Cumhurbaşkanı Erdoğan: Büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan Büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan Büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Ülkemizde nasıl tüm vatandaÅŸlarımızı en geniÅŸ hak ve özgürlüklere kavuÅŸturmuÅŸsak, inÅŸallah ekonomide de unutmayın yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaÅŸtıracağız.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın, eÅŸi Emine ErdoÄŸan ile dün Siirt ziyareti sırasında katıldığı “Demokrasi KonuÅŸmaları” etkinliÄŸi programının görüntüleri paylaşıldı.

Buradaki konuÅŸmasına, “Minareler süngü, kubbeler miÄŸfer, camiler kışlamız, Müminler asker. Bir ÅŸey bizi sindiremez, gökler yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardaÄŸlar saçılsa. Biz oyuz ki imanıyla övündüğümüz ecdadımız titretici ÅŸeylere hiçbir gün diz çökmemiÅŸ. Zaferlerin kapusu, Anadolu’nun tapusu Malazgirt’ten ta Çanakkale’ye imanın geçilmez kalesine kadar ecdadımızı zaferden zafere koÅŸturan iÅŸte ÅŸu anda içinde bulunduÄŸumuz bu birlik, beraberliktir.” ifadeleriyle baÅŸlayan ErdoÄŸan, tüm katılımcıları selamladı.

Eski Turizm ve Devlet Bakanlarından Güldal AkÅŸit’in son yolculuÄŸuna uÄŸurlandığını hatırlatan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, AkÅŸit’e Allah’tan rahmet diledi.

İçiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine bir müjde verdiÄŸini söyleyen ErdoÄŸan, “Malum bir maÄŸarada sıkıştırıldı bu teröristler, 7 tane terörist orada halledildi, artı 2 terörist daha halledildi, sayı 9 oldu. Onlar kaçacak biz kovalayacağız, er veya geç bunları kazımadan, kökünü kurutmadan inÅŸallah bize durmak, duraksamak yok. Her ne kadar Bay Kemal onların parlamentodaki temsilcileriyle el ele omuz omuza Ankara’dan İstanbul’a da yürüyorsa onlar görevini yapacak, biz de görevimizi yapacağız. Benim milletim inÅŸallah bunların da herhalde kitabını dürecektir.” diye konuÅŸtu.

Program vesilesiyle demokrasi mücadelesinin pek çok farklı sayfasına şahitlik etmiş vatandaşları dinleyeceklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizin, rahmetli Menderes’in ‘Yeter söz milletindir’ diyerek baÅŸlattığı demokrasi yolculuÄŸu idam sehpasından zindanlardaki iÅŸkencelere kadar nice baskı ve zulümle engellenmeye çalışıldı. TopraÄŸa gömdüklerini sandıkları filizlerin aslında birer tohum olduÄŸunu ve her seferinde çok daha güçlü bir ÅŸekilde boy vereceÄŸini bunlar hiç düşünmemiÅŸlerdi, bilmiyorlardı. Buna raÄŸmen coÄŸrafyamıza ve milletimize yönelik kinleriyle, nefretleriyle, sinsilikleriyle bezeli niyetlerinden hala vazgeçmiÅŸ deÄŸiller. Ellerinden gelse bugün Türkiye’yi yeniden zihniyeti ve uygulamalarıyla tek parti faÅŸizmine geri döndürecekler. Ellerinden gelse bu milletin hangi inanca, hangi kökene, hangi meÅŸrebe sahip olursa olsun kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaÅŸamayan tüm fertlerini imha edecekler. Ama hamdolsun baÅŸaramıyorlar ve baÅŸaramayacaklar. Milletimiz her darbeden, her saldırıdan, her karanlık geceden sonra hak, hukuk, adalet, özgürlük bayrağını yeniden yükseltmiÅŸtir.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu kutlu mücadele döneminde her birini rahmetle andıkları kayıplarının olduÄŸuna iÅŸaret ederek, “Çekilen acılar ve uÄŸranan zulümler yüreklerimizde inanın derin izler bırakmıştır. Heba olan vaktimiz ve enerjimiz bizi dünyadaki kalkınma yarışında epeyce geriye itmiÅŸtir. Bununla birlikte karanlığa asla teslim olmadık, umudunuzu asla kaybetmedik, zalimlere asla boyun eÄŸmedik, mücadeleyi asla bırakmadık. Sonuçta kalbimizin bir yanı buruk, diÄŸer yanı coÅŸkuyla dolu bir ÅŸekilde iÅŸte bugün buradayız. ‘HelalleÅŸme’ diye ortaya atılanların önce gelip buradaki kardeÅŸlerimizden helallik almaları lazım.” dedi.

Kendisinin Siirt’in damadı olduÄŸunu hatırlatarak, evlendiÄŸi dönemdeki Siirt’in bugün olmadığını, çoÄŸunun göç ettiÄŸini belirten ErdoÄŸan, “Niye? Terör sebebiyle. Buralardan topraklarını terk ederek İstanbul, İzmir, Ankara buralara göç ettiler. Onlara burada yaÅŸamayı adeta zindan edenler ÅŸimdi onun hesabını veriyorlar ve verecekler. Üzerlerine üzerlerine gidiyoruz, gideceÄŸiz. 1960 darbesinden 1980 darbesine, 1997 postmodern darbesinden 15 Temmuz darbe giriÅŸimine uzanan bir utanç galerisinden geçerek geldiÄŸimiz bu yer hepimiz için çok kıymetlidir. Gençlerimizin en büyük ÅŸansı bu zulümleri bizzat yaÅŸamamış, en büyük eksikleri de bu tecrübeleri bizzat edinmemiÅŸ olmalarıdır.” diye konuÅŸtu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür buluşma programlarını orta yaş ve üstü kuşağa yaşadıklarını hatırlatma, gençlere de tecrübe aktarımı vesilesi olarak gördüklerini söyledi.

“Vatanımıza dikilen kem gözler bugün de mevcuttur”

Yaşanılan coğrafyanın 10 bin yılı aşkın tarihiyle insanlığın ilk döneminden beri en gözde hayat alanı olduğunu belirten Erdoğan, nice kavim, inanç ve kültürlerin gelip geçtiği bu toprakların medeniyetlere kaynaklık ettiği kadar güç kavgalarının da merkezi olduğunu ifade etti.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Yaklaşık bin yıldır aynı kaderi paylaÅŸtığımız vatanımıza dikilen kem gözler bugün de mevcuttur. Daha 5-6 yıl önce sınırlarımızın terör örgütleri kullanılarak nasıl ve niçin taciz edildiÄŸini unutmadık. Ülkemize musallat edilen ve 40 yıldır kendi insanımızın kanını döken bölücü örgütün niçin hala ayakta tutulmaya çalışıldığını gayet iyi biliyoruz. Ama bak iÅŸte buyurun böyle mi yaparsınız? Hollanda’da 50 tane PKK’lıyı apar topar topladılar çünkü orada operasyon yapmaya kalktılar, bedelini ödediler. Ben inanıyorum ki bunlar sadece Hollanda’da deÄŸil, Almanya’sında da Fransa’sında da bütün bu bedelleri ödeyecekler. Bunlara dünyada barınacakları yer kalmayacak, yeter ki biz dik duralım. Vekalet savaÅŸları yoluyla ülkemizin birliÄŸini, devletimizin tekliÄŸini, milletimizin bütünlüğünü parçalamak için oynanan oyunların farkındayız.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bunun için her fırsatta, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.” dediklerini aktaran ErdoÄŸan, “İşte bunu derken bu senaryoların hepsine de meydan okuyoruz. Türkiye’nin demokraside, hak ve özgürlüklerde, ekonomik kalkınmada geldiÄŸi seviyeyi yok sayıp bizi yeniden kendi iç kavgalarımızın bataklığına itmek isteyenlere fırsat vermiyoruz. Irak’tan Suriye’ye, Libya’dan Sudan’a kadar pek çok yerde sergilenen oyun bizde de denenmek istendi. Allah’ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle asırlık hesaplaÅŸmaların hepsinden de alnımızın akıyla çıktık. Åžimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, aynı durumun söz konusu olduÄŸunu söylediÄŸi 2008 yılında “Bizi bu teÄŸet geçecek.” dediÄŸini aktararak, “Hatırlayın, bizi teÄŸet geçti. Burada meselenin dolar olmadığını, meselenin faiz olmadığını anlamak için şöyle bir adım geriye çekilip akıl, izan ve vicdan penceresinden fotoÄŸrafa bakmak yeterlidir. Dün kendimizle birlikte tüm mazlum ve maÄŸdurların güvenliÄŸi için ne dedik ‘Dünya beÅŸten büyüktür’ diyerek meydan okuduk. Bugün yine kendimizin ve dostlarımızın ekonomik özgürlüğü, refahı, geleceÄŸi için ‘Dünya beÅŸten büyüktür’ diyoruz.” diye konuÅŸtu.

Siyasi özgürlükle ekonomik özgürlüğün madalyonun iki yüzü gibi olduÄŸunu, biri olmadan diÄŸerinin anlamsız olacağını dile getiren ErdoÄŸan, “Biz ülkemizde nasıl tüm vatandaÅŸlarımızı en geniÅŸ hak ve özgürlüklere kavuÅŸturmuÅŸsak, inÅŸallah ekonomide de unutmayın yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaÅŸtıracağız. Bugün demokrasiyi konuÅŸuyoruz, inÅŸallah yarın milletimizin refahını nasıl arttırdığımızın muhasebesini yapacağız. GeçmiÅŸini bilmeyen geleceÄŸini inÅŸa edemez. Nereden nereye geldiÄŸimizi doÄŸru ÅŸekilde tespit etmeden nereye gideceÄŸimizi bilemeyiz.” dedi.

Merhum Sezai Karakoç’un “Kar Åžiiri”ni okuyan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Evet bir gün herkes milletimizle birlikte verdiÄŸimiz demokrasi mücadelemizi de anlayacak, ekonomi mücadelemizi de anlayacak, medeniyet mücadelemizi de anlayacak.” diye konuÅŸtu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa, gelecek haftalarda farklı illerde farklı konu başlıklarıyla devam edeceklerini belirtti.

Diyarbakır annelerinden Ayşegül Biçer, 3 yıla yakın bir süre HDP İl Binası önünde evlat mücadelesi verdiğini ve evladına kavuşarak askere gönderdiğini söyledi.

Tüm annelerin birleşmesi halinde hem PKK ile hem finansal kaynağı olan uyuşturucuyla mücadele edilebileceğini söyleyen Biçer, PKK bitene kadar terörle mücadele edeceğini, devletinin yanında olduğunu bildiğini belirtti.

Biçer’in sözleri üzerine Emine ErdoÄŸan, “Yolunuz, bahtınız açık olsun. OÄŸlumuza da selamlar, gözlerinden öpüyoruz kendisinin. Allah sizden razı olsun. Diyarbakırlı ve Türkiye’deki maÄŸdur annelerin sözcüsü oldunuz. Kendilerine güven getirdiniz, Allah sizden razı olsun.” ifadelerini kullandı.

Katsayı engeline ilk takılan imam hatiplilerden olduÄŸunu dile getiren AyÅŸe Irmak Yüksel’in, “28 Åžubat’ta siz neler yaÅŸadınız, siz neler düşündünüz? Bu problemin çözümü için siz neler hissediyordunuz?” sorusu üzerine, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 28 Åžubat öncesi ve sonrası Türkiye’nin çok farklı bir dönemi yaÅŸadığını kaydetti.

Bu dönemin maÄŸdurlarının ve mazlumlarının bulunduÄŸunu söyleyen ErdoÄŸan, “Hep düşüncemiz ÅŸu oldu ‘Biz bu iÅŸin hesabını Allah’ın izniyle soracağız’ dedik ve Rabb’im o fırsatı verdi. Rabb’im o fırsatı verdikten sonra da hemen adımlarımızı kararlı bir ÅŸekilde attık. Biz göreve geldik, geldiÄŸimiz andan itibaren arkadaÅŸlarımızın inanın bana hep sordukları, bu 28 Åžubat meselesi hep gündemimizde oldu, ‘BaÅŸbakanım ne yapıyoruz, bununla ilgili ne gibi adımlar atıyoruz’. Dedik ki ‘YavaÅŸ yavaÅŸ gideceÄŸiz, aceleciliÄŸe gerek yok ama biz o maÄŸdur, mazlum olan tüm kardeÅŸlerimizin haklarını da kendilerine iade edeceÄŸiz’. Elhamdülillah bunu da tereyağından kıl çeker gibi çektik ve büyük oranda bu iÅŸi de baÅŸardık. Bazı tabii bizi anlamayanlar olmadı deÄŸil, oldu ama sonra onlar da anladılar ve ÅŸu andaki noktaya da geldik.” dedi.

İşin kolay olmadığını, hassas davranılması gerektiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu hassasiyet içerisinde de sadece o süreç deÄŸil, onun dışında yaÅŸananlar da biliyorsunuz ortada yani bir 15 Temmuz’u da düşünün. 15 Temmuz’dan sonra bize söylenen ne biliyor musunuz hala, ÅŸu içeride olan FETÖ’cüler var ya, ‘Ya iÅŸte bunlar niçin içeride hala tutuluyor, bunların bırakılması lazım’. Ya nasıl bırakılması lazım yani bunların yapmış olduÄŸu bu zulüm, böyle tarifi mümkün mü? DeÄŸil. Bunun bedelini ödemeleri lazım, ama biz ÅŸu anda hala onların ödettiÄŸi faturaların maalesef acısını çekiyoruz. Bunlar ne terörle mücadele ettiler… Bu ülkede kendileri zaten adeta terörizmin altyapısını oluÅŸturdular. Yargıda oluÅŸturdular, devletin kurumlarında oluÅŸturdular ve buralarda oluÅŸturdukları bu altyapıyla da ne yazık ki altından kolay kolay kalkılamayacak bu ülkeye, bu millete bedel ödettiler.”

Bu kişilerin şu anda çeşitli ülkelerde kaçak olduklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Bunlar kaçıp gittiler, bu kadar rahatlar. Düşünün ÅŸu anda iÅŸte hemen komÅŸu diye bildiÄŸimiz Yunanistan’da yaÅŸayabiliyorlar. Åžimdi biz de bunlara yargının verdiÄŸi hüküm neyse bu hükmün gereÄŸini yapacağız. Tabii AyÅŸegül kardeÅŸimin de ifade ettiÄŸi gibi onlar size olan zulmün bir baÅŸka çeÅŸidini evlatlarının Kandil’e kaçırılması veya Kandil’in dışında farklı yerlere kaçırılmasıyla onlara ciddi manada zulmettiler ama ÅŸimdi Bay Kemal ne diyor? ‘Ben Kandil’i yakıp yıkacağım’ diyor. Sen ‘Kandil’i yakıp yıkacağım’ diyorsun Kandil’in mensuplarıyla beraber Ankara’dan İstanbul’a yürüyorsun. Bu nasıl yakıp, yıkmaktır, kimi aldatıyorsun? Ben de CHP’ye gönül veren kardeÅŸlerime söylüyorum, aman bu iÅŸe dikkat edelim. Buyurun iÅŸte ÅŸu anda HDP’nin önünde Diyarbakır anneleri var, kaç kere gittin de Diyarbakır annelerini ziyaret ettin, onların derdiyle acaba kaç kere dertlendin? Böyle bir durumları var mı? Yok. Çünkü dertleri yok ama bizim derdimiz var. Biz bu derdimizle beraber inÅŸallah Diyarbakır annelerinin diÄŸer illere de yavaÅŸ yavaÅŸ savrulmasıyla beraber hep yanında olduk, yanında olacağız ve onlar evlatları daÄŸdan geldikçe onlar nasıl mutlu oluyorlarsa biz de aynı ÅŸekilde mutlu oluyoruz ama yeterli deÄŸil bunların kökünü kazıtıp ve Diyarbakır anneleri gibi tüm annelerin de inÅŸallah mutluluÄŸunu gözlerinde gördüğümüz an biz de mutlu olacağız.”

Safiye Işık isimli vatandaşın, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın KahramanmaraÅŸ’taki gençlik buluÅŸmasında “EÅŸimle ÅŸiir gibi bir yaÅŸamımız var.” dediÄŸini aktararak, “Sizce ÅŸiir gibi bir yaÅŸam ne demek ve siz yol arkadaÅŸlığınızı nasıl tanımlardınız? Böylesine yoÄŸun bir tempoda ÅŸiir gibi bir evliliÄŸi sürdürmek zor olmuyor mu?” sorusuna Emine ErdoÄŸan, “Yani ÅŸiir gibi bir evlilik illaki ÅŸair olmaya gerek yok, ÅŸiir gibi evlilik demek sadece her gün sevinç, mutluluk öyle bir ÅŸey de deÄŸil. Acısıyla, tatlısıyla, üzüntüsüyle, kahrıyla bunları hep birlikte paylaÅŸmak ve birlikte yol yürümek. Biz bunu yaptık. Åžiir yazmıyoruz ama ÅŸiir gibi yaşıyoruz.” karşılığını verdi.

İstanbul Süryani Kadim Vakfı BaÅŸkanı Sait Susin, Süryanilerin son 20 yıl içinde yaÅŸadıkları kazanımları anlatarak, ErdoÄŸan’ın Cumhuriyet tarihinde sıfırdan yapılacak bir kilisenin yapım talimatını verdiÄŸini ve temel atma törenine katıldığını hatırlatması üzerine CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Cumhuriyet tarihinde de bir ilk.” dedi.

“Siz evde Siirt yemeklerini mi yoksa Karadeniz yemeklerini mi tercih ediyorsunuz? CumhurbaÅŸkanımıza Siirt yemeklerini sevdirdiniz mi?” sorusu üzerine CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın eÅŸi Emine ErdoÄŸan, evlendikleri zaman Karadeniz yemeklerini hiç bilmediÄŸini söyledi.

Karadeniz yemeklerini hiç bilmediÄŸi halde kısa zamanda alıştığını ve severek yediÄŸini dile getiren Emine ErdoÄŸan, “Bu arada tabii BaÅŸkan da bize gelip gittikçe niÅŸanlılık döneminden itibaren Siirt yemeklerimizi ikram ediyorduk. O da gerçekten çok beÄŸendi.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Siirt yemeklerini bilmediğini belirterek, kayınvalidesinin bu işlerde hassas olduğunu kaydetti.

Emine ErdoÄŸan, Siirt’te doÄŸmadığını ve büyümediÄŸini ifade ederek, Siirtli olmaktan her zaman gurur duyduÄŸunu söyledi. İstanbul’da doÄŸup büyüdüğünü anlatan Emine ErdoÄŸan, Siirt yemeklerinin evlerinde her zaman olduÄŸunu aktardı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın ve çocuklarının yemek seçme huyunun olmadığını dile getiren Emine ErdoÄŸan, evde iki tarafın yemeÄŸinin de severek yendiÄŸini kaydetti.

Nergis Erdik, geçen yıl vefat eden kardeÅŸi eski AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan’ın CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ı çok sevdiÄŸini belirtti.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan da Esayan’ın gerçekten çok farklı biri olduÄŸunu, son dönemlerinde ıstırabına raÄŸmen yaÅŸamı ve istikameti kaybetmeden yoluna devam ettiÄŸini söyledi.

ErdoÄŸan, “Onun o duruÅŸu bizde özellikle cemaate bakışı bile deÄŸiÅŸtirdi. Nitekim arkadaÅŸlarımızın içerisinde de yani Markar’ın o duruÅŸu sebebiyle yaklaşımları çok farklı olanlar, gerek vefatında da bunu ortaya koydular. Markar farklı bir insandı. Kalemiyle farklıydı, Merkez Karar Yönetim Kurulu’ndaki düşüncelerini ortaya koyuÅŸuyla farklıydı ve biz onun farklılığını da hep hayırla yad ettik.” diye konuÅŸtu.

Bitlis’ten gelen Nisanur Karayağız da çevre ve doÄŸa konusunda yapılan çalışmalara deÄŸinerek, ErdoÄŸan çiftine İstanbul’daki evlerinde hayvan besleyip beslemediklerini sordu.

Emine ErdoÄŸan, Üsküdar’da bahçeli bir evde büyüdüğünü ve kedisi olduÄŸunu belirtti. Dönem dönem farklı hayvanları sahiplendiklerini ifade eden Emine ErdoÄŸan, oÄŸlunun bir köpeÄŸinin, torunlarının da kedilerinin olduÄŸunu kaydetti. Evlerinde de kedilerinin bulunduÄŸunu anlatan Emine ErdoÄŸan, sahiplendiÄŸi “Leblebi” isimli engelli köpeÄŸin de Ankara’da kendileriyle beraber olduÄŸunu söyledi.

Emine ErdoÄŸan, “Herkese tavsiye ederim. Satın almayı deÄŸil de hayvan barınaklarından hayvan edinirlerse hem kendileri hem çocukları için çok daha iyi olur.” dedi.

“Her an her ÅŸeye hazır olmamız lazım”

“Üzerinizdeki özel bir kumaÅŸ herhalde. Åžalu ÅŸepik dediklerinden. Onu anlatır mısınız?” sorusuna karşılık Emine ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:

“Bugün gerçekten bir tevafuk oldu. BaÅŸkan’ın ne ceket giydiÄŸini göremedim ben. Sonra Siirt’e geldikten sonra fark ettim ki ikimiz de aynı kumaÅŸtan ve aynı renkten giyinmiÅŸiz. Bunun bir özelliÄŸi var. Bu, Siirt’e has Eruh ilçemizde yapılan bir dokuma. Eni çok dar. Geleneksel bir dokuma, keçi yününden sanıyorum. Yanlış söylemiyorum inÅŸallah. Bu kumaÅŸlarımız teÅŸvik verilerek, Sayın BaÅŸkan’ım geleceÄŸe de taşınsın istiyorum. Evet, ÅŸalu ÅŸepik kumaşından yapılan giysilerimiz bunlar. İnÅŸallah tasarımcılarımıza da bir örnek oldu.”

Konya’dan gelen 15 Temmuz gazisi Halit Åžener de “Belki kısa vadede darbeler gündeminizde olmayabilir. Tekrarlanmaması için toplumumuza tavsiyeleriniz nedir?” sorusu üzerine CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸu yanıtı verdi:

“Her ÅŸeyden önce tabii Allah bizlere bir daha bu tür 15 Temmuz’ları falan yaÅŸatmasın. Çünkü 251 ÅŸehidimiz, 2 bini aÅŸkın gazimiz var. Bütün bunların içerisinde Ankara, İstanbul baÅŸta olmak üzere buralarda bu ÅŸehitleri, bu gazileri verdik. Bu iÅŸin banisi, bu iÅŸin bir numaralı sorumlusu kimdir dendiÄŸi zaman FETÖ terör örgütü. Onun özellikle attığı adımlarla bunlar oldu. Hele ben Ankara’daki özel kuvvetlerde, oradaki o kahraman polislerimizin ÅŸehadetlerini onları da unutamıyorum. Çünkü onlar çok çok farklı. Özel kuvvet olarak yetiÅŸmiÅŸ bu insanları bile havadan bombardımanla ÅŸehit ettiler. Bu vicdanla ÅŸunla bunla bunun tanımı mümkün deÄŸil. Aynı ÅŸekilde İstanbul’da ÅŸehitler köprüsü üzerinde olan hadiseler. Her an her ÅŸeye buna raÄŸmen hazır olmamız lazım. Ama bundan sonraki süreç 15 Temmuz gibi olmaz. Bundan sonraki süreçte biz birçok ÅŸeye hazırız. Bedelini ağır öderler.”

“Bütün mesele birbirimizi anlamak”

ErdoÄŸan, CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun, Türkiye İstatistik Kurumundan (TÜİK) randevu istemesine iliÅŸkin, ÅŸu deÄŸerlendirmeleri yaptı:

“Bay Kemal Merkez Bankasına randevu istiyor. Merkez Bankası da buna randevu veriyor. Bağımsız ya, bağımsızlığının gereÄŸi olarak randevu veriyor. Gidiyorsun ne sorarsan cevabını alıyorsun. Åžimdi tabi TÜİK ile ilgili de kalkıyor gelmek istiyor. Tabi İstatistik Kurumu BaÅŸkanımız bunlara randevu vermiyor.

Randevu vermeyince bu küplere biniyor. Bu devletin kurumlarının sana veya avanene hesap verme sorumluluğu yoktur. Onlar hesabı sadece sorumlusu olduğu birinci derecede Cumhurbaşkanı, bunun dışında da ilgili bakanlara verirler. Ben istediğim zaman bu birimlerden bilgileri alırım. İlgili bakan arkadaşlarımız bilgileri alırlar ama hiçbir zaman kalkıp da sana hesap verme mecburiyetleri yok. Eğer bilgi almak istiyorsan yazılı olarak gönderirsin onlar da sana yazılı olarak cevabı verirler.

Bununla ÅŸunu anlatmak istiyorum. Artık eski Türkiye yok. Åžimdi yeni Türkiye ve geleceÄŸin Türkiye’si var. Yeni Türkiye ile geleceÄŸin Türkiye’si artık farklı dokunuyor. Çünkü 2023’e biz Allah’ın izniyle farklı gireceÄŸiz. Farklı girerken de 2015’te yaÅŸadıklarımızı daha önce yaÅŸadıklarımızı da yaÅŸamak istemiyoruz.”

Cem Vakfı kurucu üyelerinden Ercan Güvenç’in Alevilerin yaÅŸadıkları birtakım sorunları ve taleplerini dile getirmesi üzerine CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

“Az önce onu da güzel ifade ettiniz. Bu iÅŸi ÅŸu anda en büyük tahrik unsuru olan yurt dışı, yurt dışında da birinci derecede Almanya. Almanya’da da özellikle Alevilik’ten öte Ali’siz Alevilik ile adeta bir yeni din ihdası öne sürülüyor. Cumhuriyet Halk Partisi orada o iÅŸi yürüteni de hatta buradan aday yapmak da istedi. Bunların da zaten kimler olduÄŸunu bilirsiniz. Ciddi de onlara para desteÄŸi veriyorlar. Bundan 2 yıl öncesi rakamla 30 milyon avro yıllık, bunlara bir parasal destekleri de olmuÅŸtu.

Åžimdi Türkiye’de mesela ben belediye baÅŸkanlığım döneminde, ÅŸimdi de yine bizim partinin belediyeleri noktasında arkadaÅŸlarımıza tavsiyemiz ÅŸudur, özellikle cemevi vesaire açma noktasında destek aradıkları zaman elinizden gelen desteÄŸi verin. Ben belediye baÅŸkanlığımda Küçükköy tarafında bir yer tahsis ettim. Tahsis etmekle kalmadım bir de bu cemevinin yapılması için kendilerine, beton vesaire falan bunları vermeye kalktım bunlar birbirine girdi.

Sen nasıl olur da kalkıp Tayyip ErdoÄŸan’dan bu desteÄŸi alırsın. Yani böyle bir sıkıntı ÅŸu anda Alevi kardeÅŸlerimizin arasında var. AnlaÅŸamıyorlar, burada bir defa mali noktadaki destek konusunda da anlaÅŸamıyorlar. Devletten alalım mı? Almayalım mı? Sözleri ÅŸu, eÄŸer alırsak devletin güdümüne gireriz. Bunu iÅŸliyorlar. Biz de diyoruz ki niye güdüme gireceksin ki?

Yani belli bir ücreti devlet ihdas ediyor da veriyorsa zaten verir. Niye güdümüne gireceksin? Ama bu anlayış da var. Önce bunun halli gerekiyor. Bunun halli gerektiÄŸi takdirde birçok ÅŸey daha da kolay aşılabilir. Bütün mesele birbirimizi anlamak. Birbirimizi anladığımız anda zaten bu ülkenin evlatlarıyız, bu milletin evlatlarıyız. Dolayısıyla bu sorunu da gidermiÅŸ oluruz. Olay bu.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir