Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Milletimize daha önce söz verdiÄŸimiz ÅŸekilde bugün itibarıyla yeni kontrollü normalleÅŸme sürecini baÅŸlatıyoruz.” dedi.
Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde yapılan CumhurbaÅŸkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.
Türkiye’nin siyasi tarihinin en karanlık dönemlerinden birinin sembolü olan 28 Åžubat müdahalesinin 24’üncü yıl dönümünü dün geride bıraktıklarını hatırlatan ErdoÄŸan, “Hiç şüphe yok ki 28 Åžubat hadisesi tıpkı 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi milli iradeyi, milletin deÄŸerlerini, milletin bizatihi kendisini hedef alan bir darbe giriÅŸimidir.” diye konuÅŸtu.
Erdoğan, sandıkla iktidara gelmiş anayasa ve yasalar çerçevesinde ülkeyi idare eden meşru hükümetin, bir kısım medyanın, sermayenin, sivil toplum kuruluşlarının da içinde yer aldığı kirli senaryolarla istifaya zorlandığını söyledi.
28 Åžubat sürecinin, Türkiye’ye hem hak ve özgürlükler alanında hem de ekonomiden siyasete uzanan geniÅŸ bir yelpazede ağır faturaları olduÄŸuna dikkati çeken ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Sermayenin renklere bölünmesi, esnafından holdingine bu ülke için üreten, çalışan, ihracat yapan ÅŸirketlerin ötekileÅŸtirilmesi ekonomimizde derin yaralar açmıştır. Türkiye tarihinin en büyük soygunlarından birini bu dönemde yaÅŸamıştır. Milletimizin milyarlarca dolar parası bankalar vasıtasıyla hortumlanmış, ülkemiz benzeri görülmemiÅŸ bir buhranın içerisine sürüklenmiÅŸtir. Anayasal suç iÅŸleyenlerle ilgili hiçbir iÅŸlem yapılmadığı gibi darbecilerden brifing alan bir yargı tablosu adalet sistemimize olan güveni sarsmıştır.”
ErdoÄŸan, 10 binlerce insanının inançlarından, fikirlerinden, siyasi görüşlerinden dolayı hukuksuzluÄŸa ve zulme maruz kaldığını belirterek, ortaokullardan üniversitelere, Kur’an kurslarından camilere, yurtlardan derneklere, hatta vatandaşın kestiÄŸi kurbanların derilerine kadar hemen her alanda toplumun ağır bir kuÅŸatmayla karşılaÅŸtığını anlattı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Kılık kıyafetinden dolayı okullarından atılanlar, dereceyle hak ettiÄŸi diplomasını almak için çıktığı sahneden aÄŸzı kapatılarak indirilen genç kızlar, başındaki örtüsünden dolayı evladının yemin törenine katılamayan anneler, kimliÄŸindeki fotoÄŸraf sebebiyle kanser tedavisi göremeyen nineler, 28 Åžubat döneminde yaÅŸanan garabetlerden sadece birkaçıdır.” dedi.
“Tam bir kara mizah örneÄŸi”
“Ãœniversite kapılarına başörtülü kızlarımız için kurulan ikna odaları bu dönemin alametifarikası olarak milletimizin hafızasına kazınmıştır.” ifadelerini kullanan ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Dün ikna odalarıyla üniversitelerimizi adeta Nazi kamplarına çeviren kimi faÅŸist üniversite yöneticilerinin geçen hafta yayınladıkları bildiriyle özgürlükten bahsetmesi tam bir kara mizah örneÄŸidir. Ne milletimiz ne de üniversite kapılarında gözyaşı döken evlatlarımız bu kirli zihniyetin yaptıklarını asla affetmemiÅŸtir, affetmeyecektir. Tarih her türlü baskıya raÄŸmen iradesine sahip çıkanlar ile vesayete selam duranları elbette unutmamıştır, unutmayacaktır. Attıkları manÅŸetlerle köşelerinde yazdıkları iÄŸrenç yazılarla sergiledikleri ilkesiz duruÅŸla darbe ÅŸakÅŸakçılığı yapanlar, üzerinden deÄŸil 24 yıl, bin yıl bile geçse alınlarındaki o kara lekeyi asla silemeyecektir. Tıpkı 27 Mayıs’ın, 12 Eylül’ün mimarları gibi bin yıl süreceÄŸi söylenen 28 Åžubat’ın mimarları da aziz milletimiz tarafından ademe mahkum edilmiÅŸtir.”
Milletin derin ferasetiyle daha 5’inci yılını bile doldurmadan 28 Åžubat zihniyetini sandığa gömdüğünü ve Türkiye’de yepyeni bir dönemi baÅŸlattığını dile getiren ErdoÄŸan, 3 Kasım 2002 seçimleriyle Türkiye’de vesayetin, cuntanın, millete raÄŸmen iktidar olmanın kapısının bir daha açılmamak üzere kapandığını ifade etti. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“Bu dönemde de 27 Nisan bildirisinden cumhuriyet mitinglerine, Gezi olaylarından 17-25 Aralık yargı-emniyet darbe teÅŸebbüsüne millet iradesini hedef alan giriÅŸimlerin tamamı hezimete uÄŸramıştır. 15 Temmuz gecesi yaÅŸananlar ise milletimizin istiklal ve istikbalini koruma kararlılığını dost, düşman herkese yazılan tarihi destanla göstermiÅŸtir. Milletin kurumlarıyla deÄŸerleriyle inancıyla kavga edenler, ekmeÄŸini yedikleri vatana ihanet edenler dün olduÄŸu gibi yarın da kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaktır. GerektiÄŸinde canı pahasına iradesine sahip çıkma kararlılığını gösteren milletimiz bir daha asla yeni 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Åžubatların yaÅŸanmasına müsaade etmeyecektir. Türkiye’nin bir daha böyle acılar ve utançlar yaÅŸamaması için bugüne kadar elimizden geleni yaptık inÅŸallah bizden sonraki nesillere de bu mücadele mirasını devredeceÄŸiz.”
“Sadece 15 Temmuz sonrası attığımız adımlar dahi baÅŸlı başına birer devrimdir”
Türkiye’yi hak ettiÄŸi demokratik ve ekonomik geliÅŸmiÅŸlik seviyesine ulaÅŸtırmak için son 18 yılda attıkları adımlarla milli iradenin üzerine gölgesi düşen pek çok antidemokratik uygulamayı kaldırdıklarını belirten CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Milletimizle sırt sırta vererek, meydanı Türkiye’yi eski karanlık günlerine döndürmek isteyen darbe heveslilerine bırakmayacağımızı gösterdik. Sivil siyaseti güçlendirerek, bürokratik oligarÅŸiyi gerileterek, hak ve özgürlükleri geniÅŸleterek Türkiye’de milli iradeyi yeniden egemen kıldık. Bu doÄŸrultuda sadece 15 Temmuz sonrası attığımız adımlar dahi baÅŸlı başına birer devrimdir. Cumhur Ä°ttifakı çatısı altında hayata geçirdiÄŸimiz CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi ile tarihimizin en büyük yönetim reformunu milletimizle birlikte ülkemize kazandırdık. Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırladığımız pek çok reform paketini yasama boyutuyla Mecliste, idari boyutuyla CumhurbaÅŸkanlığımızda ve kurumlarımızda hayata geçirdik. Bu kazanımları daha güçlü, daha büyük bir atılımla perçinlemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
“Ãœlkemizi darbe anayasalarına mahkumiyet utancından kurtaralım”
Ä°nsan Hakları Eylem Planı’nı yarın açıklayacaklarını anımsatan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Bu eylem planında 9 baÅŸlık altında yüzlerce faaliyet yer alıyor. Attığımız her adımda olduÄŸu gibi Ä°nsan Hakları Eylem Planı hazırlıklarında da hemen her konunun dönüp dolaşıp darbe anayasasının yol açtığı sıkıntılara dayandığını gördük. Bir süre önce milletimizin takdirine sunduÄŸumuz yeni anayasa hazırlama teklifimiz bu eylem planının da adeta çatısını, yani tacını oluÅŸturuyor. Tüm samimiyetimizle siyaset kurumunun en önemli sorumluluklarından birinin, Türkiye’yi ayağına vurulan darbe anayasası prangasından kurtarmak olduÄŸuna inanıyoruz.” ifadelerin kullandı.
Cumhur Ä°ttifakı çatısı altında özellikle bu konuda vardıkları anlayış birliÄŸinin ardından yeni ve sivil anayasa meselesini tüm platformlarda tartışmaya açarak, herkesin katkısını almak üzere yola çıktıklarını belirten ErdoÄŸan, “Esasen, 10 yıldır bu konuyu ülkemizin gündemine müteaddit defalar getirdik. Maalesef bugüne kadar milletimize layık yeni ve sivil bir anayasa hayalimize kavuÅŸamadık. Ä°nÅŸallah bu defa bunu baÅŸaracağız. Kendi hazırlık çalışmalarımıza ÅŸimdiden baÅŸladık. Korkularla, ön yargılarla ve ideolojik at gözlükleriyle hareket edersek ne tarih ne de millet bizi affeder.” diye konuÅŸtu.
Türk demokrasisinin sıfırdan bir anayasa yapma olgunluğuna eriştiğine kimsenin itiraz edemeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Yeni ve sivil anayasa çaÄŸrımızın bilhassa darbelerden maÄŸdur olmuÅŸ farklı toplum kesimleri arasında oluÅŸturduÄŸu heyecanı memnuniyetle takip ediyoruz. Bu konuda söyleyecek sözü olan herkesi, yeni ve sivil anayasa hazırlanması sürecinde yapıcı bir anlayışla yer almaya davet ediyoruz.
Gelin, ülkemizi darbe anayasalarına mahkumiyet utancından kurtaralım. Gelin, Türkiye’yi tarihinin en kuÅŸatıcı anayasasıyla buluÅŸturalım. Gelin Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını sivil bir anayasa ile karşılayalım. Hiç kimse bu yolda bizimle birlikte yürümese bile Cumhur Ä°ttifakı olarak yeni ve sivil anayasa metnimizi tamamlayıp, inÅŸallah milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız.”
“2020 büyüme oranımız izlediÄŸimiz politikaların baÅŸarısının en somut örneÄŸidir”
Küresel ekonominin çok zorlu bir dönemden geçtiÄŸini hatırlatan ErdoÄŸan, “GeçtiÄŸimiz yıl küresel gelir yüzde 3,5 ve dünya ticaret hacmi yüzde 9,6 oranında daraldı. Böyle büyük bir daralma, milyonlarca kiÅŸinin iÅŸsiz kalmasına, gelir dağılımında bozulmalara ve ülkeler arasındaki geliÅŸmiÅŸlik farklılıklarının artmasına da sebep oldu.” dedi.
Dünyada sadece 1 yılda 90 milyondan fazla insanın aşırı yoksulluk sınırının altına düştüğünün tahmin edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
“Bugün hala aşıya ulaÅŸamayan 100’ün üzerinde ülke bulunuyor. Türkiye, iÅŸte böylesine zorlu bir süreci, izlediÄŸimiz planlı, kararlı ve esnek politikalar sayesinde baÅŸarıyla yürüttü, yürütmeye devam ediyor. Bugün açıklanan ve yüzde 1,8 olarak gerçekleÅŸen 2020 yılı büyüme oranımız izlediÄŸimiz politikaların baÅŸarısının en somut örneÄŸidir. Türkiye büyürken, Ä°ngiltere yüzde 9,9 oranında, Hindistan yüzde 8 oranında, Almanya yüzde 4,9 oranında, Japonya yüzde 4,8 oranında ve Amerika yüzde 3,5 oranında küçüldü. Aynı ÅŸekilde 2021 yılına iyi bir baÅŸlangıç yapan ihracatımız, ÅŸubat ayında önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,6 artışla 16 milyar doları aÅŸmıştır.
Böylece yılın ilk 2 ayı itibarıyla dış ticaret açığımız yüzde 15,3 azalmış ve ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzdesi 82,9’a çıkmıştır. GeliÅŸmeler ihracattaki artışın önümüzdeki aylarda da süreceÄŸine iÅŸaret ediyor. Tabii bunlar, gerçekten dikkate deÄŸer, takdir edilmesi hatta örnek gösterilmesi gereken baÅŸarılardır. Elbette ki biz bununla yetinmiyoruz. Bizim için asıl önemli olan, ekonomik büyümenin toplumun tüm kesimlerine ulaÅŸması ve büyümeyle birlikte istihdamın da oluÅŸması. Ancak böyle bir durumda kaliteli ve kalıcı bir büyümeden söz etmek mümkündür. Ä°ÅŸte 2021 yılını bu açıdan çok önemli görüyoruz.”
“Katma deÄŸeri yüksek rekabetçi üretime yönelmemiz gerekiyor”
“Hedefimiz, her bir vatandaşımıza dokunacak, refahı artıracak, saÄŸlıklı ve istikrarlı büyümenin orta ve uzun vadede güçlenerek sürmesidir.” ifadesini kullanan ErdoÄŸan, “Bu hedefe giden yol, fiyat istikrarından geçiyor. Fiyat istikrarı için de üretken yatırımlara ve katma deÄŸeri yüksek rekabetçi üretime yönelmemiz gerekiyor. Burada da karşımıza verimlilik artışı ihtiyacı çıkıyor. Bir ekonominin yapısal temelleri ne kadar güçlüyse ÅŸoklara karşı direnci de o kadar artar.” diye konuÅŸtu.
Geçen hafta Türkiye piyasalarında, yurt dışındaki geliÅŸmelerden kaynaklanan dalgalanmaların görüldüğünü hatırlatan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Amerika baÅŸta olmak üzere geliÅŸmiÅŸ ülkelerin tahvil faizlerinde yaÅŸanan artış pek çok geliÅŸmekte olan ülkeyi etkiledi. Bu tip küresel dalgalanmalar ne ilktir ne de son olacaktır. Bizim için önemli olan bu gibi risklere karşı dirençli, saÄŸlam, kendi mecrasında yürüme gücüne sahip bir ekonomik iÅŸleyiÅŸi tesis etmektir. Enflasyonu, faizleri ve kuru kontrol altına almış, büyümesini, ihracatını, istihdamını koruyan bir ekonomi bu ÅŸokları kolayca savuÅŸturabilir. Fakat istikrarın, özellikle fiyat istikrarının saÄŸlanmasına, üretken kapasitenin geliÅŸtirilmesine, cari açıkla mücadeleye ve mali disiplinin sürdürülmesine bunun için çok önem veriyoruz.” deÄŸerlendirmesini yaptı.
“Biz kısa mesafe koÅŸucusu deÄŸil maraton koÅŸucusuyuz”
İnsan Hakları Eylem Planı ile eş zamanlı ve eşgüdümlü olarak ekonomi alanında hayata geçirecekleri reformların da hazırlıklarını yürüttüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ekonomideki reform önceliklerimizi belirlerken arkadaÅŸlarımız sahaya indi, tüm taraflarla bir araya geldi ve iletilen tüm talepleri dikkatle dinledi. Buna göre çözüm odaklı bir yaklaşımla üzerine gideceÄŸimiz alanları öncelikli hale getirdik. Her reform gibi bu çalışmalardan da rahatsız olanlar elbette çıkabilir. Her zaman söylüyorum, biz kısa mesafe koÅŸucusu deÄŸil maraton koÅŸucusuyuz, farklılığımız bu. Hiçbir mücadeleden kaçmadığımız gibi her defasında kendi sınırlarımızı biraz daha zorlarız.
Bu anlayış hazırladığımız ve önümüzdeki hafta açıklayacağımız reformları kararlılıkla uygulayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu reformların devamının geleceÄŸini de belirtmek istiyorum. Üçüncü ayına girdiÄŸimiz 2021’i salgınla mücadelenin kazanıldığı ve aynı zamanda orta vadede nitelikli bir büyüme dönemine giriÅŸin baÅŸladığı yıl olarak görüyoruz. Türkiye, inÅŸallah salgın sonrası dönemin dünyada yükselen yıldızı olacaktır.”
Atacakları adımlarla hem mevcut riskleri en aza indireceklerini hem de karşılarına çıkan fırsatları en iyi ÅŸekilde deÄŸerlendireceklerini kaydeden CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Ekonomik reform gündemimizin merkezinde, makroekonomik istikrar politikaları ve yapısal politikalar yer alıyor. Makroekonomik istikrar kapsamında kamu maliyesi, enflasyonla mücadele, finansal sektör ve cari açıkla mücadele gibi alanlara öncelik verdik. Yapısal politikalar tarafında ise kurumsal yapının güçlendirilmesi, yatırımların çok daha güçlü ÅŸekilde teÅŸvik edilmesi ve rekabet politikalarını sayabiliriz. Mali disiplin her dönemde olduÄŸu gibi bugün de olmazsa olmazımızdır. Gelir ve harcama tarafında aldığımız tedbirlere uygun ÅŸekilde 2021 bütçe açığı hedefimizi yüzde 4,3’ten yüzde 3,5’e indirdik.” diye konuÅŸtu.
“Kamu alım ihalelerinde yeni bir sisteme geçiyoruz”
Bütçe açığı ve borç stokunda Türkiye’nin, çoÄŸu ülkeye göre oldukça iyi durumda olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Avrupa BirliÄŸi ortalaması yüzde 90’a yakın olan borçluluk oranları Yunanistan’da yüzde 200. Ä°talya’da yüzde 154, Fransa’da yüzde 117, Ä°ngiltere’de yüzde 101 gibi seviyeleri bulurken, bizde sadece yüzde 42. Ä°ÅŸte Türkiye bu. Mali disiplin iÅŸte tam olarak bu demektir. Reform paketimizde mali disiplini daha da güçlendirecek kapsamlı kamu maliyesi politikalarına da yer veriyoruz. Kamu harcamalarında israfa tahammülümüz olmadığı için harcamaların takibi ve izlenmesine özel ehemmiyet gösteriyoruz. Bakanlıklarımızdan zorunlu olmadıkça kendilerine tahsis edilen ödeneÄŸin üstünde harcama yapmamalarını hatta bu ödeneklerden tasarruf etmelerini istiyoruz.
Reform paketi çerçevesinde kamu alım ihalelerinde yeni bir sisteme geçiyoruz. Kamu iktisadi teÅŸebbüslerini gerekiyorsa yeniden yapılandırarak daha verimli ve rekabetçi hale getiriyoruz. Enflasyonla mücadelenin bel kemiÄŸi olan fiyat istikrarını temin için kalıcı tedbirler geliÅŸtiriyoruz. Sermaye piyasalarının güçlendirilmesi ve finansal kapsayıcılığın artırılması hususunda da yeni politikaları hayata geçiriyoruz. Cari açıkla mücadelemizi baÅŸarıya ulaÅŸtırmak için üretimde yapısal dönüşümü teÅŸvik edecek yeni adımlar atıyoruz. Kamudaki kurumsal yapıyı güçlendirerek reformlarımızın kalıcılığını öyle veya böyle saÄŸlayacağız. Özetle ifade ettiÄŸim tüm bu baÅŸlıkların detaylarını önümüzdeki hafta kamuoyuyla paylaÅŸacağız. Milletimizin her ÅŸeyin en iyisine, en güzeline layık olduÄŸunu biliyor ve bunu saÄŸlamak için gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz.”
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının saÄŸlık krizi olmasının ötesinde özellikle Batı’da sosyal hastalıkların da artmasına sebep olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, Avrupa’da Türk vatandaÅŸlarına yönelik artan ırkçı, faÅŸist saldırılara dikkati çekti.
Protesto kılıfı altında Kur’an-ı Kerim’lerin yakıldığını, mescitlerin kapılarına domuz baÅŸlarının bırakıldığını, Müslümanlara ait iÅŸ yerlerinin, derneklerin ve kuruluÅŸların fiÅŸlenmesinin artık sıradan vakalar haline geldiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her ne kadar Avrupalı yöneticiler yüzleÅŸmekten kaçsa da istatistikler tehdidin ulaÅŸtığı seviyeyi açıkça ortaya koymaktadır. GeçtiÄŸimiz yıl önceki senelere göre nefret suçları iki kat artmıştır. Avrupa’da en çok vatandaşımızın yaÅŸadığı üç ülkede göçmenlere yönelik saldırıların sayısı 3 bini aÅŸmıştır. Sadece 2020 yılında Almanya’da 400’ü bizim insanlarımıza yönelik olmak üzere toplam 900’ün üzerinde saldırı kayıtlara geçmiÅŸtir. Yine geçen yıl salgının getirdiÄŸi kısıtlamalara raÄŸmen cami ve cami derneklerimize yönelik 121 eylem yapılmıştır. Bu rakamlar esasen buzdağının yalnızca görünen kısmını teÅŸkil ediyor. Çünkü nefret suçlarının sadece 5’te 1’i kayıt altına alınıyor. Rapor edilmeyen saldırıların mevcut istatistiklerin en az 4-5 katı olduÄŸunu tahmin ediyoruz. Rapor edilen saldırılarda ise resmi kurumlar suçluların peÅŸine düşmek yerine maalesef maÄŸdurlara baskı uyguluyor.”
“Kültürel ırkçılık birçok Avrupa ülkesinde artık kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür”
Bugün kültürel ırkçılığın Fransa baÅŸta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde artık kurumsal ırkçılığa dönüştüğünü dile getiren ErdoÄŸan, 5-10 sene öncesine kadar marjinal görülen fikirlerin, Avrupa’daki ana akım siyasi partilerin söylemi haline geldiÄŸine iÅŸaret etti.
ErdoÄŸan, son birkaç yıldır Avrupa seçimlerinin temasını, mültecilere, yabancılara, Müslümanlara ve özellikle de Türkiye’ye ve ÅŸahsına yönelik husumet politikalarının oluÅŸturduÄŸunu belirterek, şöyle devam etti:
“Batılı politikacılar kendi basiretsizliklerinin faturasını göçmenlere veya Müslümanlara keserek toplumsal huzursuzlukları perdelemeye çalışıyor. GeçtiÄŸimiz haftalarda bir Fransız televizyonunda Fransız İçiÅŸleri Bakanı’nın, ırkçı bir partinin genel baÅŸkanıyla ‘kim daha fazla Ä°slam düşmanı’ yarışına girmesi insanlık ve sözde Avrupa deÄŸerleri adına utanç vericidir. Benzer tartışmaların farklı düzeylerde diÄŸer Avrupa ülkelerinde de yaÅŸandığını biliyoruz. Aynı ÅŸekilde Hollanda’da. 2. Dünya Savaşı öncesini andıran nefret atmosferi siyasetten sosyal hayata Avrupa genelinde yeniden yükseliyor. Solingen’de vatandaÅŸlarını ırkçı teröre kurban vermiÅŸ bir ülke olarak bu tablodan çok ciddi rahatsızlık duyuyoruz. Batılı kurumların Ä°slam düşmanlığı karşısında üç maymunu oynaması endiÅŸelerimizi daha da artırıyor. Batı medyası ırkçı teröristleri ‘psikolojisi bozuk bireyler’, saldırıları da ‘adi suç’ olarak yansıtıyor. Böylece bu suçlar önemsizleÅŸtirilerek ırkçılığın önü açılıyor.”
Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün iÅŸlediÄŸi cinayetlere “dönerci cinayetleri” yaftası vurulmasının bunun en bariz örneÄŸi olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, “Sırf kimliklerinden dolayı 8’i Türk, 10 yabancıyı katleden bu örgüt mensupları maalesef hak ettikleri cezaları almamıştır. Aynı ÅŸekilde geçen sene 19 Åžubat’ta Almanya’nın Hanau ÅŸehrinde 4’ü Türk, 9 kiÅŸiyi katleden caninin baÄŸlantıları da karanlıkta bırakılmıştır.” dedi.
“Türkiye olarak artık daha aktif rol oynamakta kararlıyız”
Bu tür olaylarda düzenlenen anma merasimlerinin günah çıkarmadan ziyade toplumu saran ırkçılık virüsüyle hesaplaÅŸma zeminine dönüşmesi gerektiÄŸi görüşünü paylaÅŸan ErdoÄŸan, Avrupa devletlerinin DEAÅž’a karşı gösterdiÄŸi hassasiyeti, Neo Nazi örgütlerle mücadelede göstermedikçe benzer saldırıların önüne geçemeyeceÄŸini vurgulayarak, ÅŸunları kaydetti:
“Bu vesileyle bir kez daha ırkçı teröre kurban verdiÄŸimiz vatandaÅŸlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Avrupalı devletler bu tehdidi önemsizleÅŸtirmeye çalışsa da Türkiye olarak bu konuda artık daha aktif rol oynamakta kararlıyız. Gerek DışiÅŸleri Bakanlığımız gerek Yurtdışı Türkler BaÅŸkanlığımız gerekse konsolosluklarımız aracılığıyla bu tür hadiseleri yakından takip ediyoruz. Ä°nÅŸallah Avrupa’daki hiçbir vatandaşımızı ırkçılar karşısında hiçbir zaman yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.”
“Türkiye dünyada ilk 5 ülke arasında yer almaktadır”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, koronavirüs salgınının Türkiye’ye sirayet etmesi ve buna karşı tedbirleri almaya baÅŸlamalarının üzerinden yaklaşık 1 yıl geçtiÄŸini, 18 Mart 2020’de bilim insanları, iÅŸ dünyası ve ilgili tüm kesimlerle birlikte yaptıkları toplantının ardından ortak akıl ve karar ürünü olarak ortaya çıkan kapsamlı tedbirlerin milletle paylaşıldığını hatırlattı.
Salgının yayıldığı dönemlerde tedbirleri sıkılaştırırken, salgının seyrinin aşağı yönlü olduğu dönemlerde de normalleşme adımlarını attıklarını ifade eden Erdoğan, süreç içinde aldıkları tedbirlerden etkilenen tüm kesimler için ilave destek paketleri oluşturduklarını ve bunların uygulamaya geçirildiğini anlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Elbette her ÅŸeye raÄŸmen salgın tedbirleri sebebiyle iÅŸi bozulan, geliri azalan vatandaÅŸlarımız olmuÅŸtur. Bunları yakından takip ederek pek çok farklı yol ve yöntemle kendilerini desteklemeye çalıştık, çalışıyoruz. Kimi ülkelerde saÄŸlık hizmetlerindeki eksiklikler ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle ortaya çıkan kaos ikliminin Türkiye’de oluÅŸmasına fırsat vermedik. Dünyada ve ülkemizde salgının bir yıllık seyrinin sonuçlarına baktığımızda gördüğümüz ÅŸudur; Türkiye hem saÄŸlık hizmetleri hem önleyici tedbirler hem ekonomik destekler bakımından herkesin takdirle takip ettiÄŸi bir yerde durmaktadır. Hastanelerimizin hizmet kapasitesinden aşılama hızına, ekonomik desteklerden üretimin devamı konusundaki kararlılığımıza kadar her konuda örnek alınan bir ülke durumundayız. Bugün 9 milyonu bulan aşılama sayısıyla nüfusunun yüzde 10’undan fazlasına ulaÅŸan Türkiye, dünyada ilk 5 ülke arasında yer almaktadır.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, hiçbir vatandaşı doktorsuz, ilaçsız ve maskesiz bırakmadıklarının, finansal dalgalanmalara karşı da devletin tüm imkanlarının seferber edildiÄŸinin altını çizerek, “Birilerinin sürekli sorup durduÄŸu Merkez Bankası rezervlerindeki hareketlilik aslında bu dönemde verilen mücadelenin ne kadar zor ve meÅŸakkatli olduÄŸunun iÅŸaretidir. Milletimiz, devletin kasasındaki her kuruÅŸun, bütçesindeki her kalemin, 84 milyonun ortak geleceÄŸini güvence altına almak için kullanıldığından emin olsun. Salgının seyrine göre ihtiyaç duyulan her zaman ve her alanda halkımızın her bir ferdinin yanında yer almayı sürdüreceÄŸiz.” ifadelerini kullandı.
ErdoÄŸan “Kontrollü NormalleÅŸme” döneminin ayrıntılarını açıkladı
Erdoğan, dünyada ve özellikle Avrupa coğrafyasındaki gelişmeleri yakından izleyerek salgınla mücadele stratejisini sürekli güncellediklerini belirtti.
Bu çerçevede millete daha önce söz verdikleri şekilde bugün itibarıyla yeni Kontrollü Normalleşme dönemini başlattıklarını aktaran Erdoğan, tedbirlerin sıkılaştırılmasının da gevşetilmesinin de tamamen salgının seyri ile ilgili olduğunun altını çizdi.
ErdoÄŸan, salgının yayıldığı bir ortamda normalleÅŸme adımlarını atmanın veya sürdürmenin mümkün olmadığına iÅŸaret ederek, Türkiye’nin pek çok devlete nazaran coÄŸrafi alan ve nüfus itibarıyla büyük bir ülke olması sebebiyle adımların da kademeli ÅŸekilde atılması gerektiÄŸini vurguladı.
SaÄŸlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun 100 bin nüfusa düşen vaka sayısı baÅŸta olmak üzere çeÅŸitli kriterlere göre illeri sınıflandırdığını anımsatan ErdoÄŸan, bu deÄŸerlendirmeye göre 81 vilayetin düşük riskli mavi, orta riskli sarı, yüksek riskli turuncu ve çok yüksek riskli kırmızı olarak renklere ayrıldığını kaydetti.
“Salgının artış eÄŸilimine girdiÄŸi yerlerde kısıtlamalar tekrar geniÅŸletilebilecek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her hafta risk durumuna göre illerin renklerinin yeniden tespit edileceğini ayrıca her iki haftada bir de normalleşme uygulamasının güncelleneceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Valiliklerimiz baÅŸkanlığındaki il hıfzıssıhha kurullarımız bu güncellemeye göre uygulamayı gözden geçirecek ve yeni düzenlemelere gidecektir. Tedbirlerin sıkılaÅŸtırılması veya gevÅŸetilmesi kararı, salgının her bir ilimizdeki iyileÅŸme veya kötüleÅŸme durumuna göre verilecek. VatandaÅŸlarımız günlük hayatlarının her anında ‘temizlik, maske ve mesafe’ diye özetlediÄŸimiz salgın tedbirlerine ne kadar riayet ederlerse illerinin normalleÅŸmeye o kadar hızlı geçebilmesini saÄŸlayacaklar. Aksi bir durumda yani salgının artış eÄŸilimine girdiÄŸi yerlerde kısıtlamalar tekrar geniÅŸletilebilecek. Bir baÅŸka ifadeyle her ilimiz salgın tedbirlerinin orada ne düzeyde uygulanacağını kendisi belirleyecek.”
Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, düşük ve orta riskli illerde tamamen kalkacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü Kabine toplantısında normalleşme adımlarının prensipte nasıl atılacağı hususunu kapsamlı bir şekilde görüştüklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Buna göre, hafta sonu sokaÄŸa çıkma kısıtlaması, düşük ve orta riskli illerde tamamen kalkarken yüksek ve çok yüksek riskli illerde bir müddet daha pazar günü devam edecek. Ãœlkemizin tamamında süren 21.00 ile 05.00 arasındaki sokaÄŸa çıkma sınırlaması ise sürecek. Okullar, Türkiye genelindeki tüm okul öncesi eÄŸitim kurumlarında ilkokullarda, 8. ve 12. sınıflarda eÄŸitim öğretime açılacaktır. Düşük ve orta riskli illerde ilaveten ortaokullar ve liseler dahil diÄŸer kademelerde de eÄŸitim-öğretime baÅŸlanacaktır. Yüksek ve çok yüksek riskli illerimizde ise genel uygulamanın dışında sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacaktır. Restoran, lokanta, kafeterya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi yerler, çok yüksek riskli iller dışında, Türkiye genelinde faaliyetlerini 07.00 ile 19.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile sürdürebileceklerdir. Halı saha, yüzme havuzu ve benzeri tesisler düşük ve orta riskli illerimizde 09.00 ile 19.00 saatleri arasında faaliyet gösterebileceklerdir.”
“Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye’de normale döndürülecek”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye’de normale döndürülecek, ihtiyaç halinde valilikler farklı düzenlemeler yapabilecektir. SokaÄŸa çıkma saatleri sınırlı olan 65 yaÅŸ üstü ve 20 yaÅŸ altı grubundaki vatandaÅŸlarımızla ilgili düzenleme düşük ve orta riskli illerimizde kaldırılırken, yüksek ve çok yüksek riskli sınıftaki illerde ise sokaÄŸa çıkma süresi artırılacaktır.” diye konuÅŸtu.
Nikah ve nikah merasimleri ile ilgili normalleşme adımlarına ilişkin yeni kararları da açıklayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nikah ve nikah merasimi ÅŸeklindeki düğünler, düşük ve orta riskli illerimizde 100 kiÅŸi, yüksek ve çok riskli bölgelerde 50 kiÅŸiyi geçmemek ve bir saati aÅŸmamak kaydıyla yapılabilecektir. Sivil toplum kuruluÅŸları, meslek odaları, kooperatifler ve benzeri kuruluÅŸların genel kurulları düşük, orta ve yüksek riskli illerde katılımı 300 kiÅŸiyi geçmeyecek ÅŸekilde yapılabilecektir.
DiÄŸer hususlardaki uygulamaların nasıl olacağı daha önce de belirttiÄŸim gibi valiliklerimizin baÅŸkanlığındaki il hıfzıssıhha kurullarımız tarafından belirlenecektir. Hedefimiz mümkün olan en kısa sürede ülkemizin tamamında Kontrollü NormalleÅŸme sürecini tamamlamaktır. Tedbirlerin uygulanmasıyla ilgili denetimler de bu çerçevede daha sıkı ve kararlı ÅŸekilde yürütülecektir. Salgın boyunca her konuda öncü ve örnek olan Türkiye’nin kısıtlamaların gevÅŸetilmesi ve inÅŸallah tamamen kaldırılması hususunda da aynı baÅŸarıyı göstereceÄŸine yürekten inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alınan kararların ülkeye ve millete hayırlı olması temennisinde bulundu.
Kaynak: AA