CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan: “Sayın Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan Sayın Putin'le ruble üzerinde mutabık kaldık

Cumhurbaşkanı Erdoğan Sayın Putin'le ruble üzerinde mutabık kaldık

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, tahıl sevkiyatıyla ilgili, “Sırada 20 civarında gemi var. Rusya diyor ki ‘Bizdekilere ne zaman aracılık edeceksiniz’ ilgili bakanlıklarımız hızla çalışıyorlar.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Rusya Devlet BaÅŸkanı Putin ile Soçi’de yaptığı görüşmenin ardından, Türkiye dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı ve deÄŸerlendirmelerde bulundu.

ErdoÄŸan, Rusya Devlet BaÅŸkanı Putin’in davetine icabetle Soçi’ye yaptığı çalışma ziyaretini “olumlu, baÅŸarılı” bir ÅŸekilde tamamladıklarını belirterek, “Sayın Putin’le 19 Temmuz’da Tahran’da bir araya gelmemizin ardından Soçi’de ikili iliÅŸkilerimizi ve uluslararası meseleleri etraflıca deÄŸerlendirdik. Yüksek Düzeyli İş BirliÄŸi Konseyimizin müteakip toplantısını Türkiye’de yapmak üzere Sayın Putin’e davetimi gerçekleÅŸtirdim.” dedi.

Türk-Rus ilişkilerinin karşı karşıya kaldığı meydan okumaların üstesinden diyalog ve iş birliği ile gelmeyi başardığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Sayın Putin’le tesis ettiÄŸimiz karşılıklı güven ve saygıya dayalı ortak anlayış, iliÅŸkilerimizin teminatıdır. Mevcut ÅŸartlar altında önemli olan, iliÅŸkilerimizi ortak çıkarlarımız temelinde ve uluslararası sistem içinde sürdürmek, ileri götürmektir. İkili görüşmemizde ticari ve ekonomik iÅŸ birliÄŸimizin daha da geliÅŸtirilmesi üzerinde etraflıca fikir alışveriÅŸinde bulunduk. Ticarette hedefimizi daha önce 100 milyar dolar olarak ifade etmiÅŸtik. Bu doÄŸrultuda enerji baÅŸta olmak üzere, ticaret, turizm ve tarım gibi alanlarda iÅŸ birliÄŸimizi geliÅŸtirmek istiyoruz. İkili ticaret hacmimizin daha dengeli bir zemine kavuÅŸmasını temin etmek noktasında kararlıyız. Ekonomik ve ticari iliÅŸiklerimize dair yol haritası mahiyetinde bir mutabakat zaptı da Soçi’de Ticaret Bakanımız ile Rusya BaÅŸbakan Yardımcısı Aleksandr Novak tarafından imzalandı. Suriye’de yuvalanan terör örgütlerine karşı atılabilecek adımları da aramızda mütalaa ettik. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden, Suriyeli kardeÅŸlerimizle birlikte askerimize, polisimize, güvenlik güçlerimize, sivil vatandaÅŸlarımıza saldıran bu katil sürüleriyle mücadelemize birlikte gereken cevabı verme kararında da mutabık kaldık.”

“Ukrayna’daki savaşın kazananı olmayacağını başından beri vurguluyorum”

ErdoÄŸan, Rusya’yla sürdürdükleri diyaloÄŸun müspet yansımalarına Kafkaslar’da, Suriye’de ve Ukrayna’da ÅŸahit olduklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihraç edilmesine yönelik giriÅŸim, bunun en son küresel örneÄŸidir. Åžimdi önemli olan, planın saÄŸlıklı ÅŸekilde uygulanması ve oluÅŸan müspet havanın İstanbul’daki müzakerelere dönüşe yönelik somut adımlara tahvil edilmesidir. Ukrayna’daki savaşın kazananı olmayacağını başından beri vurguluyorum. Sahadaki sıkıntılara raÄŸmen krizin müzakere masasında çözüleceÄŸine olan güçlü inancımı da koruyorum. Sayın Putin’e, Sayın Zelenski’yle görüşmesine ev sahipliÄŸi yapabileceÄŸimizi bir kez daha hatırlattım. Karadeniz’den komÅŸumuz Rusya’yla diyaloÄŸumuzu, bölgesel ve küresel barışa katkı sunmak maksadıyla her alanda ilerletmeye devam edeceÄŸiz.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Soçi’deki görüşmelerin, Türkiye ve Rusya baÅŸta olmak üzere, bölge için hayırlara vesile olmasını diledi.

