Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Açık ve net söylüyorum. VadedilmiÅŸ topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı ve AK Parti Genel BaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuÅŸmada, TBMM’nin 28. Dönem 3. Yasama Yılı’nın, siyasi partilere, milletvekillerine ve Meclis çalışanlarına hayırlı olmasını diledi.

Bosna Hersek’te yaÅŸanan selde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil ÅŸifa dileyen ErdoÄŸan, AFAD, Kızılay ve TİKA’nın harekete geçtiÄŸini, yaraların sarılması için gerekenin yapıldığını ve yapılacağını belirtti.

 

UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir UraloÄŸlu’nun Bosna Hersek’e gittiÄŸini hatırlatan ErdoÄŸan, “Bosnalı kardeÅŸlerimizi bugüne kadar olduÄŸu gibi Allah’ın izniyle bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Merhum Aliya’nın son nefesini vermeden hemen önce hastane odasında elimizi tutarak bizlere bıraktığı emanete en güzel ÅŸekilde sahip çıkmayı sürdüreceÄŸiz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

ErdoÄŸan, hayatını kaybeden Saadet Partisi Kurucu Genel BaÅŸkanı Recai Kutan’ın, Türkiye’ye ve Türk milletine kıymetli hizmetler yaptığını, Milli Görüş Hareketi’nin çınarlarından olduÄŸunu ifade etti.

Beyefendi kiÅŸiliÄŸi, mütevazi tavrı, alicenaplığı, çalışkanlığı ve davasına olan sarsılmaz baÄŸlılığıyla Kutan’ın her zaman hayırla anılacağını söyleyen ErdoÄŸan, Kutan’ı, özlemle ve şükranla yad edeceklerini dile getirdi.

“6-8 Ekim olaylarında rolü olanlar hak ettikleri cezalara çarptırılmıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Dün, 6-8 Ekim olaylarının 10’uncu yıl dönümüydü. Kobani bahanesiyle kışkırtılan bu menfur olaylarda 2 emniyet görevlimiz ÅŸehit oldu, 35 kiÅŸi hayatını kaybetti, 435’i sivil, 326’sı güvenlik görevlisi 761 insanımız da yaralandı. Bugün malum çevreler tarafından hala demokratik bir eylem gibi lanse edilen olaylar sonucunda çok sayıda ev, iÅŸ yeri, okul, Kur’an kursu, kütüphane, kültür merkezi, müze ve yurt binası zarar gördü. Bilhassa ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtırken katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaÅŸlarına yapılan canilikleri, deÄŸil üzerinden 10 yıl, yüzyıl geçse bile unutmayız. Åžunu da biliyoruz; ciÄŸer paresini kaybetmiÅŸ bir annenin yürek yangınını ancak adaletin tecellisi söndürebilir. 6-8 Ekim olaylarında rolü olanlar bağımsız Türk mahkemeleri önünde, iÅŸledikleri suçların hesabını vermiÅŸ, hak ettikleri cezalara çarptırılmıştır.”

Daha sonra Suriye’de yaÅŸananların ve mahkeme sürecinin 6-8 Ekim olaylarının nasıl bir tertip olduÄŸunu ortaya çıkardığını vurgulayan ErdoÄŸan, “Fakat, o dönem emperyalistlerin bölgesel planlarına alet olanlar bu olaylarla yüzleÅŸme cesaretini halen gösteremedi. Keza 6-8 Ekim olaylarına sırf oy uÄŸruna ÅŸaşı bakan devrin CHP yönetimi de bundan dolayı henüz nedamet getirmedi. Lafa her baÅŸladıklarında ‘Biz Türkiye partisiyiz’ diyenlerin her fırsatta TürkiyelileÅŸtirme iddiasında bulunanların, ülkemizi uçurumun kenarına kadar getiren bu travmayla mutlaka hesaplaÅŸması gerektiÄŸine inanıyoruz.” diye konuÅŸtu.

Erdoğan, demokratik siyasette şiddete ve teröre asla yer olmadığını herkesin anlaması gerektiğinin altını çizdi.

 

“Cumhur İttifakı olarak ülkemizin meselelerini en geniÅŸ mutabakatla çözmeyi arzu ve temenni ediyoruz”

“Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz” diyen ErdoÄŸan, ÅŸiddetin hak arama yolu olarak görülmesiyle de siyaset yapılamayacağını belirterek, “Türkiye Yüzyılı’nda, ÅŸiddetle arasına mesafe koyan anlayışa elbette yer vardır ama sırtını daÄŸa yaslayan terör siyasetine asla ve asla yer yoktur. Tekrar ediyorum; Kobani olaylarının hukuki açıdan hesabı sorulmuÅŸtur. 10 yılık gecikmeyle bile olsa, 6-8 Ekim olaylarına dair samimi bir muhasebenin yapılmasını da önemsiyoruz. Böyle bir tavrın sergilenmesinin siyasette inÅŸa etmeye çalıştığımız yumuÅŸama iklimine katkı sunacağı açıktır.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Erdoğan, yeni yasama yılında siyasette farklı bir üslup ve söylem görmeyi istediklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Bölgemizin de içinde bulunduÄŸu atmosferi düşünerek, daha fazla konuÅŸmaya, daha fazla uzlaşıya, diyalog zeminini daha fazla geniÅŸletmeye ihtiyacımız olduÄŸu kanaatindeyiz. Milletin faydasına olacak hiçbir konuda diyalogdan kaçınmayız. Cumhur İttifakı olarak yeni dönemde ülkemizin meselelerini mümkün olan en geniÅŸ mutabakatla çözmeyi arzu ve temenni ediyoruz. MHP Genel BaÅŸkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin gerek Meclis’in ilk günü, gerekse dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, Türk demokrasisi ve 85 milyonun kardeÅŸliÄŸi adına çok kıymetli buluyoruz. Cumhur İttifakı’nın uzattığı elin deÄŸerinin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz. Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan Meclis’teki tüm siyasi partilerin de bu anlayış içinde hareket etmeleridir.”

“VadedilmiÅŸ topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 7 Ekim 2023’te İsrail’in Gazze’ye baÅŸlattığı saldırıların birinci yıl dönümünü geride bıraktıkları söyledi.

İsrail’in 7 Ekim’den beri Gazze, Batı Åžeria ve son olarak Lübnan’da gerçekleÅŸtirdiÄŸi katliamlarda 50 bin kiÅŸinin ÅŸehit edildiÄŸini; Gazze’de 1,9 milyon, Lübnan’da da 1,3 milyon insanın yerlerinden edildiÄŸini belirten ErdoÄŸan, “Gün geçtikçe katliamın maddi ve manevi faturası kabarıyor. Savaşın bölgemizdeki diÄŸer ülkelere yayılma tehlikesi büyüyor. İsrail’in artan saldırılarına komÅŸumuz İran’ın geçen hafta mukabelede bulunması bölgesel çatışma riskini hiç olmadığı kadar yükseltmiÅŸtir. Hemen her gün yeni bir eÅŸiÄŸin aşıldığı bu gerilimi çok yakından takip ediyor, devletimizin ve milletimizin güvenliÄŸi için tüm tedbirleri alıyoruz.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’yi ÅŸimdiye kadar bölgesel gerilimlerden hep uzak tuttuklarını, yangına benzin dökenlerden deÄŸil, söndürmeye çalışanlardan olduklarını vurgulayan ErdoÄŸan, aynı tutumu bugün de muhafaza ettiklerini belirtti.

“Netanyahu ve cinayet ÅŸebekesi ham hayaller görmekte ve çok tehlikeli bir maceraya atılmaktadır.” ifadesini kullanan ErdoÄŸan, şöyle devam etti:

“Türkiye ne yapılmak istendiÄŸinin gayet farkındadır. Nihai hedefin neresi olduÄŸunu da çok net görebiliyoruz. Dün DışiÅŸleri ve Savunma Bakanlarımız Meclis’imizin kapalı oturumunda bu konuyla ilgili milletvekillerimize detaylı bilgi verdi. Her iki bakanımız da idrak kapıları açık olanlar için fotoÄŸrafı tüm netliÄŸiyle ortaya koydu. Toplantı sonrası CHP Genel BaÅŸkanı’nın yaptığı açıklamaları esefle karşıladık. Tüm bölgemiz bir ateÅŸ çemberinden geçiyor ama bakıyorsunuz CHP Genel BaÅŸkanı ucuz polemik peÅŸinde koÅŸuyor. Açıkçası Sayın Özel’den ülke güvenliÄŸine dair meselelerde daha olgun bir tavır beklerdik. Bununla birlikte daha düne kadar bölücü örgütün Suriye uzantısı PYD ile ilgili çok iyimser cümleler kuranlara ne yaparsak yapalım bazı gerçekleri anlatamayacağımızın bilincindeyiz. Varsın onlar kendi hayal dünyalarında yaÅŸamaya devam etsin. Biz Türkiye’nin güvenliÄŸinden kesinlikle taviz vermeyeceÄŸiz. Ne pahasına olursa olsun bölgemiz ve topraklarımız üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmeyeceÄŸiz. Türkiye yayılmacı hevesleri, vatan topraklarına dikilen kem gözleri, kabaran iÅŸgalci niyetleri kursaklarda bırakacak kudrete ziyadesiyle sahiptir. Açık ve net söylüyorum, vadedilmiÅŸ topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır.”

“Tarih o kara tabloyu asla unutmayacaktır”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bir yıl önce “İsrail’in devlet olmak ile terör örgütü olmak arasında bir tercihle karşı karşıya olduÄŸunu” ifade ettiÄŸini, o günden bugüne İsrail’in, Gazze’de son asrın en vahÅŸi soykırımını yaparak siyonist bir terör örgütü gibi hareket ettiÄŸini belirterek, “Bundan hiç şüpheniz olmasın, İsrail bir siyonist terör örgütüdür.” dedi.

Gazze soykırımında failin İsrail olduğunu ancak bu vahşetin Batılı ülke ve yönetimlerinin güçlü desteğiyle işlendiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Sahne önünde ateÅŸkesten, itidalden bahsedenler sahne arkasında İsrail’e her türlü silah, mühimmat ve istihbarat desteÄŸini vermeye devam ediyor. Bu Amerika’da, Almanya’da, tüm Batı ülkelerinde böyle. Hepsi birbirinin aynı, al birini vur diÄŸerine. Hiç birbirlerinden farkı yok. Gazze kasabı siyonist Netanyahu’nun Amerikan Kongresine davet edilmesi, dakikalarca ve defaatle ayakta alkışlanması bunun en bariz örneÄŸidir. Tarih o kara tabloyu asla unutmayacaktır. Tarih, elinde on binlerce çocuÄŸun, sivilin kanı olan bir canavarı ayakta alkışlayanları asla ve asla affetmeyecektir. Biz de her fırsatta ve platformda bu ikiyüzlülüğü deÅŸifre edeceÄŸiz.”

Bu süreçte tarihin doğru tarafından yer alan ülkelerle her zaman beraber olacaklarını söyleyen Erdoğan, İspanya, Norveç, Slovenya başta olmak üzere baskılara rağmen ilkeli duruş sergileyen tüm ülkeleri, soykırım cephesi karşısında insanlık cephesinde yer alan tüm halkları, özellikle de vicdan sahibi üniversiteli gençleri tebrik etti.

“Atalarımızdan tevarüs ettiÄŸimiz asil duruÅŸumuzu asla bozmayacağız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Tam bir yıldır emperyalist güçlerin desteÄŸini arkasına almış, iÅŸgal ordusu karşısında direnen Filistin’in yiÄŸit evlatlarını, ‘Toprağın üzerinde onursuzca yaÅŸamaktansa toprağın altında ÅŸerefimle yatarım’ diyen bütün kahramanları bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum. İsrail’in vahÅŸi saldırılarında ÅŸehit düşen Filistinli ve Lübnanlı kardeÅŸlerimi rahmetle yad ediyor, Rabb’im mekanlarını cennet eylesin diyorum. Filistin’in seçilmiÅŸ son BaÅŸbakanı İsmail Heniyye’ye ve kalleşçe ÅŸehit edilen Hamas’ın diÄŸer mensuplarına Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Hamas’ın Gazze’de verdiÄŸi destansı mücadelenin aynı zamanda Türkiye için de olduÄŸunu çok iyi biliyoruz. Filistin halkının soykırım ÅŸebekesi karşısında aynı zamanda insanlığı da savunduÄŸunu, Müslümanların izzetini de savunduÄŸunu çok ama çok iyi biliyoruz.

Ülkemizde birileri Hamas’a terör örgütü iftirası atarken biz soykırımın ilk günlerinde hiç kimseden çekinmeden, iÅŸte bu yüzden ‘Hamas, Filistin’in Kuvayımilliye’sidir.’ dedik. İlk gün nerede duruyorsak bir yıldır aynı yerde yalpalamadan, korkmadan, ürkmeden sapasaÄŸlam duruyoruz. İlk gün vatandaÅŸlarımızı neye karşı uyarıyorsak bugün de aynı risklere dikkat çekiyoruz. Bir yıldır olduÄŸu gibi bugün de biz ‘herkes için barış, herkes için özgür Filistin’ diyoruz. Filistinli kardeÅŸlerimiz için hürriyet ve adalet istiyoruz. Allah’ın izniyle tek başımıza kalsak bile atalarımızdan tevarüs ettiÄŸimiz asil duruÅŸumuzu asla bozmayacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zalimler karşısında susmayacaklarını, zulme rıza göstermeyeceklerini, hakikatleri haykırmaya cesaretle devam edeceklerini belirtti.

“Filistinli, Lübnanlı kardeÅŸlerimize de buradan dayanışma mesajlarımızı gönderiyor, her zaman yanlarında olacağımızı hatırlatmak istiyorum” diyen ErdoÄŸan, yaklaÅŸan kış mevsimi öncesinde gıda, barınma ve tıbbi malzeme baÅŸta olmak üzere insani yardımları daha da artıracaklarını bildirdi.

ErdoÄŸan, partililere, İsrail’in Gazze’de gerçekleÅŸtirdiÄŸi soykırımı ve Türkiye’nin diplomatik giriÅŸimlerini anlatan bir videoyu izletti.

“Üç husustaki samimiyetimizi ve sözümüze baÄŸlılığımızı kimse sorgulayamaz”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, AK Parti’yi kurdukları günden itibaren TBMM çatısı altında ülkeye ve millete hizmet mücadelesi verdiklerini anlatarak, Meclis’te Türkiye’nin sorunlarını çözmek, milletin taleplerini karşılamak ve ülkede ekonomiyi, demokrasiyi, kardeÅŸliÄŸi büyütmek için gayret sarf ettiklerini söyledi.

Bir toplumun huzurlu ve mutlu bir ÅŸekilde varlığını sürdürebilmesinin en baÅŸta gelen ÅŸartının, devletin, her bireyin güven, adalet ve ekonomik refah ihtiyacını karşılayabilmesi olduÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, “Tarih boyunca Türk devletlerini güçlü yapan; hakimiyetleri altındaki farklı kesimlerden insanları asırlarca barış içinde yönetebilmelerini saÄŸlayan en önemli husus iÅŸte bu ilkelere olan baÄŸlılıklarıdır. Cumhuriyet tarihi boyunca da kimi dönemlerdeki sıkıntılı uygulamalara raÄŸmen Demokrat Parti iktidarıyla birlikte bu ilkeler daima gözetilmiÅŸtir. 14 AÄŸustos 2001’de AK Parti’yi kurarken partimizin ismini bile bu ilkelere göre belirleyerek, milletimize güvenliÄŸi, adaleti ve ekonomik kalkınmayı en üst seviyeye çıkarma sözü verdik.” diye konuÅŸtu.

KarşılaÅŸtıkları tüm engellere ve zorluklara raÄŸmen bütün bu konularda geçmiÅŸle kıyas dahi götürmez baÅŸarılara imza attıklarına dikkati çeken ErdoÄŸan, “Elbette bizim dönemimizde de bu baÅŸlıkların hayata geçirilmesinde kimi eksikler, hatta yanlışlar yaÅŸanmış olabilir. Ancak her üç husustaki samimiyetimizi ve sözümüze baÄŸlılığımızı kimse sorgulayamaz.” dedi.

“FotoÄŸrafı doÄŸru okumak ve gereken tedbirleri almak en baÅŸta gelen vazifemizdir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman kendi iç muhasebesini cesaretle yapan, nerede eksik varsa üzerine kararlılıkla giden bir kadro olduklarını vurgulayarak, toplumun nabzını tutma, millete kulak verme noktasında da rakiplerine göre birkaç adım önde olduklarını kaydetti.

Milletin beklentilerine cevap üretme iradelerinin hala çok güçlü olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyaset kurumunun asli görevi de zamanla ortaya çıkan yeni meselelere çözüm bulmaktır. Son dönemde yaÅŸanan kimi cinayetler ve müessif hadiseler üzülerek görüyoruz ki milletimizin kendini güvende hissetme ve adaletin tecellisi konusunda tereddüde düşmesine sebebiyet vermiÅŸtir. Ülkemizin 2018 yılından beri küresel siyasi gerilimlerin, Kovid salgınının yol açtığı çok boyutlu krizlerin ve bölgemizde süregelen çatışmaların etkisiyle yaÅŸadığı ekonomik sıkıntılar da bu tablonun bir parçasıdır. Milletin, ülkeyi yönetme sorumluluÄŸu yüklediÄŸi CumhurbaÅŸkanı olarak kabinesiyle, Meclis grubuyla, parti yönetimiyle karşımızdaki bu fotoÄŸrafı doÄŸru okumak ve gereken tedbirleri almak en baÅŸta gelen vazifemizdir.”

“Bazı önemli adımlar atma kararı aldık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uyguladıkları ekonomi programıyla 6 yılın birikimi olan sıkıntıları çözme yolunda önemli mesafe katettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“İnÅŸallah sene başından itibaren rahatlama, insanımızın günlük hayatına da net bir ÅŸekilde yansımaya baÅŸlayacaktır. Sınır güvenliÄŸimiz konusunda hem terör örgütleriyle mücadele hem komÅŸu ülkelerle iliÅŸkiler hususunda gayet iyi bir seviyeye geldik. Toplumda güvenlik ve asayiÅŸin temini noktasında geçmiÅŸe ve birçok Avrupa ülkesine kıyasla çok iyi bir yerdeyiz. Ancak son dönemde ardı ardına gelen, bir polis memurumuzun ÅŸehit edilmesinden genç kızlarımızın vahÅŸice katledilmelerine kadar bir dizi hadise, milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır. Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin ellerini kollarını sallayarak ortalıkta dolaÅŸması herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Pazartesi günü yaptığımız Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda bu olayları enine boyuna deÄŸerlendirdik. Milletimizin sesine kulak vererek bu çerçevede bazı önemli adımlar atma kararı aldık. İnsanlarımızın sokakta, evinde, iÅŸ yerinde hiçbir endiÅŸe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini saÄŸlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet teÅŸkilatımız içinde bir zafiyet varsa neÅŸteri vurup bunu gidereceÄŸiz. Adalet sistemimizde tıkanıklık, yanlışlık varsa neÅŸteri vurup Allah’ın izniyle onu da çözüme kavuÅŸturacağız. Medyada ve sosyal medyada suça özendirme, suçu teÅŸvik etmede sorun varsa gerekli müdahalede bulunacağız.”

“Yeni suçlar iÅŸleme eÄŸilimi dikkate alınarak, tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak”

“Suçu önlemeden suçla ve suçlularla mücadeleye, yargılamalardan infaz ve ıslah sistemimize, nerede boÅŸluk varsa mutlaka hal yoluna koyacağız” diyen ErdoÄŸan, bu sorunların çözümü için bir dizi düzenlemeye ihtiyaç duyulduÄŸunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok sayıda suç kaydı olan kişilerin bu eğilimlerinin yargılama safhasında görülebilmesini ve dikkate alınmasını sağlayacaklarını dile getirdi.

Mevcut durumda seri suç iÅŸleyen kiÅŸilerle ilgili açılan onlarca dava olmasına raÄŸmen bunların sonuçlanmadan kayıtlarda görünmediÄŸine iÅŸaret eden ErdoÄŸan, “İlk derece mahkemesi, istinaf, Yargıtay derken bir cezanın kesinleÅŸmesi 5 hatta 7 yıla kadar uzayabiliyor. Bu süreçte suçlu kiÅŸi, yeni iÅŸlediÄŸi cürümlerde herhangi bir sabıka kaydı olmadığı için tutuklama olmadan yargılanabiliyor. Özellikle suçu geçim kaynağı haline getirenler ile suçta kibirlenenlerin, sistemin bu yönünü istismar ettiklerini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kanunların suçlu lehine iÅŸlemesi anlamına gelen bu çarpıklığı düzeltmek için iki önemli adım atmayı planladıklarını açıklayan ErdoÄŸan, “bunlardan ilkinin kurumsal düzenlemeye, ikincisinin seri suç iÅŸleyenlerin tutuklanabilmesi uygulamasının kolaylaÅŸtırılmasına yönelik olduÄŸunu” bildirdi.

ErdoÄŸan, yargı erkini güçlendirmek amacıyla Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir birimin, farklı mahkemelerdeki davaları, düzenlenen iddianameleri hatta emniyet kayıtlarını toparlayıp bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcıların ve hakimlerin dikkatine sunacağını kaydederek, “Gereken kanuni düzenlemeleri yaparak, mesela 5 suç kaydı olan birinin diÄŸer davalarının bitip sabıka kaydına iÅŸlenmesi beklenmeden, yeni suçlar iÅŸleme eÄŸilimi dikkate alınarak, tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak. Tutukluluk süresi, kiÅŸinin iÅŸlediÄŸi suçlar ve alacağı cezalarla orantılı bir ÅŸekilde belirlenecektir. Elbette bu husus, toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacaktır.” diye konuÅŸtu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 yıldan daha az ceza alanların hiç cezaevine girmeden hayatını sürdürmesinin toplumda infiale neden olduğunu belirtti.

ErdoÄŸan, “Bu durumun önüne geçmek için yine belirli suçlarda infaz hükümlerinin ancak mesela alınan cezanın yüzde 10’u cezaevinde geçirildikten sonra iÅŸlemeye baÅŸlaması saÄŸlanacaktır. ÖrneÄŸin 3 yıl ceza almış bir kiÅŸi yaklaşık 3,5 ay cezaevinde kalmadan serbest kalmasıyla neticelenecek hükümlerden yararlanamayacaktır. Böylece suç iÅŸlemeye teÅŸebbüs edecek kiÅŸilerin her halükarda cezaevine gireceÄŸini bilerek kendini kontrol etmesi saÄŸlanacak ve pervasızca etrafa saldırmasının önüne geçilecektir.” diye konuÅŸtu.

ErdoÄŸan, Adalet Bakanlığı ve Meclis Grubundan bu düzenlemelerin teknik çalışmalarını Cumhur İttifakı’yla beraber istiÅŸare ederek süratle tamamlamalarını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iyice kontrolden çıkan bir riske de dikkat çekmek istediğini söyleyerek, şöyle konuştu:

“Son dönemde medya organlarımız özellikle reyting kaygısıyla basın ilkelerini umursamayan son derece sorunlu bir yayın politikası izlemeye baÅŸladı. İfade tutanaklarından polis kayıtlarına, kaynağı belirsiz iddialardan önü sonu belli olmayan videolara kadar her türlü bilgi, belge ekranlarda çarÅŸaf çarÅŸaf yayınlanıyor, haber ve tartışma programlarının saatlerce konusu oluyor. Habercilik adına, üzülerek söylüyorum, maÄŸdurlar tekrar maÄŸdur ediliyor. Cinayet vakaları insanımızın ailecek televizyon izlediÄŸi saatlerde en ince detayına kadar anlatılıyor. Bu tür olaylarda meselenin sosyal öğrenme boyutu ne yazık ki göz ardı ediliyor. Bunu kabul etmemiz, buna rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Basınımız, medyamız elbette özgür olmalıdır ama bu bilhassa toplumsal olaylarda sorumlu yayıncılık yapmaya mani deÄŸildir. Radyo Televizyon Üst Kurulumuz bu konuları daha hassas takip etmelidir.”

“Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak boynumuzun borcudur”

Erdoğan, organlarının bağımsız, tarafsız ve objektif faaliyet yürütmesinin yanı sıra toplumda adalet duygusunun güçlendirilmesi için bugüne kadar hiçbir fedakarlıktan kaçmadıklarını, hatta her türlü desteği sağladıklarının altını çizdi.

Teknolojiyle beraber ortaya çıkan yeni sınamalar karşısında mülkün temeli olan adaletin tesisinin en öncelikli mesele olduÄŸunu belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur. Aksi takdirde hep birlikte milletimize karşı sorumluluÄŸumuzun gereÄŸini yerine getirmemiÅŸ oluruz. Böyle bir vebalin altına da giremeyiz. Adalet hizmetlerinin iyileÅŸtirilmesi noktasında 22 yılda yaptığımız onca reforma, onca baÅŸarımıza, onca emeÄŸimize kendini bilmezlerin gölge düşürmesine eyvallah etmeyeceÄŸiz. Yapacağımız bu düzenlemelere muhalefetin de destek vereceÄŸini ümit ediyorum.” ifadelerini kullandı.

“Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse yoktur”

ErdoÄŸan, kendilerinin uzlaşı ve Türkiye’nin meselelerini beraberce çözmek için el uzattıkça muhalefetin eski kutuplaÅŸtırma siyasetinde ısrarcı davrandığını anlatarak, şöyle devam etti:

“Muhalefetin kodlarına kadar iÅŸlemiÅŸ bu çarpık bakış açısının deÄŸiÅŸmesi en büyük temennimizdir. Kadına ÅŸiddet meselesi bunun en çarpıcı örneÄŸidir. Biz kadınlara haklarının teslim edilmesi konusuna siyaset üstü baktık. Kadın politikalarında her zaman en ideali, en iyiyi, ülkemiz, milletimiz ve kadınlarımız için en hayırlı olanı hayata geçirmeye çalıştık. Destek mekanizmalarından reform paketlerine ve yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmenin gayretinde olduk. Burada ÅŸunu öncelikle açık ve net söylemek durumundayım, kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur. Kadına ÅŸiddetle mücadele noktasında ülkemize çaÄŸ atlatan kadro yine biziz. Ülkemizdeki imtiyazlı azınlık bilmese de başörtüsünden dolayı üniversite kapılarından geri çevrilen kızlarımız bizim mücadelemizi gayet iyi biliyor. Aynı ÅŸekilde kılık kıyafetinden dolayı iÅŸinden atılan, çok sevdiÄŸi mesleÄŸi ile inancı arasında tercih yapmaya zorlanan kadın doktorlar, hakimler, öğretmenler, bürokratlar, akademisyenler ve daha nicesi bizim kadınlar konusundaki hassasiyetimizi gayet iyi biliyor. Evlatlarını askeri lojmanlarda ziyaret edemeyen analar, kardeÅŸlerinin yemin törenine katılamayan ablalar, bizim hak ve özgürlükler hususunda neler yaptığımızı gayet iyi biliyor. Bu Meclis çatısı altında sırf başındaki örtüden dolayı siyasi parti genel baÅŸkanları tarafından, altını çiziyorum, ‘had bildirilen’ kadın siyasetçiler Türkiye’yi nereden nereye getirdiÄŸimizi gayet iyi biliyor.”

“Özel, kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun”

“AK Parti’ye, ‘kadınları eÅŸit görmüyor’ iftirası atmak CHP Genel BaÅŸkanı’nın hakkı da haddi de deÄŸildir” ifadesini kullanan ErdoÄŸan, kendilerinin kadınların eÄŸitim ve çalışma haklarının önündeki engelleri kaldırırken CHP’nin yasakların devamı için tam kadro Anayasa Mahkemesine koÅŸtuÄŸunu kaydetti.

ErdoÄŸan, CHP’lilerin, kılık kıyafet özgürlüğünün iptali için mahkeme kapısında nöbet tuttuÄŸunu; başörtüsüne, “1 metrekarelik bez parçası” diyerek tahkir edenlerin de yine CHP yönetiminde olduÄŸunu belirtti.

CHP eski yönetiminin bir dönem ayyuka çıkan, taciz ve tecavüz iddialarını nasıl örtbas ettiÄŸini gayet net hatırladıklarını söyleyen ErdoÄŸan, “CHP Genel BaÅŸkanı Sayın Özel ÅŸayet kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun, kendi tarihiyle bir yüzleÅŸsin, sonra da yüreÄŸi yetiyorsa çıkıp AK Parti’yi eleÅŸtirmeye kalksın.” diye konuÅŸtu.

“Kadına ve çocuÄŸa yönelik ‘ÅŸiddete sıfır tolerans’ ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceÄŸiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir çelişkiyi, daha doğru bir ifadeyle büyük bir paradoksu dikkate getirmek istediğini kaydetti.

ErdoÄŸan, “Sayın Özel bir taraftan kadına ÅŸiddetin engellenmesinden bahsederken, diÄŸer taraftan da alkol ve içki tüketimini teÅŸvik edecek vaatlerde bulunuyor. Ne demiÅŸler, bu ne perhiz, bu ne lahana turÅŸusu. Sayın Özel belki bilmiyor olabilir, fakat bir aÅŸağılama ifadesi olarak kullandığı kahvedeki vatandaÅŸlarımız ÅŸu hakikati çok iyi bilir: Tüm dünyada kadına ve çocuÄŸa ÅŸiddetin en önemli sebeplerinden biri içki tüketimi, alkol bağımlılığıdır.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’de geçen sene kadına ÅŸiddet uygulayan müptezellerin üçte birinin ya alkol ya da madde bağımlısı olduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, “Kadını, çocuÄŸu, aileyi mahveden evdeki ÅŸiddetin sebeplerinin en başında yine alkol geliyor. Yani alkol kullanımıyla mücadele, kadına yönelik ÅŸiddetle mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. CHP Genel BaÅŸkanı Sayın Özel’e ÅŸunu tavsiye ediyorum: Åžayet kadına yönelik ÅŸiddetle mücadeleye kendi tabirinle gerçekten iki eli havada katkı sunmak istiyorsan öncelikle rakı reklamı yapmaktan vazgeç, sonra da gel hükümetimizin münkeratla mücadelesine destek ol.” ifadesini kullandı.

Ülkenin tüm kurumlarında özgürce çalışan, sosyal ve ekonomik hayata özgürce katılan tüm kadınların, çabalarının yakın şahidi olduğunu söyleyen Erdoğan, kadına şiddet konusunda birkaç başlıkta yaptıklarını paylaştı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 2004’te anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸiyle kadınlar ve erkeklerin eÅŸit haklara sahip olduÄŸunu ilk defa anayasa metnine AK Parti iktidarının koyduÄŸunu belirterek, 2005’te yapılan köklü ceza kanunu deÄŸiÅŸikliÄŸiyle aile içi ve kadına yönelik ÅŸiddetin ilk defa suç olarak tanımlandığını hatırlattı.

Yine bu dönemde töre, ve namus saikiyle iÅŸlenen cinayetlerin, ağırlaÅŸtırılmış suç kapsamına alındığına iÅŸaret eden ErdoÄŸan, cinsel saldırı fiilinin de ilk defa 2005’teki düzenlemede suç olarak tarif edildiÄŸini söyledi.

ÇocuÄŸa yönelik ÅŸiddeti, ÅŸahsa baÄŸlı suçlar kapsamına dahil ettiklerini anlatan ErdoÄŸan, “2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Åžiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile kararlılığımızı biz ortaya koyduk. Bakınız bu kanun ülkemizde kadına yönelik ÅŸiddetle mücadelede ÅŸimdiye kadar yapılmış en büyük devrimdir, tarihi bir kazanımdır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

ŞÖNİM Kadın Konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm illerimizde 82 ÅŸiddet önleme ve izleme merkezi, 112 kadın konukevi ve 418 irtibat noktası ile koruyucu ve önleyici hizmetler sunuyoruz. Aile içi ÅŸiddeti ÅŸikayete tabii olmaktan biz çıkardık. Ayrıca 2023 yılında yapılan bir düzenlemeyle boÅŸanmış eÅŸe karşı iÅŸlenen ÅŸiddetin cezası tıpkı nikahlı eÅŸe karşı iÅŸlenen ÅŸiddet seviyesinde artırıldı. Dikkatinizi çekiyorum, bu düzenleme İstanbul SözleÅŸmesi’nden çekilmemizden sonra yapılmıştır.

Daha önce de söyledim bugün tekrar vurguluyorum, İstanbul SözleÅŸmesi’nden çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik ÅŸiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır. Türkiye’de kadına yönelik ÅŸiddetin çelikten kalkanı, içerisinde sıkıntılı ifadeler bulunan söz konusu sözleÅŸme deÄŸil, 6284 sayılı Kanun’dur. Bu konuda yürütülen propagandanın en küçük bir temeli, en küçük bir dayanağı ve haklılık payı yoktur. Åžunun bilinmesinde de fayda görüyorum; ÅŸiddetsiz bir Türkiye için devletimizin tüm kurumları koordinasyon içinde çalışmayı sürdürecektir. Bilhassa kadına ve çocuÄŸa yönelik ÅŸiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, ÅŸiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceÄŸiz.”

Kadınların gönüllerini ferah tutmalarını isteyen ErdoÄŸan, “Muhalefete raÄŸmen omuz omuza yürüttüğümüz çetin mücadeleler sonucunda elde ettiÄŸimiz hiçbir kazanımdan geriye gidiÅŸe müsaade etmeyiz.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, grup toplantısının ardından AK Parti’ye katılan Konya’nın Yalıhüyük ve Hüyük, Trabzon’un Vakfıkebir ve Arsin, AÄŸrı’nın Hamur, Batman’ın BeÅŸiri, Bingöl’ün Yedisu ilçeleri ile 6 beldenin belediye baÅŸkanına rozet taktı.

Kaynak: AA