CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan: DışiÅŸleri Bakanımız Rusya ve Ukrayna’ya gidecek
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “DışiÅŸleri Bakanımızı bugün Rusya’ya gönderiyorum. Yarın Moskova’da temaslarda bulunacak, perÅŸembe günü de Ukrayna’ya geçecek.” dedi.
CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslenen CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, konuÅŸmasına, 4 Mart’ta kabineye katılan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye “HoÅŸ geldiniz.” diyerek baÅŸladı.
Kirişçi’nin, Çukurova Ãœniversitesi Ziraat Fakültesindeki akademik kariyerinin yanı sıra milletvekilliÄŸi ve Tarım Komisyonu BaÅŸkanlığı yaptığını, pek çok sivil toplum kuruluÅŸunda aktif görevler üstlendiÄŸini belirten ErdoÄŸan, “Bölgemizdeki ve dünyadaki geliÅŸmelerin tarım ve gıda sektörünün stratejik önemini daha da artırdığı bir dönemde Vahit hocamızın bu alanda ülkemizin, çiftçilerimizin, ormancılarımızın vizyonunu geniÅŸletecek faaliyetlere imza atacağına inanıyorum.” diye konuÅŸtu.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Tarım ve Orman Bakanlığı görevinden affını isteyen Bekir Pakdemirli’ye bundan sonraki hayatında baÅŸarılar dileyerek, “Bekir kardeÅŸimizin birikiminden ve enerjisinden farklı alanlarda istifade etmeyi elbette sürdüreceÄŸiz. Hayatın her alanında olduÄŸu gibi kabinedeki görevler de bir bayrak yarışıdır. CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi’nin saÄŸladığı hızlı ve etkin karar alma imkanları sayesinde yaptığımız 8 deÄŸiÅŸiklikle kabinemizi sürekli dinamik tutacak adımları attık.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 1960 darbesinden sonra kısa süreli tek parti iktidarları hariç neredeyse kesintisiz bir ÅŸekilde yaÅŸadığı en büyük sorunun siyasi istikrarsızlık ve güvensizlik olduÄŸunu söyleyen ErdoÄŸan, bu sıkıntının koalisyonlar ve erken seçimler sebebiyle Türkiye’nin orta ve uzun vadeli programlar yapabilmesine ve büyük projeleri hayata geçirebilmesine imkan vermediÄŸini ifade etti.
Bu tabloya bir de darbe, muhtıra ve vesayet gibi demokrasi dışı unsurların eklendiÄŸini belirten ErdoÄŸan, “Türkiye’nin yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸi ihtiyacı öyle bir anda ortaya çıkmış deÄŸil, iÅŸte bu uzun ve yüksek bedelli deneyimler sonunda varılmış bir karardır. Milletimizin desteÄŸiyle hayata geçirdiÄŸimiz yeni yönetim sisteminin gücünü ve avantajlarını özellikle kriz dönemlerinde çok daha iyi görebiliyoruz. Ãœlkemiz, güneyinde, kuzeyinde ve doÄŸusunda yaÅŸanan çatışmalardan, batısında süren gerilimlerden zarar görmeden yoluna devam edebilmesini büyük ölçüde yeni yönetim sistemimizin saÄŸladığı imkanlara borçludur. Küresel ekonomik sarsıntıların, saÄŸlık krizinin, güvenlik risklerinin ve daha nice yıkıcı tehdidin sadece üstesinden gelmekle kalmadık bu süreçleri ülkemiz için yeni fırsatlara dönüştürecek adımları da attık.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesi olan 2023 hedeflerine kararlılıkla ilerlediklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bununla kalmıyor, bölgemizde uzunca bir süredir vicdanları kanatan haksızlıklara karşı sergilediÄŸimiz aktif ve dirayetli tutumla belirleyici küresel güç konumumuzu dost düşman herkese kabul ettiriyoruz. GeldiÄŸimiz noktada artık krizlerin, çatışmaların, gerilimlerin zirve yaptığı dönemlerde dahi insani ve siyasi iliÅŸkileri kesintiye uÄŸratmadan tüm taraflarla konuÅŸabilmeyi, çalışabilmeyi baÅŸarabilen ülkelerden birisiyiz. Eskiden Türkiye olarak kendi topraklarındaki vatandaÅŸlarının can ve mal emniyetini saÄŸlamakta zorlanıyorduk. Bugün ülkemizin adı, bayrağı, gölgesi sınırlarımız dışında bile güvenin, huzurun, umudun sembolü haline geldi. Eskiden Türkiye olarak kendi vatandaÅŸlarımızın ihtiyaçlarını karşılamakta, iÅŸinin, aşının, ekmeÄŸinin sürekliliÄŸini saÄŸlamakta sıkıntı çekiyorduk. Dünyada iÅŸler yolunda giderken içerideki yönetim beceriksizlikleri sebebiyle bir anda milyonlarca insanın iÅŸsiz kaldığı, yüz binlerce esnafın kepenk kapattığı, herkesin yarınından umut kestiÄŸi, unutmayın, kara günler yaÅŸadık. Bugün ise ülkemizi en sert küresel çalkantılardan en az kayıpla çıkarttığımız, geliÅŸmiÅŸ devletlerin bile çaresiz kaldığı krizleri baÅŸarıyla yönettiÄŸimiz, dünyanın yükselen deÄŸerlerini temsil ettiÄŸimiz bir yerde duruyoruz.”
Tüm bunları, son 10 yıldır maruz kaldıkları vesayet oyunlarına, sosyal kaos çıkarma denemelerine, terör saldırılarına, darbe giriÅŸimlerine, siyasi ve ekonomik tuzaklara raÄŸmen baÅŸardıklarına iÅŸaret eden ErdoÄŸan, “EÄŸer bu muhataralı dönemde ülke güçlü bir hükümetle, güçlü bir yönetim sistemiyle idare edilmeseydi, yani eski dönemin kırılgan siyasi ikliminde aynı sıkıntılarla karşılaÅŸsaydık, Allah göstermesin hangi felaketlere uÄŸrayacağımızın takdirini milletimize bırakıyorum.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı çıkanlar bunca zamandır ortaya kayda deÄŸer bir alternatif koyamadılar. Tek söyledikleri her ÅŸeyi eskiye döndürecekleridir. Hatırlarsanız geçtiÄŸimiz yıl yeni anayasa tartışması açmış ve muhalefetten kendi anayasa tekliflerini beklediÄŸimizi söylemiÅŸtik. Aradan geçen bunca zamana raÄŸmen ortaya tek bir anayasa metni teklifinin konamadığını üzüntüyle gördük. Yönetim sistemi deÄŸiÅŸikliÄŸine dair alternatif diye ortaya koydukları bir metin var, o da zaten kendilerine ait deÄŸildir. Yurt dışında hazırlanmış bir raporu sanki kendi çalışmalarıymış gibi kamuoyunun önüne çıkartanların ülkenin ve milletin hiçbir meselesi konusunda fikir çilesi çekmedikleri, çalışmadıkları açıkça ortadadır. Ãœstelik bu iÅŸten geriye akıllarda kalan tek ÅŸey, içinde zaten diÅŸe dokunur herhangi bir unsur olmayan, dışarıdan ithal sistem teklifi deÄŸil, masadaki yer, koridordaki sıra kavgasıdır. Bizim zaten hayata geçirdiÄŸimiz veya hazırlıklarını yıllar, aylar öncesinden açıkladığımız iÅŸleri kendi fikirleriymiÅŸ gibi söyleyerek içine düştükleri gülünç duruma deÄŸinmeye gerek bile duymuyorum. Yeni yönetim sistemimizin 2018’den 2023’e kadarki ilk dönem uygulaması daha sonra yapılacak iyileÅŸtirmelere veri saÄŸlayacak, ışık tutacak, rehberlik edecektir.”
Dünyanın hiçbir yerinde anayasaların da yasaların da yönetim sistemlerinin de durağan olmadığını dile getiren Erdoğan, bunların, tam tersine değişen şartlara göre sürekli geliştirilen dinamik süreçler olduğunu vurguladı.
ErdoÄŸan, “Bölgemizin ve ülkemizin içinden geçtiÄŸi ÅŸu tarihi dönemin sonuçlarını da göz önünde bulundurarak 2023 seçimleri sonrası milletimizle birlikte bu muhasebeyi yapacak, daha iyiye, daha güzele, daha mükemmele hep birlikte yol yürümeyi sürdüreceÄŸiz.” dedi.
“DışiÅŸleri Bakanımız Rusya ve Ukrayna’ya gidecek”
Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada giderek artan gücünün, cazibesinin ve öneminin en somut tezahürlerinden birinin geçen hafta yapılan Antalya Diplomasi Forumu olduÄŸunu belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu yıl ikincisi gerçekleÅŸtirilen ve üç gün süren foruma, dünyanın dört bir yanındaki 75 ayrı ülkeden 17 devlet-hükümet baÅŸkanı, bakan ve 39 uluslararası teÅŸkilat temsilcisinin katıldığını anlattı.
“Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak” temasıyla forum boyunca 3 liderler oturumu, 27 panel, 4 söyleÅŸi, 3 yuvarlak masa toplantısı, 3 yan etkinlikle taraflar arasında 200 civarında görüşme gerçekleÅŸtirildiÄŸini hatırlatan ErdoÄŸan, Antalya Diplomasi Forumunun en çok ses getiren bölümünün Rusya ve Ukrayna DışiÅŸleri Bakanlarının, DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu ile birlikte yaptıkları toplantı olduÄŸunu söyledi.
Toplantının, uzunca bir sürenin ardından Rusya ve Ukrayna arasında yapılan en üst düzey temas olduÄŸunu bildiren CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Her ne kadar somut bir neticeyle sonuçlanmamış olsa da diplomasi ve diyalog kapılarını açması bakımından çok önemliydi. DışiÅŸleri Bakanımızı bugün Rusya’ya gönderiyorum. Yarın Moskova’da temaslarda bulunacak. PerÅŸembe günü de Ukrayna’ya geçecek. Kendisi her iki tarafla da yapacağı görüşmelerle ateÅŸkesin ve barışın saÄŸlanması yolundaki gayretlerimizi sürdürecektir.” ifadelerini kullandı.
Açılış konuÅŸmasını yaptığı Antalya Diplomasi Forumu kapsamında 2 gün boyunca Antalya’da çok önemli temaslarda bulunduklarını hatırlatan ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Cuma günü Arnavutluk BaÅŸbakanı Sayın Edi Rama, NATO Genel Sekreteri Sayın Stoltenberg, Kazakistan Kurucu CumhurbaÅŸkanı Sayın Nazarbayev, Slovenya CumhurbaÅŸkanı Sayın Pahor ile bir araya geldik. Cumartesi günü ise Bosna Hersek BaÅŸkanlık Konseyi üyeleri Sayın Caferoviç ve Dodik, Bulgaristan BaÅŸbakanı Sayın Petkov, Gine Bissau CumhurbaÅŸkanı Sayın Embalo, Irak Bölgesel Yönetimi BaÅŸbakanı Sayın Barzani, Nijer CumhurbaÅŸkanı Sayın Bazoum, Sierra Leone CumhurbaÅŸkanı Bio, Liberya CumhurbaÅŸkanı Sayın Weah ile görüşmelerimiz oldu.
Antalya Diplomasi Forumunun, gerek katılımcı profili gerek orada verilen mesajlar gerek ülkemizin bölgesel ve küresel geliÅŸmeler karşısındaki tutumunu göstermesi bakımından kritik bir platform olduÄŸuna inanıyorum. DışiÅŸleri Bakanımız Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu baÅŸta olmak üzere forumun düzenlenmesinde emeÄŸi geçen herkese ÅŸahsım, milletim adına teÅŸekkür ediyorum.”
“Türkiye, diplomaside merkez ülke konumunu güçlendirmektedir”
Geçen hafta gerçekleÅŸtirdiÄŸi diplomasi trafiÄŸine de deÄŸinen CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “DiÄŸer yandan çarÅŸamba günü Ä°srail CumhurbaÅŸkanı Sayın Herzog’u resmi ziyaret, perÅŸembe günü Azerbaycan CumhurbaÅŸkanı kardeÅŸim Sayın Aliyev’i çalışma ziyareti vesilesiyle Ankara’da ağırladık. Aynı günün akÅŸamı Sayın Biden ile bir telefon görüşmesi gerçekleÅŸtirdik. Pazar günü Ä°stanbul’da Yunanistan BaÅŸbakanı Sayın Miçotakis ile ülkelerimiz arasındaki sorunların çözümüne katkı saÄŸlayacağına inandığım, verimli bir çalışma yemeÄŸi gerçekleÅŸtirdik.” dedi.
Almanya Åžansölyesi Olaf Scholz’ün göreve geldikten sonra, Türkiye’ye ilk resmi ziyareti vesilesiyle Ankara’da olduÄŸunu anımsatan ErdoÄŸan, “Ä°kili görüşmemizin ardından bir de akÅŸam geniÅŸ katılımlı bir çalışma yemeÄŸini gerçekleÅŸtirdik. Ä°nÅŸallah yarın Polonya CumhurbaÅŸkanı Duda ile buluÅŸacağız ve kendisini burada misafir edeceÄŸiz. Görüldüğü gibi Türkiye bir yandan dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefiyle yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme stratejisini kararlılıkla uygularken, diÄŸer yandan da diplomaside merkez ülke konumunu güçlendirmektedir.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ukrayna krizi ÅŸu gerçeÄŸi hepimize bir kez daha hatırlatmıştır. Türkiye’nin, siyasi, ekonomik, askeri alanlarda güçlü olması, kendi kendine yeterliliÄŸinin ötesinde dostlarına ve kardeÅŸlerine destek verecek konuma gelmesi bir tercih deÄŸil, mecburiyettir. Uzunca bir zamandır yaÅŸadığımız sayısız tecrübeyle biliyoruz ki ihtiyaç duyduÄŸumuzda ÅŸayet kendi iÅŸimizi kendimiz göremiyorsak, kendi ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılayamıyorsak, kendi planlarımızı kendimiz yapıp uygulayamıyorsak bize kimseden fayda yoktur.
Kalbi ve duası bizimle olan dostlarımızın ve kardeÅŸlerimizin vermiÅŸ oldukları manevi destek elbette önemlidir ama fiilen kendi göbeÄŸimizi kendimiz kesmemiz gerektiÄŸi de bir hakikattir. GeçtiÄŸimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmet altyapısı, savunma sanayi baÅŸta olmak üzere stratejik alanlarda sahip olduÄŸumuz üretim ve teknoloji gücü geleceÄŸe umutla bakmamızı saÄŸlıyor.”
“Milletimiz ortaya çıkan eserlerden ne yaptığımızı görüyor, takdir ediyor”
Temel altyapılar konusunda artık kayda deÄŸer hiçbir eksiÄŸin kalmadığını vurgulayan ErdoÄŸan, 18 Mart Cuma günü açılışını yapacakları 1915 Çanakkale Köprüsü’nün bu eser ve hizmet zincirinin altın halkalarından biri olacağını belirtti.
Yatırım tutarı 2,5 milyar avro olan bu projenin teknik özellikleri ve bölgenin ulaşımına saÄŸlayacağı katkı ile Türkiye adına iftihar verici bir eser olduÄŸunu bildiren CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Çanakkale Savaşımızın ve ÅŸehitlerimizin hatıralarını yansıtan nice sembollere sahip bu eseri de diÄŸer pek çok projemiz gibi ‘yap, iÅŸlet, devret’ modeliyle hayata geçirdik.” dedi.
Dünyanın dört bir yanından bu modeli incelemek ve kendilerine uyarlamak için Türkiye’ye gelenler olduÄŸunu söyleyen ErdoÄŸan, “Gerçi ülkemizde bu modelin ne anlama geldiÄŸini, Türkiye’nin kalkınmasına, büyümesine, geliÅŸmesine nasıl katkı yaptığını hala anlayamayanlar da var. Hamdolsun milletimiz ortaya çıkan eserlerden ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı görüyor, biliyor, takdir ediyor. Cuma günü köprünün açılış programında ‘yap, iÅŸlet, devret’ modeliyle ülkemize kazandırdığımız eserlerin şöyle derli toplu bir deÄŸerlendirmesini yaparak duymak isteyen kulakların, görmek isteyen gözlerin huzuruna getireceÄŸiz.” ifadelerini kullandı.
Savunma sanayiinde yıllarca ortaya çıkan ürünlerle, yürütülen projelerle, gösterilen gayretlerle dalga geçenlerle, yapılan işleri engellemek için her yola başvuranlarla mücadele ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sakarya’daki Tank Paleti Fabrikası üzerinden kendi ülkesine, kendi ordusuna, kendi savunma sanayiine etmedik hakareti bırakmayanları unutmadık. Bugün herkesin peÅŸinde koÅŸtuÄŸu insansız hava araçlarımızla ilgili çalışmaları küçümsemek, itibarsızlaÅŸtırmak, gömmek için uÄŸraÅŸanların aslında çapsız siyaset deÄŸil, alenen ülkeye ve vatana ihanet peÅŸinde olduklarını artık daha iyi anlıyoruz. Gerçi aynı kesimlerin geçmiÅŸte Nuri Killigil, Nuri DemiraÄŸ, Vecihi HürkuÅŸ, Åžakir Zümre gibi isimlere yaptıklarını hatırladıkça bu kanaatimiz daha da perçinleÅŸiyor.
Kendi uçağımızı, kendi silahımızı, kendi mühimmatımızı, kendi motorumuzu, kendi otomobilimizi, kendi yazılımlarımızı geliÅŸtirmemizi engelleyen zihniyetin, bir kez daha ülkemize aynı kötülüğü yapmasına müsaade etmeyeceÄŸiz. Diplomatik ve siyasi gücün gerisindeki ekonomik ve askeri dayanağı göremeyecek kadar hayattan, gerçeklerden, dünyadan bihaber bu habis anlayışı tarihin tozlu raflarına kaldırana kadar mücadelemiz bitmeyecektir.”
ErdoÄŸan, Türkiye’nin, bölgesinde ve dünyada geniÅŸleyen etki alanının insanların günlük hayatı ve refahı üzerindeki olumlu neticelerini almaya baÅŸladıkça ülkeye kazandırdıkları geniÅŸ vizyonun öneminin daha iyi anlaşılacağını belirtti.
“Irak’tan Suriye’ye, Libya’dan DoÄŸu Akdeniz’e, Ege’den Balkanlar’a, Karadeniz’den Kafkaslar’a, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar uzanan geniÅŸ bir coÄŸrafyada Türkiye’nin yükselen yıldızı konuÅŸulurken bizim de kendimizi buna göre hazırlamamız gerekiyor.” diyen ErdoÄŸan, kendi potansiyelinin, gücünün, imkanlarının, önündeki fırsatların farkında olmayan bir ülkenin büyük hedeflere doÄŸru yol yürümeyi sürdüremeyeceÄŸini vurguladı.
ErdoÄŸan, “Cumhuriyetimizin kuruluÅŸunun 100’üncü yılı olan 2023, diÄŸer pek çok hususla birlikte iÅŸte bu hakikatin de tüm boyutlarıyla enine boyuna konuÅŸulmasına, tartışılmasına vesile teÅŸkil edecektir. Bu konuda her kesimden, özellikle de dünyayı takip eden gençlerimizden katkı bekliyoruz. Gelin, kazanımlarıyla ve fırsatlarıyla 2023’ü tarihimizin en ÅŸanlı yapraklarından biri haline hep birlikte getirelim.” diye konuÅŸtu.
“SaÄŸlıkçılara uzun süredir bekledikleri müjdeleri verdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim ve sağlığın her zaman olduğu gibi bugün de önceliklerinin en başında yer aldığını vurguladı.
14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle dün CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldikleri saÄŸlık çalışanlarıyla hem hasbihal ettiklerini hem de kendilerine uzun süredir bekledikleri müjdeleri verdiklerini dile getiren ErdoÄŸan, saÄŸlık çalışanlarına yönelik ÅŸiddetin önüne geçilmesi ve özlük haklarının geliÅŸtirilmesi baÅŸta olmak üzere verdikleri müjdelerin, bu meslek mensuplarına hayırlı olmasını diledi.
“OkullaÅŸma oranlarını yüzde 90’ların üzerine çıkardık”
Eğitim konusunda atılacak adımlara da değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
“EÄŸitimin tüm kademelerinde okullaÅŸma oranlarını yüzde 90’ların üzerine çıkardık. EÄŸitime katılan öğrenci sayısında devasa artış saÄŸlarken, derslik başına öğrenci sayısını ve öğretmen başına öğrenci sayısını da devraldığımızdan çok daha iyi noktaya getirdik. Åžimdi sıra, okul öncesi eÄŸitimin yaygınlaÅŸmasına geldi. OkullaÅŸma oranını, 3-5 yaÅŸ aralığında da OECD ortalamasına yaklaÅŸtırmak için 2022 yılında 3 bin yeni anaokulunu ve 40 bin yeni ana sınıfını hizmete almayı hedefliyoruz.
Kısa sürede 93 yeni anaokulu ve 7 bin 500 yeni ana sınıfını açtık. 5 yaÅŸ grubundaki okullaÅŸma oranını yüzde 78’den yüzde 90’a çıkardık. Bugüne kadar 216 anaokulunun ihalesini tamamladık. 2 bin 133 anaokulunu ise yatırım programına aldık. Ä°nÅŸallah yıl sonuna kadar, 3 bin anaokulunun tamamını yapacağız. Burada da aslan payını, 1000 anaokuluyla Ä°stanbul’a veriyoruz. Böylece okul öncesinden yükseköğretime kadar fırsat eÅŸitliÄŸinde önemli bir aÅŸamayı daha geçmiÅŸ olacağız.”
“Özel eÄŸitim alan özel çocuklarımızı da unutmadık”
Özel eğitim alan özel çocukları da unutmadıklarını belirten Erdoğan, daha önceden sadece 28 ilde 52 özel eğitim anaokulu bulunurken, bu sayıyı 81 ilde 135 anaokuluna ulaştırdıklarını söyledi.
Özel eÄŸitim anaokulu olmayan hiçbir ilin kalmadığını vurgulayan ErdoÄŸan, “Bu yıl sonuna kadar, 165 yeni özel eÄŸitim anaokulunu yaparak bu sayıyı da altı kat artırmak suretiyle 300’e yükselteceÄŸiz.” dedi.
Çiftçilere müjdeler
Çiftçilere sulama, enerji ve kredi konusunda iki önemli müjdelerinin olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Ä°lk olarak ülkemiz tarımını suyla bereketlendirerek daha üst seviyelere çıkarmak için barajı ve göleti tamamlanmış tarımsal alanlardaki sulama tesislerini hızla bitirerek milli ekonomiye kazandıracağız. Böylece 830 bin hektar alanın daha modern sistemlerle sulanmasını temin ederek, üreticilerimize yıllık yaklaşık 41 milyar lira gelir artışı saÄŸlayacağız. Bununla neyi söylemek istiyorum? Özellikle açık sistemden kapalı sisteme süratle geçeceÄŸiz. Ağırlıklı birçok yerde barajlarımız enerji baÄŸlantılı olsa da buralarda yapacağımız yeni projelendirmelerle sulama sistemlerine de geçmenin adımlarını atacağız.”
Çiftçilere verecekleri ikinci müjdenin ise “tarımsal sulamada kullanacakları enerjiyi daha uygun maliyetlerle temin etmelerine yönelik” olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Türkiye’nin toplam kurulu gücünün yüzde 53’ü hidroelektrik, rüzgar, güneÅŸ, jeotermal, biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan oluÅŸmaktadır. Özellikle ülkemizin ciddi potansiyele sahip olduÄŸu güneÅŸten elektik üretimine yönelik çok büyük yatırımlar yaptık, yapmayı sürdürüyoruz. Bugün hangi ÅŸehrimize giderseniz gidin, geçtiÄŸiniz yolların çevresinde güneÅŸ enerjisi tarlalarını, çatı üstü sistemlerini görürsünüz.
Küresel enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar sebebiyle elektrik maliyetlerinde yaÅŸanan artışların çiftçilerimizi, sulama birliklerimizi, kooperatiflerimizi zorladığını biliyoruz. Her ne kadar elektrikte KDV indirimiyle çiftçilerimizin maliyetlerinde bir parça azalma saÄŸladıysak da soruna daha kökten çözümler bulmamız gerektiÄŸinin farkındayız. GüneÅŸten elektrik enerjisi üreten tesislere zaten ciddi bir destek veriyoruz. Åžimdi bu desteÄŸi çiftçilerimize yönelik olarak daha da artıyoruz. SaÄŸlayacağımız finansman kolaylıklarıyla sulama faaliyetlerinde güneÅŸten elde edilen elektriÄŸin payını hızla artırmayı planlıyoruz. Böylece tarım alanlarındaki sulama imkanları geniÅŸlediÄŸi için üretim artarken, azalan elektrik maliyetleri sebebiyle çiftçilerimizin gelirleri de artacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüketicilerin kendi elektrik ihtiyaçlarını karşılayacak tesisleri kurabilmelerini kolaylaştırmak için belediyeler, sanayi tesisleri ve tarımsal sulama abonelerinin, sözleşme güçlerinin iki katına kadar lisanssız üretim tesisi kurabilmelerine imkan sağladıklarını belirtti.
Meskenler için de vergi istisnasına tabi kurulu güç rakamını 10 kilovatsaatten 25 kilovatsaate çıkardıklarını ifade eden ErdoÄŸan, “Amacımız her alanda enerji maliyetlerini düşürecek çalışmaların önünü açmaktır. Bu adımlar aynı zamanda Paris Ä°klim AnlaÅŸması kapsamında hayata geçirmemiz gereken yapısal deÄŸiÅŸimlere katkı saÄŸlayacak, enerji arz güvenliÄŸimizi de güçlendirecektir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Çiftçilere yönelik üçüncü müjdeyi de açıklayan ErdoÄŸan, “Hazine faiz destekli kredilerin üst limitini yükseltiyoruz. Böylece çiftçilerimizin finansmana eriÅŸimini de kolaylaÅŸtırıyoruz.” diye konuÅŸtu.
ErdoÄŸan, Hazine ve Maliye Bakanlığı baÅŸta olmak üzere tüm kurumların bu süreçleri yakından takip ederek neticelendireceÄŸini belirtti ve “Sulama, enerji ve kredi konusunda attığımız bu adımların çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.
“Hayat pahalılığı karşısında pek çok tedbiri hayata geçirdik”
Ülkedeki her kesimin işini kolaylaştırmaya, refahını artırmaya, geleceğini güvence altına almaya yönelik çalışmaları kesintisiz sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu vesileyle milletimden çoÄŸu yalan yanlış bilgilere dayalı söylentilerle paniÄŸe kapılmamasını, devletine güvenmesini, ülkesinin gücünden emin olmasını, tüm vaktini ve enerjisini çalışmaya, üretmeye hasretmesini istiyorum. Hayat pahalılığı karşısında her bir insanımızı korumak için bugüne kadar ücret artışlarından sosyal desteklere ve vergi indirimlerine kadar pek çok tedbiri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bilhassa fiyatlaması küresel düzeyde yapılan petrol, doÄŸal gaz, gıda sektörünün kullandığı kimi malzemeler gibi ürünlerindeki artışların insanımıza en az düzeyde yansıtılması için her türlü gayreti gösteriyoruz.”
ErdoÄŸan, geliÅŸmiÅŸ ülke vatandaÅŸlarının dahi Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan beri görmedikleri, bilmedikleri, alışkın olmadıkları fiyat artışları, enflasyon ve ürün kıtlığıyla karşı karşıya oldukları bir dönemde Türkiye’nin yine olumlu yönde bunlardan ayrıştığının altını çizerek, ÅŸu ifadeleri kullandı:
“Sıkıntıların elbette farkındayız ama asıl odaklanmamız, bakmamız, yönelmemiz gereken yerin ülkemizin önünde duran fırsatlar olduÄŸuna yürekten inanıyoruz. Kontrolü bizim elimizde olmayan sebeplerden kaynaklı olumsuzlukları bir kenara bırakacak olursak, Türkiye’nin bir asırdır mücadelesini verdiÄŸi geliÅŸmiÅŸlik, kalkınmışlık, refah seviyesinin tam kıyısında bulunuyoruz. Pek çok ülkenin henüz yeni yeni yöneldiÄŸi istihdamı koruma ve geliÅŸtirme temelli politikaları biz 5 yıldır kesintisiz uyguluyoruz.”
Fiyatlardaki dengesizlikler sebebiyle yaşanan sorunların geçici olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Takip ettiÄŸimiz yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme politikasının bizi adım adım hedeflerimize yaklaÅŸtırdığına yürekten inanıyorum. SabredeceÄŸiz, çalışacağız, üreteceÄŸiz, mücadele edeceÄŸiz, geri adım atmayacağız. Hep ileriye, daha ileriye gideceÄŸiz ve inÅŸallah zafere ulaÅŸacağız. ‘Men sabera zafera’ diyerek bir kez daha hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, kalın saÄŸlıcakla.”
Kaynak: AA