ErdoÄŸan: DEAÅž elebaşı BaÄŸdadi’nin eÅŸi yakalandı
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Amerika ‘BaÄŸdadi kendini tünelde imha etti’… Bununla kendilerine göre bir iletiÅŸim kampanyası baÅŸlattılar. Biz de hanımını yakaladık ama bakın biz bir yaygara yapmadık. İlk defa ÅŸimdi, bugün açıklıyorum.” dedi.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, BeÅŸtepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 70. Yıl Kutlama Töreni‘nde katılımcılara hitap etti.
KonuÅŸmasına, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin kuruluÅŸ yıl dönümünü kutlayarak baÅŸlayan ErdoÄŸan, fakültenin Türkiye’nin en köklü, yüksek din eÄŸitimi veren kurumu ve ülkenin ilahiyat birikimi nitelemesini hak eden bir müktesebata sahip olduÄŸunu belirtti.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin baÅŸlı başına bir marka olduÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, “Tüm farklılıklarıyla baÅŸlı başına bir ekol olan fakültemizin dün olduÄŸu gibi bugün ve gelecekte de aynı ayırt edici vasfını sürdüreceÄŸine inanıyorum. Bugün fakültemizin birikimini takip ederek faaliyetini sürdüren 100’e yakın yüksek din öğretimi veren kurumumuz vardır. Bu kurumların her birinin de hayırlı hizmetler sunmaya devam edeceÄŸinden şüphe duymuyorum.” dedi.
“Öğretmen bulmada maalesef sıkıntı yaşıyoruz”
Türkiye’de ilahiyat eÄŸitiminin geliÅŸmesinde emeÄŸi geçenleri şükranla yad eden CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Milletimizin gönlünde özel bir yeri olduÄŸunu bildiÄŸim bu kurumları daha da geliÅŸtirmek, ileriye taşımak için çalışmalarımızı sürdüreceÄŸiz. Türkiye’de ilahiyat ve imam hatip eÄŸitiminin yaygınlaÅŸtırılmasının sebebini bugün hepimiz çok acı bir tebessümle hatırlıyoruz. Bir imam hatipli olarak, çocuklarımın imam hatip kapısında, özellikle kızlarımın neler çektiÄŸini bilen bir baba olarak bunları yaÅŸadık. Rabbim tekrarını bir daha bizlere göstermesin inÅŸallah. Onun için de bizler de görevimizin çok iyi farkında olacağız.
Bir büyüğünüz olarak, CumhurbaÅŸkanınız olarak sizlere bir ricada bulunacağım. O da ÅŸu; bir, niçin ilahiyat mezunları gerek imam hatip okullarında gerekse diÄŸer düz liselerde öğretmenlik için görev almada tereddütler yaÅŸarlar? Öğretmen bulmada maalesef sıkıntı yaşıyoruz. Nedense ilahiyat mezunları öğretmen olmaya teÅŸebbüs etmiyor. Öğretmen olmak için gayret etmiyor ve ÅŸu anda birçok imam hatiplerde Kur’an derslerinin boÅŸ geçtiÄŸini biliyorum. Biliyorsunuz tercihli bir sistem getirdik, özellikle de düz liselerde isteyenler Siyer-i Nebi, Kur’an-ı Kerim dersine girebilir. Ama maalesef ilk yıl bir teÅŸebbüs oldu, ondan sonra azalma oldu, ÅŸu anda ciddi manada azalma var. Bir diÄŸer taraftan da hoca bulmada sıkıntı var. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine hoca bulunmuyor dersem, yalan söylemiÅŸ olmam.”
“Bana imam hatipliler bile saldırdı”
Karşısında bu mevcut durumu alt üst edecek bir nesil gördüğünü vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemin dört bir yanında sizi görev bekliyor. Nereden geldik, elhamdülillah nereye? Bir zamanlar, ‘Dindar bir nesil’ dedim bana imam hatipliler bile saldırdı. GeçmiÅŸinde imam hatip var, ‘Nereden çıktı bu iÅŸ, nereden çıktı bu tespit’ gibi sözde köşe yazarı dahi bana saldırdı. Üstelik de imam hatip mezunu. ‘Dindar bir gençlik istiyoruz, dindar bir nesil yetiÅŸtireceÄŸiz’ dediÄŸim için. Bugün yine aynısını söylüyorum, inÅŸallah dindar bir gençlik, dindar bir nesil sizin ellerinizde yetiÅŸecek. Bunu baÅŸardığımız takdirde, çarşıda, sokakta, pazarda o zaman tinercisini, hırsızını, Allah’ın izniyle o zaman görmeyiz veya minimize ederiz. Alkolikleri görmeyiz, niye? Çünkü dindar gençlik bilecek ki alkol haramdır. Dolayısıyla o yola tevessül etmeyecek. Bu konularda atılacak adımlarla dindar neslin olduÄŸu bir ülkede, inanıyorum ki tüm manevi deÄŸerler bir anda yüksek bir sıçrama yapacak ve birbirini menfaat, makam, mevki için deÄŸil Allah için seven bir millet ortaya çıkacaktır. İşte bunu siz saÄŸlayacaksınız bu adımları atma noktasında yeni bir sürecin içinde olmamız gerekiyor, aksi takdirde yıllara yazık oldu deriz.”
“Cenaze namazı kıldırmak bile bilinmiyordu”
Tek parti döneminde, milletin inancıyla arasındaki irtibatın neredeyse cenaze yıkama seviyesine düşürme gayesiyle hareket edildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bunu bizzat sahibinden, İstanbul’da Milli Türk Talebe BirliÄŸi’ndeki konuÅŸmasında Tahsin BanguoÄŸlu’ndan dinlemiÅŸtim. Ona Milli EÄŸitim Bakanlığı görevi verilmiÅŸ ve o zamanın baÅŸbakanı, çünkü cenaze namazı kıldırmak bile bilinmiyordu, cenaze yıkanma bilinmiyordu, kendisine ‘senden bu konuda kurslar kurmanı istiyorum’ diye kendisine görev verilmiÅŸ. Dedi ki ‘İmam hatiplerin menÅŸei böyledir.’ İmam hatip okulunda İngilizce hocamız vardı, ‘Siz buraya cenaze yıkamak için mi geldiniz?’ dedi. O zaman evli olan abilerimiz vardı, bir tanesi çıktı ÅŸu ifadeyi kullandı, ‘Öğretmenim ben gelecekte bu ülkeye en ideal hizmeti nasıl verebilirim diye imam hatibi seçtim.’ dedi.”
İstanbul Darülfünun İlahiyat Fakültesi’nin kapatılmasından sonraki ilk yüksek dini eÄŸitim kurumunun Ankara Üniversitesi bünyesinde açıldığını hatırlatan ErdoÄŸan, “Fakültenin açılışı sırasında Meclis’te yapılan tartışmalarda terakki hamlelerine engel olmaması ÅŸartının dahi ifade edildiÄŸini hatta mektep medrese mücadelesine atıflarda bulunulduÄŸunu görüyoruz. Buna raÄŸmen milletimizin sahip çıkmasıyla ilahiyat fakülteleri ve imam hatip okulları hızla kök saldı ve zamanla da yaygınlaÅŸtı.” diye konuÅŸtu.
ErdoÄŸan, milletin inancına, medeniyetine, tarihine ve kültürüne sarıldıkça yeni ufukların belirdiÄŸini ve her alanda yükseliÅŸin yolunun açıldığını belirterek, “İmam hatip öğrencileri 600 bine falan çıkmıştı. Ne oldu? Bir darbe oldu, 60 bine indi. Hemen kök kurutulduÄŸu zaman, kök kesildiÄŸi zaman o aÄŸaç vücut bulur mu? Bulamaz. Geldik, geldikten sonra adımları attık ve ÅŸu anda 1 milyon 300 bine varan imam hatip öğrencisi var.” dedi.
“Dik durmaya mecburuz”
Hala imam hatiplere yönelik olumsuz kampanyalar yürütüldüğüne işaret eden Erdoğan, imam hatip liseleri ile diğer liseler arasında hiçbir fark olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatip liseleri ile diğer liseler arasındaki katsayı farkının kaldırıldığını hatırlatarak, öğrencilerin sınavdaki başarılarına göre gelecekteki bölümlerini belirleyeceklerini kaydetti.
Gelişmenin, kalkınmanın ve çağı yakalamanın yolunun geçmişle irtibatı kesmekten değil, ondan güç alarak geleceğe bakmaktan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, özellikle son 17 yılın bu durumu ortaya koyduğunu söyledi.
ErdoÄŸan, Türkiye’nin yeniden İslam coÄŸrafyasının umudu haline gelmesinde hep birlikte verilen mücadelenin büyük katkısı olduÄŸunu ifade ederek, şöyle konuÅŸtu:
“Elbette her dönemin kendine münhasır zorlukları, sıkıntıları, ihtiyaçları olacaktır. Bizim de ÅŸu anda çektiÄŸimiz sıkıntılar var. Görüyorsunuz yedi düvel üzerimize saldırıyor. Peki onlar üzerimize saldırıyor diye biz geçmiÅŸte olduÄŸu gibi sünepe durumuna geçip, yanaklarımızı çevirip ‘tokatlayın’ diyecek miyiz? Diyemeyiz. Onun için dik durmaya mecburuz. DikleÅŸmeden yolumuza devam etmeye de mecburuz.”
“Savunma sanayinde yüzde 70 yerli üretim yapıyoruz”
İnandıkları yolda yürümeye devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Fetih müyesserdir Rabbimize inandıkça. Bu noktada, geldiÄŸimizde, biz savunma sanayinde yüzde 20 yerli üretim yapıyorduk. Åžimdi yüzde 70 yapıyoruz. EÄŸer bugün terörle mücadelede baÅŸarılıysak, bunun sebebi bize dost geçinenlerdir. Bir SİHA, bir İHA vermiyorlardı. ‘Kongreden geçmesi lazım’ diyorlardı ama ÅŸimdi biz İHA’mızı da yapıyoruz, SİHA’mızı da yapıyoruz, ÅŸimdi onun daha ilerisini yapıyoruz ‘Akıncı’ diye. Onunla birlikte dünyada belki de o ilk defa bizde olacak. Åžimdi onu baÅŸarmaya çalışıyoruz. Demek ki yapılabiliyor ve yapıyoruz. Bunu baÅŸardığımız gibi bir de onların mühimmatını artık kendimiz üretiyoruz.
Bundan önce kendileri ile konuÅŸuyorduk. Sayın Obama’ya ‘terörle mücadelede sıkıntımız var’ diyordum. G-20 Antalya Zirvesi’nde kendisiyle konuÅŸtuk. ‘GöndereceÄŸiz’ dediler. Bize akıllı bomba gelmedi. Bu tür komÅŸular bizi akıllı bomba sahibi yaptı. Åžimdi onu biz üretiyoruz. Aynı ÅŸekilde diÄŸerlerini de biz üretir hale geldik.”
“Savunma sanayinde 2,5 milyar dolar ihracatımız var”
ErdoÄŸan, savunma sanayisinde ihracata da baÅŸladıklarını belirterek, “Åžu anda bizim savunma sanayinde 2,5 milyar dolar yıllık ihracatımız var. Maya saÄŸlam olduÄŸu müddetçe Allah’ın izniyle bunların hepsinin de üstesinden geleceÄŸimizden şüphe duymuyorum.” dedi.
Bu konuda ilahiyat camiasına büyük görev düştüğünü dile getiren Erdoğan, ilahiyatçıların bilgisi, duruşu, samimiyeti, ahlakı ve ibadetiyle örnek olmak mecburiyetinde olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece hakiki İslam anlayışı ve yaşayışının toplumun her kesimine yayabileceklerini ifade etti.
“İslam’ı kendimizden baÅŸlayarak önce ülkemizi sonra dünyayı kucaklayan bir rehber haline getirme mücadelesi hepimiz için ilanihaye sürecek bir mükellefiyettir.” diyen ErdoÄŸan, Mehmet Akif Ersoy’un “Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” anlayışının hayata geçirilmesi gerektiÄŸini vurguladı.
“BaÄŸdadi’nin eÅŸi yakaland”
ErdoÄŸan, İslam dinini terörle, cehaletle, sefaletle, baÄŸnazlıkla, geri kalmışlıkla eÅŸdeÄŸer hale getirme projesinin ancak bu ÅŸekilde baÅŸarısızlığa uÄŸratılabileceÄŸini vurgulayarak, “Amerika ‘BaÄŸdadi kendini tünelde imha etti’… Bununla biliyorsunuz çok ciddi kendilerine göre bir iletiÅŸim kampanyası baÅŸlattılar. Biz de hanımını yakaladık ama bakın biz bir yaygara yapmadık. İlk defa ÅŸimdi, bugün açıklıyorum.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
BaÄŸdadi’nin kız kardeÅŸinin ve eniÅŸtesinin de yakalandığını aktaran ErdoÄŸan, şöyle devam etti:
“Åžu anda biz bu noktada çalışmalarımızı en güçlü ÅŸekilde sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceÄŸiz. İşte buyurun ÅŸu anda terör örgütüyle verdiÄŸimiz mücadele hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü bir ÅŸekilde yürüyor. Suriye Milli Ordusu’na ülkemizin ana muhalefeti ‘terör örgütü’ diyor. Onlar benim askerimin yanında ÅŸu anda Suriye’de kendi topraklarını kurtarma mücadelesi veriyor. Åžu ana kadar 144 ÅŸehit verdiler. Bizim 10 ÅŸehit verdiÄŸimiz yerde onlar da 144 ÅŸehit verdi. El ele omuz omuza bu mücadeleyi sürdürüyorlar ama ana muhalefet kalkıp onları ne yazık ki bu ÅŸekilde vasıflandırıyor. Biz tabii yolumuza kararlılıkla gidiyoruz, gideceÄŸiz. Allah’a hamdolsun tüm kirli senaryolara raÄŸmen bugün tüm dünyada ihtida edenlerin sayısı artıyor. İslam’ın yayılışına ket vurulamıyor. Bir merhamet dini olan İslam’ı vahÅŸetle yan yana gösterme gayretleri kalplerdeki uyanışı engellemeye yetmiyor.
İslam insanlığın yegane kurtuluÅŸ reçetesi olarak varlığını çok daha güçlü bir ÅŸekilde sürdürüyor. Bize düşen Allah’ın varlığı ve birliÄŸiyle Hazreti Muhammed Aleyhissalatu Vesselamın nübüvvetini kabullenen yüreklerin aynı gaye için atmasını saÄŸlamak, bu yönde çalışmaktır. Bunun için de önce Rabbimizle, ardından da kendi nefsimizle, ardından son olarak çevremizdeki tüm canlılarla şüphesiz ki barış halinde olmamız ÅŸart. Çünkü İslam barış dinidir. Müslümanda barış için çalışandır. İslam’ı bu haliyle hayatımızın merkezine yerleÅŸtirmeden hiçbir meselemizi çözemeyiz. İnsanlığa arzu ettiÄŸimiz hizmetleri sunamayız.
Modern dünyada tüm bireylerin özgürlük peÅŸinde koÅŸtuÄŸuna dikkati çeken ErdoÄŸan, halbuki Müslümanların en büyük özgürlüğünün Allah’a boyun eÄŸmesi, kulluk etmesi olduÄŸunu vurguladı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Bundan daha büyük özgürlük olur mu? Bunu baÅŸarmadan diÄŸer hiçbir çabamızı anlamlandırma ÅŸansımız olmaz. ‘Zıvanadan çıkmak’ deyimini aramızda bilmeyen yoktur. Allah’a boyun eÄŸmediÄŸimiz gün zıvanadan çıkmışız demektir. İşte o zaman zıvanadan çıkan iki deÄŸirmen taşının birbirini parçalaması gibi biz de kendi kendimizi yok etmeye baÅŸlarız. Yaratıcısıyla aradaki baÄŸları kopardığını sanmanın adı mutlak özgürlük deÄŸil, mutlak savrulmadır. Bu bakımdan kelime-i ÅŸahadet biz Müslümanlar için özgürlüğün anahtarıdır. Biz baÅŸka hiçbir ÅŸeyin deÄŸil sadece ve sadece bu manadaki özgürlüğümüzün peÅŸindeyiz. Hamdolsun ülkemizde ve dünyada bu yönde bir uyanışın iÅŸaretlerini de gittiÄŸimiz her yerde görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Üstesinden gelinmesi gereken en büyük sıkıntı Müslümanlar arasına sokulan fitne”
Bugün ve gelecek için üstesinden gelinmesi gereken en büyük sıkıntının Müslümanlar arasına sokulan iki büyük fitneyi ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Birinci fitne mezhep mensubiyetinin kimi yerlerde ve kimi zihinlerde adeta baÅŸlı başına bir din haline getirilmiÅŸ olmasıdır. Ne demek istediÄŸimi anlıyorsunuz. Bizim tek dinimiz İslam’dır. DiÄŸer her ÅŸey ondan sonra gelir. Dinimizi pratikte yaÅŸama konusunda bize yol gösteren mezheplerin günümüzde böylesine farklı bir yere oturtulmasının kesinlikle farklı niyetlere hizmet ettiÄŸine inanıyorum. Ameldeki farklılıkları itikattın önüne geçiren bir zihniyetin bizim dinimize ait olması mümkün deÄŸildir. Sayıları 2 milyara yaklaÅŸan İslam ümmetini hem parçalara bölen hem de birbirine düşman eden mezhep taassubunu çözüme kavuÅŸturmamız gerekiyor. Müslümanların vahdeti, beraberliÄŸi, kardeÅŸliÄŸi için verdiÄŸimiz mücadelede en büyük desteÄŸi biz sizlerden bekliyoruz, bunu siz baÅŸaracaksınız.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, üstesinden gelinmesi gereken bir diÄŸer fitnenin de terör meselesi olduÄŸuna dikkati çekerek, “Terörist, kendi sapkın davası için gözünü kırpmadan masumların kanını döken kiÅŸidir. Bu bakımdan Müslüman’dan terörist olmaz. Utanmadan, sıkılmadan ‘İslami terör’ ifadesini kullanan Batı’nın önce aynaya bakması lazım. EÄŸer terörist arıyorsanız onlar sizde.” dedi.
Batı’nın birçok ülkesinde teröristlerin cirit attığını dile getiren ErdoÄŸan, “PKK oralarda, PYD oralarda, YPG oralarda, DEAÅž oralarda, FETÖ oralarda. Hepsi orada kol kola, el ele… Bakıyorsunuz Batı’nın caddelerinde, sokaklarında teröristbaşı olarak ilan ettikleri o teröriste raÄŸmen onun paçavralarıyla birlikte dolaşıyorlar. Çünkü Müslüman ne sapkın bir davanın peÅŸinden gidebilir ne de masum kanı dökebilir. Onun için kimse ‘İslami terör’ ifadesini kullanamaz. Bunları biz defaatle bütün Batı’nın liderlerine anlattık, uluslararası toplantılarda anlatıyoruz ve anlatacağız. İslam’ın adını kullanarak terör faaliyeti yürütenlerin tamamının üzerini kazıyın, altından İslam düşmanları çıkacaktır.” deÄŸerlendirmesini yaptı.
El-Kaide’yi ve onun ikizi DEAÅž’ı kimlerin kurdurduÄŸunu, kimlerin kullandığını, kimlerin yönlendirdiÄŸini bizzat kendi ağızlarından dinlediklerini, hepsini takip ettiklerini belirten ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hepsi bizim ÅŸu anda arÅŸivlerimizde sesli ve görüntülü olarak var. Boko Haram, EÅŸ-Åžebab dediÄŸimiz yapıların hepsi de proje ürünü organizasyonlardır. FETÖ’nün gerçekte ne olduÄŸunu görmek istiyorsanız elebaÅŸlarının nerede, kimlerin himayesinde yaÅŸadığına bakınız. Acaba Amerika, 1999’da niçin kendisini Amerika’ya davet edip, 400 dönümlük bir arazide kendisini ÅŸu an ağırlıyor? 90 koli verilmiÅŸ mahkeme kararlarına raÄŸmen acaba niçin bize bunu teslim etmiyor, neden? Demek ki bu proje üzerinde hesaplar var, hala bunu yürütmeye devam ediyorlar. Benim 251 evladım bu ülkede 15 Temmuz gecesi ÅŸehit edilecek, 2 bin 193 kardeÅŸimiz gazi olacak, birileri çıkacak hala birilerini kurtarmanın gayreti içerisine girecek.”
Åžehitlerin, gazilerin hesabını sormanın yönetimde olan insanlar olarak görevleri olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, “Dünyanın dört bir yanında kimin eline masum kanı bulaşıyorsa aynı fitne senaryosunun bir oyuncusu olduÄŸundan hiç şüpheniz olmasın. Dikkat ediniz, başına sarık saran, üzerine cübbe giyen, aÄŸzından ayetler dökülen terörist baÅŸlarının adeta nöbetleÅŸe sürdürdükleri faaliyetlerden tek zarar gören Müslümanlardır, maalesef.” diye konuÅŸtu.
“Gerçekleri görmeleri için inÅŸallah bu kadar musibet yeterli olur”
Yunus Emre’nin “Ete kemiÄŸe büründüm Yunus diye göründüm” sözünü anımsatan ErdoÄŸan, “İşte bize bu lazım. Åžekil, kim için, sadece Müslümanları aldatmak için. İşte DEAÅž, El Kaide… Bunlar böyle deÄŸil mi? Bunlar bunu bu ÅŸekilde yapmadılar mı, böyle yaptılar. Bundan sonra da yapacaklar, haberiniz olsun. Kendilerine dünyanın en zengin doÄŸal kaynaklarının sefalet içinde yaÅŸayan ve sürekli birbirini boÄŸazlayan bekçileri rolü verilenlerin gerçekleri görmeleri için inÅŸallah bu kadar musibet yeterli olur.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Türkiye’nin DEAÅž ve FETÖ konusundaki net tutumunun bu fitnenin üzerindeki örtüyü kaldırdığını, hakikatleri kısmen de olsa ortaya sermeye baÅŸladığını vurgulayan ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“İslam adına sergilenen vahÅŸetin gerisinde bir damla petrolü bir damla kandan daha deÄŸerli gören zihniyetin bulunduÄŸu gerçeÄŸi giderek daha iyi anlaşılıyor. Esasen bu senaryoları yazanlar niyetlerini ve amaçlarını saklamak gereÄŸi de duymuyorlar. Yeter ki biz bunlara bakmasını, anlamasını, deÄŸerlendirmesini bilelim. Müslümanlar arasına örülen mezhep taassubu ve terör duvarlarını yıkmadan inanın hiçbirimizin huzurla geçireceÄŸi tek bir anı olmayacaktır. Bu konuda öncülük görevi siz alimlerimize, ilahiyatçılarımıza ve yarının alimi, alimeleri sizlere düşüyor.”
“HamdedeceÄŸiz ve azmedeceÄŸiz”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ankara İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin yüzde 60’ının kızlardan oluÅŸtuÄŸuna iÅŸaret ederek “Gelecek neslin inÅŸası noktasında da Allah’a hamdetmekten baÅŸka bize bir ÅŸey düşmez. HamdedeceÄŸiz ve azmedeceÄŸiz.” ifadelerini kullandı.
Salonda bulunan katılımcılara hitaben, “Siz yolu açacaksınız ki Müslümanlar arkanızdan ilerlesin. Çağımızın en büyük cihadı iÅŸte budur.” diyen ErdoÄŸan, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin kuruluÅŸunun 70’inci yıl dönümünü tebrik etti.
BaÅŸta Prof. Muhammed Tayyib Okiç olmak üzere kuruluÅŸundan bugüne kadar fakülteye hizmet veren tüm hocaları rahmetle anan ErdoÄŸan, Okiç’in Ankara İlahiyat’taki yerinin bambaÅŸka olduÄŸunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fakültenin geçmişten bugüne kadar olan tüm mezunlarına İslam dini ve millete verdikleri hizmetten dolayı şükranlarını iletti.
Törene, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da katıldı.
Törenin sonunda Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiÅŸ ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal tarafından CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a üzerinde Hud Suresi 88’inci Ayetinin yer aldığı hat levha takdim edildi.
Kaynak: AA