Erdoğan: Henüz terör örgütleri çıkmış değil

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Åžu anda tabii daha henüz terör örgütleri çıkmış deÄŸil. 120 saati bunun için belirledik.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde yabancı basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

ErdoÄŸan, “120 saatlik bir ara verildiÄŸini söylediniz. Bu sabah itibarıyla Suriye tarafından çatışma haberleri geldi, siz herhangi bir ihlal haberi aldınız mı? Bu çatışmaları nasıl yorumluyorsunuz?” sorusunu, “Bu sabah itibarıyla Milli Savunma Bakanımla da görüştüm. Åžu anda her ÅŸey planlandığı gibi gidiyor. Herhangi bir sıkıntı söz konusu deÄŸil dediler. Åžimdilik böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Zaten olsa bunlar bana anında iletilir.” diye yanıtladı.

“ABD’nin YPG’yi çekilmeye ikna edeceÄŸini söylediniz 120 saat içerisinde. Acaba 440 kilometre boyunca mı, yoksa belli alanlarda mı geri çekilecekler? Kobane’den de (Ayn-El Arab) Kamışlı’dan da mı çıkacaklar? Buralarda ne olacak? YPG’yi buradan çıkmaya ikna edemezlerse, kalmak isterlerse ne olacak?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

“Bizim görüşmemiz çok mevzi, lokal bir yer için deÄŸil. Bu görüşmemiz Ayn-El Arab’dan Irak sınıra kadar olan bölüm. Yani 440 kilometre, derinlik olarak da 32 kilometrelik bir bölge. Halbuki burada bildiÄŸiniz gibi, aynı zamanda, örneÄŸin Kamışlı’da, Rusya ve bunun yanında da rejimin askerleri de var. Biz onların da bu terör örgütlerinden rahatsız olduklarını biliyoruz. Buralar müşterek çalışmayla -ki salı günü Sayın Putin ile yapacağımız görüşmede de ayrıca bunları konuÅŸacağız- çok kısa bir zamanda da bu terör örgütlerinden buralar temizlenecektir. Ä°nancımız budur. Onun için de ÅŸu an itibariyle, bizim askerimiz ve Suriye Milli Ordusu ne yapmıyor, araziyi terk etmiyor.”

“Süreç devam ediyor”

“SDF Komutanı Mazlum, Kürt televizyonculara demiÅŸ ki: ‘SDF ateÅŸkesi kabul eder.’ Sadece Tel Abyad ve Resulayn arasındaki bir alandan bahsediyorsak 120 kilometre. Halbuki siz 440 kilometreden bahsediyorsunuz? Bu görüşlerinde ısrarcı olurlarsa ne olacak? 120 saat sonra çatışma yeniden mi baÅŸlayacak? Onlar sadece bu alanda geçerli olacağına inanıyorlarsa ve böyle davranırlarsa?” sorusuna ErdoÄŸan, “Bizim görüşmelerimiz 32 kilometre derinlik ve 440 kilometre uzunluÄŸu kapsıyor. Güvenli bölge dediÄŸimiz budur. Güvenli bölge dediÄŸimiz, ifade ettiÄŸiniz ÅŸekilde Ayn-El Arab ile Tel Abyad arası deÄŸildir. Åžu anda Tel Abyad ile Resulayn arası temizlenmiÅŸ durumda. Bu bitmiÅŸ deÄŸil. Süreç devam ediyor ÅŸu anda. Bundan sonra da kararlı ÅŸekilde devam edecek.” diye yanıt verdi.

“Bölgeyi huzur bölgesi haline getirmenin hesabı içerisindeyiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ayn-El Arab bir Kürt toprağı deÄŸil burası Araplara aitti, ismiyle müsemma. Fakat daha sonra teröristler Arapları, Arap nüfusu çıkardılar. Hatırlayın Obama döneminde de burada Kürtler bizim topraklarımıza geldiler ki bu rakam da 350 bin civarında. Åžu anda bizde yerleÅŸik konumdalar. Ayn-El Arab ile Tel Abyad arasında, burada sıkıntılı bir durum söz konusu. Tel Abyad ile Resulayn arası ise ÅŸu anda bu bölge kontrolümüzde. Fakat Resulayn ile aynı ÅŸekilde Irak sınırı, burada da yine mücadele devam ediyor. Kamışlı’da Rus askerleri var. Aynı zamanda rejimin askerleri deÄŸiÅŸik yerlerde var. Salı günü yapacağımız görüşmeler neticesinde Sayın Putin ile de bunları neticeye kavuÅŸturacağımıza inanıyorum. Ve böylece ABD, Rusya, rejim ve bunun dışında belki koalisyon güçlerinin de dahliyle burada neticeye varır ve böylece bölgeyi huzur bölgesi haline getirmenin hesabı içerisindeyiz. Zira ayın sonunda Cenevre’ye çok daha hazırlıklı gidelim istiyoruz.”

“Siz ABD’nin bütün gücünü çekmesini ister misin Suriye’den? Kobane (Ay-El Arab) dahil diÄŸer tüm bölgelerden çekildiler mi? Sizin kuvvetleriniz için zorluk yarattı mı bu?” sorusuna ErdoÄŸan, ÅŸu karşılığı verdi:

“Åžu anda tabii daha henüz terör örgütleri çıkmış deÄŸil. 120 saati bunun için belirledik. Fakat çıktıktan sonra bizim yine burada ABD’nin güçleriyle birlikte yapacağımız çok ÅŸeyler olduÄŸuna inanıyorum. BaÅŸta zaten metinde de olduÄŸu gibi… Ä°kinci maddede Türkiye ve ABD, Kuzey DoÄŸu Suriye baÅŸta olmak üzere sahadaki geliÅŸmelerin ortak çıkarlar temelinde daha yakın eÅŸgüdüm gerektirdiÄŸini kabul ettiler. Bu bizim müşterek çalışmamızın bir ifadesidir. Türkiye ve Amerika ‘Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ anlayışıyla NATO toprakları ve haklarını tüm tehditlere karşı koruma taahhütlerini muhafaza eder. Bir diÄŸer adım daha var; bunlar bizim müşterek düşündüklerimiz, yapacaklarımız. Her iki ülke insan hayatı, insan hakları ve dini ve etnik toplumların korunmasına yönelik taahhütleri de yineler. Türkiye ve ABD, Suriye’nin kuzeydoÄŸusu’nda DEAÅž’la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlıdır. Önceden DEAÅž kontrolünde olan alanlarda yaÅŸayıp yerinden edilen ÅŸahıslarla alıkoyma merkezleri hususlarında uygun ÅŸekilde gerçekleÅŸtirilecek eÅŸ güdümü de içerir. Bir baÅŸka birlikteliÄŸimiz Türkiye ve ABD terörle mücadele harekatlarının yalnızca terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereci hedef alması gerektiÄŸi üzerine mutabık kalır. Her iki ülke Suriye’nin siyasi birliÄŸi ile toprak bütünlüğüne ve Suriye Ä°tilafının BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 kararına uygun ÅŸekilde sonlandırmayı hedefleyen, BM öncülüğündeki siyasi sürece bağımlılıklarını yineler. Burada önemli bir madde daha var 10. madde. Güvenli bölge evvelemirde TSK kontrolünde olacak. Her iki taraf güvenli bölgenin uygulanmasında eÅŸ güdümü artıracaktır. EÅŸ güdümle bu çalışmayı devam ettireceÄŸiz.”

Recep Tayyip ErdoÄŸan, 120 saat içinde söz konusu bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesinden bahsedildiÄŸine iÅŸaret ederek, “Zaten dün akÅŸamdan itibaren de tamamıyla bu terör örgütlerinin lider kadrolarıyla anında hemen iletiÅŸimi kurdular. Temenni ediyorum ki 120 saat içerisinde bu iÅŸi tamamlamış olalım.” dedi.

‘Ben bir terörist başının ne söylediÄŸiyle ilgilenmem’

Bir gazetecinin “SDG’nin komutanı verdiÄŸi röportajda, ‘ABD BaÅŸkanı Trump, Suriye hükümetine yaklaÅŸmamız konusunu anlayışla karşıladığını, desteklediÄŸini iletti.’ dedi. Bu konuyu görüştünüz mü ABD’den gelen heyetle? Bu konudaki yorumunuz nedir?” sorularına ErdoÄŸan, ÅŸu karşılığı verdi:

“Siz herhalde hala Tayyip ErdoÄŸan’ı tanımadınız. Tanımış olsanız, bu soruyu bana sormazsınız. Ben bir terörist başının ne söylediÄŸiyle ilgilenmem. Ben, millet ne söyler ona bakarım. Suriye’de de Suriye halkı ne söyler, ona bakarım. O adam bir terörist başı. Dolayısıyla ‘Terörist başı Sayın Trump’la şöyle görüşmüş, böyle görüşmüş…’ Bu anlaÅŸma bir terör örgütüyle deÄŸil. Kiminle bu anlaÅŸma? Amerika ile. Bizim farkımız burası. Hep ne dediler? Terör örgütüyle alakalı olarak birbirine karıştırdılar. ‘Siz Kürtlere şöyle yapıyorsunuz? Siz Kürtlere böyle yapıyorsunuz?’ Hayır, biz terör örgütüyle mücadele veriyoruz. Kelimeleri biz çok seçeriz. Biz ‘Terör örgütüyle savaşıyoruz.’ da demedik, ‘Mücadele veriyoruz.’ dedik. Niye? SavaÅŸ kavramı o kadar ucuz kavram deÄŸil. SavaÅŸ kavramı devletler arasında söz konusudur. Terör örgütüyle mücadele verirsiniz. Bu noktada da ben bir terör örgütünün kaçkınını kalkıp da karşıma alıp onunla konuÅŸmam, muhatap da almam. Devlet olursa konuÅŸuruz.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “NATO müttefiklerinizden operasyonu kınayanlar da var. Suriye rejimiyle görüşmeler yapan müttefiklerinizin geliÅŸmelerini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, Türkiye’nin bir NATO ortağı olarak temel ilkeler üzerinde konuÅŸtuÄŸunu belirterek, “EÄŸer NATO üyesi ülkeler temel ilkelerden sapıyorsa, bu Türkiye’nin de temel ilkelerden sapması anlamına gelmez. NATO’nun 5. maddesi vardır. Herhangi bir NATO üyesi saldırıya uÄŸrarsa, tüm NATO ülkeleri üye ortaklarının yanında yer alır. ‘Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz.’ anlayışı aslında NATO’nun bir prensibidir. Bazı NATO ülkeleri bu yanlışı yapıyor. Onlar bu yanlışı yapıyor diye Türkiye de bu yanlışı yapmak durumunda deÄŸildir.” diye konuÅŸtu.

ErdoÄŸan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in dürüst hareket etmesini takdirle karşıladığını ifade ederek, “Maalesef terör örgütlerinin karşısında yer alan ülkeleri de ÅŸiddetle kınıyorum. Biz o zaman uluslararası terörle mücadele konusundaki toplantıları niye yapıyoruz? Birbirimizi aldatmanın anlamı var mı? Böyle terörle mücadele edilmez. Terörle mücadelede haysiyetli duruÅŸ, dik duruÅŸ gerekir. ‘Terörle mücadele’ diyeceksin, silahları göndereceksin. Åžu anda koalisyon güçlerinin hepsinin terör örgütünün elinde silahları var. Bunları biz nereye koyacağız? Almanya’nın da Ä°ngiltere’nin de Fransa’nın da var. Hem terörle mücadele hem teröristlere silah desteÄŸi… Böyle bir ÅŸey olamaz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Aralık ayında NATO Zirvesi’nde tüm üyelere düşüncelerini ifade edeceÄŸini aktaran ErdoÄŸan, “Anlatırım, ama tek üye olarak nereye kadar benim tesirim olur ayrı. Ä°nandığım doÄŸruyu sonuna kadar inatla savunurum.” dedi.

“Rejimin böyle bir yanlışın içerisine gireceÄŸini tahmin etmiyorum”

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, “Esad rejimiyle müzakere”ye iliÅŸkin bir soruya, “O ayrı bir konu. Bu tür ÅŸeyleri, bazılarını lütfen bize bırakın onları da biz yürütelim.” karşılığını verdi.

“Rejim güçleriyle çatışma bekliyor musunuz?” ÅŸeklindeki bir soru üzerine ErdoÄŸan, “Biz, ÅŸu anda bu anlaÅŸmayı rejimle yapmadık. Biz, bu anlaÅŸmayı ABD ile yaptık. ABD bize ne söz verdi? ‘120 saat burada size karşı herhangi bir ÅŸey olmayacak. Sizden de örgüte karşı herhangi bir ÅŸey yapılmamasını özellikle rica ediyoruz.’ denildi. Biz de ÅŸu anda bu prensibimize uyuyoruz. Rejim eÄŸer böyle bir yanlış yaparsa, rejim bizden cevabını alır. Salı günü niçin Soçi’ye gidiyorum? Soçi’de de bunları konuÅŸacağız. Rejimin böyle bir yanlışın içerisine gireceÄŸini tahmin etmiyorum. EÄŸer böyle bir yanlışın içerisine girerse, onlar da cevabını alır bunu bilmeleri lazım. Zaten de biliyorlar.” diye konuÅŸtu.

‘150 Türk DEAÅž’lıyı biz yargılayacağız’

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Suriye Demokratik Güçleri ile Suriye Milli Ordusu’nun farklı olduÄŸuna deÄŸinerek, ÅŸunları söyledi:

“Suriye Milli Ordusu’nun hassasiyetleri var. Ä°smi üzerinde, milliliÄŸini hassasiyetle koruyor. Ama Suriye Demokratik Güçleri, PYD ve YPG’nin üzerine giydirilmiÅŸ bir deli gömleÄŸidir, sadece bir aldatmacadır. Orada her ÅŸey var. Burada dikkatli olmamız gerekiyor. Dolayısıyla pek öyle milliliÄŸi olan bir ÅŸey deÄŸil. Oraya getirilmiÅŸ olan ‘Suriye Demokratik’ ifadesi sadece iÅŸi kamufle etmedir. Kamufle etmeye de biz gelmeyiz, çünkü hepsini çok iyi tanıyoruz. YPG, DEAÅž’ın kaldığı bazı açık hava cezaevi türü yerleri yakarak, yıkarak oralardan DEAÅž’lıları serbest bıraktı. Ama DEAÅž’lıların buralardan serbest bırakılmasının ÅŸu anda hala Batı medyasında yeri yok. Kimler var bunların içinde? 150 kadar maalesef Türk var. Bunun dışında da 500 civarında deÄŸiÅŸik ülkelerden Fransa, Hollanda, Almanya, buralardan terör örgütünün içinde olanlar var. Bu ülkeler bu terör örgütünün içinde olan DEAÅž’lıları ülkelerine kabul edecekler mi? Dün İçiÅŸleri Bakanıma da söyledim, ‘Bu ülkelerde muhataplarınla görüş, bu DEAÅž’lıları biz kendilerine verelim, buyursun alsınlar. Nasıl yargılarlarsa yargılasınlar.’ Bu 150 Türk DEAÅž’lıyı biz yargılayacağız. Onlar da onları yargılasın.”

‘Biz Arapların hepsini aynı ÅŸeyin içine koymayız’

Bir soru üzerine ErdoÄŸan, “Arap olup da bunlardan kopanlar var. Biz Arapların hepsini aynı ÅŸeyin içine koymayız. ÖrneÄŸin bir Arap Ligi’ni ben nasıl olur da hepsini bu noktada günah keçisi olarak ilan ederim. Buradaki bütün sıkıntı Arap Ligi’ne mensup ülkelerin halkında deÄŸil, sıkıntı o ülkeleri yönetenlerin kendilerinde. Bunu birbirinden ayırt etmemiz lazım. Daha dün 6 yıl önce Suriye’yi Arap Ligi’nden çıkaranlar, ÅŸimdi Suriye’yi Arap Ligi’ne almayı teklif ediyorlar. Bunu neyle izah edeceÄŸiz? Ne oldu? Dün öyle bugün böyle. Åžu anda biz 3 milyon 650 bir Arap’ı, ülkemizde misafir ediyoruz. Sorun: Bunlar barındırıyorlar, yediriyorlar, giydiriyorlar, okutuyorlar ne kadar parasal destek verdiniz? Hiçbir ÅŸey yok. Söyledikleri ne? ‘Lübnan’a yardım ettik, ÅŸuraya yardım ettik, buraya yardım ettik.’ Türkiye’ye gelince yok.” diye konuÅŸtu.

“Mülteciler tarihine geri dönüşün hikayesi olarak girecek”

ErdoÄŸan, güvenli bölgenin finansmanı konusunda uluslararası donörler toplantısı yapılmasını belirterek, “Uluslararası donörler toplantısında plan ve projeleri ele alıp, tüm uluslararası camiaya anlatalım istiyoruz. Biz de plan, proje hazır. Bunları BM Genel Kurulunda görüştüğüm 20’ye yakın lidere takdim ettim.” dedi.

Soçi’de salı günü yapılacak toplantının önem arz ettiÄŸini vurgulayan ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:

“Toplantıyla da bizler güvenli bölgede ne yapacağımızı konuÅŸacağız. Bizim bu güvenli bölgede yerleÅŸik kalma gibi bir derdimiz yok. Burayı sadece bölücü terör örgütlerinden temizleyip, istiyoruz ki bizdeki bütün mültecilerden hiç olmazsa 1 milyon kiÅŸiyi, kendi topraklarına evlerine yerleÅŸtirelim. Bu projede bunlar var. Hatta buna Rakka, Deyrizor, o bölgeler de ilave edilirse, bu alan 2 milyon insanı da kapsar. Bu neyi getirecek? Bu insanlar koptukları, kaçtıkları topraklarına yeniden kavuÅŸacak. Bu inanıyorum ki mülteciler tarihine de bütün bu acılardan sonra topraklarına bir geri dönüşün hikayesi olarak girecek.”

‘Ä°lk önce karşılarında bizi bulurlar’

“Rejiminin bulunduÄŸu yerlere de Suriyeli mülteciler yerleÅŸtirilecek mi?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, “Biz burada yapacağımız anlaÅŸmalar neticesinde, hele hele Kamışlı bölgesi civarı Rusya’nın da bulunduÄŸu bir bölge. Bu mutabakatta yapacağımız görüşmelerde uluslararası donörler toplantısına, onların da katkısı neticesinde iÅŸimiz daha da kolaylaÅŸacaktır.” diye konuÅŸtu.

Suriyeli vatandaÅŸların Türkiye’ye rejimden kaçıp geldiklerini söyleyen bir gazeteciye ErdoÄŸan, “Rejimden kaçmadılar, rejimden korktular. Çünkü o varil bombaları bu insanların üzerine yaÄŸdı. Bu bombaların yaÄŸması neticesinde hala herhalde ölümü bekleyecek halleri yoktu. Kendimizi onların yerine koyalım. Böyle bir durum olsa acaba biz ne yapardık? Suriye 3 milyon 650 bin insanı mı öldürecek? O dünyaya savaÅŸ açmaktır. Harp ilan etmektir. Ä°lk önce karşılarında bizi bulurlar. Bizler bu insanlara kapımızı açtık, sahiplendik. Bundan sonraki süreçte biz ABD ile Rusya ile diÄŸer koalisyon güçleriyle görüşmelerimizi yapacağız, adımlarımızı da ona göre atacağız.” karşılığını verdi.

“Terör örgütleri bu sınırların dışına çıktığından itibaren harekatı durduracağımızı ilan ettik”

ErdoÄŸan, “5. günün sonunda Türkiye çıkıldığına ikna olursa, harekat sona erer diyebilir miyiz?” sorusu üzerine ÅŸunları söyledi:

“Bunu ben baÅŸtan beri arkadaÅŸlara söylüyorum zaten. Åžu anda hallolduÄŸu andan itibaren, terör örgütleri bu sınırların dışına çıktığından itibaren harekatı durduracağımızı dün akÅŸam ki görüşmede de ilan ettik. Basın açıklaması yapan DışiÅŸleri Bakanım da ilan etti. Dolayasıyla bizim bütün probleminiz 120 saattir. Bu iÅŸ hallolmuÅŸ olursa biz iÅŸimizi bitiririz, ama bizim oradan çekilmemiz deÄŸil, harekatı durdurmamız anlamında. GüvenliÄŸi temin edeceÄŸiz. Güvenlik temin edilmeden çekilmek söz konusu olamaz. Biz bunu ABD ile Rusya ile rejimle tüm bunların hepsi görüşülecek. Soçi mutabakatı olan Ä°ran’la görüşmek suretiyle bu adımlarımızı atmış olacağız. Ay sonundaki Cenevre o da önem arz ediyor.”

Oradaki halkın ve Türkiye’deki 3 milyon 650 bin Suriyeli’nin kararlarının önemini vurgulayan ErdoÄŸan, “Bizim görüşmeleri sürdürdüğümüz müttefiklerimizin kanaatleri çok çok önemli. Biz orada kalmak niyetinde deÄŸiliz. Böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸildir. Cerablus’ta bir çalışma yapıyoruz. Cerablus halkına sorun ‘Burada ne kadar Türk var?’ Biz Cerablus’a 10 binlerce insanla girmedik. Biz sadece Cerablus’un ÅŸu anda alt yapısı, yönetimi bunlarla ilgileniyoruz. El Bab’a, Afrin’e sorun. Ne kadar Türk var burada? Biz, alt yapı, okul, hastane bunlarla uÄŸraşıyoruz Yaptığımız iÅŸ bu. Hizmet bizden efendilik onlardan.” ifadelerini kullandı.

“Güvenli bölgenin lojistiÄŸini temin etmek durumundayız”

ErdoÄŸan, “Siz ve ABD güvenli bölgenin nasıl olacağı konusunda aynı anlayışa sahip misiniz? Farklı ölçeklerde güvenli belgeden bahsedildi. O alandan YPG’yi temizleyebilecekler mi?” sorusunu ise şöyle cevapladı:

“444 kilometreyi hep andık, hep söyledik. Sayın Trump’ın ifadesiyle 20 mil 32 kilometre yapıyor. Bu alan güvenli bölgedir. Bu güvenli bölgede müşterek çalışmayı teklif ediyoruz, arzu ediyoruz. Ortaklarımız bu konuda ne derler? BaÅŸta bunları konuÅŸtuk. 20 mili ifade eden Trump’ın kendisi olmuÅŸtur. Daha sonra en batından en doÄŸuya bunu teklif eden de biz olduk. Olumsuz bir cevap gelmiÅŸ deÄŸil. EÄŸer burayı biz halleder temizlersek, o zaman bu 1 milyon insan güvenli bölgeye yerleÅŸtirilebilir. Güvenli bölgenin lojistiÄŸini baÅŸta ABD olmak üzere temin etmek durumundayız. Hatta hatta Fırat’ın batısında da Rusya’nın başı çekmesi gerekir ki bölgenin tamamında huzuru saÄŸlayalım. Ä°dlib’te huzur var mı? hala yok. Orada da sıkıntılar var. Soçi mutabakatıyla da Ä°dlib’in sıkıntısını gidermeye çalışıyoruz. Bu konudaki görüşmelerimizi 13 Kasım ziyaretimizde ikili görüşmelerde bunları enine boyuna ele alma imkanımız olacak. Åžu andaki ABD’li muhataplarıyla görüşmelerini bu noktada kararlılıkla devam ettirecekler. Temenni ediyorum ki dün akÅŸam ki baÅŸarılı çalışmayı aynen devam ettiririz. Tabii Sayın Trump’ın bu olumlu yaklaşımına çerçevesindekilerin de olumlu cevap vermesi iÅŸimizi kolaylaÅŸtıracaktır.”

“Güvenli bölgedeki devriye Türk ordusu tarafından mı saÄŸlanacak?” sorusuna ErdoÄŸan, “Güvenli bölgede özellikle ABD ile beraber. Ama birinci derecede biz bunu üstlenmeye hazırız.” karşılığını verdi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Suriye Milli Ordusu’na yönelik iddiaları da şöyle deÄŸerlendirdi:

“Bırakın geleneksel ordu tipini her ülkenin kendi milli ordusu içerisinde buna benzer birçok suistimalleri yapanlar var. ABD’de polis icabında bir ABD’li vatandaşı döverek, kurÅŸun sıkarak öldürüyor. sonra da serbest bırakılıyor. Bunların hepsinin bizde belgeleri var. Bunları konuÅŸmuyoruz. Ama Suriye’de ÅŸimdi milli ordunun bu tür yanlışı yapanlar var. ArkadaÅŸlar benim dinim asla buna müsaade etmez. Böyle bir eylemi yapanın da DEAÅž’lıdan farkı yoktur. Böyle bir ÅŸeyi asla kabul edemeyiz. Konunun üzerinde ordumuz da çalışıyor, istihbarat bilgilerini de araÅŸtırmak suretiyle kimdir üzerine ayrıca arkadaÅŸlarımız gideceklerdir.”

‘Yeni bir baÅŸlangıç olarak görüyorum’

ABD’nin yaptırımlarına iliÅŸkin soru üzerine ErdoÄŸan, “Size verdiÄŸim notlarda 12. maddeye bakmanızda fayda var.” diyerek, basın mensuplarına ilgili maddeyi hatırlattı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Yani Lindsey herhalde bir daha başını iki elinin arasına alacaktır. Lindsey, daha önce kalkıp YPG/PYD’yi terör örgütü olarak kabul eden bir insandı. Åžimdi tam aksini savunmaya baÅŸladı. Onun için biz de onu dürüstlüğe davet ediyoruz.” diyerek, ÅŸunları kaydetti:

“Åžu anda Sayın Trump muhatabımdır. Sayın Trump’la da bu konuyla ilgili olarak gerekli görüşmelerimizi telefonda yaptığımız gibi, ikili de yapmak suretiyle Türkiye-Amerika iliÅŸkilerinde yeni bir safhanın hızla geliÅŸmesi temennimizdir. Ä°nanıyorum ki bu da dostluÄŸumuzun bir gereÄŸi olarak bu olaylar vesilesiyle hayata geçecektir. Bunu ben bir milat olarak görüyorum. Yeni bir baÅŸlangıç olarak görüyorum. Sayın Trump’ın da dün akÅŸam ki güzel temennilerine ben de aynı ÅŸekilde mukabelede bulunuyorum. Japonların güzel bir sözü vardır, ‘Düşmanınla bile iplikle de olsa bağını koparma.’ diyor. ‘Gün olur ki lazım olur.’ Biz ise müttefikiz. Bu kadar önemli baÄŸlarımız var. Dolayısıyla bu baÄŸları saÄŸlam tutmaya mecburuz. Åžu andaki geliÅŸmelerde de bunu görüyorum. Dün akÅŸam ki toplantılarımız zaten gayet verimli, güzel geçti. Bundan sonraki ÅŸu 120 saati baÅŸarılı bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirip adımlarımızı atacağız.”

Adana Mutabakatı’na iliÅŸkin soruya ErdoÄŸan, mutabakatın kendileri için çok önemli olduÄŸunu belirterek, “98’den bu yana ayakta olan bir mutabakat. Dolayısıyla bu mutabakatımız terör örgütlerine karşıdır. O da PKK. DiÄŸerleri onun nesidir? Yan kuruluÅŸlarıdır ve buna da adımı atıldığı zamandan bu zamana pek ihtiyacımız olmadı ama iÅŸte ÅŸimdi ihtiyacımız oldu.” diye konuÅŸtu.

ErdoÄŸan, Esed rejimi terör örgütünü yok edemiyorsa, Adana Mutabakatı’nın kendilerine bu hakkı verdiÄŸini anlatarak, “Bu konuda da Sayın Putin’in çok ciddi hassasiyetleri vardır.” dedi.

“195 yakalanan DEAÅž’lı var”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Dünkü anlaÅŸmayı siz Türkiye için bir zafer, en azından bir kazanç olarak görüyor musunuz?” sorusuna ÅŸu yanıtı verdi:

“Dünkü görüşmeler neticesinde gelinen noktayı, zafer veya maÄŸlubiyet gibi deÄŸerlendirmeyi doÄŸru bulmuyorum. Bunu özellikle bana göre, ‘devletler arasında bir zafer’ ÅŸeklinde deÄŸerlendirmek çok çok yanlış olur. Bunu ben teröre karşı bir zafer olarak görüyorum. Çünkü önceleri ÅŸu bekleniyordu, ‘Terör örgütü ile Türkiye masaya oturur mu?’ Hayır. Masaya oturmadık. Kiminle oturduk? Amerika ile. Kime karşı? Teröre karşı. Onun için bunu teröre karşı bir zafer olarak deÄŸerlendirebiliriz.”

Bu süreçte Amerikalı askerlerin rolünün ne olacağının sorulması üzerine Erdoğan, bu konuda Amerikalı, Türk generallerin ve bu konuyla ilgili sivil ekiplerin sürekli bir araya geldiğini, bu süreçte de bir araya gelmek suretiyle nerede, neyin, nasıl yapılacağının yol haritasını beraber belirleyeceklerini dile getiren Erdoğan, adımların da ona göre atılacağını söyledi.

ErdoÄŸan, DEAÅž’lıların hapishanelerden kaçması ya da serbest bırakılması yönündeki haberler hatırlatılarak, “DEAÅž ne kadar kuvvetli bir tehdit olarak devam ediyor sizce?” ÅŸeklindeki soruyu şöyle cevapladı:

“Bu konuda rivayet çok. Çünkü biliyorsunuz DEAÅž’lıların yerleÅŸtirildiÄŸi cezaevlerinin sayısı da çok. Ama bunlara cezaevi demek için de bin ÅŸahit lazım. Bazıları gerçekten cezaevi gibi, bazıları ise adeta açık hava cezaevi gibi, bazıları çadır kent gibi, böyle bir garip bir ÅŸey. Ama bunları PYD kaldıkları yerlerden serbest bırakmak suretiyle, yani maalesef DEAÅž üyesi veya aileleri olarak bunlar serbest bırakıldı ve bu sayının 750’ye yakın olduÄŸu söyleniyor. Böyle bir durum söz konusu. Bunların içerisinde 195 de ÅŸu anda yakalanan var. Biz bunların içerisindeki Türkleri bir defa İçiÅŸleri Bakanlığımız ayıklamak suretiyle kendi cezaevlerimize alıp, orada yargılama süreçleri yapılacak. Bunun dışındakileri de kendi ülkeleriyle görüşmeleri yapıp ülkelerine gönderme çalışmaları olacak. Ondan sonra da kendi ülkeleri bu konudaki kararlarını versinler.”

“Trump’ın baskı altında olduÄŸunu anlıyorum”

Bölgede güvenlik sorununun yanında azınlıklara yönelik yapılacak çalışmalarla ilgili ABD BaÅŸkan Yardımcısı Mike Pence ile görüşüp görüşmediÄŸinin sorulması üzerine ErdoÄŸan, Türkiye’deki ve dışarıdaki dini azınlıkların liderlerinden mektup istediklerini, onların da yanıt verdiÄŸini söyledi.

Bu mektupların Trump’a hitap ettiÄŸini dile getiren ErdoÄŸan, yapılan anlaÅŸmadaki dördüncü maddenin “Her iki ülke, insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yineler.” maddesinin yer aldığını anımsattı.

Rusya’nın Ä°dlib için 31 AÄŸustos’ta ilan edilen ateÅŸkese uyduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, ÅŸu anda hava saldırı gibi durumların olmadığını, bunun hassasiyetle bu ÅŸekilde gittiÄŸini söyledi.

“Amerika ile iliÅŸkilerinizde risk görüyor musunuz?” sorusuna ErdoÄŸan, “Beyaz Saray’ın dışından herhangi bir risk olur mu olmaz mı onlar ayrı konu. Ben ÅŸu anda sadece Sayın Trump’la aramdaki iliÅŸkiye bakıyorum. O iliÅŸkiyi de ÅŸu anda iyi bir konumda görüyorum. Bir de Sayın Trump’ın baskı altında olduÄŸunu anlıyorum. Bu baskılardan da kendisi nasıl kurtarabiliriz, buna da önem veriyorum.” yanıtını verdi.

“12 gözlem noktamız var”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, gözlem noktalarının hatırlatılması üzerine, “Bunlar özellikle rejimin ÅŸu anda kendisi için belirlemiÅŸ olduÄŸu gözlem noktalarıdır. Bizim ayrıca Ä°dlib bölgesinin orada 12 gözlem noktamız var.” dedi.

Suriye rejiminin Münbiç’te olduÄŸunu anımsatan ErdoÄŸan, “Ayn el-Arap’ta var ve oradan Irak sınırına doÄŸru mesela Kamışlı’da var ve orada yine 3 tane ayrı nokta var.” ifadesini kullandı.

ErdoÄŸan, Suriye Milli Ordusu’na iliÅŸkin bir soru üzerine, “Rejim nasıl kendi topraklarına ÅŸu anda hakim olmanın gayreti içerisindeyse Suriye Milli Ordusu da topraklarından çıkarılmak, edilmek istenen adeta direnişçiler noktasındalar. Bunlar da topraklarına, evlerine sahip olmanın gayreti içerisindeler.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Soçi’deki toplantıda Suriye rejiminden bir temsilci olmayacağını belirtti.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, basın mensuplarının harita üzerindeki noktalara iliÅŸkin soruları üzerine, “Bu noktalar silahlı kuvvetlerimizin, güvenli bölge olarak ilan edilmesi halinde buralar bizim kurmayı planladığımız askeri noktadaki gözlem noktalarımız diyelim. Bunun bir benzeri de aynı ÅŸekilde Ä°dlib tarafında var.” dedi.

Basın mensuplarının “12 yeni gözlem noktası olarak görüyoruz.” sözlerine ErdoÄŸan, “Evet” yanıtını verdi.

“Suriye’de de rejim bu terör örgütleriyle zaten mücadelesini verecek”

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, bir gazetecinin, “Türkiye sınır boyunca güvenli bölgeyi kurarsa ve YPG de buradan çekilirse onların haritasını kabul edecek misiniz yoksa YPG’yi tamamen ortadan kaldırmayı mı hedefleyeceksiniz?” sorusuna, “YPG olayı güvenli bölge içinde bizim kesinlikle olmamasını düşündüğümüz bir durumdur. Bu konuda da Amerika ile mutabıkız.” cevabını verdi.

ErdoÄŸan, “Biz sadece bu güvenli bölgeyi güvenlik altına almayı hedefliyoruz. O da ülkemizdeki 3 milyon 650 bin Suriyeliyi kendi evlerine, topraklarına döndürmek suretiyle. Bizim böyle sürekli, hayat boyu bu terör örgütleriyle uÄŸraÅŸacak halimiz yok. Zaten ülkemizdeki terör örgütleri bize yetiyor ama Suriye’de de rejim bu terör örgütleriyle zaten mücadelesini verecek.” ifadesini kullandı.

Bir basın mensubunun, “Neden böyle bir harekat gerekliydi?” sorusunu ise ErdoÄŸan, ÅŸu ÅŸekilde yanıtladı:

“Özellikle Kilis baÅŸta olmak üzere Åžanlıurfa, Gaziantep, buralardaki sınır ilçelerimiz hep bu terör örgütlerinin maalesef tacizlerine maruz kalmıştır. Ve bunlar o bölgedeki sınır ilçelerimizin dışında buradan içeriden farklı sızmalarla içerideki terör örgütüyle de bunların iltisaklı olanları, baÄŸlantılı olanları vardır. Onlarla da ayrıca münasebetlerle silah kaçırma, getirip götürme gibi birçok çalışmaları olmuÅŸtur. Bunlara biz sessiz kalmış olsaydık, müdahale etmemiÅŸ olsaydık bunlar daha da ileri doÄŸru gidebilirdi. Onun için bunun artık engellenmesi gerekiyordu. Ve bir de tabii defaatle bu uyarılar kendilerine yapılmıştır. Bu uyarılara raÄŸmen bunlar bu süreci kararlılıkla devam ettirme gayreti içerisinde olmuÅŸlardır. Sonunda artık biz uluslararası camiadan da beklediÄŸimiz olumlu cevabı alamayınca kendi göbeÄŸimizi kendimiz kestik.”

ErdoÄŸan’a, Suriye Milli Ordusu’na mensup bazı kiÅŸilerin yakaladıkları teröristlere iÅŸkence yaptıklarının sosyal medya paylaşımlarıyla ileri sürüldüğü soruldu.

Konuya ilişkin bilgilendirme kitapçığının katılımcı basın mensuplarına dağıtıldığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

“Sizin önünüzde dağıtılmış olan broşürler var. Bu broşürleri eÄŸer inceleme zahmetinde bulunursanız orada gerekli bilgilendirmeler zaten ayrıca yazıyor. Burada ciddi bir dezenformasyon var. Bu dezenformasyon da ne yazık ki sistematik olarak yazılı ve görsel medyada yürütülüyor. Bunun için de ayrıca bunları (broşür) sizlere dağıtma gereÄŸini duydum.”

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, “Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanıyor mu?” sorusuna, “Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterinde kesinlikle kimyasal silah yoktur ve kullanılamaz, kullanılmamaktadır. Yani bunların hepsi tamamıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine iftiradır. Bunu ayrıca ifade etmek isterim. Bu iftirayı atan ülkeler bugün kendi envanterlerine baksınlar.” yanıtını verdi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir