İsrail buldozerleriyle ezilerek öldürülen aktivist Rachel Corrie’nin ailesi kızlarıyla gururlu

İsrail buldozerleriyle ezilerek öldürülen aktivist Rachel Corrie'nin ailesi kızlarıyla gururlu

İsrail buldozerleriyle ezilerek öldürülen aktivist Rachel Corrie'nin ailesi kızlarıyla gururlu

Filistin’de 19 yıl önce 16 Mart’ta İsrail buldozerleriyle ezilerek katledilen ABD’li aktivist Rachel Corrie’nin ailesi, kızlarını her gün özlediklerini ve temsil ettiği değerle gurur duyduklarını söyledi.

Rachel Corrie’nin annesi Cindy ve babası Craig Corrie, kızları Rachel’in Gazze’de bir Filistinlinin evinin yıkılmasını önlemek için İsrail buldozerine karşı dururken öldürülmesinin 19. yılında AA muhabirine konuştu.

ABD’nin Washington eyaleti Olympia şehrinde yaşayan emekli çift, Rachel’i her gün özlediklerini ancak özellikle her yıl 16 Mart tarihi yaklaşırken kızlarının temsil ettiği misyona karşı ayrı bir sorumluluk duygusu hissettiklerini aktardı.

Anne Cindy Corrie, şunları söyledi:

“Sanırım her yıl 16 Mart’a yaklaştığımızda biraz endişe duyuyorum çünkü Rachel’in Gazze’deki duruma dikkat çekmek için yapmaya çalıştığı şeye karşı büyük bir sorumluluk hissediyorum. Ben sadece, onun için doğru olanı yapma zorunluluğu hissediyorum. Dünyada benim için doğru olanı yapmak istediğinden bahsetmişti ama ben onun için doğru olanı yapmak istiyorum ve bunu konuşma fırsatımız olduğuna göre, o işi yaptığımızdan ve yapmaya devam ettiğimizden emin olmak istiyorum.”

Kızının siyasi bir dava olarak algılanan bir nedenden dolayı öldürüldüğü için olayın hala konuşulduğunu belirten baba Craig Corrie, “Kızımla gurur duyuyorum, yaptıklarıyla, destek verdikleriyle ve temsil ettiği değerle. Ve bunların bir kısmı, mart ayında belki diğer zamanlardan daha fazla hatırlanıyor.” dedi.

“Dünyada birlikte olmak için daha yapıcı yollar bulmalıyız”

Rachel’in mirasının, insanları öteki olarak görmezlikten gelmeyi ya da sınıflandırmayı reddetmekle ilgili olduğunu belirten anne Corrie, kızının ABD’de hükümet dahil birçok kesim tarafından karalanan ve görmezden gelinen Filistin gibi zor coğrafyalardaki insanların hikayelerini gün yüzüne çıkardığını söyledi.

Anne Corrie, “Bence onun mirası hepimize şunu söylemektedir; yüzümüzü çeviremeyiz, birbirimize ulaşmaya devam etmeliyiz, dünyada birlikte olmak için daha yapıcı yollar bulmalıyız ve insanların, eşitliği ve insan haklarını paylaşmasına izin vermeliyiz.” diye konuştu.

“Rachel, bize muazzam miktarda fırsat ve bağlantılar bıraktı.” diyen anne Corrie, şöyle devam etti:

“Daha dün ya da önceki gün, Craig ve ben burada oturup, Filistin kültür sarayında sanat üzerine projeleri olan bir grup gençle Gazze’deki projelerimiz üzerine sohbet ediyorduk. Proje ortaklarım bu gençler, Filistin kültürünü tanıtıp öne çıkarmaya ama çoğunlukla gençlere kendilerini ifade etmeleri, kendileri hakkında olumlu hissetmeleri ve birlikte yaşadıkları durumları ele almanın yollarını bulmaları için fırsatlar vermeye çalışıyor. Kendi kendime şunu düşündüm, bir sabah Washington, Olympia’daki yemek masamda oturup Gazze’deki bu gençlerle sohbet edebilmem ne kadar inanılmazdı.”

Cindy Corrie, Rachel’in yaptıklarıyla ve hikayesiyle, öldürüldükten sonra insanların kendilerini yalnız bırakmadığına dikkati çekerek, “Geçen hafta vakfımıza gelen e-postalara baktım ve Rachel’in hikayesini ve yaptığımız işi hala takip eden insanları görmek son 19 yılın tarihi gibiydi. Birçok insan tarafından dikkate değer bir bağlantı ve dikkate değer bir özveri var.” dedi.

“Minnettarım”

Rachel’in korkunç ölüm haberiyle dünyanın her yerinden insanın destek vermek için kendilerine ulaştığını belirten baba Craig Corrie de “Bu insanlardan bazıları, hatta ABD’de ve dünya genelinde o zamana kadar bana görünmez olan Müslüman toplumu dahil, son 19 yılda bize inanılmaz arkadaş ve akıl hocaları oldular.” diye konuştu.

Anne Corrie, bu bağlamda Rachel’in en fazla hatırlandığı ülkelerden birinin Türkiye olduğuna da dikkati çekerek, Rachel’in anıldığı değişik programlar vesilesiyle İstanbul’a iki kez gittiklerini ve her seferinde olağanüstü anılarla döndüklerini söyledi.

Filistin konusunda birçok ailenin çok fazla kaybı olduğuna işaret eden Anne Corrie, “Ama bir anne baba için zamansız şekilde kaybettiği çocuğunun hatırlandığını bilmek çok şey ifade eder. Bu yüzden sadece minnettarım.” diyerek duygularını dile getirdi.

Baba Corrie de Kovid-19 salgını dolayısıyla son iki yıldır Olympia dışına pek çıkmadıklarını belirterek, Türk insanının misafirperverliğini unutmadıklarını ve bir gün Türkiye’yi yine ziyaret etmek istediklerini kaydetti.

“O kendisinden çok Filistin halkının hatırlanmasını istiyordu”

Son 19 yılda ABD’de İsrail ve Filistin konusuna bakışta olumlu anlamda bazı gelişmeler olduğuna inandığını söyleyen baba Corrie, ancak bölgedeki tüm insanları kapsayacak politika değişikliklerine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Bu yüzden, Rachel’i hatırlamaktan bahsettiğimizde, bence bu Rachel’in değerleri ve üzerinde çalıştığı şeyler olmalı. O kendisinden çok Filistin halkının hatırlanmasını istiyordu.” diye konuştu.

Vakitlerinin çoğunu kızları adına kurdukları Rachel Corrie Barış ve Adalet Vakfının faaliyetleriyle geçirdiklerini anlatan Baba Corrie, “İkimiz de emekliyiz. Bir zamanlar hayat sigortası uzmanıydım. Ama Rachel öldürüldüğünde hayatlarımız deyim yerindeyse farklı bir alana girdi. Aslında bizi, İsrail-Filistin meselesine getiren ve orada neler olduğunu bize öğreten Rachel oldu.” dedi.

Corrie cifti, Rachel’in anısına Gazze’de ve Olympia’da öğrencilere vakıf üzerinden burs verdiklerini, özellikle Gazze’de gençlere yönelik sanatsal ve kültürel projeleri destekleyerek Gazze’deki insanlarla ABD’dekiler arasındaki bağlantıyı diri tutmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.

ABD’li barış aktivisti Rachel Corrie kimdir?

ABD’nin Washington kentinde 1979’da dünyaya gelen Rachel Corrie, Uluslararası Dayanışma Hareketi (İSM) gönüllüsü bir insan hakları aktivistiydi.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinde, 16 Mart 2003’te turuncu renkli ceketini giyerek, eline aldığı megafon ile Filistinlilerin evlerinin yıkılmasına karşı çıktığı sırada İsrail Savunma Kuvvetlerine bağlı zırhlı bir buldozerle ezilerek öldürüldü.

Yabancı olduğu için İsrail’in yıkım araçlarını durdurabileceğini zanneden Corrie buldozerin önüne geçmiş ancak İsrail buldozeri Corrie’yi ezmişti.

Adı Filistin’de pek çok okul, hastane ve yeni doğmuş çocuğa verilen Rachel Corrie’nin anısına çok sayıda film yapıldı, tiyatro oyunları oynandı ve kitaplar yazıldı. Corrie’nin Filistin’den ailesine yazdığı mektuplar derlenerek, “Bırakın Tek Başıma Direneyim” başlığıyla kitap olarak yayımlandı.

Corrie’nin ölüm haberini büyük bir şaşkınlıkla karşılayan Filistinliler, “şehit” olarak nitelendirdikleri Corrie için büyük bir cenaze töreni düzenlemişti. Dünyanın her yerinde iyilik öncüsü olarak ebedileşen Corrie’nin adına Filistinlilerin Gazze’deki dramına ışık tutan çok sayıda film çekilirken İrlanda’dan Gazze’ye yardım götüren gemiye de onun ismi verilmişti.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir