. Ankara Fen Lisesi’ne yerleÅŸen öğrencilerin puanından daha yüksek puanlı öğrenciler bu okula yerleÅŸtiler. Bu aslında 28 Åžubat sürecinin bu katsayı uygulamasının baÅŸarılı öğrencileri mesleki eÄŸitimden uzaklaÅŸtırmasını tersine çevirmiÅŸ oldu.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Artık başarılı öğrencilerin de mesleki eğitime gittiğini, çünkü mesleki eğitimin çocukların istihdamla ilgili elini güçlendirdiğini belirten Bakan Özer, mesleki eğitimin bir ülkenin genç işsizlik oranını düşürdüğünü ifade etti.

Ağırlık verdikleri konulardan birinin de mesleki eğitimde üretim kapasitesini artırmak olduğuna işaret eden Özer, en kalıcı olan öğrenmenin yaparak, üreterek öğrenme olduğunu, mesleki eğitimin bu imkanı sunduğunu söyledi.

“Mesleki eÄŸitimdeki öğrenci profili deÄŸiÅŸmeye baÅŸladı”

Bu imkanın yaygınlaÅŸtırılmasıyla çocukların yaparak öğrendiÄŸini, öğrenmenin kalıcı olduÄŸunu ve mezuniyet durumunda istihdam edilebilirliÄŸin arttığını vurgulayan Özer, “Mesleki eÄŸitimdeki üretim kapasitesi 200 milyonluk bantlardan 2021 yılında 1 milyar 162 milyona çıktı. Öğrencilerimiz yaklaşık 55 milyon civarında pay aldılar üretimi yaptıkları katkı oranında. Yani öğrenci bir taraftan kaliteli eÄŸitim alırken bir taraftan cebine para giriyor. Yani emekle erken yaÅŸlarda hakkaniyetli bir iliÅŸki kuruyor. Yani öğrencinin yürüyüşü deÄŸiÅŸiyor, evine ekmek götürüyor, evinin ihtiyaçlarını karşılıyor, kendi ihtiyaçlarını karşılıyor, kariyer planlaması yapıyor. Artık mesleki eÄŸitimdeki öğrenci profili deÄŸiÅŸmeye baÅŸladı.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Kovid-19 salgınında mesleki eÄŸitimin üretim kapasitesinin güçlü olmaması halinde maske, dezenfektan, solunum cihazı, maske makinesinin kolay bir ÅŸekilde üretilemeyeceÄŸine vurgu yapan Özer, “İki yıllık süreci atlatmanızda meslek eÄŸitimin çok büyük katkısı oldu. Sessiz bir ÅŸekilde, sessiz ordu gibi seferberlik ilan edip çalıştılar, 81 ilde, 922 ilçede.” dedi.

Özer, bu süreçlerin yüz yüze eÄŸitime devam edilmesindeki ihtiyaçların karşılanmasına da büyük katkısı olduÄŸunu vurgulayarak, “Mesleki eÄŸitimde bunu bir segment ilerlettik AR-GE merkezlerine, fikri mülkiyete geldik. Fikri mülkiyeti biliyorsunuz, bir ülkenin kalkınmasındaki en itici güçlerden birisi fikri mülkiyet. EÄŸer siz katma deÄŸeri yüksek olan üretimi yapamazsınız geliÅŸmiÅŸ ülkelerle rekabet edemezsiniz. Bunun yolu da eÄŸitimden geçiyor, eÄŸitimle, o kültürle yetiÅŸmesi lazım.” dedi.

“Mesleki eÄŸitim tarihinde ilk defa yurt dışına ihracat yapıldı”

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın katılımıyla CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde 50 AR-GE merkezinin açılışını yaptıklarını anımsatan Özer, konuÅŸmasını ÅŸu sözlerle sürdürdü:

“Bunlar mesleki eÄŸitim tarihinde ilk kez olan ÅŸeyler. Artık mesleki eÄŸitimde patent, faydalı model, marka, tasarım üretimi yapılıyor, bunlar ticarileÅŸtiriliyor. Mesleki eÄŸitim tarihinde ilk defa yurt dışına ihracat yaptı. Åžimdi böyle bir kültürün olduÄŸu yerde öğretmenlerin ve öğrencilerin ruh halini düşünün, o ekosistemin içerisinde. Diyor ki, ‘ben iÅŸ gücü piyasamın ihtiyacını da karşılıyorum, ülkemin kritik olaÄŸanüstü bir koÅŸuldan geçtiÄŸi zaman devletimin, milletimin yanında yer alıyorum, aynı KurtuluÅŸ Savaşı gibi halkımın yanında, her türlü fedakarlığı, becerilerimi ona dönüştürebiliyorum’.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın daha önceden müjdesini verdiÄŸi bir konuyu hatırlatan Bakan Özer, “Gönül coÄŸrafyamızdaki, Balkanlardaki insanların da bizim ülkemize gelerek mesleki eÄŸitim imkanlarından faydalanmasıyla ilgili, Kültür Turizm Bakanlığı ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar BaÅŸkanlığı desteÄŸiyle 7 tane Türkiye’de uluslararası Mesleki Teknik Anadolu Lisesi kurduk. Bu ilktir.” dedi.

Türkiye’nin mesleki eÄŸitimle ilgili hangi alana ihtiyacı varsa sektörlerle ilgili paydaÅŸlarla kurumlarla iÅŸ birliÄŸi yaparak süreçleri yönettiklerini anlatan Bakan Özer, mesleki eÄŸitim merkezlerinin bulunduÄŸunu ve haftada 1 gün okula, 4 gün iÅŸletmeye gidildiÄŸini, gerçek iÅŸ ortamında eÄŸitim alındığını söyledi.

Özer, 4 yıllık eÄŸitim boyunca da asgari ücretin yüzde 30’u kadar da ücret alındığını, iÅŸ hastalıkları, iÅŸ kazaları ve meslek hastalıklarına karşı da sigorta yapıldığını, üçüncü yılın sonunda kalfa, dördüncü yılın sonunda usta olunduÄŸunu belirtti.

Türkiye’de küçük ve orta ölçekli iÅŸletmelerin en fazla ihtiyaç duyduÄŸu ÅŸeyin mesleki eÄŸitim merkezi olduÄŸuna dikkati çeken Özer, katsayı uygulamasından bir dönem önce mesleki eÄŸitim merkezinde 249 bin 774 çırak, kalfa bulunduÄŸunu ve bu sayının katsayı uygulamasından sonra 74 bine düştüğüne deÄŸindi.

Mesleki eğitimin önemini anlattıklarını, organize sanayi bölgelerine gittiklerini ve getirebildikleri noktanın 159 bin olduğuna işaret eden Özer, şunları kaydetti:

“25 Aralık 2021 tarihi itibarıyla ve mesleki eÄŸitim merkezini nasıl güçlendirebiliriz ile ilgili çalışmamız CumhurbaÅŸkanımıza arz ettik ve 3308 sayılı Mesleki EÄŸitim Kanunu’nda üç kritik deÄŸiÅŸiklik yapıldı, 25 Aralık 2021. Bugün itibarıyla mesleki eÄŸitim merkezindeki öğrenci sayısı 510 bin. Bakın 159 binden 510 bine çıktı, 2022 yılı sonu itibarıyla, Sayın CumhurbaÅŸkanımız kamuoyuyla paylaÅŸtı, 1 milyon gencimizi mesleki eÄŸitim merkeziyle buluÅŸturacağız. Asgari ücretin yüzde 30’unu da devlet ödüyor artık, iÅŸverenden aldı. İş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı sigortayı da devlet yapıyor. Sektör de kayıt yapan öğrencilerin hangi iÅŸletmede eÄŸitim yapacaklarıyla ilgili bize yardımcı oluyor.

Bakın, biz mesleki eÄŸitim merkezleriyle ilgili problemleri çözdüğümüz gibi katsayı uygulamasından önceki durumu da iki katına çıkartmışız. 1 milyona çıkardığımız an 4 katına çıkartmış olacağız. Yani artık ÅŸunu rahatlıkla söyleyebilirim, artık hükümetimiz katsayı uygulamasının mesleki eÄŸitimde yol açmış olduÄŸu hasarı tedavi etmiÅŸtir. Noktayı koyuyoruz artık. Artık mesleki eÄŸitimde baÅŸka ÅŸeyleri konuÅŸuyoruz, uluslararası açılımları konuÅŸuyoruz. İnÅŸallah çok daha iyi noktalara gelecek.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir