“Kalp, beden için ne kadar önemliyse ramazan da aylar içinde o kadar önemlidir”

Kalp, beden için ne kadar önemliyse ramazan da aylar içinde o kadar önemlidir

Kalp, beden için ne kadar önemliyse ramazan da aylar içinde o kadar önemlidir

Ä°lim camiasının önde gelen müderrislerinden Ekinci ”Kalp, beden için ne kadar önemliyse, ramazan da aylar içinde o kadar önemlidir. Ramazanı ibadet, sadaka, merhamet ve ÅŸefkatle geçirirsek inÅŸallah diÄŸer aylar da hayırlı bir ÅŸekilde geçer” dedi.

GüneydoÄŸu’daki ilim camiasının önde gelen müderrislerinden Muhammed Salih Ekinci, Arapça ve Türkçe eserler kaleme almasının yanı sıra Konya’daki eÄŸitim müessesinde talebe yetiÅŸtirme çalışmalarını da sürdürüyor.

Mardin’in Kızıltepe ilçesinin AlipaÅŸa köyünde 1953’te dünyaya gelen Ekinci, küçük yaÅŸtan itibaren dönemin alimlerinden Kur’an-ı Kerim, kelam, fıkıh, hadis, usul, belagat ve tasavvuf alanında dersler aldı.

Åžeyh Muhammed Arabkendi’nin yanında eÄŸitimini tamamlayarak icazet alan ve özellikle sünnetin dindeki yerine iliÅŸkin kitaplar yazan Ekinci, Konya’nın Selçuklu ilçesi Aydınlık Mahallesi’ndeki müessesesinde 1991’den bu yana Ä°slami ilimler alanında talebe yetiÅŸtirmeye devam ediyor.

Ekinci, “Türkiye’nin YaÅŸayan Ä°lim Hazineleri” haber dosyası kapsamında hayat hikayesi, ilmi çalışmaları, Ä°slami ilimlerin önemi, Ä°slam dünyasında son dönemde varlık gösteren ÅŸiddet ve terör eÄŸilimli akımlarla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

SORU: “Mübarek ramazan-ı ÅŸerif ayı içerisindeyiz, lakin bu yıl farklı bir ramazan yaşıyoruz. Koronavirüs salgını nedeniyle Müslümanların çoÄŸunlukla zamanlarını evde geçirdiÄŸi bugünler için tavsiyelerinizi ve hislerinizi öğrenebilir miyiz?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Cenabıhak, ramazan ayını en mübarek ay kılmıştır. Ramazan, ibadet, maÄŸfiret, Kadir Gecesi’nin içinde bulunduÄŸu aydır. Ramazanın diÄŸer aylar içindeki yeri kalp gibidir. Kalp, beden için ne kadar önemliyse, ramazan da aylar içinde o kadar önemlidir. Ramazanı ibadet, sadaka, merhamet ve ÅŸefkatle geçirirsek, inÅŸallah diÄŸer aylar da hayırlı bir ÅŸekilde geçer. Ramazanı ibadetle geçirmezsek, maalesef öbür aylar da güzel geçmez. Ramazan, harman ayıdır. Çiftçiler için harman ayı senenin belli döneminde olduÄŸu gibi Müslümanlar için de ramazan, harman ayıdır. Ramazan, Kadir Gecesi’nin içinde bulunduÄŸu aydır. Kadir Gecesi’ni, ramazanın içinde aramamız ve ihya etmemiz lazım. Kadir Gecesi’ndeki ibadet, bin aydan daha faziletli, daha hayırlıdır. Bu fırsatı Müslümanların kaçırmamaları lazım.

Müslümanlar, koronavirüs nedeniyle ramazanda camilerden mahrum oldu. Herkes, koronavirüsle mücadele sürecinde kendi evini cami yapacak. Hazreti Musa’nın döneminde Firavun, Beni Ä°srail’e açık ibadeti yasaklamıştır. Hazreti Musa, kavmine, ‘Kendi evlerinizi ibadetgah ve cami yapın.’ demiÅŸtir. Koronavirüs nedeniyle camilerden mahrumuz ama elimizde imkanımız var. Hepimiz ramazanda evimizi ibadetgah yaparak ailemiz, çocuklarımız ve büyüklerimizle dini sohbetler yapmamız, Kur’an-ı Kerim’i okumamız, cemaatle teravih namazlarını kılmamız lazım. Koronavirüsten ibret ve ders almamız lazım. Cenabıhak, koronavirüs hastalığını da Müslümanlara ibret vesilesi kılsın.”

SORU: “Ãœlkemizin zor zamanlar geçirdiÄŸi yıllarda yetiÅŸtiniz ve Türkiye’nin farklı dönemlerine ÅŸahitlik ettiniz. YaÅŸadığınız çeÅŸitli zorluklara raÄŸmen ilim/bilgi yolunda yürümeye gayret ettiniz. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Mardin’in Kızıltepe ilçesi AlipaÅŸa köyünde doÄŸdum. Babam alimdi ve sufi bir zattı. Bundan dolayı babam beni ve diÄŸer kardeÅŸlerimi hep ilim yoluna yönlendirdi. Ä°lmi çalışma ve faaliyetlerimize zor ÅŸartlarda, hem siyasi olarak zor ÅŸartlarda hem de fakirliÄŸin, imkansızlığın, parasızlığın içinde baÅŸladık. Devam ettik, sonuna kadar götürdük.

Ä°slami eÄŸitim, medrese eÄŸitimi yasaktı. O zaman devlet güçleri sıkı takibat yapıyordu. Bazen de yerel ÅŸartlardan, ülke hep Müslüman olduÄŸundan veya bazı idarecilerin, bazı dini hissiyatlarından dolayı göz yumuluyordu. Göz yummasaydılar zaten bu iÅŸin devamı mümkün olmayacaktı. Biliyorsunuz bir dönem Türkiye’de Ä°slami ilimler tedrisatı yasaklanmıştı. Siyasi hükümetlerin inisiyatifine ve ÅŸartlara göre baskı bazen artıyor, bazen hafifliyordu.”

“Muhammed Arabkendi’nin son talebesiyim”

SORU: “Hangi hocalardan ders aldınız?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Ä°lk tahsili Molla Abdülaziz Hoca’da yaptık. Sonradan Molla Hadi Dalar, Åžeyh Molla Fahreddin-i Arnasi’den mantık okuduk. Muhammed Emin Er Hoca’dan bir miktar mantık, bir miktar miras ilmi okuduk. Miras ilmini ondan öğrendik. Sergelya köyünden Molla Abdullah’tan ders aldık. Molla Abdussamed de salih, alim, aziz bir insandı. Ondan da fıkıh ve mantık dersi aldık. Molla Abdülhamid vardı, Halile köyünden. Åžeyh Muhammed Arabkendi’nin en zeki talebelerinden biri, hala yaşıyor. Ondan da mantık ilminden bir kitap okuduk. Yaklaşık bir aya yakın ondan ders aldık.

Åžeyh Muhammed Arabkendi Hoca’mız 20-30 sene boyunca insanları ilim yolunda yetiÅŸtirdi, büyük alimler yetiÅŸtirdi. Ben en son talebesiyim. 2-3 sene ondan ders aldım. Hoca ondan sonra tasavvufla iÅŸtigal etti. Ä°nsanları tarikat, tasavvuf yoluyla yetiÅŸtirmeye yoÄŸunlaÅŸtı. En son önemli kitapları, ilimleri bu zattan okudum. Ä°lmimi onda bitirdim, icazet aldım. Sonradan bizi tasavvuf yoluna yönlendirdi. Seyru süluk derslerini de ondan aldık. En son tarikat icazeti de verdi bize ve onunla devam ettik vefat edene kadar. Vefat edince de onunla beraberdik. Ankara’da Ä°bni Sina Hastanesi’nde 1987’nin nisan ayında vefat etti.”

“Sahabe Dönemi kitabım Åžii düşüncelerine karşı siper oldu”

SORU: “Eserlerinizden de bahseder misiniz, ilk kitabınızı ne zaman yazdınız?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “18-19 yaşımda medresenin sıra kitaplarını bitirdim. BitirdiÄŸimiz sene de mirasla ilgili bir kitap hazırladım. Åžimdi bu kitabı okutuyorum. Tabii böyle kitap yazma usulü medreselerde yoktu, fazla yoktu. Böyle bir hevesimiz vardı ama büyük ÅŸehirlerde deÄŸildik, köylerdeydik. Köylerde insanı yazmaya teÅŸvik edecek hadiseler fazla olmuyor ama hep düşünüyorduk. 30 küsur yaşındayken Ä°bn-i Malik’in Elfiye’sinin ÅŸerhine yazdığım haÅŸiye yayımlandı. Bunları 32-33 yaşımda Arapça yazdım. Mirasla ilgili risaleyi de Arapça yazdım.

Daha sonra bu Ä°ran çıktı Ä°slam aleminde. Ä°nsanlar ondan etkilendiler. Åžiilik düşüncelerini yaymaya baÅŸladılar. Bunun münasebetinden dolayı ‘Faslul Hitab fi Mevakıfi’l-Ashab’ kitabını yazdım. Türkçe ismi ‘Sahabe Dönemi’. Bu Türkçe de defalarca basıldı. Ä°lk tercümesi 1985-1986’da basıldı. Elhamdülillah bu kitap Türkiye’de, ÅžiiliÄŸin yayılmasını engellemekte mühim bir vazife gördü. Çok faydası oldu. Siper oldu, çok ÅŸeyleri engelledi. Bu hususları hem kısa hem tahkikli hem de ihatalı bir ÅŸekilde anlattım. Daha sonra “Sahabeye Dil Uzatanlara Cevaplar” adında küçük bir kitap yazdım. Bu kitapta da Åžii mezhebini ele aldım. ÅžiiliÄŸin mezhepçi ve ehlisünneti hedef alan iddialarını kökten çürüttüm.”

“PKK terör örgütü medreseye raÄŸbeti azalttı”

SORU: “PKK’nın bölgedeki eylemleri medreselerin eÄŸitimini nasıl etkiledi?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Halk medreseyi sevdiÄŸinden dolayı hiçbir grup orada medreseyi doÄŸrudan hedef alamaz. Çünkü hedef alırsa kaybeder. Direkt hedef almazlar ama ne yapabilirler? Halkı etkilerler. Kendi yıkıcı düşünceleriyle gençleri etkilerler. Nitekim bu sebeple medreseye raÄŸbet azaldı. Dini, itikadi inanç açısından yöre halkını çok etkilediler. Bahusus okumuÅŸ insanları çok etkilediler. Çünkü bu örgütler bölgenin gençlerini, okumuÅŸ insanları takip ediyorlar. Onlara yardım ediyorlar, kitaplar tavsiye ediyorlar. Kendi kitaplarını veya kendilerinin belirlediÄŸi kitapları teÅŸvik ediyorlar. Bundan dolayı bu örgütlerin menfi etkileri haddinden fazla olmuÅŸtur. Ä°nanç, ahlak açısından haddinden fazla etkileri olmuÅŸtur.”

SORU: “EÄŸitim faaliyetlerinizin kapsamı nedir?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Medresede yaptığımız iÅŸ, yenilemektir. Yani eskiyi, kadimi muhafaza etmek ve yeni ihtiyaçları da karşılamak. Zaten bununla ilgili hazırladığımız iki kitap var. Biri, “Islahu’l Medaris (Medrese EÄŸitiminde Yenilik)”. Bunun tercümesi var. Bir de “Edebü’l Alim ve’l Müteallim ve Menhecü’t Talim ve’t Teallüm” adında bir kitap. Yani Hoca-Talebe Arasındaki Adap ve Öğrenme-Öğretme Yöntemi. Bu, ondan daha önemli bir kitap. Bu da tercüme ediliyor ÅŸimdi. Medrese kitaplarının üzerine, en önemli kitapların takriben hemen hemen tümünün üzerine haÅŸiye yazmak nasip oldu. Böyle 10 küsur kitap üzerine haÅŸiyele çalışmam var. Bir de yetiÅŸtirdiÄŸimiz yüzlerce hoca, binlerce talebe var.”

“Medrese Ä°slam’ın bekçiliÄŸini yaptı, nizamı saÄŸladı”

SORU: “Medresenin Ä°slam dünyası için önemi nedir?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Medresede asalet ve muasaratı (çaÄŸdaÅŸlığı) mezcetmek istiyoruz. Asalet nedir? Ä°slami ilimleri kökten öğrenmek ve böyle merhale merhale giderek sonuna kadar öğrenmek. Bu asalet ancak medreselerde var. Biz neden dolayı medrese üzerine ısrar ediyoruz? Ä°lmin asaletini muhafaza etmek için. Ayrıca ıslah, yenilik teklif ediyoruz ki muasaratı onunla cem etmek, birleÅŸtirmek için.

Medrese, Mekke-i Mükerreme’de Darülerkam’dan baÅŸlamış, sonradan Mescid-i Nebevi’ye gelmiÅŸ, Suffe’ye intikal etmiÅŸtir. Bu ÅŸekilde devam etmiÅŸtir. Medrese; Ä°slami ilimler öğrenmek, Ä°slam ÅŸuurunu vermek, Ä°slam’ın akidesini, ahlak temellerini, fıkhı muhafaza etmek ve geliÅŸtirmek için kurulan müessesedir. Medrese Ä°slam tarihinde bunları yapmıştır ve itidal çizgisini, mutedil Ä°slam anlayışını muhafaza etmiÅŸtir. Ä°tidal çizgisi, Bakara 143. ayetinde ifade edildiÄŸi üzere mutedil, adil ve ölçülü Ä°slam anlayışı. Yani ne aşırılık ne de gevÅŸeklik. Ne ifrat ne tefrit. Ä°tidal çizgisi üzerinde yürüyen anlayış. Medrese bu anlayışı yaÅŸatır. Bu, böyle geliÅŸmiÅŸtir.

Medresenin en önemli özelliklerinden biri de Ä°slam tarihinde Ä°slam’ın bekçiliÄŸini yapmıştır, nizamı saÄŸlamıştır, kargaÅŸanın önüne geçmiÅŸtir. Ä°nsanların imanını, iman esaslarını, güzel ahlakı, Ä°slami ilimleri muhafaza etmiÅŸ, yaygınlaÅŸtırmış ve pekiÅŸtirmiÅŸtir.

Medrese aynı zamanda Müslümanlara siyasi ÅŸuur vermiÅŸtir. Ä°slam’a karşı siyasi, askeri, bozgunlukçu, ifsad eden aykırı düşüncelere karşı tedbir almış, bunlara karşı siper olmuÅŸ ve bekçilik yapmıştır. Genelde medrese ehlisünnet akidesi üzerine devam etmiÅŸtir. Zira ehlisünnet akidesi asıl Ä°slam akidesidir, ana yoldur. Ä°slam’ı asıl temsil eden, ehlisünnetin akidesi ve fıkhıdır.

Türkiye’de veya Türkiye’nin mevcut coÄŸrafyasında önemli iki müessese vardı, ÅŸimdi de devam ediyor. Nasıl devam ediyor? Ä°smi devam ediyor ama eskisi kadar kuvvetli mi deÄŸil mi o ayrı? Birincisi, medrese. Medrese, ehli sünnet akidesi ve esaslı bir ilmi zemin üzerine kurulan müessesedir. Ä°kincisi ise Türkiye coÄŸrafyası tasavvufa baÄŸlı bir toplumdur. Bu toplum tasavvufa baÄŸlı, yüzde 90’ının bir ÅŸekilde tasavvuf bağı, etkilenmesi vardır. Bu iki müessese insanı hatalardan, fevri hareketten koruyor. Hem ilme, ilmin, takvanın temel esaslarına baÄŸlı kılıyor hem de insanı fevri hareketten koruyor. Daha akıllı ve ilmi davranmaya sevk ediyor. Bu iki müessese Türkiye’yi böyle yanlış hareketlerden, aşırılıklardan korumuÅŸtur ama baÅŸka ülkelerde bu iki müessese Türkiye’de olduÄŸu kadar yoktur. Bundan dolayı oralarda fevri, akla, maslahata uymayan hareketler daha fazla oldu, ortam daha müsait.”

SORU: “Ä°slam’da terör, terörizm ve tekfircilik var mıdır?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Terör ayrı bir ÅŸeydir, Ä°slam cihadı ayrı bir ÅŸeydir. Ä°slam cihadı, ümmet üzerine farzdır ama cihadın deÄŸiÅŸik çeÅŸitleri vardır. Sözle, kalemle, mal ile cihad, bir de savaÅŸ cihadı vardır. Zamanı geldiÄŸinde savaÅŸ cihadı da farzdır, vaciptir, ÅŸartlar yerindeyse. Åžartların yerinde olması ne demek? Müslümanlar mesela toprakları ve deÄŸerleri iÅŸgal edildiÄŸinde, gavurlara karşı cihat edip galip gelebilecek durumdaysa o zaman cihadın zamanı gelmiÅŸtir, ÅŸartları oluÅŸmuÅŸtur.”

SORU: “FETÖ gibi bazı yapılanmalar, Ä°slam’ı, tasavvufu kullanarak Müslümanların olduÄŸu bir toplumda darbe giriÅŸiminde bulunuyorlar. Bunu yaparken de Hazreti Muhammed’i sık sık rüyalarında görerek ondan iÅŸaretler aldığını iddia ediyorlar. Siz bu tür yapıları nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Bir ÅŸey söylüyorum, genel olarak söylüyorum. Ä°slam’ın düşmanları, en ÅŸiddetli düşman kimdir? En ÅŸiddetli düşman… Amerika Müslümanlara düşmandır. Avrupa da Müslümanları sevmez. Bir insan Ä°slam’a hizmet vermek adına onlara sığınıyorsa, orada korunuyorsa, o insanlara, o cemaate hiçbir zaman güven yoktur ve hayır beklenmez onlardan.”

“Ne zaman Ä°slam’a dönersek o zaman gücümüz de olacaktır”

SORU: “Müslümanlara tavsiyeleriniz neler?”

MUHAMMED SALÄ°H EKÄ°NCÄ°: “Tavsiyelerimiz bellidir. Neden dolayı biz bu duruma düşmüşüz? Asıl ona bakmamız lazım. Tek sebebi Ä°slam’dan ayrılmamızdır. Dine baÄŸlılığımızın zayıflamasıdır. Ä°lim, takva, Allah korkusu, davet ve tebliÄŸin hayatımızda yer almamasıdır. Bu sebepten dolayı bu duruma düşmüşüz. Ãœmmetin sonu neyle ıslah olur? Başı neyle ıslah olmuÅŸsa sonu da onunla ıslah olur. Ne zaman Ä°slam’a dönersek, o zaman birleÅŸmemiz, ÅŸuurumuz, gücümüz de olacaktır. Çünkü Ä°slam; kuvvet edinmeyi, güç kazanmayı emrediyor. Yani tek kelime Ä°slam’a dönüş, çare budur. Ä°slam’a dönüş de kapsamlı, geniÅŸ bir tabirdir. Onun tafsilatı, teferruatı çoktur.

Gençler, okuyabilen ilim tahsil etmeli, medrese okumalıdır. Tabii vakti veya ÅŸartları müsait deÄŸilse kitap okumalıdır. Makbul alimlerin ve yazarların kitaplarını okumalıdır, her kitabı deÄŸil. Bir de devamlı güvenilir alimlere müracaat etmek gerekir. Güvenilir alimlere müracaat edilmezse büyük hatalara düşülür. Hatta bir insan saÄŸlam kitaplar okusa da her ÅŸeyi çözemeyebilir, bazı ÅŸeyleri anlamayabilir. Bu durumda, takıldığı, şüphe ettiÄŸi yerlerde güvendiÄŸi alimlere müracaat etmelidir. Alimlerle irtibatı koparmamak gerekir. Ä°nsan bu ÅŸekilde doÄŸru yolu bulur. Bir de sohbetler, programlar yapmamız, birbirimize yardımcı olmamız lazım.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir