Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu ve yönetimi, isimlerini Hitler, Mussolini ve Stalin’in yanına ekletmişlerdir

Cumhurbaşkanı Erdoğan Her kesimden insanımızın sıkıntılarını çözecek programa ve kararlılığa sahibiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan Her kesimden insanımızın sıkıntılarını çözecek programa ve kararlılığa sahibiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Netanyahu ve yönetimi, Gazze’de işledikleri insanlık suçlarıyla günümüzün Nazileri olarak isimlerini Hitler, Mussolini ve Stalin’in yanına ekletmişlerdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da İlim Yayma Vakfı 53. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu.

İlim Yayma Vakfının Türkiye’nin en eski, en köklü, güçlü geleneğe sahip gönüllü teşekküllerin başında geldiğini belirten Erdoğan, vakfın kökü derinlere inen ulu bir çınar misali ilim ve hikmet yolcularını kuşatmaya devam ettiğini söyledi.

Erdoğan, vakfın, Hz. Peygamber’in “İlim rütbesi, rütbelerin en yücesidir.” tavsiyesinin rehberliğinde, nebevi ahlakla kuşanmış gençler yetiştirmek için yarım asırdan fazla süredir fedakarca çalıştığını kaydederek, “1973 yılından beri kuruluş senedindeki ifadesiyle memleket dahilinde ilmin yayılmasını teşvik için koşan, koşturan, emek veren, bu uğurda çile çeken tüm vakıf mensuplarına şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.

Ebediyete irtihal eden vakıf insanlarını bir kez daha rahmetle hürmetle yad ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bundan yaklaşık 4 yıl önce kaybettiğimiz kıymetli yol ve dava arkadaşımız Beykoz eski belediye başkanımız, vakfımızın emektarlarından merhum Yücel Çelikbilek’i burada özellikle şükranla anmak istiyorum. Rabb’im ruhlarını şad eylesin, onları cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Allah’ın izniyle bu ocak tütmeye devam ettikçe vakfımız emektarlarının da amel defterleri kapanmayacaktır. Biz de ‘Sizin en hayırlınız insanlara en faydalı olanınızdır.’ şuuruyla hüsnüniyetle çalışan iyilik neferlerini hiçbir zaman unutmayacağız.”

“Her daim yanınızda olmayı sürdüreceğiz”

Bunu yaparken o güzel insanlara olan minnet borçlarını, vakfı çok daha ileriye taşıyarak ödeyeceklerini belirten Erdoğan, “Daha fazla gencimize ulaşacağız. Daha fazla ilim sevdalısının elinden tutacağız. Daha çok sayıda öğrencimize destek vereceğiz. Ortaöğretimden başlayarak ihtiyaç sahibi evlatlarımızın yanında olacağız. Nitelikli bilimsel çalışmaları teşvik ederek ilim hazinemizin zenginleşmesini sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, vakfın 53. Olağan Genel Kurulu’nun, bu hedefler doğrultusunda daha hızlı yol almalarına katkı sunacağına inandığını dile getirdi.

Vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa faydalı nesiller yetiştirmek misyonuyla hiçbir engel tanımadan çalışan İlim Yayma Vakfının her bir mensubuna muvaffakiyetler dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Allah ömür, milletimiz de yetki verdikçe bizler de sizlerin her daim yanınızda olmayı sürdüreceğiz. Yeter ki sizler elinizi ilim ve hikmet yolcularının üzerinden çekmeyin. Yeter ki sizler kavline ve davasına sadık kuşakların yetişmesi için emek vermeye devam edin. Yeter ki sizler sağına soluna bakmadan ‘Ben varım.’ diyen Asım’ın nesli bir gençlik için samimiyetle çaba gösterin. Allah’ın izniyle gerisi sadece bir zaman meselesidir.”

Konuşmasında Necip Fazıl Kısakürek’in “Üzülme, davanın sahibi Hak’tır/Hak olan davada zafer muhakkaktır.” sözlerine işaret eden Erdoğan, “Uğruna ömrümüzü adamaktan şeref duyduğumuz ilayi kelimetullah davasının, yeryüzünde adaleti tesis etme davasının, hak ve hakikati yüceltme davasının, medeniyetimizi ihya etme davasının sahibi alemlerin Rabb’i olan yüce Allah’tır.” diye konuştu.

Erdoğan, “Biz niyetimizi temiz tuttuğumuz, samimiyetimizi koruduğumuz müddetçe biiznillah önümüzü kimse kesemez. Rabb’im bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın diyorum.” dedi.

“Esfeli safilinin canlı örneklerini Gazzelilere bomba yağdıran alçaklarda bire bir görüyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyası olarak bir ramazanı daha karşılamaya hazırlandıklarını, pazar gününü pazartesiye bağlayan gece ilk sahura kalkılacağını, ilk orucun tutulacağını anımsattı.

Mübarek ramazan ayının tüm İslam alemi ve Türk milleti için şimdiden hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan bu mübarek ayı hep birlikte en güzel şekilde idrak etmeye çalışacaklarını belirtti.

Erdoğan, ancak ramazan ayını başta Gazze olmak üzere gönül coğrafyalarının pek çok bölgesinde ciddi insani dramların yaşandığı bir dönemde karşıladıklarını söyledi.

Özellikle 7 Ekim’den beri Gazze’de yaşananların artık tahammül sınırlarını aştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bir terör devleti olan İsrail, Batılı güçlerin sınırsız askeri ve diplomatik desteğini arkasına alarak Filistinli kardeşlerimize yönelik tam anlamıyla bir soykırım politikası uygulamaktadır. Bugüne kadar, İsrail’in doğrudan sivilleri hedef alan saldırıları sonucunda 32 binden fazla Filistinli şehit oldu, 72 bin Filistinli ise yaralandı. Yaklaşık 2 milyon insan evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. Camiler, üniversiteler, okullar ve sivil yerleşim yerleri harabeye döndü.”

Erdoğan, gıda almak için sıra bekleyen masumların dahi öldürüldüğü bir barbarlıkla karşı karşıya olunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kur’an-ı Kerim’de tarif edilen esfeli safilinin canlı örneklerini bugün Gazzeli kardeşlerimize bomba yağdıran alçaklarda bire bir görüyoruz. Öyle manzaralara şahit olduk ki içinde en küçük bir insanlık kırıntısı olan birisinin, uluslararası hukuka asgari düzeyde de saygı gösteren bir devletin bunları yapabilmesi mümkün değildir. Netanyahu ve gözünü kin bürümüş yönetimi, Gazze’de işledikleri insanlık suçlarıyla günümüzün Nazileri olarak isimlerini Hitler’in, Mussolini’nin, Stalin’in, Pol Pot’un, Franco’nun ve diğer modern dönem canilerinin yanına ekletmişlerdir. İnsanlığın vicdanında zaten mahkum olan bu katliamcıların uluslararası hukuk önünde de hesap vermeleri için gerekeni yapıyoruz, yapacağız.”

“İslam alemi, Filistin halkına kardeşlik görevini maalesef tam manasıyla yerine getirememiştir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ekim’den bu yana süresi itibarıyla geçen 155 günde yüreklerini dağlayan, içlerini parçalayan, bir insan olarak yüzlerini kızartan, utanç verici pek çok hadiseyle karşılaştıklarını aktardı.

Her şeyden önce, uluslararası kurumların, insan hakları örgütlerinin ve basın kuruluşlarının söz konusu İsrail olunca nasıl hiçbir işe yaramadıklarını hep birlikte gördüklerini, tecrübe ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Mesele Filistinli çocukların, kadınların, masum sivillerin yaşam hakkı olunca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin nasıl sadece bir kağıt parçasına dönüştüğüne hep beraber şahitlik ettik. Yine bu süreç bize İslam dünyasının, özellikle ortak hareket etme, İsrail ve destekçileri üzerinde sonuç alıcı baskı kurma, zulmü ve katliamı engelleme noktasında halen çok önemli eksiklerinin bulunduğunu göstermiştir. Yaklaşık 2 milyar nüfuslu İslam alemi, Filistin halkına kardeşlik görevini maalesef tam manasıyla yerine getirememiştir. Elbette çok uğraşıldı, gayret gösterildi, diplomatik açıdan çaba harcandı ama Gazze’deki masum çocukların ya açlıktan ölmesine ya da kurşunlarla ve üzerlerine atılan bombalarla katledilmesine mani olunamadı.”

Erdoğan, böyle bir durumun oluşmasının şüphesiz pek çok sebebi bulunduğuna işaret ederek, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve küresel sistemin İslam dünyasını dışlayan yapısı bu sebeplerden sadece bir tanesidir. İkinci Cihan Harbi’nin galipleri tarafından kurgulanan mevcut nizamda Müslümanlar üvey evlat olarak görülmektedir. Türkiye, ‘Dünya beşten büyüktür.’ haykırışıyla aynı zamanda bize dayatılan, bize biçilen bu role de itiraz etmektedir.” şeklinde konuştu.

“Mısır makamlarıyla son dönemde gelişen ilişkilerimizi Gazze’ye yardımların ulaştırılması için kullandık”

Ülke ve millet olarak İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ilk gününden itibaren Filistin halkı için tüm imkanları seferber ettiklerini aktaran Erdoğan, 7 Ekim’den bugüne kadar yabancı liderlerle yaptıkları tüm görüşmelerde Filistin meselesini ve Gazzelilerin durumunu gündeme getirdiklerini söyledi.

Erdoğan, katıldıkları tüm uluslararası toplantılarda Filistin ve Gazze’nin sesi olduklarını belirterek, “Ülkemizdeki İsrail muhipleri dahil hemen herkesin Hamas’a ‘terör örgütü’ yaftası vurmak için yarıştığı bir dönemde biz buna açıkça itiraz ettik. Topraklarını, onurlarını ve kendi insanlarını savunan Filistinli mücahitlere böyle bir kara çalınamayacağını tüm dünyaya cesaretle ilan ettik. Mısır makamlarıyla son dönemde gelişen ilişkilerimizi Gazze’ye yardımların ulaştırılması için kullandık.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’den Gazze’ye gönderilen yardımları aktaran Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:

“Şimdiye kadar 19 uçak ve 7 sivil yardım gemisiyle bölgeye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 40 bin tonu buldu. Önceki gün yola çıkan Kızılayımıza ait 3 bin tonluk bir yardım gemisi daha yarın El Ariş’e ulaşıyor. Her gün Refah Sınır Kapısı’ndan Kızılaya ve sivil toplum kuruluşlarına ait tırlar Gazze’ye yardım taşıyor. Bu yardımların içerisinde gıda, su, hijyen, tıbbi ve barınma malzemelerinin yanı sıra 53 adet ambulans, 1551 jeneratör, 8 sahra hastanesiyle 3 bin çadır da bulunuyor. İnşallah ramazan ayı boyunca yardım miktarını daha da artıracağız. Refakatçileriyle birlikte ülkemize getirdiğimiz hasta ve yaralı kardeşlerimizin tedavileri devam ediyor.”

“Gazze’deki katliamı unutturmayan ülkelerin en başında yine biz varız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistinliler arasında milli birliğin ve mutabakatın temini için de yoğun gayret gösterdiklerini belirterek, bu hafta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı Ankara’da misafir ettiklerini hatırlattı.

Gerek İçişleri Bakanı gerekse MİT Başkanı’nın, Hamas ve diğer Filistinli gruplarla yakın diyalog halinde olduğunu aktaran Erdoğan, ellerinin uzandığı, güçlerinin yettiği kadar Filistinlilere tüm imkanlarla yardımcı olmaya çalıştıklarının altını çizdi.

Erdoğan, Türkiye’nin Filistin davası için verdiği samimi mücadelenin en yakın şahidinin tüm gruplarıyla tüm fertleriyle Filistinliler olduğuna işaret ederek, şunları dile getirdi:

“Gazze’deki katliamı unutturmayan ülkelerin en başında yine biz varız. Şunu çok net ifade etmek isterim; devletiyle milletiyle Filistin davasına en üst seviyede sahip çıkan ülke tartışmasız bir şekilde Türkiye’dir. Hal böyleyken her kim ‘Hiçbir şey yapmadılar.’ diyerek hükümetimizi eleştiriyorsa açık söylüyorum bühtan ediyor, kul hakkına giriyor demektir. Ne sebeple olursa olsun böyle bir cümle kurmak her şeyden önce aziz milletimize yönelik bir hakarettir. Şu gerçeği tüm dünya çok iyi biliyor; Tayyip Erdoğan 15 sene önce katillerin yüzlerine karşı ‘one minute’ diye haykırırken nerede duruyorsa bugün de aynı yerde dimdik durmaktadır. En fazla hassasiyet gösterdiğimiz ve bedel ödediğimiz bir konuda bize haksızlık edenleri, kendilerini sorgulamaya davet ediyorum.”

“Burada asıl üzerinde düşünülmesi gereken, bizi, hem de çok haksız bir şekilde eleştirenlerin Filistinli mücahitlere ‘terörist’ diyerek kara çalanların çıkarlarına bilerek veya bilmeyerek hizmet etmesidir.” ifadesini kullanan Erdoğan, 21 yıl önce, göreve gelmeden ve başbakan değilken AK Parti Genel Başkanı olarak Amerika’ya yaptığı ilk seyahati anımsattı ve şu ifadeleri kullandı:

“Amerika’nın ileri gelenleriyle masaya oturduğumuzda, bana orada Hamas’ı sordular, ‘terör örgütü’ dediler. Ben onlara o zaman, ‘Hayır, Hamas bir terör örgütü değil, tam aksine bir direniş örgütüdür.’ demiştim. O zaman başbakan değilim, seçimi kazanmış bir partinin lideri olarak Amerika seyahatini yaptım ve onlara da bu cevabı verdim. Şimdi haydi haydi kimse bize kalkıp da Hamas için terör örgütü ifadesini kullandırtamaz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamas’ın liderleriyle çok açık, net, her şeyi rahatlıkla konuşup onların arkasında dimdik duran bir ülke Türkiye. Filistin davasına gönül verenler olarak birbirimize ok atmak yerine asıl bu habis zihniyetle mücadele etmeli, bunlara zemin kazandırmamalıyız. Türkiye’nin olağanüstü çabalarını görmezden gelme yerine her konuşmalarında işgalci İsrail’e selam çakanların foyasını ortaya dökmeliyiz.” diye konuştu.

Erdoğan, gençlere Ali Fuat Başgil’in tavsiyelerini anlattı

Salonda, Türkiye’nin Filistin’le ilgili çabalarının anlatıldığı kısa bir film izletildi.

Film gösteriminin ardından konuşmasına devam eden Erdoğan, ülke olarak güçlendikçe çok daha fazlasını yapacaklarını vurguladı.

Gençlerin aydınlık yarınlarının teminatı olduğunu, mücadele bayrağını devralacaklarını, onu yücelteceklerini ve kendilerinden sonra gelen nesle teslim edeceklerini dile getiren Erdoğan, ne yapıyorlarsa gençler ve istikballeri için yaptıklarını, gençlerden de kendilerini en donanımlı, şuurlu, ahlaklı ve özgüvenli yetiştirmelerini beklediklerini kaydetti.

Erdoğan, yolculuklarında gençlere yol göstereceğine inandığı merhum Ali Fuat Başgil’in bazı tavsiyelerini paylaşmak istediğini ve Başgil’in gençlere nasihat ederken iki hususun üzerinde özellikle durduğunu belirterek, “Birincisi, ‘Çalış genç arkadaşım çalış. Namerde muhtaç olmak ölmekten beterdir.’ tavsiyesidir. İkincisi, ‘Gençliğini eğlenmekle geçiren ihtiyarlığını ağlamakla geçirir.’ ikazıdır.” dedi.

Mücadelesi ve eserleriyle milletin gönlünde özel bir yeri olan Ali Fuat Başgil’in öğütlerine değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bakınız hocamız ne diyor; çalışmak için her gün ve her saat, her yer ve her köşe müsaittir. Belli bir günde yapman gereken işi, bu ister ders olsun, ister görev, ertesi güne bırakma. Dikkatin ve kuvvetin zayıflamasın istiyorsa belli bir zamanda tek işe, tek bir kitaba, tek bir derse yoğunlaş. Bir işe başlamadan üzerinde ne yapacağını düşünüp kararlaştır, gereken hazırlıkları yap. Bütün ruhi ve bedeni kuvvetinle kendini işine ver. Yorulursan dinlenmek için işini değiştir. Bu bahaneyle asla boş oturma. Sebat et, damlaya damlaya göl olur. Aynı noktaya düşen damlacıklar mermeri bile dener. Herhangi bir şeyi küçümseyerek, ihmal edip geçme. Küçük ihmallerden büyük zararlar doğabilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başgil’in, “her gün iyi bir eserden yüksek sesle beş on sayfa okunması” öğüdünü de hatırlattığı konuşmasında, “Bu sayede konuşma ve söz söyleme istidadın gelişir. Güzel bulduğun edebi, felsefi güzel parçaları ezberle. Bu sayede hem kelime hazinen gelişir hem hafıza kuvvetlenir. Öğrendiklerini arkadaşlarınla müzakere ve hatta münakaşa et ki zekan işlesin. Ana dilini iyi konuşmayı ve iyi yazmayı mutlaka öğren. Dil bilgisi amaç değil, fikir zenginliğinin vasıtasıdır. Bir işe sinirliyken karar verme. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Arkadan konuşmak korkaklığın en iğrenç şeklidir. Kimsenin yüzüne söyleyemeyeceğini arkasından söyleme.” ifadelerini kullandı.

“Ali Fuat Başgil hocamızı rahmetle, şükranla yad ediyorum”

Başgil’in, “yalan söyleyenin yakalanma korkusu içinde yaşayan hırsız gibi olduğu” sözünü anımsatan Erdoğan, “Yalan söyleme. Hasisin dostu yoktur, cömert ol. Ahlakı güzel insan, her yaşta güzeldir. Başarılarınla mağrur olma. Gurur gelecekteki başarıların düşmanıdır. Tereddütte düştüğünde fikrini soracağın kimseyi iyi seç. İsabetsiz bir fikir, ömür boyu pişmanlık, isabetli bir fikir ömür boyu aydınlık getirir. Evet, Ali Fuat Başgil hocamızın irfan pınarından dökülenlerden bazıları bunlar. Bu vesileyle hocamızı bir daha rahmetle, şükranla yad ediyorum.” diye konuştu.

Erdoğan, Vakfın 53’üncü Olağan Genel Kurulu’nun hayırlı olmasını dileyerek konuşmasını tamamladı.

Katılımcılar aile fotoğrafı çektirdi

Programa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İstanbul Valisi Davut Gül, eski TBMM başkanları Mustafa Şentop ile İsmail Kahraman, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan ve vakıf üyeleri de katıldı.

İlim Yayma Vakfının tanıtım filminin izletildiği programda, Kur’an-ı Kerim tilavet edildi.

Bilal Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etmesinin ardından, programa katılanlar hatıra fotoğrafı çektirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her kesimden insanımızın sıkıntılarını çözecek programa ve kararlılığa sahibiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çalışanıyla, emeklisiyle, esnafıyla, çiftçisiyle, sanayicisiyle her kesimden insanımızın sıkıntılarını çözecek programa ve kararlılığa biz sahibiz.” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince Abide kavşağında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, peygamberler yurdu ve insanlığın en kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapan Şanlıurfa’da olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.

Şanlıurfa’yı iyi bildiklerini, Şanlıurfa’nın da kendilerini iyi bildiğini ifade eden Erdoğan, “Bizim aramızdaki aşkı, sevdayı muhabbeti anlamak isteyenin gönül gözüyle bakması lazımdır, kalp gözünün açık olması lazımdır. Gelip geçici gündemlerin heyecanıyla Şanlıurfa’ya bakan bunların hiçbirini göremez.” diye konuştu.

“Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir”

Şanlıurfalıların bir asır önce, işgalci Fransızları mübarek topraklardan kovarak “şanlı” unvanını aldığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şahsi hırsıyla hareket edenlere, terör örgütüne sırtını dayayanlara, ekmeden biçme peşinde olanlara, küçük hesapları için şehrinin geleceğini tehlikeye atanlara, kısaca milli iradenin arkasından dolanmak isteyen fırsatçılara geçit vermeyeceğinize inanıyorum. Gönlü güzelden geçmeyen, ezelden Urfalılara da zaten bu yakışır. Hep söylüyoruz. Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Durmak yok, yola devam.”

“Söylediğimizi yapmak için gece gündüz gayret gösterdik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vizyonda, programda, projede, yatırımda kendileriyle yarışacak siyasi rakip tanımadıklarını ifade etti.

Bu özgüvenlerinin gerisinde belediyelerde 30 yılı, iktidarda 21 yılı aşan müktesebatlarının olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

“Bu kardeşiniz Türkiye’nin Cumhurbaşkanı. Yerel yönetimleri, 31 Mart’ta Cumhur İttifakı’na verdiğiniz zaman, biz ne yapacağız? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, Şanlıurfa’yı şanına yakışır bir şekilde yatırımlarla daha da farklı hale getireceğiz. Diğerlerinin böyle bir imkanı var mı? Böyle bir şey yapabilirler mi? Biz ne Urfa’da ne de başka herhangi bir yerde milletimize asla yalan söylemedik. İnsanlarımızı asla kandırmaya çalışmadık. Söylediğimizi yapmak için gece gündüz gayret gösterdik. Yapamayacağımızı da zaten hiç ağzımıza almadık. Bir dönem ülkemiz siyasetine damgasını vuran, ‘onlar ne veriyorsa beş fazlası benden’ zihniyetinin hesapsız kitapsız, riyakar tarzını hatırlarsınız. Türkiye, bunun bedeli siyasetini ekonomik krizler, sosyal gerilimler ve kaos olarak çok ağır şekilde ödedi. Ülkemiz popülist siyasetçilerin ekonomide bıraktığı enkazı yıllarca kaldıramadı, milletimiz uzun yıllar kendini toparlayamadı, tekrar ayağa kalkamadı. Şimdi aynı zihniyeti yeniden hortlatmaya çalışanlar olduğunu görüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahneye çıkarken emniyetten alandaki katılıma ilişkin sayı aldığını belirterek, “Alanda şu anda verilen rakam 70 bin. İyi mi? Zaten Şanlıurfa’ya da bu yakışır. Dimdik ayaktayız.” ifadesini kullandı.

“Mesele söz vermek değil, verdiği sözü yerine getirmektir”

“Meydanlarda ve medyada esip gürleyenlerin milletimize vaat ettikleri hiçbir şeyi yapmayacakları zaten belli. Asıl önemli olan, bunların milletin elindekilerden hangilerini de alıp götürmeye niyetli olduklarıdır.” değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Çünkü, geçmişte hep öyle oldu. İşte en son 2019 seçimlerinde bunu acı bir şekilde tekrar yaşadık. Bir sürü vaatte bulundular, meydanlarda bir sürü söz verdiler ama sonuçta hiçbirini yapmadılar. Hatta pek çok alanda şehirlerimizi çok daha gerilere götürdüler. Çünkü mesele söz vermek değil, verdiği sözü yerine getirmektir. Siyasette asıl olan sözünün eri olabilmektir. Şunu açık ve net ifade etmek isterim. Ülkemizin milli gelirini 21 yılda 3 kat artırmış bir yönetim olarak vatandaşımızın her derdi, bizim derdimizdir. Çalışanıyla, emeklisiyle, esnafıyla, çiftçisiyle sanayicisiyle her kesimden insanımızın sıkıntılarını çözecek programa ve kararlılığa biz sahibiz.”

Erdoğan, Fenerbahçe-Galatasaray arasındaki Türkiye Süper Kupası final maçının 7 Nisan’da Şanlıurfa’da oynanacağını anımsatarak, maçın Şanlıurfa’ya yakışacağını söyledi.

Türkiye Yüzyılı vizyonuyla sadece bugünkü sorunların üstesinden gelme değil, daha huzurlu, güvenli, müreffeh bir gelecek için mücadele etme sözü verdiklerini dile getiren Erdoğan, yerel seçimde şehirleri emanet edecekleri belediye başkanlarını da bu anlayışla belirlediklerini vurguladı.

Erdoğan, 31 Mart akşamı Şanlıurfa’yı Ankara’dan ayrıca takip edeceğini belirterek, “Her iş gibi belediye başkanlığı da nasip işidir. Ehem mühim hesabı bazen sizi belli bir yola icbar eder. Bu süreçte eksiğimiz hatta hatamız çıkabilir. Asıl olan, samimiyetle ülkemize, şehrimize, insanımıza hizmet etmektir.” ifadesini kullandı.

Zihinlerinde ve kalplerinde Şanlıurfa’yı Türkiye Yüzyılı’na hazırlamanın bulunduğunun altını çizen Erdoğan, “Hakikat böyle olduğu halde hiç kimsenin Cumhur İttifakı’nın, AK Parti’nin, şahsımızın gölgesinde yürüyerek sırf bize seçim kaybettirmek için ortada dolaşmasına rıza gösteremeyiz. Bizim gölgemizde yürüyüp bize çelme takmaya çalışanlar maalesef istismarda da sınır tanımıyorlar. En insani, en hayati meseleleri bile şahsi hesaplarının aracı yapmaktan çekinmiyorlar. Rabb’im hepsini de ıslah etsin.” diye konuştu.

“Ayrışmayacağız, bölünmeyeceğiz, birbirimize asla düşmeyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa’nın enaniyet gösterisine değil esere, hizmete, yatırıma ihtiyacı olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Size bu hususlarda daha fazlasını, daha iyisini, daha mükemmelini yapmak için söz veren varsa eyvallah, çıksın ortaya, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı yarıştıralım. Haydi projeyi, yatırımı bir kenara bıraktım, ülkemizin bölgesel ve küresel gelişmeler karşısında izleyeceği stratejilere, politikalara dair programı olan varsa gelsin, bu hususlarda da boy ölçüşelim. Adını dillerinden düşürmedikleri konularda bunların sadra şifa tek bir emeklerinin olmadığını biz biliyoruz. Çoğunu ifade edemediğimiz, ülkemiz ve milletimiz adına yaptığımız hayırlı işleri de biliyoruz.

Bunca gayreti, fedakarlığı, emeği, alın terini ve mücadeleyi yok sayanları gördükçe inanın onlar adına üzülüyoruz. Devir kavga veya çekişme değil birlik olup zulme set çekme devridir. Tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi kenetlenerek mücadelemizi yürüteceğiz, ayrışmayacağız, bölünmeyeceğiz, birbirimize asla düşmeyeceğiz. Bilakis saflarımızı daha da sıkılaştıracağız. Kusurları büyütenlerden, farklılıkları derinleştirenlerden değil, kardeşliği, burada olduğu gibi yüceltenlerden olacağız. Böyle dertleri olmayana ne kulak verin ne vaktinizi harcayın ne de oyunuzu heba edin. Benim bildiğim Şanlıurfalının böyle boş işlere zaten eyvallahı olmaz.”

“Urfa bir kez daha milli irade bayrağını rekor oyla en tepeye dikecektir”

Pazartesi günü ramazanın ilk orucunun tutulacağını hatırlatan Erdoğan, Şanlıurfa’da ramazanın bir başka güzel geçtiğini çok iyi bildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mübarek günleri gündüzüyle ayrı, gecesiyle ayrı değerlendirerek rahmet ve mağfiret ayı haline getireceklerini belirterek, şöyle devam etti:

“Rabb’imin bizlere Ramazan Bayramı gelmeden 31 Mart’ta milli irade bayramını görmeyi de nasip edeceğine inanıyorum. Bunun için ramazanda hep beraber çok çalışacağız. Meydanı kendinden başka kimseye faydası dokunmayan muhterislere, istismarcılara bırakmayacağınıza inanıyorum. Meydan bunu gösteriyor zaten. Demokrasiyi ağzından düşürmeyip, faşistlikte sınır tanımayanlara bu şehrin geleceğini emanet etmeyeceğinize inanıyorum. Urfa bir kez daha milli irade bayrağını Allah’ın izniyle rekor bir oy oranıyla en tepeye dikecektir.”

Şanlıurfa’ya ve Şanlıurfalılara güvendiklerini kaydeden Erdoğan, “Bugüne kadar bizi hiç yalnız bırakmayan bu Şanlıurfa’dan 31 Mart’ta da aynı kadirşinaslığı bekliyoruz. Biz eser ve hizmet siyaseti yapıyoruz derken birileri gibi yalan yanlış ifadelerle siyaset cambazlığı peşinde koşmuyoruz. Ne yaptıysak fazlası olmayacak, eksiği çıkacak şekilde onu anlatıyoruz.” şeklinde konuştu.

Erdoğan, Şanlıurfa’ya son 21 yılda 330 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptıklarını söyledi.

Kentte 13 bin 779 yeni derslik inşa ettiklerini kaydeden Erdoğan, yaptıkları yatırımlarla üniversiteyi büyüttüklerini ve şehir merkezinde artan yeni derslik ihtiyacını karşılamak için bu alandaki yatırımlara hız verileceğini bildirdi.

“Yurt yatak kapasitesini 948’den 5 bin 22’ye çıkarttık”

Erdoğan, yüksek öğrenimde yurt yatak kapasitesini 948’den 5 bin 22’ye çıkarttıklarını belirterek, şöyle konuştu:

“30 bin seyirci kapasiteli 11 Nisan Stadyumu başta olmak üzere 73 spor tesisi inşa ettik. Büyükşehir Belediyemizin inşa ettiği dev bilim merkezinde tüm gençlerimizi denemeye ve keşfetmeye davet ediyorum. Bu merkezin bünyesindeki atölyeler, her yaştan evladımızı bilimin cazip dünyasıyla buluşturmayı amaçlıyor. Bilim merkezimizin şimdiden hayırlı olmasını diliyor, Büyükşehir Belediyemize bu güzel hizmeti şehrimize kazandırdığı için gönülden teşekkür ediyorum.”

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Göbeklitepe’nin 5 yılda 2,5 milyon ziyaretçiyi ağırladığını ifade eden Erdoğan, “Medeniyetlerin doğuş yeri bölgemizdeki çalışmaları daha iyi koordine etmek için Şanlıurfa Alan Yönetimi Başkanlığını kuruyoruz.” dedi.

“15 bin 691 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik”

Erdoğan, sosyal yardımlarda Şanlıurfalı ihtiyaç sahiplerine 33 milyar lira tutarında kaynak aktarıldığını vurguladı.

Sağlıkta 500 yataklı Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi başta olmak üzere 1970 yataklı 17 hastanenin aralarında olduğu 125 sağlık tesisini tamamladıklarını aktaran Erdoğan, sağlık hizmetlerinde devrim etkisi yapacak 1700 yataklı şehir hastanesi ile bağlantı yolları ve kavşağının inşasının sürdüğünü belirtti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Toplamda 1000 yatağa sahip Viranşehir, Harran, Haliliye, Siverek, kadın doğum çocuk hastaneleriyle Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek binasının proje ve ihale çalışmaları sürüyor. TOKİ vasıtasıyla 15 bin 691 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 5 bin 374 konutun yapımına devam ediyoruz. Kentsel dönüşümde riskli yapı olarak belirlediğimiz 6 bin 142 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde bakanlığımız ve belediyelerimiz işbirliğiyle şehrimizdeki kentsel dönüşüm çalışmalarını yeni bir safhaya çıkartacağız.”

Ulaştırmada 29 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol uzunluğunu 619 kilometreye çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, “Diyarbakır-Şanlıurfa, Şanlıurfa-Mardin yolunu, Şanlıurfa-Bilecik otoyolunu şehir geçişindekiler dahil toplam 20 adet farklı seviyeli kavşak yapımını tamamladık. Doğu, güneybatı ve kuzeybatı çevreyollarını tamamlayarak hizmete açtık.” diye konuştu.

Balıkayağı Köprülü Kavşağı’nın inşasında sona gelindiğini anlatan Erdoğan, Şanlıurfa-Adıyaman yolundaki Karababa Köprüsü ve bağlantı yollarının bu yıl içerisinde tamamlanıp trafiğe açılacağı bilgisini verdi.

“Trafiğin rahatlamasına önemli katkısı olacak Urfaray’ın projesi bitti”

Atatürk Barajı üzerinde bu alanda ülkenin en önemli eserlerinden biri olan Nissibi Köprüsü’nü bölgeye kazandıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şimdi de Birecik’te Fırat’ın üzerine ikinci bir köprü inşa etmeye hazırlanıyoruz. Kahta-Narince-Siverek yolu, Şanlıurfa Suruç yolu, Viranşehir çevre yolu, Suruç-Akçakale ve Suruç çevre yolu, Diyarbakır-Siverek-Hilvan yolu inşaatlarına devam ediyoruz. Gaziantep-Şanlıurfa hızlı demir yolu hattı ihale aşamasına geldi. Şanlıurfa-Mardin hızlı demir yolu hattının etüt projesini de bu yıl bitiriyoruz. Şehir içi trafiğin rahatlamasına önemli katkısı olacak Urfaray’ın projesi bitti. Yatırım için hazırlıklara başladık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, GAP Havalimanı’nın 2003’de 24 bin olan yolcu trafiğinin geçen yıl 900 bine ulaştığına dikkati çekti.

Şanlıurfa’ya son 21 yılda 5 baraj, 4 gölet, 4 içme suyu tesisi, 41 sulama tesisi, 34 arazi toplulaştırma projesi, 21 taşkın koruma tesisi ve 1 hidroelektrik santrali kazandırdıklarını belirten Erdoğan, “Yaptığımız projelerle Şanlıurfa’da 3,3 milyon dekar zirai araziyi sulamaya açarak çiftçilerimize yıllık 24 milyar liralık zirai gelir artışı sağladık. Yapımı devam eden 9 tesis ile 342 bin dekar araziyi daha sulayacağız.” diye konuştu.

“Şanlıurfalı iş verenlerimize 5,5 milyar lira tutarında prim teşviki verdik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, il merkezi ile Hilvan ilçesinin içme suyu probleminin çözüldüğünü, Siverek ve Bilecik’te içme suyu projelerinin ise tamamlanmak üzere olduğunu kaydetti.

Viranşehir, Halfeti ve Suruç içme suyu projelerinin devam ettiğini, şehir merkezindeki taşkın kontrol projelerini tamamlayıp tüm derelerde inşalara başladıklarını, çiftçilere 117 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini dile getiren Erdoğan, şehre 4 yeni organize sanayi bölgesi, 1 teknokent ve 1 AR-GE merkezi kurduklarını ifade etti.

Bu yılki yatırım programına alınan Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nin tevsi ile Gıda İhtisas ve Siverek Organize Sanayi Bölgelerindeki altyapı çalışmalarının sürdüğünü bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“İstihdamı desteklemek için Şanlıurfalı iş verenlerimize toplam 5,5 milyar lira tutarında prim teşviki verdik. Enerjide, Şanlıurfa’da 12 ilçemize doğal gaz arzını sağladık. Suruç’a da 2026’da doğal gaz arzını sağlamayı planlıyoruz. Şanlıurfa’da yenilenebilir enerjiyi yaygınlaştırmak için İhtisas Organize Sanayi Bölgesi dahil pek çok hazırlığımız var. Seçimlerden sonra yerel yönetimlerle işbirliği içinde çok daha fazlasını şehre kazandıracağız. Cumhurbaşkanlığıyla ve bakanlıklarla, belediyelerimizin sizlere getireceği her yatırımın, her eserin, her hizmetin destekçisi olacağız. Bu duygularla büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarımızı ben sizlere emanet ediyorum. Sizlerin de adaylarımızı destekleyeceğinize inanıyorum. Size güveniyorum.”

Mitingden notlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından AK Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zeynel Abidin Beyazgül ve ilçe belediye başkanlarıyla vatandaşları selamladı.

Mitinge, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Erkan Kandemir ve Yusuf Ziya Yılmaz, AK Parti İl Başkanı Ali İhsan Delioğlu ve MHP İl Başkanı Mahmut Güneş de katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesini de ziyaret etti.

Kaynak: AA