Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, ekonomi gündemini değerlendirdi
Hazine ve Maliye Bakanı ÅžimÅŸek, doların 40 lira olacağı iddialarını yalanlayarak, “Belli kesimler bu yalanları üretmekten hala yorulmadılar. Bu seçim döneminde de bunun dozu arttı. Çünkü amaç seçim öncesi güvensizlik, belirsizlik yaratmak.” dedi.
Mehmet ÅžimÅŸek, Kanal 7’de gündeme iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu.
Enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren yıllık bazda düşmeye baÅŸlayacağına iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, “Bir program var. Sabırla ve kararlılıkla uygulayacağız ve bu program sonuç verecektir.” diye konuÅŸtu.
ÅžimÅŸek, “Dolar 15 gün sonra 40 lira olacak” ve “Merkez Bankasının raporu sızdı” iddialarına iliÅŸkin soru üzerine, haberler ve sosyal medyadan yapılan paylaşımlarla karamsarlık pompalandığını söyledi.
Muhalefetin, projeleriyle seçim yarışını sürdürmek yerine toplumun geleceÄŸine iliÅŸkin ümitlerini olumsuz etkileyecek yaklaşımlarla seçimi götürmeye çalıştığına iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, “Eylül ayında açıklanan program çalışıyor. Mart ayının ortasındayız. Dolayısıyla kötümser zemin yok. Dedik ki ‘Bu program uygulamaya geçtikten sonra büyümede bir dengelenme olacak’. Yani enflasyonu, cari açığı bir ÅŸekilde kontrol altına alacak yeni bir kompozisyon çıkacak. Yani büyümenin yapısı deÄŸiÅŸecek.” ifadelerini kullandı.
ÅžimÅŸek, başından beri kur hedeflerinin olmadığını aktararak, “Ama kur hedefimizin olmaması, spekülatif amaçlı piyasadaki dalgalanmalara Merkez Bankasının kayıtsız kalacağı anlamına gelmiyor.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Dünyanın hiçbir ülkesinde düşük taleple kurlarda yüksek oynamaya izin verilmeyeceğini bildiren Şimşek, Merkez Bankasının fiyat istikrarını tehlikeye atacak bir dalgalanmayı engelleyeceğini söyledi.
“Amaç seçim öncesi güvensizlik yaratmak”
ÅžimÅŸek, kura iliÅŸkin iddiaları anımsatarak, “Geçen hazirandan bu yana benim söylemediÄŸim ama bana atfen ‘Söyledi’ dedikleri en az 40 haberi yalanladık. Bu spekülatif tarzı masa başında uydurulan haberleri biz yalanlamaktan yorulduk. Belli kesimler bu yalanları üretmekten hala yorulmadılar. Bu seçim döneminde de bunun dozu arttı. Çünkü amaç seçim öncesi güvensizlik, belirsizlik yaratmak.” dedi.
Türkiye’nin, ihtiyacı olan dış kaynağı bulmada iyi noktada olduÄŸuna iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, geçen yılın ikinci yarısından itibaren uzun vadeli ve uygun koÅŸullarda gelen kaynağın, bu yıl artacağını söyledi. Hazine’nin de dış kaynak bulmada sorunu olmadığını bildiren ÅžimÅŸek, Hazine’nin avro cinsinden 2017’den bu yana en düşük spread (faiz farkıyla) ile borçlandığını anımsattı.
“Ä°lave döviz talebinin ekonomik temeli yok”
“Hazine yüksek faizle mi borçlanıyor?” iddialarına da cevap veren ÅžimÅŸek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Faiz neye göre yüksek? Neye göre düşük? Nominal faiz tabii ki bundan 10-15 yıl öncesine göre yüksek. Fakat ÅŸu anda bütün dünyada faizler yüksek. ABD hazinesinin 10 yıllık kağıtları yüzde 4-5 arasında iÅŸlem gördü son bir yıl içerisinde. Yani ÅŸu anda yüzde 4’ün üzerinde. ABD hazinesi yüzde 4’ün üzerinde borçlanıyor. Genelde sizin risk priminizi (CDS) buna ekiyorlar ve o sizin spreadiniz oluyor.”
ÅžimÅŸek, seçime 2 hafta kaldığına iÅŸaret ederek, “Seçime kadar bu spekülatif amaçlı pozisyon alma, bunu teÅŸvik etme, bunu telkin etme çabaları devam edecek. Åžu anda ilave döviz talebinin ekonomik temeli yok. Ama ‘seçim sonrası geçen sene olduÄŸu gibi kur yükselir, para kazanırım’ beklentisiyle yönlendirilen bir kesim var. Ä°hracatçı bizim ucuz verdiÄŸimiz reeskont kredisi ile gidip döviz alıyor ve bekliyor. Ä°hracat gelirinin yüzde 40’ını bozdurması kuralı var. Onu da ÅŸu anda geciktiriyor. Çünkü ‘ben seçim sonrası biraz daha fazla kazanabilir miyim’ diye. Biz kuru tutmuyoruz ki kazanasın.” diye konuÅŸtu.
“Ä°lave tedbir alırız”
Kur iddialarının doğru olmadığını vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:
“Geçen sene mayısta Türk lirası mevduat faizleri yüzde 30’lar civarında. Åžu andan yüzde 53-54 civarı. O gün itibariyle beklenen enflasyona göre eksi reel faiz var. Politika faizi zaten yüzde 8,5’tu. Åžu anda piyasa diyor ki ’12 ay sonra enflasyon yüzde 36,7 olacak.’ Bunu ben söylemiyorum. 70 reel ve finans sektörü uzmanı söylüyor. Bunu dün bir gazete istismar etmiÅŸ: ‘Gizli rapor ifÅŸa oldu. Ä°ÅŸte kur ÅŸuraya çıkacak.’ Yalanlardan biri bu. Halbuki ‘gizli raporlardan ifÅŸa oldu’ yalanı Merkez Bankasının 70 finans ve reel sektörü uzmanına ‘Siz 2024’ün sonunda veya bir yıl sonra kuru nerede bekliyorsunuz?’ sorusuna cevabı, sanki seçim sonrası olacakmış gibi paketlenmiÅŸ. Bakın bunlar iyi niyetli olamaz. Lira ÅŸu anda cazip. Niye? EÄŸer yüzde 50’nin üzerinde faiz alıyorsanız, eÄŸer piyasa önümüzdeki 12 ay enflasyonu yüzde 40’ın altında görüyorsa bu ‘reel getiri var’ demektir. Enflasyon konusunda kafalar karışık. Mart ayında Enflasyon Raporu açıklanacak, mayısa kadar yükselmeye devam edecek. Yükselen yıllık enflasyon, düşen aylık enflasyon. Peki önemli önemli olan 12 aylık enflasyon deÄŸil mi? GeçmiÅŸ 12 aylık enflasyonun yatırım kararlarında bir anlamı yok. Önemli olan gelecek 12 ay. Åžimdi gelecek 12 ay piyasa yüzde 36,7 görüyor. Gelecek 24 ayda ise yüzde 20’li rakamları konuÅŸuyoruz. Piyasadan bahsediyorum. Ä°lave maliye politikasıyla birlikte belirsizlik bandı içerisinde olacağımıza inanıyorum. Olmayacağımıza inanırsak ilave tedbirler alırız. Bu da Merkez Bankasının uhdesinde olan bir konu.”
“Güçlü siyasi temeli olan bir ekonomik program inÅŸa ettik”
Güçlü siyasi temeli olan bir ekonomik program inÅŸa ettiklerini ve öngörülebilirliÄŸi arttırmayı amaçladıklarını bildiren ÅžimÅŸek, “Orta Vadeli Program’ın (OVP) özü dezenflasyon. Yani enflasyonu tek haneye düşürmek, milletimizi hayat pahalılığından kurtarmak.” diye konuÅŸtu.
ÅžimÅŸek, programla 3 yıllık perspektif sunduklarına ve bir yıllık geçiÅŸ süreci öngördüklerine iÅŸaret ederek, “Türkiye’nin kendine özgü ÅŸartları var. Geçen yıl mayısa kadar para politikası çok fonksiyonel deÄŸildi. Bunu iÅŸlevsel hale getirecek bir süreç öngördük. Ani ÅŸok tedavilerin yan etkileri büyük olabiliyor. Bankacılık sektörünün yapısını, reel sektörün bilançolarını dikkate aldık. Çalışmaların tamamı hassasiyetle götürüldü. Bu programı okumayanlar ahkam kesiyor.” ifadelerini kullandı.
Enflasyonu tekrar tek haneye, daha sonra da düşük tek haneye indirmek için hesaplar yaptıklarını anlatan ÅžimÅŸek, “Programın özünde para politikasında normalleÅŸme var. Türk lirasını güçlendirecek, destekleyecek, pozitif getiri saÄŸlayacak, kredi geniÅŸlemesini yavaÅŸlatacak, enflasyon beklentilerini çıpalayacak para politikası uygulamaya baÅŸladık. Merkez Bankasında birikimiyle, tecrübesiyle çok deÄŸerli arkadaÅŸlarımız var. Karamsarlık pompalayanlar, piyasada belirsizlik, tedirginlik yaratmaya çalışanlar, bu arkadaÅŸların çalıştıkları kurumların kapısından geçemezler.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
ÅžimÅŸek, Merkez Bankasının elinin son derece serbest olduÄŸunu, enflasyonu düşürmek için ne gerekiyorsa onu yapacağını söyledi. Geçen sene meydana gelen depremlerin etkisinin devam ettiÄŸini, inÅŸaat girdilerinin ve işçilik maliyetlerinin arttığını, yapı stokunun azalmasıyla birlikte kiraların arttığını anlatan ÅžimÅŸek, bu yıl enflasyonda deprem ve seçim etkisinin sistemden çıkacağına iÅŸaret etti. ÅžimÅŸek, tek seferlik etkilerin çıkarılması durumunda bu yıl enflasyonun düşeceÄŸini belirterek, “Enflasyon niye düşecek? Çünkü para politikası sıkılaÅŸtı, sıkılaÅŸacak. Gelirler politikası bu paralelde belirlenecek. Enflasyon temmuzun 3’ünden itibaren düşmeye baÅŸlayacak. Çünkü çıktı açığı öngörümüze göre temmuzda eksiye dönüyor. Para politikası gecikmeli etkiye sahip olacak. Maliye politikası daha hızlı etkili.” diye konuÅŸtu.
“Vergileri artırmayacağız”
Enflasyonist yeni vergi getirilmeyeceÄŸini, katma deÄŸer vergisi genel oranını, kurumlar vergisini ve gelir vergisini artırmayacaklarını vurgulayan ÅžimÅŸek, “Bu konuda çok netiz. Ama istisnaları, muafiyetleri, indirim oranlarını gözden geçireceÄŸiz.” ifadelerini kullandı. ÅžimÅŸek, maliye politikasıyla enflasyonun düşüşü için ne gerekiyorsa yapacaklarını aktardı.
Şimşek, muhalefetin ekonomi programına ilişkin eleştirilerine de yanıt vererek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Program nerede diyenler, bir zahmet programı okusunlar. Önerileri varsa getirsinler. Muhalefetin sıkıntısı bu. Hiçbiri katkı vermiyor. OVP’de sıkı para, maliye ve gelirler politikası ile yapısal dönüşüm var. Dijital ve yeÅŸil dönüşüm var. Yatırım ortamını iyileÅŸtirecek yüzlerce eylem var. Programımızın temeli saÄŸlamdır. Temel siyasi istikrardır. CumhurbaÅŸkanımız programı sahiplenmiÅŸtir.”
Kredi politikasına yönelik de deÄŸerlendirmede bulunan ÅžimÅŸek, “Kaynakları tüketime deÄŸil, üretken alanlara, yatırıma, istihdama ve ihracata yönlendireceÄŸiz. Bunu kredi politikasıyla yapacağız. Müdahaleci olacağız. Biz kredi politikasında kaynağın tüketime deÄŸil, arz yönlü üretime gitmesini saÄŸlayacağız. Bunun için ilave tedbirler gerekiyorsa alacağız.” dedi.
“Yönlendirmelere itibar edilmesin”
Şimşek, vatandaşın portföy tercihlerine saygılı olduklarını, bu tercihleri de makro ekonomik koşulların belirlediğini dile getirdi.
Türk lirasını cazip hale getireceklerini belirten ÅžimÅŸek, “TL cazip hale geldikçe dezenflasyon programı uygulandıkça, kur korumalı mevduatta (KKM) ve dolar hesaplarında çözülme öngördüğümüzü söyledik. Bu, kademeli ve piyasa koÅŸulları el verdiÄŸi ölçüde olacak. Geçen sene aÄŸustosta KKM zirveyi bulmuÅŸ. Yaklaşık 3,4 trilyon lira, bugün 1,1 trilyon lira azalmış. 3’te 1 oranına yakın azalma var. KKM’de 29 haftadır kesintisiz azalma var. Åžu anda TL mevduatın toplam mevduat içindeki payı yüzde 42’ye ulaÅŸtı. Dolar cinsinden KKM yaklaşık 141 milyar dolardan 75 milyar dolar civarına kadar indi. Bizim program çalışır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
ÅžimÅŸek, Türkiye’nin risk priminin düştüğüne iÅŸaret ederek, KKM’den çıkışın olduÄŸunu, cari açığın daraldığını, büyümenin yeniden dengelendiÄŸini ve ülkenin kredi notunun arttığını söyledi.
Son dönemde spekülatif amaçlı yönlendirmeler olduğuna dikkati çeken Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“VatandaÅŸların, spekülatif amaçlı yönlendirmelere itibar etmemesinin kendi menfaatlerine olacağını düşünüyorum. Åžu anda oturup nerede iki kuruÅŸu varsa gidip verimli olmayan alanlarda yatırıma yönlendiren bir kesim var. Bunu siyasi saiklerle ya da gerçekten de öyle düşünüp de yapan da var. Milletin düşüncelerine, deÄŸerlendirmelerine, yorumlarına, eleÅŸtirilerine saygı duyuyoruz. Fakat makro ekonomik temeli olmayan bir portföye doÄŸru yönlendirmeyi biz çok net ÅŸekilde görüyoruz. Bunun seçim arifesinde yapılmasının siyasi amaçla olduÄŸunu düşünüyoruz.”
“Sonuna kadar gideceÄŸiz”
ÅžimÅŸek, piyasanın, ABD ve Avrupa merkez bankalarının bu yılın ikinci yarısında 100’er baz puan faiz indireceÄŸini beklediÄŸini aktararak, “Bunlar da risk iÅŸtahını olumlu etkileyecek. Bizim gibi geliÅŸmekte olan ülkelere yılın ikinci yarısında daha çok kaynak getirecek. Seçim belirsizliÄŸi ortadan kalkacak. O kadar çok dedikodu üretiliyor ki. Sadece kurla ve Türk lirasıyla ilgili deÄŸil, benimle ilgili dedikodu üretiyorlar. Ben bu ülkeyi seviyorum. Makro ekonomik sorunların farkındayız. Programı kararlılıkla uygulayacağız, sonuna kadar gideceÄŸiz.” dedi.
Türkiye’nin zayıf liradan bir kazancı olmadığına iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, “Biz sırf birileri istiyor diye spekülatif amaçlı pozisyon aldı diye, TL’nin, programı bozucu düzeylerde, aşırı deÄŸersizleÅŸmesine izin vermeyiz. Buna nasıl izin vermeyiz? TL’yi cazip hale getirerek, para politikasını ve kredi politikasını daha sıkı tutarak. Çünkü TL’de likidite olması lazım ki döviz talebi olsun. Biz TL likiditesini de çok daha güçlü ÅŸekilde Hazine ve Merkez Bankası iÅŸbirliÄŸinde yöneteceÄŸiz.” ifadelerini kullandı.
ÅžimÅŸek, BirleÅŸik Arap Emirlikleri’yle yapılan 50 milyar dolarlık anlaÅŸmanın 8,5 milyar dolarlık sukuk anlaÅŸması kısmının askıya alınmasına iliÅŸkin soru üzerine, “Askıya alınmış bir ÅŸey yok. Türkiye’nin ihtiyacı olursa 8,5 milyar dolarlık uzun vadeli borçlanma imkanı var. Åžu anda piyasada elveriÅŸli koÅŸullarda borçlanmada sıkıntımız yok. Hazine bu sene iki borçlanma yaptı. Ä°kisi de Türkiye kredi notunun sanki iki kademe üzerindeymiÅŸ gibi fiyatlandı. Türkiye çok elveriÅŸli koÅŸullarda yurt dışından kaynak bulabiliyor.” diye konuÅŸtu.
Kaynak: AA