Kılıçdaroğlu: Asgari ücret 3 bin 100 lira ve vergiden muaf olsun

Kılıçdaroğlu Asgari ücret 3 bin 100 lira ve vergiden muaf olsun

Kılıçdaroğlu Asgari ücret 3 bin 100 lira ve vergiden muaf olsun

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının asgari ücretin üzerinde 2 bin 517 lira olarak hesaplandığını belirterek, “Asgari ücret 3 bin 100 lira olsun ve vergiden muaf olsun. İşverene de yük olmayalım.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal KılıçdaroğluTBMM Genel Kurulu‘nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde konuştu.

“Kovid-19 salgınından ve başarıdan söz edildiğini” söyleyen Kılıçdaroğlu, “Başarı kime ait? Sağlıkçılara. Sağlıkçılar kim? Cumhuriyet’in yetiştirdiği, en başarılı öğrencilerin gittiği tıp fakültelerinden mezun olanlar. Başarı var. 24 saat çalıştılar. Çocuklarını bile görmediler, ailelerine bile rahatlıkla gidip görüşemediler, konuşamadılar. Sağlıkçıların başarısını hep beraber alkışladık. Onlar başarılıydı.” diye konuştu.

Salgını önlemek için önlem almanın siyaset kurumunun, hastayı iyileştirmenin de sağlık kurumunun görevi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sağlık kurumunun üzerine düşeni yaptığını, siyaset kurumunun serbest bıraktığını savundu.

Kılıçdaroğlu, sağlıkçıların hiçbirinin AK Parti’li olmadığını, tamamının devlet memuru olduğunu belirterek, “Sağlıkçıların içinde her partiye oy veren insanımız var. Yapmamız gereken bütün sağlıkçıları alkışlamaktır. 24 saat çalıştılar.” diye konuştu.

“Gerçeği görmek istemiyorsunuz”

“Siyaset kurumu olarak sağlıkçılara birer aylık maaş ikramiye verelim.” önerisinde bulunduklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ancak sağlıkçılara birer maaş ikramiye verilmediğini ifade etti.

Bir yoğun bakım hemşiresi ve sağlık çalışanlarıyla video konferans yöntemiyle konuştuğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Yoğun bakım hemşiresinin geçen ay banka hesabına yatan para kaç lira biliyor musunuz? 7 lira. Bu kadar adaletsizliğin acaba farkında mısınız? Vicdani kanaatinizi ölçün, bir yoğun bakım hemşiresiyle konuşun. Bu bile yapılmadı. Üzgünüm, gerçeği görmek istemiyorsunuz. Acı ama gerçek bu.” ifadelerini kullandı.

“Sorunu yaşayanı dinlemediniz”

Kovid-19 dolayısıyla hükümetin stratejisini eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Stratejinin şöyle olması lazım; sağlık dolayısıyla salgını önleyecek önlemler alınacak. Ekonomik sorun çıkacak, ekonomik sorunu giderecek önlemler alınacak. İşsizlik sorunu çıkacak, işsizliği önleyecek önlemler alınacak. Bu stratejiyi uyguladılar mı? Uygulamadılar. Yol da gösterdik. Dedik ki bakın, bunu öğrenmek istiyorsanız Ekonomik Sosyal Konseyi toplayın. O insanların her biri bu sorunla karşılaştılar. Onlardan sorunu ve çözümü de dinleyin. Sonra siyaset kurumu olarak siz yaparsınız veya yapmazsınız. Ama sorunu yaşayanı bir dinleyin. Dinlemediniz.”

“Bu bütçe ne bütçesi Allah aşkına?” sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, 27,5 yıl Maliye Bakanlığında çalışmış biri olarak, bildiği bütçenin, Maliye Bakanlığı tarafından hazırlandığını, Maliye Bakanının da bir basın toplantısı yaparak, bütçenin Türkiye için neler getirdiğini anlattığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Bu bütçeyle ilgili ne yapıldı? Böyle bir toplantı mı yapıldı, Maliye Bakanı bir açıklama mı yaptı? Maliye Bakanı Allah aşkına kim? Niye açıklama yapmıyor? Bütçe işçiye, çiftçiye, emekliye ne getiriyor? Bu bütçe faiz bütçesidir, bu bütçe açık ve net söylüyorum; haramzadelerin bütçesidir, haramzadelere hizmet edenlerin bütçesidir.” diye konuştu.

Orta Vadeli Program’ın, Orta Vadeli Mali Plan’ın, Bütçe Çağrısı ve eki Hazırlama Rehberi, Yatırım Genelgesi, Yatırım Programı Hazırlama Genelgesi’nin zamanında yayınlanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bütçenin eklerinin bütçe verildikten sonra Meclis’e geldiğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, bütçenin gece yarısı verildiğinin söylendiğini, bütçe verilecek mi diye beklediklerini ancak gelmediğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, çıkarılan kanuna uyulmasını istedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın sunumunda, “Milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi.” ifadesini kullandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin soru önergelerine, Anayasa’ya göre 15 gün içinde cevap verilmesi gerekirken, 13 bin 606 soru önergesine bir buçuk-iki yıldır cevap gelmediğini savundu.

“Tüyü bitmemiş yetimin hakkına sahip çıkmak zorundayız”

Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda geçen hafta bir araştırma önergesinin, 128 milyar doların kime satıldığı konusunun tartışıldığını anımsatarak, “Buna niye hayır dediniz, evde çocuklarınız sorarsa ne cevap vereceksiniz? 128 milyar doları köylü, emekli, çiftçi, simit satan, çaycı, kuaför mü aldı, kim aldı? Bu soru havada. Milli iradenin tecelligahı olan bu kurum ‘Bunu araştırmayın, malı götürene de dokunmayın’ dediği andan itibaren buranın saygınlığı törpülenir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına sahip çıkmak zorundayız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına sahip çıkmayı bir tarafa bıraktınız, dolar lordlarının arkasında kale gibi durmaya başladınız. Bu kabul edilir mi?” değerlendirmesinde bulundu.

Merkez Bankasının kasasının, 47 milyar dolar ekside olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, “128 milyar doları araştıralım, araştırmayın. 47 milyar dolar eksimiz var, araştırmayın. Neyi araştıracak milli iradenin tecelligâhı olan bu kurum? O zaman arkadaşlar, kanaryalar ne kadar yaşar diye bir önerge verin, belki arkadaşlar buna evet derler, biz de kanaryaları öğrenmiş oluruz, ne olduğunu.” dedi.

“İki yılda eriyen milli gelir 156 milyar dolar”

Yılbaşından bu yana Türk lirasının dolar karşısında yüzde 23,6; avro karşısında yüzde 29,7 değer kaybettiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu ne anlama geliyor: Şu anda İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında Türkiye’yi taşıyan 30 büyük şirket var. 2017’deki piyasa değeri 150 milyar dolardı. Bugünkü değeri 60 milyar dolar. Kim bu hale getirdi? 2018’de ülkenin milli geliri 892 milyar dolardı, şimdi 736 milyar dolar. İki yılda eriyen milli gelir 156 milyar dolar. Bunu kim aldı, kim götürdü, milletin cebinden kim çekip, kime verdi? Hiç merak ettiniz mi? Buraya gelip Alis Harikalar Diyarı’nda masalını dinlediniz, arada bir de alkışladınız. Heyecan yoktu. Millet oy verdi, milletin burnundan getirdiniz.” ifadelerini kullandı.

AK Partili milletvekillerinin, “Size niye vermedi?” diye sorması üzerine Kılıçdaroğlu, “Oyu geri alacak, meraklanmayın. Allah’ın izniyle göreceksiniz, ilk seçimde bu milletin nasıl tıpış tıpış yolcu edeceğini göreceksiniz.” diye karşılık verdi.

Kılıçdaroğlu, 18 yılda bütçeden yapılan faiz ödemesinin 492 milyar dolar olduğunu, her gün 75 milyon 573 bin 63 dolar faiz ödediğini ifade ederek, “Bu bütçe haramzadelere hizmet eden bütçedir” derken, bunu kastettiğini kaydetti.

Türkiye Varlık Fonu diyerek, ikinci bütçe oluşturulduğunu, milli iradenin tecelligahı Meclis’in bunu denetlemediğini, 177 milyarın denetlenmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, fonun kısa vadeli borçlarının 2017’de 26 milyar liradan, 2019’da 951 milyar liraya çıktığını savundu. Kılıçdaroğlu, uzun vadeli borçların ise 32 milyar liradan 271 milyar liraya ulaştığını söyledi.

Çöp konteynırlarından, pazar artıklarından beslenen aileler olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Bu para nereye gidiyor?” diye sordu.

“Bütün bu yatırımları kamulaştıracağız”

Kılıçdaroğlu, “Yerli ve milliyim” söylemine dikkati çekerek, gayrimilli bir ittifak bulunduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, ihaleyi yapanın Türkiye, ihaleyi alanın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ihale konusunun Türkiye’de olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Niye Türk lirası değil de Amerikan doları? Hadi ABD dolarını kabul ettik. İhtilaf çıktı, Türk mahkemeleri değil Londra mahkemeleri. Sizin yerliliğiniz, milliliğiniz bu mudur? Bu insanlara, 5’li çete diyoruz. Bunlara sadece dolar vermiyorsunuz, aynı zamanda Türk lirası eridikçe, kur farkı veriyorsunuz. 2014-2019 kaç lira kur farkı ödendi? Sayıştay raporuna göre 61 milyar 719 milyon 322 bin lira kur farkı ödendi. Çitfçiye, kahveciye, esnafa ne verdiniz? Borç verdiniz. Sonra da gırtlağına bineceksiniz, ‘borcunu ver’ diye. Esnafa, kahveciye ‘dükkanı kapat’ dediniz, kağıt oynamasını bile yasakladınız. Bu kürsüden, bütün vatandaşlarıma sesleniyorum; Allah’ın izniyle iktidarda olacağız, bu soygun düzenine son vereceğiz, 5’li çetenin, bizim torunlarımızı dahil sömürecek olan bütün bu yatırımları kamulaştıracağız ve alacağız.”

Binlerce esnafa bir kuruş verilmeyip, bir Katarlı firmaya, sadece bir seferde 90 milyon dolar indirim yapıldığını savunan Kılıçdaroğlu, vicdan sorgulaması yapılıp yapılmayacağını sordu.

Kılıçdaroğlu, çiftçinin malına göz konulduğunu ileri sürerek, Tarım Kanunu’nun 21. maddesine göre her yıl bütçen milli gelirin en az yüzde 1 oranında çitfçiye destek sağlanması gerekirken, bunun verilmediğini, çiftçinin iktidardan 211 milyar lira alacağı bulunduğunu savundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, hükümeti işaret ederek 15 Temmuz şehit yakınları ve gazileri ile Beşiktaş’taki terör saldırısındaki şehit yakınları için toplanan paralara el konulduğunu savundu.

Basın İlan Kurumunun, tirajı yüksek gösterilen ancak satışı olmayan bazı gazetelere ilan verdiğini savunan Kılıçdaroğlu, “Kurumun bu şekilde devleti soyduğunu” öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a seslenerek, gazetelerin gerçek tirajlarının objektif belirlenmesini ve Basın İlan Kurumu ödemelerinin doğru şekilde yapılmasını istedi.

Kamu bankalarının sadece belli gazetelere ilan verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bu mudur adalet, hak, hukuk? Buna niye itiraz etmiyorsunuz?” sorularını yöneltti.

Kılıçdaroğlu, işsizliğin, bütün kötülüklerin anası olduğunu vurgulayarak, birçok insanın işsiz kaldığı için intiharın eşiğinde olduğunu söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın bugüne kadar açıkladığı 16 istihdam paketinden sonra işsiz sayısının arttığını savunarak, iktidarın ülkenin nasıl yönetileceğini bilmediğini, Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu gibi köklü kurumları kapattığını söyledi.

Hesap uzmanlığı yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, bu sırada üniversitelerdeki en nitelikli gençleri mesleğe kazandırmaya çalıştıklarını belirtti.

“Benim aday olup olamayacağımı size kim söyledi?”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Akdeniz’de Türk bayraklı geminin basıldığını ancak olayın üzerinden saatler geçmesine rağmen gerçeğin öğrenilemediğini” söyledi. Kılıçdaroğlu, “Beşinci saat geçiyor, gene cevap yok. Niye yok? Çünkü kimse Erdoğan’a ulaşamıyor. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı yok mu? Bu ülkenin kaç Dışişleri Bakanı var? İbrahim Kalın mı, Hulusi Akar mı, yoksa Mevlüt Çavuşoğlu mu? Sonra ertesi gün bizim Dışişleri açıklama yapıyor. ‘Sabah böyle oldu, 17.45’te gemiye indiler.’ Hepimiz kınadık. 5 saatte ne oldu?” diye konuştu.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının asgari ücretin üzerinde 2 bin 517 lira olarak hesaplandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Gelin şu kararı alalım. Bir temenni kararı. Asgari ücret 3 bin 100 lira olsun ve vergiden muaf olsun. İşverene de yük olmayalım. 5 yerden maaş alanlar, her bir yerden 3 bin 100 lira almıyor, her bir yerden en az 10 bin lira alıyorlar. Gelin bunu yapalım. İktidar yapmadı, parlamento yapsın. Asgari ücretlileri savunalım, asgari ücret ortalama ücret olsun.” şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin aldığı faizin daha düşüğünü CHP’li belediyelerin aldığını belirten Kılıçdaroğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi kamu bankalarından daha düşük faizle uluslararası piyasalardan yatırım için para buluyorsa, bize olan güveni düşüneceksin.” sözlerini sarf etti.

Kimsenin ümitsizliğe kapılmamasını isteyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu, bütün sorunlarını aşabilecek kadrolara ve yetkinliğe sahip olduğunu vurguladı.

İktidarlarında emekten, çiftçiden yana olacaklarını; çöp konteynerlerindan beslenen ailelerin ayıbını kaldıracaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “İlk seçimlerde demokrasiyi, adaleti, liyakati getireceğiz. İlk seçimlerde alın terinin ne kadar ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlatacağız.” dedi.

Kılıçdaroğlu, bu sırada AK Parti’li milletvekillerinin “aday ol” şeklindeki sözlerine cevaben, “Hangi noktaya geldiniz? Benim aday olup olamayacağımı size kim söyledi?” ifadelerini kullandı.

“Tek adam rejimi istemiyorum”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “tek adam rejimi” değil; demokratik, halkçı, parlamenter sistem istediğini söyledi.

Her kuruşun hesabını veren bir siyaset anlayışı istediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Tehdit edildiğim zaman mal varlığımla ‘Aramazsanız, incelemezseniz, şerefsizsiniz.’ diyen bir siyaset istiyorum. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak gören bir kültürden gelmiyorum, ben siyaseti halka ve hakka hizmet eden bir anlayıştan geliyorum. Ben hiçbir zaman, hiçbir yerde haram lokmaya el uzatmadım, kimsenin hakkını, hukukunu çiğnemedim. Her zaman, her yerde adaletten yana oldum, adaleti her yerde savundum. Benim varlığımla beni tehdit edenlerin arkasında selam durmadım.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bugün borçlarını ve faizlerini ödemek için borçlandığını da savundu.

“Elimizdekilerin sadece cam kırıkları olduğunu görürdük”

AK Parti TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı, Kılıçdaroğlu’nu dinlerken hatırladığını söylediği Robert Musil’in, Genç Törless isimli eserinin girişinde “Denizin derinliklerindeki karanlıklarda harikulade hazinelere sahip olduğumuzu zannederdik avuçlarımızda ama denizin üstüne yani aydınlığa çıktığımızda elimizdekilerin sadece cam kırıkları olduğunu görürdük.” ifadelerinin yer aldığını aktardı.

Kılıçdaroğlu’nun 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla yaptığı konuşmayı televizyondan izlediğini anlatan Bostancı, şöyle devam etti:

“Orada çok haklı olarak, Türkiye’deki nüfusun yarısının, hatta daha fazlasının kadın olduğunu ifade ettiler, cinsiyet kotasından bahsettiler ve Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesi gerektiğinden ve bu değişmeyi yapacak olan partilere de oy talep ettiler. Şunu biliyoruz, gerçekliği anlatıyorum: Bugün, CHP’nin milletvekilleri içerisinde kadın oranı yüzde 12’dir. AK Parti’de yüzde 18’dir. Siz bu söylediklerinizi, cinsiyet kotasını, Siyasi Partiler Yasası değişikliği yapmaksızın, Mecliste kanun geçirmeksizin, esasen bahsettiğiniz hususları CHP’de yapabilirdiniz.”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AK Parti’li Bostancı’nın vicdanını takdir ettiğini dile getirerek, “(Oldu gitti, bu Katar’a ekstra peşkeş çekilen 90 milyon dolar içimi acıttı.) deseydi ya da 128 milyar doların kime peşkeş çekildiğini cevaplamasını ya da Merkez Bankası’nın nasıl eksi 47 milyar dolara batırıldığının gerekçesini kendince en azından anlatmasını isterdim. Ya da bu kadar yerlilikle, millilikle övündükten sonra bankalardaki tasarrufun yüzde 56’sı dolarsa, ‘Bizim yerlilikten anladığımız Amerikan yerliliği, yani Kızılderililik.’ demesini beklerdim.” sözlerini sarf etti.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir