Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, Suriye veya Afganistan kaynaklı ilave bir göç yükünü kaldıramaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye, Suriye veya Afganistan kaynaklı ilave bir göç yükünü kaldıramaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye, Suriye veya Afganistan kaynaklı ilave bir göç yükünü kaldıramaz

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Halihazırda çeÅŸitli statülerde 5 milyonu aÅŸkın sığınmacıya ev sahipliÄŸi yapan Türkiye, Suriye veya Afganistan kaynaklı ilave bir göç yükünü kaldıramaz.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Malazgirt Zaferi‘nin 950’nci yıl dönümü dolayısıyla Ahlat‘a gelen büyükelçilere Ahlat CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde akÅŸam yemeÄŸi verdi.

 

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Malazgirt Zaferi’nin 950’nci yıl dönümü dolayısıyla Ahlat’a gelen büyükelçilere Ahlat CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde akÅŸam yemeÄŸi verdi.

Burada yaptığı konuşmada büyükelçilere, davete icabet ederek, bugünkü heyecana ortak oldukları için teşekkür eden Erdoğan, hem 950 yıl evvel yazılan büyük bir kahramanlık destanını anmak hem de milletin barış ve dostluk mesajlarını büyükelçiler vasıtasıyla tüm dünya ile paylaşmak üzere toplandıklarını belirtti. Erdoğan, programın hayırlara vesile olmasını diledi.

Büyükelçilerin birçoÄŸuyla 18-20 Haziran’da Antalya Diplomasi Forumu’nda bir araya geldiklerini anımsatan ErdoÄŸan, forumda Türkiye’nin dış politika önceliklerine ve ortak gündemi meÅŸgul eden meselelere dair görüşleri paylaÅŸma fırsatı bulduklarını söyledi. ErdoÄŸan, “Gelecek yıl mart ayında düzenlemeyi öngördüğümüz ikinci forumumuzda da sizlerle yeniden buluÅŸmayı, fikir teatisi yapmayı ümit ediyoruz. Hem ülkelerinizin saygıdeÄŸer liderleri ve bakanlarını hem de siz temsilcilerini çok daha geniÅŸ bir katılımla Antalya’ya bekliyoruz.” diye konuÅŸtu.

Malazgirt’in, Türk milletinin bu topraklardaki yaklaşık bin yıllık mevcudiyetinin baÅŸlangıç noktası olduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın sayıca kendisinden 4 kat fazla Bizans ordusu karşısında elde ettiÄŸi kesin zaferle 1071’de Anadolu’nun kapılarını bir daha kapanmamak üzere açtığını anlattı. ErdoÄŸan, Malazgirt Zaferi ile Anadolu’daki Türk varlığının tescil edildiÄŸini ve bir Türk yurdu haline geldiÄŸini belirtti.

O gün Türk milletinin karakterini yansıtan çok önemli hadiseler yaşandığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sultan Alparslan ile Bizans Ä°mparatoru Romen Diyojen arasında geçen ÅŸu diyalog iki tarafın savaÅŸ ahlakını göstermesi açısından son derece ibretliktir. Savaşı kaybeden ve Selçuklu’ya esir düşen Romen Diyojen’i Malazgirt’in muzaffer komutanı Sultan Alparslan’ın huzuruna çıkarırlar. Sultan Alparslan, Romen Diyojen’e ‘eÄŸer ben senin önüne esir olarak getirilseydim ne yapardın’ diye sorar. Bu soruya imparatorun cevabı ‘kötülük yapardım’ olur. Sultan, ‘peki benim sana ne yapacağımı zannediyorsun’ dediÄŸinde, imparator 3 alternatif sayar, ‘beni ya öldürürsün, ya Ä°slam ülkelerinde teÅŸhir edersin ya da uzak bir ihtimal olmakla beraber affeder, fidye ve vergi alır, beni kendine naip edersin.’ Bunun üzerine Sultan sonuncusunu kastederek, ‘Ben de zaten bundan baÅŸka bir ÅŸey düşünmedim’ cevabını verir.”

“Gönüller fethetmek, ÅŸehirler, ülkeler fethetmekten daha önemlidir”

Sultan Alparslan’ın Bizans Ä°mparatorunu bağışladığını, birçok kaynaÄŸa göre gönlünü hoÅŸ ederek ülkesine gönderdiÄŸini aktaran ErdoÄŸan, “Ä°ÅŸte bu millet böyle bir millet. Sultan Alparslan’ın hasmına karşı gösterdiÄŸi bu alicenaplık Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar devlet idarecilerimize bir gelenek olarak kalmıştır. Aynı affediciliÄŸi Ä°stanbul’un fethinden sonra Sultan Fatih, ayaklarına kapanan halka karşı sergilemiÅŸtir. Çünkü bizim kültürümüzde aslolan toprak deÄŸil, gönül kazanmaktır. Gönüller fethetmek, ÅŸehirler, ülkeler fethetmekten daha önemlidir. Gönülleri fethettiÄŸinizde diÄŸer kısmı zaten kendiliÄŸinden gelecektir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Milletin yolculuğunu maziden atiye kurulan sağlam bir köprü olarak gördüklerini belirten Erdoğan, geçmişten aldıkları hazineyi geleceğe taşımanın mücadelesini verdiklerini söyledi. Erdoğan, içeride ve dışarıda adımları atarken, maziden aldıkları güç ve ilhamla politikalarını belirlediklerini bildirdi.

Åžeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye yaptığı “Ey oÄŸul insanı yaÅŸat ki devlet yaÅŸasın” öğüdünün, asırlardır olduÄŸu gibi bugün de kendilerine yol gösterdiÄŸini anlatan ErdoÄŸan, “GiriÅŸimci ve insani dış politikamızın köşe taÅŸlarından biri de bize miras kalan bu ilkelerin yaÅŸatılması ve uygulanmasıdır.” diye konuÅŸtu.

Geçen hafta 10. yıl dönümü geride kalan Somali ziyaretinden sığınmacılar meselesine, bölgeyi derinden etkileyen krizler karşısında tavırlarını daima vicdan ve adalet odaklı belirlediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“VatandaÅŸlarımızın güvenliÄŸini temin amacıyla terör örgütlerine yönelik gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz sınır ötesi operasyonlarda yine bu anlayışla hareket ettik. Kimsenin toprağında, egemenliÄŸinde, yer altı ve yer üstü zenginliklerinde gözümüzün olmadığını hem sözlerimizle hem de eylemlerimizle ortaya koyduk. Bölgemizde süregiden gerilimleri suhuletle çözüme kavuÅŸturmak için ikili ve çok taraflı olarak pek çok adım attık.

DaÄŸlık KarabaÄŸ’daki iÅŸgalin sona ermesiyle birlikte bölgemizde kalıcı barış adına yeni bir fırsat penceresi açıldığını, Ermenistan’ın bunu deÄŸerlendirmesi halinde bizim de gerekeni yapacağımızı ifade ettik.”

Dünya genelinde 4,5 milyon insanın hayatına mal olan koronavirüs salgını karşısında, eldeki tüm imkanları dost ve kardeÅŸ ülkelerle paylaÅŸmaktan çekinmediklerini de anlatan ErdoÄŸan, Türkiye’den talepte bulunan 159 ülke ve 12 uluslararası kuruluÅŸa saÄŸlık malzemesi gönderdiklerini söyledi.

Türkiye’nin kritik bir dönemeçten geçen Afganistan’da da benzer bir insani duruÅŸ sergilediÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, “Havaalanında gerekli düzenin saÄŸlanması ve tahliye operasyonlarının devam etmesi için orada görevli askerlerimiz ve diplomatlarımız olaÄŸanüstü çaba harcıyor. Afganistan’da mahsur kalan vatandaÅŸlarımızın tahliye iÅŸlemlerini zor ÅŸartlar altında baÅŸarıyla sürdürüyoruz. Uluslararası kuruluÅŸlar ve diÄŸer ülkeler arasındaki diplomatik iliÅŸkilerle beraber diplomatik temsilcilikleriyle vatandaÅŸlarına yönelik tahliye çalışmalarına da destek saÄŸlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Uluslararası toplumun Afganistan’a iliÅŸkin atacağı adımlar büyük önem taşıyor”

Uluslararası toplumun Afganistan’a iliÅŸkin atacağı adımların büyük önem taşıdığını vurgulayan ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Afganistan’da birinci öncelik, halkın güvenliÄŸinin tesis edilmesi için otorite boÅŸluÄŸunun giderilmesi ve hayatın normalleÅŸtirilmesi olmalıdır. Afganistan’da tüm toplum kesimlerini yansıtan, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yönetimin kurulması gerekiyor. Taliban liderlerinden gelen mesajlara ÅŸimdilik ihtiyatlı bir iyimserlikle yaklaşıyoruz. Elbette önümüzdeki sürecin nasıl ÅŸekilleneceÄŸini Taliban’ın sözleri deÄŸil icraatları, eylemleri ve atacağı adımlar belirleyecektir.”

Belirsizliğin yanı sıra koronavirüs salgını, kuraklık ve ekonomik sorunların da Afgan halkının yükünü daha da ağırlaştırdığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bugün milyonlarca Afgan, temel gıda malzemelerine muhtaç durumdadır. Yönetimde kim olursa olsun uluslararası toplumun Afganistan’a bu zor günlerinde yardım etmesi ve dayanışma göstermesi zaruridir. Türkiye olarak kardeÅŸliÄŸimizin gereÄŸini yerine getirmeyi sürdüreceÄŸiz. Tabii bir baÅŸka önemli boyut da giderek artan düzensiz göç baskısıdır. Halihazırda çeÅŸitli statülerde 5 milyonu aÅŸkın sığınmacıya ev sahipliÄŸi yapan Türkiye, Suriye veya Afganistan kaynaklı ilave bir göç yükünü kaldıramaz ama ÅŸunu da söylemek zorundayım. Türkiye’nin maalesef öyle bir ana muhalefeti, muhalefeti var ki 1,5 milyon Afganlının Türkiye’de olduÄŸunu söylüyor. BaÅŸtan aÅŸağı yalan. Åžu anda ülkemizde kayıtlı kayıtsız 300 bin Afganlı göçmen vardır. Ãœlkemizin batı sınırlarında yeni durumların yaÅŸanmaması için göç baskısının azaltılması, bunun için de Afganistan’ın istikrara kavuÅŸması önem taşıyor. Türkiye, bu amaç doÄŸrultusunda Afganistan’daki tüm taraflarla yakın diyalog içinde olmaya devam edecektir.”

Koronavirüs salgınının dili, dini, rengi, ülkesi ne olursa olsun tüm insanlığın, 8 milyarlık büyük bir aile olduÄŸunu gösterdiÄŸini belirten ErdoÄŸan, “Aynı ÅŸekilde son dönemde yaÅŸadığımız sel, yangın ve deprem felaketleri de bizlere kaderimizin ortak olduÄŸunu hatırlatmıştır. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸinin olumsuz sonuçlarından hiçbirimizin azade olmadığını artık görüyor, yaşıyor, acı bir ÅŸekilde tecrübe ediyoruz.” dedi.

Giderek büyüyen bu tehditlerle mücadele konusunda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, herkesin önemli sorumlulukları olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Son hadiseler ışığında gördük ki hiçbir ülke bu tehditten münferiden muaf deÄŸildir. Salgın sürecinde olduÄŸu gibi bu sorunun çözümü için de uluslararası iÅŸ birliÄŸini güçlendirmemiz ÅŸarttır. Bizlere emanet olan dünyayı gelecek nesillere daha yaÅŸanabilir ÅŸekilde bırakmak, hepimizin ahlaki ve vicdani görevidir.

Son 19 yılda 5,4 milyar fidanı toprakla buluÅŸturmuÅŸ, orman varlığını 2,1 milyon hektar artırarak 22,9 milyon hektara çıkarmış bir yönetim olarak, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ile mücadelede de irademiz tamdır. Ãœlkemizde meydana gelen yangın ve sel felaketleri için yardım gönderen, taziye mesajı yollayan, acımızı paylaÅŸan tüm ülkelere ÅŸahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Dostlarımızın gösterdiÄŸi bu dayanışmayı asla unutmayacağız. Malazgirt Zaferi’nin 950. yıl döneminde bizimle birlikte olduÄŸunuz, heyecanımızı paylaÅŸtığınız için tekrar sizlere teÅŸekkür ediyorum.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir