Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Türkiye hayatı dijitale taşımada sahip olduğu altyapıyla pozitif yönde ayrışmıştır
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Pek çok ülkenin ağır sınavlar vererek değişen şartlara uyum sağlamada geride kaldığı bu dönemde Türkiye, sağlık alanında olduğu gibi hayatı dijitale taşımada da sahip olduğu altyapıyla pozitif yönde ayrışmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TÜSİAD Dijital Türkiye Konferansı’ndaki konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı.
Dijital dönüşümü, milli teknoloji hamlesinin önemli bir parçası gören, değişim ve dönüşümün öncüsü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ve başarı dileklerini ileten Oktay, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının dijitalleşme üzerindeki etkilerini “Oyunun kuralları değil, kendisi değişti” temasıyla masaya yatıran bu konferansın son derece önemli olduğunu ifade etti.
Dijital dönüşümün iş hayatı ve gündelik yaşama yansımaları ile Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunun ve geleceğin bilişim teknolojilerinin kapsamlı şekilde ele alınmasının, hem kamu hem özel sektör hem de sivil toplum boyutunda ilham verici çıktılara vesile olacağına işaret eden Oktay, geçen yıl TÜSİAD ile gerçekleştirdikleri video konferanslarda küresel rekabetin değişen yönlerine dikkat çekilerek dijitalleşme ve inovasyonu iki önemli gündem unsuru olarak öne çıkardıklarını hatırlattı.
Oktay, bu konferanslarda, iş dünyasından salgın döneminde krizi fırsata çevirecek dijital dinamizm ve Ar-Ge yatırımlarında sıçrama beklediklerini vurguladıklarını anımsatarak, “TÜSİAD Sanayide Dijital Dönüşüm Programı”, “Rekabet Kongreleri”, “Dijital Altyapı Yatırımları ve Uzaktan Çalışma Tecrübe Paylaşımı” gibi iş dünyasının Kovid-19 sonrası döneme daha hazırlıklı ve güçlü girmesi için TÜSİAD tarafından yıl boyunca yapılan çalışmaların takdire şayan olduğunu dile getirdi.
Oktay, 2020 yılının salgının oluşturduğu etkilerle toplumsal ihtiyaçların değiştiği, insan yaşamı ve iş süreçlerinde köklü dönüşümlerin yaşandığı bir yıl olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Günlerimizi bilgisayar, akıllı telefon ya da tablet ekranlarının karşısında geçirerek toplantılarımızı uzaktan dijital ortamda yaptık ve eğitim faaliyetlerine yine uzaktan ekran karşısında devam etmek durumunda kaldık. Alışveriş rutinimiz sanal marketlere taşındı ve çoğunlukla yakınlarımızla bile çevrim içi görüntülü görüşme uygulamaları yoluyla hasret giderdik. İş insanlarımız fiziki sınırların kalktığı e-Fuarlarda buluşurken bizler de ülkeler arası ilişkilerimizi, diplomatik temaslarımızı dijital ortama taşıdık ve teknolojinin sağladığı imkanlar sayesinde çalışmalarımızı sekteye uğratmadan devam ettirdik. Pek çok ülkenin ağır sınavlar vererek değişen şartlara uyum sağlamada geride kaldığı bu dönemde Türkiye, sağlık alanında olduğu gibi hayatı dijitale taşımada da sahip olduğu altyapıyla pozitif yönde ayrışmıştır.”
“Pek çok politikayı hayata geçirdik”
Salgının oluşturduğu şartların öncesinde de her alanda dijital dönüşümün önemine vurgu yaptıklarını, politikaları Türkiye’nin dönüşümde öncü olması yönünde şekillendirdiklerini hatırlatan Oktay, “Geçtiğimiz yıl bir taraftan Cumhurbaşkanımız liderliğinde bugüne kadar atılan adımların meyvelerini alırken bir taraftan da gelecek perspektifimizi güncelleyerek Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın da az önce bir kısmını ifade ettiği pek çok politikayı hayata geçirdik.” diye konuştu.
Salgın, oyunu ve oyunun kurallarını değiştirip dönüştürse de Türkiye’yi oyunda tutacak hız ve esnekliğe sahip olduklarının altını çizen Oktay, şu görüşleri paylaştı:
“Konvansiyonel hangi kural değişirse değişsin, dijital dönüşümde biz büyük düşünüyor, büyük oynuyoruz. Ülkemizin dijital teknolojiler alanında insan sermayesiyle, yazılımıyla, donanımıyla ve altyapısıyla daha da güçlenmesi için bütüncül bir bakış açısıyla çalışıyoruz. Verinin giderek en değerli maden niteliği kazandığı günümüzde iş dünyamızla, üniversitelerimizle ve kuluçka merkezlerimizle el ele vererek değişen trendlerin öncüsü olacağımıza yürekten inanıyorum. Bulut teknolojileri, büyük veri, veri madenciliği, nesnelerin interneti ve blokzincir gibi yeni nesil ve çığır açan teknolojiler, tasarım ve üretim yöntemleri dahil yeni iş modelleri üzerinde dönüştürücü etkisini göstermeye başlamıştır. Makine öğrenmesi, yapay zeka, nanoteknoloji ve 3 boyutlu (3D) yazıcıların kullanım yoğunluğunun artmasıyla yepyeni meslekler ortaya çıkmaktadır. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan rapora göre dijitalleşme son 10 yılda çalışma hayatına 2 milyona yakın yeni iş kolu eklenmesini sağlamıştır.”
“Büyüme üzerinde etkileri var”
Oktay, 2030 itibarıyla dünyada 1 milyonun üzerinde yeni iş kolu daha oluşacağının öngörüldüğünü ifade ederek, dijitalleşmenin, meslekler üzerindeki dönüştürücü etkisinin yanı sıra ekonomide verimlilik, rekabet edebilirlik ve büyüme üzerinde de ciddi etkileri olduğunu belirtti.
CISCO tarafından yayımlanan rapora göre, 2030 yılı itibarıyla “nesnelerin interneti”nin, küresel ekonomiye yaklaşık 14,2 trilyon dolar katkı sağlayacağını aktaran Oktay, şöyle devam etti:
“PwC tarafından geçtiğimiz aylarda yayımlanan bir raporda ise gümrük süreçlerinden lojistiğe kadar birçok alanda dönüşümü tetikleyen blokzincir teknolojilerinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde 1 trilyon dolarlık ek ticaret oluşturacağı öngörülmektedir. Bugün dünyanın en büyük 10 şirketine baktığımızda 8’inin teknoloji ve iletişim devlerinden oluştuğunu görüyoruz. MIT Technology Review tarafından Avrupa Birliği ülkelerinde geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırmaya göre şirketlerin yüzde 60’ı salgının etkisiyle ‘agile software’ yani çevik yazılım geliştirmek için bütçe ayırmış durumda. Dünyanın dört bir yanında yaşanan bu dönüşüm, vatandaşların, iş insanlarının ve karar alıcıların proaktif bir şekilde uyum sağlamaları gereken dinamik bir süreçtir. Devletlerin dijitalleşmeyi kamu hizmetlerine entegre etmenin yanı sıra bütüncül bir bakış açısıyla yasal düzenlemeler yaparak veri güvenliğini sağlaması ve işletmeleri dijitalleşmeye teşvik etmesi de dijital dönüşümün avantajlarını hayata geçirmek açısından önemlidir.”
“Bürokrasiyi azalttık”
Türkiye’nin bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde dijital dönüşümü DNA kodlarına işlediğini, olası güncellemeler için bildirimleri açtığını ve yüzünü inovasyona döndüğünü vurgulayan Oktay, 11. Kalkınma Planı’nda “yapay zeka, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, büyük veri, robotik, siber güvenlik ve sensör teknolojileri” gibi alanları “geliştirilmesi öncelikli kritik teknoloji alanları” olarak belirlediklerini hatırlattı.
Oktay, kamuda dijital dönüşüme azami önem vererek 735 kurumun 5 bin 517 farklı kamu hizmetini, 52 milyonu aşkın kullanıcı sayısına ulaşan e-devlete entegre ettiklerini belirterek, “Sıfır belge politikamız kapsamında vatandaş ve iş dünyasından istenilen hizmet başına ortalama belge sayısını 3,47 seviyesinden 0,17’e düşürerek bürokrasiyi azalttık.” diye konuştu.
Dış ticareti kolaylaştırmak için gümrüklerde dijitalleşmeye yönelik projelere hız verdiklerinin altını çizen Oktay, şu değerlendirmede bulundu:
“İhracat işlemlerinde kağıdı ortadan kaldırarak gümrük beyannamesi ve eklerinin elektronik ortamda verilebilmesini temin ettik. Dış ticarette tek pencere sistemiyle dış ticarete konu ürünler için gerekli tüm bilgi ve belgeleri tek bir başvuru noktasından sunarak süreci hızlandırdık. Hedefimiz dış ticarette çıkış ve varış noktaları arasındaki lojistik operasyonların optimizasyonunu sağlayacak fiziki, dijital ve yasal altyapıyı oluşturmaktır. Fiber altyapıya olan yatırımları destekleyerek, yüzde 11 ilerleme kaydederek, 413 bin 309 kilometreye ulaştırdığımız fiber uzunluğumuzu geliştirmeye var gücümüzle devam ediyoruz. Dönüşümde önemli göstergelerden olan makineler arası iletişim abone sayısı 2015 yılındaki 3,2 milyon seviyesinden bugün 6,4 milyona yaklaşmış ve 5 yılda yüzde 100’ün üzerinde artış gerçekleşmiştir. Bu çalışmalar sonucunda Birleşmiş Milletler e-Devlet Gelişmişlik Endeksine göre ülkemiz çevrim İçi Hizmet Endeksinde 27. sıradan 22. sıraya, Telekomünikasyon Altyapı Endeksinde 89. sıradan 79. sıraya ve e-Katılım Endeksinde 37. sıradan 23. sıraya yükselmiştir.”
“Dijitalleşme ekip işidir”
Oktay, 5G’ye mümkün olan en kısa sürede yerli ve milli imkanlarla geçmek için çalışmaları sürdürdüklerini anlatarak, 5GTR Forum ile yeni nesil teknolojilerin önünü açacak iş birliklerini tesis ettiklerini, kritik şebeke donanım ve yazılımları geliştirmek için projeler yürüttüklerini anımsattı.
Milyarlarca “bağlantılı cihazın” şebekelerde birlikte çalışabilmesine imkan sağlayan 5G’de gelinen noktayı yeterli göremeyeceklerini dile getiren Oktay, şu bilgileri verdi:
“Başta özel sektör ve üniversiteler olmak üzere tüm paydaşların bu alandaki çalışmalarında daha fazla gayret göstermesi, somut ilerlemeler ortaya koyması gerekmektedir. 6G gelişmelerini göz önünde bulundurarak sağlamamız gereken ilerleme elzemdir. Diğer taraftan BTK Akademi öncülüğünde başlattığımız ‘1 milyon yazılımcı seferberliği’ ve YÖK tarafından yürütülen ‘Geleceğin Meslekleri’ projesi bilişim alanında insan kaynağımızı zenginleştirmek için atılan adımların sadece birkaç örneğidir. Bakanımız bilişim ve inovasyon alanında sağladığımız özel sektör teşviklerinden, teknopark desteklerinden ve TÜBİTAK’ın çabalarından bahsettiler. Ben de özellikle altını çizmek isterim ki dijital dönüşüm alanında verilen emeklerin hepsi bir bütündür ve dijitalleşme ekip işidir. Ne kamu ne özel sektör tarafı olarak dönüşümün detaylarını gözden kaçırıp, geride kalıp, rekabetçi rüzgarlara yenik düşemeyiz.”
“Kuantum teknolojilerini konuşmalıyız”
Oktay, 18 yıldır iş dünyasıyla omuz omuza vererek büyüttükleri ekonominin, sanayi ekosisteminin ve güçlü bir altyapının olduğunu belirterek, “Kovid-19 sonrası dönem bizler için kalkınmada yazdığımız başarı hikayelerini marka değeri yüksek, katma değer üreten ve uluslararası standartlara sahip teknoloji ürünleriyle taçlandırma dönemidir.” dedi.
Verimlilik, büyüme, yatırım ve istihdamı dijital dönüşümle uyumlu olarak daha yüksek seviyelere taşımak için birlikte çalışacaklarına değinen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kalkınma planları ve 2023 hedefleri çerçevesinde dijital dönüşüm alanında koyduğumuz hedeflere ulaşacak potansiyelin iş dünyamızda ve sizler gibi dirayetli iş insanlarımızda olduğunun bilincindeyiz. Bu sebeple sizlerden beklentimiz geçmişte ortaya koyduğunuz başarılar nispetinde büyüktür. Artık dijitalleşmeyi değil dijital olgunluğu yükseltmeyi, kuantum teknolojilerini konuşuyor olmalıyız. Bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi kavramlarını erdemli toplum ve veri güvenliğiyle birlikte ifade etmeliyiz. Dijitalleşmenin, sadece yeni teknolojilerin adaptasyonu, yeni bir platform geliştirilmesi ya da sosyal medya etkileşimi anlamına gelmediğini hepimiz biliyoruz. Teknolojiyle azalan maliyetler, hızlanan network imkanları, yeni müşteri ve pazarlara daha kolay erişim gibi avantajlar sizlere kazanç olarak dönecek faktörlerdir. Öyleyse gelin 2021’i dijitalleşmede Türk iş dünyasının şaha kalktığı bir yıl olarak tarihe yazalım.”
Oktay, bu mücadeleyi hükümet olarak hem ekonomik ve mali alanda atacakları adımlar hem de hukuki reformlarla destekleyeceklerini vurgulayarak, yatırımcılar için öngörülebilirliği artıracaklarının altını çizdi.
“Kararlılıkla devam edeceğiz”
Ar-Ge teşvik programları, e-Ticaret ve e-Oyun tasarımı destekleri, sanal fuar destekleri, bilişim yatırımları ve akıllı üretim sistemlerinin desteklendiği hamle programı ve teknopark teşvikleriyle dijital ekosistemi güçlendirmeye devam edeceklerini kaydeden Oktay, “Ekonomimizin güçlü yönlerini daha da sağlamlaştıracak tedbir gerektiren hususların üzerine kararlılıkla gitmeye devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Oktay, başlayan aşılama süreciyle dünya genelinde Kovid-19’un etkisi zayıfladıkça taşların yerine oturacağını, bugünlerin başarıyla atlatılacağını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA