Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yedi düvele karşı dimdik ayakta duruyoruz
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Uluslararası bir mücadelenin içindeyiz. Yedi düvel adeta saldırıyor. Biz de yedi düvele karşı dimdik ayakta duruyoruz.” dedi.
Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde gerçekleÅŸtirilen 105. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’nde katılımcılara hitap etti.
KonuÅŸmasına tüm katılımcıları selamlayarak baÅŸlayan ErdoÄŸan, “CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine, bu gazi mekana hoÅŸ geldiniz.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, kursu başarıyla tamamlayan 97 kaymakama görev yerlerinde ve tüm meslek hayatlarında başarılar diledi.
Mevzuat bilgisinden tecrübe paylaşımına, münazaradan etkili iletişime kadar geniş bir alanı kapsayan eğitim sürecinin her bir kaymakamın gelişimine çok ciddi katkı sağladığına inandığını belirten Erdoğan, yurt dışı dil eğitimi dahil toplam 29 ay süren eğitim öğretim döneminin devletin kaymakamlık mesleğine verdiği önemin bir işareti olduğunu vurguladı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “kaim” ile “makam” kelimelerinin birleÅŸmesinden oluÅŸan “kaymakam” ifadesinin yönetim sisteminde temel devlet görevlerinden biri olduÄŸunu belirterek, “Kaymakam anayasamıza göre ilçelerde cumhurbaÅŸkanı adına görev yapan en yüksek devlet görevlisidir. Ãœlkemizdeki 81 vilayetimize baÄŸlı 922 ilçenin her biri bizim gözümüzde deÄŸerlidir, kıymetlidir, en iyi hizmeti almaya layıktır. Ä°lçelerimizi mahalleleriyle, köyleriyle, buralarda yaÅŸayan vatandaÅŸlarımızla ne kadar ileriye taşıyabilirsek ülkemizi de topyekün o derece geliÅŸtirmiÅŸ, kalkındırmış oluruz. Bu hedefi inÅŸallah sizlerle birlikte hayata geçireceÄŸiz.” diye konuÅŸtu.
Ä°lçe sınırları içindeki tüm iÅŸ ve iÅŸlemler ile hizmetlerden sorumlu olan kaymakamlar çalışmalarında ne kadar baÅŸarılı olursa devletin de o derece güç kazanacağına iÅŸaret eden ErdoÄŸan, pek çok kurum gibi kaymakamlık müessesesinin de Osmanlı Devleti’nden devralındığını hatırlattı.
“Ä°smi unutulan kaymakam kendini sigaya çekmeli”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Bizim gözümüzde baÅŸarılı kaymakam görev yaptığı ilçeden ayrıldıktan sonra da uzun yıllar boyunca ismi hayırla yad edilen kiÅŸidir. Görev süresi içinde varlığı ile yokluÄŸu belli olmayan, ilçeden ayrılır ayrılmaz da ismi unutulan kaymakam kendini sigaya çekmelidir. Sizlerin her birinin CumhurbaÅŸkanı olarak ÅŸahsımı ilçenizde en iyi ÅŸekilde temsil edeceÄŸinizden, hayırla yad edilecek baÅŸarılara imza atacağınızdan şüphe duymuyorum.” ifadelerini kullandı.
“Ne istiyorum biliyor musunuz?” diye soran ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kaymakamlarımız, bekar veya evli, ÅŸoförün yanına oturmalı, kamyonete erzak mı koyacak, kışın kömür mü koyacak, hepsini yüklemeli ve ondan sonra da ev ev dolaÅŸmalı. Yani adeta bir Ömer gibi kapıyı çalmalı veya içeriden gelen sese kulak vermeli. Kim geldi dendiÄŸinde de ‘kaymakam’ denmeli. ‘Kaim’ dedik ya ve kaymakam ondan sonra da hemen kolileri veya kış mevsimiyse kömürü, odunu vesaire hemen oraya indirivermeli. Bununla siz CumhurbaÅŸkanınızın orada gören gözü, duyan kulağı, konuÅŸan dili olmalısınız. Bunu yapacağınıza inanıyorum, önce buna hazır mıyız bu çok önemli.”
Kaymakamlar ile görev yaptıkları yerlerdeki kamu görevlileriyle aralarında oluşan özlük hakları ayrışmasının giderilmesi için bakanlık tarafından yürütülen çalışmanın tamamlanmak üzere olduğunu belirten Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak daima yanlarında olacaklarının bilinmesini istediğini ifade etti.
“Demir yumruÄŸumuzu göstermekten de asla geri durmadık, durmayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Milletimizin bu topraklardaki bin yıllık varlığının neredeyse her günü mücadeleyle geçmiÅŸtir. Ä°ÅŸte ÅŸimdi de yine uluslararası bir mücadelenin içindeyiz deÄŸil mi? Yedi düvel adeta saldırıyor, biz de yedi düvele karşı dimdik ayakta duruyoruz, ayakta durmaya devam edeceÄŸiz. Kolay deÄŸil 911 kilometre sınır, bu bağıranlar, çağıranlar, konuÅŸanlar bunların hiçbirinin burada sınırı var mı? Yok. Peki niye bunlar buralarla bu kadar ilgileniyor? Dert baÅŸka, onlara ÅŸimdi girmeyeceÄŸim, gündemimizde deÄŸil ama biz 911 kilometre sınırı olan Türkiye olarak eÄŸer taciz ediliyorsak buna karşı sessiz kalamayız, sessiz duramayız. Gereken neyse onu yapmaya mecburuz, yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Her kazanımımızın gerisinde çok büyük emek ve fedakarlık, her kaybımızın gerisinde çok büyük acı vardır. Malazgirt’ten girip Viyana önlerine kadar giden sonra da Meriç Nehri’ne kadar çekilmek zorunda kalan ecdadımız bu uzun tarihi süreç boyunca vakarlı duruÅŸundan asla taviz vermemiÅŸtir.”
Merhum Aliya Ä°zzetbegoviç’in “Savaşı yenildiÄŸimiz deÄŸil, düşmanlarımıza benzediÄŸimiz zaman kaybederiz.” sözüyle ifade ettiÄŸi ilkenin daima en önemli düsturları olduÄŸuna vurgu yapan ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:
“Gerçekten de millet olarak kazanırken de kaybederken de hep inancımızın, medeniyetimizin, kültürümüzün vazettiÄŸi gibi davrandık. Bunun için sadece 2. Dünya Savaşı’nda 50 milyon kiÅŸinin ölümünden sorumlu olanların bize insanlık dersi vermeye kalkmalarını acı bir tebessümle karşılıyoruz. Ruanda’da 1,5 milyon insanı öldüreceksin, Cezayir’de bir o kadar insanı öldüreceksin ve utanmadan, sıkılmadan bize insanlık dersi vermeye kalkacaksın, önce aynaya bir bakın, kendinize bir bakın, neredesiniz? Ama bizde, bizim tarihimizde böyle bir ÅŸey asla yok. Türkiye’nin bu insani yaklaşımını zaaf olarak deÄŸerlendirmeye kalkanlara kadife eldivenimizin içindeki demir yumruÄŸumuzu göstermekten de asla geri durmadık, durmayacağız.”
ErdoÄŸan, son dönemde yaÅŸananların bu hakikatler ışığında deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸine deÄŸinerek, “Küresel düzeyde bir yeniden yapılanma sancılarının yaÅŸandığı ÅŸu dönemin sembol mücadele alanı hiç şüphesiz az önce ifade ettiÄŸim gibi Suriye topraklarıdır. Biz Suriye krizi baÅŸladığı günden beri bir yandan hayatlarını kurtarmaya çalışan masumlara kucak açarken diÄŸer taraftan sınırlarımızın güvenliÄŸini saÄŸlamanın çabası içinde olduk. Meselenin suhuletle Suriye halkının özlemini duyduÄŸu ÅŸekilde çözümü için rejimden bölgeye müdahil olan güçlere kadar herkese çaÄŸrıda bulunduk çaba gösterdik.” diye konuÅŸtu.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 2015 yılında Antalya’da yapılan G20 zirvesinde tüm dünya liderlerine güvenli bölge dahil somut ve sonuç alıcı tekliflerde bulunduklarını anımsatarak, ÅŸunları kaydetti:
“Güvenli bölge bizim gündemimize bugün girmedi, Obama’nın döneminde girdi ve o zaman tüm dünya liderlerine söyledim, Sayın Obama ile orada yaptığımız görüşmelerde bunu özellikle gündeme getirdim, çünkü ülkeme yönelik milyonlarca insan iltica ediyordu. Biz bunu nereye kadar kaldıracağız? Hadi siz de gelin elinizi taşın altına sokun dedik, hepsi lafta kaldı. Atalarımızın güzel bir lafı var, ne diyorlar bize bunlar biliyor musunuz, ‘dünyada hiçbir ülke sizin bu yaptığınızı yapmadı.’ Ya iyi güzel de bal bal demekle ağız tatlanmıyor, balı getir de bir yiyelim, orada bunlar yoklar.”
“Oluk oluk kanın aktığı o günlerde kimse bu teklife dönüp bakmamıştı”
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nun Suriye’de uçuÅŸa yasak bölge teklifi yaptığını hatırlatan ErdoÄŸan, “Biz bu teklifi, Suriye’nin dört bir yanında yüz binlerce masum insan rejimin ve diÄŸer güçlerin savaÅŸ uçaklarının bombardımanlarının altında can verirken gündeme getirmiÅŸtik. Oluk oluk kanın aktığı o günlerde kimse bu teklife dönüp bakmamıştı. Åžimdi Türkiye, Suriye’yi terör örgütlerinden temizleyip asıl sahiplerinin dönüşüne hazır hale getirirken birden bu tür konular akla geliyor.” ifadesini kullandı.
Avrupa BirliÄŸi’nin sonunun samimiyetsizliÄŸi ve iki yüzlülüğü yüzünden geleceÄŸini belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Bu gidiÅŸ iyi deÄŸil, iÅŸte Brexit. Bunlar durup dururken olmadı. Bunun için Avrupa’dan yükselen ve buram buram riyakarlık kokan sözlerin bizim nezdimizde zerre kadar kıymeti yoktur. ‘Kapıları açarız’ dediÄŸimde tutuÅŸuyorlar. TutuÅŸmayın, vakti saati gelince bu kapılar da açılır. Hadi bakalım, yüz binleri bir de siz ağırlayın. Bu iÅŸ nasıl oluyormuÅŸ, sizden de görelim. Paranız var, güçlüsünüz ama Yunanistan’a denizde 100-200 kiÅŸi gidince hemen bizi arayıp, ‘Adalara 100, 200, 300 gitti’ diyorsunuz. Burada 4 milyon var, 4 milyon. Buna sesiniz çıkmıyor. Kararlıyız.” diye konuÅŸtu.
“Bölge politikalarımızda köklü bir deÄŸiÅŸim kararı aldık”
Türkiye’nin yıllardır gösterdiÄŸi çabaya raÄŸmen Suriye krizinin çözülmek bir yana terör örgütü DEAÅž’ın da ortaya salınmasıyla iyice içinden çıkılmaz bir hal aldığını kaydeden CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin bir süre sonra doÄŸrudan ülkemizi hedef aldıklarını da gördük. Bir yandan sınır bölgelerimizdeki ÅŸehirlerimiz taciz edildi, bir yandan da büyükÅŸehirlerimizdeki PKK ve DEAÅž canlı bomba eylemleriyle canımızı yaktı. Bu saldırıların son 6 yılda ülkemizde ardı ardına patlak veren pek çok hadisenin bir parçası olduÄŸunu da biliyoruz. Karşımızdaki bu tablo üzerine terörle mücadelemizde ve baÄŸlantılı olarak bölge politikalarımızda köklü bir deÄŸiÅŸim kararı aldık. Ãœlkemize yönelen terör tehditlerini, sınırlarımızda ve sınırlarımız içinde deÄŸil doÄŸrudan kaynağında ortadan kaldırma stratejisine geçtik. Irak’tan Suriye’ye kadar Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının yaÅŸandığı her yerde bu doÄŸrultuda kritik adımlar attık.
Ä°ÅŸte sizler de görev yerlerinize gittiÄŸiniz andan itibaren her an bunlarla karşı karşıya geleceksiniz. Terör örgütlerini inlerinde vurarak adeta felç ettik. Yurt içinde de teröristlere göz açtırmadık. 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin hedeflerinden biri de Türkiye’nin terörle mücadeledeki bu etkili stratejisini çökertmekti. Allah’ın yardımı ve milletimizin cesaretiyle darbe giriÅŸimini baÅŸarısızlığa uÄŸratarak bu büyük oyunun bir hamlesini de boÅŸa çıkarttık. Hemen ardından da Fırat Kalkanı Harekatı ile karşı cevabı verdik. Daha sonra Zeytin Dalı Harekatı ile büyük planın bir ayağını daha kırdık. Bu bölgelere geri dönen 365 bin sığınmacı Türkiye’nin Suriye’deki gerçekten insani duyarlılıkla adımlar atan tek ülke olduÄŸunu gösterdi. Tüm bu süreç, siyasi ve diplomatik çabalarımızı kesintisiz sürdürmemize vesile oldu.”
“Suriye’nin topraklarında gözümüz yok”
Ä°dlib’de Rusya ve Ä°ran’ın desteÄŸiyle oluÅŸturulan stabil durum sayesinde yüz binlerce insanın hayatının kurtarıldığını ve milyonlarca insanın da yerlerinden edilmesinin engellendiÄŸini vurgulayan ErdoÄŸan, “Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliÄŸine olan saygımızı her fırsatta tekrarladık. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok, böyle bir ÅŸeyi de düşünmüyoruz. Åžurada bir inceliÄŸi de özellikle ifade edeyim, bizim Suriye’de de Türkiye’de de Kürt kardeÅŸlerimizle bir sorunumuz yok, bizim sorunumuz terör örgütlerinin ta kendisiyledir.” dedi.
Batılı devletlerin “Yatıyor kalkıyor Kürtler aÅŸağı Kürtler yukarı” dediklerini belirten ErdoÄŸan, “Bizim Kürt kardeÅŸlerimle bir iÅŸimiz yok, bizim iÅŸimiz terör örgütleriyle. Hedefi saptırmayın. Böyle söyleyerek, terör örgütlerinin adını vermeyerek Kürtler dediÄŸiniz zaman Kürt kardeÅŸlerimizi adeta teröristler olarak vasıflandırmış oluyorsunuz. Bu yanlış bir ÅŸey, bunu çözmemiz lazım. Zira ta Ä°dris-i Bitlisi’den alınız Selahaddin-i Eyyubi’ye kadar bizler Kürt kardeÅŸlerimizle bu bölgede barış için adımlar attık. Bugün de öyleyiz, yarın da öyle olacağız.” ifadesini kullandı.
“Devasa ülkelerin liderleri, terörist baÅŸlarını yanlarına alıyor”
Türkiye’nin, askeri seçeneÄŸi daima en son çare olarak gördüğünü belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Türkiye, Barış Pınarı Harekatı aÅŸamasına iÅŸte böyle bir sürecin sonunda geldi. Afrin’i teröristlerden temizlediÄŸimiz günden beri Fırat’ın doÄŸusundaki terör oluÅŸumuna izin vermeyeceÄŸimizi her platformda ve en yüksek sesle belki yüzlerce defa anlattık. Bir ÅŸeye üzülüyoruz, o da nedir biliyor musunuz? Devasa ülkelerin liderleri, bu teröristlerin baÅŸlarını yanlarına alıyorlar, onlarla masaya oturuyorlar, onlarla bu sorunu çözmeye çalışıyorlar.
Bu ne menem iÅŸtir? Böyle bir ÅŸey olabilir mi? Teröristi muhatap olarak karşınıza aldığınızda terörle mücadele olur mu? Uluslararası terörle mücadele toplantılarını neden yapıyoruz? Bunlara prim veriyorsunuz, şımartıyorsunuz, azdırıyorsunuz. Böyle yapa yapa zaten iÅŸ buraya geldi. Biz de diyoruz ki verilen sözlerin tutulmaması halinde planlarımızı kendi imkanlarımızla hayata geçireceÄŸimizin altını çize çize ifade ediyoruz.”
Barış Pınarı Harekatı
Barış Pınarı Harekatı’nda yaÅŸanılan süreci anlatan ErdoÄŸan, Türkiye’nin Suriye ile ilgili uluslararası topluma çaÄŸrılarının karşılık bulmadığına dikkati çekerek “Baktık ki kendimiz söyleyip kendimiz dinliyoruz. Kolları sıvayarak ‘Bismillah’ diyerek harekatımızı baÅŸlattık.” dedi.
Türkiye’nin siyasete ve diplomasiye olan saygısı gereÄŸi attığı her adımdan önce muhataplarına niyetini ve hamlesini açıkça söylediÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Barış Pınarı Harekatı’na baÅŸlarken de buradaki muhatabımız olan Amerika’yı gerektiÄŸi ÅŸekilde bilgilendirdik. Rusya’yı aynı ÅŸekilde bilgilendirdik. Ä°ran’ı bilgilendirdik. BirleÅŸmiÅŸ Milletler aynı ÅŸekilde bilgilendirildi. Sonradan anlaşılıyor ki kendilerinden izin almak yerine sadece bilgi vermemizden de bayağı rahatsız olmuÅŸlar. Halbuki Türkiye’nin sınırları boyunca oluÅŸturulmak istenen bir terör koridorunu yıkıp geçmek için kimseden izin almaya ihtiyaç yoktur.”
ErdoÄŸan, Türkiye’nin bu kararlılığını sahada da gösterip 120 kilometre geniÅŸlik ve 32 kilometre derinlikteki harekat bölgesinin 3’te 2’sine yakın bölümünü sadece 9 günde ele geçirdiÄŸini hatırlattı.
“Kontrolümüze geçen alan 4 bin 220 kilometrekareye ulaÅŸtı”
Åžu ana kadar Türkiye’nin bölgede kontrolüne geçen alanın büyüklüğünün 4 bin 220 kilometrekareye ulaÅŸtığını vurgulayan ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“Elbette bu kolay bir baÅŸarı olmadı. Teröristlerin sınır ÅŸehirlerimize attıkları havanlar ve füzeler sebebiyle 20 sivil insanımız hayatını kaybetti. 184 vatandaşımız da yaralandı. Suriye tarafında teröristlerle yaÅŸanılan çatışmalarda 7 askerimiz bizimle birlikte mücadeleye katılan Suriye milli ordusundan 96 kardeÅŸimiz de ÅŸehit oldu. Ayrıca 90 askerimiz ile 369 Suriye milli ordusu mensubu kardeÅŸimiz de yaralandı.”
Türkiye’nin Suriye milli ordusu ile yaptığı iÅŸ birliÄŸini eleÅŸtirenlere tepki gösteren ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Hani ÅŸimdi içeriden birileri konuÅŸuyor ya Suriye milli ordusu ile ne iÅŸiniz var? Anladın mı ÅŸimdi ne iÅŸimizin olduÄŸunu? Bak onlar benim Mehmedimi yalnız bırakmayanlar. Onlarla beraber o arazide göğüs göğüse savaÅŸanlar. Bunlar ne siyasetin dilini bilirler ne arazinin dilini bilirler? Sadece konuÅŸurlar. Ve teröristlerin kayıpları da 795’i buldu. Barış Pınarı Harekatı’na uluslararası alanda verilen tepkilerle ülkemizdeki kimi kesimlerin tutumları ileride ayrıca uzun uzun üzerinde durulması ve deÄŸerlendirilmesi gereken bir konudur. Ä°ÅŸin bu kısmına ÅŸimdilik girmiyorum.”
“Nihayet muhataplarımız sesimize kulak verdi”
ErdoÄŸan, harekat alanında ortaya çıkan bu tablo karşısında Türkiye’nin muhataplarının nihayet sesine kulak verdiÄŸini belirterek, ÅŸunları kaydetti:
“Ãœlkemize gelen Amerikan heyeti ile oturduk, konuÅŸtuk. Niyetimizi, amacımızı ve hedefimizi açıkça belirttik. Sonuçta harekatımıza 120 saatlik bir ara verilmesi halinde teröristlerin belirlediÄŸimiz bölgenin dışarısına çıkarılacağı sözünü aldık. Bunu da 13 maddelik bir mutabakat metni ile kamuoyuna duyurduk.
Salı günü akÅŸamı 22.00 itibarıyla sona eren bu sürenin bitiminde Amerika tarafı bize tüm teröristlerin harekat bölgemizden çıktığının garantisini yazılı olarak verdi. Åžimdi askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu karış karış harekat alanını tarıyor, tuzakları etkisiz hale getiriyor. Åžayet bu arada karşımıza teröristler çıkarsa onları tepelemek de en tabii hakkımızdır. Çünkü bu yazılı kayda girmiÅŸtir.”
Böylece Barış Pınarı Harekatı’nın baÅŸarıya ulaÅŸtırıldığının altını çizen ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Resulayn ve Tel Abyad arasında güvenli hale getirdiÄŸimiz bu alan sınırlarımızı teröristlerden arındırma planımızın ilk aÅŸamasını oluÅŸturuyor. Bu batıya doÄŸru Tel Rıfat aÅŸağıda Münbiç bunların hepsi bu planlamanın içinde var. Terör örgütünün ve Amerika’nın telaÅŸla attığı adımlar harekat bölgemizin dışında ama asıl planımızın içinde kalan bölgelerde karmaşık bir durumun ortaya çıkmasına yol açtı. Harekat alanımızın doÄŸusundaki Kamışlı ile batısındaki Ayn El Arap bölgesi hızla Rusya desteÄŸindeki rejim güçlerinin kontrolüne bırakıldı. Aynı oyun Münbiç bölgesinde de oynandı.”
Türkiye’nin amacının sınırları boyunca terör örgütünden arındırılmış bir bölge oluÅŸturmak olduÄŸunu hatırlatan ErdoÄŸan, “Karşımızdaki bu yeni duruma göre yeni deÄŸerlendirmeler yaptık. Salı günü Rusya lideri Putin ile gerek ikili gerekse heyetlerarası yaptığımız görüşmeler sonunda Fırat’ın doÄŸusunda yer alıp da harekat alanımız dışında kalan sınır bölgeleriyle ilgili bir mutabakata vardık.” diye konuÅŸtu.
Erdoğan, terör örgütünün sınırdan tamamen uzaklaştırılması konusundaki uzlaşmayı içeren 10 maddelik mutabakatın da kamuoyuyla paylaşıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buna göre terör örgütü mensupları dün 12.00’de baÅŸlamak üzere 150 saat içinde tıpkı Barış Pınarı Harekatı bölgesinde olduÄŸu gibi sınırlarımızın 30 kilometre dışına çıkarılarak buralardan uzaklaÅŸtırılacaktır. Bu 30 kilometrelik alanın ilk 10 kilometresi Kamışlı ÅŸehir merkezi hariç, Türkiye ve Rusya ortak devriye bölgesi olacaktır. Belirlenen süre sonunda terör örgütü bölgeden tüm unsurlarıyla uzaklaÅŸtırılabilirse bu mutabakat da baÅŸarıyla hayata geçirilmiÅŸ olacaktır.”
“Taciz devam ederse kendi harekat planımızı hayata geçiririz”
ErdoÄŸan, terör örgütünün bu bölgelerden Türkiye’yi taciz etmeyi sürdürmesi halinde Türkiye’nin kendi harekat planını buralarda da hayata geçirmeye devam edeceÄŸini vurgulayarak, ÅŸunları söyledi:
“Fırat’ın doÄŸusundaki yaklaşık 480 kilometrekarelik alanın 120 kilometrekaresini ÅŸu anda doÄŸrudan kendimiz kontrol ediyoruz. Kalan kısmında Rusya ile birlikte durumu kontrol altında tutma kararını verdik. Elbette her anlaÅŸma gibi Rusya ile vardığımız mutabakat da her iki tarafın özellikle ulaÅŸabilecekleri askeri ÅŸartları içeriyor. Türkiye’nin tavrı halen aynıdır.”
Sınır boyunca ve Suriye toprakları içinde bölücü terör örgütünün Türkiye’yi tehdit eden bir hakimiyet alanı kurmasına izin verilmeyeceÄŸinin altını çizen ErdoÄŸan, “Zaten böyle bir durum herkesin üzerinde mutabık olduÄŸu Suriye’nin toprak bütünlüğü ilkesine de aykırıdır. Güvenli hale getirilen yerlerde ülkemizden 1 ila 2 milyon arasında mültecinin geri dönüşünü saÄŸlayacağız. Uluslararası toplumun desteÄŸi ile yürüteceÄŸimiz bu proje için hemen temaslara baÅŸlıyoruz.” diye konuÅŸtu.
“En büyük yükünü taşıyan biziz, en büyük bedeli ödeyen biziz”
CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde gerçekleÅŸtirilen 105. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’nde katılımcılara hitap eden ErdoÄŸan, Suriye konusunda asıl çözümün Suriye’deki tüm kesimlerin katılımıyla oluÅŸturulacak yeni anayasanın teÅŸkilinden ve buna göre yapılacak özgür seçimlerle ÅŸekillenecek yeni yönetimin iÅŸ başına gelmesinden geçtiÄŸini, dolayısıyla 30 Ekim’de Cenevre’de yapılacak buluÅŸmanın çok büyük önem arzettiÄŸini söyledi.
ErdoÄŸan, gerek Astana gerek Cenevre’de yürütülen görüşmelerin herkesin kabul edebileceÄŸi makul bir anlaÅŸmayla sonuçlanması gerektiÄŸine dikkati çekerek, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliÄŸinin saÄŸlanması ancak bu sürecin baÅŸarısıyla mümkündür. Aksi takdirde ne Åžam yönetimini kimse muhattap alır ne de ülkedeki kaos sona erer. Gerçekten derdi Suriye’nin ve Suriye halkının geleceÄŸi olan herkesin bu sürecin baÅŸarısı için gayret göstermesi ÅŸarttır.” diye konuÅŸtu.
Yeni anayasa çalışmaları ve sonrasında ülkenin yeni yönetiminin belirlenmesi sürecinin Suriye konusundaki niyetlerin ortaya konacağı bir test olacağını belirten ErdoÄŸan, “Türkiye olarak bizim bu konudaki samimiyetimizi ve gayretimizi kimse inkar edemez. Süreci terör örgütlerini veya rejimi kullanarak sabote etmeye kalkacak herkesi dünya kamuoyuna ifÅŸa edeceÄŸimizin bilinmesini istiyorum. Suriye halkının hayatını ve geleceÄŸini bölge ile ilgili büyük planların mezesi olarak kullanmaya kalkanların karşısına önce biz dikileceÄŸiz. Çünkü bu iÅŸin en büyük yükünü taşıyan biziz, en büyük bedeli ödeyen biziz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika ve Rusya ile varılan mutabakatların amacına ulaşmasının, PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin Türkiye sınırlarından başlayarak, Suriye topraklarındaki varlığının tamamen sona erdirilmesine bağlı olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“Bunu muhataplarımıza da her fırsatta ifade ediyoruz. Ä°ster Amerika ister Rusya ister rejim isterse bir baÅŸka güç olsun, terör örgütlerinden herhangi birini, isim, bayrak veya üniforma deÄŸiÅŸtirerek yeniden karşımıza dikmeye kalkarlarsa biz bu oyuna gelmeyiz. Bu durumda hiç kimse kusura bakmasın, kendi bildiÄŸimiz yolda ilerlemeye devam etmekten asla çekinmeyiz. Bu yolda ödeyeceÄŸimiz bedelin büyüklüğünü de küçüklüğünü de asla hesap etmeyiz.”
ErdoÄŸan, geçmiÅŸte bu oyunun çok oynandığını ama gelinen noktada tüm dünyanın, PKK ile YPG’nin aynı örgüt olduÄŸunu kabul ettiÄŸini dile getiren ErdoÄŸan, “Yine DEAÅž’ı, yıllarca PKK/YPG’yi koruyup, kollamanın bahanesi olarak görenler bugün aslında her iki örgütün tıpkı bir madalyonun iki yüzü gibi aynı amaca hizmet ettiÄŸini de gördü. Uluslararası toplumun bunca vakittir iki terör örgütünün anlaÅŸmalı ÅŸekilde kurguladığı bir ÅŸantajın oyuncağı haline dönüşmüş olması maalesef çok acıdır. Hele hele koca devletlerin bu trajik oyunu ciddi ciddi sahiplenmeye kalkmaları çok daha acıdır. Türkiye’nin 9 Ekim saat 16.00’da baÅŸlattığı Barış Pınarı Harekatı bu ÅŸantaj ve tiyatro sahnesini yıkmış, hakikatleri ortaya çıkarmıştır. Biz bu harekatta sadece kendi sınırlarımızı güvenlik altına almakla Suriyeli kardeÅŸlerimizin önemli bir bölümüne ülkelerine geri dönüş imkanı saÄŸlamakla kalmadık, aynı zamanda bu harekatla pek çok devlete ve kesime terör örgütlerinin kendilerini soktuÄŸu cendereden kurtulma ÅŸansını da verdik.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
“Barış Pınarı Harekatı’yla takke düşmüş kel görülmüştür”
Türkiye’yi hedef alan öfke selinin sebeplerinden birinin de bu gerçeÄŸin ortaya çıkması olduÄŸunu aktaran ErdoÄŸan, çünkü Suriye’deki kaotik durumun uzunca bir süredir asıl niyetleri, asıl projeleri ve asıl hesapları gizlemenin örtüsü olarak kullanıldığını anlattı.
Özellikle Avrupalı ve Amerikalı politikacılardan rejime kadar pek çok kesimin kendi başarısızlıklarını, terör örgütünü perde yaparak, gözlerden saklama yoluna gittiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Åžimdi gel gör ki bu teröristlere ev sahipliÄŸi yapan Amerika senatosunda, kongresindeki insanları görüyoruz. Ne zamandan beri siz teröristlerle bu kadar dost oldunuz ya? Buna nasıl bu ÅŸekilde el verirsiniz? Ama bunun bedelini öyle zaman gelir ki canınız yanar o zaman ödersiniz. Barış Pınarı Harekatı’yla tam manasıyla takke düşmüş kel görülmüştür. Türkiye’ye karşı öfke nöbetleri geçirenlere diyoruz ki artık bu oyun bitti. Gelin hep birlikte ülkelerimiz ve Suriye halkı için en iyisi, en doÄŸrusu, en hayırlısı neyse onu yapacağımız yeni bir iklim oluÅŸturalım. Türkiye’yi karşısına, terör örgütlerinin yanına alıp çıkacak ve bu iÅŸi karla sonuçlandırabilecek kimse yoktur. Buradan tüm dünyayı, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları için PKK/YPG’nin en az DEAÅž kadar tehlikeli bir terör örgütü olduÄŸunu görmeye, kabul etmeye ve tavır almaya davet ediyorum. Ä°ÅŸte bunu baÅŸardığımız gün sadece Suriye’deki krizi çözmekle kalmaz, aynı zamanda dünyanın geleceÄŸi için de çok önemli bir kazanım saÄŸlamış oluruz.”
Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı ve ardından yaşanan sürecin bu yönde hayırlı neticelere tebdil olması temennisinde bulundu.
Bir kez daha yeni göreve baÅŸlayacak kaymakamları tebrik edip, gidecekleri ilçelerde baÅŸarılar dileyen ErdoÄŸan, “Ä°lçelerdeki vatandaÅŸlarımızı da sakın ha makama kapanıp, camdan seyretmek suretiyle deÄŸil, onların kapısını çalmak suretiyle onlara misafir olmayı veya onları da siz makama davet etme gayretiyle bu süreci çalıştırın.” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, kursu ilk üçte bitiren kaymakamlara sertifikalarını takdim etti. Daha sonra kaymakamların atamaları kura çekme usulüyle gerçekleştirildi.
Kaynak: AA