Diyabetli çocuklar için “alternatif tedavi önerileri” hayati risk oluÅŸturabilir

Diyabetli çocuklar için alternatif tedavi önerileri hayati risk oluşturabilir
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zehra Aycan, insülin kesilerek uygulanan tedavilerin, ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyledi.
Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği, Ulusal Çocukluk Çağı Diyabeti Çalışma Grubu Başkanı da olan Prof. Dr. Aycan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk çağında yüzde 95 oranıyla en çok tip 1 diyabet hastalığıyla karşılaşıldığını anlattı.
Aycan, Türkiye’de çocuklukta tip 1 diyabet görülme sıklığının 100 binde 10 olduÄŸunu belirterek, “Çocuklar için genellikle ilk olarak çok su içme, çok idrara çıkma ve kilo kaybı ÅŸikayetleriyle bize baÅŸvuruluyor. Bu üç bulgu, diyabet şüphesini ortaya çıkarıyor.” diye konuÅŸtu.
Tip 1 diyabetin önlenebilir bir hastalık olmadığını, çoğunlukla genetik yatkınlık sebebiyle ortaya çıktığını vurgulayan Aycan, hastalığın viral enfeksiyonlar, stres gibi faktörle tetiklendiğini söyledi.
“İnsülinsiz tip 1 diyabet tedavisi mümkün deÄŸil”
Prof. Dr. Aycan, hastalığın çocuklarda bağışıklık sisteminin zedelenmesi sonucu oluştuğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pankreasta normalde insülin üreten beta hücreleri var. Tip 1 diyabette vücudumuz bu beta hücrelerini bir yabancı cisim gibi algılıyor, bu hücrelere karşı savaşıyor ve sonuçta beta hücreleri insülin üretemez hale geliyor. Yani tip 1 diyabet, insülin eksikliÄŸi sonucu oluÅŸuyor ve tedavisinde de bu insülinin mutlaka yerine konulması gerekiyor. İnsülinsiz tip 1 diyabet tedavisi mümkün deÄŸil. Bu tedavinin yaÅŸam boyu uygulanması gerekiyor. Åžu anda insülinin alternatifi olabilecek bir tedavi yok.”
“İnsülin tedavisinin kesilmesi ölümcül sonuçlara neden olur”
Buna karşılık sosyal medyada, çocuklarda tip 1 diyabetin “alternatif” yöntemlerle tedavi edilebileceÄŸine iliÅŸkin açıklamalar yapıldığına dikkati çeken Aycan, ailelere ÅŸu uyarılarda bulundu:
“Tip 1 diyabet, ömür boyu süren bir hastalık olduÄŸu için aileler, haklı olarak, alternatif tedavilerle ilgili bir arayışa giriyor. Sosyal medyada bazı hekim arkadaÅŸlarımız, insülin yerine ozon tedavisi veya bazı bitkisel tedaviler gibi alternatif yöntemlerle bu hastalığın yönetilebileceÄŸine iliÅŸkin bilgiler paylaşıyor. Altını çiziyorum, bu son derece yanlış.
İnsülin salgısını artıran bazı kimyasallar, bitkiler olabilir ama tip 1 diyabet hastalığında bu alternatif tedaviler eÄŸer insülini keserek uygulanırsa bunun ne yazık ki ölümcül sonuçları olur. Çünkü insülin eksikliÄŸinde kanda ÅŸeker yükselmeye devam eder ve müdahale edilmezse ‘diyabetik koma’ dediÄŸimiz durum oluÅŸur. Bu noktada da gereken müdahale yapılmazsa çocuÄŸu kaybederiz.”
“Bu tip sosyal medya paylaşımlarına itibar etmeyin”
Prof. Dr. Aycan, insülinin 1920’li yıllarda keÅŸfedilmesinden önce tip 1 diyabetli tüm çocukların yaÅŸamını kaybettiÄŸini hatırlattı.
İnsülin tedavisinin diyabetli çocuklarda mutlaka uygulanması gerektiÄŸinin altını çizen Aycan, “Ailelerin alternatif tedavi yöntemi arayışlarına girmelerini doÄŸal karşılıyoruz ama tip 1 diyabet tanısı alan bir çocuÄŸun mutlaka çocuk endokrinoloji merkezinde insülin tedavisi yürütülmeli. DiÄŸer alternatif yöntemler isteniyorsa uygulanabilir ama bunun insülin tedavisi kesilmeden yapılması, sosyal medyadaki bu tip paylaşımlara da itibar edilmemesi gerekiyor.” ifadesini kullandı.
“Her çocuk bireyselleÅŸtirilmiÅŸ beslenme programlarıyla izlenmeli”
Aycan, ailelerin sosyal medyada karşılaştığı önerileri endokrinoloji hekimlerine danışabileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bir de sosyal medyada farklı beslenme tedavileri önerilebiliyor. Biz, beslenme tedavilerini çocuÄŸun yaşı, cinsiyeti, aile yaÅŸantısı, beslenme tercihlerini dikkate alıp kiÅŸiselleÅŸtirerek hazırlıyoruz. Diyabet diyetisyenlerimizle her çocuÄŸa özgün beslenme programları uyguluyoruz. Buna karşın sosyal medyada ‘diyabetliler tek öğün veya sadece iki öğün beslensin’ gibi önerilerde bulunuluyor. Bunlar da doÄŸru deÄŸil. Her çocuÄŸun kendine ait, bireyselleÅŸtirilmiÅŸ beslenme programlarıyla izlenmesi gerekiyor.”
Kaynak: AA