Keşke ağlayıp, Feto’ya “dön gel” deseydin! – Ali Karahasanoğlu

Sözcü yazarları FETÖ propagandası yaptıkları için cezayı yiyince..

Her ceza yiyeni masum gösterebilmek için, karşı atağa geçip bir savunma geliştirmiş.

7 Kasım 2015 milletvekili seçimlerinden hemen bir hafta önce..

29 Ekim 2015 tarihinde.

Hem de Cumhuriyet Bayramı gününde yayınlanan yazısında..

Şimdi cemaati savunma zamanı” başlığı ile yazı kaleme alan Emin Çölaşan için de, 3.5 yıl hapis cezası aldığı bilgisini verdikten sonra, şu başlığı atmışlar: “Ağlayıp FETO’ya ‘dön gel’ mi dedi”..

Ben de diyorum ki..

“Şimdi cemaati savunma zamanı” başlıklı yazı kaleme alana kadar.

Keşke..

Ağlayıp.. Feto’ya, “Dön gel” deseydi..

FETO da, Tayyip Erdoğan’ın sözünü dinlemedi ama.

Belki Emin Çölaşan’ın sözünü dinlerdi..

Türkiye’ye gelirdi.

Ve bugün cezaevinde olurdu..

Yurtdışından Türkiye’yi karıştırmaya devam edemezdi..

FETO’nun Türkiye’ye dönmesini istemek bir yana..

Sözcü’nün, “bunu bile yapmadı” diye savunup, verilen cezanın haksız olduğunu iddia ettiği Emin Çölaşan’ın 4 sene önceki yazısını nereye koyacağız?

Başka bir gazetede değil.. 

Yine Sözcü gazetesinde yayınlanmış bir yazıdan bahsediyoruz.

Hatta.

Dün itibari ile internet sitelerine girdim..

İbreti alem olması için, orda durmasını da istiyorum..

Yazı hâlâ orda duruyor ve başlığı aynen şu: “Şimdi cemaati savunma zamanı”

Hani yazının içeriğine bakarsınız, farklı bir bakış açısı vardır.

“Tek başına, başlıktan sonuç çıkarmak, haksızlık olur” dersiniz..

Ama.. Yazının içeriğine baktığımızda.

Çok daha vahim ifadelerle karşılaşıyoruz.

Mesela?

Mesela, önce dindar insanlara küfürle başlıyor, yazıya, Emin Çölaşan!

“Cumhuriyet Bayramı hepimize, Mustafa Kemal Atatürk’ün laik ve uygar Cumhuriyet rejiminin düşmanlarına, ülkemizi soyan eşkıya güruhuna, Cumhuriyet’in vatandaşlığını çok görüp, Osmanlı’nın kulluğu hayaliyle yaşayan din tüccarı onursuzlara bile kutlu olsun.”

“Osmanlı’nın kulluğu hayaliyle yaşayan din tüccarı onursuzlar”..

Kim bunlar?

Çaktırmadan, AK Parti’yi kasdettiğini herkes biliyor..

Ama.. “Onursuz” derken bile..

“Onurlu” hareket etmediği için..

“Ben ortaya dedim. İsteyen istediği sıfatı üstlensin” diye kıvırmak için..

Hakareti ediyor ama..

İsmi vermekten korkuyor..

Haydi bunu geçelim.. Yazının devamında, gerçek onursuzlar için Emin Çölaşan’ın ne yazdığını, onları nasıl savunduğunu görelim.. 

“Sevgili okuyucularım, ‘Demokrasi (!)’ ile yönetildiği iddia edilen bir ülkede muhalif gazeteler ve televizyon kanalları polis zoruyla, baskınlarla ele geçirilip kapatılıyorsa, bunun hesabı günün birinde mutlaka sorulur.”

Emin Çölaşan’ın “muhalif gazete” dediği.. “Muhalif televizyon” dediği, “polis zoruyla, baskınlarla ele geçirilip kapatıldığı” iddia edilen kuruluşlar kimler?

Bugün FETÖ’cülerin bile artık savunamadığı, “kapatılmaları haklı idi” dediği, Bugün gazetesi, Kanaltürk televizyonu, Bugün televizyonu..

Patronu İngiltere’ye kaçıp, “Birkaç güne kadar dönecek” denildiği halde.

Tam da Pensilvanya’daki lideri gibi, 4 yıldır kaçak bulunduğu İngiltere’den dönmeyen Akın İpek’in medya organlarına el konulmasını, demokrasi karşıtı bir tavır olarak gösteriyor, Emin efendi..

Hani bu cümle ile yetinse..

“Tespiti yanlış ama.. Hepimiz hata yapabiliriz” der, geçerdik..

Peki, cümlenin sonunda ne diyor?

“Bunun hesabı günün birinde mutlaka sorulur…”

O gün ne zaman olarak tasarlanmıştı? 15 Temmuz 2016!

FETÖ’cüler, Emin Çölaşan’ın kulağına üflemiş, o da yazmıştı..

“Yaz abi yaz korkma.. Bunların 9 ay bile ömürleri kalmadı. Ya bu seçimde gidecekler. Ya da, önümüzdeki YAŞ toplantısından önce, devrilecekler. Yaz, sen, korkma.. Arkandayız..”

Emin abileri de yazmış.. 

“Hesabı sorulur” demiş. 

“Mutlaka”yı eklemeyi de unutmamış.

“FETÖ’cü gazeteleri kapatırsan, televizyonlara el koyarsan, FETÖ’cüler hesabını sorar” diyor..

Bu yazısının sonrasında..

Tek bir defacık olsun, “O tarihte ben yanlış bir yazı kaleme almışım. Okuyucularımdan özür dilerim. FETÖ’cüleri iyi tanımamışım. Bunlar cemaat falan değilmiş” dememiş.

Şimdi 3.5 yıl hapis cezası alınca.. Seslerini kısıp, bir köşede oturacaklarına..

“Ne yaptık, ne yaptık? FETO’ya, dön gel’ mi dedik. Neymiş ki bizim suçumuz” diyorlar..

Bre angavut..

Daha ne diyeceksin.

Adamın gazetesine el konulmuş. Televizyonuna el konulmuş. Paralel devlet yapılanması sebebi ile el konulmuş. Yazının devamı için tıklayın>>>

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir