Hafter’in katliamından korkan Libya halkı, Türk askerini bekliyor

Hafter'in katliamından korkan Libya halkı, Türk askerini bekliyor

Hafter'in katliamından korkan Libya halkı, Türk askerini bekliyor

Darbeci General Halife Hafter milislerinin saldırdığı Trablus’ta yaşayan Libya halkı, şehrin düşmesi halinde katliama maruz kalma korkusu yaşıyor.

Darbeci General Halife Hafter milislerinin saldırdığı Trablus‘ta yaşayan Libya halkı, şehrin düşmesi halinde katliama maruz kalma korkusu yaşıyor.

Libya‘nın başkenti Trablus’ta herkesin konuştuğu konu, bugün mecliste kabul edilen Libya’ya asker göndermeye ilişkin tezkere oturumu.

Türk askerinin bir an önce gelerek güvenliği sağlamasını isteyen Libyalılar, TBMM’den geçen tezkereyi sevinçle karşıladı.

Trablus halkı, Hafter‘in kontrolündeki bölgelerde yaşayan akrabalarının zarar görmesinden veya Hafter güçlerinin ilerlemesi halinde intikam saldırılarına maruz kalmaktan korktukları için kameralara konuşmaktan kaçınıyor.

AA ekibi, Libya’ya asker göndermeye ilişkin tezkere oturumu gerçekleşirken, Hafter milislerinin saldırdığı başkent Trablus sakinleriyle konuştu.

Hafter milislerinin, daha önce ele geçirdiği Bingazi, Derne ve Murzuk gibi kentlerde yaptığı eylemleri hatırlatan Trabluslular, tezkereyle, başkente uygulanan bu zulmün sonlanmasını ümit ettiklerini aktardı.

Türkiye’nin Libya ile yaptığı mutabakata ilişkin ise AA muhabirine konuşan Trablus sakinlerinden 30 yaşındaki Ahmed Ali, Türkiye ile Libya arasındaki mutabakatın tam da ihtiyacın olduğu zamanda yapıldığını söyledi.

Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Türkiye ile yaptığı mutabakatın birden çok sebebi olduğuna işaret eden Ali, şunları söyledi:

“Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) bu tür anlaşma ve ittifaklara ciddi anlamda ihtiyacı var. UMH, Türkiye ile ortak çıkarları korumanın yanı sıra kendi meşruiyetini korumak ve Hafter’e bağlı militan güçlerin ardı arkası kesilmeyen başkent Trablus’a yönelik saldırılarına karşı koymak üzere bu mutabakatı imzaladı.”

Hiçbir meşruiyeti olmamasına rağmen Hafter milislerinin, kendilerine paralı askerlerin yanı sıra finansal ve silah desteğini sağlayan birçok ülkeyle ittifak yaptığına dikkati çeken Ali, buna karşı UMH için Türkiye ile mutabakata varmanın kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Bahsi geçen mutabakatın hem Libya hem Türkiye için önemli çıkarları olan bir adım olduğunu ifade eden Ali, sözlerini şöyle sürdürdü:

“UMH’nin şu anda Trablus’a yönelik saldırılara karşı koymak için kendisini askeri olarak destekleyecek bir ülkeye ihtiyacı var. Türkiye’nin de kendi yatırım ve çıkarlarını korumak üzere Birleşmiş Milletler’in (BM) tanıdığı meşru Libya hükümetiyle yeni ufuklar açmaya ihtiyacı var. İki ülke arasındaki bu mutabakat, Türkiye ve Libya’nın ortak çıkarlarını dikkate aldığından dolayı Trablus sakinleri ve Libya halkı tarafından da olumlu karşılandı.”

Trablus sakinlerinden Ali, Hafter’e bağlı militan güçlerin kente girmesi halinde “katliam yapabileceğine” dair ise şunları söyledi:

“Libyalılar ve özellikle de Trablus halkı, Trablus’a girmeye çalışan militan güçlerin 3 yıldan bu yana Bingazi, Derne ve diğer birçok bölgede işledikleri suçları çok iyi biliyor. Bu nedenle Trablus sakinleri bahsi geçen militanların kente girmesi ve katliamlar gerçekleştirmesinden dolayı çok endişeliler. Bunların kente girmeleri halinde katliamlar yapacaklarından hiç şüphemiz yok. Çünkü onların saflarında savaşanlar, geçmişleri suç ve suikastlarla dolu hukuk tanımayan militanlar. Zaten Trabluslular, onların Bingazi, Derne ve diğer bölgelerde işledikleri suçların aynısıyla karşılaşmamak için bu milislere direniyor.”

Trablus’a yönelik saldırıların önüne geçme açısından Türkiye’nin üstleneceği role de değinen Ali, “İki ülke arasında varılan mutabakatın ardından UMH, resmi olarak Türkiye’den askeri ve lojistik destek talebinde bulundu. Başkent Trablus’a saldıran Hafter militanlarının birçok yabancı ülkenin desteğini aldığının farkında olan UMH’nin, dost bir ülkeden askeri, ekonomik ve siyasi destek istemesi çok doğaldır. Türkiye’nin de her iki ülkenin ortak çıkarlarını korumak üzere eli kolu bağlı durmayacağını düşünüyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da darbecilere karşı uluslararası meşruiyeti olan UMH’yi desteklediklerini söylemişti.” dedi.

Libyalı vatandaş Ali, Türkiye ile varılan mutabakatın ayrıca Libya’da gözü olan ve darbecilere her türlü desteği sağlayan birçok ülkenin planlarını da boşa çıkardığını savundu.

Öte yandan isminin gizli kalmasını isteyen başka bir Trabluslu, anlaşmanın iki ülkenin çıkarlarını koruma amacı taşıdığına işaret ederek, Hafter milislerinin ele geçirdiği Bingazi, Derne gibi kentlerde sivil halka uyguladıkları, “zulüm ve yargısız infazları” hatırlattı.

Trablus sakini, “Türkiye’de bugün gerçekleşen oturum sonrasında Libya halkının uğradığı zulmün sonlanacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

AA muhabirine konuşan isminin gizli kalmasını isteyen bir diğer Trabluslu, aynı şekilde anlaşmanın Libya’nın ve Libyalıların çıkarına olduğunu düşündüklerini vurgulayarak, Türkiye’den Hafter milislerinin sağladığı hava üstünlüğünü sonlandırmasını beklediklerini paylaştı.

Libya Devlet Yüksek Konseyi, tezkereyi memnuniyetle karşıladı

Libya Devlet Yüksek Konseyi, TBMM’de kabul edilen Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresini memnuniyetle karşıladı.

Libya Devlet Yüksek KonseyiTBMM‘de kabul edilen Libya‘ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresini memnuniyetle karşıladı.

Konsey, uluslararası tanınırlığa sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Türkiye’den yardım talebinin nedenine ve TBMM’den geçen tezkereye ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

“Meşru yönetime karşı ülkedeki darbeciyi destekleyen dış düşmanlar ve onların milisleriyle mücadele” kapsamında Türkiye’ye yardım çağrısında bulunulduğu hatırlatılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

“Savaş suçlusu Hafter’e destek veren Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Rusya ve Fransa gibi ülkeler halkımızı öldürüp, acı çektirerek, yıkımlar gerçekleştirdi. Bu durum bizi, halkımızı ve sivilleri korumak adına Türk dostlarımızdan meşru bir şekilde destek talep etmeye sevk etti. Türkiye parlamentosunda tezkerenin kabul edilmesinden memnuniyet duyuyoruz.”

Açıklamada ayrıca, Libya’nın doğusundaki darbeci General Halife Hafter’in ülkeyi düşürdüğü durumun üzüntüyle karşılandığı vurgulandı.

Libya Devlet Yüksek Konseyi, ülkedeki iç savaşı sona erdirmek amacıyla Birleşmiş Milletler himayesinde 17 Aralık 2015’te imzalanan Suheyrat Anlaşması kapsamında oluşturulmuş yürütme ve danışma kurumudur.

Ülkenin farklı kabile, etnik kimlik ve bölgelerinden 145 üyesi olan Devlet Yüksek Konseyine Halid el-Mişri başkanlık ediyor.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir