Ekonomistler ödemeler dengesi verilerini değerlendirdi

Ekonomistler ödemeler dengesi verilerini değerlendirdi

Ekonomistler ödemeler dengesi verilerini değerlendirdi

Ekonomistler, cari dengeye petrol ve büyümedeki yavaşlamanın pozitif, ihracat, altın ticareti ve turizmin ise negatif yönde etkide bulunacağını öngörüyor.

Ekonomistler, geçen yıl büyümenin güçlenmesiyle ulaşılan cari fazlanın bu yıl özellikle yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ekonomiler üzerinde oluşturduğu belirsizlikle düşüşe geçtiğine işaret ederken, cari dengeye petrol ve büyümedeki yavaşlamanın pozitif, ihracat, altın ticareti ve turizmin ise negatif yönde etkide bulunacağını öngörüyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, cari işlemler hesabı nisanda 5 milyar 62 milyon dolar açık verirken, bunun sonucunda 12 aylık cari işlemler açığı 3 milyar 291 milyon dolar oldu.

Yıllıklandırılmış cari denge en son geçen yılın nisan ayında 621 milyon dolarlık açık vermiş, bu dönemden sonra üst üste 12 ay boyunca pozitif tarafta gerçekleşmişti.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, cari dengenin, piyasada ortalama beklenti olan 4,4 milyar doların üzerinde açık verdiğine dikkati çekti.

Mayıs ayı dış ticaret öncü verilerinin geçen yıla göre daha yüksek dış açığa işaret ettiğini aktaran Bürümcekçi, bu durumun cari fazladaki düşüşün süreceğini düşündürdüğünü söyledi.

Bürümcekçi, cari dengenin temel eğilimi açısından takip edilen enerji dışı cari dengenin 28,5 milyar dolar fazlaya, enerji ve altın dışı (çekirdek) cari dengenin ise 39,9 milyar dolar fazlaya gerilediğini vurgulayarak, “Türkiye ekonomisinin büyüme (sert daralma) dönemlerinde manşet ve çekirdek açıkta belirgin artış (azalış) eğilimi görülmesinin doğal olduğunu hep vurgulamaktayız, ancak bu kez kısa vadede resesyona geçiş öncesi ihracatın daha hızlı gerilemesine karşılık ithalatın daha yavaş adapte olması nedeniyle cari açıkta artış görmekteyiz. Bu hızlı bozulmanın geçici olacağı söylenebilir.” ifadelerini kullandı.

Enerji ithalatındaki düşüş, turizm net gelirlerindeki azalışı telafi edebilir”

Haluk Bürümcekçi, cari açıkta nisan ayında gözlenen kötüleşmede, dış ticaret açığının yükselmesi ve turizm ile taşımacılık gelirlerinin düşmesinin ana etken olduğunu ifade etti.

Cari dengeye petrol ve büyüme yavaşlamasının pozitif; ihracat, altın ticareti ve turizmin ise negatif yönde etki yapacağını anlatan Bürümcekçi, şunları kaydetti:

“Büyümenin güçlenmesiyle 2019’da ulaşılan cari fazlanın son aylarda hızla azalmaya başladığı izlenirken, sonrasındaki görünüme ilişkin belirsizlik koronavirüs salgınının küresel ekonomileri ve Türkiye ekonomisini sert vurmasıyla belirgin artmıştır. Petrol fiyatlarının son dönemdeki düşüşle 2019’un 65 dolarlık ortalamasının belirgin altında seyretmesi cari açığı azaltıcı etki getirmeye devam ederek olumlu haneye yazılacaktır. Petroldeki her 10 dolarlık düşüşün doğal gaz fiyatlarına da yansıması durumunda cari dengeyi yaklaşık 6 milyar dolar iyileştirdiği bilinmektedir. Altın ticaretinde ise 2019’da verilen 9,3 milyar dolar net açık, gerek yurt içi yerleşiklerin tasarruf ve ziynet olarak ilgisi ve gerekse TCMB rezervlerinde artan payı nedeniyle yüksekliğini koruyacaktır.”

Bürümcekçi, enerji ithalatındaki düşüşün turizm net gelirlerindeki azalışı büyük ölçüde telafi edebileceğini dile getirdi.

AB pazarı ve genel olarak küresel çapta büyümede gözlenen yavaşlamanın ihracat artış hızını olumsuz etkilemeye devam etmesinin beklendiğini aktaran Bürümcekçi, “Milli gelir büyümesinin iç talep kaynaklı yavaşlaması ithalat artışının da daralmaya doğru dönebileceğini göstermektedir. Son anketlerde, 2020 cari dengesi için medyan değer 10,8 milyar dolar açık olurken maksimum açık tahmini 17,5 milyar dolar olmuştu. Bu doğrultuda, mayıs sonunda 8 milyar dolar açığa ulaşmasını beklediğimiz son 12 aylık dengenin, olumsuz büyüme senaryoları altında yılı 15 milyar dolar civarında açık ile kapatma ihtimali yüksek görünmektedir.” değerlendirmelerini yaptı.

“Cari dengede koronavirüs etkileri kırılganlık unsuru oluşturacaktır”

Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan da, nisan ayı cari açık rakamının piyasa beklentisinin daha üzerinde gerçekleştiğini, ancak çok da sürpriz etkisi yaratacak boyutta olmadığını söyledi.

Yıllıklandırılmış bazda cari dengenin ise nisanda 3,3 milyar dolarla uzun aylardan sonra ilk defa açık pozisyonuna geçtiğine işaret eden Erkan, “Koronavirüsle birlikte mart ayında başlayan cari açıktaki derinleşme etkisi, nisanda da artarak devam etmiş görünüyor.” dedi.

Erkan, yıl genelinin koronavirüs sonrası makro dengelerin sağlanması açısından zorlu geçebileceğini anlatan Erkan, şunları kaydetti:

“Üretim ve talep bileşenlerinin aynı anda sert bir kırılıma uğradığı salgın döneminde ihracat pazarlarının artış yönünde bir potansiyel sergileyemiyor olması cari açığın artmasındaki temel etkendir. Nisan ayında koronavirüsün etki sahasının en geniş haline gelmesi ve direkt etkileri göstermesi açısından, hem ithalat hem ihracat daralıyor olmasına rağmen ihracatın özellikle dış talepteki çöküş etkisini yansıtması durumuyla karşı karşıyayız. Bir başka etken, turizm ve hizmet gelirlerinin bu dönemdeki eksikliği, ki bu özellikle yaz aylarında da yaşanacak bir sıkıntı olarak gözükmektedir. Yaz aylarında salgının nasıl seyredeceğinin belli olmaması, bu konuda çeşitli senaryoların olması, hizmet arzında korunma tedbirleri nedeniyle önlemler ve psikolojik etkiler bu gruptaki gelirler açısından negatif yönde baskılayıcı olacaktır.”

Erkan, cari dengenin yılın geri kalanında nasıl şekilleneceğini öngörmenin zorluklarından bahsederek, koronavirüsün ihracat ve ithalat kırılımları üzerinde etkili olmaya devam edeceğini ve gelirler anlamına baskılayıcı olacağını ifade etti.

Haziran sonrasında hem yurt içi hem de ana ihracat pazarları olan yurt dışı ekonomilerdeki normalleşmeyle kademeli toparlanmanın talep üzerine etkisinin, biraz daha gecikmeli kalabileceğini öngören Erkan, “Yaz aylarında, salgına ilişkin bir ikinci dalga olup olmaması ve bunun da doğal olarak tüketim/talep üzerine etkisini izlemek gerekir. Ekonomik büyüme açısından yılın geri kalanı için resim hem net değil, hem de olumlu projeksiyon noktasında değiliz. Üretim ve talep beraber aşağı giderken, güven endeksleri, kapasite kullanımı, Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) veya bankaların ticari kredi büyümesi gibi göstergeler salgın koşullarını yansıtmaya devam ediyor.” şeklinde konuşmasını tamamladı.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir