Erdoğan: Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz.” dedi.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, İbn Haldun Ãœniversitesi Külliyesi Açılış Töreni’ndeki konuÅŸmasında, külliyenin, ÅŸehre, ülkeye, ilim ve fikir dünyasına hayırlı olmasını diledi.
Açılışa katılan Åžeyhülislam Allahşükür PaÅŸazade ve Katar’dan Sani Bin Hamad El-Saniye de şükranlarını sunan ErdoÄŸan, üniversitenin banisinin 1996’da kurucuları arasında yer aldığı Ä°stanbul Gençlik ve EÄŸitime Hizmet Vakfı’nın nüvesini oluÅŸturduÄŸu Türkiye Gençlik ve EÄŸitime Hizmet Vakfı (TÃœRGEV) olduÄŸunu söyledi.
ErdoÄŸan, TÃœRGEV’in okul öncesinden üniversiteye, yurttan bursa kadar geniÅŸ bir yelpazede yurt dışına kadar uzanan hizmetleriyle eÄŸitim ve öğretim alanında ülkeye en önemli marka olduÄŸunu kaydetti.
Sadaka-i cariye vasfındaki bu hizmetlerin ifasına destek olan herkesin, her hayır sahibinin ortaya çıkan manevi hasıladan istifade edeceÄŸine inandığını dile getiren ErdoÄŸan, resmi açılışını yapmak üzere bir araya gelinen Ä°bn Haldun Ãœniversitesi Külliyesi’nin hem gerisindeki felsefi birikim hem mimarisi hem donanımıyla iftihar verici bir eser olduÄŸunu ifade etti.
ErdoÄŸan, öğrencilerin derslerinde ve ders dışı faaliyetlerinde ihtiyaç duyacağı eserleri barındıran külliyenin Mimar Sinan’dan alınan ilhamla örnek bir eser olarak vücuda getirildiÄŸini belirterek, üniversitenin nitelikli eÄŸitim ve öğretim kadrosuyla lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bu güzel atmosferde ülkede sosyal bilimler alanında yeni bir dönemin kapılarını açacağına inandığını söyledi.
Birkaç yıl sonra üniversitenin içi, dışı ve çevresinin de yemyeşil ağaçlık bir alan haline de geleceğini ifade eden Erdoğan, faaliyete başlamasının üzerinden çok kısa bir süre geçmesine rağmen üniversitenin bu misyona layık olduğunun işaretlerini şimdiden verdiğini kaydetti.
Erdoğan, bu vesileyle kuruluşundan külliyesinin inşasını kadar üniversitenin gelişip büyümesine katkı yapan herkese teşekkür etti.
“Batı dünyası tıptan sosyolojiye kadar pek çok alanda ilhamını bizim köklerimizden almıştır”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ä°bn Haldun’un tarihçiliÄŸi, siyaset bilimciliÄŸi, devlet adamlığı, filozofluÄŸu yanında dünyada sosyoloji ilminin kurucusu olarak kabul edildiÄŸini belirterek, şöyle devam etti:
“Kendisi bunu ümran ilmi olarak tarif ediyor. Hayatı Tunus, Cezayir, Fas, Endülüs, Mısır gibi coÄŸrafyalarda ilimle, yöneticilikle geçen Ä°bn Haldun bu tecrübelerini Mukaddime adıyla bildiÄŸimiz eserinde insanlığın istifadesine sunmuÅŸtur. Bu büyük alim insanlığa en büyük katkısı olan ümran ilminin amacını, daha önce olup olan daha sonra olacakların anlaşılması gayreti ÅŸeklinde tanımlıyor. Esasen bu çerçeve Ä°bn Haldun Ãœniversitesi’nin üzerine inÅŸa edildiÄŸi deÄŸerleri de özetliyor. Bu yaklaşımın önemini günlük hayatımızda sıklıkla görüyoruz.
YaÅŸadığımız her hadise geçmiÅŸi anlamadan geleceÄŸi kavramanın mümkün olmadığını bize tekrar tekrar hatırlatıyor. Meseleye siyasi ve ekonomik taraflarını bir kenara bırakarak sadece ilmi yönüyle bakacak olursak, mesala Batı dünyası tıptan sosyolojiye kadar pek çok alanda ilhamını bizim köklerimizden almıştır. Buna karşılık biz kendi köklerimizi tamamen unutarak veya dışlayarak onun türevlerini esas kabul etmek suretiyle iki asırdır kendimize yol ve yön bulmaya çalışıyoruz. Bir baÅŸka ifadeyle fikri bir buhranın içinde çırpınıyoruz. Halbuki siyasi bağımsızlığın da ekonomik bağımsızlığın da temelinde fikri bağımsızlık yatar. Osmanlı’dan Cumhuriyete ülkemizin bu süreçte yaÅŸadığı tartışmaların merkezinde hep geleceÄŸimizi nerede arayacağımız sorusu yatmıştır.”
“EÄŸitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiÄŸimiz ilerlemeyi saÄŸlayamadık”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Rönesans’ın ardından fikri ve teknolojik olarak atak yapan Batı dünyasının hak ve adalet tanımadan hızla yükselen baskın gücünün, bu sorunun saÄŸlıklı bir ÅŸekilde tartışılmasına imkan vermediÄŸini söyledi.
ErdoÄŸan, “Sonuçta, ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir BatılılaÅŸma fırtınasının içinde bulduk. Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiÅŸtirmek için çıkılan yolun en sığından, en bayağısından, en çarpığından bir Batı taklitçiliÄŸine dönüşmüş olması, Cumhuriyetimizin en büyük kaybıdır. Her dönemde elbette bu fikri sancıyı yaÅŸayan, tartışmayı ve arayışı sürdürmeye çalışan dava insanları çıkmıştır. Ama bunların sesi ve üretimi devlet gücünü de arkasına alan kayıtsız ÅŸartsız Batıcılığı savunan zihniyetin faÅŸist dayatmaları karşısında yetersiz kalmıştır.” dedi.
Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve askeri olarak yeniden kendine güvenini kazandığı ÅŸu son dönemin bu tür tartışmaların, arayışların, gayretlerin daha adil ÅŸartlarda yürümesine de imkan verdiÄŸini belirten ErdoÄŸan, Türkiye’nin bir fikri tartışma zenginliÄŸini kendisi, dostları ve tüm insanlık için hayırlı bir inkiÅŸafla neticelendireceÄŸini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet olmak ile muktedir olmanın, muktedir olmak ile iktidar olmak arasındaki farkın herkesçe iyi bilindiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
“Aynı ÅŸekilde gerçek iktidarın, fikri iktidar olduÄŸunu da gayet iyi biliyoruz. Tek tek bireylerden baÅŸlayarak toplumun tamamına ve oradan da insanlığa uzanan fikri iktidar yolu gerçekten zor ve zahmetli bir süreçtir. Åžahsen bu konuda kendimi biraz mahzun hissediyorum. Samimi bir muhasebe ile geçtiÄŸimiz 18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eÄŸitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiÄŸimiz ilerlemeyi saÄŸlayamadığımızı düşünüyorum. Bunu iddialı söylüyorum bugün Batı’nın üniversitelerinde bizim ulaÅŸtığımız bu kemiyete onlar ulaÅŸamadılar. Bunun yanında hele hele orta öğretimde hiç mi hiç ulaÅŸamadılar. Biz bunları aÅŸtık. Åžimdi burada keyfiyet üzerindeki süreci bizim hızlandırmamız gerekiyor. EÄŸitim-öğretim görüyorlar ama çoÄŸu alanda hepimizi mutmain edecek düzeyde yetiÅŸmiÅŸ insan gücüne sahip deÄŸiliz. Genç bir nüfusa sahibiz hamdolsun ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz. Medyamız en modern altyapıya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor. Ä°limde, sanatta, kültürde hep benzer sıkıntılarla karşı karşıyayız. En haklı olduÄŸumuz konularda bile dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Ä°ÅŸte bunun için de fikri iktidarımızı hala tesis edemediÄŸimiz kanaatindeyim. Hiç kimsenin bu fikri iktidar arayışından rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışın sona ermemesi bir ülkenin ve toplumun felaketi demektir. Tam tersine bu arayışa herkesin destek vermesini, katkı saÄŸlamasını özellikle bekliyoruz.”
“Taklitçilik mevcudun ardından gitmek demektir”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, fikri iktidarı siyasi kadroların deÄŸil ilim, sanat ve hikmet insanlarının inÅŸa edeceÄŸini kaydetti. Siyasi kadroların ancak onlara ihtiyaçları olan zemini hazırlayacağını belirten ErdoÄŸan, “Dolayısıyla bu konudaki sorumluluÄŸun bir kısmı bize aitse önemli bir kısmı da ilim ve fikir adamlarımıza aittir.” dedi.
Bin yıl önceki ilim ve hikmet büyüklerinin, dünyadaki tüm bilgileri, teorileri, karşı tezleri bilen, bunların hepsinin üzerine çıkarak kendi fikri üretimini yapan insanlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün de ihtiyacımız olan iÅŸte bu anlayıştır. Bir ÅŸekilde önüne konan çerçevenin körü körüne fanatikliÄŸini yapanın kendine de ülkesine de medeniyetine de hayrı olmaz. Taklitçilik mevcudun ardından gitmek demektir. Halbuki bize lazım olan ilhamını gelenekten alan yenilikçiliktir. Elbette dünyanın bilimde, teknolojide, kültürde, sanatta geldiÄŸi yeri toptan reddedecek, görmezden gelecek kadar gerçeklerden kopuk deÄŸiliz. Ä°letiÅŸim mecralarının böylesine geliÅŸtiÄŸi tüm dünyanın adeta küçük bir köy hükmünü kazandığı günümüzde baÅŸka türlü hareket etmenin mümkün olmadığını da gayet iyi biliyoruz. Günlük hayatımızda otomobili bırakıp atı ulaşım vasıtası haline getirmek gibi bir düşüncemiz tabii ki yok. Bilgisayarın getirdiÄŸi kolaylıkları bir kenara bırakıp taÅŸa, tahtaya, parşömene yazarak konvansiyonel yöntemlerle iÅŸlerimizi yürütmek gibi bir saplantımız da bulunmuyor. Bu tür hayattan ve fıtrattan kopuk düşünceler peÅŸinden koÅŸanlara baktığımızda mücadele ettikleri sistemin tam da merkezinde yer aldıklarını görüyoruz. Bizim derdimiz ve arayışımız baÅŸkadır. Dünyadaki hakim fikri anlayışın ve fiili düzenin sadece ardından giderek, kendimize çok daha ileri bir medeniyet inÅŸa edemeyeceÄŸimize inanıyoruz.”
“Fikri alanda da üretici olmanın gayreti içindeyiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş ve mevcut tüm medeniyetlerin birikimini kullanarak, hepsinin ötesine geçmenin gayreti, kararlılığı ve üretkenliği içinde olmak gerektiğini vurguladı.
“Tek vazgeçilmezimiz inancımızın naslarıdır.” diyen ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onun dışındaki her ÅŸeyi geleceÄŸi kucaklayacak ÅŸekilde yeniden yorumlamak, yeniden üretmek mümkündür. Bir baÅŸka ifadeyle ne insanlığın milletimizin ve inancımızın binlerce yıllık birikimine sırtımızı döneceÄŸiz ne de modern dünyanın sunduÄŸu imkanları reddedeceÄŸiz. Her ikisini birden deÄŸerlendirerek inancımızın mutlak hakikatlerinden aldığımız güçle çok daha büyük hedefler peÅŸinde koÅŸacağız. Esasen insanoÄŸlu kimi zaman iyi yönde, kimi zaman kötü yönde kendisini sürekli yenileyen bir varlıktır. Bunun içinde sürekli yeni peygamberlerle Hakk’a davet edilmiÅŸ yeni ilim, fikir, gönül insanlarıyla kalbi ve dünyası yoÄŸrulmuÅŸtur. Kendimizi mevcut ÅŸartlara hapsederek fikri tüketicilikten öteye geçemeyiz. Biz her alanda olduÄŸu gibi fikri alanda da üretici olmanın gayreti içindeyiz. GeleceÄŸe bırakacağımız en kıymetli mirasın fikri bakımdan üretken, nitelikli insan olduÄŸu inancıyla bu doÄŸrultuda var gücümüzle çalışmayı sürdüreceÄŸiz.”
“Türkiye, kuru kuruya Batıcılık saplantısı yanında, yine aynı kaynağın ürünü pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir.” diyen CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Fikri iktidarımızı kökü ve ruhu itibarıyla bize ait olmayan bir medeniyete kaptırmamızın sebebi, bu sapkın akımların önlerinin bilinçli bir ÅŸekilde açılmasıdır. Fütüvvet ehli bir nesil yerine amorf bir nesil yetiÅŸtirme gayreti, ülkemize ve milletimize oldukça pahalıya mal olmuÅŸtur. GeçmiÅŸten bugüne yaÅŸadığımız nice acıların, döktüğümüz nice gözyaÅŸlarının, çektiÄŸimiz nice sıkıntıların gerisinde, kuÅŸaklar boyunca maruz kaldığımız bu fikri istila gerçeÄŸi vardır.” ifadelerini kullandı.
Yapılması gerekenin kendi medeniyet birikimi ve hedeflere uygun nesiller yetiştirmek olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin 2053 Vizyonu’nun ana fikrini bu konu oluÅŸturmalıdır. Ãœlkemizin geçmiÅŸten bugüne eÄŸitim öğretim sistemi, çocuklarımıza sadece maddi bilgi yükleme üzerine kuruludur. Her okul seviyesinde öğretime ağırlık verilirken, eÄŸitim kısmı ihmal edilmiÅŸtir. Özellikle medyanın etkisiyle aile dahil geleneksel eÄŸitim öğretim yapılarının gücü azalırken, yerine daha iyisi konulamamıştır. Evlatlarımızın zihin ve gönül dünyalarındaki boÅŸluk da Batı merkezli popüler kültür ürünleriyle veya sapkın akımların hezeyanlarıyla doldurulmuÅŸtur. Bunun için önümüzdeki dönemde önceliÄŸimizi aileden baÅŸlayarak eÄŸitim öğretim hayatları boyunca evlatlarımızı hakkıyla yetiÅŸtirmek olarak deÄŸiÅŸtirmemiz ÅŸarttır. Bu deÄŸiÅŸim sıradan bir müfredat tadilatının ötesinde topyekun bir eÄŸitim öğretim reformunu gerektirir.
Okul öncesinde ve ilkokulda tek ihtiyacımız olan, deÄŸerlerini iyi bilen, inancına, kültürüne, tarihine, diline sahip çıkan, ailesine ve toplumuna karşı sorumluluklarını özümsemiÅŸ insanlar yetiÅŸtirmektir. DiÄŸer hususlar için endiÅŸe etmemize gerek yoktur. Çünkü evlatlarımızın diÄŸer bilgilere sahip olabilmeleri için, önlerinde yeteri kadar uzun bir eÄŸitim öğretim hayatı vardır. Ortaokul dönemini çocuklarımızın zihni ve fiziki kabiliyetlerini keÅŸfetmeye, onları geleceÄŸe, doÄŸru alanlarda hazırlamaya yönelik bir anlayışla ÅŸekillendirmeliyiz. Lise dönemini artık ruhu zenginlemiÅŸ, kendini tanımış, yapabileceklerini bilen gençlerimizin somut alanlara yönelecekleri bir eÄŸitim öğretim süreci olarak tasarlamalıyız. Yükseköğretimi ise ön lisansından lisansına, yüksek lisansından doktorasına kadar her safhasıyla milletimizin fikri iktidarının üretim merkezleri haline dönüştürmeliyiz. Bunu baÅŸardığımızda, tıpkı geçmiÅŸte yaptığımız gibi, kendimizle birlikte tüm insanlık için aydınlık bir geleceÄŸin kapısını açmış olacağımızdan ben şüphe duymuyorum.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ä°bn Haldun Ãœniversitesini “bu hayali ete kemiÄŸe büründürmenin ilk ve önemli adımlarından biri olarak gördüğünü” dile getirdi.
Ãœniversitenin kurulmasından bugünlere gelmesinde emeÄŸi geçenlere teÅŸekkür eden ErdoÄŸan, “Açılışını yaptığımız külliyemizin inÅŸasında mimar ve mühendisleri ile müteahhit firmasıyla hakikaten bizlere hem tarihimizi hem bugünümüzü hem geleceÄŸimizi iÅŸaret eden bir eser ortaya çıkardılar. Ondan dolayı kendilerini tebrik ediyorum.” dedi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, törene katılan yabancı konuklara da “Ãœlkemize hoÅŸ geldiniz” diyerek, hem öğrencilere hem de öğretim üyelerine hayırlı bir eÄŸitim öğretim yılı diledi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, konuÅŸmasının ardından kurdele keserek külliyenin açılışını gerçekleÅŸtirirken, “Kurdeleyi keseceÄŸiz, ama bugünün anısına bu makaslar, kestiÄŸimiz kurdeleyle beraber hatıra olarak kalacak.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA