Çip teknolojisinde ABD-Çin kapışması
Yarı iletken ekipmanlar, küresel ticaretin “yeni petrolü” olarak değerlendirilirken, Çin ve ABD arasındaki ticaret ihtilaflarının da merkezinde yer alıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Çin’e karşı ülkesinin çip teknolojisindeki güçlü konumunu kullanırken, Çin’in stratejik açıdan önemli bu alanda ABD’ye bağımlı olduğunu çok iyi biliyor.
Çip teknolojisinde konumunu daha da güçlendirmeye çalışan ABD, çip endüstrisine 22,8 milyar dolar yardım yapmaya hazırlanıyor. ABD’de iki partinin üyelerinin de üzerinde anlaştığı söz konusu yardıma ilişkin yasa tasarısı, 11 Haziran’da Kongre’ye sunuldu.
Çip fabrikası kurmanın maliyeti 10 milyar doların üzerinde
Çin ile teknoloji alanında stratejik mücadelenin yaşandığı bir zamanda, ABD’deki çip fabrikalarının sayısını artırmayı amaçlayan tasarı dikkati çekti.
Bir çip fabrikası kurmanın maliyeti 10 milyar doları aşarken, maliyetin büyük bir kısmını ise pahalı ve son teknoloji olan üretim ekipmanları oluşturuyor.
ABD Kongresi’ne sunulan yasa teklifi yarı iletken ekipmanlar üreten fabrikalar için gelir vergisinin yüzde 40’ının iadesini, devlet teşvikleriyle uyumluluğunu sağlamak için 10 milyar dolar federal fon yardımını ve 12 milyar dolar değerinde araştırma-geliştirme fonlamasını kapsıyor.
Çipler ülkeler arası rekabet unsuruna dönüştü
Bugün dünyada neredeyse hiçbir son teknoloji ürünü bu küçük bileşenler olmadan çalışmıyor. Bu nedenle sağlık için giyilebilir elektronikten, uçaklarda, ev ürünlerinde, araç içi elektronik sistemlere kadar teknolojinin her alanında büyük öneme sahip olan çipler, ülkeler arasındaki rekabet unsurlarından biri haline dönüşüyor.
ABD ve Çin arasındaki ilişkiler yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını çerçevesinde yeniden şekillenirken, Trump’ın, Çinli şirketlerin son teknoloji çiplere erişmesini önlemek için her türlü çabayı göstermesi dikkati çekiyor.
Bu kapsamda, Trump’ın son hamlesi Çin’in en büyük teknoloji şirketleri arasında yer alan Huawei’nin Amerikalı firmaların teknolojilerini kullanmasını yasaklamak oldu. Trump’ın bu kararları almasında ana neden “ulusal güvenlik riski” olarak belirtildi.
Çipler olmadan Çin’in Teknoloji ihracatına devam etmesinin zor olduğunu bilen ABD Başkanı Trump, bu konuda Çin’e baskı yapmaya devam ediyor.
Çin teknolojisinde ABD hakimiyeti
Bugün çip teknolojisinde ABD’de üretilen makineler olmadan neredeyse üretim yapmanın çok zor olduğu belirtiliyor. Çin ise ABD hükümetinin amacının teknoloji şirketlerinin büyümesini yavaşlatmak olduğundan şüpheleniyor.
Çin dünyanın en büyük yarı iletken piyasasını elinde bulundurmasına rağmen, ülkedeki yarı iletken fabrikalar küresel gelirlerin 5’te 1’inden daha azını oluşturuyor.
Çin talebi karşılamak için bileşenleri büyük ölçekte ithal etmek zorunda kalıyor. Yabancı çip alımı olmaması halinde Çin’deki fabrikaların üretim bantlarının boş kalacağı belirtiliyor.
Ülkede üretilen çipler, çoğunlukla yabancıların sahibi olduğu fabrikalardan geliyor. Çinli çip şirketleri, tüm küresel çip gelirlerinin sadece yüzde 4’ünü elde ediyor. Bu gelirin yüzde 5’ini Tayvanlı şirketler, yüzde 24’ünü Güney Koreli şirketler kazanıyor. ABD’li üreticiler ise dünya pazarının yarısına hakim bulunuyor.
Çin çip endüstrisini güçlendiriyor
Çin çip tasarımında ilerlemesine rağmen, Çinli şirketler üretim açısından özellikle ABD ve Güney Koreli şirketlerle rekabette zorlanıyor. Huawei’nin bir yan kuruluşu olan HiSilicon, çip tasarımında ilk on şirket arasında yer alıyor.
ABD’li politikacılar, dünya çapında çip üreticilerinin Çinli teknoloji devi Huawei ve bağlı ortaklıklarına çip tedarik etmesini zorlaştırırken, Çin de yabancı ülkelere, özellikle ABD’ye, bağımlı kalmamak için kendi çip endüstrisini güçlendiriyor.
Pekin yönetiminden şirketlere 50 milyar avroluk destek
Bu kapsamda Pekin yönetimi, ABD’nin tehdit olarak gördüğü “Made In China 2025” (MIC 2025) planını 2015’te açıklamıştı. Çin, teknoloji ve üretimde dönüşüm fırsatı olarak gördüğü “MIC2025” ile yaklaşık 10 teknoloji ağırlıklı stratejik sektörde öncü rol oynamayı planlıyor.
Çip teknolojisinde dışa bağımlılığı azaltmak isteyen Çin’de ise iki ulusal varlık fonu, en son olarak ülkenin lider çip üreticisi SMIC’a, Şanghay’daki fabrikasında üretimi artırmak amacıyla toplam 2,25 milyar dolar finansman sağladı. Fabrikanın gelecekte üretimini 3’e katlaması bekleniyor.
Planın açıklamasından bugüne kadar, Çinli şirketlerin en az 50 milyar avroluk devlet yardımı aldığı, ancak bu yüksek yardıma rağmen şirketlerin başarısının mütevazi kaldığı ifade ediliyor.
Çoğu uzman, Çin’in yakın gelecekte çip endüstrisinde ABD’li şirketlere yetişmesinin zor olduğunu belirtiyor. Bu noktada, ABD’nin yasağının çip üretmek için gelişmiş makineleri edinmeyi zorlaştıracağına işaret ediliyor.
Makine üretiminde ABD’li Applied Materials en önemli oyuncu olurken, Hollanda, Japonya ve Almanya’dan şirketlerde bulunuyor.
Çip üretiminin son derece karmaşık olduğu belirtilirken ve üreticilerin önceliği bilgilerini korumak oluyor. Katma değeri en yüksek fabrikaların tamamını şirketler Çin dışında kurmayı seçiyor. Ayrıca, endüstrideki birçok üretim süreci patentli kalıyor ve bu da Çin için yüksek bir engel teşkil ediyor.
Uzmanlar, ABD’nin Çinli şirketlerin Amerikan şirketlerinden çip satın almasını engelleyerek kendi baskın konumunu tehlikeye attığı konusunda uyarıyor.
Örneğin, Huawei, dünya çapında yarı iletken pazarında üçüncü büyük alıcısı konumunda bulunuyor.
Ticaret savaşının bir diğer boyutu da nadir madenler
Çin ile ABD ticaretinde bir diğer stratejik öneme sahip kalem olarak nadir madenler öne çıkıyor. Dünyadaki önemli teknolojilerde kullanılan ve yenilenemeyen kaynaklar olarak tanımlanan nadir madenlerin yüzde 80’ini üreten Çin, ABD’nin nadir madenler ithalatının da yüzde 80’inin karşılıyor.
Söz konusu madenler, sivil sanayiden askeri sanayiye cep telefonları, elektrikli araç motorları, uydular ve savaş uçağı motorlarında kullanılmasıyla “endüstriyel katalizör” olarak ifade ediliyor. Bu yönüyle nadir madenler küçük ama stratejik unsurlar olarak görülüyor.
Kaynak: AA