Kılıçdaroğlu: Ben her şeye karşın umutsuz bir insan değilim

Kılıçdaroğlu Ben her şeye karşın umutsuz bir insan değilim

Kılıçdaroğlu Ben her şeye karşın umutsuz bir insan değilim

CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu, “Ben her ÅŸeye karşın umutsuz bir insan deÄŸilim. Türkiye düzelir ama iyi yönetilirse, doÄŸru yönetilirse düzelir.” dedi.

CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu, Youtube üzerinden yayın yapan Karar TV’de gazetecilerin sorularını yanıtladı, açıklamalarda bulundu.

Dolar kurundaki yükseliÅŸ hatırlatılarak, “Dolar sizce neden yükseliyor, dış güçlerin ekonomiye saldırısı mı bu yine?” ÅŸeklindeki soru üzerine KılıçdaroÄŸlu, bundan birkaç yıl önce “dolarların bozdurulması” yönünde kampanyalar düzenlendiÄŸini, açıklamalar yapıldığını hatırlattı.

Bu açıklamaların hiçbirinin gerçekçi olmadığını vurgulayan KılıçdaroÄŸlu, “Bugün bir gerçek var, bizim bankalarımız, Türkiye’de faaliyette bulunan bankalarda vatandaÅŸların mevduatının yüzde 53’ü dolar bazında. Yani vatandaÅŸ birikimini dolara yatırmış durumda. Soru ÅŸu; vatandaÅŸ neden dolara yatırır da Türk lirasından kaçar?” diye sordu.

Türk lirasına güveni sağlayacak mekanizmanın ekonomi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ekonomi iyiyse, üretiyorsa, Türk lirasına olan güvenin de artacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Åžimdi ÅŸu söyleniyor, ‘Türk lirasına karşı Londra’dakiler operasyon yaptılar.’ Akıl var, mantık var. Bu Londra’da oturanlar niye dolara operasyon yapmıyorlar? Niye yuana, avroya, sterline operasyon yapmıyorlar da Türk lirasına yapıyorlar. Türk lirasını Londra’daki bir avuç tefecinin operasyon yapabileceÄŸini para birimi haline kim döndürdü? Biliyorum ‘bunu CHP yaptı’ diyecekler. Hepimizin düşünmeye ihtiyacı var. Hepimizin oturup düşünmesi lazım, Türk lirası neden bu hale geldi? Diyorlar ki ‘Sayın Albayrak finans kuruluÅŸlarıyla görüşmeler yaptı.’ Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye’nin gerçeÄŸini bütün dünya biliyor. Merkez Bankasının rezervlerini, bankaların durumunu izliyorlar. Merkez Bankasının bağımsız olmadığını biliyorlar. Bütün bu gerçekler ve bu tabloyu yaratanlar ortadayken, Türk lirası deÄŸer kaybediyor. MüthiÅŸ bir devalüasyon yaşıyoruz aslında. Ä°ÅŸin sorumlusu kim? Sorumlu olarak biz Londra’daki bir avuç tefeciyi mi sorumlu tutacağız yoksa bizi tefeciye mahkum eden yönetimi mi sorumlu tutacağız?”

Türkiye’nin bir açmazın içinde olduÄŸunu ve buradan çıkması için de üretmesi gerektiÄŸini yineleyen Kemal KılıçdaroÄŸlu, ama üretimin deÄŸil, ithalatın özendirildiÄŸi bir tablonun ortaya çıktığını belirtti.

KılıçdaroÄŸlu, “Ben her ÅŸeye karşın umutsuz bir insan deÄŸilim. Türkiye düzelir ama iyi yönetilirse, doÄŸru yönetilirse düzelir. Kaynaklar yerli yerinde kullanılırsa, devlette israf sona ererse düzelir. Türk lirasına güven saÄŸlamının yolu ekonomidir. Ekonomi güçlüyse Türk lirası da güçlüdür.” diye konuÅŸtu.

Dış kaynak sorunu

Türkiye’nin en önemli probleminin dış kaynak olduÄŸu belirtilerek, bu sorunun nasıl halledileceÄŸi yönündeki soru üzerine KılıçdaroÄŸlu, Türkiye’de 79 yılda bütün hükümetlerin harcadığı para 713 milyar dolarken, AK Parti’nin 17 yılda kullandığı paranın 2 trilyon 346 milyar dolar olduÄŸunu söyledi.

AK Parti’nin tüm hükümetlerin kullandığı paranın 3,5 katı parayı kullandığını aktaran KılıçdaroÄŸlu, paranın Türkiye’nin önceliklerine göre harcanmadığını dile getirdi.

Bütçe Kanunu görüşülmeden önce normalde Meclis’e Sayıştay’ın mali raporunun gelmesi gerektiÄŸini ancak bunun gelmeden kanunun kabul edildiÄŸini belirten KılıçdaroÄŸlu, şöyle konuÅŸtu:

“Bu sadece bizim ülkemizde deÄŸil, ülkemizi yakından takip eden tüm finans çevrelerinde soru iÅŸareti yaratıyor. Bugün Türkiye’nin dış kaynak olmadan yönetilmesi imkansız hale geldi. Yanlış burdan baÅŸlıyor. Siz kendi ülkenizi nasıl dış kaynaklara mahkum edersiniz? UÅŸak Åžeker Fabrikası yumurta satılarak kuruldu. Ãœzüm, incir, bunlar satıldı. O fabrikalar kuruldu. Siz ekonominizi yönetirken baÅŸka bir ülkenin, ekonomik anlamda hegemonyası altına girmemelisiniz. Hele hele Londra’daki bir avuç tefecinin hegemonyası altına. Åžimdi gidecekler Londra’ya gidecek, oturacaklar, konuÅŸacaklar, yalvaracaklar… Para gelmeden ekonominin yönetilemeyeceÄŸi gerçeÄŸi var önümüzde.”

Ekonomiye dair CHP’nin önerileri sorulan KılıçdaroÄŸlu, parti olarak koronavirüs salgını ortaya çıkar çıkmaz bir kurul oluÅŸturduklarını ve bir rapor hazırlayarak bütün siyasi parti genel baÅŸkanlarına gönderdiklerini söyledi.

Ekonomi için de bir kurul oluÅŸturarak rapor hazırladıklarını ve son aÅŸamaya geldiklerini anlatan KılıçdaroÄŸlu, Türkiye’nin bu durumdan çıkması için öncelikle her alanda israfı sonlandırması gerektiÄŸini bildirdi.

KılıçdaroÄŸlu, “Çıkıp milletin önüne ‘Ben bu ülkede israfı sonlandıracağım’ diyeceksin. 13 tane uçağım vardı satıyorum, 1 uçak bana yeter’ diyeceksiniz. Ä°srafı her alanda önleyeceksiniz.” ifadelerini kullandı.

Ä°kinci olarak rüşvet ve yolsuzluÄŸa izin verilmeyeceÄŸinin açıklanması gerektiÄŸini belirten KılıçdaroÄŸlu, AK Partili Serik Belediye BaÅŸkanı’nın iki bakan, AK Parti ve MHP milletvekilleriyle yaptığı bir toplantıda deniz kenarındaki bir arazi için önceki belediyenin rüşvet aldığı iddiasının gündeme geldiÄŸini ancak hükümetin bu konuda adım atmadığını” ileri sürdü. KılıçdaroÄŸlu, “Yolsuzluk ve rüşvetin üzerine gideceksiniz.” dedi.

Üçüncü olarak harcanılan her kuruşun hesabının millete verilmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, devlette bir planlamanın da olmadığına savundu.

Eskiden Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bulunduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu kurumun kaynakların nasıl ve nerede kullanılacağını planladığını anlattı.

Siyasi etik ya da ahlak kanununun Meclis’e gelmek zorunda olduÄŸunu da belirten KılıçdaroÄŸlu, şöyle konuÅŸtu:

“Artı, demokrasi olması lazım. Gazeteler korkudan yolsuzluk haberini yazamıyor, başımız belaya girer diye. Yasama, yargı ve yürütme eÄŸer bunlar birbirini denetlerse, yani check-balance dediÄŸimiz sistem oturursa, medya özgürlüğü de oturursa bu dediÄŸimiz 5 temel maddede uygulamaya konursa emin olun Türkiye’nin önünde hiçbir güç durmaz. Türkiye aslında bölgesinin en güçlü devletidir. Fakat kaynakları harcandığı için bu hale geliyor.”

“Ekonomi bir anlamda kontrolden çıkmış vaziyette”

“Siz IMF meselesine nasıl bakıyorsunuz?” yönündeki soruyu da yanıtlayan KılıçdaroÄŸlu, aslında Türkiye’de para olduÄŸunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“2020 yılın ilk üç ayında iktidar 668 milyar lira kullandı. Bunun 4,4 milyar lirasını fakir fukaraya vereceÄŸim dedi. Fakir fukaraya 4,4 milyar verirken ilk üç ayda faize 38 milyar lira ödedi. Åžu soruyu sormamız lazım, 668 milyar lira nereye harcandı? Türkiye IMF’ye gider veya gitmez, o iktidarın tercihidir. Ama uluslararası bir kaynaÄŸa bugünkü süreçte ihtiyaç var. En düşük faizli kaynak nereden saÄŸlanacaksa Türkiye’nin bundan yararlanması lazım. 668 milyar liralık paranın içinde 56 milyar lira yeni basılan para var. 56 milyar lira nereye gitti? Ekonomi bir anlamda kontrolden çıkmış vaziyette.”

Ä°ktidarın salgına hazırlıksız yakalandığını aktaran KılıçdaroÄŸlu, kamu özel iÅŸ birliÄŸi projelerine nasıl baktığına yönelik bir soruyu yanıtlarken de “Orda benim çok büyük yaram var. Vicdanım kanıyor gerçekten. Bir memleket böyle feda edilemez. Bir 5’li çeteye ülke böyle feda edilemez.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

Son bütçe görüşmelerinde iktidar partisi milletvekillerine dönerek, “Sayın milletvekilleri, ÅŸehir hastanelerinin, yolların, köprülerin, havaalanlarının kaça yapıldığını biliyor musunuz?” dediÄŸini aktaran KılıçdaroÄŸlu, bunu söylediÄŸi için adeta kıyamet koptuÄŸunu belirtti.

Pandemi sürecinde CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın güzel bir konuÅŸma yaparak “zor günler bizi bekliyor, hep beraber kilitlenmek zorundayız, hep beraber fedakarlık yapma zamanıdır.” dediÄŸini hatırlatan Kemal KılıçdaroÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:

“Hep beraber fedakarlığı kim yapacak? Bakkal, esnaf, çiftçi, sanayici, gazeteci, herkes fedakarlık yaptı. Fedakarlık yapmayan dolarla ihale alan bir avuç müteahhit. Ne fedakarlığı yaptılar? Bu insanlar, bu ülkenin temel taşı olan insanlar her türlü fedakarlığı yaptılar. Ama bu döviz garantili olanlar dolar arttıkça oturdukları yerde gelirleri arttı. Vatandaşın borcu artıyor, bunların oturdukları yerde gelirleri artıyor. Åžu çaÄŸrıyı yaptım, ‘Sayın ErdoÄŸan herkes fedakarlıkta bulunuyor, bunlara 2020 içinde vereceÄŸiniz para yaklaşık 6 milyar lira. O zaman dolar düşüktü, ÅŸimdi 8-9 milyar olmuÅŸtur. Bunlara ‘siz de bir fedakarlık yapın, 2020 yılında alacağınız parayı faizsiz olarak bir yıl erteleyelim.’ Yapmadılar. Onların bazıları bağış yaptı ‘Biz Bize Yeteriz’ hesabına, o bağışların tamamanı da verecekleri gelir vergisi beyannamesinden indirecekler. Sonra vatandaÅŸa ‘yardım et’ diyorlar. Yönetilemeyen ama savrulan bir Türkiye var. Çünkü liyakat kayboldu.”

“Türkiye ÅŸantajla karşı karşıya”

“Türkiye’nin dış kaynak arayışı ile S-400’ler arasında baÄŸlantı kuruluyor. Size ulaÅŸan bilgiler nedir, S-400’ler aktive edilecek mi?” sorusu üzerine, KılıçdaroÄŸlu, S-400’lerin aktive edilmeyeceÄŸini söyledi.

Paraya ihtiyacı olan iktidarın önüne S-400’lerin konulduÄŸunu iddia eden KılıçdaroÄŸlu, “‘Aktive etmezsen sana para veririz’ diyorlar. Türkiye ÅŸantajla karşı karşıya. Zaten dolaylı olarak bu sözün verildiÄŸi bilinen bir gerçek. Elin oÄŸlu bu söze uymaz. ‘Getir, yazılı olarak bana ver diyecek. O zaman ne olacak biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en pahalı, en modern hurdasına sahip olacak. 2,5 milyarlık bir hurda. Aktive ederlerse ben kendilerini kutlayacağım. Söz verdiniz size teÅŸekkür ediyorum diyeceÄŸim. Aktive etmezlerse o parayı veren 83 milyonun hakkını helal etmemesi gerekir.” ifadelerini kullandı.

KılıçdaroÄŸlu, “Parti mensuplarınızın bazı sözleri darbe tartışmalarına yol açtı. Nasıl buldunuz bu açıklamaları, darbe ihtimali nedir Türkiye’de?” sorusu üzerine, söylenenlerden darbe anlamının çıkmasının mümkün olmadığını belirtti.

CHP Ä°stanbul Ä°l BaÅŸkanı Canan KaftancıoÄŸlu’nun sözleri ile erken seçimi veya normal seçimi kastettiÄŸini vurgulayan KılıçdaroÄŸlu, CHP Grup BaÅŸkanvekili Özgür Özel’in de öteden beri kullandıkları politik “saray rejimi” ifadesini kullandığını dile getirdi.

“Darbelerin arkasında dünyanın egemen güçleri vardır”

“Saray rejimi gidecek demek ne zamandan beri darbe çaÄŸrışımı haline geldi?” diye soran KılıçdaroÄŸlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye, demokratik standartlar ve ekonomi açısından da geriye gitmiÅŸse yaÅŸadığı darbeler yüzündendir. CHP’nin iktidara en yakın olduÄŸu dönemlerin tamamında darbe olmuÅŸtur. Darbelerin arkasında dünyanın egemen güçleri vardır. Rahmetli Menderes’in idamı çok ciddi bir sonuç doÄŸurmuÅŸtur. Bizim demokrasi tarihimizde ciddi bir travmadır. Siyaseten bir insanın idam edilmesi kadar yanlış bir ÅŸey yoktur. Siyasi idamlar bir topluma hiçbir zaman hayır getirmemiÅŸtir. 15 Temmuz darbe giriÅŸimi olduÄŸunda ben Ä°stanbul’da uçaktan indim, arkadaÅŸlar genel merkezde toplanmışlardı, onlar hep beraber Meclis’e gittiler. Özgür Özel darbeye karşı çıkarken yoldan dönmüştü ve ceketi yoktu. Bir AK Parti milletvekilinin ceketini giyerek kürsüye çıkıp darbe giriÅŸimine karşı çıktı. Darbe söylemleri tümüyle kötü yönetilen bir ekonominin ortaya çıkardığı derin travmayı örtmeye yönelik bir ÅŸey.”

KılıçdaroÄŸlu, Türkiye’nin hukuk sisteminin darbe hukukundan arındığı zaman ülkeye demokrasi geleceÄŸini vurguladı.

KılıçdaroÄŸlu, “Türkiye’nin darbe ile karşı karşıya kalacağını asla düşünmüyorum. Türkiye’nin bütün demokratik güçleri, siyasi partileri, sivil toplum örgütleri darbeden çok çekti. Buna ihtimal vermiyorum. Böyle bir giriÅŸim olduÄŸu takdirde de 83 milyonun ortak karşı çıkacağına inanıyorum. ABD’deki bir sivil toplum kuruluÅŸunun raporunu gerekçe göstererek onun üzerinden Türkiye’de bir darbe olur düşüncesini kabul etmiyorum. Vicdanım da ahlakım da kabul etmiyor.” dedi.

“Demokrasiyi güçlendirmek zorundayız”

KılıçdaroÄŸlu, “Hükümet bu darbe söylentilerine neden çok sahip çıktı?” sorusu üzerine, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

“Buradan medet umuyorlar. Allah aÅŸkına Ä°stanbul Ä°l BaÅŸkanı darbe olup olmayacağını bilir mi? Milli Ä°stihbarat TeÅŸkilatında mı çalışıyor. Bir doktor. ABD’de böyle bir rapor yayınlandıysa çıkarsınız Amerika’ya söyleyeceÄŸinizi söylersiniz. Ä°l baÅŸkanımız ve grup baÅŸkanvekilimizden ne istiyorsunuz. Demokratik yollardan bir seçimle bir siyasal iktidarı göndermek varken darbe ile gönderiyorsanız bu yanlıştır. Darbe asla kabul edilemez. EÄŸer demokrasiyi kabul ediyorsan orada mihenk taşı halkın kendisidir. Vatandaşın oyuna gitmek, vatandaşın tercihine gitmek en doÄŸrusudur. Buraya gitmek lazım. Demokrasiyi güçlendirmek zorundayız.”

“Siyasi Partiler Yasası deÄŸiÅŸmedikçe parlamento üzerindeki vesayet kalkmaz”

KılıçdaroÄŸlu, eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner’in TBMM Genel Kurulu’ndaki bir görüşmeye iliÅŸkin, “Biz o sözleÅŸmeye el kaldırdık ama ne olduÄŸunu bilmiyorduk. Grup BaÅŸkanvekilleri el kaldırdı, biz de el kaldırdık” dediÄŸini belirterek, bunun bir itiraf olduÄŸunu, Metiner’in bir gerçeÄŸi ifade ettiÄŸini söyledi. KılıçdaroÄŸlu, Meclis’e gelen düzenlemeler konusunda toplumun yeterince bilgilendirilmediÄŸini kaydetti.

“Devlette ciddi bir çürüme olduÄŸunu, yasayı, Anayasayı kimsenin tanımadığını, yolsuzluk yapanların sırtının sıvazlandığını” savunan KılıçdaroÄŸlu, Türkiye’nin buradan çekip çıkarılması gerektiÄŸini söyledi.

KılıçdaroÄŸlu, Siyasi Ahlak Yasası çıkarılması, Siyasi Partiler Yasası’nın da deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸini deÄŸerlendirerek, şöyle devam etti:

“Siyasi Partiler Yasası deÄŸiÅŸmedikçe, parlamento üzerindeki vesayet kalkmaz. Siz sanıyorsunuz ki millet sizi seçiyor. Hayır, millet sizi seçmiyor, sizi seçen genel baÅŸkanlar. Listeyi yazıyoruz, koyuyoruz vatandaşın önüne ‘Bu listeye oy ver.’ diyoruz. VatandaÅŸ milletvekili seçmiyor, genel baÅŸkanın seçtiÄŸi milletvekili listesini onaylıyor, o kadar. Milletin vekilini millet seçsin. Siyasi Partiler Yasası darbe döneminde çıkan bir yasadır. Bu yasanın deÄŸiÅŸmesi lazım.”

Kamu kaynaklarının iyi denetlenmesi gerektiğini, kamuda saydamlık olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, sosyal güvenliğin de hak olarak düzenlenmesini önerdi.

Kılıçdaroğlu, devletin veya belediyelerin personel alırken düzenli geliri olmayan ailelere yönelik pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini belirtti.

“Diyanet ve Genelkurmay siyasetin dışında kalmalı”

Ankara Barosunun, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Ali ErbaÅŸ’a yönelik açıklaması hatırlatılarak, “Dün de Saadet Partisi Genel BaÅŸkanı Temel KaramollaoÄŸlu ‘Sosyal demokratlar Ä°slam inancına saygıyı ifade etmeliler.’ dedi. Sizle görüştüğünü, sizi son derece samimi bulduÄŸunu ifade etti. Sayın KaramollaoÄŸlu’nun çaÄŸrısına katılıyor musunuz? O ifadeleri siz de yadırgatıcı buldunuz mu?” sorusu üzerine KılıçdaroÄŸlu, partisinin iki alana girilmemesi yönünde geleneÄŸi olduÄŸunu, bu konuda milletvekillerini de uyardıklarını aktardı.

Bu alanların Diyanet ve Genelkurmay olduÄŸunu bildiren KılıçdaroÄŸlu, “Ä°kisinin de sıcak siyasetin dışında kalması lazım. Bu iki alana sıcak siyaset girerse, toplumda ciddi kutuplaÅŸmalara yol açar.” dedi.

KılıçdaroÄŸlu, “Ankara Barosunun da yaptığı yanlışı fark ederek, sonradan bir açıklama yaptığını” söyledi.

Türkiye’de insanların inançlarını hedef alıp politika üretmek kadar yanlış bir ÅŸey olamayacağını vurgulayan KılıçdaroÄŸlu, “Ä°nançlara saygı göstereceÄŸiz. Bizim deÄŸerlerimiz var, Ä°slami deÄŸerlerimiz var. Ä°slami deÄŸerlere de saygı göstereceÄŸiz. Bu tartışmaya girmememizin temel nedeni, Diyanet ve Genelkurmay alanına girmemeye öteden beri CHP olarak özen göstermemizdir.” diye konuÅŸtu.

KılıçdaroÄŸlu, “Diyanetin toplumun bütün kesimlerine sıcak mesajlar vermesi, diÄŸer kesimlerin de buna saygı duyması gerektiÄŸini” ifade etti.

“Başörtüsünü Türkiye’nin bir numaralı sorunu haline getirdik”

Temel KaramollaoÄŸlu’nun siyasette olgun ve son derece saÄŸduyulu olduÄŸunu söyleyen KılıçdaroÄŸlu, şöyle konuÅŸtu:

“GeçmiÅŸte CHP’nin belki bazı kararları, düşünceleri, uygulamaları doÄŸru kabul edilemeyebilir, yanlış da olabilir. Bunun en tipik örneÄŸi başörtüsü olayıdır. Başörtüsü olayını Türkiye’nin bir numaralı sorunu haline getirdik. Size ne başörtüsünden? Kadın nasıl istiyorsa giyinsin. Dolayısıyla bu tablo, yani Sayın KaramollaoÄŸlu’nun beni samimi olarak görmesinden son derece mutlu olduÄŸumu ifade etmek isterim. Benim siyasetten kiÅŸisel hiçbir beklentim yok. Ä°sterim ki bu memlekette herkes huzurlu olsun, herkes keyif içinde yaÅŸasın.”

KılıçdaroÄŸlu, siyasete girdiÄŸinde ilk ziyaret ettiÄŸi yerlerden birinin Türkiye’nin 3. CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar’ın mezarı olduÄŸunu, yine eski BaÅŸbakanlardan Adnan Menderes’in mezarını da ziyaret ettiÄŸini anlatarak, Türkiye’nin kavgadan hiçbir fayda görmediÄŸini söyledi.

YKS’nin öne alınmasına iliÅŸkin deÄŸerlendirme

KılıçdaroÄŸlu, “Yükseköğrenim Kurumları Sınavı (YKS) tarihinin öne alınmasına” iliÅŸkin soru üzerine, sınavın öğrenciler için bir anlamda hayatlarının en önemli basamağı olduÄŸunu ifade etti. Salgın hastalık nedeniyle sınavın ertelenmesini makul karşıladığını belirten KılıçdaroÄŸlu, ancak çocukların ve ailelerin planlarını sınavın Temmuz’da yapılmasına yönelik olarak yaptıklarını belirtti ve “Birden bire öne alınması tam bir sıkıntı yarattı.” dedi.

Bu kararın Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından alınması gerektiÄŸini kaydeden KılıçdaroÄŸlu, “Ama kim karar veriyor? Turizm Bakanı, SaÄŸlık Bakanı ve Sayın CumhurbaÅŸkanı. BildiÄŸim kadarıyla SaÄŸlık Bakanı doÄŸru bulmuyor ama Turizm Bakanı, ‘Turistlerin gelmesi, otellerin bir an önce açılması açısından erkene alınmalıdır.’ diyor ve ErdoÄŸan da Turizm Bakanının talepleri doÄŸrultusunda erkene alma açıklaması yapıyor. DoÄŸru deÄŸil, hiçbirisi eÄŸitimci deÄŸil.” diye konuÅŸtu.

KılıçdaroÄŸlu, devlet yönetiminde olması gereken kuralların yürümediÄŸini savunarak, “Kimse de bu yanlıştır diyemiyor, demiyor ya da bilmediÄŸimiz bir ÅŸey var orada. Dolayısıyla ben doÄŸru bulmuyorum.” ifadelerini kullandı.

Tunceli’nin Pülümür ilçesinde daÄŸlara “Ne mutlu Türküm diyene” yazıldığı belirtilerek, bunu nasıl deÄŸerlendirdiÄŸine yönelik soru üzerine KılıçdaroÄŸlu, “Ben olsaydım Tuncelililere sorardım, Atatürk’ün bir sürü güzel sözü vardır. ‘Hangisini istiyorsanız onu yazalım.’ diyebilirdim.” yanıtını verdi.

Bunları Türkiye’nin gerçek gündemi olarak görmediÄŸini söyleyen KılıçdaroÄŸlu, vatandaşın aÅŸ ve iÅŸ derdinde olduÄŸunu kaydetti.

KılıçdaroÄŸlu, “Demokrasinin özünde yatan dayatma kültürünün olmamasıdır. EÄŸer bu kültürden toplum çıkarsa çok memnun oluruz.” dedi.

“Ä°nfaz Yasası’nın iptal edileceÄŸini düşünüyorum”

CHP’nin Ä°nfaz Yasası’nı Anayasa Mahkemesine götürdüğü hatırlatılarak, Yüksek Mahkemeden ne ÅŸekilde karar beklediklerinin sorulması üzerine KılıçdaroÄŸlu, “Anayasa Mahkemesinin benzer olaylar karşısında verdiÄŸi iptal kararları var. Ama Anayasa Mahkemesi bazen geçmiÅŸteki kararlarının tam aksine de kararlar verebiliyor. DeÄŸiÅŸen koÅŸullara göre anladığım kadarıyla böyle bir düşünceleri var. Ama her ÅŸeye raÄŸmen ben Anayasa Mahkemesinin adaletten yana davranacağını ve adaletsiz olan bu yasayı iptal edeceÄŸini düşünüyorum. Sonuçta biz sadece düşüncelerimizi hukuk temelinde Anayasa Mahkemesine bildirdik. Mahkeme nasıl bir karar alır bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.

“Danıştay BaÅŸkanı olsa ne olur, olmasa ne olur?”

KılıçdaroÄŸlu, “bugün Danıştay BaÅŸkanlığına seçilen Zeki YiÄŸit’in, Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanlığı seçimlerinin yenilenmesine karar veren Yüksek Seçim Kurulu üyeleri arasında bulunduÄŸunun” hatırlatılması üzerine, ÅŸunları söyledi:

“O kararı alanlara ‘yargı çetesi’ demiÅŸtim. Çetenin ne olduÄŸunu da sözlüklerdeki tanımıyla, yasa dışı iÅŸ yapıp, bir araya gelen kiÅŸiler çeteyi oluÅŸturur diye… Alınan karar tamamen yasa dışı bir karardı. Dolayısıyla o kararı alanların hiçbirisi bana göre gerçek anlamda hukukçu deÄŸil. Bugün hukuk sisteminin çok ciddi anlamda yara aldığını, halka güven vermediÄŸini, adalet kavramının büyük deÄŸer yitirdiÄŸini biliyoruz. Danıştay BaÅŸkanı olsa ne olur, olmasa ne olur? Ãœzerinde normalde durulması gerekir ama bugünkü yapı içinde bir kiÅŸinin talimatıyla zaten baÅŸkanlar seçiliyor. Bir kiÅŸinin göstermesiyle o kiÅŸi koltuÄŸa oturabiliyor. Danıştayda, Yargıtayda, mahkemelerde, istinaf mahkemelerinde gerçek anlamda hakimlik yapan çok insan olduÄŸunu biliyorum. Bunun yanında siyasi otoritenin emrinde olup, sadece onların kararlarını yerine getiren yargıçları da biliyorum. Biz onlara yargıç demiyoruz. Onlar siyasi iktidarın bir anlamda düşünen insanlar üzerinde kullandığı sopa.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir