Cumhurbaşkanı Erdoğan: NATO’nun gerçekçi ve stratejik bir yaklaşımla hareket etmesi şarttır
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “NATO’nun, mevcut savaÅŸ ortamında Ukrayna’ya siyasi ve pratik desteÄŸini sürdürürken gerçekçi ve stratejik bir yaklaşımla hareket etmesi ÅŸarttır.” dedi.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, NATO OlaÄŸanüstü Devlet ve Hükümet BaÅŸkanları Zirvesi’nin ardından düzenlediÄŸi basın toplantısında konuÅŸtu.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, NATO Karargahında düzenlediÄŸi basın toplantısında, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e kritik bir dönemde Zirve’ye öncülük ettiÄŸi için teÅŸekkür etti.
Stoltenberg’i, gerek bu zorlu dönemde sergilediÄŸi dirayetli liderlik, gerekse Türkiye’nin de kuvvetle desteklediÄŸi görev süresinin uzatılması dolayısıyla canıgönülden tebrik eden ErdoÄŸan, “Belçika makamlarına da zirveye baÅŸarılı ev sahipliklerinden ötürü tebrik ve takdirlerimi iletiyorum. Sadece Avrupa güvenlik mimarisinin deÄŸil, küresel güvenlik algısının da kökten deÄŸiÅŸtiÄŸi bir süreçten geçiyoruz.” diye konuÅŸtu.
Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın bugün itibarıyla birinci ayını geride bıraktığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“NATO müttefikleri olarak hem güncel geliÅŸmeleri hem de ittifakın cari güvenlik ortamında aldığı tedbirleri deÄŸerlendirmek üzere bir araya geldik. 25 Åžubat’ta video konferans yöntemiyle düzenlenen Zirve’nin ardından NATO’nun bir kez daha birlik ve dayanışma mesajı vermesi anlamlıdır. Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliÄŸine 2014’ten bu yana sergilediÄŸi kuvvetli destek, herkesin malumudur. Kırım’ın ilhakını tanımadığımızı ve tanımayacağımızı her fırsatta ifade ettik, etmeyi sürdürüyoruz.
Zirve vesilesiyle Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik desteÄŸimizi bir kez daha güçlü biçimde vurguladım. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla ilgili tutumumuz da bu ilkeli politikamızla uyumludur ve nettir. Savaşın neden olduÄŸu yıkım ve insani trajedi ortadadır. Tahrip olan ÅŸehirler, adeta enkaza dönen hastaneler, okullar, evler, bütün varlığını bir bavula sığdırmış gözü yaÅŸlı mülteciler, korku ve endiÅŸenin pençesinde kıvranan masum çocuklar, savaşın kanlı yüzünü bizlere tekrar hatırlatmıştır.”
“Yapıcı ve karşılıklı güvene dayalı diyalog içinde olmaya özen gösteriyoruz”
Ukrayna-Rusya savaşının özellikle çocuklar ve kadınlar üzerinde izleri senelerce silinmeyecek, çok ağır travmalara yol açtığını vurgulayan ErdoÄŸan, “Çatışmalar uzadıkça maalesef her iki tarafta da savaşın yıkıcılığı artıyor. Bu süreçte Türkiye, gerek coÄŸrafi konumu, gerekse NATO müttefiki olarak özel ve istisnai bir yerde duruyor. Öncelikle Ukrayna ve Rusya, Karadeniz’den komÅŸumuz olan iki ülkedir.
Ukrayna ile köklü, çok boyutlu ve yakın iliÅŸkilerimizin yanı sıra stratejik ortaklığımız vardır. Bir diÄŸer komÅŸumuz Rusya ile yapıcı ve karşılıklı güvene dayalı diyalog içinde olmaya özen gösteriyoruz.” dedi.
Türkiye’nin son 11 yıldır Suriye’deki savaşın yükünü adeta tek başına taşıyan bir ülke olarak, bölgedeki sulhu sükunun hakim kılınması için çalıştığını belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Savaşın bir an önce sona erdirilmesine yönelik olarak iki ülkeyle de yoÄŸun temas halindeyiz. Taraflar arasındaki müzakereleri yakından takip ediyor ve destekliyoruz. Müzakere sürecini kolaylaÅŸtırmak için ÅŸimdiye kadar birçok adım attık. Antalya’da dışiÅŸleri bakanlarını bir araya getirmemiz ve bilahare DışiÅŸleri Bakanımın Moskova ve Lviv temasları, birer dönüm noktası oldu. Nihai çözümün, her iki ülkenin ve uluslararası kamuoyunun kabul edeceÄŸi muteber bir formüle dayanması gerektiÄŸini düşünüyoruz.”
Ukrayna’nın egemenliÄŸi ve bağımsızlığının temel öncelik olması gerektiÄŸini vurgulayan ErdoÄŸan, “Müzakerelerde bazı noktalarda ilerleme kaydedilmesini ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılıyoruz. Savaşın başından itibaren Montrö sözleÅŸmesinin ülkemize saÄŸladığı yetkileri Karadeniz’de gerilimi düşürmek amacıyla kullanıyoruz.” dedi.
“Dostlarımızın içinde bulunduÄŸu zorluÄŸu gayet iyi anlıyoruz”
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, insani yardımlar noktasında da Türkiye’nin, üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını söyleyerek, ÅŸunları kaydetti:
“Åžu ana kadar 56 tır bölgeye insani yardım göndermiÅŸ durumdayız ve göndermeye de devam ediyoruz. Ukraynalılar da dahil 63 binden fazla kiÅŸinin, çatışma bölgelerinden ayrılmasına yardımcı olduk. Türkiye’ye giriÅŸ yapan Ukraynalıların sayısı ise 60 bine yaklaÅŸtı. Ukrayna ve komÅŸularına bu insani yardımları bundan sonra da göndermeye devam edeceÄŸiz. Gerek AFAD, Türk Kızılay gibi resmi kurumlarımız, gerekse sivil toplum kuruluÅŸlarımız sahada çok büyük bir özveriyle çalışıyor. Her türlü riske ve tehdide raÄŸmen milletimizin alicenaplığını ve dayanışma ruhunu temsil eden tüm kuruluÅŸlarımızı buradan tebrik ediyorum. Avrupa Güvenlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı Ukrayna Gözlem Misyonu’nun 142 görevlisini de Ä°stanbul üzerinden tahliye ettik. Son 8 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliÄŸi yapan ki yaklaşık 5 milyon mülteciye ev sahipliÄŸi yapan ülkeyiz, dostlarımızın içinde bulunduÄŸu zorluÄŸu gayet iyi anlıyoruz.
Mültecilere sahip çıkma konusunda uluslararası toplumun iyi bir imtihan veremediÄŸini de geçmiÅŸteki acı tecrübelerimizden çok iyi biliyoruz. Evini ve yurdunu terk etmek zorunda kalan çaresiz insanların göz rengine, diline, inancına, kültürüne göre ayrımcılığa uÄŸramasını esefle karşılıyoruz. BaÅŸta Avrupa ülkeleri olmak üzere herkes kapısına gelen mültecileri desteklemeli, sıkıntılarının hafifletilmesi için elini taşın altına koymalıdır. Bizi insan kılan, bizi diÄŸer canlılardan ayıran sadece kendi acımıza deÄŸil, baÅŸkalarının acısına yönelik hassasiyetimizdir, empati duygumuzdur. 11 yıldır Suriyeli kardeÅŸlerimizin, son 1 aydır Ukrayna halkının yaÅŸadığı zorlukların, gelecekte bir baÅŸka ülkenin başına gelmeyeceÄŸinin hiçbir garantisi yoktur. Türkiye olarak, ‘insanı yaratılmışların en ÅŸereflisi gören’ medeniyet anlayışımız çerçevesinde, hiçbir ayrım yapmadan, ihtiyaç sahiplerinin yanında olmayı sürdüreceÄŸiz.”
“Ä°zlediÄŸimiz aktif ve ilkeli politikayı müttefiklerimizle paylaÅŸtım”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede, izledikleri aktif ve ilkeli politikayı ve sarf ettikleri etkin diplomatik gayretleri kapsamlı biçimde müttefikleriyle paylaştıklarını bildirdi.
Ä°ttifakın, Avrupa-Atlantik güvenliÄŸine yönelik tehditler karşısında nasıl mukabele edeceÄŸine dair kapsamlı görüş alışveriÅŸinde bulunduklarını dile getiren ErdoÄŸan, “NATO’nun, mevcut savaÅŸ ortamında Ukrayna’ya siyasi ve pratik desteÄŸini sürdürürken gerçekçi ve stratejik bir yaklaşımla hareket etmesi ÅŸarttır.” diye konuÅŸtu.
Zirvede aldıkları kararların tamamen NATO’nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını güçlendirmeye yönelik adımlar olduÄŸunu vurgulayan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ä°ttifakın, Rusya’ya ya da baÅŸka bir üçüncü ülkeye tehdit oluÅŸturacak bir yapılanma içinde olmadığının altını bu ÅŸekilde bir kez daha çizmiÅŸ olduk. Muhtemel çatışmalar ve krizler karşısında, müttefiklerin etkin biçimde korunmasına yönelik tedbirler alınırken, güvenliÄŸin bölünmezliÄŸi ilkesinin önemine özellikle dikkat çektim. 360 derece güvenlik anlayışının temel düstur olduÄŸunu vurguladım. Bu vesileyle terörizmle mücadele dahil olmak üzere milli önceliklerimizi ve hassasiyetlerimizi müttefiklerimiz nezdinde bir kez daha dile getirdim.
Türkiye, ittifak dayanışması ruhunu esas alarak, NATO’nun caydırıcılık ve savunma tedbirlerine gerekli katkıyı vermeye devam edecektir. Müttefiklerimizden de aynı dayanışmayı bekliyoruz. Türk savunma sanayi ürünlerinin baÅŸarıları ortadayken, bu alanda karşılaÅŸtığımız engellemelerin hiçbir makul gerekçesi olamaz. Savunma sanayimizin önüne bizzat bazı müttefiklerimiz tarafından konan kısıtlamaların artık kaldırılması ortak menfaatimizedir. Müttefikler arasında gizli-açık ambargoların bırakın uygulanmasını, konuÅŸulmaması, hatta gündeme dahi gelmemesi gerekir. Bu konudaki beklentilerimizi liderlerle açıkça paylaÅŸtım.”
Madrid’de, ittifakın geleceÄŸini ÅŸekillendirecek, NATO’yu gelecek yıllara taşıyacak kararların alınacağı bir zirvenin icrasının planlandığını dile getiren ErdoÄŸan, “Şüphesiz, bu kararların içinde NATO’nun yeni stratejik konsepti ön plana çıkacaktır. Türkiye, NATO’nun geçmiÅŸinde ve bugününde söz sahibi olduÄŸu gibi bu sürece olan katkılarıyla ittifakın geleceÄŸinde de söz sahibidir.” ifadelerini kullandı.
Savaşın başlangıcından itibaren yoğun bir diplomasi trafiği içinde olduklarının yakından bilindiğine dikkati çeken Erdoğan, dünya liderlerinin çoğuyla kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiğini, birçok mevkidaşıyla da sık sık temas ederek, fikir teatisinde bulunduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de mutat temaslarının yanı sıra Avrupa Birliği Dönem Başkanı olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya Başbakanı Mario Draghi, Estonya Başbakanı Kaja Kallas ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile iki görüşmelerde bulunduğunu, zirveye katılan diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla da temaslarının olduğunu ifade etti.
“Beklentilerimizi bir kez daha paylaÅŸtım”
Bu görüşmelerde mevkidaÅŸlarıyla ağırlıklı olarak Ukrayna’daki geliÅŸmeleri ele aldıklarını ve ayrıca ikili gündemleri çerçevesinde istiÅŸarelerde bulunduklarını vurgulayan ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Bu vesileyle Avrupa BirliÄŸi liderleriyle katılım sürecimizin canlandırılmasına, Gümrük BirliÄŸi’nin güncellenmesi müzakerelerine baÅŸlanmasına, kurumsal iÅŸ birliÄŸi mekanizmalarına yeniden iÅŸlerlik kazandırılmasına, vize serbestisi sürecinde esneklik saÄŸlanmasına, BirliÄŸin geliÅŸtirdiÄŸi ortak savunma ve güvenlik yapılarında Türkiye’ye hak ettiÄŸi yerin verilmesine dair beklentilerimizi bir kez daha paylaÅŸtım. Yine bu süreçte küresel barış ve istikrarı saÄŸlamakla görevli kurumların yeniden yapılandırılmasına dair artan ihtiyacı da dile getirdim.
Suriye’den Libya’ya, Yemen’den son olarak Ukrayna’daki savaÅŸa kadar yaÅŸadığımız tüm krizlerde, sistemin bizatihi adaletsiz yapısından kaynaklı sorunları gördük, acı bir ÅŸekilde tecrübe ettik. GeldiÄŸimiz noktada baÅŸta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere küresel güvenlik mimarisinin ciddi bir reforma tabi tutulması kaçınılmazdır. Bu reformu yapmak sadece krizlerde hayatını kaybeden insanlara deÄŸil, aynı zamanda evlatlarımıza karşı da sorumluluÄŸumuzun bir gereÄŸidir. Kendi vatandaÅŸlarımızla birlikte tüm insanlığın huzuru ve selameti için ‘dünyanın beÅŸten büyük’ olduÄŸu gerçeÄŸini hatırlatmaya devam edeceÄŸiz. NATO’ya üyeliÄŸinin 70’inci yılını idrak eden Türkiye, gerek diplomatik, gerek askeri gücüyle bölgesinde barışın, istikrarın tesisi ve muhafazası yönünde azim ve kararlılığa sahiptir.”
“Türkiye’ye şükran beyanlarında bulunan ülkeler oldu”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, zirveye ev sahipliÄŸi yapan Belçika Hükümetine ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e zirvenin baÅŸarılı bir ÅŸekilde icra edilmesi noktasındaki katkıları dolayısıyla teÅŸekkür etti.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Türkiye’nin hem Ukrayna hem de Rusya ile temaslarının bulunduÄŸunun hatırlatılması ve “Ä°ki lideri bir araya getirmek için yoÄŸun bir diplomasi trafiÄŸi de yürütüyorsunuz, bu çerçevede bugün zirvede NATO’nun Türkiye’den beklentileri var mıydı? Varsa hangi konular üzerineydi?” ÅŸeklindeki soru üzerine ÅŸunları söyledi:
“Salt Türkiye üzerinde yoÄŸunlaÅŸan deÄŸil, ÅŸu ana kadar yaptığımız çalışmalarla ilgili olarak Türkiye’ye şükran beyanlarında bulunan ülkeler oldu. Gerek Sayın Putin’le gerek Sayın Zelenskiy ile görüşmelerimizi bundan sonra da devam ettireceÄŸiz ve bütün gayretimiz bu iki lideri bir araya getirmek suretiyle özellikle de bir barış atmosferini oluÅŸturmak. Zaten malum, Beyaz Rusya’da devam eden süreçle ilgili bir teknik altyapının devam ettiÄŸi bu çalışmalarda gerek NATO gerek silahsızlanma gerek kolektif güvenlik gerekse Rusçanın resmi dil olarak kullanılması gibi konularda adeta bir ittifak söz konusu. Ama bunun dışında bir Kırım, bir Donbas meselesi var ki burada tabii buna Ukrayna’nın sıcak bakması adeta mümkün deÄŸil. Burada da haklı olarak, Zelenskiy’nin ifade ettiÄŸi bunu referanduma getirme anlayışı da ‘Tüm Ukrayna halkının vereceÄŸi karardır’ demek suretiyle bence akıllı bir liderlik uygulamasını ortaya koymuÅŸtur.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bir basın mensubunun, “Ukrayna’nın ‘Türkiye’nin garantör ülke olmasını istiyoruz’ ÅŸeklinde bir talebi olmuÅŸtu. Bu talep bugünkü toplantıda gündeme geldi mi? Rusya ateÅŸkes ÅŸartlarını açıkladı. Bu talepler nezdinde kalıcı bir ateÅŸkesten söz etmek mümkün mü?” ÅŸeklindeki sorusuna ise ÅŸu yanıtı verdi:
“Malum, bu görüşmeler devam ediyor. Bir iÅŸin teknik altyapı olarak devam ettiÄŸi görüşmeler boyutu var ki bu daha çok Beyaz Rusya’da devam eden bir süreçti ama bunun yanında özellikle Zelenskiy’nin bizimle yaptığı görüşmelerdeki talebidir ve bu talebinde de zaten Türkiye’nin bu iÅŸin içerisinde arabulucu rolünü üstlenmesini bizzat istiyor. Rusya’nın da buna olumsuz yaklaÅŸma gibi bir durumu söz konusu deÄŸil. DışiÅŸleri Bakanı’nın DışiÅŸleri Bakanı’mla yaptığı görüşmelerde onların da buna olumlu bir yaklaşım sergilediÄŸi söz konusu. Temennimiz odur ki bu sürecin içerisinde yine liderlerle yapacağımız görüşmelerde inÅŸallah buradan eÄŸer Türkiye’nin arabuluculuÄŸuna yönelik olumlu bir talep, teklif gelirse biz zaten buna hazırız. Bu ister Ankara olur, Ä°stanbul olur, farklı bir vilayetimiz olur, buralarda bu görüşmeyi yapmak suretiyle bu adımı atmaya hazır olduÄŸumuzu söyledik.”
“Barış politikasının dışında bir yöntem kazandırmaz, kaybettirir”
Bir basın mensubunun, Türkiye’nin barış çabalarının ve tarafsız duruÅŸunun son dönemde dünyanın dikkatini çektiÄŸini hatırlatması ve “Bu çabalarınız zirveye nasıl yansıdı, liderlerle görüşmenizde nasıl geri dönüşler aldınız?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, “Daha çok ikili görüşmelerimizde liderlerden aldığımız yaklaşım Türkiye’nin bu arada kurduÄŸu iliÅŸkilerin ne denli sıcak olduÄŸu, ne denli buralardan olumlu bir yaklaşım sergilediÄŸi ve bundan dolayı da tabii bizlere teÅŸekkürleri oldu. Liderler Zirvesi’nde ayrıca orada da yine Türkiye’ye yönelik teÅŸekkürler var. Attığımız bu adımlardaki sıcak temaslar tabii liderlerin de dikkatini çekiyor. Türkiye olarak bundan sonraki süreçte de aynı yaklaşımı devam ettireceÄŸiz.” dedi.
Daha önce medya mensuplarına “Bizim Sayın Putin’le de temaslarımız olumlu istikamette devam edecektir, Sayın Zelenskiy ile de yine olumlu istikamette devam edecektir.” dediÄŸini aktaran ErdoÄŸan, “Bizimki adeta her zaman bir barış politikası olmuÅŸtur. Çünkü barış politikasının dışında bir yöntem kazandırmaz, kaybettirir. Nitekim ÅŸu an itibariyle de durum bunu gösteriyor. Bizim yine temennimiz bu arayışı sürdürmek ve bu arayışla beraber de iÅŸi barıştırabilmek. Bunu saÄŸlamak için de elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceÄŸiz.” diye konuÅŸtu.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, zirve öncesinde Fransa CumhurbaÅŸkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmenin içeriÄŸine iliÅŸkin soru üzerine, “Malum, Fransa seçime gidiyor ve seçime gittiÄŸi bir dönemde Sayın Macron’la tabii ağırlıklı olarak yine gündemimiz Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaÅŸ idi ama bunun dışında Türkiye-Fransa iliÅŸkileriyle alakalı gerek siyasi gerek askeri gerek ekonomik gerek kültürel birçok konularda nereden nereye geldik, bundan sonraki süreçte neler yapabiliriz, bunları kendisiyle etraflıca görüştüğümüz çok çok verimli, faydalı bir buluÅŸma oldu. Temennim odur ki seçim sonrası geliÅŸmelere göre bu süreci Türkiye-Fransa iliÅŸkileri olarak devam ettirmek.” karşılığını verdi.
Zirve ortak bildirisi hatırlatılarak, “Bildiride yer alan uyarı, çaÄŸrı ve yaptırımların ağırlaÅŸtırılması noktasında, gelinen noktada çözüm için bu yeterli olacak mıdır? Ayrıca Türkiye’nin yürüttüğü barış diplomasisi ve tarafsız duruÅŸu diÄŸer ülkelerin de örnek alabileceÄŸi bir model oluÅŸturdu mu, öngörüleriniz nedir?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, “Görünen gerçek ÅŸu; o da hemen hemen NATO ülkelerinin büyük bir çoÄŸunluÄŸu ağırlıklı olarak yaptırımlar üzerinden hareket ediyorlar. Çünkü yaptırımların dışındaki yöntemlerin faydalı olamayacağı kanaati hemen hemen liderlerin büyük bir çoÄŸunluÄŸunda hakim. Dolayısıyla sonuç bildirgesinde de hakim olan ruh bu.” yanıtını verdi.
Kaynak: AA