İçişleri Bakanı Soylu: 3600 ek gösterge bizim taahhüdümüzdür

İçişleri Bakanı Soylu 3600 ek gösterge bizim taahhüdümüzdür

İçişleri Bakanı Soylu 3600 ek gösterge bizim taahhüdümüzdür

İçiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu, “3600 ek gösterge bizim taahhüdümüzdür, bundan herhangi bir ÅŸekilde sarfınazar etmemiz mümkün deÄŸildir.” dedi.

İçiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu,  Balıkesir’in Ayvalık ilçesindeki Vilayetler Evi’nde düzenlenen Sivil Toplumla İliÅŸkiler Genel Müdürlüğü Merkez ve TaÅŸra TeÅŸkilatı Hizmetiçi EÄŸitim Semineri Programı’nda yaptığı konuÅŸmada, dünyanın hızla ÅŸehirleÅŸme alanında ilerlediÄŸini belirterek, bu deÄŸiÅŸime teknolojiden birçok alana kadar herkesin yaÅŸayıp ÅŸahit olduÄŸunu söyledi.

Kurumların ve kişilerin değişimi ıskalama lüksünün olmadığını vurgulayan Soylu, şöyle konuştu:

“Hem deÄŸiÅŸimi hem de dünyanın evrildiÄŸi noktayı hem de bu dünya içinde kendimizi doÄŸru tanımlamalıyız. Farklarımızı, tehdit ve avantajlarımızı doÄŸru olarak çözümlemek durumundayız. Mesela sizlerin konusu olan sivil toplumla alakalı olarak Batı ile aramızda şöyle bir fark var, Batıda sivil toplumun yükseliÅŸindeki temel motivasyon bilhassa İkinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle devletlere baÄŸlanan umutların boÅŸ çıkması ve o alanın doldurulmasına yönelikti. Bizde ise sivil toplum motivasyonunun kaynağı, güçlü devlet geleneÄŸi içinde sivil topluma dayanan ve sivil toplum için belki de bırakılan özgürlükçü ve demokratik bir alanın varlığıdır. Bu yüzden Osmanlı’daki loncalar, ayan ve vakıf gibi yapılardan oluÅŸan sivil toplum-devlet iliÅŸkisi, modern dünyada görülen sivil toplum ve devlet iliÅŸkisine oldukça benzer. Hatta Osmanlı’daki vakıf sistemi halihazırda ülkemizdeki sistemle neredeyse tamamen aynı iÅŸleyiÅŸe sahiptir. Bu alanın gücü, buranın bir özgürlükler alanı olması kendine ait bir etki alanı olmasıdır. Bilhassa yoÄŸun terör ve vesayet faaliyetlerinin olduÄŸu ülkede bu alanın korunması meselesi elbette ki çok daha önemli hale gelir. Bu alanı istismar etmek isteyen yapılara, buraya sızmak isteyen ve burası üzerinde vesayete destek olmak isteyen yapılara karşı uyanık olunmalı. Bir ÅŸekilde sivil toplum alanının güvenliÄŸini, buradaki demokrasi ve özgürlüğün güvenliÄŸini saÄŸlamak durumundayız.”

Soylu, terör örgütleri PKK ile FETÖ’nün, aşırı radikal grupların, marjinal yapıların hep sivil toplum alanını istismar etmeye çalıştığına iÅŸaret etti.

Bugün PKK’nın, Türkiye içinde finans kaynağı bulmakta zorlanmasının temel sebeplerinden birinin belediyelerle ilgili aldıkları görevlendirme kararları olduÄŸuna deÄŸinen Soylu, “Buna da çok itiraz ediyorlar ama bir taraftan da sivil toplum örgütleri üzerinden hem parayı hem insan kaynağının devÅŸirmesinin, özellikle buradaki arkadaÅŸlarımızın ortaya koyduÄŸu iradeyle engellenmesidir. Bir taraftan belediyelerdeki insan kaynağı ve para kaynağının, lojistik kaynağının transferinin engellenmesi, diÄŸer taraftan da sivil toplum marifetiyle onu istismar ederek, aslında demokrasi ve özgürlük alanını istismar ederek, aslında insanın kendine ait bir alan olarak bulduÄŸu, giriÅŸimci olarak gördüğü o alanı istismar ederek bir terör örgütünü beslemek.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aynısı FETÖ… Hakkari’de veya Şırnak’ta kurulmuÅŸ henüz bir yıllık olan sözde çocuk ya da kadın derneklerine Norveç, Danimarka, bilmem ne krallığı veya Türkiye içinde bulunan büyükelçiliklerin, bizimle hiç ilgisi olmayan İskandinav ülkelerinden 1 milyon avro ya da 900 bin dolar gibi blok bağışların gitmesi, üstelik sadece bir yıl gitmesini, öncesinin ve sonrasının olmamasını.. Oysa biz sivil toplumla da uÄŸraşıyoruz. Siz sivil toplum konusunda üstatsınız. Bir yıl olan bir bağış, öncesi olmayan, sonrası olmayan faaliyetleri izlenmeyen, faaliyetleri görülmeyen, desteklenen veya desteklenmeyen, bunun kesintili bir ÅŸekilde veya hiç olmadığı noktada bir kereliÄŸine oluÅŸabilir ÅŸekilde gündeme gelmesi elbette ki hem de binlerce kilometre öteden baÅŸka bir eylemin iÅŸareti fiÅŸeÄŸidir. Tam da PKK’nın yığınak yaptığı baÅŸka bir zaman diliminde gitmesini kim acaba hangi normal gerekçeyle izah eder?”

“PKK’nın yakıp yıktığı mahalleleri onarırken niye kimse bize 5 kuruÅŸ para göndermedi?”

ABD’deki Chrest adlı vakıftan, Türkiye’deki 18 medya kuruluÅŸu ve araÅŸtırma merkezine toplam 1,3 milyon dolar yardım geldiÄŸini aktaran Soylu, ÅŸunları dile getirdi:

“Dernek ve vakıfları anladık diyelim, bir medya kuruluÅŸuna niye Amerika’dan yardım gelir? Onun geliÅŸmesini istiyor olabilirler. Çok mu yardımseverler. PKK’nın 6-8 Ekim olaylarında yakıp yıktığı mahalleleri onarırken niye kimse bize 5 kuruÅŸ para göndermedi? İnsanların evlerini yapıyoruz orada. Altyapılarını, mahallelerini yapıyoruz. Neden göndermedi? Görevlendirme yaptığımız belediyeler yol yaparken, park yaparken, kültür merkezi yaparken, köprü yaparken, çocukları oyun alanı yaparken neden Amerika’dan, Avrupa’dan, İskandinav ülkelerinden 5 kuruÅŸ para gelmedi. Biz İdlib’de yardım kampanyası düzenlerken, Afrika’da su kuyuları açarken ne hikmetse bu ülkelerden hiç kimse bizi arayıp, ‘5 avro da biz gönderiyoruz’ demedi. Bu Chrest Vakfının yazar çizer takımı var ya Türkiye’deki eÅŸek yüküyle para alıp da bu ülkenin yöneticilerine küfreden, istiskal etmeye çalışan, aÅŸağılamaya çalışan kiÅŸiler var ya ben onların böyle neler yazdıklarını son 4 yılda tamamen çıkartırdım. İnsan olsalar utanırlar ama onlar insan deÄŸiller. Buna emin olunuz. Elin oÄŸlu seni parasıyla kullanacak. Seni ülkene ve ülkenin bütün attığı adımlara karşı istediÄŸi gibi söz söylettirecek, bu ülkenin bayrağına bu ülkenin deÄŸerlerine deÄŸil baÅŸka ülkenin bayraklarına ve deÄŸerlerine tabi olacaksın sonra da adın aydın gazeteci yazar olacak. CiÄŸerleri 5 kuruÅŸ etmez. Karakterleri 5 kuruÅŸ etmez insanlar. Onun için iÅŸimiz çok zor. Avrupa’dan Amerika’ya kadar tüm Batı avrolarını, dolarlarını siz denetlediniz, LGBTİ derneklerine akıttılar. Türkiye’nin bir eksiÄŸi bu muydu? Neden? Aile yapımızı tarumar etmek için. DeÄŸerlerimizi ortadan kaldırmak için en demokratik, en özgürlükçü ve en katılımcı alanımızı kullanmaya çalıştılar. Keza FETÖ aynı yöntemleri bu sefer ters bir akışla kullandı. Buradan kadınların bileziklerine varıncaya kadar toplayıp, yurt dışındaki kasalarını gönderdiler. ByLock yazışmalarının deÅŸifresinden hatırlayalım. Milyon dolarlar havada uçuÅŸuyordu. Kurdukları veya sızdıkları farklı yapılarla öğrenci yurtlarından derneklere kadar her yerden, teÅŸbihte hata olmaz, her yerden bunu yapmışlar, hortum gibi çekmiÅŸler.”

Bakan Soylu, sivil toplum alanındaki bu kapasiteyi doğru tahlil edip, her türlü istismardan, örgütsel faaliyetten, ülkenin güvenliğine, ahlakına yönelik bir hazırlık içinde olanların yuvalanmasından korunması gerektiğine dikkati çekti.

Siyasetin içinde olan aktörlerin bu yapılarla yan yana durup durmadıklarının, onlara cesaret verip vermediklerinin de iyi tahlil edilmesi gerektiğini anlatan Soylu, şöyle devam etti:

“Mesela bugün Sayın KılıçdaroÄŸlu birtakım ifadeler kullanmış. Polisimizin 3600 meselesi üzerinden güya eleÅŸtiri yapacak. DoÄŸrudur. 3600 ek gösterge bizim taahhüdümüzdür. Taahhüdümüzün de sonuna kadar arkasındayız ve gerçekleÅŸtireceÄŸiz. Bundan herhangi bir ÅŸekilde sarfınazar etmemiz mümkün deÄŸildir. Bu sözümüzü de yerine getirmek için Sayın CumhurbaÅŸkanımızın talimatıyla arkadaÅŸlarımız çalışıyorlar. Ancak lafa burada girip, son yıllardaki baÅŸarılarıyla huzurumuzu, güvenimizi en üst seviyeye çıkartan Türk polis teÅŸkilatını siyasetin içine çekmek, onu siyasetin bir aracı gibi göstermek KılıçdaroÄŸlu’na yakışmamıştır. DoÄŸru bir yaklaşım deÄŸildir. Yıllarca bu tahrikleri orduya yaptılar. Türk Silahlı Kuvvetlerine, kahraman ordumuza. Artık bu alışkanlıkları bıraksınlar. Fitne siyasetini bıraksınlar. Bunun üzerinde de yine İstanbul’daki eski İnönü Stadyumu’ndaki saldırıdan dolayı, PKK’nın katliamından dolayı ÅŸehit olan polislerimiz, oradaki diÄŸer ÅŸehitlerimizle alakalı da çok abes bir cümle kullandı. Dedi ki beni de itham ederek ‘Bu paranın üstüne çöktüler’ dedi. Böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Bizim çok nazik yerimizdir burası. Åžehit aileleri, gazilerimiz ve gazi ailelerimiz için biz her ÅŸeyimizi feda etmeye hazırız. Onların evlatları ve kendileri bu ülke için her ÅŸeyi feda ettiler. Onu böyle ucuz bir siyaset malzemesi haline getirmenin edepten yoksunluk olduÄŸunu düşünüyorum.”

Bakan Soylu, CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’na yönelik ÅŸu ifadelere yer verdi:

“Sayın KılıçdaroÄŸlu, biz bu dünyanın da öteki dünyanın da hesabını yaparız. Åžehitlerimizin bize emaneti olan ÅŸehit ailelerimizin, gazilerimizin ve gazi ailelerimizin her zaman emrine amadeyiz. Ne ihtiyaçları varsa da Sayın CumhurbaÅŸkanımızın talimatıyla tüm devlet emirlerine amadedir. Biz bir yere çökmüş deÄŸiliz ama biz senin nereye çöktüğünü biliyoruz. Sen FETÖ’nün kasetiyle bir partiye çöktün, hala devam ediyorsun. Bunlar yanlış iÅŸlerdir. Bu alanlara girmek doÄŸru bir yaklaşım deÄŸil. Ucuz siyaset manevralarıdır. Kahraman polisimize ‘katil polis’ diyenlerle iÅŸ birliÄŸi tutan ben deÄŸilim, sen ve senin arkadaÅŸların. ‘Polis devleti’ deyip polisimizi tahrik etmeye çalışan anlayış da tam senin zihniyetinin anlayışıdır, bizim anlayışımız deÄŸildir. DemiÅŸim ki ‘Polisimiz kendi görevini para için yapmaz.’ Çünkü polislik ÅŸerefli bir meslektir, karakterli bir meslektir, vatansever bir meslektir. Hiçbir anne ve baba oÄŸlunun kaç lira maaÅŸ aldığına bakmaz. Onun giydiÄŸi kıyafetin ve üniformanın namusuna, ÅŸerefine ve onuruna bakar. Ne demek istediÄŸimi sizin mahalle anlayamaz. Sayın KılıçdaroÄŸlu senin konuÅŸtuÄŸun adamlar da anlayamaz. DoÄŸru, Türk polisi PKK’yı, DHKP-C’yi uyuÅŸturucu tacirlerini sevmez. Çünkü yıllarca bu yapılarla mücadele etmiÅŸtir, ÅŸehitler vermiÅŸtir. Dolayısıyla PKK ve PYD’nin siyasi sözcüsü olan yapıları meÅŸrulaÅŸtıranları da meÅŸrulaÅŸtırmaya çalışanları da DHKP-C’lileri hapishanede bir kahraman gibi ziyaret edenleri de sevmez. Polisin hakkını savunacaksa önce onun sevmediklerinden kendini sıyırsın oradan bağımsızlığını kazansın ondan sonra da söyleyeceÄŸi sözü varsa söylesin. Hem bu yapılarla dirsek temasında olacaksın hem PKK’nın siyasi koluna ‘meÅŸrudur’ diyerek arka çıkacaksın hem de dönüp bu alanı istismar etmeye çalışacaksın.*

Soylu, özellikle son yıllarda yaşanılan afetler ve bilhassa yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinin, sivil toplum alanının önemini tekrar gözler önüne serdiğini söyledi.

Dünyanın hiçbir ülkesinde saÄŸlık, arama kurtarma gibi birimlerin, olası büyük bir afet ve acil durumda tüm bireylere anında ulaÅŸmasının mümkün olmadığını belirten Soylu, “1985’te Japonya ve Meksika’da yaÅŸanan depremlerde, arama kurtarma ve iyileÅŸtirme çalışmalarına sivillerin katkıları, dışardan gelen diÄŸer ülkelerin yardım ekiplerinin dikkatini çekmiÅŸtir ve bu anlayış dünyada karşılık bulmaya, yayılmaya baÅŸlamıştır. Bizde de özellikle son 2 yılda, Elazığ, İzmir, Bingöl Karlıova, Van BaÅŸkale depreminde, keza Rize, Artvin, Sinop, Kastamonu, Bartın sel afetlerinde, sivil toplum kuruluÅŸlarımızla öyle güzel bir çalışma gerçekleÅŸtirdik ki artık sahadaki ekipler birbirini tanır hale geldi.” diye konuÅŸtu.

Bakan Soylu, AFAD’ın çatı kuruluÅŸ olduÄŸu, tam bir koordinasyon içinde, milletin her ihtiyacını karşılayan, “iyilik meleÄŸi” gibi herkesin imdadına koÅŸan bir potansiyeli sahaya yansıttıklarını anlattı.

Pandemi sürecinin dünyada sivil toplum üzerinde dönüştürücü bir etki ortaya koyduğunu vurgulayan Soylu, yapılan çalışmaların, sivil toplumun genişleme biçimleri bakımından, koronavirüsle ilgili üç yeni sivil aktivizm düzeyini ortaya çıkardığını kaydetti.

Soylu, özellikle 15 Temmuz sonrasında her alanda olduÄŸu gibi doÄŸrudan CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın talimatları ve vizyonuyla, sivil toplum alanında da pek çok yeni ve modern adım atıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

“Temel hedefimiz, bu alanı istismardan korumak ve etkinliÄŸini artırmaktı. Bir ülkede sadece evrak üzerinde gördüğünüz dernek sayısının veya üye kayıt sayısının yüksek olması yeterli deÄŸil. Önemli olan bu dernek veya sivil toplum kuruluÅŸlarının etkin, çalışır ve faaliyet içinde olmasıdır. Nasıl bir büyüklük ve alanla ilgili çalıştığımızı, elbette ki buradaki arkadaÅŸlarımız biliyorlar ama kamuoyunun da daha somut olarak bilmesi için birkaç veriyi paylaÅŸmak isterim. Türkiye’de ÅŸu an için 121 bin 847 dernek var. Bu derneklerde toplam 8 milyon 446 bin 617 üye var. Bu derneklerin 2020 yılı gelir toplamı 28 milyar 302 milyon 228 bin 832 Türk lirası. 2003 yılında Dernekler Dairesi BaÅŸkanlığı kurulmuÅŸ, 2004 yılında da Dernekler Kanunu çıkarılmıştı. Bu iki adım sonrasında sivil toplum kuruluÅŸları nicelik ve nitelik açısından önemli bir geliÅŸme gösterdi. CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi ile dernekler dairemizi Sivil Toplumla İliÅŸkiler Genel Müdürlüğüne dönüştürdük ve bir adım daha ileriye taşıdık.”

“Son 10 yıl içinde dernek gelirleri yüzde 363 arttı”

İçiÅŸleri Bakanı baÅŸkanlığında, kamu kurumları, sivil toplum kuruluÅŸlarının temsilcileri ile akademisyenlerin de bulunduÄŸu “Sivil Toplum İstiÅŸare Kurulu” oluÅŸturulduÄŸunu ve geçen yıl ilk toplantısının gerçekleÅŸtirildiÄŸini anımsatan Soylu, “İlk toplantısını gönüllülük kavramı temasıyla gerçekleÅŸtirmiÅŸti. İnÅŸallah bu yıl yapılması planlanan ikinci toplantısı da ‘dernekler mevzuatı’ ve ‘sivil toplum strateji belgesi ve eylem planı’ gündemi ile olacaktır. Bunun da hazırlık çalışmaları devam etmektedir.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Soylu, 2003’te baÅŸlayan süreç içinde gerek Dernekler Dairesi BaÅŸkanlığının oluÅŸması gerekse Dernekler Kanunu’nun çıkarılmasıyla, sivil toplumun nicelik ve nitelik olarak önemli bir geliÅŸme gösterdiÄŸini vurguladı.

Bakan Soylu, “Bu süreç içinde dernek sayısı yüzde 76, üye sayısı yüzde 116 arttı. Son 10 yıl içinde de dernek gelirleri yüzde 363 arttı. 2016 yılından itibaren 1762 derneÄŸe toplam 136,7 milyon lira destek verildi, hükümetimiz tarafından. Bunda hem kurumsal kapasite artışının hem de mevzuat çalışmalarımızın önemli katkısı oldu.” ifadelerini kullandı.

2021-2023 yıllarında “Demokratik Yerel Yönetimi GeliÅŸtirmek İçin Sivil Katılımın Güçlendirilmesi Projesi”nin uygulanacağını aktaran Soylu, bunun Belediyeler BirliÄŸi tarafından fonlanacağını duyurdu.

Önemli eğitim projelerini de hayata geçirdiklerini bildiren Soylu, şunları kaydetti:

“Söz gelimi, çağımızın önemli bir sorunu olan ve sivil toplum alanını kullanmaya istekli bir konu olan kara para ile ilgili olarak kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesine yönelik eÄŸitimler 2018-2021 arasını kapsayacak ÅŸekilde planlandı. 2018 yılından itibaren toplam 11 bin 439 dernek temsilcisine bu konuda eÄŸitim verildi. Ayrıca göreve yeni baÅŸlayan dernekler denetçi yardımcılarına yönelik, kamu ve sivil toplum kuruluÅŸlarına yönelik ve genel hizmet içi eÄŸitimlerimiz de devam etmektedir. Yine önemli bir faaliyetimiz de vatandaÅŸ memnuniyet anketlerimizdir.”

Elektronik genel kurul uygulamasına geçiş süreci

Bakan Soylu, 2019 yılından itibaren 4 bin 86 sivil toplum kuruluşunun ziyaret edildiğini, bu ziyaretlerde önemli fikirler aldıklarını dile getirdi.

Önemli mevzuat çalışmaları gerçekleştirdiklerini hatırlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Åžehit ve gazi kelimelerinin taşıdıkları kutsiyet ve manadan dolayı derneklerin izinle kullanabilecekleri kelimeler arasına alınması, dernek üyelerinin mülki idare amirliklerine bildirilme yükümlülüğünün getirilmesi ve bu sayede vatandaÅŸlarımızın üyelik durumlarını e-devlet üzerinden sorgulayabilmeleri. İstifa ediyor, istifası iÅŸleme alınmıyor. Kime anlatacak derdini. Aynen FETÖ döneminde insanların başına geldi. Yol ve hareketlerini görünce ‘Ben istifa ediyorum’ diyor, sonra istifaları orada gündeme gelmiyor. Ya da baÅŸka bir yerden istifa ediyor, istifaları gündeme gelmiyor. Bunun suistimal edildiÄŸi alanları biz çok yaÅŸadık. Derneklerin her türlü iÅŸ ve iÅŸlemlerini elektronik ortamda yapabilmesine yönelik düzenleme yapılması, salgın sürecinde verilmesi gereken süreli evrak ve genel kurullar için yapılan kolaylaÅŸtırıcı düzenlemeler, DERBİS için ilçe birimlerimizden de ÅŸifre alabilme gibi pek çok alanda mevzuat deÄŸiÅŸiklikleri yaptık.”

İlerleyen günlerde yönetmelikle beraber gündeme gelebilecek baÅŸka bir adımı da paylayacağını belirten Soylu, “Aslında bitmiÅŸ olan, yönetmeliÄŸin yayınlanmasını bekleyen bir çalışmamız var. Özellikle genel kurullarla alakalı. Önümüzdeki süreçte elektronik genel kurullar yapılabilme düzenlemesini getiriyoruz ve artık elektronik genel kurullar yapılabilecek. Yine tüm iÅŸ ve iÅŸlemlerin elektronik ortamda yapılabilmesi gibi konular bizim devam eden çalışmalarımız arasındadır.” açıklamasında bulundu.

Bakan Soylu, 2018 yılında denetlenen dernek sayısının 4 bin 546 olduÄŸunu, 2019’de ise denetim sayısının 14 bin 119 olarak gerçekleÅŸtiÄŸini aktardı.

Geçen yıl salgın nedeniyle 10 bin 491, bu sene de ÅŸimdiye kadar 8 bin 767 derneÄŸin denetlendiÄŸini bildiren Soylu, “Tüm bu deÄŸerlendirmeler neticesinde varmak istediÄŸim nokta ÅŸudur: Mazimizden aldığımız bir sivil toplum kültürümüz var. Biz bu alanın gücünü de hayatlarımız için önemini de ona olan ihtiyacımızı da biliyoruz ve bunu korumak için buradan güç almak ve çocuklarımıza daha güzel bir ülke bırakabilmek için meselenin her noktasına temas etmeye çalışıyoruz. Sizlerin burada ve çalışma alanlarınızda ortaya koyacağınız emek, burada elde edeceÄŸimiz baÅŸarı, inanıyorum ki çocuklarımızın mutluluÄŸuna katkı olacaktır.” diye konuÅŸtu.

Seminer programına, Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, İl Emniyet Müdürü Hasan Onar, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Tarık Hekimoğlu, daire müdürleri ve diğer davetliler katıldı.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir