Bakan Şimşek: Vergide adalet ve etkinliği sağlayacak bir reforma ilişkin çalışmalarımızda son aşamalara geldik

Bakan Şimşek Vergide adalet ve etkinliği sağlayacak bir reforma ilişkin çalışmalarımızda son aşamalara geldik

Bakan Şimşek Vergide adalet ve etkinliği sağlayacak bir reforma ilişkin çalışmalarımızda son aşamalara geldik

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergide adalet ve etkinliği sağlayacak reforma ilişkin çalışmalarda son aşamaya geldiklerini belirtti.

Şimşek, NTV yayınında ekonomideki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.

Ekonomi programının öngördüklerinden çok daha iyi çalıştığına iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, belli alanlarda baÅŸarının “çok net” olduÄŸunu, bazı alanların ise sabır, kararlılık ve zaman gerektirdiÄŸini söyledi.

ÅžimÅŸek, büyümenin daha dengeli bir kompozisyona evrildiÄŸini bildirerek, “Bu senenin ilk çeyreÄŸi itibarıyla net ihracatın büyümeye katkısı eksi 6,3’ten artı 1,6’ya döndü. İç talep hala güçlü ama önümüzdeki çeyreklerde daha ılımlı hale gelecek.” diye konuÅŸtu.

Cari açığın da giderek daraldığını aktaran ÅžimÅŸek, “Geçen sene mayısta revize cari açık rakamı yaklaşık 57 milyar doların üzerindeydi. Bu sene mayıs ayı itibarıyla büyük ihtimalle cari açık 25 milyar dolar civarlarına inmiÅŸ olacak. Cari açığın GSYH’ye oranı yüzde 2,5’in altına inmiÅŸ olacak. Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı azalıyor, rezerv birikimine imkan saÄŸlıyor.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, TCMB rezervlerinin geçen yıl mayıs sonuna göre 44 milyar dolar yukarıda olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cuma günü itibarıyla swap hariç net rezervler 2020’nin başından bu yana ilk kez artıya geçti. Çünkü son 2 ayda Merkez Bankasına 65 milyar dolarlık kaynak akışı oldu. Bütün resme baktığımız zaman rezervlerdeki iyileÅŸme çok net ÅŸekilde Türkiye’nin kırılganlığını azaltmıştır. Eksi rezerv bir gündem maddesi olmaktan çıkmıştır. Kısa vadeli kaynaklar her an yön deÄŸiÅŸtirebilir, biz sırtımızı oraya dayamıyoruz. Bir taraftan cari açık azalıyor bir taraftan da Türk lirası varlıklara muazzam ilgi var.”

Kur korumalı mevduatın (KKM) 70 milyar doların altına indiÄŸine iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, “Türkiye’nin risk primi geçen sene mayısta 700 baz puanın üzerine çıkmıştı. Åžu anda 260 baz puan civarı. Türkiye’nin risk primindeki iyileÅŸme yaklaşık 400 baz puan. GeliÅŸmekte olan ülkelerin risk primindeki düşüş aynı dönemde 50 baz puanın altında. Türkiye’nin risk primi hala yüksek. Çünkü, biz programın daha başındayız. Programı sabırla ve kararlılıkla 2,5 yıl uygulayacağız.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

“Enflasyonda piyasa öngörülerinin muhafazakar olduÄŸu kanısındayız”

Şimşek, piyasadaki enflasyon beklentilerinin programın performansıyla daha düşeceğini belirterek, enflasyonun yukarı doğru gittiği eleştirilerine şu yanıtı verdi:

“‘Program olmasaydı yıllık enflasyon nerede olurdu?’ sorusu sorulmaz. Bunu bir kenara bırakalım, varsayımsal bir soru. Åžimdi esas kurgu ÅŸu: Enflasyon bugün niye yüzde 75, niye yükseldi? Önümüzdeki dönemde ne olacak? Bence bu konuya açıklık getirirsek ülkemiz açısından ve programı anlamak açısından daha faydalı olur. Geçen seneki koÅŸullara gidelim. Ülke çok büyük bir deprem yaÅŸamış. Depremin enflasyona iki türlü etkisi var. Bütçe açığını muazzam ÅŸekilde artırdığı, artan bütçe açığı iç talebi artırıcı ÅŸekilde yansıdığı için enflasyon yükselir. Deprem çok büyük, etkilenen nüfus çok fazla olduÄŸu için bazı büyük ÅŸehirlere deprem bölgesinden nüfus kayışı oldu. Bu da kiraları artırdı. Çünkü hemen konut arzı artıramıyorsunuz. Deprem enkazının temizliÄŸi, inÅŸaatların baÅŸlaması yazı buldu. İnÅŸaat malzemelerinde, işçilik ücretlerinde muazzam artış oldu. Gelelim ikinci hususa, geçen sene kuru serbest bırakmak zor kaldık. Çünkü 2021 yılında dolar/TL 18 liraya çıkmış, bir takım tedbirler alınmış KKM gibi. Uzun süre kur tutulmuÅŸ, 2023’ün neredeyse mart, nisanına kadar. Ama o dönemde enflasyon hala çok yüksek. Cari açıkta ihracat üzerinden bir çıkış saÄŸlanacaksa, kuru biz mecburen serbest bıraktık.”

Enflasyonu yükselten üçüncü faktöre de iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, bu faktörün bütçe açığını yüzde 5’e çekmek için yaptıkları vergi artışları olduÄŸunu söyledi.

ÅžimÅŸek, enflasyonun son 12 ayı yansıttığını belirterek, “Mayıs ayı enflasyonu Mayıs 2023 ile Mayıs 2024 arasındaki fiyatlar genel seviyesindeki artışı yansıtıyor. GeçmiÅŸ o. Program açısından anlamlı deÄŸil. Program geleceÄŸe bakıyor. Åžimdi önümüzdeki 12 ay için bugün piyasa diyor ki ‘Enflasyon yüzde 33 olacak.’ Åžimdi neredeyiz? Yüzde 75,4’te. Nereye gideceÄŸiz, yüzde 33. Biz piyasa öngörüsünün biraz muhafazakar olduÄŸu kanısındayız. Çünkü biz, piyasa öngörülerinin zamanla, dezenflasyonun hız kazanmasıyla birlikte iyileÅŸeceÄŸine inanıyoruz.” dedi.

Enflasyonun kalıcı ve hızlı bir düşüşün eşiğinde olduğunu bildiren Şimşek, para politikasını enflasyonu çıpalayacak şekilde inşa ettiklerini aktardı.

ÅžimÅŸek, ÅŸimdi maliye politikasında ilave tedbirler alacaklarını belirterek, “Ama bununla yetinmeyeceÄŸiz. Özellikle vergide adalet ve etkinliÄŸi saÄŸlayacak bir reforma iliÅŸkin çalışmalarımızda neredeyse son aÅŸamalara geldik. Åžimdi dolayısıyla maliye politikası ayağı güçlenecek. Ama özellikle gelecek sene, bütçe açlığı çok net ÅŸekilde yüzde 3’ün altına inecek. Geçen sene tedbir almasaydık bütçe açığı yüzde 10 olacaktı. Bu sene hedef açığı yüzde 5’in altına düşürmek. Yani enflasyon açısından nötr veya destekleyici hale getirmek.” diye konuÅŸtu.

“Enflasyonun ÅŸok öncesi döneme gelmesi 3,4 yıl alıyor”

Gelecek yıl çok açık ÅŸekilde dezenflasyonist maliye politikası uygulayacaklarını belirten ÅžimÅŸek, “Seçici kredi kısıtlamaları var. Miktarsal sıkılaÅŸtırma var. Dolayısıyla bu enflasyon düşecek ve kalıcı olarak düşecek. Ama zaman alacak. Tüm dünyada 100 tane enflasyonist ÅŸoka bakıldı. Enflasyonun ÅŸok öncesi döneme geri gelmesi ortalama 3,4 yıl alıyor. Daha biz ilk yılımızdayız. Sadece hepimizin, milletimizin, bütün aktörlerin sabırlı olması lazım. Biz de kararlıyız.” ifadesini kullandı.

ÅžimÅŸek, güven açığında ciddi ÅŸeklide azalma yaÅŸandığını ve güveni tesis ettiklerini vurgularken, “Kur oynaklığı azaldı. Beklentiler daha da iyileÅŸiyor. Her zaman riskler var. En büyük risk sabırsızlıktır. Enflasyon beklentilerindeki bozulma, onun kemikleÅŸmesi kolay bir süreç deÄŸil, meÅŸakkatli bir süreçtir. Sabır gerekiyor, kararlılık gerekiyor. Bugüne kadar CumhurbaÅŸkanımızın desteÄŸini hep hissettik. Programın sahiplenilmesi çok önemlidir. Biz de bu programı kararlı ÅŸekilde uygulayacağız ve sonuç alacağız. Biz buna inanıyoruz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Cari açıktaki geliÅŸmelere yönelik de bilgi veren ÅžimÅŸek, “Cari açıktaki iyileÅŸme, bizim Orta Vadeli Program öngörülerinden çok daha iyi gidiyor. Muhtemelen daha da iyileÅŸecek. Niye? İç talep ılımlı hale gelecek, yumuÅŸayacak. İthalat azalacak, azalmaya devam edecek. Programın en önemli çıktısı da cari açığı kalıcı bir ÅŸekilde yüzde 2,5’un altına çekecek politikalar.” dedi.

ÅžimÅŸek, cari açığın gerilemesi için enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasının en kritik deÄŸiÅŸken olduÄŸuna iÅŸaret ederek, “Çünkü enerji, en büyük ithalat kalemlerimizin başında geliyor. Özellikle yenilenebilir enerji. Dünyanın ve Türkiye’deki aktörlerin ilgisi çok büyük. Bizim sadece buna iliÅŸkin iletim hatları üzerinden bütün bu süreçleri hızlandırmamız gerekiyor. Dolayısıyla yerli yenilenebilir enerji, özellikle ÅŸimdi nükleerin de devreye girmesiyle birlikte dışa bağımlılık azalacak. Biz buna yeÅŸil dönüşüm diyoruz.” diye konuÅŸtu.

“Biz sırtımızı sıcak paraya dayamıyoruz”

Dünya Bankası, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankası gibi çok taraflı bankalarla iliÅŸkilerin çok iyi olduÄŸuna dikkati çeken ÅžimÅŸek, büyük ihtimalle bu ay içerisinde Dünya Bankası BaÅŸkanı Ajay Banga’nın Türkiye’yi ziyarete geleceÄŸini aktardı.

ÅžimÅŸek, Asya Altyapı Yatırım Bankası BaÅŸkanı Jin Liqun’un da ziyaret gerçekleÅŸtireceÄŸini belirterek, “Åžu ana kadar bu bahsettiÄŸim 4-5 tane, küresel, çok taraflı, uzun vadeli ve makul maliyetlerle kaynak veren üye olduÄŸumuz bankalar, Türkiye’ye yönelik ÅŸu anda taahhüt veya taahhüde dönüşecek pozisyonlarını dikkate alırsanız, 60 milyar doların üzerinde bir kaynağı önümüzdeki 3 yıl içerisinde Türkiye’ye kanalize edecekler. Dolayısıyla tekrar edeyim, biz sırtımızı sıcak paraya dayamıyoruz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin kur taahhüdünde bulunduÄŸu iddialarına yönelik soruya yönelik ise ÅžimÅŸek, “Ne örtük ne açık bir kur taahhüdümüz yoktur, olamaz.” yanıtını verdi.

Şu anda Türk lirasına yönelimin, liranın daha cazip olması ve güven duyulması kaynaklı olduğuna dikkati çeken Şimşek, birinci tercihlerinin küresel doğrudan yatırımlar olduğunu, listenin ikinci sırasında sermaye benzeri kaynaklar bulunduğunu belirtti.

ÅžimÅŸek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluÅŸlarının Türkiye’nin kredi notunda artışa gitmelerine iliÅŸkin soruyu yanıtlarken, “Biz öyle bir program uyguluyoruz ki küresel piyasaların da içerideki bütün aktörlerin de güvenini kazanıyor ama daha önemlisi sonuç almaya baÅŸlıyor. Türkiye’nin riskleri azaldı. Bakın risk pirimi azaldı. Türkiye’nin cari açığı azalıyor. Priminin kompozisyonu iyileÅŸiyor. Åžimdi bütün bunları baz alırsak, kredi notumuz artacak. Hatta ÅŸunu söyleyeyim, ben piyasadaki fiyatlamayı daha önemsiyorum.” dedi.

Bakan Şimşek, kira artışında yüzde 25 sınırının bu ay sonu itibarıyla kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin olarak, düzenlemenin uzatılmasına ilişkin bir çalışmaları olmadığını söyledi.

Tasarruf tedbirleri konusunda yeni adımların neler olacağı sorusunu yanıtlarken de ÅžimÅŸek, vergide adalet ve etkinlik noktasında reform yapacaklarını bildirdi. İstisnaları önemli ölçüde azaltacak yeni bir reform da yapacaklarını aktaran ÅžimÅŸek, “KİT’lerde yönetiÅŸim reformu gibi birçok gündemimiz var. Ham haldeyken, nihai ÅŸeklini vermediÄŸimiz için bir ÅŸey söylemem doÄŸru olmaz ama vergide adalet ve etkinlik önemli bir önceliÄŸimiz.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’nin gri listeden çıkması

Türkiye’nin gri listeden çıkma aÅŸamasında olup olmadığı sorusu üzerine ÅžimÅŸek, ÅŸunları kaydetti:

“Türkiye birkaç yıl önce gri listeye alınmış. Geçen sene gelir gelmez dedik ki ‘Türkiye’nin mutlaka gri listeden çıkması lazım.’ Onun için bir koordinasyon ve çaba gerekiyordu. Bir koordinasyon ve çalışma grubu kurduk, inanılmaz bir çabaya girdik. Bu sene ÅŸubatta yerinde denetim kararı alındı. Yerinde denetime birçok ülkeden uzmanların katıldığı geniÅŸ bir heyet, mayıs başında bizi ziyaret etti, ben ÅŸahsen görüştüm, siyasi irade çok önemlidir. Bizim kara para aklama ve terörizm finansmanıyla mücadelemizdeki kararlılığımızın uygulanması çok deÄŸerlidir. Net bir ÅŸekilde onlara dedim ki ‘Listeden bizi çıkartırsınız ya da çıkartmazsınız, biz her halükarda kara parayla mücadele edeceÄŸiz, terörizm finansmanıyla mücadele, bizim için olmazsa olmaz. Biz gerekeni yaptık, takdir sizin. Önümüzdeki dönemde, kara para aklamayla çok daha etkin ÅŸekilde mücadele edeceÄŸiz. Terörizmin finansmanıyla mücadele en büyük önceliÄŸimiz.’ Terörden en fazla çeken ülke Türkiye. Bu ay sonunda Singapur’da bir toplantı yapılacak, toplantının gündem maddelerinden birisi de Türkiye’nin gri listeden çıkıp çıkmayacağı. Toplantıya gitmeyi planlıyoruz. İlk gelen sinyaller de buradan giden heyetin olumlu rapor yazdığı yönünde. Herhangi bir siyasi mülahaza olmazsa Türkiye bu yıl gri listeden çıkmış olacak.”

Kaynak: AA