Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı ErbaÅŸ, merhum hocası Ä°slam alimi Muhammed Emin Saraç’ı anlattı

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, merhum hocası İslam alimi Muhammed Emin Saraç'ı anlattı

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, merhum hocası İslam alimi Muhammed Emin Saraç'ı anlattı

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı ErbaÅŸ, Muhammed Emin Saraç’ın, Anadolu’nun Ä°slam’la yoÄŸrulmuÅŸ bir coÄŸrafya olması için gecesi gündüzü olmadan çalıştığını belirterek, “Hocamız özlediÄŸi Türkiye’yi kısmen görmüş olmanın mutluluÄŸunu taşıyordu.” dedi.

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Ali ErbaÅŸ, tedavi gördüğü hastanede 19 Åžubat Cuma günü 92 yaşında hayatını kaybeden, 60 yılı aÅŸkın bir süre Fatih Camisi’nde tefsir, hadis ve fıkıh dersi veren, yurt içinden olduÄŸu kadar yurt dışından da yüzlerce talebe yetiÅŸtiren son Osmanlı alimlerinden Muhammed Emin Saraç’ın ilmi kiÅŸiliÄŸini, eÄŸitim faaliyetlerini ve onunla yaÅŸadıklarını AA muhabirine anlattı.

Ä°stanbul Yüksek Ä°slam Enstitüsünde 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından eÄŸitim görmeye baÅŸladığını ve bu süreçte Vefa semtindeki Ä°lim Yayma Vakfı Yüksek Tahsil Talebe Yurdunda kaldığını hatırlatan ErbaÅŸ, Saraç tarafından bu yurdun medrese odalarının ön kısmındaki mescidinde yapılan “Müslim-i Åžerif” hadis derslerine katıldığını bildirdi.

Bu sayede hocası ile tanıştığını aktaran ErbaÅŸ, her dersin sonunda Ä°mam Busiri’nin Peygamber aÅŸkıyla yazdığı “Kaside-i Bürde” isimli kasidesinin ilk bölümünü makamlı bir ÅŸekilde okuduklarını ve bu etkinliÄŸi Saraç’ın çok sevdiÄŸini ifade etti.

ErbaÅŸ, Saraç’ın Muhammed Ali Es-Sabuni’nin “Muhtasar Ä°bn-i Kesir Tefsiri”nden tefsir, “Ahkam Tefsiri”nden tefsir-fıkıh ve Aliyyul Kari’nin “Åžifa-i Åžerif” eserinden de hadis dersi verdiÄŸini anlatarak, 1988’de Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı Haseki Dini Yüksek Ä°htisas Merkezinde eÄŸitim görmeye baÅŸladığı ana kadar ders almaya devam ettiÄŸini vurguladı.

Ä°lim aşığı Saraç’ın 1943’te memleketi Tokat’tan Ä°stanbul’a gelip Fatih medreselerinde Osmanlı dersiamlarından Ali Haydar Efendi’den 7 yıl eÄŸitim aldığını anlatan ErbaÅŸ, Ali Haydar Efendi’nin tavsiyesi ile Saraç’ın Mısır’a gidip Muhammed Zahid el-Kevseri, Mustafa Sabri Efendi ve Ä°stiklal ÅŸairi Mehmet Akif Ersoy’un arkadaşı Mehmet Ä°hsan Efendi’den ilim tahsil ettiÄŸini belirtti.

ErbaÅŸ, Mısır’dan Türkiye’ye 1960’da dönen Saraç’ın Ä°stanbul’da Osmanlı dersiamlarının geleneÄŸi olan cami derslerini Fatih Camisi’nde ve Ä°lim Yayma Vakfının Vefa’daki yurdunun mescidinde yaklaşık 60 yıl sürdürdüğünü anlatarak, “Ä°lim aşığı bir alimdi. Emin Saraç Hocamız hep okuturdu. Yazmaktan çok okutmaya önem vermiÅŸti, bunu öncelemiÅŸti. Ne kadar çok talebeye ders okutabilirsem, tefsir, hadis ve fıkıh alanında ne kadar çok bu ilmi gençlere ulaÅŸtırabilirsem, öğretebilirsem o kadar kardır amacıyla hakikaten 60 yılını dolu dolu geçirmiÅŸ bir insandı.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

“Hayır sahibi insanları eÄŸitim faaliyetlerine yönlendirirdi”

Saraç’ın “ilmi ile amil bir alim” tipine çok önem verdiÄŸini aktaran ErbaÅŸ, şöyle devam etti:

“Derslerde geçmiÅŸ ulemadan, tanıdığı kadarıyla iz bırakmış, gönüllerde taht kurmuÅŸ alimlerden örnekler verirdi. Ä°stanbul müftülerinden Bekir Haki Efendi, kayınpederi olan Ali Yekta Efendi, Ömer Nasuhi Bilmen Efendi’den örnek verirdi. Onlar gibi olmamızı tavsiye ederdi. Özellikle ilmi ile amil olmayı talebelerine çok tavsiye ederdi. Kendisi Tokatlı olduÄŸu için Tokat’ta babasının da dedesinin de zaman zaman 3-6 aylık tutuklama dönemleri olduÄŸundan bahsederdi. Yaptıkları Kur’an okutmaktır, Arapça okutmaktır. Bu durum baÅŸlı başına ne kadar zor zamanlardan geçtiÄŸimizi esasında ortaya koyuyor. Bu ve benzeri pek çok hatıra anlatırdı bize.”

ErbaÅŸ, Saraç’ın Türkiye’ye yönelik ümitleri, düşünceleri ve duygularına da deÄŸinerek, “Bütün derdi Ä°slam’la yoÄŸrulmuÅŸ bir Anadolu’ydu. Ä°stanbul medreseleriyle alimleriyle meÅŸhur olmuÅŸ bir Anadolu, gelecekte de aynı medeniyetin devam etmesi, o medeniyet birikimlerinin geleceÄŸe taşınabilmesi konusunda adeta çırpınırdı. Bunun için gecesi gündüzü yoktu. Sürekli geleceÄŸi omuzlarında taşıyacak gençlerin yetiÅŸebilmesi için hem kendisi ders okuturdu hem de o gençlerin yetiÅŸebilmeleri için vakıf, dernek, eÄŸitim faaliyetlerine fikren, madden destek olurdu. Öğrencilere burs verme konusunda, Ä°lim Yayma Vakfı’nın geliÅŸmesi ve benzeri vakıfların sayılarının artması konularında çok büyük katkıları olurdu.” ifadelerini kullandı.

Saraç’ın Ä°slam dünyasından kiÅŸileri tanıdığı geniÅŸ bir çevresi olduÄŸunu ve farklı yerlerdeki hayır sahibi insanları eÄŸitim faaliyetlerine yönlendirdiÄŸine iÅŸaret eden ErbaÅŸ, özellikle din eÄŸitimi alanında çok iyi gençlerin ve alimlerin yetiÅŸmesi noktasında çırpındığını vurguladı.

ErbaÅŸ, Saraç’ın ilmi geleneÄŸini devam ettirecek talebeleri de yetiÅŸtirdiÄŸini ifade ederek, ÅŸu bilgiyi paylaÅŸtı:

“Bundan sonra Emin Saraç Hoca olmayacak ama Emin Saraç Hoca’nın yetiÅŸtirdiÄŸi talebeler sayesinde bu ilim yolu devam edecek. Fatih Camisi’nde Emin Hocamızın okuttuÄŸu dersler, onun talebeleri tarafından ÅŸu an okutuluyor. Tefsir dersleri Hamdi Arslan Hocamız, Buhari-i Åžerif dersleri Halil Ä°brahim Kutlay tarafından yapılıyor. Farklı illerde hocamızın talebeleri dağılmış vaziyette, o illerde bu gelenek devam ediyor. Hocamız özlediÄŸi Türkiye’yi kısmen görmüş olmanın mutluluÄŸunu taşıyordu son zamanlarda ve hamd makamında olduÄŸunu söylüyordu. Sürekli Cenabıhakk’a bugünleri kendisine gösterdiÄŸi için hamdediyordu.”

“Saraç’ı din eÄŸitimi noktasındaki geliÅŸmeler mutlu ve bahtiyar etti”

Din eÄŸitimi noktasında ilahiyat fakülteleri ve öğrenci sayısının artması ile imam hatip liselerinin açılması ve katsayı sorununun çözülmesi gibi geliÅŸmelerin Saraç’ı mutlu ve bahtiyar ettiÄŸini dile getiren ErbaÅŸ, hocasıyla ilgili yaÅŸadığı bir anıyı da paylaÅŸtı:

“Sakarya Ãœniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi Dekanıyken hocamızın çok sevdiÄŸi hocası Muhammed Zahid el-Kevseri ile ilgili bir sempozyum düzenledik. Zahid el-Kevseri Düzceli’dir. Düzce’de 17 ülkeden ilim adamının katılımıyla çok büyük bir sempozyum düzenledik. Hocamızı Ä°stanbul’daki evinde ziyaret edip sempozyum hakkında bilgi verdim. O sevincini hiç unutamam. Kendi hocası ile ilgili uluslararası sempozyum düzenlemek, bir talebesi olarak bunun da bana nasip olması… Hem gerçekten çok severek ve aÅŸkla bu sempozyumu düzenlemeye vesile oldum hem de hocamızı mutlu etmekten çok memnun olmuÅŸtum. Yaşı epeyce ileri olmasına raÄŸmen 3 gün boyunca hem sempozyumun açılışında konuÅŸma yapmıştı hem de yurt içinden, yurt dışından gelen tüm konuÅŸmacıları çok dikkatle dinledi. Sempozyumun bitimine kadar bizimle birlikte olmuÅŸtu. Bu hakikaten bizi çok mutlu etmiÅŸti.

Hocamızı sık aralıklarla ziyaret ederdim. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı olduÄŸumda duasını almak için ziyaret ettim. Bir ay arayla iki kez ziyaret ettim. Geçen sene biraz rahatsızlanmıştı. Ondan önce de bir ziyaretim olmuÅŸtu. Her ziyaretimizde çok mutlu olurdu, memnun olurdu. Bize dua ederdi. Öyle zannediyorum ki hocamızın çok duasını aldık. Ä°nÅŸallah bu duaların yüzü suyu hürmetine güzel iÅŸler yapmak, millete, ümmete, insanlığa faydalı iÅŸler yapmak nasip olur.”

Ayasofya-i Kebir Cami-i Åžerifi’nin 86 yıl aradan sonra yeniden ibadete açılması sürecinde Saraç’ın hasta olması nedeniyle görüşemediklerine deÄŸinen ErbaÅŸ, “Hocamızla o süreçte maalesef bir görüşmemiz olamadı ama öyle zannediyorum ki hayatta kendisini en çok mutlu eden olaylardan birisi olmuÅŸtur.” diye konuÅŸtu.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir