Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kıbrıs müzakerelerinin iki toplum arasında değil iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı geldi

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Kıbrıs konusunda müzakerelerin iki devlet arasında yürütülmesinin zamanının geldiÄŸini belirterek, Kıbrıs Türkü’nün müktesep hakları garanti altına alınmadan baÅŸlayacak bir sürecin baÅŸarısızlığa mahkum olacağını kaydetti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyareti sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı
Kurban Bayramı’nı tebrik ederek konuÅŸmasına baÅŸlayan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bayramın Alem-i İslam’ın birliÄŸine, beraberliÄŸine vesile kılmasını diledi.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47’nci yıl dönümünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olduklarını anımsatan ErdoÄŸan, “İdrak ettiÄŸimiz Kurban Bayramı’nın birinci gününde burada yaptığımız açılışların Kuzey Kıbrıs halkına yeni bir heyecan, yeni bir aÅŸk getirmesini temenni ediyorum. 20 yıl öncesinin Kuzey Kıbrıs’ı ile bugünün Kuzey Kıbrıs’ı mukayese edilemeyecek derecede deÄŸiÅŸmiÅŸtir, altyapısıyla üstyapısıyla geliÅŸmiÅŸtir. Hamdolsun bunları baÅŸardık. Bizden önceki iktidarlar bunları maalesef baÅŸaramadılar, böyle bir dertleri de zaten yoktu ama bizim derdimiz vardı.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de kendileri için neyi dert edinmiÅŸlerse aynısını Kıbrıs’ta da dert edindiklerini ve adımlarını da buna göre göre attıklarını belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Tabii burada bize hep bazı bariyerler oluÅŸturuldu. Bu bariyerler sebebiyle de burada atılması gereken adımlar gecikti. Düşünün, susuzluÄŸa talim eden bir Kuzey Kıbrıs vardı. Åžimdi Türkiye’den buraya denizin altından su getiriyoruz. Ve biz bir meydan okuma da yapıyoruz, Güney’e diyoruz ki ‘İsterseniz size de buradan su verebiliriz. Bunun adını da Barış Pınarı koyarız.’ İsteyemediler. Åžu anda hala tankerlerle Yunanistan’dan Güney’e su getiriyorlar. Tabii biz onların hepsini elhamdülillah aÅŸtık. Birlik, kardeÅŸlik ve dostluk hislerinin hakim olduÄŸu mübarek bayram günlerinin manevi iklimini Kıbrıslı kardeÅŸlerimizle paylaÅŸmış olduk. Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmamızı da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne olan desteÄŸimizi de en üst düzeyde sergiledik, sergilemeye de devam edeceÄŸiz.”
Maraş açılımı
KKTC CumhurbaÅŸkanı Ersin Tatar ile kapsamlı görüşmeler yaptıklarını, BaÅŸbakan Ersan Saner ve bakanlarla da bir araya geldiklerini aktaran ErdoÄŸan, milli Kıbrıs davası, DoÄŸu Akdeniz’deki geliÅŸmeler, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki iÅŸ birliÄŸini ve dayanışmayı artıracak adımların bu görüşmelerde ele alındığını, iÅŸ birliÄŸinin farklı boyutlarını yansıtan projelerin açılış ve tanıtım törenlerinin yapıldığını bildirdi.
“MaraÅŸ açılımının ikinci aÅŸamasını hayata geçirdik.” diyen ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanı Tatar’ı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti’ni açılım konusunda ortaya koydukları dirayetli duruÅŸ ve bu kapsamda aldıkları karar için bir kez daha tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maraş açılımının, bir barış projesi olduğunu ve konuya da böyle bakılması gerektiğini söyledi. Tüm adımların şeffaf şekilde, uluslararası hukuk temelinde atıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Ada’daki iki halkın da yararına olacak bu giriÅŸimin kara propagandaya malzeme yapılması da nafiledir. MaÄŸduriyetlerin giderilmesi amacıyla çıkılan bu yolda, Kıbrıs Türk makamlarını desteklemeye devam edeceÄŸiz. Åžunu inanarak söylüyorum, Türk tarafı Ada’da ve bölgede barış ve istikrar için çaba gösteren tek taraftır. Güney’in böyle bir derdi yok. Garantör ülke olarak maalesef Yunanistan’ın böyle bir derdi yok. Yine garantör ülke olarak İngiltere’nin de böyle bir derdi yok. Bunun dışındaki ülkelere baktığımızda, baÅŸta ABD olmak üzere onların da böyle bir derdi yok. İşte bugün bizim bu konuÅŸmamızın haberini almış olacaklar ki onlar da hemen Miçotakis’in önderliÄŸinde ne kadar Türkiye düşmanı varsa onlarla böyle bir toplantıyı düzenlediler. Kim nerede ne yaparsa yapsın, biz bunların karşısında dimdik duracağız.”
“Üçüncü kiÅŸileri kesinlikle aramıza sokmamakta kararlıyız”
“Müzakerelerin iki toplum arasında deÄŸil, iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı gelmiÅŸtir. Bunun için üçüncü kiÅŸileri kesinlikle aramıza sokmamakta kararlıyız ve böyle bir ÅŸeyi kabul etmemiz de mümkün deÄŸil.” ifadelerini kullanan ErdoÄŸan, bunu da yeri geldiÄŸinde ilgililere söylediklerini, Türk tarafı olarak yapıcı anlayışlarını deÄŸiÅŸtirmeden Kıbrıs meselesinde yeni bir sayfa açtıklarını bildirdi.
Çözüm sağlamadığı defalarca kanıtlanmış parametrelere takılıp kalmak yerine, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile beraber adil, sürdürülebilir ve gerçekçi bir çözüm vizyonu ortaya koyduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Meselenin özüne inerek, her ÅŸeyden önce Kıbrıs Türk halkının egemen eÅŸitliÄŸinin ve eÅŸit statüsünün tescil edilmesi gerektiÄŸini de savunuyoruz. Kıbrıs Türkü’nün müktesep hakları garanti altına alınmadan baÅŸlayacak yeni bir müzakere süreci, baÅŸarısız olmaya mahkumdur. Bunun zaman kaybından baÅŸka hiçbir anlamı yoktur. Bu mücadelede omuz omuza, el ele yürümeye devam edeceÄŸiz. Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en büyük gücü, birliÄŸi, beraberliÄŸi ve kardeÅŸliÄŸinden gelmektedir. Bunu bozmaya çalışanlar, ne içeride ne dışarıda hiçbir netice alamayacaklardır. Bunu da çok rahatlıkla söyleyebilirim.
Ben buradaki görüşmelerimizde özellikle de Kıbrıs’ın yarınlarına yönelik, Kuzey Kıbrıs halkının çok daha öz güven kazandığını gördüm. Bunun da bahtiyarlığı içindeyim. Önceki akÅŸam Kuzey Kıbrıslı gençlerle de bir araya geldik. Bu sohbette ve ikili görüşmelerimde de hepsinde yine o özgüveni gördüm. Bu da beni ayrıca mutlu etti. Üniversitelerde de gayet güzel geliÅŸmeler var. Üniversitelerin baÅŸarılarının artarak devamı temennimizdir. Bayram namazını kıldığımız caminin adını taşıyan Hala Sultan imam hatip okulu, ilahiyatı da Akıncı döneminde çok sıkıntılar yaÅŸadı. Åžimdi elhamdülillah o sıkıntıları aÅŸmış vaziyetteler. Buralardan da inÅŸallah iÅŸin manevi mimarları yetiÅŸecek. Bu da bizim için ayrı bir sevinç kaynağı.”
“İngiltere kimin garantörü belli deÄŸil”
KKTC’deki konuÅŸmalarında Kıbrıs’ın statüsüyle ilgili “Artık güney, kuzey yok” deÄŸerlendirmesi yaptığı hatırlatılan ErdoÄŸan’a, “Bu süreç Kıbrıs Türk Devleti’ne mi gidiyor?” sorusu yöneltildi. ErdoÄŸan, ÅŸu yanıtı verdi:
“Aslında buraya nereden geldik derseniz, Brüksel’de biz Miçotakis’le bir görüşme yaptık malum. Miçotakis’le yaptığımız görüşmede, kendisine dedim ki ‘Bundan sonra üçüncü ülkeyi, dördüncü ülkeyi aramıza koymanın anlamı yok. Yani Yunanistan ve Türkiye var. Senin bir danışmanın var, benim bir danışmanım var. Biz sadece danışmanlarımızı devreye sokalım, onlar kendi aralarında görüşmeleri yapsınlar, bize neticeyi getirsinler, ondan sonra da biz görüşmemizi yapıp iÅŸi neticeye baÄŸlayalım.’ ‘Mutabık mıyız?’ ‘Mutabıkız.’ ‘AnlaÅŸtık mı?’ ‘AnlaÅŸtık.’
Åžurada daha bir ay olmadı, bizim buradaki görüşmemizden sonra sen hemen kalk, Amerika’da ne kadar Türkiye düşmanı varsa, onları yanına topla. Onlarla beraber güya bize meydan okuma yoluna gitmiÅŸ! ‘Bu yıl iyi geçecek’ diye de öbür taraftan yine mesajlar veriyor. Åžimdi Güney’in garantörü o. Kuzey’in garantörü de biziz. İngiltere kimin garantörü belli deÄŸil. Åžimdi böyle bir durum içerisinde bizim çok çok dikkatli ve hassas olmamız lazım. İşte DoÄŸu Akdeniz’deki geliÅŸmeleri görüyorsunuz. ‘Gelin beraberce oturalım, bir yeni konferans düzenleyelim.’ teklifimize de hala olumlu cevap veremediler. Bundan da sürekli kaçıyorlar. Tablo bu.”
ErdoÄŸan, “BirleÅŸmiÅŸ Milletler ve Avrupa BirliÄŸi’ndeki temsiliyetten sonra, Kıbrıs Rum kesiminin, adanın tek sahibiymiÅŸ gibi NATO’ya üye yapılmasını ihtimal dahilinde görüyor musunuz? EÄŸer böyle bir geliÅŸme olursa Türkiye’nin buna vereceÄŸi cevap ne olur?” sorusuna, “NATO’nun kendi sözleÅŸmesine baktığımız zaman, burada bizim olumlu bir cevap vermediÄŸimiz sürece bir defa Güney Kıbrıs’ın NATO’ya girmesi mümkün deÄŸildir. Bunu Yunanistan için yaptılar ama ÅŸu anda böyle bir durum söz konusu olamaz. Çünkü artık Yunanistan’ı NATO’ya üye yaptıkları zamanki gibi bir hükümet yok Türkiye’de. Åžimdi biz varız. Biz olduÄŸumuz için de hele hele Güney Kıbrıs’ı asla ve kat’a sokamazlar, alamazlar. Burada Türkiye’yi baypas etmeleri mümkün olmadığına göre Güney Kıbrıs’ı almaları da mümkün deÄŸildir.” cevabını verdi.
“CHP ve İYİ Parti genel baÅŸkanları da davet edildi ama maalesef gelmediler”
CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu ve İYİ Parti Genel BaÅŸkanı Meral AkÅŸener’in KKTC’deki törenlere davet edilip edilmediÄŸine iliÅŸkin soru üzerine CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“Biz Kıbrıs davasına başından beri sahip çıkıyoruz. Rahmetli Ecevit o zamanın baÅŸbakanıydı ama baÅŸbakan yardımcısı olarak da merhum Erbakan vardı malum. Ben de tabii o zamanlar partimizin içerisinde aktif bir görevdeydim ve süreci iyi biliyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından bu ziyarete, bu kutlamaya, örneÄŸin OÄŸuzhan Bey davet edildiÄŸi gibi Temel Bey de davet edildi, ama Temel Bey maalesef gelmedi. Aynı ÅŸekilde CHP ve İYİ Parti genel baÅŸkanları da davet edildi ama maalesef onlar da gelmedi.
Öbür taraftan HDP tabii ki davet edilmedi. Çünkü onların millilik diye bir derdi yok. Öyle sayısal duruma da bakılmadı. Sayın Mustafa Destici de davet edildi. Özellikle Erbakan Hoca’mız sebebiyle oÄŸlu Fatih Bey davet edildi. Hakeza OÄŸuzhan Bey o dönemin içerisinde aktif rol oynadığı için o da davet edildi. Sayın Önder Aksakal, merhum Ecevit’in ÅŸu andaki adeta vekili konumunda kabul edilerek o da davet edildi. SaÄŸ olsunlar geldiler. Ben maksat hasıl oldu diye düşünüyorum.”
Bu tür programlarda hassasiyetlere hep dikkat ettiÄŸini belirten ErdoÄŸan, “ArkadaÅŸlar ‘Kimler olsun?’ dediklerinde aynı hassasiyeti göstererek yeter ki milli ve yerli bir duruÅŸ varsa, deÄŸerlerimize karşı düşmanlık duygusu yoksa kesinlikle biz onlarla beraber oluruz, onlarla beraber yola devam ederiz. SaÄŸ olsun zaten Cumhur İttifakı olarak da Sayın Devlet Bey ile bu konularda her zaman görüşmemizi yaparız. O da bu tür hassasiyetlere deÄŸer veren bir insan olarak bizimle beraber. Burada da yine birlikte olduk, programlarımızı birlikte icra ettik.” ifadelerini kullandı.
Kapalı Maraş konusunda çağrı
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a, Kapalı MaraÅŸ’taki mülkiyet sahiplerinin Kuzey Kıbrıs taşınmaz mal komisyonuna baÅŸvurabileceÄŸi anımsatılarak bu çerçevede özellikle Kıbrıslı Rumlara yönelik bir çaÄŸrısı olup olmadığı sorusu da yöneltildi. ErdoÄŸan, “Burada birinci derecede en ideal çaÄŸrımız, keÅŸke Kuzey Kıbrıs’taki kardeÅŸlerimiz bu yerler için müracaatlarını yapıp oraların sahibi olsalar, satın alsalar. Hatta bu konuda Türkiye’den de gelip burada mülk sahibi olma noktasına gelenler de olabilir. Bunların önü açılabilir. Buna mani bir hal söz konusu deÄŸil. Hatta ÅŸu da söyleniyor, Güney bu iÅŸlere herhalde pek talipli de olmaz gibi. Buradaki yetkililerden bunları da duyuyoruz. Åžu anda bizim en çok dikkat ettiÄŸimiz konu, hukuk içerisinde, herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden bu problemi çözmek.” yanıtını verdi.
Afganistanlıların Pakistan ve İran sınırından baÅŸka ülkelere geçmek üzere uzun kuyruklar oluÅŸturduÄŸu ve insan kaçakçılığı eliyle ülkeden kitlesel bir göç gerçekleÅŸtirildiÄŸi anımsatılarak Türkiye’nin kendi sınırında ne gibi tedbirler alındığı sorusunu cevaplayan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Åžu anda özellikle güvenlik noktasında alınması gereken tedbirler neyse bunları alıyoruz. Burada ÅŸartları zorluyoruz tabii. Åžu anda Pakistan’la bazı görüşmelerimiz de var. İşin bir de Taliban boyutu var. Onlarla ilgili olarak da bazı görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bu mültecilerle ilgili konuda DışiÅŸleri Bakanlığımız özellikle Afganistan üst yönetimiyle bu konuları masaya yatırıyor. Onların da yapması gerekenleri yapmasını ve devreye girmesini istiyoruz. ‘Bu konuda sizler de seyirci olmayın, lütfen halkınıza sahip çıkın.’ diyoruz ve bu çalışmaları devam ettiriyoruz. YoÄŸun bir kampanya içindeyiz. Tabii nereye kadar netice alırız o da ayrı bir konu. Çünkü sıkıntının boyutu gerçekten büyük.”
Aralık ayında Libya’da seçim yapılacağı hatırlatılarak Türkiye’nin yeni bir politikası olup olmayacağına yönelik soru üzerine ErdoÄŸan, Türkiye’nin en başından beri bu konudaki tutumunun Libya’nın egemenliÄŸinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliÄŸinin korunması olduÄŸunu belirtti.
Türkiye’nin BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından tanınan meÅŸru hükümetin daveti üzerine Libya’da bulunduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, “Libya’da hem diplomatik hem askeri alanda gösterdiÄŸimiz baÅŸarılarla ülkenin uzun süreli bir iç savaÅŸa sürüklenmesini engelledik. Böylece BM öncülüğündeki siyasi sürecin de önünü açtık. Libya’nın barış ve istikrarı için, Libyalı kardeÅŸlerimizin refahı ve huzuru için çalışmayı sürdüreceÄŸiz. Tabii bu kritik süreçte Libya’nın kendi içinde birlik ve beraberliÄŸini koruması çok önemli. Libya ile ilgili geliÅŸmeleri yakından takip ediyoruz.” deÄŸerlendirmesini yaptı.
ErdoÄŸan, diÄŸer ülkelerin de aynı samimiyetle gayret göstermesi gerektiÄŸini belirterek, “Libya yönetimi itibarıyla ifade ediyorum, AB ülkelerini kendileri için pek hayırlı bir rüya olarak zaten görmüyorlar.” dedi.
“İnsana insanca yardım etmenin gayreti içerisinde olmayı sürdüreceÄŸiz”
CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun, iktidara gelmeleri halinde Suriyelileri ülkelerine geri göndereceÄŸine yönelik açıklamaları ile “Dünyaya sesleniyorum, Kuvayımilliye geleneÄŸinden geliyorum, çok çetin müzakereler sizi bekliyor” sözlerine iliÅŸkin deÄŸerlendirmesi sorulan ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“(Ben Atatürk’ün partisiyim) diyen bu adam, ‘Kuvayımilliye geleneÄŸinden geliyorum’ diyor ama bir defa Kuvayımilliye ruhundan haberi yok. Onu bir öğrenmesi lazım. Çünkü ta oralara kadar asker göndermiÅŸiz. Tavsiye ediyorum, Misakımilli’yi bir öğrensin. Misakımilli nedir? Misakımilli neyi kapsıyor? O kapsam içerisinde neler vardı? Bunu bir öğrenmesi lazım. Bundan haberi yok.
O ‘göndereceÄŸim’ diyor. Biz bu ülkede iktidarda olduÄŸumuz sürece bize sığınan Allah’ın kullarını biz katillerin kucağına atmayız. Bu kadar açık söylüyorum. Åžu anda bunlar bize sığınmışlar ‘elaman’ diliyorlar. Bu ‘elaman’ dileyenlere ‘Hadi geldiÄŸiniz yere dönün’ diyemeyiz.”
Suriyelilerin kaldıkları çadırları gördüklerini, onlara briket evler yaptıklarını ifade eden Erdoğan, hedefin ilk etapta 100 bin briket ev olduğunu, 50 bin civarındaki evin bitirildiğini söyledi.
Erdoğan, buralara sığınmacıların bir kısmını yerleştirmek istediklerini, bunun insani, vicdani ve İslami bir yaklaşım tarzı olduğunu kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama bu adamın böyle bir derdi yok ki, böyle bir sıkıntısı yok ki. Bizim derdimiz var, bizim sıkıntımız var. Biz insana insanca yardım etmenin gayreti içerisinde olmayı sürdüreceÄŸiz. Tabii bir de ÅŸu var; bu nasıl bir devlet adamı veyahut da nasıl bir siyasetçi, onu da anlamakta zorlanıyorum. Hani yanında güya elçilik falan yapmış olanlar var ya, onlara da bir sor. BM kurallarına göre mülteciler gönüllü, güvenli ve onurlu bir ÅŸekilde evlerine dönebilir. Bundan da haberi yok. Böyle bir ÅŸeyi de zaten yapamazsın. EÄŸer gönüllü deÄŸilse, hele hele mülteci bir de sığınma talebinde bulunmuÅŸsa, belki onu sen kabul etmek zorunda kalacaksın. Öyle bir durum da var. Nasıl siyaset yapıyor, kimlerin eline kaldı siyaset, yandık.”
“Üzerlerine gidiyoruz, gitmeye de devam edeceÄŸiz”
“Fransa CumhurbaÅŸkanı Emmanuel Macron’un, PKK’nın Suriye uzantısı YPG’ye baÄŸlı bir oluÅŸumla görüşmesi var. DışiÅŸleri Bakanlığı da bununla ilgili bir kınama yayımladı. Bu konudaki görüşleriniz nedir?” sorusuna ise ErdoÄŸan ÅŸu yanıtı verdi:
“Alıştık artık. Macron benimle hem iyi geçinmek istiyor, ‘Artık birbirimize böyle yüklenmeyelim’ diyor. Ama öbür taraftan da aradan birkaç gün geçiyor, iÅŸte PKK’nın, YPG’nin bu tür uzantılarıyla el ele adım atıyorlar. Kaldı ki ÅŸu anda zaten bunlar koalisyon güçlerinde Amerika ile beraberler. Amerika ile beraber koalisyon güçlerinde beraber oldukları için de oradan sızma hareketiyle özellikle Irak’tan Suriye tarafına geçiyorlar. Suriye tarafına geçmek suretiyle burada teröristlere ciddi manada destekler veriyorlar. En son Amerikalılarla yaptığımız bir görüşmede de onu kendilerine söyledik, ‘Böyle böyle söylüyorsunuz ve bütün bunlara raÄŸmen gerek Obama gerek Trump döneminde binlerce tır araç, gereç, silah, mühimmatı Suriye’ye taşıdınız.’ Irak’ta zaten vardı.
Çok enteresandır, Trump’la Hamburg’da bir G20 toplantısında bir görüşme yaptık. O zamanlar 1200 tır ve kamyon gelmiÅŸti. Dedim ki ‘Bir taraftan terörle mücadele diyorsunuz, öbür taraftan da bu kadar tır Suriye’ye girmiÅŸ vaziyette.’ En çok güvendiklerinden bir tanesini çağırdı. ‘Nedir bu hal?’ diye sordu. ‘Bak bu kadar tır silah gitmiÅŸ’ dedi. İnanır mısınız, en ufak bir ‘hayır’ filan diye bir ÅŸey yok.
Dedim ‘Hayır’ diyemez çünkü bizim elimizde belgeler var. EÄŸer vakti el verirse onu gönderin veyahut DışiÅŸleri Bakanı’nız Türkiye’ye geldiÄŸinde biz de kendisine bunların hepsini belgelerle gösterebiliriz.’ Bir ara ben o belgelerle sunum da yaptım bunlara. Fakat bunların hiçbirisi ne belgeye inanır ne bilgiye. Bunda da yine aynı durumla karşı karşıya kaldık.
Kendilerine ÅŸunu söyledim; ‘Bakın böyle böyle diyorsunuz ama daha yeni ÅŸu anda Irak’ta da Suriye’de de maalesef terör örgütüne ciddi manada silah gönderiyorsunuz. Bizim haberimiz olur, çünkü terörle mücadeleyi veren biziz. Sizin de haberiniz var, çünkü iÅŸin başında sizsiniz’ dedim. Ses yok.
Türkiye gibi bir ülkenin bunlardan haberi olmayacağını zannediyorlar. Ama biz bunların bütün olanını bitenini her ÅŸeyini biliyoruz ve üzerlerine üzerlerine gidiyoruz, gitmeye de devam edeceÄŸiz.”
“Biz o gece de her zaman olduÄŸu gibi sadece Rabbimize güvendik”
“15 Temmuz törenlerinde muhalefet partilerinin törenlere neredeyse hiç iÅŸtirak etmediÄŸini gördük. Bir de hafta içinde CHP genel baÅŸkan yardımcısı bir hanımefendinin ‘KHK’lıların haklarında yargı kararı olsa dahi dosyalarına yeniden bakılacak ve görevlerine iade edilecek’ anlamında bir açıklaması oldu. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, “Bunlar bunları nasıl söyleyebiliyorlar anlamıyorum. Olabilir mi böyle bir ÅŸey? ‘Yargı kararı bile olsa’ ne demek? Yargı kararı varsa bitmiÅŸtir o zaten. Öyle bir ÅŸey olabilir mi? Bunlar nerede geziyor, nerede dolaşıyor? Yargı kararı varsa zaten bitmiÅŸtir o iÅŸ. Hele hele KHK.” diye konuÅŸtu.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 15 Temmuz darbe giriÅŸimi için “tiyatro” tanımlaması yapanlar olduÄŸu hatırlatılarak, “Hatta biraz daha ileri giderek sizin o gece, ‘uçan sarayla semalarda olduÄŸunuzu’ söylediler. Muhalefetin 15 Temmuz konusundaki bu sulandırma, hafifleÅŸtirme söylemlerini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Bizim o gece geldiÄŸimiz uçak, 14 kiÅŸilik bir uçaktı. Üstelik o gece F-16’lar bizim üzerimizden gidip geliyorlardı. Bunlar ise tankların arasından Bakırköy Belediye BaÅŸkanı’nın evine gitti. Orada da kahvesini yudumlarken, bir taraftan da ne zaman vurulacak diye herhalde bizi izliyordu. Derdi oydu. Ama kudret, kuvvet sahibi olan Allah’tır. Orada on binler bizi bekliyordu. Biz on binlerle buluÅŸtuk, on binlerle kucaklaÅŸtık. On binlerle beraber üzerimizden geçen F-16’lar da oldu, helikopterler de oldu. Bunları bir taraftan takip ettik. Bu iÅŸi yaÅŸayanlardan bir tanesi de Ümit PaÅŸa’ydı, o zaman Birinci Ordu Komutanı’ydı. Önce ona bir açıklama yaptırdık, ardından da biz basın açıklamamızı yaptık. Biz oradaydık ve noktayı koyacağım zamana kadar biz Atatürk Havalimanı’ndan ayrılmadık. Noktayı koyduk ve ertesi gün oradan o ÅŸekilde ayrıldık.
Bunların hayatından, bunların başından geçmiÅŸ böyle bir ÅŸey yok, olmamış zaten. Bunların sadece yalan üzerine kurulu bir hayatları var, bir düzenleri var. AkÅŸam bir baÅŸka yalan, sabah bir baÅŸka yalan… Hele bunları konuÅŸan zatın zaten siyasette bir dünyası yok. Biz tabii hayatımızı siyasetin içinde bu tür olaylarla yaÅŸayarak geçirdiÄŸimiz için böyle bir farklılığımız var. Onun için de hayata bakışımız çok çok farklı. Biz o gece de her zaman olduÄŸu gibi sadece Rabb’imize güvendik.”
Ankara’daki 15 Temmuz Müzesi’nin görülmesini tavsiye eden ErdoÄŸan, güzel bir eserin ortaya çıktığını söyledi. ErdoÄŸan, “Adeta o geceyi canlandırıyor. Sizi alıp beÅŸ yıl önceye götürüyor.” dedi.
“Cumhur İttifakı’nın mutabakatı olmadan bir karar açıklanmaz”
“Bir süre önce baÅŸlayan seçim yasalarına yönelik bir çalışma vardı. Son durum nedir? Baraj kaça düşecek? Aynı zamanda dar ve daraltılmış bölge tartışmaları var. Bununla ilgili bir deÄŸerlendirmeniz olur mu?” sorusuna ErdoÄŸan, ÅŸu yanıtı verdi:
“Konuyla ilgili Genel BaÅŸkan Yardımcım Hayati Yazıcı Bey baÅŸkanlığında bir ekip bu çalışmayı yaptı. Bu konuyla ilgili olarak da aynı zamanda Cumhur İttifakı olarak MHP ile de bir görüşme yürüyor. O görüşmelerden sonra da iÅŸi belli bir yere oturtacağız. Dar bölge, daraltılmış bölge vesaire, bunlar hep o görüşmelerin ardından gelebilecek ÅŸeyler. Ama nihai olarak ÅŸunu söyleyeyim, Cumhur İttifakının mutabakatı olmadan bizim tarafımızdan bir karar açıklanmaz. İttifakı saÄŸlayıp ondan sonra açıklamamızı inÅŸallah yapmış olacağız.
“Ekim ayından itibaren Meclis’te bir çalışma yürütülecek”
“Medya ve sosyal medyada yer alan yalan haberlerle ilgili ciddi cezai müeyyide öngören bir yasa çalışmanız var mı?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, ÅŸu yanıtı verdi:
“Büyük Millet Meclisi’miz sosyal medya ile alakalı bir yasa geçirdi. Fakat bu yasanın devamında özellikle yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor. Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var. Uluslararası alanda özellikle bu yalan teröründe ne tür adımlar atılıyor, ne tür düzenlemeler, ne tür müeyyideler getiriliyor, karşılaÅŸtırmalı bir çalışma yaptık. Ekim ayından itibaren bununla ilgili de Meclis’te bir çalışma yürütülecek. Fakat sorun bizim açımızdan çok daha can yakıcı. Çünkü bizdeki muhalefet partisi bu yalan terörünü siyasetinin tek malzemesi yapmış durumda. Dolayısıyla bizdeki durum çok daha ciddi ve demokrasimiz adına çok daha büyük bir tehdit. Daha fazla katlanamayız. Çünkü bu da bir terör. Onun için üzerine gitmemiz lazım.”
15 Temmuz Åžehitler Köprüsü’ne Türk ve KKTC bayrağı asıldı
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47’nci yıldönümü dolayısıyla 15 Temmuz Åžehitler Köprüsü’ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Türk bayrağı asıldı.
Türkiye’nin ve İstanbul’un simgelerinden 15 Temmuz Åžehitler Köprüsü’ne yan yana asılan bayraklar ilgiyle izlendi.
Kaynak: AA