“Belki de Türkiye’nin tekrar yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belki de şimdi Türkiye’nin tekrar yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir.” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.
Yeni yılın ikinci ayının ilk kabine toplantısını yaptıklarını belirten Erdoğan, dünya ve Türkiye için oldukça zorlu geçen 2020’nin ardından büyük umutlarla girilen 2021’i yeni bir şahlanış yılı haline getirmenin gayreti içinde olduklarını dile getirdi.
Erdoğan, bu amaçla yılın ilk gününden itibaren bir yandan salgınla mücadeleye, diğer yandan yatırımlara, eser ve hizmet kazandırma çalışmalarına hız verdiklerini kaydetti.
Sadece ocak ayında milletin hizmetine sundukları eserlerin kısa bir özetinin bile bu doğrultuda katedilen mesafeyi göstermeye yeterli olacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılın ikinci günü Fırat Nehri üzerinde inşa ettikleri Kömürhan Köprüsü ile bağlantı tüneli ve yolunu hizmete açtıklarını anımsattı.
Bu eserin, Elazığ ile Malatya’yı birbirine bağlamanın ötesinde, Türkiye’nin doğu-batı ve kuzey-güney ulaşım ağının en önemli noktalarından olduğunu ifade eden Erdoğan, Kömürhan Köprüsü’nün 660 metre uzunluğu ve 380 metre orta açıklığıyla kendi kategorisinde dünyanın dördüncü büyük eseri olduğuna dikkati çekti.
Türkiye’nin uzay çalışmalarındaki iddiasının ve gücünün son işareti olan Türksat 5A uydusunu 8 Ocak’ta Amerika’dan yörüngesine yolcu ettiklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“İnşallah 5B uydumuzu da önümüzdeki yaz başında uzaya fırlatacağız. Uzay çalışmalarında uzak mesafelerdeki büyük uydular yerine düşük maliyetleri ve teknik kolaylıkları sebebiyle daha kısa mesafelerdeki mikro uyduların önemi giderek artıyor. Biz de bu amaçla ülkemizde bir mikro uydu fırlatma tesisi kurma çalışmalarına başladık. İnşallah çok uzak olmayan bir tarihte, ülkemizin ve dostlarımızın uydularını kendi tesisimizden uzaya göndereceğiz. Haberleşmeden enerjiye, çevrenin korunmasından savunma sanayisine kadar, geniş bir kullanım alanına sahip uzay ve uydu teknolojileri konusunda ülkemizi marka haline getirmekte kararlıyız. Bu adımın, gençlerimizin 2053 vizyonlarının altyapısına yapacağımız en büyük desteklerden biri olacağına inanıyoruz.”
“Yol haritasını konuştuk”
Diyarbakır-Ergani-Elazığ yolu üzerindeki Devegeçidi Köprüsü ve bağlantı yollarını 9 Ocak’ta hizmete açtıklarını, yılın ilk kabine toplantısını ise 11 Ocak’ta yaptıklarına değinen Erdoğan, kabine toplantısı öncesi Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu’nun Ankara’daki tesislerinin resmi açılışı sebebiyle gençler ve sporcularla bir araya geldiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de görev yapan Avrupa Birliği ülkeleri büyükelçileri ile 12 Ocak’ta yaptığı toplantıda ise ilişkileri karşılıklı saygı ve ortak fayda temelinde geliştirme iradesini teyit ettiklerini söyledi.
Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’nin ödül törenine katıldıkları 13 Ocak’ta Türkiye medyasının yanında sanat, spor ve kültür dünyasının önde gelen temsilcileri ile bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu yönetimiyle 15 Ocak’ta buluşarak yeni döneme ilişkin yol haritasını konuştuklarına da değindi.
Erdoğan, geçen yılı 169,5 milyar dolar gibi tarihin en yüksek ihracat rekoru ile kapatan iş insanlarının, Türkiye’de ve dünyanın her yerinde yanlarında olmayı sürdüreceklerini vurguladı.
“Silvan Projesi GAP’ın en bereketli bölümü”
Türkiye’nin sanat birikimini göstermesi bakımından önemli gördüğü Milli Saraylar Resim Sergisi’nin açılışını 15 Ocak’ta yaptıklarını anımsatan Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2019 ve 2020 Özel Ödüllerini, müzecilik alanındaki çalışmalarıyla Türkiye’ye değer kazandıran kurumlara ve sanatseverlere 20 Ocak’ta takdim ettiklerini dile getirdi.
Erdoğan, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu’nun yönetim kurulu üyeleriyle 22 Ocak’ta bir araya gelerek hem geçen yılın değerlendirmesini yaptıklarını hem de yeni yılda yapılabilecekleri konuştuklarını kaydederek şöyle devam etti:
“23 Ocak’ta önce İstanbul Fırkateyni Denize İniş ve Pakistan Milgem Korvet Projesi üçüncü gemi ilk kaynak törenine katıldık. Bu törende Türk savunma sanayisinin denizcilik sektöründe ulaştığı seviyeyi bir kez daha görme imkanı bulduk. Ardından Diyarbakır-Silvan Barajı gövde dolgusu, Başlar Barajı, Ergani Barajı ve Ergani İçme Suyu Arıtma Tesisleri’nin açılış törenine canlı bağlantı ile iştirak ettik. Silvan Projesi GAP’ın en bereketli bölümlerinden birini oluşturuyor. Bünyesinde 8 ayrı baraj ve 23 sulama tesisi olan bu proje tamamlandığında 2 milyon 360 bin dekar alanı sulayacak. Silvan Barajı’nın gövde dolgusunu tamamlarken Babakaya ve Silvan Sulama Tünelleri’nin inşaatlarına da hız verdik. İnşallah hem barajın hem tünellerin hem de sulama tesislerinin inşasını hedeflediğimiz tarihlerde mutlaka ama mutlaka tamamlayarak Diyarbakır topraklarını bölge ve ülkemiz için önemli bir kazanç kaynağı haline getireceğiz.”
“Geniş bir alanda gençlere hizmet verecek”
Elazığ ve Malatya illerinde can kaybı yanında ciddi yıkama yol açan depremin birinci yılında millete verilen sözleri tutmanın sevincini paylaşmak üzere 25 Ocak’ta Elazığ’a gittiklerini belirten Erdoğan, “Depremin 6. ayından itibaren teslim edilmeye başlananlarla birlikte toplamda 8 bin konutun anahtarını hak sahiplerine verdik. Elazığ’da inşa ettiğimiz 20 bin konutun kalanını da yaz aylarına kadar tamamlamış olacağız. Aynı şekilde Malatya’da da 6 bin konutun tamamını yaza kadar bitirip, hak sahiplerinin hizmetine sunacağız.” dedi.
Bu tür projelerde sadece konut yapmadıklarını, okulu, camisi, çarşısı, parkı, yeşil alanları ve diğer tüm ihtiyaçlarıyla adeta yepyeni şehirler inşa ettiklerini vurgulanan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Elazığ’da yaptığımız köy konutları, yöre halkının ihtiyaçlarını karşılayacak, planlaması ve projesiyle gerçekten örnek bir çalışma oldu. Bir kez daha bu konutların vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Rabbimden ülkemizi her türlü afetlerden muhafaza eylemesini niyaz ediyorum. Elazığ ziyaretimizde ayrıca Avrupa’nın en büyük çocuk ve gençlik merkezinin resmi açılışını da yaptık. Bu merkezde yazılımdan kodlamaya, tasarımdan montaja, tarımdan binicilik ve okçuluk sporlarına kadar geniş bir alanda gençlerimize hizmet verilecek.”
“Yanlarında olmayı sürdüreceğiz”
Devlet korumasında yetişmiş gençler, engelliler, şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınları için önemli bir programı 26 Ocak’ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlediklerini de anımsatan Erdoğan, bu programda gençlerden 1093’ünün, engellilerden 1140’ının, şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarından 370’inin kamuya atamasını yaparak, sosyal devlet vazifesinin birini daha yerine getirdiklerini söyledi.
Erdoğan uzun süredir, genel kadroların önemli bölümünü bu amaçla yapılacak atamalara tahsis ettiklerini belirterek, “Kamuda yaptığımız bu tür istihdamları ve sosyal destek programlarımızı, kimsesizlerin kimsesi olan devletimizin, milletinin her kesimine vefasını bir gereği olarak görüyoruz. İnşallah bundan sonra da ihtiyaç sahibi herkesin istihdamından aynı ve nakdi desteğine kadar her konuda yanında olmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası ilişkiler çerçevesinde pek çok devlet ve hükümet temsilcisiyle telefon ve telekonferans görüşmeleri ile yüz yüze kabuller gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii her biri aynı zamanda ülkemiz meselelerinin konuşulduğu, tartışıldığı platformlar olan parti kongre üyelerimiz ve diğer parti faaliyetlerimiz bu listenin dışındadır. Bunların yanında haftanın her günü devlet ve millet meseleleri ile ilgili yaptığımız kabulleri veya telefon görüşmelerini mutat mesaimiz olduğu için ayrıca saymıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye’ye sürekli yeni eserler kazandırarak hizmet etmek, milletin refahını, huzurunu, güvenliğini güçlendirmek ve Türkiye’nin bölgesel ve küresel çıkarlarını korumak için gece gündüz çalıştıklarını belirtti.
Bugüne kadar yaptıklarıyla yetinmeyip, geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sini inşa etmek için her alanda yoğun hazırlıklar yürüttüklerini vurgulayan Erdoğan, “Ülkemizin son 18 yılının en büyük özelliği, demokraside ve ekonomide kesintisiz bir reform gündemine sahip olmasıdır. Yıllarca siyasi istikrarsızlıklar, ekonomik krizler, darbeler, vesayet kıskacında bu ülkenin ve milletin enerjisini, vaktini, imkanlarını heba edenlerin yol açtığı kayıpları telafi etmek için gerçekten çok çalıştık. Üstelik bu mücadeleyi, ülkeyi bu hale getiren vesayetçilerin, darbecilerin kriz tüccarlarının nice sinsi tuzaklarına rağmen başarıya ulaştırdık.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii ‘reform’ dediğimiz değişim ve dönüşüm gündemi, dinamik bir süreci ifade ediyor. Görevimiz dünyanın ve Türkiye’nin değişen şartlarına, milletimizin değişen ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre yeni reform gündemleri oluşturmaktır. Her kim ‘Artık bu ülkede yeni reforma ihtiyaç yok.’ derse bilinmelidir ki o kişi Türkiye’den de dünyadan da toplumdan da bir haberdir.” diye konuştu.
Türkiye’nin geçmişten günümüze eğitim sistemine değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Mesela daha düne kadar kendi çocuklarına dahi üniversite eğitimi imkanı sunamayan bir Türkiye ile bugün 8 milyon evladı yanında 200 bin yabancıya yükseköğrenim sağlayan bir Türkiye’nin eğitim yaklaşımı aynı olabilir mi? Aynı şekilde geçmişte bırakınız dünya ile rekabet etmeyi, kendi vatandaşlarının asgari ihtiyaçlarını karşılayacak sağlık, ulaşım, enerji, sanayi, teknoloji, şehircilik, çevre, spor altyapısına sahip olmayan bir ülkenin ihtiyaçlarıyla bugünküler aynı olabilir mi? Yine kendi sınırları içindeki teröristlerle baş etmekte zorlanan bir Türkiye ile sınırlarının ötesinde güvenli alanlar oluşturan çok da ötelerde harekatlar yürüten bir Türkiye’nin güvenlik stratejileri aynı olabilir mi?
Bu örnekleri her alana teşmil etmek mümkündür. Daha önemlisi hayatın bir gerçeği olan değişimin dışında kalan veya değişimi doğru istikamette yönlendirilemeyen toplumların yaşadıkları acı tecrübeleri ve yıkımları hemen yanı başımızda bizzat görüyoruz. Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerinde köklü siyasi, sosyal, ekonomik çalkantılar yaşanırken Türkiye’nin olduğu yerde çakılıp kalması elbette düşünülemez.”
“Ülkemiz her alanda bölgesel ve siyasal liderlik politikası izlemektedir”
Türkiye’nin yıllarca küresel siyasi ve ekonomik değişimlerin gerisinde kalıp, statükoya teslim olduğu için hep büyük bedeller ödediğini kaydeden Erdoğan, “İnşallah bu defa küresel siyasi ve ekonomik değişimin önünde kendi inisiyatiflerimizi hayata geçirmek suretiyle hedeflerimize ulaşacağız. Ülkemiz işte bu amaçla bir süredir ekonomiden güvenliğe her alanda bölgesel ve siyasal liderlik politikası izlemektedir.” dedi.
Gelinen noktada yeni ve köklü reform ihtiyaçlarının ertelenemez olduğunu gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Bu çerçevede hukuki ve ekonomik reform paketlerinin hazırlıklarını zaten bir süre önce başlatmıştık. Adalet Bakanlığımız hukuki reformlarla Hazine ve Maliye Bakanlığımız ekonomik reformlarla ilgili teknik çalışmaları hamdolsun belirli bir seviyeye getirdi. Bu reform paketleri çalışılırken dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelerin detaylı bir analizi yanında, ilgili tüm bakanlıklarımızla kurumlarla sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yapıldı. Hazırlık çalışmalarında ortaya konulan tespitler ve teklifler çerçevesinde her kesimin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak taslaklar ortaya çıktı.”
“Kapsamlı çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız”
Ortaya çıkan bu taslakları hem kendi içlerindeki kurullarda hem de Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarıyla değerlendirerek nihai aşamaya getireceklerini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“İnşallah çok yakında reform paketlerimizin felsefesini, amaçlarını, hedeflerini ve faaliyet başlıklarını içeren kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız. Hemen ardından yasamanın alanındaki konularla ilgili Meclis’te, idari alandaki konularla ilgili de Cumhurbaşkanlığımızda gereken müşahhas adımları atmaya başlayacağız. Esasen Türkiye’de sorunların kaynağının 1960’tan beri hep darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu açıktır. Ne kadar değiştirirsek değiştirelim anayasanın ruhuna dercedilen darbe ve vesayet izini silmek mümkün olmuyor.
Bunun için daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunmuştuk. Mecliste sandalye sayılarına bakmadan tüm partilerden eşit temsilci ile başlatılan çalışmalar, CHP’nin süreci tıkaması ve uzlaşmaz tutumu sebebiyle maalesef neticeye ulaşamamıştır. Ülkemizin bu önemli fırsatı kaçırmış olmasından dolayı üzüntülüyüz. Belki de şimdi Türkiye’nin tekrar yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir.
Anayasa çalışması öyle gizli saklı mahfillerde terör örgütü ile irtibatlı kesimlerin gölgesinde, ülkesiyle zihni ve kalbi bağlantısı kopuk isimlerle yürütülebilecek bir iş değildir. Bu çalışmanın, milletin gözü önünde ve onun temsilcilerinin tamamının katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan metnin de mutlaka milletin takdirine sunulması gerekir. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz.”
“Köy okullarında 15 Şubat’ta eğitim öğretimin başlamasını kararlaştırdık”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından millet seslenen Erdoğan, toplantıda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin değerlendirmeleri ayrıntılı bir şekilde yaptıklarını belirtti.
Uzaktan eğitim öğretimin temeli olan internete erişimdeki sınırlılığı dikkate aldıklarını ifade eden Erdoğan, “Köy okullarında 15 Şubat’ta eğitim-öğretimin başlamasını kararlaştırdık. Ancak okulların açıldığı köylerde vaka artışı yaşanması halinde eğitim ve öğretime yeniden ara verilebilecek. Bunu da özellikle söylemek zorundayım. Kovid-19 her şeyden tehlikeli ve önemli. Yavrularımızın kaybına tahammülümüz olamaz.” ifadelerini kullandı.
Her türlü tedbiri almak zorunda olduklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“8 ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarında ki eğitim öğretimin 1 Mart’tan itibaren başlaması için hazırlıklara başlanacak. Vaka sayılarındaki iyileşmeye paralel olarak 1 Mart’tan itibaren il bazında eğitim öğretimin kademeli başlaması için gereken çalışmalar da yürütülecek. Yine vakaların belirli bir sayının altına düşmesiyle birlikte esnafımıza yönelik kısıtlamaların kademeli olarak gevşetilmesiyle ilgili takvimi de başlatmayı planlıyoruz. Bu vesileyle belediyelerden ve organize sanayi bölgeleri yönetimlerinden İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarının uygulanması hususunda hassasiyet göstermelerini beklediğimizi belirtmek istiyorum.”
Erdoğan, yaklaşık 11 aydan bu yana sabır ve metanetle tedbirlere riayet eden herkese teşekkür etti.
Kaynak: AA