Güney Afrikalı sismolog Durrheim: Türkiye’deki depremler “sıra dışı”

Güney Afrikalı sismolog Durrheim: Türkiye'deki depremler "sıra dışı"

Güney Afrikalı sismolog Durrheim: Türkiye'deki depremler "sıra dışı"

Prof. Dr. Raymond Durrheim, Kahramanmaraş merkezli iki depremin, birbirlerine yakın bölgelerde ve kısa aralıklarla meydana gelmesi açısından “sıra dışı” olduğunu söyledi.

Witwatersrand Üniversitesi Yer Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Güney Afrika Sondaj, Deprem ve Madencilik Sismolojisi Araştırmaları Başkanı Prof. Dr. Raymond Durrheim, Kahramanmaraş merkezli iki depremin, birbirlerine yakın bölgelerde ve kısa aralıklarla meydana gelmesi açısından “sıra dışı” olduğunu söyledi.

Güney Afrika Cumhuriyeti yıllık 200 milyar doları aşan madencilik sektörü ve madencilik faaliyetlerinin neden olduğu depremler nedeniyle yer bilimi araştırmaları konusunda önemli merkezlerden biri olarak dikkati çekiyor.

Ülkenin ve kıtanın önde gelen akademik kurumlarından Witwatersrand Üniversitesi Yer Bilimleri Fakültesinde görev yapan Prof. Dr. Durrheim, Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen depremleri AA muhabirine değerlendirdi.

Afrika’nın tanınmış sismologlarından Durrheim, depremlerin dünya yüzeyindeki levhaların hareketleri tarafından yönlendirildiğine dikkati çekerek “Burada kuzeye doğru hareket eden Afrika levhasının, Arap levhasına çarparak onu Avrasya levhasına ittiğini gördük. Bunun sonucunda Anadolu levhası arada sıkışarak batıya, Akdeniz’e doğru kaymış oldu.” dedi.

Dünya genelinde hemen her yıl 7,5 ve üzerinde büyüklükte depremler görüldüğünü aktaran Durrheim, ancak Türkiye’deki 7,7 ve 7,6’lık depremlerin, birbirine çok yakın iki fay hattı üzerinde ve 9 saat arayla meydana gelmelerinin “sıra dışı” olduğunu ifade etti.

Durrheim, birinci depremin, ikinci depremi tetiklemiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek “İkinci deprem elbette trajedinin boyutunu daha da arttırdı. Aynı anda kurtarılmayı bekleyen çok daha fazla sayıda insan olması, ilk müdahale ekiplerinin kaynaklarını zorluyor.” diye konuştu.

Depremin bıraktığı hasarın, depremin büyüklük ve derinliği kadar bina dayanıklılığı, yüksek nüfus yoğunluğu ve deprem saatiyle de ilgili olduğuna dikkati çeken ​​​​​​​Durrheim, “Türkiye’deki ilk deprem maalesef erken saatlerde insanlar evlerinde derin uykularındayken oldu. Belki gündüz vakti insanlar işte ya da okuldalarken olsaydı, ölü sayısı çok daha düşük olabilirdi.” ifadelerini kullandı.

“Çin’de 2008’de meydana gelen deprem bazı yönlerden Türkiye’dekine benziyor”

Durrheim, Türkiye’deki deprem felaketini, 85 binden fazla can kaybına yol açan, Çin’de 2008’de meydana gelen Siçuan depremine benzetti.

Hint levhasının Avrasya’ya kaymasıyla yerin yaklaşık 19 kilometre altında 8 büyüklüğünde meydana gelen bu depremin, yaklaşık 300 kilometre uzunluğunda kırığa neden olduğunu belirten Durrheim, bu açıdan Türkiye’deki depremle büyüklük ve fay kırığı uzunluğu bakımından benzerlikler gösterdiğini belirtti.

Durrheim, “Çin’de 2008’de meydana gelen deprem bazı yönlerden Türkiye’dekine benziyor.” dedi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir