İstanbul’un su kaybı yaÅŸayacağı iddiası tamamıyla gerçek dışıdır

Çevre ve Åžehircilik Bakanı Kurum, Kanal İstanbul’a iliÅŸkin,”İstanbul’un su kaybı yaÅŸayacağı iddiası kesinlikle bilimsel deÄŸildir, tamamıyla gerçek dışıdır.” dedi.

Çevre ve Åžehircilik Bakanı Murat Kurum, Bakanlık Ana Hizmet Binasında, Kanal İstanbul Projesi Çevresel Etki DeÄŸerlendirmesi (ÇED) Raporu’na iliÅŸkin basın toplantısı düzenledi.

KonuÅŸmasına Adana’da yaÅŸanan sel felaketine deÄŸinerek baÅŸlayan Kurum, bu sabah söz konusu kente gittiÄŸini, yaÅŸanan zararları en aza indirecek ve bu zararları hızlı bir ÅŸekilde telafi edecek çalışmaların talimatını verdiklerini belirtti.

Kurum, bölgede yapılması gereken projeleri tespit ettiklerine deÄŸinerek, “Hem yaÄŸmur suyu projelerine hem atıksu arıtma tesislerine iliÅŸkin hem de vatandaşımızın selden gördüğü yaraları sarmak adına yaklaşık 100 milyon lira deÄŸerinde bir kısmını bakanlığımız, bir kısmını da belediyelerimiz valiliÄŸimiz eliyle yapacağımız projelerin startını verdik ve bu çerçevede inÅŸallah Adanalı vatandaÅŸlarımızın yaralarını bir an önce saracağımızı ifade ediyor, tekrar aramıza geçmiÅŸ olsun dileklerimi iletiyorum.” diye konuÅŸtu.

Kanal İstanbul süreci

Kanal İstanbul Projesi’nin 2011’den baÅŸlayan 8 yıllık sürecini, ÇED sürecini, bu dönemdeki hassasiyetleri ve iddialara yönelik cevaplarını kamuoyuyla paylaÅŸmak istediklerini aktaran Kurum, ÇED baÅŸvuru dosyasının yaklaşık 2 yıl önce 20 Åžubat 2018’de bakanlığa sunulduÄŸunu anımsattı.

Ardından bu raporun bütün kurum, kuruluşlar ve halkın görüşlerine açıldığını anlatan Kurum, şöyle konuştu:

“Gelen görüşler doÄŸrultusunda alınacak çevreyle ilgili muhtemel tedbirlerin tamamı raporumuza bir taahhüt zinciri olarak iÅŸlendi. Son ÅŸekli verilen ÇED Raporu Bakanlığımıza sunuldu. Bakanlığımız da bu ayın 23’ünde ÇED Raporu’nu tamamladı. Bu aÅŸamadan sonra Bakanlığımız ve İstanbul Çevre ve Åžehircilik İl Müdürlüğü tarafından askıda ilan ediyoruz ve internet aracılığıyla 10 gün boyunca kurum, kuruluÅŸ ve vatandaÅŸlarımızın görüşüne açıyoruz. İlan süresi sonunda, itirazların deÄŸerlendirmesi ve eksiklerimizin giderilmesiyle birlikte tamamlayıp ÇED Raporu’nun nihai durumunu ve son halini vermiÅŸ olacağız. Åžunun altını özellikle çizmek istiyorum. Kanal İstanbul’a iliÅŸkin ÇED Raporu ve süreci Türkiye’nin en geniÅŸ katılımlı, en ÅŸeffaf süreçlerinden biri olmuÅŸtur.”

Kurum, bütün kamu kurum ve kuruluÅŸlarla açık ve ÅŸeffaf toplantılar gerçekleÅŸtirdiklerini belirterek, son toplantının da 28 Kasım’da yapıldığına deÄŸindi.

“İBB bu tutanaÄŸa herhangi bir ÅŸerh veya itiraz kaydı düşmeden görüş bildirmiÅŸtir”

Murat Kurum, bu toplantıya dair İnceleme Değerlendirme Toplantı tutanağının detaylarına ilişkin olarak şunları paylaştı:

“Kanal İstanbul Projesi için hazırlanan ÇED Raporu ve eklerinin yeterli olduÄŸunun; yapılan inceleme, hesaplama ve deÄŸerlendirmelerin yeterli düzeyde veri ve bilgiye dayandığının, ÇED Raporu’nun çevreye olumsuz etkilerin giderilmesi için gerekli önlemlerin alındığının, İnceleme DeÄŸerlendirme Komisyonu üyelerince tespit edildiÄŸi ve ÇED Raporu’na son ÅŸeklinin verilmesine karar verildiÄŸi bu tutanakta imza altına alınmıştır.

Bu tutanaÄŸa baktığınızda 44’üncü sırada İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi de bu toplantıya katılmış ve bu tutanaÄŸa herhangi bir ÅŸerh veya itiraz kaydı düşmeden, görüş bildirmiÅŸtir. İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesinin temsilcisi de ÇED Raporu’nun altına imzasını atmıştır. Åžimdi belediye baÅŸkanı çıkıp itiraz ediyor. Daha elemanının ne yaptığının farkında deÄŸil. Buraya gelip, ÇED Raporu’na imza atıyorsunuz, hiçbir ÅŸerh bildirmiyorsunuz, ondan sonra çıkıyor diyorsunuz ki ‘ben bu rapora itiraz ediyorum.’ İtiraz edeceksen toplantı tutanağına gel de ki ‘Ben buna ÅŸerh düşüyorum. Åžu ÅŸu nedenlerden dolayı bu tutanağı imzalamıyorum veya itiraz kaydıyla imzalıyorum’ diye ÅŸerh düşmen gerekirken, hiçbir ÅŸerhi düşmüyorsun ve toplantı tutanağını imzalıyorsunuz.”

ÇED sürecinde çevre hassasiyetini en üst düzeyde tutarak yürüttüklerini anlatan Kurum, “İstanbulumuzun havasına, suyuna, ormanlarına, toprağına, yeÅŸiline, gölüne, denizine, ekolojik dengesine, tamamen çevreyi ve doÄŸayı koruma eksenli bir bakışla yaklaÅŸtık ve tüm detayları bu hassasiyet üzerinden yürüttük.” dedi.

Bu süreçte de belediyeler, akademisyenler, çevre uzmanları, kurum ve kuruluÅŸlarla ve STK’larla çok geniÅŸ katılımlı görüşmeler yaptıklarını anlatan Kurum, “ÇED Raporu, 1595 sayfalık, ekleriyle birlikte 16 bin sayfa olan bir rapor. Bu rapor sürecinde ön açıcı fikirleri, destekleri için 56 kurum ve kuruluÅŸumuza, belediyelerimize, üniversitelerimize, 200 bilim adamımıza, medyamıza ve vatandaÅŸlarımıza ayrı ayrı teÅŸekkür ediyorum.” diye konuÅŸtu.

İstanbul BoÄŸazı’nın bugünkü durumu ve Kanal İstanbul Projesi’nin neden yapıldığına iliÅŸkin bilgi veren Kurum, İstanbul BoÄŸazı’ndan geçen gemi yoÄŸunluÄŸu ve deniz trafiÄŸine dikkati çekti.

GeçmiÅŸte günde 2 gemi geçerken, bugün İstanbul BoÄŸazı’ndan günlük ortalama 150 ve yılda ise 50 bin gemi geçtiÄŸini anlatan Kurum, “Teknolojik geliÅŸmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi, tehlikeli maddeleri taşıyan gemi geçiÅŸlerinin artması, dünya mirası İstanbulumuz üzerinde büyük bir baskı ve tehdit oluÅŸmuÅŸ durumdadır.” ifadesini kullandı.

Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı olarak bu süreci, boÄŸazdaki tüm hareketi ve Marmara Denizi’ni 91 istasyonla 7 gün 24 saat izlediklerini anlatan Kurum, “Bugün İstanbul BoÄŸazı’ndan geçen gemilerin tonajlarına baktığımız zaman, 2010 yılında İstanbul BoÄŸazı’ndan 672 milyon gross ton gemi geçerken, 2018 yılında 849 milyon gross ton gemi geçmektedir. Bu tablo dünyadaki globalleÅŸmenin, ticaretin artmasıyla birlikte de her geçen gün katlanarak artmaktadır. Yani gemi azalsa bile geminin hacmi taşıdığı yük miktarı artmaktadır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bu durumun gemilerin hem manevra kabiliyetini azalttığını hem de boğazdaki kaza riskini ciddi oranda artırdığına işaret eden Kurum, özellikle akaryakıt ve tehlikeli madde taşıyan gemilerin oluşturduğu tehditlere dikkati çekti.

Güvenli alternatif yollar

İstanbul BoÄŸazı’nda yılda ortalama 8 kaza meydana geldiÄŸini anlatan Kurum, bu tablo göz önüne alındığında 2011’den bugüne, Karadeniz’i Marmara Denizi ve Akdeniz’i baÄŸlayan güvenli alternatif yolların aranmaya baÅŸlandığına dikkati çekti.

Murat Kurum, şunları kaydetti:

“Hem boÄŸazlardaki su kalitesi hem vatandaÅŸların can ve mal güvenliÄŸi, orada yaÅŸayan canlıların o kirlikten uzaklaÅŸacak dünya incisi İstanbul BoÄŸazı’mızı koruyarak, gelecek nesillere daha iyi aktaracağımız bir proje yapılması gerekliliÄŸi ortaya çıkmıştır. Bu gereklilik neticesinde çok geniÅŸ katılımlı yapılan istiÅŸareler sonucunda sanki bir tane güzergah belirlenmiÅŸ ve o güzergah üzerinde ısrar edilir gibi bir ifade kullanılmaktadır. Aksine bu proje için 5 ayrı alternatif güzergahlar belirlenmiÅŸtir. Bugün bu güzergahlar birbirleriyle kıyaslanmış, İstanbulumuz için en doÄŸru hat neresiyse bu hat belirlenmiÅŸ. Bugün Küçükçekme Gölü ile Karadeniz’i birbirine baÄŸlayan 45 kilometrelik Kanal İstanbul güzergahı belirlenmiÅŸtir.”

DiÄŸer alternatif güzergahları tablodan gösteren Kurum, “Aksine 5 alternatiften en doÄŸru olanı, o 200 bilim adamımızın, 56’ya yakın kamu kurum ve kuruluÅŸunun katılımıyla yapılmış ve bu güzergahlara ait koridorlar mevcut veriler ışığında genel, ekonomik, teknik çevresel etkileri mukayese edilerek ve en son bugün kullanmış olduÄŸumuz Kanal İstanbul güzergahı belirlenmiÅŸtir. Bu çerçevede çalışmalar baÅŸlatılmıştır.” dedi.

Bakan Kurum, çalışmalara 2017 Temmuz itibarıyla başladıklarını, etüt proje için ihaleye çıktıklarını ve işlemlerin tamamlanması için de 8 Ağustos 2017 itibarıyla proje sürecinin başladığını sözlerine ekledi.

“İstanbulumuz için en doÄŸru hat belirlenmiÅŸtir”

Bakan Kurum, “Kanal İstanbul Projesi için 5 ayrı güzergah birbiriyle kıyaslanmış, İstanbulumuz için en doÄŸru hat belirlenmiÅŸtir.” dedi.

Kurum, “İstanbul’un su kaybı yaÅŸayacağı iddiası kesinlikle bilimsel deÄŸildir, tamamıyla gerçek dışıdır.” ifadelerini kullandı.

Kanal İstanbul Projesinin ÇED Raporu’na iliÅŸkin Bakan Kurum,”Yer altı ve yer üstü kaynaklarını koruyacak tüm özel önlemler raporda kurgulanmıştır.” dedi.

Çevre ve Åžehircilik Bakanı Kurum, Kanal İstanbul’un depremi tetikleyeceÄŸi iddiasının da bilimsellikten uzak olduÄŸunu söyledi.

“25-35 milyar liralık lüzumsuz maliyet yükleneceÄŸi iddiası asılsızdır”

Bakan Kurum, “25-35 milyar liralık lüzumsuz maliyet yükleneceÄŸi iddiası asılsızdır, gerçek dışıdır ve kasıtlıdır.” diye konuÅŸtu.

Çevre ve Åžehircilik Bakanı Kurum, “Kanalla yapılması gereken İBB’ye ait altyapı tesislerinin yeniden yapım maliyetleri 10 milyar lirayı bulmamaktadır. Bu konudaki maliyet çalışmaları İBB’nin ilgili kuruluÅŸlarıyla yapılmıştır.” dedi.

“Hafriyatın depolanacağı yerler İstanbul’daki döküm sahaları içerisinde deÄŸil”

Kurum, “Kanal inÅŸaatından çıkacak hafriyat miktarı 1,15 milyar metreküp. Hafriyatın depolanacağı yerler İstanbul’daki döküm sahaları içerisinde deÄŸil.” diye konuÅŸtu.

'İstanbul'un su kaybı yaşayacağı iddiası kesinlikle gerçek dışıdır'

Kanal İstanbul animasyonla anlatıldı

Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı, hazırladığı animasyon ile Kanal İstanbul Projesi’nin detaylarını paylaÅŸtı. Kanal İstanbul’un güzergahının çizildiÄŸi animasyonda, proje “binlerce yıllık ÅŸehirler ÅŸehri İstanbul’un modern çehresi” olarak nitelendirildi.

Projenin, Küçükçekmece Gölü ve Sazlıdere Barajı’ndan geçerek Terkos Gölü’nün doÄŸusundan denize baÄŸlanacağının belirtildiÄŸi animasyonda, ÅŸunlar kaydedildi:

“Uluslarası su yolluyla trafik yükü hafifletilirken, yeni güzergahla BoÄŸazı tehdit eden deniz trafiÄŸi seyir emniyeti saÄŸlanıyor. Marina alanındaki yatların manzarası kanalın doÄŸal güzelliÄŸi ile sıra dışı tablolara dönüşüyor.”

Animasyonda Kanal İstanbul Projesi’nin güzergahı üzerinden kuÅŸ bakışı görüntüler yer alırken, ÅŸu deÄŸerlendirmelere yer verildi:

“Her biri eÅŸsiz tasarımlara sahip köprüler lüks ve elveriÅŸli bir yaÅŸamın ayrıcalıklarını da birbirine baÄŸlıyor. Her iki yakanın kanalın altından bir tünelle birleÅŸtirildiÄŸi Halkalı Isparta Kule Banliyö Hattı, güvenli konforlu hızlı ulaşımı maksimum seviyeye çıkarıyor. Kanalın sahil hattında oluÅŸturulan yeÅŸil alanlar yüksek bir yaÅŸam standardı sunuyor.”

Proje “YeÅŸilin ve 21’inci yüzyılın modernizminin anlamlandığı asrın projesi” olarak nitelendirilirken ÅŸu bilgiler paylaşıldı:

“Kanal İstanbul’un göz dolduran sahil hattı insanlara eÅŸsiz bir manzarada ulaşım imkanı saÄŸlıyor. Asrın projesinde, iki yakanın köprü ve tünellerle baÄŸlanarak trafik sorununun yaÅŸanmayacağı modern bir kent doÄŸuyor. DoÄŸanın cömertçe kucak açtığı 167 milyon metrekarelik butik ÅŸehirlere dönüşüyor. Geleneksel dokuların modern ve teknolojik unsunlarla birleÅŸtiÄŸi alanlarda yepyeni bir hayat yeÅŸilleniyor. Gücünü doÄŸadan alan konforlu konut alanları, sıra dışı mimariye sahip alanları oluÅŸturuyor.”

Dünyanın en önemli ulaştırma projelerinden biri olacak

Animasyonda yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle havadaki dengeleri deÄŸiÅŸtirecek mega yapı olan İstanbul Havalimanı’yla asrın projesi olarak nitelendirilen Kanal İstanbul’un, Türkiye ve dünyanın en önemli ulaÅŸtırma projelerinden biri haline geleceÄŸinin altı çizildi.

Açıklamada, Kanal İstanbul güzergahında emniyetli gemi trafiğinin sağlanması veya kaza anında müdahale için güzergahtaki yanaşma alanlarının, maksimum gemi boyları ve seyir için gerekli diğer faktörler gözetilerek özenle dizayn edildiği vurgulandı.

Animasyonda proje ile ilgili ÅŸu deÄŸerlendirmelere yer verildi:

“Kıtaları baÄŸlayan güç merkezi olmanın verdiÄŸi kuvvetle Karadeniz Limanı’na yanaÅŸacak yük gemileriyle bölgenin ticaret hacmi geliÅŸiyor. Kanalın Karadeniz giriÅŸine emniyetli bir ÅŸekilde iÅŸleyebilmesi için dayanıklı dalgakıranlar ve yeÅŸil enerjiyi kullanan rüzgar tribünleri inÅŸa ediliyor. Kanal İstanbul hem uluslararası ulaÅŸtırma koridoru olacak ÅŸekilde hizmet verecek su yolu olması hem de Türkiye’de anlayışları deÄŸiÅŸtiren modern kent oluÅŸturulmasında yeni bir dönem baÅŸlatıyor.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir