CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan: (Twitter) Türkiye’yi sansürle suçlayanlar, sansürün daniskasını yapanlar için tek kelime etmiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan (Twitter) Türkiye'yi sansürle suçlayanlar, sansürün daniskasını yapanlar için tek kelime etmiyor
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “(Twitter) Ağızlarını her açtıklarında Türkiye’yi sansürcülükle suçlayanlar, sansürün daniskasını yapanlar hakkında tek bir kelime dahi etmiyorlar.” dedi.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, “Türkiye’nin kültürel zenginliÄŸini yansıtan Anadolu medyası ne kadar etkin ve yaygın olursa, demokrasimiz de o derece güçlü olacaktır.” dedi.
ErdoÄŸan, Anadolu Yayıncılar DerneÄŸince (AYD) CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “7. Anadolu Medya Ödülleri” Töreni’ne katıldı.
Buradaki konuÅŸmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak baÅŸlayan ErdoÄŸan, Anadolu Yayıncılar DerneÄŸi tarafından düzenlenen Medya Ödüllerinin 7’ncisinde bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduÄŸunu belirtti.
Ödülleri takdim edecekleri kurumları ve medya mensuplarını tebrik eden Erdoğan, toplam 320 mahalli ve bölgesel radyoyu, televizyonu, gazeteyi, dergiyi aynı çatı altında bir araya getiren Anadolu Yayıncılar Derneğinin başarı çıtasını her yıl bir adım daha yukarı taşıdığını söyledi.
Derneğin yerel medya gündemini millete ve milletin kadim değerlerine sabitleyerek yürüttüğü çalışmaları takdirle karşıladıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin kültürel zenginliÄŸini yansıtan Anadolu medyası ne kadar etkin ve yaygın olursa, demokrasimiz de o derece güçlü olacaktır. Anadolu medyasının sesi ne kadar gür çıkarsa, milletimizin talep ve beklentileri de o derece makes bulacaktır. Sizleri sıradan birer yerel medya kuruluÅŸundan ziyade, on yıllardır sesine kulak verilmeyen milyonların medyadaki temsilcisi olarak görüyoruz. Her biriniz varlığınızla ülkemize, medya ikliminin çeÅŸitlenmesine önemli katkılar sunuyorsunuz. Mahalli medyanın halkımızın doÄŸru bilgilendirilmesinde oynadığı kritik role özellikle son yıllarda defalarca ÅŸahit olduk. Gezi olaylarından 17-25 Aralık giriÅŸimine, terör saldırılarından 15 Temmuz ihanetine kadar yaÅŸadığımız her kritik dönemeçte Anadolu medyası milli irade ve demokrasiden yana çok net bir tavır aldı.”
Türk demokrasisinin üzerinden vesayetin gölgesini kaldırmaya dönük her hamlelerinde, yerel medyanın desteÄŸini bizzat görüp tecrübe ettiklerini belirten ErdoÄŸan, “Lafa gelince ‘özgür basından’ dem vuranların, darbecilere alkış tuttuÄŸu bir dönemde sizler cesaretle demokrasimize sahip çıktınız. Küresel sistemin çarpıklıklarının temsilcisi odaklarla bir olup siyasete ayar veren kalemÅŸorlar karşısında, yerli ve milli basının nasıl olması gerektiÄŸini yine sizler gösterdiniz.” diye konuÅŸtu.
“Her zaman güçlü bir irade sergiledik”
Örnek duruÅŸlarından dolayı yerel medyaya teÅŸekkür eden ErdoÄŸan, “Biz de sizlerin etkinliÄŸini daha da artırmak ve medyamızdaki farklı sesleri çoÄŸaltmak için yerel kuruluÅŸlarımıza destek verdik.” dedi.
Bürokratik iş ve işlemlerin kolaylaştırılması başta olmak üzere pek çok alanda yerel medyanın yükünü hafiflettiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları ifade etti:
“Sorunlarınızın çözümü noktasında her zaman güçlü bir irade sergiledik. Anadolu medyasına ve temsilcilerine kapımızı daima açık tuttuk. İnÅŸallah bundan sonra da sizlere kulak vermeyi, sizlerle dayanışma içinde hareket etmeyi sürdüreceÄŸiz. Özgür, tarafsız, halka karşı kendini sorumlu hisseden bir medyanın demokrasiler açısından taşıdığı önemi hepimiz biliyoruz. Bunun için literatürde medyayı tarif ederken sık sık ‘dördüncü kuvvet’ kavramına baÅŸvurulduÄŸunu görüyoruz. ‘Dördüncü kuvvet’ ifadesi bizim medyamızın da sahiplendiÄŸi, bilhassa siyaset kurumu ile olan iliÅŸkilerinde sıkça referans aldığı bir kavramdır. Kamu adına siyaset kurumunu izleyen, denetleyen, varsa hatalarını ortaya çıkaran bir medya elbette bu tanımı ziyadesiyle hak eder. Medyanın asli görevi de zaten vatandaÅŸ adına gözcülük yapmaktır. Millete ve memlekete hizmet gayesiyle hareket eden hiç kimse böyle bir medyanın varlığından rahatsız olmaz, olmamalıdır.”
Türkiye’de “dördüncü kuvvet” ifadesinin genellikle yanlış yorumlandığına, millet ve milletin seçtikleri üzerinde bir tahakküm aracına dönüştürülmeye çalışıldığına dikkati çeken ErdoÄŸan, medyanın önemli bir kısmının bilhassa darbe dönemlerinde halkın sesi olmak yerine, antidemokratik güç odaklarının dümen suyuna girmeyi tercih ettiÄŸini hatırlattı.
“Hiç uzaÄŸa gitmeye gerek yok”
Gazete manşetlerinin, sayfa köşelerinin, televizyon ekranlarının siyaseti ve toplumu yönlendirmek, siyasetçiyi hizaya sokmak, hatta alenen tehdit etmek amacıyla kullanıldığını belirten Erdoğan, 27 Mayıs öncesinde ana akım medyanın yalan ve iftira dozu yüksek, utanç verici manşetlerle resmen darbeye ortam hazırladığını anımsattı.
Aynı şekilde 12 Eylül darbecilerine manşetlerinden selam çakan medya kuruluşlarının, kalemşorların olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ülkenin seçilmiÅŸ baÅŸbakanına ‘sivil diktatör’ diyecek kadar muvazeneyi kaybeden gazeteler, gazeteci kılıklı tetikçiler gördük. Hiç uzaÄŸa gitmeye gerek yok, daha dün gibi hatırladığımız 28 Åžubat döneminde muhtıracıların haber bülteni gibi yayın yapan medya organları vardı. OkuduÄŸumuz bir ÅŸiir sebebiyle hakkımızda verilen mahkeme kararını ‘muhtar bile olamayacak’ manÅŸetleriyle adeta kutlayan gazeteler gördük. Tabii burada iki önemli vurgu var, bir, muhtarları küçümsemek, iki, yarının siyasetine kendine göre yön vermek. Ne oldu? O kadar ufkunuz dar, o kadar kısır ki ‘muhtar bile olamaz’ dediÄŸiniz kiÅŸi, CumhurbaÅŸkanı oldu. Önce bu baÅŸlıkları atanlara bir ÅŸey hatırlatmak lazım, kendinize ayar verin. EÄŸer ayar vermezseniz, millet size ayar verir.”
ErdoÄŸan, bazı medya kuruluÅŸlarının, hükümetleri döneminde yaptıkları bir yasa deÄŸiÅŸikliÄŸine “411 el kaosa kalktı” diye baÅŸlık attığını hatırlattı.
Vesayet odaklarına açıkça davetiye çıkaran medya kuruluÅŸları olduÄŸunu, Kandil’dekileri “Yere izmarit atmıyorlar” manÅŸetleriyle övgü yaÄŸmuruna boÄŸan basın yayın organları gördüklerini dile getiren ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Åžu anda o Kandil’deki baronlar 10 yaşında, 11 yaşında, 12,13,14 yaşındaki kız yavrularının taciz edildiÄŸi merkezler haline geldi. Bay Kemal niye konuÅŸmuyorsun, oraya niye sesin çıkmıyor? Diyarbakır annelerine niye bir ziyaret yapmıyorsun, orayla niye bir irtibat kurmuyorsun? İşte sen kurmazsan millet sana hizaya gelmeyi gösterecek.
Åžahsımıza manÅŸetlerden ömür biçilmesinden terör eylemlerinin açıkça desteklenmesine, kadınlarımıza hakaret eden köşe yazarlarından bebek katillerine sahip çıkanlara kadar medyamızda dördüncü kuvvet ifadesiyle asla baÄŸdaÅŸmayacak kepazeliklerle karşılaÅŸtık. Hep söylediÄŸimiz gibi biz bugünlere sadece darbecilere, çetecilere, terör örgütlerine meydan okuyarak gelmedik. Biz aynı zamanda ÅŸahsımızı, davamızı, partimizi ve milli iradeyi hedef alan kirli manÅŸetlerle çarpışa, çarpışa bugünlere geldik.”
ErdoÄŸan, gerçeÄŸin peÅŸinden koÅŸmak yerine yerel ve küresel güç odaklarına tetikçilik yapanlara raÄŸmen mücadelelerini yürüttüklerini vurgulayarak, “DuruÅŸumuzu hiçbir zaman bozmadık. Yalan ve iftiraya asla teslim olmadık. İtibar suikastleri karşısında geri adım atmadık. Haysiyet fukaralarının tehditlerine boyun eÄŸmedik. Karşımızdakiler ne yaparsa yapsın, biz daima hakkın ve hakikatin hatırını üstte tuttuk.” diye konuÅŸtu.
“Türkiye Yüzyılı’nı medyamızla birlikte yükselteceÄŸiz”
Milletle ve milli iradenin sesi olan basın yayın kuruluÅŸlarıyla omuz omuza hareket ederek, tarihi nitelikte pek çok demokratik kazanıma imza attıklarını dile getiren ErdoÄŸan, “İnÅŸallah Türkiye Yüzyılı’nı da medyamızla birlikte yükseltecek ve gençlerimize emanet edeceÄŸiz.” dedi.
ErdoÄŸan, Türkiye’nin yaÅŸadığı tüm bu olumsuzluklara raÄŸmen son 20 yılda demokrasiyle birlikte basın ahlakı ve hürriyetinde de bir seviye atladığını ifade ederek, şöyle konuÅŸtu:
“Ülkemizin basın yayın tarihini bilen ve elini vicdanına koyup objektif bir muhasebe yapan herkes medyamızın bugün daha bağımsız, daha çoÄŸulcu, daha zengin bir yapıya sahip olduÄŸunu kabul edecektir. Gerçekten de 2023’ün Türkiye’sinde basın 90’lara, 80’lere, 70’lere göre çok daha özgürdür, serbesttir, halkın gözünde daha çok itibar kazanmıştır. Hangi cenahta yer alırsa alsın basın yayın kuruÅŸları asli görevlerini hakkıyla yerine getirebilme selahiyetine bizim dönemimizde kavuÅŸmuÅŸtur.
Terörü övmediÄŸi, ÅŸiddete teÅŸvik etmediÄŸi, dezenformasyon yapmadığı müddetçe herkes istediÄŸini yazmakta, söylemekte, ifade edebilmektedir. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuÅŸanların sipariÅŸleri üzerine hazırlanan sözde raporlar bu gerçeÄŸi deÄŸiÅŸtirmeyecektir. Bunların ne bizim ne milletimizin nazarında hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Türkiye ile ilgili demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin söz konusu kendileri ve çıkarları olunca nasıl faÅŸizanca davrandıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Devletin gizli belgelerini çarÅŸaf çarÅŸaf yayınlayan Fetoculara, gazeteci diye sahip çıkanlar, çok daha basit meseleler için basın yayın organlarının kapısına kilit vurmaktan çekinmediler.”
ErdoÄŸan, 252 kiÅŸinin ÅŸehit olduÄŸu FETÖ’nün 15 Temmuz darbe giriÅŸimi sonrasında kendilerini insafsızca eleÅŸtirenlerin, kendi ülkelerindeki darbe söylentileri karşısında ortalığı ayaÄŸa kaldırdığını belirterek, “İşte Fransa’nın halini görüyorsunuz, İngiltere’nin halini görüyorsunuz, Almanya’nın halini görüyorsunuz, daha ileri gidiyorum Amerika’nın halini görüyorsunuz.” dedi.
Gezi olaylarını hatırlatan ErdoÄŸan, “Esnafımızın malını, mülkünü yaÄŸmalayan vandalları kahramanlaÅŸtıranlar, benzer hadiseler Paris’te ve Washington’da yaÅŸandığında eylemcileri hemen terörist ilan ettiler. Fransız sokaklarını ateÅŸe veren sarı yeleklilere ‘demokrasi havarisi’, Amerikan Kongresi’ni silahla basanlara ‘özgürlük savaşçısı’ diyen hiçbir uluslararası medya organı görmedik, duymadık.” ifadelerini kullandı.
“Bunların hiçbirinin derdi basın özgürlüğü deÄŸildir, insan hakları deÄŸildir”
“Aynı çifte standarda son günlerde el deÄŸiÅŸtiren bir sosyal medya ÅŸirketiyle ilgili süreçte de ÅŸahitlik ediyoruz. Herhalde neresi olduÄŸunu anladınız?” diyen ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Güya özgürlükten ve kiÅŸi mahremiyetinden asla taviz vermeyen bu sosyal medya platformunun kimlerle iÅŸ tuttuÄŸu, perde arkasından neler servis ettiÄŸi, haz etmediÄŸi kiÅŸiler ve fikirler hakkında nasıl sansür uyguladığı tek tek ortaya çıkıyor ancak ne uluslararası medya organları ne de insan hakları kuruluÅŸları bu skandallar karşısında hiçbir tepki göstermiyor. Ağızlarını her açtıklarında Türkiye’yi sansürcülükle suçlayanlar, sansürün daniskasını yapanlar hakkında tek bir kelime dahi etmiyorlar. Milyarlarca insanın iletiÅŸim hakkını gasbedenler hiçbir ÅŸey olmamış gibi demokrasi ve özgürlüklerden dem vurmaya devam ediyor.
Sadece bu örnekler bile ülkemizi eleÅŸtirenlerin ne kadar bozuk ve kirli bir sicile sahip olduklarını ispat etmeye yeterlidir. Bunların hiçbirinin derdi basın özgürlüğü deÄŸildir, insan hakları deÄŸildir, demokrasi asla deÄŸildir. Bunların tek derdi kendi çarpık düzenlerini ayakta tutmak, Türkiye gibi tekerlerine çomak sokan ülkelerin önünü her türlü aracı, yalanı, iftirayı kullanarak kesmektir ama artık Türkiye’nin önünü kesemeyeceksiniz. Onlar eski Türkiye’de kaldı. Åžimdi yeni Türkiye var, yeni Türkiye Yüzyılı var.”
Erdoğan, teknolojideki gelişmelerin beraberinde yeni iletişim mecralarını da getirdiğine dikkati çekerek, eskiden gazetecilik mesleğiyle uğraşanlara mahsus imkanların artık internet bağlantılı cep telefonuna sahip herkes tarafından kullanılabildiğini söyledi.
Herhangi bir sınırlama olmadan herkesin eşit şartlarda üye olabildiği küresel sosyal medya platformlarının adeta tek kişilik medya mecraları ortaya çıkardığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu durum bilginin hızlı dolaşımına katkı saÄŸlama yanında her türlü yalanın, iftiranın, çirkinliÄŸin de önünü açmıştır. Yalan haber sadece insanı deÄŸil, günümüz demokrasilerini de tehdit eden unsurlardan biri haline gelmiÅŸtir. Maalesef bu hastalık medya kuruluÅŸu sıfatıyla faaliyet yürüten yapıları da sarmıştır. Meydanı hangi unvan ve saikle olursa olsun insanların haklarına, hukuklarına, onurlarına, mahremiyetlerine saldırarak kendini var etme veya çıkar saÄŸlama peÅŸinde koÅŸanlara bırakamayız. Burada sizlerin çok önemli görevleri var. Hele hele yerel medyanın çok ama çok önemli görevi var. Bize ülkeyi yönetme yetkisi veren milletimiz, diÄŸer eser ve hizmetler yanında kendinin bu çerçevedeki hak arama ve haysiyetini koruma sorumluluÄŸunu da üzerimize yüklemiÅŸtir.”
Erdoğan, geçen aylarda Mecliste kabul edilerek yürürlüğe giren ve kamuoyunda dezenformasyon yasası olarak bilinen hukuki düzenlemenin gerisinde de bu gayenin olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Gerçi biliyorsunuz, birileri hemen bu yasanın bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine koÅŸtu ama Mecliste öyle yapmadılar. Oy birliÄŸiyle çıktı, hemen ardından Anayasa Mahkemesine gittiler. Bu ne perhiz, bu ne lahana turÅŸusu. Özellikle internet üzerinden yürütülen medya faaliyetlerini idari ve hukuki zemine oturtmayı amaçlayan bu düzenleme, asli meslek olarak bu iÅŸi yapanları önemli ölçüde rahatlatmıştır. Böylece artık gerçekten gazetecilik faaliyeti yürütenler ile gazetecilik görüntüsü altında ÅŸarlatanlık yapanların ayrımı daha da kolaylaÅŸmıştır. Bu düzenleme kapsamında resmi ilanların yayın mecralarına internet haber sitelerinin de eklenmesiyle bir adaletsizlik giderilmiÅŸtir. Yalan ve yanlış haber yayanlar için getirilen müeyyidelerle halkın internet medyasına olan güvenin güçlendirilmesi amaçlanıyor.”
ErdoÄŸan, her alanda olduÄŸu gibi medya mecralarında da idari ve hukuki düzenlemelerden daha önemlisinin ahlaki ilkeler olduÄŸunun altını çizerek, “Malum olduÄŸu üzere enflasyonla mücadele kapsamında fahiÅŸ fiyat artışlarına karşı kamuoyunu ikaz ederken de aynı hatırlatmayı yapıyoruz. Ahlaki ilkeleri tamamen bir kenara bırakarak, Allah korkusu, kuldan utanma duygusu olmadan sadece bireysel çıkar, kar, kazanç hırsıyla hareket edenleri hiçbir kural, hiçbir kaide durduramaz. Bunlar her kuralın arkasında fırıldak gibi dönecek, dolaÅŸacak, her kaideyi aÅŸacak sinsi bir yol bulurlar.” diye konuÅŸtu.
Türkiye Yüzyılı vizyonunun baÅŸlıklarından birini “deÄŸerlerin yüzyılı” olarak belirlemelerinin sebebinin de bu olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Aileden baÅŸlayarak, eÄŸitimin tüm kademelerine ve çalışma hayatına kadar her alanda insanlarımızı, medeniyetimizin deÄŸerleriyle buluÅŸturacak bir iklim inÅŸa etmeyi hedefliyoruz. Hiç şüphesiz medya bu gayretin hem en önemli unsuru hem de taşıyıcısı olacaktır. Anadolu medyasının ise ismine yakışır ÅŸekilde bu mücadelede en ön safta yer alacağına inanıyorum. Sizlerin ÅŸahsında hakkın hatırını yere düşürmeyen tüm gazetecilerimize, medya kuruluÅŸlarımıza tekrar teÅŸekkür ediyorum. Bu duygularla bir kez daha 7. Anadolu Medya Ödülleri’ne layık görülen isimleri ve kurumları tekrar tebrik ediyorum.”
“Ezandan, Cumhuriyet’ten, bayraktan yana tarafız”
AYD Genel BaÅŸkanı Sinan Burhan da törende yaptığı konuÅŸmada, Anadolu medyasına verdiÄŸi deÄŸer için CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a şükranlarını sundu.
AK Parti’nin, 20 yıllık iktidarında, ulaşımdan saÄŸlığa, tarımdan milli savunmaya kadar binlerce büyük projeye imza attığını hatırlatan Burhan, “2023 hedefleri doÄŸrultusunda da bu yönde adım atmaya devam ediyorsunuz ancak bize göre en önemli projeniz, Anadolu insanına özgüven vermeniz, ‘ayaÄŸa kalkın, siz de yapabilirsiniz’ demenizdir.” ifadelerini kullandı.
AYD’nın çizgisi ve duruÅŸu olan bir sivil toplum kuruluÅŸu olarak, yerel medyanın sorunlarını çözmek için uÄŸraÅŸtığını belirten Burhan, “Biz tarafız, ezandan, Cumhuriyet’ten, bayraktan yana tarafız. ‘Tarafsızız’ diyerek PKK haber sitelerine ödül verenler gibi deÄŸiliz. Biz, ‘tarafsız gazeteciyiz’ diyerek, bu ülkenin dinine ve bayrağına hakaret edenlerden deÄŸiliz.” dedi.
TÜRKSAT uydu fiyatlarının indirilmesini talep eden Burhan, ulusal ve yerel medyanın aynı uydu ücretini ödememesi gerektiğini söyledi.
Telif haklarıyla ilgili radyoların sorunlarının bulunduğunu aktaran Burhan, bununla ilgili çalışmalar yapıldığını kaydetti.
Yeni çıkan 7418 sayılı yasa ile internet medyasının sürekli yayın olarak kabul edilip, internet haber sitelerine resmi ilanlardan yararlanma hakkı verildiğini anımsatan Burhan, bu gelişmeyi medyanın geleceği için çok önemli bir adım olarak gördüklerini vurguladı.
Yeni bir düzenlemeyle, radyo ve televizyonlara da resmi ilan hakkının tanınmasını talep eden Burhan, “Herkese teÅŸekkür ediyorum. En çok teÅŸekkürü de Sayın CumhurbaÅŸkanım zatıalinize ediyoruz. Bizler, sizlerden cesaret alarak yayınlar yapıyoruz. İnÅŸallah gelecek yıl, yine burada, baÅŸkanlığınızda, yine bu töreni yapmayı arzu ediyoruz.” dedi.
“Dünyaya ayar veren biz varız”
KonuÅŸmanın ardından CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a duvar saati hediye eden Sinan Burhan, “Sayın CumhurbaÅŸkanım, bu saat ‘Vakit, ErdoÄŸan vakti, dünya lideri ErdoÄŸan’ anlamını taşıyor.” ifadelerini kullandı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan da “Bu hediyenin içinde ‘ErdoÄŸan vakti’ ifadesi var, ‘dünya’ var, bir de tabii ÅŸu anda dünyaya ayar veren biz varız.” karşılığını verdi.
Daha sonra jürinin yaptığı değerlendirme sonucu hak kazanan medya mensuplarına ödülleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verildi.
“Yetenekler” kategorisinde “Duygu ile Ege’den” ve “GüneydoÄŸu Starını Arıyor ” programlarıyla Deniz DoÄŸan, Ceren Uysal ve ÇiÄŸdem DoÄŸan ödüle layık görüldü.
“Program Ödülleri”ni ise “Birsen’le Karadeniz Kervanı-Birsen Ertan”, “Ebedi Kahramanlar-Asilhan Yılmaz”, “Anadolu Motifleri Kardelen-Yunus Akgül” ve “Spor AteÅŸi-Cihat Altun” programları kazandı.
Aile fotoğrafı çektirildi
“Yılın Yerel Radyosu” ödülü Elazığ’da yayın yapan Fırat FM’e, “Yılın Yerel Radyo Yöneticisi” ödülü Ostim Radyo’dan Gülay Kankalp Çetin’e, “Yılın Yerel Radyo Programı” ödülü “Bam Teli” programıyla Makbule Ünal’a, “Yılın En Çok Dinlenen Yerel Radyoları” ödülü ise İzmir İmbat FM ve Kastamonu FM’e verildi.
“Yılın Yerel Gazetesi” ödülünü Elazığ’dan Turan gazetesi, “Yılın Yerel Gazete Muhabiri” ödülüne Kayseri Yeni DoÄŸan gazetesinden İsmail Åžahin, “Yılın Yerel Köşe Yazarı” ödülüne Gaziantep Olay gazetesinden Erol MaraÅŸ, “Yılın Yerel Gazete Yöneticisi” ödülüne Semra Aman Akyürek, “BaÅŸarılı Kariyer” ödülüne Malatya Songöz gazetesinden Nihal AÄŸca, “Yılın Yerel Gazete Jüri Özel Ödülü”ne ise Hamle gazetesinden Hayati NizamoÄŸlu layık görüldü.
Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da katıldı.
Tören sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alanlar ve katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi.
Kaynak: AA