“Tarafların buradaki yaklaşımı büyük önem arz ediyor”

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan ErdoÄŸan, bir gazetecinin, “Ukrayna ve Rusya savaşının önlenmesinde, bitirilmesinde bir ateÅŸkes söz konusu mu, yakın zamanda gerçekleÅŸir mi ve Türk diplomasisi bu noktada rol alır mı?” sorusunu, “Türk diplomasisi aslında üzerine düşen bu görevi baÅŸarılı bir ÅŸekilde sürdürüyor. Burada herhangi bir sıkıntı söz konusu deÄŸil ancak tabii tarafların buradaki yaklaşımı büyük önem arz ediyor. EÄŸer taraflar, verilen sözlerin üzerinde gerçekten hassasiyet gösterip dururlarsa bu iÅŸi ciddi manada çözebilecek bir imkana sahip olduÄŸumuzu veyahut da yaklaÅŸtığımızı görüyorum. Bunun olmaması için bu noktada bir sebep söz konusu deÄŸil.” ÅŸeklinde yanıtladı.

Görüşmede Suriye konusunun ele alındığı anımsatılarak, daha önce Rusya’nın böyle bir askeri harekata karşı çıktığı, çok sıcak bakmadığına iliÅŸkin tavrının devam edip etmediÄŸi ve görüşmelerde bu konunun hangi çerçevede ele alındığına iliÅŸkin soruyu ise ErdoÄŸan, şöyle cevapladı:

“Sayın Putin, konuyla ilgili Türkiye’ye yönelik adil bir yaklaşım sürdürüyor. Terörle mücadele noktasında her zaman yanımızda olacağını özellikle de ifade ediyor. Burada ÅŸunu bize ima ediyor: ‘Mümkün olduÄŸunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur.’ gibi bir yaklaşımı var. Biz de diyoruz ki ÅŸu anda bizim istihbarat örgütümüz, Suriye istihbaratıyla zaten bu konuları yürütüyor ama bütün mesele netice almak. ‘EÄŸer istihbaratımız, Suriye istihbaratıyla bu çalışmayı yürütürken buna raÄŸmen hala orada terör örgütleri fellik fellik at oynatıyorsa bu konuda bize destek vermeniz gerekiyor.’ diyoruz. Bu konuda da mutabakatımız var.”

“Onlar da bir defa kesinlikle süreci durdurmak gibi bir ÅŸeyi kabul etmiyorlar”

ErdoÄŸan, bir gazetecinin, Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden biri olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin önemine deÄŸinerek, “Sizin enerji konusunda da en başından beri çok sık vurgu yaptığınız konulardan bir tanesi yerlileÅŸme ve millileÅŸme. Rus tarafı ile bir Türk ortağın giriÅŸimi olarak yola çıkan IC İçtaÅŸ, zaman içinde önemli bir bilgi birikimi ve know-how üretmiÅŸti fakat kısa süre önce ilginç bir geliÅŸme oldu ve Rus tarafı Rosatom yarı yarıya ortak olduÄŸu bu ÅŸirkette çalışmalarını durdurdu ve feshetti. Acaba bu konu gündeme geldi mi? Siz nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? Bu adım, bu projenin gecikmesi veya Türk tarafının bir miktar daha böyle taÅŸeronlaÅŸtırılmasına neden olabilir mi? Böyle bir risk görülüyor mu?” ÅŸeklindeki sorusunu da şöyle yanıtladı:

“Tabii böyle bir konuyu görüşmemek olamaz. Görüştük. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, ülkemizin enerji stratejisi içinde ayrı bir öneme sahip. Akkuyu’nun ilk reaktörünü 2023 yılında hizmete alma hedefimiz sürüyor. Bu hususları, Rus tarafıyla görüşmelerimizde bir kez daha ele aldık. ’25 bin kiÅŸi ÅŸu anda çalışmıyor. Burası kapatıldı.’ gibi ifadeler söyleniyor. Böyle bir ÅŸeyi ben de kabul etmedim, Rus tarafı da kabul etmiyor. Çalışıyorlar. Åžimdi önümüzdeki hafta Mersin TaÅŸucu’nda Abdülhamit Han sondaj gemimizi uÄŸurlamaya gittiÄŸimde aynı gün oradan Akkuyu’ya geçeceÄŸim. Akkuyu’daki çalışmaları yerinde, bizzat heyetimle beraber izleyeceÄŸim. Ondan sonra da Sayın Putin’e oradaki gelinen durumu aktaracağım, söyleyeceÄŸim. Ona göre de yol haritamızı belirleyelim diyeceÄŸim. Yani onlar da bir defa kesinlikle süreci durdurmak gibi bir ÅŸeyi kabul etmiyorlar.”

“Sayın Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ziyaretin ekonomik boyutu ve özellikle Türkiye ile Rusya arasında doÄŸal gazda yeni bir anlaÅŸma olup olmadığına iliÅŸkin soru üzerine, Türkiye olarak kapılarının herkese açık olduÄŸunu, Türkiye’de kimler yatırım yapmak isterse onlara her türlü desteÄŸi vereceklerini söyledi.

“Çünkü Türkiye, dünyada sadece bu son geliÅŸmelerde deÄŸil, bunun dışında da serbest pazar ekonomisinin en önemli bir açık kapısıdır.” diyen ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tabii bu Soçi ziyaretinin bir güzel tarafı da ÅŸu oldu: Sayın Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık. Ruble noktasında bu alışveriÅŸlerimizi yapacağımız için o da tabii Türkiye-Rusya arasında mali noktada ayrı bir güç kaynağı olarak Rusya’ya ve Türkiye’ye inÅŸallah kazandıracak. Bir de Rusya’nın Mir kartı var. Åžu anda bizim beÅŸ bankamız bunun üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Burada da çok ciddi geliÅŸmeler var. Bu da tabii Rusya’dan gelen turistleri çok çok rahatlatan bir süreç. Onlarla alışveriÅŸini, otel ödemelerini yapabiliyorlar. Bu da tabii hem onlar için hem bizim için çok çok rahatlatıcı bir sistem. Bu ziyaretimizde Rusya Merkez Bankası BaÅŸkanı ile bizim Merkez Bankası BaÅŸkanımız da görüşmelerini yaptılar.”

“Azerbaycan’ın Londra BüyükelçiliÄŸine saldırıyı da kabul edilemez buluyoruz”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bir gazetecinin, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi konusunda Rusya’dan iki taraf için de “itidal” açıklaması geldiÄŸini belirterek, “Gerilim artar mı?” ÅŸeklindeki sorusu üzerine ÅŸunları kaydetti:

“İlham kardeÅŸimle iki gün önce bunları etraflıca konuÅŸtuk. Öncelikle bir Azerbaycanlı kardeÅŸimizin ÅŸehit olmasına neden olan saldırıyı kınıyoruz. KarabaÄŸ, Azerbaycan’ın uluslararası tanınmış sınırları içerisinde yer alan Azerbaycan toprağıdır. Azerbaycan, tabiatıyla topraklarında yasa dışı hiçbir silahlı unsurun bulunmasını istemiyor. Üçlü Bildiri’den bu yana yaklaşık iki yıl geçti. Ermenistan’ın buradaki taahhütlerini de bir an önce yerine getirmesi önem taşıyor. Azerbaycan’ın Londra BüyükelçiliÄŸine saldırıyı da kabul edilemez buluyoruz. Bu olayın ciddiyetle ve detaylı bir ÅŸekilde soruÅŸturularak faillerine gerekli cezaların verileceÄŸini ümit ediyoruz.”

Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı ziyaret

ABD Temsilciler Meclisi BaÅŸkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı ziyaret hatırlatılarak “Meclis BaÅŸkanı’nın Tayvan’dan ayrılmasının ardından Çin, iÅŸgal senaryosunu andıran bir tatbikat baÅŸlattı. Bu gerilimin nereye evrileceÄŸini düşünüyorsunuz? Pasifik’te olası bir çatışma, Türkiye’nin pozisyonunu nasıl etkiler? Ekonomik anlamda özellikle bir kriz çıkarsa hazırlık mıyız?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, “Biz hepsine hazırız, bir sıkıntı yok.” yanıtını verdi.

“Bölgedeki geliÅŸmeleri yakından takip ediyoruz. Ukrayna’daki savaÅŸ ve koronavirüs salgınının küresel ekonomi ve istikrara olumsuz etkilerinin sürdüğü bir dönemde yeni bir krizin ortaya çıkmasına izin vermemeliyiz.” diyen ErdoÄŸan, Tayvan’la ilgili ortaya çıkan gerginliÄŸin azaltılması için tüm tarafların saÄŸduyulu ve itidalli hareket etmesinin önemini vurguladı.

Åžanghay BeÅŸlisi’nin toplantısı

“Eylül ayında Åžanghay BeÅŸlisi Özbekistan’da toplanacak. Görüşmemizde Sayın Putin de rica etti, nasip olursa biz de inÅŸallah oradaki toplantıya katılacağız.” ifadesini kullanan ErdoÄŸan, şöyle devam etti:

“Åžanghay BeÅŸlisi’nin gerek üyeleri gerek gözlemci ya da diyalog ortağı olarak oraya katılacak olanlarla biz de beraber olalım diyoruz. ÖrneÄŸin Çin geliyor, öbür tarafta Suud gelecek, Katar gelecek. Orada onlarla bir arada olmayı hedefliyoruz. Åžu anda fevkalade bir durum olmazsa inÅŸallah ben de oraya katılacağım. Orada bunları çok daha iyi deÄŸerlendiririz.”

“Almanya ve Fransa, Rum-Yunan propagandasına alet oluyor”

“Avrupa derin bir enerji kriziyle baÅŸ baÅŸa. Buna karşın hem Almanya’nın hem Fransa’nın, Yunanistan’ın haksız iddialarını sahiplenerek, savunarak Türkiye’yi hedef aldıklarını görüyoruz. Türkiye tam da tahıl ve enerji krizini çözecek bir diplomasi ortaya koyarken Berlin ve Paris’ten gelen açıklamaları bu açıklamaları nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine de CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu “taraflı” açıklamalara DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu’nun gerekli yanıtları verdiÄŸini anımsattı.

Almanya ve Fransa’nın Rum-Yunan propagandasına alet olduÄŸuna dikkati çeken CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:

“Yunanistan’ın uluslararası hukuku hiçe sayan adımlarına göz yumulurken, doÄŸru olmayan deÄŸerlendirmelerle ülkemizin eleÅŸtirilmesi kabul edilemez. Avrupa’nın istikrar ve güvenliÄŸi için Türkiye’nin yeri aÅŸikar. Bu rolümüzü küresel tahıl krizinin çözümünde öncü olarak bir kez daha gösterdik. İstanbul’dan geçen Razoni kuru yük gemisi aslında bir ilkti. Bunun arkasında bu ÅŸekilde sırada olan 20 civarında gemi var. Hepsinden öte, ÅŸu anda Rusya diyor ki ‘Bizim ciddi manada çıkabilecek hazırlığımız var, gücümüz var. Bizdekilere ne zaman aracılık edeceksiniz?’ İlgili bakanlıklarımız, birinci derecede de Ticaret Bakanlığımız bu iÅŸlerin ÅŸu anda sorumlusu olduÄŸu için bu konuda hızla çalışıyorlar. Hele hele burada imzayı attıktan sonra sorumluluÄŸu daha da artmış vaziyette. Rusya diyor ki ‘Benim malım çok fazla. ÖrneÄŸin asgari 40 milyon ton ben ÅŸu anda mal çıkarabilirim.’ Tabii arada kara kediler var, güya Türkiye gemileri durdurmuÅŸ gibi dedikodu dolaÅŸtırıyorlar. Böyle bir ÅŸey yok. Aksine, ilk gemi nasıl Lübnan’a gittiyse bu tür gemilerin hepsi bizim üzerimizden gitmeleri gereken ülkelere ulaÅŸmaları için yola revan olacaklar. Bunun aracılığını da Türkiye en güzel ÅŸekilde ortaya koyacak. İstanbul’daki sözleÅŸmeyle saÄŸladığımız o baÅŸarıyı bundan sonra da devam ettireceÄŸiz.

Yunanistan İstihbarat TeÅŸkilatı BaÅŸkanı’nın istifa ettiÄŸi hatırlatılarak “Gerekçesi de Yunanistan muhalefet liderinin cep telefonundan casus yazılım bulunması. Miçotakis’in yeÄŸeninin de iÅŸin içerisinde olduÄŸu iddiaları söz konusu. Bir deÄŸerlendirmeniz olur mu?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, “Ben Yunanistan’ın içiÅŸlerine karışmam. Bu onların içiÅŸleridir.” yanıtını verdi.

“Terör örgütü PKK’nın bilindik saldırılarının deÄŸiÅŸik versiyonu”

Irak’ın Duhok vilayetinin Zaho ilçesindeki saldırıya iliÅŸkin, “9 sivil defnedilmeden iÅŸi Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaptığına dair tezvirat yaptılar. Zaho’daki son durum nedir? Bunu Türkiye’ye karşı küresel bir kumpas olarak deÄŸerlendirenler oldu. Böyle bir kumpas var mı? Birileri acaba Suriye’ye operasyon yapılacakken böyle iÅŸler mi yapıyorlar?” sorusunu yanıtlayan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, daha önce gerek DışiÅŸleri gerekse Savunma Bakanlığının konuyla ilgili açıklamaları yaptığını bildirdi.

“Bu, terör örgütü PKK’nın bilindik saldırılarının bir deÄŸiÅŸik versiyonu.” deÄŸerlendirmesinde bulunan ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

“Nasıl bugüne kadar bu tür ÅŸeyleri yapıp ondan sonra kaçtıysalar, ortada görünmeme gibi yolları seçtiyseler ÅŸimdi burada da yine aynı ÅŸekilde bu tür suikastları yaptıktan sonra topu hemen Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Türkiye’nin üzerine atmışlardır. Olayın aslı budur. Buna yönelik de bugüne kadar yapılmış olan açıklamalarımızın arkasındayız. Tabii baÅŸta Amerika olmak üzere, Avrupa’nın deÄŸiÅŸik ülkelerine bunları İletiÅŸim BaÅŸkanlığımız da anlattı ve bu ÅŸekilde süreç devam ediyor. Biz ilk andan itibaren orada yerel muhataplarımızla konuÅŸmak, görüşmek, temas saÄŸlamak suretiyle her konuda yardımcı olabileceÄŸimizi, bu olayın açığa çıkması için elimizden geleni göstereceÄŸimizi kendilerine söyledik. Bu teklifimiz halen baki. Onlar da teÅŸekkür ettiler. Hatta oradaki yaralılarla alakalı eÄŸer arzu ederlerse onlara saÄŸlık desteÄŸi saÄŸlayabileceÄŸimizi kendilerine ifade ettik. Sadece Kuzey Irak’ta veya Irak’ta deÄŸil, biz oradan ülkemize alıp en yakın vilayetlerdeki ÅŸehir hastanelerimizde, eÄŸitim araÅŸtırma hastanelerimizde, ameliyatsa ameliyat, bakımsa bakım bunların hepsini yapabileceÄŸimizi söyledik. Bütün muhataplarımıza taziyelerimizi ilettik. Bizim baÅŸlangıçtan itibaren yaptığımız bütün operasyonlarda sivillerin, tarihi, dini, kültürel yapıların ve çevrenin dokunulmaz olduÄŸunu, planlamada ve icrada kesinlikle bu konulara hiçbir ordunun yapmadığı kadar dikkatli ve hassasiyetle yaklaÅŸtığımızı ilave ettik. Zaho’daki olaydan sonra Musul KonsolosluÄŸumuza bir saldırı oldu. Oranın bir sivil hedef olduÄŸu biline biline oraya aleni saldırı yapıldı. Kimin sivil hedeflere saldırabileceÄŸini, bu alçaklığı kimlerin yapabileceÄŸini herkesin görmesi lazım.”

HDP’nin Zaho’daki olayı “Zaho ikinci Uludere’dir” ÅŸeklinde deÄŸerlendirmesinin ardından CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun da “helalleÅŸme” konsepti altında Uludere’ye gittiÄŸi hatırlatılarak “Bu helalleÅŸme konsepti altında Uludere’ye gidilmesini, HDP’nin çaÄŸrısının iki hafta sonra gidilmesini nasıl deÄŸerlendirirsiniz?” sorusu üzerine CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:

“Biliyorsunuz ben Uludere’deki o olayda ebediyete irtihal eden bütün kardeÅŸlerimizin aileleriyle bir araya geldim. Şırnak’ta Åžerafettin Elçi Havalimanı’nın açılışında o ailelerle görüşmelerimi yaptım. Bizzat eÅŸimi de Uludere’ye gönderdim. EÅŸim Uludere’ye gitti, oradaki ailelerle yerinde görüşmeler yaptı. Dolayısıyla bizim Bay Kemal gibi kalkıp da nerede bir fırsatçılık var, o fırsatçılık anı geldiÄŸinde onlarla bir araya gelmek gibi bir yaklaşımımız yok. Bay Kemal helalleÅŸmeden bahsediyor. Sen bu ifadeyle bir defa kendini açığa çıkarıyorsun. Nedir o? Bir yerde bir borç varsa gidersin helalleÅŸirsin. Demek ki sen bu iÅŸlerde tarafsın. Böyle bir durum zaten söz konusu. Onun için de helalleÅŸme zarureti doÄŸuyor. Bizim öyle bir helalleÅŸme sıkıntımız yok. Çünkü biz bütün vatandaÅŸlarımıza karşı her türlü yapmamız gerekenleri yaptık, yapıyoruz ve bundan sonra da aynı ÅŸekilde yapmaya devam edeceÄŸiz. Bizim vatandaÅŸlarımıza karşı hak noktasında evelallah bir sıkıntımız yok, buna inanıyoruz. Hele hele orada belediyeyi de biz kazandığımız için, nasıl oluyor bu iÅŸ, hem öyle hem öyle.”

KPSS’nin iptali

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, KPSS’nin iptal edilmesi hatırlatılarak “Son duruma iliÅŸkin bilgi verebilir misiniz? FETÖ parmağı var mı? Sosyal medya tarandığında, bakıldığında resmi olarak parmağı olmasa da hükümetle gençleri karşı karşıya getirmek isteyen bir FETÖ’cü grubun varlığı çok aÅŸikar görülüyor.” sorusunu yanıtlarken “FETÖ’cü grup mu desek, 6’lı masa mı desek, bir de masanın altı var, yedi…” ifadelerini kullandı.

“Åžimdi dikkat ederseniz, aynı anda hepsi adeta aynı cümlelerle, aynı kelimelerle bunu tanımlamaya çalıştılar.” diyen CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, konuÅŸmasını ÅŸu sözlerle sürdürdü:

“Yani biz orada boÅŸta bulunsak veya boÅŸluÄŸa düşsek bunu seçime kadar satacaklardı. Çünkü gençleri nasıl aldatırız gayreti içerisindeler. Tabii bu tutmadı çünkü biz durumu gördük. Durumu gördükten sonra ben ÖSYM BaÅŸkanı olan arkadaşımızı da bir zan altında bırakmak istemem ama soruÅŸturmaların hayırlı bir netice vermesi noktasından hareketle kendisini görevden almak suretiyle oraya hemen 24 saati bulmadan bir arkadaşımızın atamasını yaptık. Bu atamayla beraber de hemen ekibini en güzel ÅŸekilde kurması için talimat verdik. Üst düzey de bir ekip oluÅŸturduk ve bu ekiple çalışmalarına anında baÅŸladılar. Atamayı yaptığımız gibi çalışmayla da hemen ertesi sabah çıktı basın toplantısını yaptı ve önümüzdeki ayın 17’sinde de süreci baÅŸlatma kararını aldık. Sınavı iptal edilenlerden herhangi bir ücret talebi de kesinlikle olmayacak. ÖSYM, bundan sonraki süreci, kademeleri de inÅŸallah en güzel surette devam ettirerek, ÅŸaibeleri de ortadan kaldırarak yoluna devam edecek.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Siz Sayın Kemal KılıçdaroÄŸlu’nu eleÅŸtirirken sürekli ‘Bay Kemal’ ifadesini kullanıyorsunuz. O da ‘Evet ben Bay Kemal’im dedi. Buna dair ne diyorsunuz? Bay Kemal demeye devam edecek misiniz?” sorusuna ÅŸu cevabı verdi:

“Åžimdi burada da söyledik ya… Bay Kemal tabii uzun zamandır kendisine lütfettiÄŸimiz bir isimdi ama bu ismi kabullenmekte önce zorlandı, sonra kabul etti. Bize düşen nedir? Hayırlı olsun demektir. Fakat enteresan olan bir ÅŸey daha var, bizim bu ziyaretler de kendisini rahatsız ediyor. Biz bu ziyaretleri yapacağız. Ne Bay Kemal ana muhalefet olarak ne yavru muhalefet, onlar bu tür ÅŸeylere giremezler. Bizim ÅŸu 40 yıllık siyasetimizin tamamı elhamdülillah bu yolda geçti. Dünyanın gitmediÄŸimiz ülkeleri istisnadır, nadirdir. Bundan sonraki süreçte de Rabbimizin bize verdiÄŸi ömür boyunca bunları inÅŸallah yapmaya devam edeceÄŸiz.”

Kaynak: AA

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir