CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan: Gerek Rusya gerek Ukrayna’yla ilgili denge politikası güdüyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan Gerek Rusya gerek Ukrayna'yla ilgili denge politikası güdüyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan Gerek Rusya gerek Ukrayna'yla ilgili denge politikası güdüyoruz

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Gerek Rusya gerek Ukrayna’yla ilgili denge politikası güdüyoruz. Bu politikada ne Sayın Putin ile ne Zelenskiy ile baÄŸları koparıp atmaya asla niyetim yok.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla CumhurbaÅŸkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen “Kütüphane SöyleÅŸileri” kapsamında farklı ÅŸehirlerden gençlerle bir araya geldi.

Bir gencin, Suriyeli sığınmacıların durumuna iliÅŸkin “ensar-muhacir” benzetmesinde bulunduÄŸunu belirterek, hala bu kanaati sürdürüp sürdürmediÄŸi, Türkiye’deki sığınmacıların kendi yurtlarına dönüşü konusunda bir plan, çalışma, proje olup olmadığı yönündeki soru üzerine ErdoÄŸan, ensar-muhacir konusunun süreli bir kavram olmadığını, bu sürecin bitene kadar devam edeceÄŸini söyledi.

Hazreti Peygamberin Medine’ye hicretinin sonradan yaÅŸanmış bir hadise olduÄŸunu, o zaman Medineli Müslümanların ensar konumunda bulunduÄŸunu ve Hazreti Peygamberin muhacir olarak Medine’ye hicret etmek durumunda kaldığını anlatan ErdoÄŸan, Medinelilerin gönüllerini açarak Hazreti Peygamberi bağırlarına bastıklarını aktardı.

“Åžu anda bizim bu sürecimize de baktığımızda Suriyeliler acaba keyiflerinden mi Türkiye’ye geldiler, zevküsefa için mi geldiler. Yoksa oradaki savaÅŸta, oradaki ölüm korkusu onları Türkiye’ye hicret etmeye, iltica etmeye mi sevk etti.” diye soran ErdoÄŸan, bu insanların Suriye’deki zulümden, savaÅŸtan kaçarak Türkiye’ye sığındıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz, muhacir olarak gördük ve böyle bir hicrete de bizim ‘hayır’ dememiz mümkün deÄŸildi. Zira Osmanlı’dan bu yana Türkiye zaten bu tür ÅŸeylerde her zaman kapısını açan, her zaman bu tür ilticalara ev sahipliÄŸi yapan bir ülkedir. Bu da tabii Türkiye’nin neyini gösteriyor, büyüklüğünü gösteriyor, Türkiye’nin bu noktadaki misafirperverliÄŸini gösteriyor. Bu misafirperverlikle birlikte de Türkiye’nin dünyadaki ÅŸu anda mülteciler noktasında en çok göç alan bir ülke olarak ön sıraya çıktığını görüyoruz. Åžu anda Türkiye bu noktada bir numara, dünyada bir numara ve biz bundan da rahatsızlık duymuyoruz. Bundan rahatsızlık duymadığımız gibi bir taraftan da Suriye’nin kuzeyinde biliyorsunuz biz briket evler yapımına baÅŸladık. Niye acaba briket evler yapımına baÅŸladık? Çünkü bu insanlar çadırlarda kalıyorlar. YaÅŸam koÅŸullarının adeta sıfır diyebileceÄŸimiz yerlerde kalıyorlar.”

Türkiye’ye Irak’tan da Saddam döneminde 500 bin mülteci geldiÄŸini, onların da aynı ÅŸartlarda geldiklerini belirten ErdoÄŸan, şöyle devam etti:

“Biz yine kapımızı açtık. Åžu anda dünyanın deÄŸiÅŸik yerlerinde buna benzer konular yok mu? Var. Bir çok Meksikalının duvarları yıkarak Amerika’ya sığındığını görüyoruz ama bizdeki gibi bir ev sahipliÄŸini Amerika onlara yapmadı, yapmıyor. Onlar yapmıyor diye biz yapmayacak mıyız? Ona bakarsanız biz Avrupa’nın deÄŸiÅŸik ülkelerinde, örneÄŸin Almanya belli bir düzenli veya düzensiz göçü alıyor ama bizim gibi mi? Hayır, o teröristleri alıyor. PKK’lılardan, FETÖ’den önce Yunanistan, Yunanistan üzerinden ne yapıyorlar, Almanya’ya, Fransa’ya gidiyorlar vesaire. Tüm Bunları şöyle deÄŸerlendirdiÄŸiniz zaman Türkiye’nin bu noktadaki alicenaplığı ortaya çıkıyor. Bizler Türkiye olarak da ÅŸu an itibarıyla özellikle Suriye’nin kuzeyinde bu briket evlerle bir adım attık ve hedefimiz bu briket evlerde 1 milyon mülteciyi barındırabilmek. Onun için de tabii 100 bin, belki 200 bin konuta ne olacak, ihtiyaç olacak. Derdimiz onları bu tür briket evlerle iskan edelim, yani o barınması zor, yaÄŸmurda, çamurda yaÅŸanması zor koÅŸullardan onları kurtaralım ve insanca yaÅŸayabilecekleri 2 artı 1, bazıları 1 artı 1, bazıları 3 artı 1 ÅŸeklinde inÅŸallah konutlarda bunları oralarda iskan etmek istiyoruz.”

“Siyasetin iniÅŸ çıkışları hep var”

Bir gencin, “BirleÅŸik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan’a resmi ziyaretler gerçekleÅŸtirdiniz. Bu ülkelerde sizi çok iyi, hatta görkemli ÅŸekilde karşıladıklarını gördük. GeçmiÅŸten bugüne ne oldu da iliÅŸkilerimiz böyle büyük bir deÄŸiÅŸim gösterdi?” sorusuna karşılık ErdoÄŸan, siyasetin iniÅŸ çıkışlarının her zaman olduÄŸuna iÅŸaret etti. Japonların, “Düşmanımız dahi olsa iplikle bağı sıkı tutun, koparmayın. Gün olur o baÄŸ size tekrar lazım olur.” ÅŸeklinde bir atasözü bulunduÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, Türkiye’nin Suudi Arabistan ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri ile ortak paydasının bulunduÄŸunu söyledi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Bunlar da bizim Müslüman kardeÅŸlerimiz. Bazen nasıl ailenin içerisinde patırtı gürültü oluyorsa aramızda bizim de böyle bazı sıkıntılar yaÅŸandı ama biz bu sıkıntıları ÅŸimdi aÅŸtık. Gerek Suudi Arabistan ile gerek Abu Dabi yönetimiyle bunları aÅŸarak süratle ticari iliÅŸkilerimizi, sanayi, savunma sanayi, kültürel, turizm bütün bunlara yönelik ÅŸimdi planlama yaptık, adımlarımızı atıyoruz.” diye konuÅŸtu.

ErdoÄŸan, BirleÅŸik Arap Emirlikleri Devlet BaÅŸkanı Åžeyh Halife bin Zayid Al Nahyan’ın hayatını kaybetmesi dolayısıyla taziye ziyaretine gittiÄŸini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Suudi Arabistan ile hakeza öyle ve ÅŸu anda da Suudi Arabistan ile olan iliÅŸkilerimiz çok daha olumlu istikamette o da geliÅŸiyor. Her iki ülkeyle de baÅŸlattığımız bu süreç inanıyorum ki her iki ülkeye de çok çok önemli katkılar saÄŸlayacak hem ticari noktada hem özellikle siyasi iliÅŸkiler noktasında. Savunma sanayiine yönelik alanlarda biz birikimlerimizi onlarla paylaşırken onların da birikimlerini kendilerinden istifade ederek paylaÅŸma fırsatını inÅŸallah deÄŸerlendireceÄŸiz diye düşünüyorum. GeliÅŸmeler gayet iyi ÅŸu anda sonu da inÅŸallah hayır olur.”

“Bu sayılar daha da artacak”

“Birçok defa salgın sürecinde ve salgın sonrasında Türkiye’nin bu krizi, bu sorunları fırsatlara çevireceÄŸinden bahsettiniz. Bu noktada giriÅŸimci vizyonumuz doÄŸrultusunda salgın tam olarak bitti diyebilir miyiz? Türkiye’yi gelecekte genç giriÅŸimcilerin istifade edebileceÄŸi nasıl bir ortam nasıl bir gelecek bekliyor? Sizin giriÅŸimci vizyonunuz doÄŸrultusunda genç giriÅŸimcilere tavsiyeleriniz neler olur?” soruları üzerine ErdoÄŸan, koronavirüs salgını döneminde Türkiye’nin yatırımlarını durdurmadan süreci devam ettirdiÄŸini söyledi.

Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyümenin önemine işaret eden ve bunların başarılması gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

“Tabii bu salgın döneminde bizim yapmamız gereken en önemli iÅŸ neydi? Hastanelerimizin mevcut sayısını daha da artırmaktı. Bugün ÅŸu anda bizim 19 tane ÅŸehir hastanemiz var. Bu sayılar daha da artacak. Tabii ÅŸehir hastanesi ne demek? Yani en küçüğü 500 oda. Ondan sonrası 1006, 2 bine kadar devam ediyor ve biz bu süreçte 3 ay içerisinde örneÄŸin Ä°stanbul’da ÅŸu anda, Bay Kemal ile anlaÅŸamadığımız ve bilmediÄŸi, anlamadığı, 1006 odalı biz Atatürk Havalimanı’na hastane yaptık. Aynı ÅŸekilde Anadolu yakasında da mevcut bir havalimanımız vardı, orada da yine 1006 yataklı bir hastane de orada yaptık. Bunların her ikisi de ÅŸehir hastaneleri statüsündedir. Bunlar tek katlı ama içerisinde ultrasonografiden, tomografiye, MR’a bütün bunlara varıncaya kadar en ideal ÅŸekilde bu hastanelerimizde bunları yaptık.”

BaÅŸakÅŸehir Çam ve Sakura Åžehir Hastanesinin de hizmete açıldığını anımsatan ErdoÄŸan, salgın döneminde yapılan bu hastanenin de sadece Türkiye’de deÄŸil dünyada örnek hastanelerden biri haline geldiÄŸini ifade etti.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “EÄŸer bu hastanelerimiz bizim olmamış olsaydı biz ne yapacaktık? O kritik dönemde saÄŸa sola bakacaktık, acaba nereden ne yardım gelir de biz bu iÅŸi çözebiliriz diye. Fakat bunları yapışımız iÅŸimizi kolaylaÅŸtırdı ve ÅŸu anda bizim bakın yoÄŸun bakımlarda vesaire filan bu hastanelerde ciddi ihtiyacımız kalmadı. Böyle bir noktaya geldik. Fakat tabii bunlar yeter mi? Hayır. Biz özellikle yola çıkarken bir ÅŸey söylemiÅŸtik. EÄŸitim, saÄŸlık, emniyet, adalet, ulaşım, tarım, dış politika, enerji bunlar bizim en önemli adımlarımız olacak demiÅŸtik ve biz bu adımları gerçekleÅŸtirdik, gerçekleÅŸtirmeye de devam ediyoruz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bunlar yapılmazsa o girişimci ruhun ispatlanamayacağını ifade eden Erdoğan, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyümenin girişimci ruhun neticesi olduğunu dile getirdi.

Girişimci ruha sahip olunmadan bunların başarılamayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Åžu anda Türkiye’de bizler bu adımı atmak suretiyle dünyada örnek bir ülke haline geldik. Åžu anda dünyada Türkiye bu konumuyla parmakla gösterilen bir ülke durumunda ve birçok ülkeye bizler örneÄŸin o sıkıntılı dönemde, salgın döneminde 167 ülkeye bizler her türlü desteÄŸi verdik. Ä°laçtan tutunuz da tüm diÄŸer aparatlara kadar bu tür destekleri verdik ki o insanlar, özellikle de Afrika’da yaÅŸayanların halini düşünün. Onlara olan bu desteklerimiz çok çok ciddi manada Türkiye’ye muhabbeti artırdı. Bundan sonraki süreçte de aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceÄŸiz ancak Ä°stanbul’da gerek YeÅŸilköy Havalimanı’nda gerekse Anadolu yakasındaki bu hastanemiz, bunlar hakikaten örnek teÅŸkil ediyor. Åžimdi biz mesela YeÅŸilköy Havalimanı’nı, kuruluÅŸunda bu adı almıştır, daha sonra yani Evren döneminde Atatürk Havalimanı adını almıştır, ÅŸu anda da biz bu dev Ä°GA dediÄŸimiz dünyadaki ilk 3 içerisinde olan yeni havalimanımız ile birlikte burayı boÅŸalttık ve nasip olursa burayı Türkiye’nin en büyük millet bahçesi haline getiriyoruz. 29’unda inÅŸallah ilk fidanı, aÄŸacı dikeceÄŸiz ve fetih ÅŸenliÄŸini de inÅŸallah 29’unda orada yapacağız.”

“NATO’ya Finlandiya ve Ä°sveç’in girmesine ‘hayır’ diyeceÄŸimizi ilgili arkadaÅŸlarımıza söyledik”

Bir gencin, “Ä°sveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliÄŸi konusundaki olumsuz beyanatta bulunmuÅŸtunuz. Bunu açıklayabilir misiniz?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, NATO ile ilgili adımda, Ä°sveç ve Finlandiya’nın Türkiye’deki terör odaklarını kendi ülkelerinde barındırdığını belirtti.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “PKK’ya YPG’ye bu denli ülkelerinde ev sahipliÄŸi yapacaklar, yürüyüşse yürüyüş, paçavralarını köprü üstlerine, her yere asacaklar. Bunlar, ülkemdeki terör kaynaklarını teÅŸvik edip, bunlara ciddi manada parasal destekler de verip, bunlara silah desteÄŸi veren bu ülkeler. Kendilerine de söyledik.” ifadelerini kullandı.

NATO’nun bir güvenlik teÅŸkilatı olduÄŸunu, böyle bir güvenlik teÅŸkilatı içerisinde terör örgütlerini destekleyen ülkelerin olmasını kabullenemeyeceklerini vurgulayan ErdoÄŸan, “GeçmiÅŸte girenler girdi. Bunun içinde iÅŸte Almanya, Fransa var. Yunanistan ve Fransa zaten girip çıkmışlardı ama sonra maalesef o dönemin Türkiye’deki yönetimi bunların önünü açtı ve bunlar tekrar NATO’ya geri dönebildiler. Geri döndüler de ne oldu? ÖrneÄŸin ÅŸu anda DedeaÄŸaç’ta Amerika üs kurdu. Yunanistan’ı söylüyorum.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

ErdoÄŸan, FETÖ üyelerinin Yunanistan üzerinden Avrupa’ya seyahat ettiÄŸini, verdikleri teröristlerin isim listesinin görmezden gelindiÄŸini, bunların hala korunmaya devam ettiÄŸini bildirdi.

Muhatapların, “Efendim iÅŸte talepleriniz nedir, bilelim ona göre Ä°sveç’ten ve Finlandiya’dan bunları isteyelim.” dediÄŸini aktaran ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

“Biz, bir kez sokulduÄŸumuz delikten bir daha sokulmayı düşünmüyoruz. Yunanistan’da bunu yaÅŸadık. Biliyoruz ki Ä°sveç de Finlandiya da bize aynı numarayı çekecekler. Niye böyle bir gaflete düşelim ki? Kusura bakmasınlar. NATO’da tam ittifak gerekiyor. Bir ülke ‘hayır’ derse NATO ittifakı içerisinde ne yapamazlar, o ülkeyi alamazlar. Bizim de ÅŸu anda bu konuyla ilgili kesinlikle, bu iki ülke hakkında, hele hele Ä°sveç, kesinlikle tam bir terör odağıdır, terör yuvası. Bunlar bize silah noktasında yaptırım da uyguladılar. Yunanistan’a geliyoruz. Batıya 400 milyar avro borcu var, hala Batı bunlara silah desteÄŸi veriyor. Amerika’nın üs kurmasına müsaade ediyor. Bir taraftan da bizimle görüşmelerinde ‘sizinle aramızdaki münasebetleri geliÅŸtirmek istiyoruz şöyledir, böyledir’ diyorlar. Bunu derken kalkıp Kıbrıs ile ilgili ‘iki devletli çözüme olumlu bakmıyoruz’ diyor. Senin olumlu bakmadığın ÅŸeye bizim olumlu bakacağımızı kim söylüyor. Kusura bakma. Biz de eÄŸer 85 milyonluk Türkiye isek geçmiÅŸte bu ülke bu delikten bir kez sokuldu ama bu delikten tekrar bir daha sokulmayı kesinlikle istemiyoruz. Onun için de kararlı bir ÅŸekilde bu politikamızı sürdüreceÄŸiz. NATO’ya Finlandiya ve Ä°sveç’in girmesine ‘hayır’ diyeceÄŸimizi ilgili arkadaÅŸlarımıza söyledik. Yolumuza bu ÅŸekilde devam edeceÄŸiz.”

“Gerek Rusya gerek Ukrayna’yla ilgili denge politikası güdüyoruz”

ErdoÄŸan, “Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında sürdürdüğünüz ilkeli ve tarafsız bir tavır vardı. Bu tavır sonucunda özellikle Rusya ve Batı’dan herhangi bir baskı oldu mu? Olduysa Türkiye bununla nasıl baÅŸa çıktı?” sorusu üzerine, ÅŸu ifadeleri kullandı:

“Gerek Rusya gerek Ukrayna’yla ilgili denge politikası güdüyoruz. Bu politikada ne Sayın Putin ile ne Zelenskiy ile baÄŸları koparıp atmaya asla niyetim yok. Sayın Putin ile de Zelenskiy ile de telefon diplomasimi sürdürüyorum. Özel temsilcimi onlara gönderdim, gönderiyorum. Bundan sonraki süreçte de yine aynı ÅŸekilde bunu devam ettireceÄŸiz.”

“Bölgede bir istikrar unsuru olacak devlet varsa bu da Türkiye’dir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir dünya savaşının çıkmasının ne bölgeye ne de dünyaya faydasının olacağını dile getirdi.

Åžu anda Ukrayna’dan olan göçün ortada olduÄŸuna dikkati çeken ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

“Öbür tarafta bu iÅŸin Rusya’ya Ukrayna’ya olan maliyetleri ortada. Bir taraftan da bizim her iki tarafla deÄŸiÅŸik baÄŸlarımız var. Bugün Rusya ile nükleer enerjide bir adımımız var. Önümüzdeki yıl içinde inÅŸallah Akkuyu Nükleer Santrali’ni bitirip, açacağız. Bizim için çok çok ciddi bir kaynak. Öbür taraftan Ukrayna ile ilgili adımlarımız var. Åžu anda kullandığımız doÄŸal gazın yüzde 50’sini Rusya’dan temin ediyoruz. Åžimdi bunlar bizim için stratejik önemde münasebetlerdir. Bu münasebetlerimizi kesip atamayız. Ukrayna ile gıda, hububat vesaire alanlarında birçok ortaklığımız var. Bunları da aynı ÅŸekilde devam ettiriyoruz. Bölgede bir istikrar unsuru olacak devlet varsa bu da Türkiye’dir. Bunu korumak zorundayız.”

Bir gencin, “Son günlerde siyasetçilerin yargılanmasının hapis cezaları ve siyasi yasaklarla sonuçlandığını görüyoruz. Bunun, hükümetin yargıya baskı ve müdahalesinin sonucu olduÄŸu konuÅŸuluyor. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, tutuklunun, siyasi olanı veya siyasi olmayanı ÅŸeklinde ayrılamayacağına iÅŸaret etti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyasetçi acaba niye tutuklanır? Türkiye bir hukuk devleti. Anayasamız var, kanunlarımız var. Bu anayasa ve kanunlar muvacehesinde bir defa siyasetçi de olsa, siyasetçi olmasa, eÄŸer bu suçu irtikap ediyorsa bunun bedelini ödemek durumundadır. Yani ben siyasetçiyim diye bu iÅŸlediÄŸim cezalardan herhalde kaçamam. Kaçarsak, bu defa sivil olana saygısızlık olur. Bunu da ne yapmamız lazım? AÅŸmamız gerekiyor. Dolayısıyla ben ÅŸu anda siyasetçiyim. Siyasetçi olduÄŸuma göre istediÄŸim gibi CumhurbaÅŸkanına da küfür ederim, istediÄŸim gibi vatandaÅŸa da küfür ederim, istediÄŸim gibi vatandaÅŸa vurabilirim, kırabilirim, onların mekanlarına saldırabilirim, oralarda gerekli olan suçu iÅŸleyebilir, hatta daha ileri, öldürebilirim. Böyle bir hak olabilir mi? Böyle bir yetki olabilir mi? Olamaz. Bedeli neyse bu da anayasada ve yasalarda belirlendiÄŸi gibi bedelini ödemek durumundadır.”

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi

Bir gencin, “Atatürk Havalimanı’na millet bahçesi inÅŸasının baÅŸladığını haberlerden öğrendik. Havalimanı yerine millet bahçesi yapılması sizce herkesi mutlu edecek mi?” sorusu üzerine, “Ben ÅŸimdiden size müjdeyi vereyim. Ä°nÅŸallah çok çok mutlu edecek.” ifadesini kullandı.

Bütün o bölgenin Türkiye’nin en büyük millet bahçesi olacağını bildiren ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

“Orada hafta sonlarını, hafta içini geçirecek aileler olacak. Oyun parklarıyla kültürel merkezlerle orası çok ciddi bir güç devÅŸirecek. O bölge zaten millet bahçesi noktasında BaÅŸakÅŸehir, tüm oralara kadar fakir. Ama ÅŸu anda bu millet bahçesiyle aÄŸacıyla yeÅŸiliyle orası çok çok güzel bir yer olacak. Tabii bir taraftan da yanında ÅŸehir hastanesi var. Åžehir hastanesiyle onlar iç içe olacak. Düşünün bir tarafta 1006 odalı bir ÅŸehir hastanesi, yanında millet bahçesi. Oranın güzelliÄŸi neyle izah edilebilir? Bütün yeÅŸiliyle oyun parklarıyla vesaire burada gayet güzel bir proje hayata geçecek. Åžimdiden ben oranın bitmiÅŸ halini adeta görüyorum. Bir ihtimal pistleri belki de kaldırmayacağız. Pistler belki de kalacak ama pistlerin dışındaki ÅŸu andaki mevcut yeÅŸil alanları çok daha farklı bir yeÅŸil alan haline getirmek suretiyle orayı zenginleÅŸtireceÄŸiz. Åžu anda proje üzerindeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 29 Mayıs kutlamasını bu sene orada yapacağız.”

Sahipsiz hayvanlara yönelik çalışmalar

Bir gencin, “Sokak hayvanlarıyla alakalı hassasiyetinizi çok iyi biliyorum, yanlış hatırlamıyorsam sizin de Çiko adında bir köpeÄŸiniz vardı sanırım.” sözleri üzerine ErdoÄŸan, Çiko’nun çok yaÅŸlandığını söyledi. Gencin, “Bu konuyla alakalı gerekli talimatları verdiÄŸinizi sosyal medyadan da takip ediyoruz. Bununla alakalı belediyelerin herhangi bir gücü var mı ya da yeterli olduÄŸunu düşünüyor musunuz, yeterli personel var mı?” sorularına karşılık ErdoÄŸan, “Rahmetli NeÅŸet babanın bir sözü var, aÅŸkınan koÅŸan yorulmaz.” dedi.

Belediyelerin hepsinin kendi ölçüsünde gücü bulunduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, “Koskoca Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi niçin bu konuda kalkıp da hayvanlarla ilgili barınak yapmıyor? Yapsın. ÖrneÄŸin ÅŸu anda bizim Konya BüyükÅŸehir Belediyemizin nefis bir barınağı var. Geçiyorum ilçe belediyesi olarak mesela Ä°stanbul’da Beykoz Belediyemizin gayet güzel bir barınağı var.” diye konuÅŸtu.

Burada en önemli sürecin kısırlaÅŸtırmadan geçtiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, “Yani kısırlaÅŸtırmaya yönelik, özelikle sokak hayvanlarına yönelik bu adımın atılması gerekiyor. Aksi takdirde tabii sokak hayvanlarındaki bu sınırsız çoÄŸalma, ciddi bedeller de ne yapabilir, bize ödettirebilir. Onun için belediyelerimizin iÅŸinin kolaylaÅŸması noktasında kısırlaÅŸtırmanın büyük önemi var.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bunun yanında özellikle teşhis, tedavi ve operasyonların önemli olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Ben tabii gittim, gezdim gördüm, baktım belediyemiz hakikaten nefis bir yer yapmış, adeta hastane. Demek ki isteyince oluyor. Yani aÅŸkınız varsa bu konuda bir ÅŸeyler yapmak istiyorsanız var. Aynı durum Konya’daki BüyükÅŸehir Belediyemiz o da büyük bir projeyi hayata geçirdi. Ä°stanbul’da Beykoz Belediyemiz ve diÄŸer ilçe belediyelerimizin içinde yine atılan adımlar var. Biz bu konuyla ilgili özellikle Tarım ve Orman Bakanlığımızı da devreye soktuk ve müşterek çalışma yapmak suretiyle tabii sokak hayvanlarına yönelik bazı adımlar atmamız gerekiyor ki yani Allah göstermesin bu çocuklarımızın, kızlarımızın, yavrularımızın yani köpeklerin saldırısına uÄŸramaları herhalde anne babalar olarak bizleri de rahatsız edecektir. Bunu kimse güle oynaya karşılayamaz. Düşünün ki bir anne babanın yavrusu parçalanıyor, ne olacak, alkış tutacak hali yok. ‘Hayvan sevgisi’ diyebilir mi, diyemez. Burada da gerçekçi olmak lazım öyleyse tedbir, teÅŸhis, tedavi ve koruma yöntemleri ve bunlara yönelik de adımlarımızı atıyoruz ve birinci derecede de bu konuda özellikle Tarım ve Orman Bakanımıza dedim ki artık bütün hocalığını her ÅŸeyini bu iÅŸte kullanacaksın ve adımı da atacaksın.”

“Stil birçok ÅŸeyleri deÄŸiÅŸtirebiliyor”

Bir gencin, masa tenisi oynarken neden raketi farklı şekilde tuttuğu, bunun kendisine avantaj sağlayıp sağlamadığı yönündeki sorusu üzerine Erdoğan, dünyada masa tenisinde çok farklı stiller bulunduğunu aktardı.

Türkiye’nin klasik raket tutma tarzı olduÄŸunu, dünyada da çoÄŸunlukla bu tarzın kullanıldığını ve raketin sap kısmından tutulduÄŸunu anlatan ErdoÄŸan, şöyle devam etti:

“Ama mesela Çinlilerin, Japonların tutuÅŸ sekli ise benim tuttuÄŸum ÅŸekildir. Ben onlardan örneÄŸi alarak o ÅŸekli kullanıyorum. Fena da deÄŸil yani bayağı iÅŸe yarıyor. Son zamanlarda bazı dostlarla yaptığımız müsabakalarda iÅŸe yaradı. Mesela yurttaki masa tenisinde voleybol milli takımımızın koçu Giovanni (Guidetti) ile oynadık. O da o klasiÄŸi kullanıyordu, ben ise raketi avucuma alarak kullandım. ‘Sen iyi oynuyorsun’ dedi. ‘Senin kadar deÄŸil’ dedim. ‘Yendin beni’ dedi. Åžimdi demek ki stil birçok ÅŸeyleri deÄŸiÅŸtirebiliyor. Hani futbolda da bir plase vuruÅŸlar vardır, trivela vuruÅŸlar vardır deÄŸil mi? Hepsinin farklı farklı bu sistemde kendine özgü netice alışları var. Ben de masa tenisinde raketle bu noktada iÅŸime yaradı, iyi de gidiyor. Bundan sonraki süreçte de herhalde diÄŸerini öğrenecek halim yok.”

“Ä°nÅŸallah enflasyonu da indirmeye baÅŸlayacağız”

Bir gencin Kovid-19 salgını ile artışa geçen ve küresel geliÅŸmeler doÄŸrultusunda tüm dünyada yükselen enflasyon sürecine iÅŸaret ederek, “Devletin enflasyonla mücadele noktasında ilgili kurum ve kuruluÅŸlarıyla yetkili, etkili ve yeterli bir denetim saÄŸladığını düşünüyor musunuz?” ÅŸeklindeki sorusuna ErdoÄŸan, “Devlet olarak tabii ki etkin ve yetkili bir mücadele sürüyor, devam edecek. Dünyadaki hemen hemen bütün ülkelerde, hepsinde de ÅŸu anda bugüne kadar hiç görmedikleri yüksek enflasyon var. Bizim özellikle bu yıl çok önemli. Bu iÅŸi aÅŸacağız baÅŸka bu iÅŸin çaresi yok inÅŸallah enflasyonu da indirmeye baÅŸlayacağız.” yanıtını verdi.

Bir başka gencin, ihracatta rekor sayılara doğru ulaşılmasının vatandaşa yansımasının ne zaman olacağını ve belirli ürünlerdeki fiyat artışının ihracattaki artıştan kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönündeki sorusuna karşılık Erdoğan, bu yıl itibarıyla ihracatta 250 milyar dolara ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

Göreve geldiklerinden bu yana hedeflerinin ithalata dayalı ihracat olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ä°thale dayalı ihracatta da tabii bu belli bir zamanı aldı ama bundan sonraki süreçte tabii içeriden yani yerli piyasadan bu ürünleri alıp bu ürüne dayalı olarak biz mamul maddeyi inÅŸallah üretirsek o zaman bizim bu noktadaki maliyetlerimiz, daha da düşecek ve ihracatta 250 milyar dolar seviyesini inÅŸallah aÅŸacağız. Åžu anda tabii 250 milyar dolar çok çok önemli. Ve faizle aradaki dengeyi de sürekli olarak inÅŸallah kapatma imkanı yakalayacağız. Buradan hiç endiÅŸem yok fakat sizin de ifade ettiÄŸiniz gibi ithal ürüne dayalı mamul madde deÄŸil de bizim kendi içerimizden üreteceÄŸimiz yani madencilikte olsun diÄŸer ürünlerde olsun. Kendimiz üretir ve bunu mamul maddeye çevirirsek ki savunma sanayiinde olduÄŸu gibi örneÄŸin bir savunma sanayiinde göreve geldiÄŸimizde yüzde 20 idi milli olan yerli olan ama ÅŸu anda bizim yüzde 80’e ulaÅŸtı savunma sanayiindeki ürünlerimizin oranı. Ve tabii bu bizim için ihracatta da ciddi bir potansiyel ve bizi savunma sanayiinde hiçbir yere muhtaç etmeyen bir durum. Ve her geçen gün bu daha da iyiye gidiyor ve bundan sonraki süreçte de inÅŸallah bu potansiyel daha da artacak.”

“O konuda müşterek hareket edebiliriz ÅŸeklinde bir yere vardık”

Kripto paralar ile ilgili görüşü ve Elon Musk ile görüşmesinin detayları sorulan ErdoÄŸan, Musk ile daha çok uzaya gönderecekleri uzay aracı ile alakalı konuyu görüştüklerini belirterek, “O konuda müşterek hareket edebiliriz ÅŸeklinde bir yere vardık.” dedi.

ErdoÄŸan, “Kripto para konusunda arkadaÅŸlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Mecliste bunun müzakeresi yapılıp ona göre adımlarımızı atacağız. DoÄŸrusu benim kanaatimi soracak olursanız, ben kripto para olayına sıcak bakmıyorum. ArkadaÅŸlarımız çalışmalarını yaptıktan sonra da adımlarımızı atacağız. Yani birini zengin birini fakir yapacak olan bu tür araçlarla adım atmanın doÄŸru olmadığına inanıyorum.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Mersin’de 18 yaşında parlamentoya aday olduÄŸunu belirten bir kız öğrencinin Türk Devletleri TeÅŸkilatı’nın gençlik yapılanmasına iliÅŸkin bir çalışmanın olup olmayacağına ve kamu diplomasisinde Türk gençlerinin rolüne iliÅŸkin sorusu üzerine, 30 olan seçilme yaşını önce 25’e sonra da 18’e indirdiklerini anlattı.

“18 yaşı seçme ve seçilme yaşı yapan biziz, yani bu konuda ne ana muhalefetin ve yavru muhalefetin bunların en ufak bir katkısı yok. Bu iÅŸi baÅŸardık ÅŸu anda aramızda çok genç arkadaÅŸlarımız var.” diyen ErdoÄŸan, bu sayıyı daha da artırmak istediklerini söyledi.

Bunu uluslararası çapta da aynı ÅŸekilde gerçekleÅŸtirmenin mümkün olduÄŸuna vurgu yapan ErdoÄŸan, “Yani Türk devletleri arasında bunu baÅŸarabiliriz. Yeter ki sizler bu konuda ‘evet biz de varız’ deyin. ‘Biz de varız’ dediÄŸiniz takdirde bizler sizleri oralara da temsilci olarak gönderebiliriz. Temennimiz odur ki yani bu milletin evlatları uluslararası camiada Türkiye’yi temsil eden birer diplomat olsun ve oradaki diploması mücadelesinde yerlerini alsın.” diye konuÅŸtu.

Bir öğrencinin Hakkari’ye gerçekleÅŸtirdiÄŸi ziyaretini anımsatması üzerine ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

“Tabii o gece ansızın Yüksekova’ya gittik ve orada askerlerimizle güzel bir iftar yaptık. Ondan sonra ÅŸehir merkezine indik. Åžehir merkezinde oradaki pastaneler maÅŸallah bayağı güzel ve öğretmenlerimizin de yoÄŸun olduÄŸu bir yerdi onlarla beraber oturduk pastamızı vs onları yedik onlarla kaynaÅŸtık. Tabii o terör ÅŸehri olarak anılan bölgede o gece düşünün artık sahura doÄŸru olan o saatte bile cadde tıklım tıklım doluydu. Birçok ÅŸeyler artık aşıldı bundan sonra da artık Yüksekova halkı, Hakkari halkı teröre prim vermemeli. Bunları da baÅŸarmalıyız.”

“24 saat burası öğrencilerimizle dolup taşıyor”

CumhurbaÅŸkanlığı Millet Kütüphanesi’ni görenlerin kendi ülkelerinde yapmak istediklerini dile getiren ErdoÄŸan, “Biz diyoruz, projeyi veririz. Siz yeter ki yapın. En son Kazakistan CumhurbaÅŸkanı o da burayı görünce çok çok beÄŸendi bunun aynısını Kazakistan’a da yapalım. Eyvallah. Biz müteahhit firmaya da göndeririz, projeyi de veririz. Herhangi bir ÅŸey de talep etmeyiz. Gerçekten projemiz çok baÅŸarılı bir proje ve 24 saat burası öğrencilerimizle dolup taşıyor. Bundan dolayı da ne kadar isabetli bir proje olduÄŸu ortaya çıkıyor.” diye konuÅŸtu.

ErdoÄŸan, ÅŸiir okudu

Programda ayrıca Seda Nur isimli genç, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ile ÅŸiir okumak istediÄŸini söyledi. ErdoÄŸan, Seda Nur’u kırmayarak, Nurullah Genç’in “Beni Yakışına” ÅŸiirini Seda Nur ile okudu.

ErdoÄŸan, “Ben de cezaevine girerken doldurduÄŸum o zaman kasetti tabii cd’ler yoktu, kasetimin ÅŸiirlerinde Nurullah Genç hocamızın da bu ÅŸiiri vardı, saÄŸ olsun var olsun. Gençlerimiz de bunu takip ettiÄŸine göre, demek ki memnuniyeti yüzdesi yüksek.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, programa katılan gençlerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir