ErdoÄŸan: Gizli saklı hiçbir CHP’li yanımıza gelmedi
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “İddia edildiÄŸi gibi gizli saklı hiçbir CHP’li yanımıza gelmedi. Bu Külliye’ye giren araç da bellidir çıkan araç da bellidir.” dedi.
Türkiye CumhurbaÅŸkanı ve AK Parti Genel BaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, partisinin TBMM Grup Toplantısı‘nda konuÅŸtu.
Türkiye Tarım Şurası vesilesiyle perşembe günü çiftçilerle buluştuklarını ve hasret giderdiklerini dile getiren Erdoğan, bu buluşmada hem tarım sektöründeki bugüne kadar yapılanları anlattıklarını hem de çiftçilere yeni müjdeler verdiklerini aktardı.
ErdoÄŸan, cuma günü İzmir’de dolu dolu bir gün geçirdiklerini de anımsatarak, bu ÅŸehirde önce Ege Üniversite Kampüsü içerisindeki Bilal Saygılı Camisi’nin açılışını yaptıklarını, ardından partisinin il teÅŸkilatına geçerek istiÅŸarelerde bulunduklarını, daha sonra da Kiraz ilçesinde belediyeyi ziyaret ettiklerini, bunun ardından da geniÅŸ katılımlı bir akÅŸam yemeÄŸinde İzmirliler ile buluÅŸtuklarını anlattı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, dün Katar’da Yüksek Stratejik Komitenin beÅŸinci toplantısını gerçekleÅŸtirdiklerini de belirterek, Katar Emiri Åžeyh Temim bin Hamad Al Sani ile ikili ve heyetler arası görüşmelerin ardından Türk-Katar BirleÅŸik Müşterek Kuvvet Komutanlığındaki askerlerle bir araya geldiklerini kaydetti. ErdoÄŸan, bunların yanında çok sayıda görüşme ve toplantı gerçekleÅŸtirdiklerini, özellikle bölgesel ve uluslararası durumları ele alma imkanı bulduklarını, ülke ve millet noktasında dayanışmanın ne kadar önemli olduÄŸunu da deÄŸerlendirdiklerini ifade etti.
Milletvekillerinin gerek TBMM Genel Kurulunda gerek bütçenin komisyon görüşmelerinde ve diÄŸer komisyonlarda yoÄŸun bir gayret gösterdiÄŸini belirten ErdoÄŸan, aynı ÅŸekilde AK Parti Genel Merkezi’nde hem rutin faaliyetler hem de kongre süreciyle ilgili çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü bildirdi.
“İnsanların dertlerini ve beklentilerini hiçe sayanların devrini sona erdirdik”
Bu çalışma temposunun kademe kademe tüm illere, ilçelere, beldelere, mahalle temsilciliklerine kadar yayılarak devam ettiğine inandığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AK Parti, asla seçimden seçime milletin karşısına çıkan, seçimden seçime görünmeye çalışan bir parti olmamıştır. Biz yılın 365 günü, günün 24 saati bilfiil çalışan, iÅŸleyen milletimizle gönül gönüle yol yürüyen bir partiyiz. AK Parti’nin kurulduktan 15 ay sonra iktidara gelmesinin ve 17 yıldır bu konumunu sürdürmesinin gerisindeki sırrı merak edenler iÅŸte buraya baksın. Milletimiz, ortaya koyduÄŸumuz siyasetle yaptığımız hizmetlerle, olaylar karşısındaki tavrımızla, duruÅŸumuzla, sözümüzle, muhabbetimizle bizi kendisinden bir parça gördüğü için hep yanımızdadır. Bu anlayışla halka tepeden bakanların, milleti kendi ajandalarının bir aracı olarak görenlerin, insanların dertlerini ve beklentilerini hiçe sayanların devrini sona erdirdik. Sadece eski Türkiye’nin hastalıklı siyaset tarzını çöpe atmakla kalmadık, yönetim sistemini de deÄŸiÅŸtirerek bunu kalıcı bir hale getirdik.”
Sorunlar, sıkıntılar, eksiklerin de bulunduğunu söyleyen Erdoğan, maruz kalınan saldırıların büyüklüğü karşısında bunların hiçbirisinin de üstesinden gelinemeyecek dertler olmadığını ifade etti.
“Dünyadaki maÄŸdurların sesi olarak itirazlarımızı en yüksek sesle dile getiriyoruz”
ErdoÄŸan, Türkiye’nin gelecek yarım asrını, bir asrını belirleyecek önemde harekatlar yürüttüklerini söyledi.
Türkiye’nin, bölgesindeki geliÅŸmeler karşısında kararlı ve onurlu bir duruÅŸ sergilediÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, “Dünyadaki mazlumların, maÄŸdurların, mahzunların sesi olarak itirazlarımızı her platformda en yüksek sesle dile getiriyoruz. Bütün bunları yaptığımız bir dönemde bu tür bedeller ödememiz kaçınılmazdır. Åžayet, eski Türkiye’de olduÄŸu gibi kendi kabuÄŸumuza çekilip iç çekiÅŸmelerimizle, küçük hesaplarla uÄŸraşıyor, tarihimize ve kültürümüze sırt çeviriyor olsaydık bunların hiçbirini konuÅŸuyor olmazdık.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, milletin de bu fotoğrafı gördüğü için girilen her mücadelede yanlarında yer aldığını belirterek, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kendilerine düşen görevin milletin teveccühüne, güvenine, desteğine layık olacak işler yapmak olduğunu vurguladı.
Bunun için büyük kongre sürecine büyük önem verdiğini dile getiren Erdoğan, 81 vilayetin tamamında gönül bağı güçlü, hizmet etme kabiliyeti, kapasitesi ve kararlılığı yüksek, dava bilincine sahip bir teşkilat yapısıyla yola devam edeceklerini kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu:
“KuruluÅŸundan bu güne AK Parti kademelerinde görev yapmış her bir arkadaşımızın başımızın üzerinde yeri vardır. Partimizde sadece görev deÄŸiÅŸikliÄŸi olur. Åžahsım baÅŸta olmak üzere her AK Parti’li, davamızın ve hedeflerimizin tabii neferidir. Bundan daha büyük bir unvan yoktur. Gerisi gayret iÅŸidir, takdir iÅŸidir, nasip iÅŸidir, kader iÅŸidir. Görüldüğü gibi bizim iÅŸimiz ülkemiz ve milletimize nasıl hizmet edebileceÄŸimizdir. Partimizi de bu amaca uygun ÅŸekilde donatmaya ve yönetmeye çalışıyoruz.”
Özkoç’un, Özlem Zengin’e yönelik sözleri
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, dünyanın dört bir yanında ülkenin menfaatlerini savunduklarını, ülkeye yeni eserler kazandırmanın arayışı içinde bulunduklarını ifade ederek, buna karşılık alınan oy oranı ve sahip olduÄŸu sandalye sayısı bakımından Türkiye’nin ikinci büyük partisinin gündemine bakıldığında bambaÅŸka bir manzara görüldüğünü dile getirdi. ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:
“Önce bir grup baÅŸkanvekili Meclis Genel Kurulunda AK Parti’yi temsil eden bir grup baÅŸkanvekilimize, ‘Bu hanıma haddini bildiriniz’ diyerek imalı bir sataÅŸmada bulunuyor. Bir de orada ‘ulan’ ifadesini kullanıyor. Dün Katar’dan dönerken basın mensupları şöyle bir soru sordu: ‘Åžizofrenik vakalarla caddeler dolu. Bu durum ne olacak Sayın BaÅŸkan?’ dediler. Ben de kendilerine dedim ki, ‘Åžizofrenik vakalar sadece caddelerde deÄŸil, parlamentonun içinde de var’. Önce bu ÅŸizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Bu ÅŸizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizleyemezsek Türkiye Cumhuriyeti’nin bu parlamentosuna yazık olur. Bu temizliÄŸi yapmamız lazım.”
Sokaklarda başörtülülere, kendi anlayışlarına göre had bildirmeye kalkanların gözaltına alınıp tutuklanabildiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bunlar ise dokunulmazlık zırhına sarılarak bu ifadeleri kullanıyor. Hadi bakalım, dokunulmazlık zırhı olmasa acaba bu ÅŸizofrenik vakalar bu adımları atabilir mi? Gidecekleri yer bellidir. O da akıl hastaneleridir. Hukuk devleti sınırları içinde bunların hepsinin hesabı sorulmuÅŸtur. Ama ÅŸimdi de kiÅŸisel hakkını, hukukunu korumak suretiyle grup baÅŸkanvekilimiz de bunun arayışı içinde muhakkak olacaktır. Özürmüş mözürmüş filan bunlar geçiÅŸtirme. YüreÄŸi varsa, ‘Benim dokunulmazlık hakkımı kaldırın, hukukta bu mücadeleyi verelim’ desin. Çünkü bunların eskiden gelme alışkanlıkları var. Ama bu alışkanlıkların artık bu parlamentoda yerinin olmaması gerekir. ‘Kadına ÅŸiddet’ diyeceksin, karşı çıkacaksın. ‘Kadını doÄŸrayanlar’ deyip karşı çıkacaksın, ‘Tokat atanlar’ diyeceksin, karşı çıkacaksın ve her tarafta bas bas bağırıp bunun istismarını yapacaksın. En önemli yeri olması gereken Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosuna gelince, ‘Benim dokunulmazlığım var.’… ‘Ulan’ da diyeceksin, ‘haddini bildirin’ de diyeceksin. Bunu geçmiÅŸte gördük, biliyoruz. Ama artık bunları görmek istemiyoruz, bunlar geride kaldı, eski Türkiye’de kaldı. CHP yöneticilerinin bu tavrı bu partinin 28 Åžubat zihniyetinden bir milim öteye geçmediÄŸinin iÅŸaretidir.”
ErdoÄŸan, Türkiye’nin, demokrasiye, milli iradenin üstünlüğüne sıkı sıkıya sahip çıkıp 28 Åžubat zihniyetini gömdüğünü belirterek, hala bunun kalıntılarının var olduÄŸunu, Meclis’te yaÅŸanan tartışma dolayısıyla gördüklerini kaydetti.
“Milletimizin ilk fırsatta bu kafaya hak ettiÄŸi dersi vereceÄŸine inanıyoruz.” diyen ErdoÄŸan, bunun tartışması bitmemiÅŸken Türkiye’nin kendini CHP merkezli bir baÅŸka kavganın içinde bulduÄŸunu söyledi.
“Külliye ÅŸahsi malım deÄŸildir”
ErdoÄŸan, bir CHP’linin casus filmlerine taÅŸ çıkartacak bir senaryoyla CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’ne gelip gizlice kendileriyle görüştüğünün iddia edildiÄŸini anımsatarak, ÅŸunları söyledi:
“CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi milletin evidir. Herkes gibi CHP’lilerin de buraya gelme hakkı vardır. Nitekim çeÅŸitli vesilelerle CHP’lilerden de külliyeye gelenler olmuÅŸtur. Mesela 15 Temmuz’un ardından bay Kemal’de gelmiÅŸtir. Sayın Bahçeli gelmiÅŸti. Mesela CumhurbaÅŸkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce bizimle görüşmek için Külliye’ye deÄŸil ama partimize gelmiÅŸti ve genel merkezimizde Sayın İnce ile de bir görüşme yaptık. Mesela İstanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Sayın İmamoÄŸlu da geldi. Onu da kabul ettik. Seçim sonrası tüm büyükÅŸehir belediye baÅŸkanlarını yine külliyede kabul ettik. Onlarla da görüşmeler yaptık. BaÅŸka vesilelerle gelenler arasında da mutlaka CHP üyesi olanlar mevcuttur. Külliye benim ÅŸahsi malım deÄŸildir. Külliye, bu milletin varlığıdır.”
“Tartışma bambaÅŸka bir mecrada cereyan ediyor”
ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi projesini hayata geçirirken, geleceÄŸe ufuk olması için Türkiye’ye, millete ve memlekete yakışır bir projeyi hayata geçirdiklerini ifade etti.
Buranın idari merkezi, camisi, çok amaçlı büyük bir salonunun yanında Türkiye’nin en büyük kütüphanesinin bitirildiÄŸini ve ocak ayı içerisinde açılışının yapılacağını aktaran ErdoÄŸan, Türkiye’nin tüm meselelerini, Türkiye’nin ikinci büyük partisinin yöneticileriyle konuÅŸmaktan ve deÄŸerlendirmekten asla kaçınmayacaklarını dile getirdi.
“Fakat son günlerdeki tartışma bambaÅŸka bir mecrada cereyan ediyor.” diyen ErdoÄŸan, ne kadar saçma olursa olsun, CHP’nin halini göstermesi bakımından ibret verici olan böyle bir olayı takip etmeyenler için kısaca özetlemek istediÄŸini söyledi ve şöyle devam etti:
“Londra’da tedavi gördüğü anlaşılan ve mesleki kariyeri çok da yeni nesillere örnek gösterilemeyecek olan bir gazeteci var. Bu kiÅŸi, CHP Genel BaÅŸkanı’nın, basınımızın yeni amiral gemisi olarak sıfatlandırdığı gazetede ‘müthiÅŸ bir haber’ baÅŸlığıyla bir iddia ortaya attı. Buna göre, 9 Kasım’da bir CHP’li, plakası deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ bir araçla Külliye’ye gelip bizimle görüşmüş ve farklı plakalı bir araçla çıkıp gitmiÅŸ. Yine iddiaya göre bu görüşmede biz gelen kiÅŸiye ‘Senin CHP Genel BaÅŸkanı olman gerekir’ demiÅŸiz.
Hani meÅŸhur bir hikaye vardır: Adamın biri etrafındakilere kurban meselesini şöyle anlatıyormuÅŸ: Hz. Musa, Allah’a ‘Ya Rabbi bana bir kız evlat bahÅŸedersen onu sana kurban edeyim’ diye dua etmiÅŸ. Bir zaman sonra Hz. Musa’nın bir kızı olmuÅŸ. Adını AyÅŸe koymuÅŸ. ÇoçuÄŸun kurban edileceÄŸi zaman gelince Hz. Musa bıçağı yavrucağın boynuna dayamış. Tam kesecekken, Azrail gökten elinde bir keçiyle gelmiÅŸ. Hikayenin tam bu noktasında dinleyenlerden biri dayanamamış ve şöyle demiÅŸ: Ben bunun neresini düzelteyim? Hz. Musa deÄŸil, Hz. İbrahim; kız deÄŸil erkek; AyÅŸe deÄŸil İsmail; Azrail deÄŸil Cebrail; keçi deÄŸil koç. Åžimdi biz de bu iddianın neresini düzeltelim bilemiyoruz? Her ÅŸeyden önce böyle bir görüşmemiz olmadı. İddia edildiÄŸi gibi gizli saklı hiçbir CHP’li yanımıza gelmedi. Bu Külliye’ye giren araç da bellidir çıkan araç da bellidir. Hepsinin künyesi giriÅŸ çıkışlarda bellidir. Herhalde bunlar kendi merkezleri gibi zannediyorlar burayı.”
“CHP’nin başında kimin olduÄŸundan bize ne?”
“Hiçbir CHP’liye Genel BaÅŸkan olması gerektiÄŸi yönünde telkinde bulunmadım çünkü sayın KılıçdaroÄŸlu’ndan daha ideal bir genel baÅŸkan olmaz.” ifadesini kullanan ErdoÄŸan, “CHP’nin başında kimin olduÄŸundan bize ne? Konu CHP Genel Merkezini, CHP delegelerini, CHP’ye oy verenleri alakadar eder.” dedi.
Olmayan görüşmeyi ve olmayan bir konuÅŸmayı ortaya atan gazeteciyi, siciline binaen bir parça mazur görmenin mümkün olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, “Nitekim bugünkü yazısında galiba özür diliyor, bizden de dilemiÅŸ, teÅŸekkür ederiz. Peki, bu iddianın üzerine ‘doÄŸrudur’ diyerek adeta tüy diken genel baÅŸkanı ne yapacağız? İddia öyle saçmaydı ki ilk duyduÄŸumda cevap vermeyi kendime zul addettim. Konuyla ilgili açıklamayı da arkadaÅŸlarımıza yaptırdım. Buna raÄŸmen CHP Genel BaÅŸkanı televizyonda milletin gözünün içine baka baka ‘herkes konuÅŸuyor, ErdoÄŸan niye konuÅŸmuyor?’ diyecek kadar seviyeyi düşürdü.” dedi.
Meselenin dallanıp budaklanması üzerine “CumhurbaÅŸkanlığımı ortaya koyuyorum” diyerek, iddiayı yalanladığını anımsatan ErdoÄŸan, “Buna raÄŸmen kendisi çıkıp delikanlıca ‘hata ettim, özür dilerim’ diyemedi. Zaten bu zatın klasik tarzıdır. Akıl ve izan dışı her türlü iddiayı ortaya atar sonra da ‘hadi cevap ver’ diyerek kenara çekilir. Çünkü yalan, en önemli mesleÄŸidir bu zatın. Cevap verilir, iddialar belgeleriyle çürütülür ama bu zat yine yine aynı ÅŸeyleri söylemeye devam eder. Eline tutuÅŸturulan kağıtların, kulağına üflenen hezeyanların her defasında çürük çıkması, bu zatı yolundan döndürmeye yetmez.” diye konuÅŸtu.
KılıçdaroÄŸlu’nun, Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası konusundan Man Adası iddialarına kadar hep aynı ÅŸekilde davrandığını belirten ErdoÄŸan, “Yargıda çıkan kararlar da bu adamı yola getirmiyor. ‘Man Adası’ dedi davayı bizim arkadaÅŸlarımız, kardeÅŸlerim, hepsi kazandılar ama yine aynı yola devam ediyor. Kendisi CHP’nin başına bir kaset kumpasıyla geldiÄŸi için orada kalmanın çarelerini de hep benzer yöntemlerle arıyor. Çünkü ‘Bay Kemal’ olmak böyle bir ÅŸeydir. Öyle ya yalanları yüzüne vurulduÄŸunda sürekli ‘yarabbi şükür’ deyip iÅŸine bakacaksın ki devamı gelsin.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“KomÅŸu komÅŸu, hu hu”
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu arada ‘Külliye’ye gelen CHP’li’ iddiası da ortada kaldı. Yazıyı yazan diyor ki ‘benim haber kaynağım filanca kiÅŸidir.’ O kiÅŸi diyor ki ‘benim haber kaynağım CHP içinden biridir.’ CHP’liler diyor ki ‘bizden böyle bir iÅŸ sadır olmaz.’ İthama maruz CHP’li diyor ki ‘bu kumpas CHP Genel Merkezinde kuruldu.’ İddiayı doÄŸrulayan KılıçdaroÄŸlu diyor ki ‘öyle demek istemedim.’ Bunca rezillik ortaya dökülmesine raÄŸmen CHP’li yetkililerin hala bizi suçluyor olmaları da iÅŸin bir baÅŸka trajikomik tarafıdır. Ve ÅŸimdi yeni bir senaryo daha çıktı: Yatta bir aradaydılar. Yatta bir araya gelenler birbirini suçluyor, ‘ben yatta yoktum’ öbürü diyor, ‘ben de yoktum’ öbürü diyor, ‘ben de yoktum.’ Fakat bu iddiayı ortaya atan sayın İnce de diyor ki ‘onlar kendini gayet iyi bilir.’
CHP Genel BaÅŸkanı’na, bu konuları ortalama bir insan idrakiyle anlatamayacağımızı sayısız tecrübeyle öğrendik. Kendisine bu meselede düştükleri durumu, çocukları eÄŸlendirmek için söylenen bir tekerlemeyle izah etmeye çalışalım: KomÅŸu komÅŸu, hu hu, oÄŸlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İncik boncuk. Kime kime? Sana bana. BaÅŸka kime? Kara kediye. Kara kedi nerde? AÄŸaca çıktı. AÄŸaç nerde? Balta kesti. Balta nerde? Suya düştü. Su nerde? İnek içti. İnek nerde? DaÄŸa kaçtı. DaÄŸ nerde? Yandı bitti kül oldu.”
“Film ve dizilerindeki komplo teorilerini gölgede bırakan bir oyun seyrediyoruz”
ErdoÄŸan, “Külliye’ye gelen CHP’li” iddiasına iliÅŸkin, “İddianın sahibi, iddiaya konu kiÅŸi, iddiayı doÄŸrulayan belli deÄŸil. En sonunda iÅŸi ‘yandı bitti kül oldu’ya getirdiler. Maalesef günlerdir televizyon film ve dizilerindeki taht oyunlarını, güç savaÅŸlarını, iktidar kavgalarını, komplo teorilerini gölgede bırakan bir oyun seyrediyoruz.” ifadelerini kullandı.
CHP’nin siyaset üretme gücünün, kendi iç kavgalarında sergiledikleri ÅŸenlikten ibaret olduÄŸunu tüm Türkiye’nin bir kez daha gördüğünü belirten ErdoÄŸan, “Onurlu bir siyasetçinin yapacağı iÅŸ, gelinen noktada, önce bizden sonra itham ettikleri kiÅŸilerden özür dilemek olmalıdır. En baÅŸta da yalanla, iftirayla, karalamayla, altı boÅŸ iddialarla, içi boÅŸ ithamlarla, alavera dalavera siyasetiyle ülkemizi meÅŸgul ettikleri için milletimizden özür dilemeleridir. CHP kendi kendine bir orta oyunu oynadı ve artık bitti.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“Parayı yönetme sanatını ortaya koyman gerekir”
“Yeniden hep birlikte ülkemizin gerçek gündemine dönmenin zamanı geldi.” diyen ErdoÄŸan, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:
“CHP’liler kendi iç hesaplaÅŸmalarını varsınlar kapalı kapılar ardında gerçekleÅŸtirsinler. Bunların parti sözcüleri de bizzat kendileri de hepsinin tek mesleÄŸi var, nerede bu sanatı kavramışlarsa; yalan. Yalan üzerine bu süreci inÅŸa etmeye çalışıyorlar. Ama ne olur artık milletin yakasından düşsünler. Bir gün tek parti faÅŸizmine, bir gün emperyalizmin sözcülüğüne, bir gün koltuk kavgasına, bir gün terörist seviciliÄŸine savrulan bir partiden ne köy olur ne kasaba. Nitekim, milletimiz de bu gerçeÄŸi gördüğü için CHP’yi belli bir oy oranının üzerine çıkarmıyor.
Mahalli seçimlerde kazandıkları birkaç belediye bunların dengesini iyice bozdu. İşte görüldüğü gibi aradan 7 ay geçmeden kendilerini yerden yere atmaya baÅŸladılar. Åžimdi, ‘Biz bu ÅŸartlarda Ankara’yı yönetemeyiz’ diyorlar. Çok enteresan. Niye yönetemiyorsun? Kazandın ya hadi bakalım yönet. ‘Ben, Ankara’nın suyundaki kiri gideremem’ diyor. Devletten alman gereken parayı alıyor musun? Alıyorsun. Öyleyse ÅŸu andan itibaren parayı yönetme sanatını ortaya koyman gerekir. EÄŸer parayı yönetme kabiliyetin varsa, o zaman bu adımı atarsın. Kredi bulmak, o senin iÅŸin. Krediyi de bulacaksan bul. Aynı ÅŸey İstanbul için de geçerli.”
“Yapacaksın arkadaÅŸ çözeceksin bu sorunu”
Kendisinin de belediye baÅŸkanlığı yaptığını hatırlatan ErdoÄŸan, “Åžu anda gerek Ankara’da gerek İstanbul’da görevlendirdiÄŸimiz bu konuda yetkili baÅŸarılı olan belediye baÅŸkanı arkadaÅŸlarım var.” ifadelerini kullandı.
CHP yönetiminden 2,5 milyar dolar borçla İstanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanlığı yönetimini devraldığını hatırlatan ErdoÄŸan, İstanbul’u suya kavuÅŸturduklarını, çöp daÄŸlarını ortadan kaldırdıklarını, atık su noktasında temizliÄŸi yaptıklarını, Sakarya’dan İstanbul’a, boÄŸazın altından Anadolu Yakasından Avrupa’ya suyu taşıdıklarını anlattı.
ErdoÄŸan, “Bunları yapmamış olsaydık, ÅŸu anda herhangi bir sıkıntıda İstanbul yine susuzluÄŸu yaÅŸardı. Ama ÅŸu anda yok. Fakat gelen haberler çok hayra alamet deÄŸil. İstanbul’da 3 ay gibi bir süre sonra, havalar böyle giderse, İstanbul susuzluÄŸa doÄŸru yürüyor. Benzer ÅŸey Ankara için de geçerli. Ankara’da ÅŸu an söylenen, özellikle atık su noktasındaki sıkıntılar… Yapacaksın arkadaÅŸ, çözeceksin bu sorunu. Bu konuyla ilgili olarak, ‘Bana borçlanma noktasında Meclis müsaade etmiyor.’ Borç yiÄŸidin kamçısıdır. Borçlanma noktasında da meclis, belli sorumlulukları üzerine alamaz. ‘Biz, bu iÅŸi çözeriz.’ Bunu görürse, Meclis de bu noktada size gerekli desteÄŸi verir. Bunu görmüyorsa, bu desteÄŸi de veremez.” diye konuÅŸtu.
“Ekonomideki toparlanma sürecinin tüm hızıyla sürüyor”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Bunca yıl baÅŸbakanlık yaptım, cumhurbaÅŸkanlığı yaptım en çok hayıflandığım konulardan biri, şöyle diÅŸime göre bir ana muhalefet bulamayışımdır. Kendilerince en güçlü oldukları zamanda düştükleri durum ortada. Bakalım yarın hangi senaryoyla karşımıza çıkacaklar? Bir kez daha Rabbim, ülkemizi ve milletimizi CHP afetinden muhafaza eylesin diyorum.” yorumunu yaptı.
Ekonomideki toparlanma sürecinin tüm hızıyla sürdüğünü bildiren ErdoÄŸan, “Ama yalan bunlarda bol. Toparlanırken, bunlar hala ‘battık, bittik’ gibi ifadeler kullanıyorlar. Açıklanan her veri bu gerçeÄŸi doÄŸruluyor.” dedi.
Erdoğan, konuşmasında şu örnekleri verdi:
“Perakende satış hacmi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,7 arttı. Borsa 106 bin puanın üzerine çıkarak 18 ayın zirvesini gördü. Ben bununla tatmin olmuyorum. Göreve geldiÄŸimizde borsa 11 bin filandı. BaÅŸbakanlığım dönemimde biz, 135 bine çıktık. Åžimdi düşmüştük, tekrar toparlanmaya baÅŸladı. Allah’ın izniyle bunu yine yakalayacağız. OECD, Türkiye’nin bu yıl için büyüme tahmini eksi yüzde 0,3’ten artı yüzde 0,3’e, 2020 beklentisini de yüzde 1,6’dan yüzde 3’e, yukarı yönde revize etmiÅŸ durumdadır. Tüketici güven endeksi, kasımda bir önceki aya göre yüzde 5,2 oranında arttı. Ekim ayında kurulan ÅŸirket sayısı, hani ‘ÅŸirketler kapanıyor’ filan diyorlar ya bunlarda yalan bol, bir önceki aya göre yüzde 8,5, önceki yılın ekim ayına göre ise yüzde 18 oranında artış kaydetmiÅŸtir. Kapanan ÅŸirket sayısını düştükten sonra elde edilen net açılan ÅŸirket sayısındaki yıllık artış ise yüzde 21’i buldu. Reel kesim güven endeksi, kasımda bir önceki aya göre 1,1 puan artarak 102’ye yükseldi. İmalat sanayindeki kapasite kullanım oranı Kasımda bir önceki aya göre, 0,8 puan artarak, son 15 ayın zirvesi olan yüzde 77,2’ye yükseldi. Kasım ayında finansal hizmetler güven endeksi, bir önceki aya göre 24,5 puan artarak, 167 seviyesinde gerçekleÅŸti. Hizmet sektörü güven endeksi de yüzde 0,7 arttı. Ülkemizin risk primi 300’e kadar geriledi. Çünkü bir ara 500’e filan çıkmıştı.”
“MilliliÄŸimizi, yerliliÄŸimizi burada da gösterelim”
“Ülkemize güvenen, yatırım yapan herkes kazandı, kazanmaya devam edecek.” ifadelerini kullanan ErdoÄŸan, “Tüm milletime sesleniyorum; Bırakın doları moları; paramıza, Türk lirasına dönelim. Türk lirası artık kaybettirmiyor. MilliliÄŸimizi, yerliliÄŸimizi burada da gösterelim.” çaÄŸrısında bulundu.
Son dönemde bölgedeki kimi ülkelerde Türkiye menÅŸeili ürünlere yönelik sinsi bir kampanya yürütüldüğüne dikkati çeken ErdoÄŸan, “İnÅŸallah bir yeni adım daha atacağız. O da ÅŸu; Tarım Kredi Kooperatifimiz, yoÄŸun bir ÅŸekilde inÅŸallah Türkiye genelinde ilk etapta 500 noktada Tarım Kredi Kooperatifi olarak gayet güzel, muhteÅŸem diyebileceÄŸimiz, kendi satış maÄŸazalarını ilk etapta açacak. Bu sayıyı daha sonra artırmaya devam edecek. Gerek fiyatlardaki ucuzluk, istikrar, tarım kredi kooperatiflerinin bu maÄŸazalarında inanıyorum ki halkım için çok önemli bir çıkış, çok önemli bir adım olacak.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Savunma Sanayi ile ilgili önemli bazı geliÅŸmeleri paylaÅŸan ErdoÄŸan, “Biliyorsunuz son 5-6 yıldır, batılı ülkeler giderek artan bir ÅŸekilde ülkemize karşı artık inkarı mümkün olmayan boyuta ulaÅŸan bir savunma sanayi ambargosu uyguluyor. Öyle ki iÅŸi, bırakın yeni anlaÅŸmaları, önceden alınmış lisansların iptaline kadar vardırdılar. Türkiye, örneÄŸine ancak savaÅŸ durumunda rastlanabilecek sertlikte bir ambargoyla karşı karşıyadır.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Özellikle Suriye’deki son harekatlar ve DoÄŸu Akdeniz’deki geliÅŸmelerin ardından bu uygulamaların daha da sertleÅŸtiÄŸinin altını çizen ErdoÄŸan, ” Hamdolsun savunma sanayimiz, tüm bu kuÅŸatmaları etkisiz hale getirebilecek kabiliyete ulaÅŸmıştır.” dedi.
Son 17 yılda sabırla ve kararlılıkla ekilen tohumların meyvelerini aldıklarını ifade eden Erdoğan, son gelişmeler ışığında ortaya çıkan eksikliklerin hızla tamamlandığını bildirdi.
ErdoÄŸan, “Bize silahlı ve silahsız insansız hava aracı vermemiÅŸlerdi, ürettik. Yeni nesil tank vermediler, prototipini hazırladık. Motorunu da tamamlayınca hemen seri üretime geçeceÄŸiz. Helikopter vermediler, onu da ürettik. İhracat aÅŸamasındaki helikopterlerin motorlarıyla ilgili sıkıntılar çıkardılar. İnÅŸallah yakında bu sorunu da aşıyoruz.” diye konuÅŸtu.
“Arifiye’deki tank palet fabrikası satılmamıştır”
ErdoÄŸan, CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun, Tank Palet Fabrikası’ndaki iÅŸletme hakkının devrine iliÅŸkin iddialarına yanıt verdi.
KılıçdaroÄŸlu’nun, “Arifiye’deki Tank Palet Fabrikası’yla ilgili yalan üstüne yalan” söylediÄŸini belirten ErdoÄŸan, “Konuyu bilmiyor. Ne diyor? ’20 milyar dolar.’ Bu adam rakam bilmiyor, dolar nedir bilmiyor. İnanın para nedir bilmiyor. Bunlardan haberi yok. Burayı satmadığımızı defaatle söylemiÅŸ olmamıza raÄŸmen devamlı buranın satıldığını söylüyor.” diye konuÅŸtu.
ErdoÄŸan, “Arifiye’deki Tank Palet Fabrikası satılmamıştır, 25 yıllığına Katar ve Türk sermayesinin ortaklığıyla ÅŸu anda çalıştırılan BMC firmasına tahsis edilmiÅŸtir. Burada satış kesinlikle yok. Burası mevcut tanklarımızın, paletlerin tamir ve bakımı burada yapılacak hatta burada gerekirse burada sıfır üretim de yapılacak. Bay Kemal, bunları öğren.” dedi.
Bunların yanı sıra sözleşmede bir şart olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Buraya kiralamayı yapan, tahsisi alan 50 milyon dolar yatırım yapacak. Çünkü içerideki bütün makineler vesaire bunların hepsi yenilenmeye muhtaç. Bu yenilenme sebebiyle bu adımı BMC birlikte atacaklar. Bu yenilenmeyi de böylece yaparak Arifiye’deki Tank Palet Fabrikası’nı çok daha farklı bir duruma getirecekler. Durmadan yalan. Fakat biz iÅŸimize bakacağız, yapacak çok ÅŸeyimiz var. İstediÄŸi kadar yalan söylesin, yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve ÅŸu anda da burada bu firma çalışmalarını sürdürüyor.”
F-35 konusunda Türkiye’ye haksızlık yapıldığını vurgulayan ErdoÄŸan, “Allah’ın izniyle 5-6 yıl içinde kendi Milli Muharip SavaÅŸ Uçağımızı hazır hale getirmeyi planlıyoruz. Bize tüfek, tabanca gibi araçları vermeyince sandılar ki elimiz boÅŸ kalacak, daha iyisini ürettik ve güvenlik güçlerimizin kullanımına sunduk. Harekatlarımızda kullandığımız silah ve mühimmatlar konusunda, özellikle Batı ülkelerine bağımlılığımız neredeyse kalmadı. Åžimdi yeni ve daha ileri hamleler içindeyiz.” ifadelerini kullandı.
“BozdoÄŸan füzesi envantere girecek”
Milyonlarca dolar maliyetle dışarıdan alınan havadan havaya füzelerin, yerli ve milli muadillerinin seri üretimi için gün saydıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“SavaÅŸ uçaklarımıza entegre edilecek havadan havaya füzemiz BozdoÄŸan, fırlatma rampasından yapılan güdümlü atışlarda tam isabet saÄŸladı. Ses hızının çok üstünde uçan ve yüksek manevra yeteneÄŸine sahip bu füzemizin uçaktan atışlı testleri de önümüzdeki yıl yapılacak. 2013 yılından beri üzerinde çalışılan GöktuÄŸ Projesi’nin bir ürünü olan BozdoÄŸan füzesi, uçaktan test atışlarının da tamamlanmasının ardından Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine girecek. Dünyada yalnızca 9 ülkenin ürettiÄŸi havadan havaya füzemiz, Milli Muharip Uçağımıza ve F-16 savaÅŸ uçaklarımıza monte edilecek. Böylece savaÅŸ uçaklarımızda kullandığımız hava-yer silahlarına ek olarak havadan-havaya silahlarımız da yerli ve milli olacak. Milli gemimizden ilk defa milli füze atışı gerçekleÅŸtirdik. Roketsan tarafından geliÅŸtirilip üretilen ilk milli deniz seyir füzemiz ATMACA, TCG Kınalıada gemisinden baÅŸarıyla fırlatıldı. Bu füzemiz de inÅŸallah önümüzdeki yıl envantere giriyor.”
Bu sırada Ordu’dan gelen partililer, “Güçlü Ordu, güçlü Türkiye” sloganı attı.
“KERKES Projesi’ni baÅŸlattık”
Yalnızca mevcut ihtiyaçları karşılamadıklarını, Türkiye’yi ve savunmayı yeni geliÅŸmelere de hazırladıklarına dikkati çeken ErdoÄŸan, “Yapay zeka destekli İHA’lardan sonra bunların GPS olmayan ortamda da görev yapabilmesini saÄŸlayacak KERKES Projesi’ni baÅŸlattık. Dünyada sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı bu teknolojiyle, haberleÅŸmenin olmadığı durumda da hedefler vurulabilecek.” dedi.
ATAK helikopterinin, lazer ikaz alıcı ve diğer elektronik harp sistemleriyle donatılmış FAZ-2 versiyonunun, ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdiğini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yerlilik oranı daha da artan ATAK FAZ-2 helikopterlerini de önümüzdeki yıldan itibaren kullanıma almayı hedefliyoruz. Karasu’da ihtiyacımız olan her türlü motoru üretebilecek bir fabrikanın inÅŸası sürüyor. Aynı ÅŸekilde F-16 ve SİHA’larımızda, üretilen bombaların kapsülleri yanında patlayıcı dolumlarını da tamamen ülkemizde yapacak bir özel sektör yatırımı da yakında baÅŸlıyor. Bu yatırımın tamamlanmasıyla, yurt dışında dolum yaptırma iÅŸinden tümüyle kurtulmuÅŸ olacağız. Görüldüğü gibi önümüze çıkartılan engeller bizi durdurmuyor hatta yavaÅŸlatmıyor, tam tersine azmimizi biliyor, çok daha hızlı çalışmamızı saÄŸlıyor. İşte bu gündemlerle yolumuza devam etmekte kararlıyız. Kendi entrikaları içinde boÄŸulanlara da ‘yolunuz açık olsun’ diyoruz.”
Bu arada CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, grup toplantısındaki konuÅŸması öncesinde, yanına gelen, terör örgütü YPG/PKK’nın Nusaybin’de gerçekleÅŸtirdiÄŸi saldırı sonucu babasını kaybeden TRT Kürdi muhabiri Gülay Demir ile sohbet etti.
Kaynak: AA