Depremler sonrası duman çıktığı ihbarı yapılan Göksun’daki dağ incelendi

Depremler sonrası duman çıktığı ihbarı yapılan Göksun'daki dağ incelendi

Depremler sonrası duman çıktığı ihbarı yapılan Göksun'daki dağ incelendi

“Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Göksun ilçesi Büyükkızılcık Mahallesi’ndeki dağdan dumanlar yükseldiği ihbarı üzerine 3 üniversiteden bilim insanları bölgede inceleme yaptı.

Büyükkızılcık Mahallesi Kuşkayası mevkisinde yaşayan vatandaşlar, 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından dağdan dumanlar yükseldiği yönünde yetkililere ihbarda bulundu. Ardından İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ile AFAD’tan yetkililer belirtilen adrese yönlendirildi.

Dağın bulunduğu alana jandarma helikopteriyle ulaşan uzmanlar inceleme yaptı.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, AA muhabirine, yüksek bölge ve sağlam kayaların üzerinde yer alan köyde depremin ardından çok fazla yıkımın gerçekleşmediğini söyledi.

Yapılan bir açıklama üzerine insanların tedirgin edildiğini belirten Sözbilir, şöyle konuştu:

“İşte burada güya bir botanik patlama olacak, aşağıda bir magma tabakası var, işte yukarı doğru geldiği için bir volkan patlaması gerçekleşecek, bu da tabii böyle bir şey olursa zaten o artık yıkımın üstünde ciddi bir yıkıma neden olur. Bu çok ciddi bir iddia bu olduğu için biz de işimizi bırakıp buralara geldik. AFAD’ın da katkılarıyla bölgede inceleme yaptık. Orada eski maden ocakları var. Onların deprem sırasındaki hareketi nedeniyle dolaysız hale gelmiş olabilir, ilk düşünce buydu. Fakat dediğim gibi iddia olduğu için onlara da bir de gerçek başka nedenler de olabilir sonuçta. Zaten her türlü olasılık vardı.”

Bölgede çok yaşlı kayaların bulunduğunu ifade eden Sözbilir, şunları aktardı:

“Çok çok eski 500 milyondan yaşlı kayalar var. Aşağıda koyu, siyah renge yakın bir kaya var. Üstünde kireç taşı ya da mermer diyebileceğimiz kayalar var. Yani tortul kökenli, volkanizmayla uzaktan yakından ilgisi olmayan çok yaşlı kayalar var. O kayaların üst kesimlerinde kireç taşları şev yapmışlar. Yani bir yüksek eğimli bir şey oluşturmuşlar. Tabii deprem sırasında da zaten oralarda küçük ölçekli böyle galeriler var, eski maden yatakları ve eski bir fay var orada. Bölgede çalışma yapmadan açıklama yapılmasını doğru bulmuyorum. Yani bu bölgelerde gelip çalışma yapmayan, herhangi bir fikri olmayan, bilimsel anlamda bir fikri olmayan herkes oturduğu yerde atıp tutabilir. Ama bu şekilde hem devleti hem bizleri hem toplumu rahatsız etmeye bence hiç kimsenin hakkı olmamalı.”

Prof. Dr. Sözbilir, alanın güvenli olduğunu aktararak, “Herhangi bir problem yok, küçük ölçütlü heyelanlar, yanal yönünde kaymalar olabilir ama burada başka herhangi bir tehlike yok. Herhangi bir organik çıkış, herhangi bir gaz çıkışı gözlenmiyor.” dedi.

“Halkımızı tedirgin edecek bir durum söz konusu değil”

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Karabacak, bölgede gözlemleme, örnekleme ve ölçümleme çalışmalarını yaptıklarını belirterek, “İlk gözlemlerimiz şunu gösteriyor, spekülatif haberlerde olduğu gibi burada bir volkanik çıkış, petrol çıkışı, gaz çıkışı söz konusu değil.” değerlendirmesinde bulundu.

Bölgede depremler sonrası sıklıkla yaşanan kütle hareketleri oluştuğunu vurgulayan Karabacak, suyun buharlaşmasıyla karşıdan duman gibi görülen koyu rengin ise lav akışı zannedildiğini dile getirdi.

Endişelenecek bir durumun olmadığını vurgulayan Karabacak, “Oradaki birimin tamamını özelliklerinden kaynaklı. Depremin sarsıntısıyla bunların zayıflamasından kaynaklı kütle hareketi, halkımızı tedirgin edecek bir durum söz konusu değil.” diye konuştu.

“Endişelendik ama durumun farklı olduğu ortaya çıktı”

Mahalle sakinlerinden Orhan Gün, babasının karşı dağdan duman çıktığını söylemesi üzerine durumu yetkililere bildirdiğini kaydetti.

Yetkililerin helikopterle bölgeye ulaştığını anlatan Gün, önce endişelendiklerini ama incelemenin ardından durumun farklı olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

Gün’ün babası Ahmet Gün ise depremlerin ardından Kuşkayası adını verdikleri dağın tepesinde duman çıktığını görünce korktuklarını anlattı.

Dağın her iki tarafından beyaz duman çıktığını belirten Gün, “Depreme iki kez yakalanınca çok korktuk. Yetkililer endişelenecek bir şey olmadığını söylediler.” diye konuştu.

AFAD: Bölgede herhangi bir lav akması, volkanik kül, petrol veya gaz çıkışı olmadığı gözlemlendi

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Tatar, deprem sonrası volkanik hareketlilik iddiasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Gözlemlerimiz, bölgede herhangi bir lav akması, volkanik kül, petrol veya gaz çıkışı olmadığı yönündedir.” dedi.AFAD: Bölgede herhangi bir lav akması, volkanik kül, petrol veya gaz çıkışı olmadığı gözlemlendi

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, AFAD Merkezi’nde Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Büyük bir felaketle karşı karşıya kalındığını, depremin büyüklüğünü, boyutlarını, etkilediği alanı, sahaya çıkanlardan alınan bilgiye göre yeniden değerlendiklerini söyleyen Tatar, öngörülenin çok ötesinde bir felaketle karşı karşıya olunduğunu, an ve an her şeyi takip ettiklerini belirtti.

Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezinde, 6 Şubat’ta meydana gelen iki depremin analiz edildiğini anlatan Tatar, şu bilgileri paylaştı:

“Ne kadarlık etki yarattı, ne kadarlık bir alanda etkisi oldu, ne kadar süreyle bu depremler etkili oldu bunları analiz ediyor. Tablo şu, ilk deprem yani 7,7 büyüklüğündeki sabah saat 04.17’de olan depremin etkili olduğu süre 65 saniye, yani 65 saniye boyunca yıkıcı bir etki yaptığını söylüyoruz. Çok daha uzun bir süre ama etkili olduğu süre 65 saniye. İkinci depremin etkili olduğu süre 45 saniye. Baktığımızda her iki depremle birlikte bölge yaklaşık 2 dakika boyunca çok ciddi şekilde sarsıldı.

Bu ne anlama geliyor? 7,7 büyüklüğündeki bir depremin yani ilk depremin açığa çıkardığı enerji, 500 atom bombasının yarattığı etkiye, enerjiye sahip. Bu kadar basit ve net. Dolayısıyla, bunu bu şekilde değerlendirmekte fayda var. İkinci konu, şu ana kadar 2 binin üzerinde artçı sarsıntı meydana geldi ve halen de gelmeye devam ediyor. Çok büyük bir etkisi var. Artçı sarsıntılar sıradan artçı sarsıntılar değil, her biri 4’ün üzerinde gelişen büyüklükte artçı sarsıntılar.”

“Gözlemlerimiz, lav akması, volkanik kül, petrol veya gaz çıkışı olmadığı yönünde”

Tatar, vatandaşlardan, sosyal medya üzerinden, diğer kanallardan ve farklı yerlerden ulaşan bilgi ile görüntüye inanmamalarını istedi.

Afet ve Acil Durum Yönetim Koordinasyon Merkezinde, depremin olduğu dakikadan itibaren Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında, tüm çalışma gruplarının görevlerinin başında olduğuna işaret eden Tatar, an ve an her bir grubun kendi konusunu ilgilendiren hususlarda sürekli sahadan bilgi aldığını söyledi.

Sahada ne olup bittiğinin farkında olduklarını dile getiren Tatar, sözlerine şöyle devam etti:

“Teknik olarak şunu söyleyeyim, özellikle 2 gündür sosyal medyayı çok ciddi şekilde meşgul eden iki ana konu var. Bir, ‘Hatay’da baraj patladı.’ Dün biliyorsunuz Tarım Orman Bakanlığımız bununla ilgili açıklama yaptı, böyle bir durum yok. Türkiye’de barajlar sürekli anbean ivme ölçerlerle ve diğer birtakım teknik ekipmanlarla zaten takip ediliyor. Bu konuda ekstra benim söylemem gereken bir şey yok. Zaten resmi açıklama yapıldı. Böyle bir durum yok.

İkinci husus dünden itibaren ne yazık ki canla başla çalışan buradaki ekibin bir bölümünü meşgul etti. Tamamen gereksiz, anlamsız bir şekilde orada ‘Volkan mı patladı, ‘Buhar çıkışı var, şu var, bu var’, tamamen işimizi gücümüzü bıraktık. Orada ne oluyor ne bitiyor bunu anlamaya çalıştık.”

“Daha sağlıklı veri elde ederek bu tür açıklamalara davet ediyorum”

Bir saat kadar önce bölgeye bir Skorsky helikopteri gönderdiklerini aktaran Tatar, bölgede şu anda çalışan onlarca uzmanın bulunduğunu ifade etti. Tatar, hepsine ayrı ayrı teşekkür ederek, “Hepsi ayrı ayrı bölgelerde. Büyük bir fedakarlıkla, o ağır kış koşullarında cansiperane bir şekilde çalışıyorlar.” dedi.

Tatar, şunları kaydetti:

“Göksu’nun Büyükkızılcık köyünün bir mevkisinde, köye yakın bir bölgede, yamaçta oluşan ve dünden itibaren sosyal medyada yayılan ‘Volkan oluyor, volkan patlaması oldu’ şeklinde yayılan yere, gelen Skorsky helikopter bu arkadaşlarımızı alıp, o bölgeye hemen yaklaşık bir 300-400 metre mesafede, kot farkı nereden baksanız en az yine 300-400 metre mesafe, ağır kış koşulları olduğu için de o bölgeye indirdi ve arkadaşlarımız 6 kişilik ekip, şu anda o bölgeyi inceleyip geri döndü.

Ne vardı öncesinde? Sosyal medyada herkes yorum yapıyor. Arkadaşlar oturduğunuz yerden lütfen yorum yapmayın. Hocalarımızdan bilhassa rica ediyorum, bakın burada her şeyi teyit etme, her şeyi anında öğrenme şansımız var. Oturduğunuz yerden yorum yaptığınız her şey olabilir, şu olabilir, bu olabilir, bu bilimsel bakış açısında vardır. Yorum yapabilirsiniz elbette. Ama şu özel anlarda bu yaptığınız her yorumun sahadaki yansıması çok farklı oluyor. Böyle bir şey olamaz, bunu kabul edemiyorum. Bir öğretim üyesi olarak, bir hoca olarak bunu kabul etmiyorum. Lütfen bütün arkadaşlarımızı, bütün hocalarımızı daha sağduyulu, daha aklı başında, daha sağlıklı veri elde ederek bu tür açıklamalara davet ediyorum. Şu anda gereksiz yere bütün basın Büyükkızılcık köyünde volkanın sözde patlamasını bekliyor. Bütün insanlar oraya yığılmış, volkan patlayacak diye bekliyor.”

“Basit bir kütle hareketinden öteye bir şey değil”

Ekiplerin kendisine verdiği bilgiyi aktaran Tatar, şöyle konuştu:

“11 Şubat Cumartesi günü saat 11.30 itibarıyla yukarıya çıkıyorlar. Gözlemlerimiz, bölgede herhangi bir lav akması, volkanik kül, petrol veya gaz çıkışı olmadığı yönündedir, böyle bir şey yok. Gözlemlerimiz, olay depremle tetiklenen ve depremler sonrası bizim çok sık bir şekilde gördüğümüz, basit bir kütle hareketinden öteye bir şey değil. Bölgede zaten bir volkanik patlamayı oluşturacak özellikle, nitelikte bir jeolojik yapı da yok, öyle bir formasyon, öyle bir kaya grubu da kayaç da kaya da yok. Buralarda tamamen çok eski, çok yaşlı, bizim metamorfik kaya, başkalaşım kayası diye adlandırdığımız kayalar var.”

Tatar, kendilerine sürekli bilgi akışı geldiğinin altını çizerek, anında her gelen bilgiyi teyit ettirme imkanına sahip olduklarını vurguladı. Tatar, “Bakın bir helikopter kalktı, Malatya’dan kalktı. Yarım saat içerisinde hemen anında bölgeye intikal etti. Oradaki uzman arkadaşlarımızı aldı, tepeye çıkardı ve yarım saat içerisinde olayın ne olduğunu anladık. Ama dün akşamdan beri bu konu, insanları rahatsız etti.” dedi.

“Devletin resmi kurumlarının dışında yapılan hiçbir açıklamaya lütfen itibar etmesinler”

Şu anda zamanla yarış olduğuna işaret eden Tatar, hala enkazların altındaki depremzedeleri sağ kurtarmak için ekiplerin görev yaptığını söyledi. Tatar, sözlerine şöyle devam etti:

“Bir yandan bölgede çok geniş bir alanda oralara geçici barınma imkanlarını, gıda yardımını ulaştırmaya çalışan insanlar var. Ama gereksiz yere şu anda bakın bir kesimi, bir grubu sırf bu konuyu teyit etmek için dün akşamdan beri, ‘Doğal gaz boru hattı mı patladı, o mu oldu, bu mu oldu, volkanik patlama mı var?’ şeklinde çok basit bir kütle hareketini, çok basit bir kaya düşmesini, heyelanı getirdik, ta ki yerin 42 kilometre derinliğinde, ‘Magma oluştu, 2 bin derece sıcaklıkta, orada bir yanardağ oluşmaya başlamıştır.’ noktasına getiren hocalarımızı uyarıyorum. Lütfen daha dikkatli, daha doğru, teyit edilmiş bilgiyi paylaşmak durumunda olsunlar. Vatandaşlarımız, devletin resmi kurumlarının dışında yapılan hiçbir açıklamaya lütfen itibar etmesin.”

“Artçı sarsıntılar devam ediyor, edecektir”

Artçı sarsıntılara ilişkin de bilgi veren Tatar, “Halen artçı sarsıntılar devam ediyor, edecektir. Çok daha uzun bir süre hissedilir boyutta, yani 3,5-4 üzeri büyüklükte artçı sarsıntılar bölgede devam edecektir. Bunların bir bölümü zaman zaman 5 üzerine, 5,5’in üzerine, hatta 6’ya kadar da çıkabilecek çok daha geniş bir zaman dilimi içerisinde artçılar olabilir.” uyarısında bulundu.

Tatar, vatandaşların hasarlı binalardan kesinlikte uzak durması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

“Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, aldığım en son bilgiye göre, şu anda 1300 ekiple, her bir ekipte ikişer, üçer kişi var, sahada hasar tespit çalışmalarına başladı. Her bir ekip yaklaşık 25 civarında, bir günde hasar tespiti yaptığı bilgisi bana verildi. Bir günde bir ekip 25 tane yeri inceleyebilir. Dolayısıyla yaklaşık bu bir günde 30-32 bin 500 civarında binaya karşı yükseliyor. Bu hızla gidilirse, bu şekilde organize olunabilirse hızlı bir şekilde bölgedeki binaların hasar tespiti de yapılmış olabilecek. Dolayısıyla bu binalara hasar tespit ekibi gelmeden, onların incelemesi tamamlanmadan bu binalardan uzak durmakta yarar var. ”

“Bazı bölgelerimizde çığ tehlikesi de olabilir”

Her biri 65 saniye, 45 saniye süren, toplamda yer kabuğunda 2 dakika boyunca etkili bir şekilde meydana gelen büyük, iki farklı depremden söz ettiklerini ifade eden Tatar, bu depremlerin yüzeydeki etkilerinin de çok farklı olacağını bildirdi.

Tatar, “Birçok yerde ikincil afet diye adlandırdığımız kaya düşmesi, heyelan, çığ tehlikesi olabilir. Yine birtakım artış sarsıntılarla birlikte bazı bölgelerimizde çığ tehlikesi de olabilir. Bu da ayrı bir husus, özellikle kırsalda köylerimizde çığ tehlikesi altında olan alanlar varsa, buralarda da biraz daha böyle uyanık, biraz daha dikkatli, biraz daha proaktif olmakta yarar var. Böyle bir tehlikeyle de karşı karşıya kalınabilir.” diye konuştu.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir