Çelik: Gemimize çıkılarak yapılan aramayı şiddetle protesto ediyoruz
AK Parti Sözcüsü Çelik, Akdeniz’de Türk gemisine dün yapılan hukuk dışı aramaya iliÅŸkin, “Alman savaÅŸ gemisi tarafından gemimize çıkılarak yapılan aramayı ÅŸiddetle protesto ediyoruz.” dedi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, Akdeniz’de Türk gemisine dün yapılan hukuk dışı aramaya iliÅŸkin, “Alman savaÅŸ gemisi tarafından gemimize çıkılarak yapılan aramayı ÅŸiddetle protesto ediyoruz.” dedi.
Sözcü Çelik, “Hukuk dışı, korsan aramalardır, son derece yanlış bir iÅŸ yapmışlardır.” diye konuÅŸtu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında, iç, dış siyasi gelişmeler ile güncel politik gelişmelerin kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğini bildirdi.
24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle tüm öğretmenlere şükranlarını sunan Ömer Çelik, özellikle Kovid-19 sürecinde öğretmenlerin öğrencilerine sahip çıkma gayreti ve eğitimin aksamaması için gösterdiği fedakarlığın her türlü takdirin üzerinde olduğunu söyledi.
Diyarbakır anneleri ile ilgili gündemi yakından takip etmeye devam ettiklerini belirten Çelik, annelerin evlatlarına kavuşmaya devam ettiklerini hatırlattı.
Annelerin mücadelesinin iki boyutlu olarak tarihe geçeceÄŸine iÅŸaret eden AK Parti Sözcüsü Çelik, “Bir tanesi annelerin bir vicdan nöbeti ile evlatlarına kavuÅŸma çığlığıyla bu nöbeti sürdürmeleri, bu eylemleri yapmaları. Ä°kincisi de ana akım pek çok yer tarafından gerek yabancı basın, gerek bazı siyasi partiler tarafından sistematik bir biçimde görmezden gelinmesi.” diye konuÅŸtu.
Annelerin terör örgütleri tarafından daÄŸa kaçırılan çocuklarını tekrar görmek için mücadele verdiÄŸini dile getiren Çelik, “Maalesef bu görmezden gelinmeye devam ediliyor, ne kadar görmezden gelinirse gelinsin, ne yapılırsa yapılsın o annelerin çığlıkları, o annelerin vicdan nöbetleri evlatlarına ulaşıyor ve evlatlarına kavuÅŸmaya devam ediyor.” ifadesini kullandı.
Ömer Çelik, Diyarbakır annelerine destek veren şehit ve gazilerle ilgili bazı sivil toplum kuruluşlarına da şükranlarını sundu.
Çeviköz’ün açıklamaları
CHP Genel BaÅŸkan BaÅŸdanışmanı ve Ä°stanbul Milletvekili Ãœnal Çeviköz’ün Türk dış politikasına yönelik deÄŸerlendirmelerini de eleÅŸtiren Çelik, şöyle devam etti:
“Bu tür açıklamalar sonrasında ‘Bu kadar da olmaz, acaba tashih etme imkanı söz konusu olabilir mi?’ diyerek biraz bekledik. Mesele sadece eleÅŸtirmek ya da köşeye sıkıştırmak için siyaset yapmak deÄŸil, doÄŸruyu çoÄŸaltmak için Türkiye’nin milli menfaatleri konusunda bilinci pekiÅŸtirmek için de buna dikkat etmek gerektiÄŸini düşünüyoruz. EleÅŸtirmek, köşeye sıkıştırmak siyasetin hiçbir zaman ana motivasyonu olmamalı.”
Ömer Çelik, beklemelerine rağmen herhangi bir açıklama yapılmayınca bir süre sonra kendilerinin de bir açıklama yaptığını anımsatarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Burada temel bir eleÅŸtiri getirdik, ‘Yabancı devlet baÅŸkanından, yeni seçimden çıkmış bir devlet baÅŸkanından demokrasi talep etmek, bu ÅŸekildeki bir yaklaşım son derece yanlıştır. Demokrasi bir mal deÄŸildir, bir ithal ürünü deÄŸildir. Türkiye demokrasisi için bedel ödemiÅŸ, baÅŸbakanını ÅŸehit vermiÅŸ, bakanlarını ÅŸehit vermiÅŸ bir ülkedir. Milletimiz en son 15 Temmuz darbe giriÅŸiminde demokrasisine nasıl sahip çıktığını, demokrasisi, milli iradesi konusunda ne kadar kıskanç olduÄŸunu bütün dünyaya gösterdi’ dedik. Tabii bununla da kalmıyor mesele, aynı zamanda S400’leri iptal edeceklerini söylüyorlar iktidara geldikleri zaman.”
Türkiye’nin S400’leri niye aldığının belli olduÄŸunu anlatan Çelik, Türkiye’nin çevresindeki tehlikelere karşı hava savunma sistemini pekiÅŸtirmesi gerektiÄŸini vurguladı.
Bu konuya iliÅŸkin Türkiye’nin müttefiklerinden Patriot almak istediÄŸini, ancak müttefiklerin bunu satmadığını anlatan AK Parti Sözcüsü Çelik, uygun ÅŸartların oluÅŸmasıyla Rusya’dan alımın gerçekleÅŸtiÄŸini kaydetti.
Verilmesi halinde halen Patriot almaya hazır olduklarını dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
“Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki; ‘Ä°ktidara gelirsek S400’leri iptal edeceÄŸiz’ diyor. Peki Türkiye’nin hava savunma sistemi ne olacak? Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları ne olacak? Bütün bunlarla ilgili olarak ortaya çıkan tablo ÅŸu; Bu bir ‘kes-kopyala-yapıştır’ siyasetidir, bu bir tercüme siyasetidir. Tercüme siyaseti olduÄŸu için ithal ikameci bir demokrasi arayışıdır bu. Tamamen ithal ikameci bir siyaset anlayışıyla demokrasiyi bir mal gibi görüp, bir yerden bir yere ithal edebileceklerini zannediyorlar. Çünkü kendi vesayetlerini de aynı mantıkla yurt dışına ihraç kararı almışlar gibi bir tablo ortaya çıkıyor.
Åžimdi şöyle bir noktaya geliyor iÅŸ, yani niçin Türkiye’nin hava savunma ihtiyacı için tedarik ettiÄŸi sistemleri iptal edeceksiniz ya da Türkiye’nin Libya da meÅŸru çıkarlarını korumak için giriÅŸtiÄŸi mücadeleyi niye eleÅŸtiriyorsunuz? EÄŸer Türkiye oradaki meÅŸru yönetime destek vermezse, burada Libya ile yaptığımız anlaÅŸmayı berhava edecek, milli çıkarlarımıza halel getirmek isteyen bir Hafter yönetimi orada söz konusu. Aynı ÅŸekilde Suriye’den asker çekmemizi istiyorlar. Peki Suriye’den asker çektiÄŸimiz zaman ne olacak? Bütün bu tablonun içerisinde demokrasi talebini, Biden’a dönük olarak demokrasi vurgusu yapacağız ÅŸeklindeki sözü deÄŸerlendirdiÄŸinizde, doÄŸrusunu söylemek gerekirse bunun siyasi bilinçten yoksun ve ahlaki olarak da asla kabul edilemeyecek bir söz olduÄŸunu ifade ediyoruz.”
Bu sözlerin düzeltilmesini beklediklerini yineleyen Ömer Çelik, “Yani bir siyasi partinin tarihine böyle bir bilinçsizlik, demokratik açıdan böylesine bir saygısızlık, ahlaki açıdan böyle bir kabul edilemezlik keÅŸke geçmeseydi ama geçti.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Çeviköz’ün açıklamayı düzeltmek yerine yapılan eleÅŸtirilerin kötü niyetli bir deÄŸerlendirme olduÄŸunu söylediÄŸine deÄŸinen Çelik, “DoÄŸrusunu söylemek gerekirse, bu, mantıktan ve kendini ifade etme kabiliyetinden yoksun bir yaklaşım.” ifadesini kullandı.
“Demokrasilerin birbiriyle dayanışması” diye bir kavram bulunduÄŸunu, demokrasinin dünyaya açık olduÄŸunu, demokratik prensiplerin, demokrasilerin geliÅŸtirilmesinin, demokrasilerin dayanışmasının bütün dünya ile konuÅŸulabileceÄŸini vurgulayan Ömer Çelik, bununla ilgili mekanizmaların da bulunduÄŸunu bildirdi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, “Demokrasinin evrensel niteliÄŸine dönük olarak, demokrasinin dünyaya açıklığına dönük olarak bir dayanışma meselesinden biz bahsetmiyoruz, tam tersine bir baÅŸka odaktan demokrasi talebi, ithal-ikameci bir siyasi anlayışla bir ithalat demokrasisi, demokrasiyi ithal etme ÅŸeklindeki bir yaklaşımdan bahsediyoruz. Tabii ÅŸunun gündeme gelmesi gerekiyordu, demokratik dayanışma konusunda bir talep baÅŸka türlü ifade edilir, demokrasiyi ithal etme konusundaki talepse bunların söylediÄŸi gibi ifade edilir.” deÄŸerlendirmesini yaptı.
“GeçmiÅŸteki yönetim zamanındaki hataları yapmayın çaÄŸrısı yapılabilirdi”
Amerika BirleÅŸik Devletleri’ne, Türkiye’nin Avrupa’daki müttefiklerine demokratik dayanışmayla ilgili bir çaÄŸrı yapılmak isteniyorsa söylenmesi gerekenlerin belli olduÄŸuna dikkati çeken Çelik, “Mesela ÅŸunun söylenmesi gerekiyor yeni Amerikan yönetimine, ‘GeçmiÅŸteki yönetim zamanındaki hataları yapmayın’.” dedi.
Ãœnal Çeviköz’ün “Bana soru sordular, siz Trump yönetiminin sunmadığı neyi talep edersiniz?” diye soru sorulduÄŸunu söylediÄŸini aktaran AK Parti Sözcüsü Çelik, ÅŸunları kaydetti:
“Yeni yönetime ÅŸunu söylemek lazımdı, ‘Trump döneminde PKK/PYD terör örgütüne tırlar, uçaklar dolusu silahlar verdiniz, bir terör örgütünü desteklediniz, üstelik bir NATO müttefikine karşı bunu yaptınız, dolayısıyla yeni yönetimden en büyük beklentimiz, bize sunması gereken en önemli politik yaklaşım, PYD/PKK terör örgütüne verilen silahların toplanması, bunların elinden alınması, PKK/PYD terör örgütüne dönük olarak eÄŸitim çalışmalarının sona erdirilmesi, PKK’ya gerçek bir terör örgütü muamelesi yapılarak bundan sonra da silah verilmemesidir’ denilmesiydi. Ama bunun yerine demokrasi vurgusu diye dayanışma olmayan, tamamen ithalata dayanan bir yaklaşımdan bahsediliyor.”
Yeni ABD yönetimine söylenmesi gereken bir diğer hususun daha bulunduğunun altını çizen Çelik, şunları kaydetti:
“Biz demokratik olarak dayanışmak istiyoruz, demokrasilerimizi karşılıklı olarak güçlendirmek istiyoruz diyene söylenmesi gereken ÅŸudur; Türkiye’nin milli iradenin yegane temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, milli iradenin tecellisi ile seçilmiÅŸ olan seçilmiÅŸ CumhurbaÅŸkanlığı makamının bombalanmasında, bu ÅŸekildeki suçlarda doÄŸrudan fail olan Fetullahçı Terör Örgütü’nün aynı DEAÅž terör örgütüne yapılan muameleye tabi tutulması müttefiklerimize söylenmeliydi. Yani oradaki Fetullahçı Terör Örgütü’nün ekonomik faaliyetlerine göz yumulması, terör örgütü liderinin orada barınması gibi hususların bizim demokrasimize tehdit oluÅŸturduÄŸunu, dolayısıyla bizimle demokratik dayanışma içerisinde olanların yapması gereken ilk ÅŸeyin DEAÅž terör örgütüne ne yapılıyorsa, Fetullahçı Terör Örgütü’ne de aynı ÅŸeyi yapmaları gerektiÄŸi ifade edilmeliydi.”
Ömer Çelik, söz konusu açıklamada S400 konusunun da gündeme getirildiÄŸine iÅŸaret ederek, “(Biz iktidara gelirsek S400’leri iptal edeceÄŸiz) gibisinden karşı tarafın yapması gerekenleri hatırlatmayıp kendi kendisine karşı tarafa taviz veren, Türkiye’nin güvenliÄŸinden ve demokrasiden taviz veren bir yaklaşım ortaya koyuyorlar. Türkiye’nin demokrasisi bir müzakere konusu deÄŸildir, Türkiye’nin güvenliÄŸi herhangi bir ÅŸekilde pazarlık konusu deÄŸildir. Peki S400’ü verdiÄŸiniz zaman bu hava savunma sistemimizle ilgili olarak bu söylediÄŸiniz müttefiklere diyor musunuz ki ‘Bize aynı ÅŸartlarda hemen Patriot temin edin’ veya biz Patriot almak istediÄŸimizde bunun engellenmesi ile ilgili olarak bir sorgu ortaya koyuyor musunuz? Bunların hiçbirisi söz konusu olmuyor ya da bu vesileyle hem de tam tersi bir yöne girip, Türkiye’ye F-35 verilmesini engellemelerini eleÅŸtiriyor musunuz? Bütün bunların gündemlerinde olması gerekirdi.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Çelik, muhalefetin “Libya’dan çekilin.” dediÄŸini belirterek, Libya ya da Azerbaycan’a dönük olarak “Oradaki ambargonun Türkiye tarafından delindiÄŸine dair haberler çıkıyor.” ÅŸeklinde ifadeler kullanıldığını söyledi.
“Kara propaganda merkezlerinin ürettiÄŸi bu kara propagandaları dillendirmek ana muhalefet partisinin iÅŸi midir?” diye soran Çelik, ana muhalefetin “Türkiye’nin milli çıkarları açısından bu kara propagandayla mücadele etmesi gerekmiyor mu?” sorusunu yöneltti.
Kapalı MaraÅŸ’ın açılmasından rahatsız olunduÄŸunu dile getiren Çelik, Bürgenstock ve Crans Montana zirvelerine raÄŸmen Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni eÅŸit muhatap kabul etmediÄŸine dikkati çekti.
Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne egemenlik hakkı, eÅŸit topluma dayalı çözüm gibi bir siyasi hak vermek istemediÄŸine iÅŸaret etti.
DoÄŸu Akdeniz’deki gaz deÄŸerlerinin elde edilmesinde “Bunlar bir mekanizmaya baÄŸlansın bölünsün, çözüm olduktan sonra bu çerçevede bunlar paylaşılır.” denildiÄŸini anımsatan Çelik, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
“Hayır, herhangi bir mekanizmaya baÄŸlamıyorum.’ diyor Rum tarafı onun yerine ‘ben bunları alırım, cebime koyarım bir gün çözüm olursa da Türk tarafına veririm’ gibisinden Türk tarafına saygısızlık yapan bir yaklaşım içerisine giriyor. Ne yapacağız, herhangi ÅŸekilde Kapalı MaraÅŸ’ın açılmasının gayrimeÅŸru ne tarafı var ki iÅŸi gücü yokmuÅŸ gibi Rum tarafındaki siyasi partilerle yarışacak bir dil kullanıp Türkiye’nin ana muhalefet partisi Kapalı MaraÅŸ’ın açılmasına karşı çıkıyor. ”
Çelik, bu sözlerin demokratik açıdan bir güç dayanışması, bir değer dayanışması, bir siyasi dayanışma anlamına gelmediğine işaret etti.
Demokratik değerler konusunda siyasi ve değerler dayanışması ile demokrasilerin birbirlerini güçlendirilmesine dönük yaklaşımların, son derece saygıdeğer olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
“Ama burada tek taraflı bir iliÅŸki var, tek taraflı bir akışkanlık var, o da ithalat demokrasisi dediÄŸim demokrasiyi ithal etmek isteyen, siyasi açıdan deÄŸersiz, demokratik açıdan deÄŸersiz, ahlaki açıdan son derece kötü, Türkiye’nin çıkarlarını savunmak açısından bilinçsiz ve Türk halkının demokratik deÄŸerlerine sahip çıkmak açısından da maalesef saygısızca olarak deÄŸerlendireceÄŸimiz bir tutum var. Bir de kendisini demokratik bir irade yerine koyup, kendi ülkesini baÅŸkasına ÅŸikayet edip, ondan sonra da bir demokrasi talebinde bulunuyor. O zaman karşı taraf size sormaz mı ‘Bu demokrasi talebini yapıyorsunuz da demokrasi talebini yaparken kendi sicilinizle ilgili, antidemokratik sicilinizle ilgili ÅŸimdiye kadar neler gerçekleÅŸtirdiÄŸiniz? Yakın zamanda bir mensubunuz iktidarın ya seçimle ya da seçim dışı yollarla deÄŸiÅŸtireceÄŸiz’, gibisinden bir beyanda bulundu. ‘Bu seçimde iktidar deÄŸiÅŸtirmeyi biz anlıyoruz da seçim dışı yollarla iktidar deÄŸiÅŸtirmek nedir?’ diye bir soru sorulsa nasıl cevap vereceksiniz. Dolayısıyla demokratik giriÅŸimleri, demokrasiyi destekleme konusunda cılız ama anti demokratik giriÅŸimlere destek verme konusunda sicili maalesef baya kabarık bir yapı ile karşı karşıya olduklarını anlayacaklar.”
“KeÅŸke bunu düzeltselerdi.” diyen Çelik, daha sonra yapılan açıklamaların durumu daha vahim bir hale getirdiÄŸini söyledi.
Bunu siyasi tarihe önemli bir kayıt olarak düşüldüğünü belirten Çelik, “BaÅŸkalarından demokrasi talep etmeden önce nasıl demokrat olunur konusunda bir özeleÅŸtiri içine girmelerinin herkes için kendi partileri için de ülkemiz için de faydalı olacağını deÄŸerlendiriyoruz.” dedi.
AK Parti’nin kongrelerine ara verildiÄŸini anımsatan Çelik, reformlar konusundaki tartışmaların da gündemde olduÄŸunu ifade etti.
Hukuk ve siyasi konulardaki reformların AK Parti’nin siyasi kimliÄŸinin bir parçası olduÄŸuna deÄŸinen Çelik, AK Parti’nin belki Türk siyasi hayatının tamamından daha fazlasında ortaya çıkabilecek ÅŸekilde reform uygulamalarını ortaya koyduÄŸunu bildirdi.
Reformun, vatandaşın taleplerinin devlete daha çok yansımasını sağlayacak düzenlemeler, demokrasinin toplumun bütün kılcal damarlarına ulaşması, değişen şartlarda ve koşullarda sesini yeterince duyuramayan vatandaşın sesinin devlet yönetimine daha çok yansımasını sağlama anlamı taşıdığını vurgulayan Çelik, reform sürecinin demokrasinin derinliği olduğunun altını çizdi.
Çelik, şartlar, toplumlar talepler değiştikçe, toplumsal taleplerinin siyasette temsil edilmesi noktasında yeni mekanizmalara ihtiyaç duyuldukça, vatandaşın taleplerinin devlete yansıması konusunda güncellemelere ihtiyaç duyuldukça bunun siyasi ve hukuk alanındaki reformlarla gerçekleştirileceğine işaret etti.
Hayatın dinamik bir süreç olduğuna dikkati çeken Çelik, vatandaşlarının taleplerinin, ihtiyaçlarının devlet hayatına, kamu hayatına daha çok yansımasıyla ilgili çalışmaların güçlü bir şekilde yapıldığını söyledi.
“Ambargoyu delen taraf Türkiye deÄŸildir”
“Avrupa BirliÄŸi tarafından yürütülen Ä°rini Harekatı çerçevesinde Alman savaÅŸ gemisi tarafından gemimize çıkılarak yapılan aramayı ÅŸiddetle protesto ediyoruz.” diyen ÅŸunları kaydetti:
“22 Kasım’da ‘Hamburg’ isimli Alman savaÅŸ gemisi, hiçbir nezaketi gözetmeksizin, Ambarlı limanından Misrata’ya boya malzemesi ve insani yardım malzemesi taşıyan, bayrağımızı taşıyan gemiye müdahale etmiÅŸtir. ÇeÅŸitli ÅŸekillerde bu müdahaleleri meÅŸrulaÅŸtırmaya çalışıyorlar. Fakat ÅŸu net bir durumdur, burada herhangi bir ÅŸekilde bu ambargoyu delen taraf Türkiye tarafı deÄŸildir, tam tersine Türkiye BirleÅŸmiÅŸ Milletlerin destek verdiÄŸi meÅŸru yönetime destek veriyor. GayrimeÅŸru yönetim olan Hafter yönetimine destek verenler, onların kimler olduÄŸu bellidir, zaten bunu alenen yapıyorlar.
Oradaki Ä°rini Harekatı çerçevesinde faaliyet icra eden gemilerin o ülkelerin gemilerini arama konusunda son derece hassas olması gerekir. Çünkü oradaki toplu katliamların ve gayrimeÅŸru iÅŸlerin arkasında Hafter tek başına durmuyor, belli ülkelerin desteÄŸiyle duruyor ve bunun içinde hangi Avrupa BirliÄŸi ülkelerin olduÄŸu da net bir ÅŸekilde biliniyor, onların devlet baÅŸkanları bunu net bir ÅŸekilde ifade ediyor. Åžimdi o toplu mezarların getirdiÄŸi yükten ve suçtan kurtulmak için Türkiye’ye karşı bu kara propaganda yürütenler, bu tip yanıltıcı bir takım haberler üretiyorlar.”
Çelik, Türkiye’nin Almanya’yla bu konularda yakın bir istiÅŸaresi ve çok önemli diplomatik kapasitesi bulunduÄŸuna dikkati çekti.
Bütün bunları dikkate alarak bu tip eylemlerde bulunmamaları gerektiğinin altını çizen Çelik, şunları bildirdi:
“Bu aramalar hukuk dışı, korsan aramalardır. Son derece yanlış bir iÅŸ yapmışlardır. Tabii ülkemizin itirazı üzerine sonlandırdılar. Sonra ne dediler, açıklama olarak ‘gemide itiraza kadar yapılan aramalarda ve gözlemlerde de yasadışı herhangi bir malzemeye veya yüke rastlanmadı’ dediler. Zaten öyle. Sizin yasadışı yük ve malzeme arayacağız gemilerin hangi ülkeler olduÄŸunu, hangi Avrupa ülkeleri olduÄŸunu açık ve net bir ÅŸekilde biliyorsunuz. ”
Ä°rini Harekatı’nın NATO ile istiÅŸare edilmeden baÅŸlatıldığını ve zaten tarafsızlığının tartışmalı olduÄŸuna deÄŸinen Ömer Çelik, geminin bayrağını taşıyan devlet olarak Türkiye’nin rızası olmadan bunun yapılmasının bu tarafsızlığa daha da çok gölge düşürdüğünün altını çizdi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, “Ä°rini Harekatı, orada meÅŸru yönetimi desteklemek konusundaki giriÅŸimleri engellemeye dönük taraflı bir operasyona dönüşmüştür. Avrupa BirliÄŸi kendi üyesi olan bazı ülkelerin bu gayrimeÅŸru giriÅŸimlerinin peÅŸinden gitmemeli, Avrupa BirliÄŸi’ne leke sürmemeli ve Ä°rini Harekatı esasında sonlandırılmalıdır.” diye konuÅŸtu.
Bülent Arınç’ın CumhurbaÅŸkanlığı Yüksek Ä°stiÅŸare Kurulu ÃœyeliÄŸi görevinden ayrılmasıyla ilgili Sözcü Çelik, “MYK’mız Sayın Arınç’ın kamuoyunda öne çıkan görüşlerinin, yaklaşımlarının kabul edilmediÄŸi, doÄŸru bulunmadığı yönünde mutabakata sahiptir.” diye konuÅŸtu.
AK Parti Sözcüsü Çelik, KılıçdaroÄŸlu’nun açıklamaları hakkında, Böyle bir günde öğretmenlerin siyasi tercihlerine göre meÅŸru gruplar ya da gayrimeÅŸru gruplar gibi ayrıştırılması son derece üzücü bir husustur.” dedi.
Kaynak: AA