Cumhurbaşkanı Erdoğan: Amerika F-35 konusunda maalesef dürüst davranmadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika F-35 konusunda maalesef dürüst davranmadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika F-35 konusunda maalesef dürüst davranmadı

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ABD’nin F-35 konusundaki tutumuna iliÅŸkin, “Türkiye olarak dürüst davranıyoruz, duruÅŸumuz dürüsttür ama Amerika maalesef dürüst davranmadı, davranmıyor.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, ABD ile hasmane deÄŸil dostane iliÅŸki sürdürme temennisinde olduklarını belirterek “Ama iki NATO ülkesi olarak ÅŸu andaki gidiÅŸ pek hayra alamet deÄŸil.” ifadesini kullandı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) 76’ncı Genel Kurulu toplantısına katılmak üzere bulunduÄŸu ABD’nin New York kentindeki Türkevi‘nde deÄŸerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

BM Genel Kurul toplantılarının bu yıl ilk kez karma bir formatta gerçekleştiğini ve üye ülkelerin neredeyse üçte ikisinin, devlet ya da hükümet başkanı veya bakan düzeyinde fiziken katılım sağladığını anımsatan Erdoğan, önceki yıllardan farklı şekilde etkinliklerin bir bölümünün çevrim içi olarak icra edildiğini söyledi.

Bu kapsamda, BM Gıda Sistemleri Zirvesi’ne ve BM Yüksek Düzeyli Enerji DiyaloÄŸu Toplantısı’na video konferansla katıldıklarını dile getiren ErdoÄŸan, Amerika’daki temasları kapsamında ilk olarak, 19 Eylül Pazar günü Türk-Amerikan ve Amerika Müslüman toplumu temsilcileriyle bir araya geldiklerini hatırlattı.

ErdoÄŸan, bu toplantıda hem ABD’de yaÅŸayan vatandaÅŸlarla ve Müslümanlarla kucaklaÅŸtıklarını hem de daha adil bir dünya özlemini bir kez daha vurguladıklarını ifade etti.

Yeni Türkevi binasının resmi açılışını 20 Eylül’de yaptıklarını söyleyen ErdoÄŸan, açılışta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, çok sayıda devlet ve hükümet baÅŸkanı ile dışiÅŸleri bakanıyla üst düzey yerli ve yabancı misafirin kendilerine eÅŸlik ettiÄŸini bildirdi. ErdoÄŸan, “New York’un siluetine kazandırdığımız bu yeni baÅŸyapıtın Amerika BirleÅŸik Devletleri’nde yaÅŸayan vatandaÅŸlarımıza ve ülkemize hayırlı olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum.” dedi.

Ziyareti kapsamında, pazartesi günü Dış Politika DerneÄŸi ve SETA DC tarafından düzenlenen etkinliÄŸe katıldıklarını hatırlatan ErdoÄŸan, bu toplantıda, dış politika alanındaki deÄŸerlendirmelerini Amerika BirleÅŸik Devletleri’nde düşünce dünyasının önde gelen temsilcileriyle paylaÅŸtıklarını, ayrıca çeÅŸitli Amerikan basın yayın kuruluÅŸlarının temsilcilerine de mülakat verdiklerini söyledi.

ErdoÄŸan, ekonomi alanındaki temasları çerçevesinde, Türk-Amerikan İş Konseyi tarafından düzenlenen 11. Türkiye Yatırım Konferansı’na katıldıklarını, bu toplantıda da Amerikan iÅŸ dünyasının önde gelen temsilcileriyle Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik iliÅŸkileri deÄŸerlendirdiklerini anlattı.

“İş birliÄŸi ve dayanışmanın önemini tekrar hatırlattık”

BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurulu’nun açılış oturumundaki konuÅŸmasına da deÄŸinen ErdoÄŸan, uluslararası barış ve güvenliÄŸi ilgilendiren meseleler hakkındaki görüşlerini açık yüreklilikle ortaya koyduklarını belirtti ve “Daha adil bir dünyanın mümkün olduÄŸunu, bunun için uluslararası topluma ne gibi sorumluluklar düştüğünü Genel Kurul kürsüsünden dile getirdik. İnsanlığın, salgın tehdidi ve tabii felaketler ile bunların ağır sonuçlarının cenderesi altında bunaldığı bir dönemde, iÅŸ birliÄŸi ve dayanışmanın önemini tekrar hatırlattık. Afganistan’daki son geliÅŸmeler baÅŸta olmak üzere Suriye’den Libya’ya, Kudüs ve Filistin meselesinden Kafkasya’ya, Türkistan’dan Kıbrıs’a kadar geniÅŸ bir alanda ülkemizin yaklaşımlarını ifade ettik.” diye konuÅŸtu.

BM Genel Kurul kürsüsünden, Paris İklim AnlaÅŸması’nın onay sürecini tamamlayacakları müjdesini dünyayla ve Türkiye kamuoyuyla paylaÅŸtıklarını anımsatan ErdoÄŸan, şöyle devam etti:

“Dünyamızın bu hale gelmesinde en çok payı olanların, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin yol açtığı sorunların çözümünde de en çok katkı saÄŸlaması gerektiÄŸi görüşümüzü açıkça muhataplarımıza söyledik. Orman varlığını artıran, nispeten modern teknolojik altyapısı sayesinde oldukça düşük karbon salımı deÄŸerlerine sahip bir ülke olarak bu konuda da üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız. Ülkemize söz verilen desteklerin saÄŸlanmasıyla birlikte ve ulusal katkı beyanımız çerçevesinde, Paris İklim AnlaÅŸması’nda belirtilen hususlara uygun adımlarımızı atacağız. Karbon nötr hedefini, 2053 vizyonumuzun ilk ve en önemli hedeflerinden biri olarak milletimize armaÄŸan ediyoruz. Avrupa YeÅŸil Mutabakatı’na uyum için gereken eylem planını da devreye almış bir ülke olarak, bu süreci baÅŸarıyla yürüteceÄŸimize yürekten inanıyoruz.”

İkili görüşmeler

ErdoÄŸan, ziyareti kapsamında pek çok devlet, hükümet, uluslararası kurum ve sivil toplum kuruluÅŸu temsilcisiyle görüşmeler yaptığını, bu çerçevede, BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra Hırvatistan, Slovenya, Gine Bissau, Polonya, Ukrayna, Finlandiya, Burundi ve Irak cumhurbaÅŸkanları, BirleÅŸik Krallık, Gürcistan ve Arnavutluk baÅŸbakanları, Libya BaÅŸkanlık Konseyi BaÅŸkanı ve FIFA BaÅŸkanı ile görüştüğünü hatırlattı. ErdoÄŸan, “Bir baÅŸka ifadeyle, Amerika’da bulunduÄŸumuz süre zarfında toplam 14 ikili görüşmemiz oldu. Bu görüşmelerin, Genel Kurul’a hitabımın hemen ardından gerçekleÅŸen biri hariç tamamına, Türkevi binamız ev sahipliÄŸi yaptı.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin ve temaslarının, güncel meselelere dair tutum ve önceliklerinin, uluslararası camianın dikkatine getirilmesi bakımdan son derece verimli olduğuna inandığını belirtti.

Afganistan

Erdoğan, değerlendirmelerinin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Türkiye’nin Afganistan’daki rolü ve stratejisinin ne olacağına iliÅŸkin soru üzerine ErdoÄŸan, “Burada önceki gün Amerika’nın önemli bir yayın organıyla yaptığımız mülakatta da söyledim; 20 yıl önce Amerika Afganistan’a niçin girdi? Afganistan’da ne iÅŸi vardı ve ÅŸimdi Afganistan’dan niye çıkıyor? Herhalde bunun bir bedelinin olması lazım? Ve bunca mülteci ÅŸu anda nereye gidecek? Türkiye’nin kapıları açması ve bunları kabul etmesi düşünülemez. Burası bizim için bir açık hava koridoru deÄŸil.” dedi.

Böyle bir şeyi kabullenmenin kolay olmadığını, bunun bir maliyeti ve bedelinin olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Amerika burada ‘Kapılar açılsın ve Afgan halkı Türkiye’ye girsin’ diyemez. Nitekim böyle bir ÅŸeye biz, açık da deÄŸiliz, müsaade de etmeyiz. Afgan halkı bizim için kardeÅŸ halktır. Tarihe dayalı bir geçmiÅŸimiz var fakat bu kuru kuruya bir kardeÅŸlik olmuyor. Aynı ÅŸeyi biz Suriye’de de yaptık. Aynı durum Irak’ta oldu. Bunları böyle toparladığımız zaman, geçmiÅŸten alırsak girip çıkanla neredeyse 10 milyona varan bir sayı söz konusu. Åžu anda bunun 5 milyonu Türkiye’de kaldı. Burada bu bedeli ödemesi gereken Amerika’dır. Amerika’nın bununla ilgili adımlar atması lazım. Fakat ÅŸu ana kadar böyle bir hava görünmüyor. Amerika’nın bu noktada kapıları açmak gibi bir derdi ÅŸu anda yok gibi. Fakat kapsayıcı, kuÅŸatıcı bir yönetim Afganistan’da oluÅŸursa, bu yönetimle bazı görüşmelerimiz olabilirse ve gerçekten saÄŸlıklı bir iletiÅŸim kurabilirsek, bundan sonra ne olabileceÄŸinin adımlarını bu görüşmelerden sonra atabiliriz.”

Türkiye’nin Afganistan’da altyapı ve üstyapı yatırımlarının olduÄŸunu ve bu yatırımlardan rahatsız olmadıklarını, bundan sonraki süreçte de bu tür adımları atabileceklerini söyleyen ErdoÄŸan, “Ama Taliban’ın ÅŸu andaki yaklaşım tarzına bakıldığında kucaklayıcı, kuÅŸatıcı bir yönetim maalesef oluÅŸmadı. Åžu anda sadece bazı sinyaller geliyor; bazı deÄŸiÅŸikliklerin olabileceÄŸi, yönetimde bazı kuÅŸatıcı, kapsayıcı bir havanın oluÅŸacağı istikametinde. Bunu tabii daha henüz görmüş deÄŸiliz. EÄŸer böyle bir adım atılabilirse o zaman birlikte neler yapabileceÄŸimizi kendileriyle görüşme, konuÅŸma noktasına gidebiliriz. Kaldı ki kendi içlerinde de ÅŸu anda bazı sıkıntılar yaÅŸanıyor. Bu sıkıntıları aÅŸabilirlerse ve ondan sonra Türkiye ile bazı görüşmeler olursa, adımlar atılabilirse bunları nasıl gerçekleÅŸtiririz, nasıl bir yol haritası belirleriz, ona bakar, ona göre de Afganistan’la böyle bir adımı gerçekleÅŸtirmiÅŸ oluruz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

BM’de reform önerisi

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” isimli kitabında BM’nin, özellikle de Güvenlik Konseyi’nin kapsamlı bir reforma ihtiyacı olduÄŸu yönündeki görüşünü dile getirdiÄŸi hatırlatılarak, “Bu konuda umutlu musunuz?” sorusu üzerine, “Tabii umutsuz bu iÅŸler olmaz. Yola çıkarken bir umutla yola çıkıyorsunuz ve tüm dünyaya, tüm insanlığa bir sinyal veriyorsunuz.” karşılığını verdi.

“Nedir bu sinyal?” diye soran ErdoÄŸan, şöyle devam etti:

“Türkiye şöyle bakıyor; artık dünya Birinci Dünya Savaşı’nın ÅŸartlarında deÄŸil, İkinci Dünya Savaşı’nın ÅŸartlarında da deÄŸil. Öyleyse biz insanlığa bir sinyal verelim. 194 ülke hep birlikte bir dayanışma içerisinde olabilirsek, bu iÅŸin ÅŸartlarını zorlayabilirsek, tüm medya dünyası, STK’larla hep birlikte bu ÅŸartları zorlarsak o zaman yeniden bu daimi üyeler kendilerini kontrol etmek zorundadır. Bu 5 daimi üyenin iki dudağı arasında bir dünya düşünebilir miyiz, böyle bir ÅŸey olabilir mi? 10 geçici üye, 5 daimi üye, 15 kiÅŸi bir araya gelsinler, dünyayı istedikleri gibi yönlendirsinler; böyle bir ÅŸey olmaz! Zaten bundan, bu 10 geçici üye de ÅŸikayetçi. Çünkü onlara ‘Kaldır elini, indir elini’ diyorlar. Nasıl isterlerse öyle… Böyle bir ÅŸey olabilir mi? Zaten oradaki 10 geçici üye de vitrin süsü olduÄŸunu biliyor. Artık onlar da herhalde vitrin süsü olmaktan nedamet getirmektedir. O zaman öyle bir adım atalım ki, bu adımı atmakla bir defa daimi üyeleri zorlamamız lazım. Türkiye olarak biz zorlayacağız ve zorluyoruz.”

Bütün uluslararası toplantılarda da bunu dile getirdiklerini ve buna devam edeceklerini vurgulayan ErdoÄŸan, “Geçici üyelere de diyoruz ki, ‘Siz de zorlayın.’ Afrika’ya sesleniyoruz; ‘Afrika sen hep böyle mi gideceksin? Geçici üye olarak BirleÅŸmiÅŸ Milletlerde bulunmak suretiyle ne yapıyorsunuz? YapabildiÄŸiniz bir ÅŸey var mı? Herhangi bir ÅŸeyi, oyunu deÄŸiÅŸtirebiliyor musunuz?’ Yok. Öyleyse bu oyunu deÄŸiÅŸtirebilmek için biz diyoruz ki ‘Gelin hepinizin daimi üye olma ÅŸansınız olsun.’ Yani bunların hiç umursamadığı herhangi bir Afrika ülkesi bile BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üye olma ÅŸansına sahip olmalı. Bunu baÅŸarabildiÄŸimiz zaman dünyadaki tüm devletlere gerçekten bir hak teslim edilmiÅŸ olur. Aksi takdirde, böyle bir dünya, yaÅŸanılır bir dünya deÄŸildir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, reformun, öncelikli olarak Güvenlik Konseyi’nin veto yetkisinin kaldırılmasından baÅŸlaması gerektiÄŸini önerdiÄŸi hatırlatılarak, “DiÄŸer üyeleri bir araya getirip bu yönde bir uzlaşı saÄŸlamak için siz bir adım atacak mısınız?” ÅŸeklindeki soru üzerine, “O radikal adımı zaten orada söylüyorum. Nedir o radikal adım? Bu konuda, 5 daimi üye dışındaki 189 ülkenin tamamı eÄŸer kararlı adım atacak olursa o zaman biz bu daimi üyeleri köşeye sıkıştıracağız. Bu daimi üyeleri köşeye sıkıştırmak için bunun bir yol haritası var. Bu yol haritası nedir? Bu konuyla ilgili BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kuruluna yazılı dayatmalarla ve dünyada yoÄŸun bir kovalamacayla, icabında olaÄŸanüstü genel kurul toplamak suretiyle bazı adımları atma ÅŸansını yakalayabiliriz.” yanıtını verdi.

Türkiye-ABD ilişkileri

Afganistan ve Suriye baÄŸlamında Türkiye-ABD iliÅŸkilerinin seyrini nasıl gördüğünün sorulması üzerine ise ErdoÄŸan, “Türk-Amerikan iliÅŸkilerinde saÄŸlıklı bir sürecin iÅŸlediÄŸini doÄŸrusu söyleyemem. Niye? Bakın biz F-35’leri aldık, 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık ve bu F-35’ler bize teslim edilmedi. Amerika önce bunu bir defa halletmeli. Bize S-400 konusunu bahane edip F-35‘leri vermemek, her ÅŸeyden önce bir defa devletler arası iliÅŸkilerde ne diplomasi noktasında ne de münasebetler noktasında bir kimlik ortaya koymaktır. Amerika’nın önce bunu bir defa düzeltmesi lazım.” dedi.

ErdoÄŸan, uluslararası hukuka dayalı olarak ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarını vurgulayarak, “Bize sürekli S-400’ü dayatmalarını bir defa bizim kabul etmemiz mümkün deÄŸil. Bizim için S-400 iÅŸi bitmiÅŸtir. Buradan geri adım atmamız da mümkün deÄŸil. Amerika’nın bunu uluslararası diplomaside, iliÅŸkilerde doÄŸru bir yere oturtması gerekir. Ama ÅŸu ana kadar bunu oturtamadılar. Biz Türkiye olarak dürüst davranıyoruz, duruÅŸumuz dürüsttür ama Amerika maalesef dürüst davranmadı, davranmıyor.” diye konuÅŸtu.

“Sayın Biden ile iyi baÅŸladık diyemem”

Türkiye ile Amerika arasında 20 milyar dolar civarında ticaret hacmi bulunduğunu ve bunun artmasını arzu ettiklerini belirten Erdoğan, savunma sanayisine yönelik adımlar attıklarını ve atmaya da devam edeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Åžunu da bilmeleri gerekir ki artık eski Türkiye de yok. Bu Türkiye baÅŸka bir Türkiye. Savunma sanayisinde de biz her geçen gün daha ileri gidiyoruz, daha ileri gideceÄŸiz. Ama yarın ‘Niçin F-35’i almıyorsun?’ diyemezler. Vermezsen almayız. O zaman biz daha baÅŸka kapılara da müracaat ederiz. Burada CBS ile yaptığım röportajda onlara da onu söyledim. ‘Yani baÅŸka yerlerden almayı mı düşünüyorsunuz?’ diye sordu. ‘Gerekirse alırız’ dedim. Sen bana ÅŸimdi Patriot vermeyeceksin, ondan sonra biz S-400’ü aldığımızda ‘Niye S-400’ü aldın?’ diyeceksin. Türkiye, kendi savunmasına yönelik ne gerekiyorsa onu alır. Gerekirse bunları üretmeye de baÅŸlar. Zaten ÅŸu anda baÅŸladık. Bundan sonra bunu daha da ileri safhalara taşıyacağız. İnÅŸallah kendi insansız savaÅŸ uçaklarımızı da üreteceÄŸiz. Bunu da görecekler. Bu adımları da inÅŸallah atıyoruz. Temennim odur ki iki NATO ülkesi olarak birbirimize hasmane deÄŸil, dostane davranalım. Ama iki NATO ülkesi olarak ÅŸu andaki gidiÅŸ pek hayra alamet deÄŸil. Benim BaÅŸbakan, CumhurbaÅŸkanı olarak yaklaşık 19 yıllık yöneticilik hayatımda Amerika ile olan münasebetlerimde geldiÄŸimiz nokta maalesef iyi bir nokta deÄŸil. Ben oÄŸul Bush ile iyi çalıştım, sayın Obama ile iyi çalıştım, sayın Trump ile iyi çalıştım ama sayın Biden ile iyi baÅŸladık diyemem.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bazı ülkelerin Afganistan, Suriye ve düzensiz göç gibi konularda sorumluluktan kaçtığı belirtilerek, “Özellikle ABD yönetimi her ne kadar görünürde diplomasi vurgusu yapsa da adeta ‘benden sonrası tufan’ havasında. Mevcut resmi nasıl yorumluyorsunuz?” sorusu üzerine, ÅŸu yanıtı verdi:

“Tabii kendisi ‘Benden sonrası tufan’ dediyse, aynı ÅŸeyi ona da söylerler. Amerika ÅŸu anda eÄŸer Afganistan’da bir ÅŸekillendirme yapamadıysa burada düşünmek lazım. Åžu anda Afganistan’da Amerika’nın bir yönlendirme veya bir ÅŸekillendirme durumu olmuÅŸtur diyebilir miyiz? Hayır. İşte her ÅŸeyi bıraktı, gidiyor. Ama ÅŸimdi bir bedel çıkacak ortaya. Bu bedel nedir? Åžu anda Taliban’ın elindeki silahlara baktığınız zaman, bu silahlar Amerika’nın silahları. Dolayısıyla bu bedeli de ödemek durumunda kalacaktır. Buradan bir yere daha geliyorum. Sayın Trump döneminde binlerce tır silah, mühimmat terör örgütlerine verildi. Bunları ben sayın Trump’a defalarca ifade ettim, anlattım. Åžimdi aynı durum Biden döneminde de var. Yine Biden terör örgütlerine silah, mühimmat, araç gereç taşımaya baÅŸladı. Biz bunu elimizi kolumuzu sallaya sallaya seyredecek deÄŸiliz. Dikkatle takip ediyoruz. Vakti, saati geldiÄŸinde de söylenmesi gereken neyse onu da kendilerine söyleriz.”

Paris İklim AnlaÅŸması‘nın Meclis onayına sunulacağına yönelik açıklamaları ile Türkiye’nin bu konuda çekinceleri bulunduÄŸu hatırlatılarak, “Türkiye çekincelerinden vaz mı geçti? Yoksa karşı tarafta bir tutum deÄŸiÅŸikliÄŸi mi oldu? Yoksa bu süreci zorlayacak yeni bir sürecin baÅŸlangıcından mı bahsediyoruz?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, “Biz bu tutumdan vazgeçmiÅŸ deÄŸiliz. Böyle bir ÅŸey yok.” karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemde eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile üçlü konferans yaptıklarını anımsatarak şunları söyledi:

“Bu üçlü konferansta da biz dedik ki ‘Türkiye geliÅŸmiÅŸ ülkeyse ayrı deÄŸerlendirmek lazım. EÄŸer geliÅŸmekte olan ülkeler kategorisindeyse ayrı deÄŸerlendirmemiz lazım. Her ÅŸeyden önce bunun kararını vermeniz lazım. Bu karara göre de bize yapmanız gereken ödemeyi de yapmanız lazım.’ Tabii o zaman bunlar bu ödemeyi yapacaklarını söylüyorlardı ama bu olmadı. Åžu anda geldiÄŸimiz noktada ise tabii bütün incelemeleri ilgili arkadaÅŸlar yapacaklar ve Meclisin açılmasıyla birlikte de biz bunu Meclise taşıyacağız. Meclise taşıyarak bu süreci özellikle Glasgow’da gündeme getireceÄŸiz ve Türkiye olarak iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi noktasında düşüncemizi Glasgow’da vereceÄŸimiz mesajlarla da ortaya koyacağız.”

Putin ile görüşme

ErdoÄŸan, İdlib GerginliÄŸi Azaltma Bölgesi’nde son dönemdeki saldırılar ve 29 Eylül’de Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin ile görüşeceÄŸi hatırlatılarak, “Bu konuda nasıl mesajlar vermeyi düşünüyorsunuz? Bu zirveden herhangi bir sonuç bekliyor muyuz?” sorusunun yöneltilmesi üzerine Putin ile yapacakları ikili görüşmenin önem arz ettiÄŸini bildirdi.

Heyetler arası görüşmenin olmayacağını yalnızca Putin’le ikili görüşme yapacaklarını belirten ErdoÄŸan, “Bu tabii sadece İdlib’i içeren bir görüşme olmayacak. Aynı zamanda Türkiye-Rusya ikili iliÅŸkilerini ve Suriye’deki durumu masaya yatıracağız. Suriye’de nereye geldiÄŸimizi, bundan sonraki süreçte de nereye geleceÄŸimizi kendileriyle konuÅŸacağız. Kimseyi üçüncü bir ÅŸahıs olarak yanımıza almadan bu görüşmeyi yaparken orada tabii Türkiye-Rusya iliÅŸkilerinde önemli bir karara da varacağız.” dedi.

Türkiye ve Rusya’nın bölgede önemli iki ülke olduÄŸuna dikkati çeken ErdoÄŸan, “Önemli iki ülke derken bir ÅŸeyi daha ifade etmem lazım; biz Rusya ile iliÅŸkilerde ÅŸu ana kadar herhangi bir yanlış görmedik. Ticaret hacmine baktığımız zaman iyi bir konumdayız ve sürekli ilerleyen bir ticaret hacmi var. Suriye’deki geliÅŸmeleri daha iyi bir konuma taşıma noktasında zaman zaman bazı sıkıntılar yaÅŸamıyor deÄŸiliz. Ama bunu da gerek ÅŸahsım gerek Savunma Bakanı’m, gerek DışiÅŸleri Bakanı’m, attığımız adımlarla hemen telafi edebiliyoruz. ÖrneÄŸin sayın Putin, Azerbaycan’da eÄŸer devlet adamlığını tam manasıyla ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan’dan bu ÅŸekilde çıkılmazdı. Ama bunu ortaya isabetli kararlarla koyduÄŸu için Azerbaycan’dan çok çok olumlu bir ÅŸekilde çıkma ÅŸansını yakaladık.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

“IÄŸdır’dan Azerbaycan’a yolu inÅŸallah yapacağız”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Azerbaycan’da yoÄŸun bir çalışmanın devam ettiÄŸine iÅŸaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“ÖrneÄŸin sayın İlham Aliyev istediÄŸi anda istediÄŸi gibi rahatlıkla sayın Putin’le görüşüyor, konuÅŸuyor. Ben, hakeza öyle… Çok kısa sürelerde irtibatlarımızı kurup görüşmelerimizi yapabiliyoruz. Tabii, çok daha önemlisi, ÅŸu anda attığımız adımlarla biz IÄŸdır’dan Azerbaycan’a yolu inÅŸallah yapacağız. Buna demir yolu da dahil. Bu yolun yapımı çok çok önemli bir adım olacak. Bizim 5’li veya 6’lı platform dediÄŸimiz olay vardı. Åžu anda bu konuyla ilgili de PaÅŸinyan’dan olumlu sinyaller geliyor. Åžimdi bu olumlu sinyallerle beraber bu konuda da bazı adımları atacağız. Yani bölgeyi barış noktasında da iyi bir konuma taşıma fırsatını inÅŸallah yakalamış olacağız. Ay sonunda sayın Putin’le yapacağımız görüşmede bunlar da tabii konunun içinde yer alacak. Böylece Türkiye-Rusya iliÅŸkilerinde inÅŸallah çok daha güçlü, çok daha farklı bir döneme girmiÅŸ olacağız.”

Almanya’daki seçim

ErdoÄŸan, Almanya’da pazar günü seçimlerin yapılacağı belirtilerek BaÅŸbakan Merkel’in Avrupa’da en uzun görev yapan liderlerden biri olduÄŸunun söylenmesi üzerine, “Benim kadar olmadı…” karşılığını verdi.

Merkel’in Türkiye ve Avrupa üzerindeki ilişkilerdeki etkisini nasıl değerlendirdiğine yönelik bir soru üzerine Erdoğan şöyle devam etti:

“Åžunu açık ve net söylemem lazım; bizim Merkel’le, Schröder’den sonra olumlu bir sürecimiz oldu ama Alman ÅŸansölyeleri içerisinde en baÅŸarılı yönetim tarzı Schröder’le oldu. Schröder’le bizim münasebetlerimiz gerçekten çok çok farklıydı. Tabii Schröder’den sonra Åžansölye Merkel ile münasebetlerimizde de iliÅŸkilerimiz fena deÄŸildi. Sık sık arar, sık sık ararım. O ÅŸekilde bu süreci iÅŸlettik, çalıştırdık. Tabii ÅŸu anda, yani Armin Laschet alır almaz bilemiyorum ama Armin Laschet ile de ikili münasebetlerimiz iyiydi.

Temennim odur ki gerçekten gerek Almanya’da yaÅŸayan Türk vatandaÅŸları ile alakalı gerekse Türkiye-Almanya iliÅŸkilerindeki bundan sonraki süreci zengin kılacak bir iktidar iÅŸ başına gelsin. Çünkü bizim orada çok ciddi sayıda bir insan potansiyelimiz var ve bu insanlar orada çile çekmesinler. Böylece yeni bir süreci Türkiye-Almanya iliÅŸkilerinde inÅŸallah güçlü kılacak bir iktidarla devam ettirelim. Bu konuda da kim olursa biz onunla her zaman iliÅŸkilerimizi, geleceÄŸe çok çok güçlü ÅŸekilde sürdürmüş oluruz. Mesela attığımız bazı adımlar vardı. Savunma sanayisine yönelik Almanya’yla iliÅŸkilerimiz vardı. Daha da önemlisi ÅŸu anda denizaltı gemilerinin makinelerinin aksamıyla alakalı attığımız adımlar vardı. Åžimdi bu adımların baÅŸarılı bir ÅŸekilde sürmesi ve savunma sanayisinde de bunlarla beraber bizim güçlü yürümemiz, Türkiye-Almanya iliÅŸkilerinde çok farklı bir yere isabet edecektir diye düşünüyorum. ‘Her iki ülke için hayırlı olan iktidar hangisi ise o iÅŸ başına gelsin.’ diyorum.”

Sosyal medya düzenlemesi

Sosyal medya düzenlemesine yönelik çalışmanın hangi aÅŸamada olduÄŸu ve hangi adımların atılmasının planlandığına iliÅŸkin soru üzerine ErdoÄŸan, bununla ilgili çalışmaların sürdüğünü, Meclisin açılmasıyla birlikte de TBMM’ye sunulacağını bildirdi.

ErdoÄŸan, “Böylece sosyal medya konusundaki atacağımız adımların ülkemiz için, milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Çünkü sosyal medyanın maalesef tahribatı çok açık ve net ortada. Bu tahribatın artık bitmesinden yanayım. Artık bu tahribatı bitirmenin vaktinin geldiÄŸine inanıyorum.” diye konuÅŸtu.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “HDP eski EÅŸ Genel BaÅŸkanı Sezai Temelli ‘Kürt sorununda çözümün adresi İmralı’dır.’ açıklaması yaptı. Selahattin DemirtaÅŸ’ın da bir açıklaması oldu, o da HDP’yi iÅŸaret etti. Sayın KılıçdaroÄŸlu da bu yönde bir açıklama yaptı; ‘Kürt sorununu HDP çözer.’ dedi. Seçimlerin yaklaÅŸmasına yakın bir dönemde bu tür ittifaklar, bu tür açıklamalar nasıl deÄŸerlendirilir? Bir de HDP kendi arasında ikiye mi bölünüyor?” sorusu üzerine ÅŸunları kaydetti:

“Hayırlı olsun. Bu konuyla eÄŸer biz meÅŸgul olursak yazık olur. Yani İmralı mıdır, deÄŸil midir, onların sorunu. Varsın onlar bu ÅŸekilde yola devam etsinler; yani HDP midir, ÅŸu mudur, bu mudur… Biz diyoruz ki bu ülkede ÅŸu anda Cumhur İttifakı bu iÅŸin tek çözüm noktasıdır ve Cumhur İttifakı olarak da biz bu çözümün mücadelesini sürdürüyoruz. Çünkü bizim ÅŸu anda kitabımızda birlik var, beraberlik var, kardeÅŸlik var ve bununla da bu yolda devam ediyoruz. ‘Yok Kürt sorununu çözmektir, yok ÅŸudur, yok budur…’ Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu iÅŸi çoktan çözdük, aÅŸtık, bitirdik. EÄŸer birliÄŸe, beraberliÄŸe, kardeÅŸliÄŸe inananlar varsa buyursunlar hep beraber yola devam edelim.”

Muhalefetin KHK’liler ve Diyanet İşleri BaÅŸkanı Ali ErbaÅŸ ile ilgili açıklamaları hatırlatılarak, “Muhalefetin bu tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusunun yöneltilmesi üzerine ErdoÄŸan ÅŸunları söyledi:

“Bir defa KHK ile ilgili ‘Ben bu iÅŸi çözeceÄŸim.’ diyen kim? Ana muhalefetin başındaki zat. Sen ne zamandan beri yargı oldun? Bu yargının konusu. Bununla ilgili adımı yargı atar. Sana ne oluyor? Kim sana bu yetkiyi verdi? Velev ki iktidar olsan -böyle bir ÅŸansın var mı, yok mu o da ayrı- yargının yetkilerini elinden sen nasıl alıyorsun? Öyle bir ÅŸey var mı? Åžu anda bunlar tamamen yargının kontrolü altında olan, yargının iradesinde olan bir konu. Adam öyle atıyor ki bazıları da buna inanıyor. Bunu kabullenmek asla mümkün deÄŸil. KHK ile ilgili konularda zaten zaman zaman yargıda bu geliÅŸmeleri takip eden, kontrol eden bazı kararları da kesinlikle görüyoruz.

Ali ErbaÅŸ hocamızla ilgili konuya gelince… Bir defa ana muhalefetin Ali ErbaÅŸ hocamıza, Diyanet İşleri BaÅŸkanı’mıza bu denli hakaret etmeye ne hakkı ne yetkisi vardır. Bu densizliktir, terbiyesizliktir. Zaten CHP’nin cemaziyelevveli de hep bizim din adamlarımıza hakaretle geçmiÅŸtir. Åžimdi de aynısını Diyanet İşleri BaÅŸkanı’mıza hakaretle yürütüyorlar. Ama ÅŸunu bilsinler ki Diyanet İşleri BaÅŸkanı’mız yalnız deÄŸildir. Diyanet İşleri BaÅŸkanı’mız CHP’nin bu kendini bilmez tiplerinin hiçbir zaman muhatabı da olmamıştır, olmayacaktır. Diyanet İşleri BaÅŸkanı’mızı bu noktada biz asla yalnız bırakmayız. O makam önemli bir makamdır. Dolayısıyla bu makama hakaret edenler, bu ülkede dinini, diyanetini bilenlere hakaret etmiÅŸ olurlar. Yeni ortaya çıkmış olan birisi daha var; o da böyle sallayıp sallayıp duruyor. Dur bakalım; daha parti olduÄŸun bile deÄŸil. Ana muhalefetle beraber bir ÅŸeyler yapıyorlar.”

“Zincir marketlerin sınırsız uygulamaları var”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bizzat ilgileneceÄŸini söylediÄŸi fahiÅŸ fiyat konusundaki problem baÅŸlıkları ve izlenecek yol haritasına iliÅŸkin soruya, “Bu konuda kısmen özellikle bu zincir marketlerin sınırsız uygulamaları var. Bu sınırsız uygulamalar karşısında biz de Ticaret Bakanlığı olarak bunların üzerine üzerine gideceÄŸiz. Zincir marketlerin bu uygulamalarıyla mücadelede Ticaret Bakanlığımız gerekli olan her türlü tedbiri alıyor, alacak ve bunlara da gerekli operasyonları yapacaktır.” yanıtını verdi.

“Tek problem zincir marketler mi?” ifadesi üzerine ise ErdoÄŸan, “Ağırlıklı olarak iÅŸ orada toplanıyor. Bütün üreticiden tüketiciye olan yerde zincir marketlerin buradaki yoÄŸun ürünleri toparlaması… Bu da 5 tane zincir market. Bunlar bütün o ürünü toparlıyor. Bu 5 tane zincir marketin topladığı ürünle piyasalar altüst oluyor. Bunlar eÄŸer bu noktada daha adil davranırlarsa hem vatandaÅŸ uygun fiyatla ürün alabilecektir hem de üretici ÅŸu an itibarıyla kazanımını, parasını zamanında alma ÅŸansına ulaÅŸacaktır.” dedi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir